e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Dört Melek

Not 363

Aralık 1979

Zohar dört kral olduğunu ve birinin istediği şeyi diğerinin istemediğini yazar. Davut, “Düşmanlarımın peşine düşüp onları yakalayacağım ve onlar tükenene kadar geri dönmeyeceğim” dedi.

Asa çok korkmuştu… düşmanlarını kovalamak istedi ama onlarla savaşmak istemedi ve Yaradan onları öldürecekti. Yehoşafat da şöyle istedi ve dedi ki: “Onları kovalayamam ya da öldüremem. Bunun yerine ben şarkı söyleyeceğim ve Sen onları öldüreceksin” ve Yaradan bunu onun için yaptı.

Yahuda’nın Kralı Hizkiya da “Şarkı söyleyemem veya kovalayamam ya da savaşamam…” dedi, ve ne yazılmıştır? “Ve öyle ki, gece vakti O, Aşur kampını vurdu”, Hizkiya evinde otururken Yaradan onları öldürüyordu (Sulam [Zohar Merdiven yorumu], Madde 121).

Bundan, kişinin doğuştan gelen yeteneklerden veya üstesinden gelme yeteneğinden veya üstesinden gelebilecek güçten yoksun olduğunu söyleyemeyeceğini görüyoruz ve böylece düşmanlara karşı savaşı kazanabileceğini söyleyebiliriz.

Daha doğrusu, kişinin Davut gibi savaşma, Asa gibi onları kovalama ya da Yehoşafat gibi şarkı söyleme gücü yoksa, Hizkiya gibi sadece evinde hiçbir şey yapmadan oturmayı tercih etse bile, Yaradan’dan istemelidir ve o zaman Yaradan kişiye yardım eder.

Bu, ihtiyacımız olan tek şeyin bir arzu olduğu, ancak bunun güçlü bir arzu olması gerektiği anlamına gelir. Güçlü bir arzu, bu arzunun diğer arzuların bedene girmesine yer bırakmaması ve kişinin her zaman bu arzuyla yürümesi ve sonra Yaradan’ın ona yardım etmesi demektir.

Güçlü bir arzu yoksa, ancak eğilime karşı savaşı kazanmak isteyen arzu, diğer arzuların bedene nüfuz etmesine yer bırakırsa, o zaman “arzu” olarak adlandırılan, Yaradan’a ettiği dua,  tam ve bütün bir dua değildir.

Bu, harikalar yaratmasıyla ünlü erdemli bir adama giden ve rızkı için erdemli adamın kutsamasını isteyen Hassid [din müridi] hakkında anlatılan bir hikâyeye benzer. Adam kunduracı olduğu için, onu ayakkabı yapımında başarı ile kutsanmıştı.

Bir gün Hassid eve geldiğinde arkadaşları ona, “Bir kunduracı olarak başarılı olamadığını göremiyor musun? Marangozluğun iyi bir zanaat olduğunu düşünüyoruz; marangozluğu öğren ve marangoz ol.” Ancak yeni mesleğinde başarısız oldu.

Sonra Hassid tekrar erdemli adama gitti ve ona marangoz olduğunu ama geçimini sağlayamadığını söyledi, bu yüzden erdemli onu marangozlukta başarı ile kutsadı. Eve döndüğünde arkadaşları ona bu kez, “Bir marangoz olarak başarısızsın. Bir kalaycının işi daha çok kazanç getirdiğine göre, bu mesleği öğren ve kalaycı ol.” dediler.

Bir süre sonra kalaycı olarak başaramayınca bir kez daha erdemli adamın yanına gitti ve ona burada rızkının olmadığını söyledi. Ve erdemli adam onu bir kez daha başarı ile kutsadı. Eve döndüğünde arkadaşları ona, “Herkes elektrikçi olarak başarılı olduğuna göre bu mesleği öğrenmelisiniz.” dediler.

Ancak önceki zamanlarda olduğu gibi, işinde başarı bulamadı. O zaman bir kez daha erdemli adama gitti ve ona sordu: “Neden erdemlilerin kutsadığı herkes geçimine kavuşuyor ve senin kutsamaların gerçekleşirken benimki gerçekleşmiyor?”

Erdemli adam bu konuyu düşünmesi gerektiğini, bu yüzden ertesi gün gelmesi gerektiğini ve o zaman ona cevap vereceğini söyledi. Ertesi gün geldiğinde erdemli adam dedi ki: “Bak oğlum, seni kunduracılıkta başarı ile kutsadığımda, bir melek geldi ve sana kunduracılıkta başarı vermek istedi. Kasabadaki herkese kunduracı Bay falanın nerede oturduğunu sordu ama herkes kasabada bu isimde bir kunduracı olmadığını söyledi, bu yüzden melek kutsama ve başarı ile geri döndü.”

“Daha sonra, marangozlukta başarı ile seni kutsadım. Bir melek elinde başarı ile onu sana vermek için geldi ve kasabadaki herkese marangoz Bay falanın nerede oturduğunu sordu ama herkes kasabada bu isimde bir marangoz olmadığını söyledi, bu yüzden melek geri gitti. Orada bahsettiği isimde bir adam vardı, ama o marangoz değil kalaycıydı. Aynı şekilde, melek her seferinde o zanaatla uğraşan o kişiyi bulamayınca geri gitti.”

Sonra erdemli adam ona şöyle dedi: “Her defasında başka bir işte çalışıyorsan senin için ne yapabilirim ki? Bu yüzden benim kutsamalarım yardımcı olmuyor, çünkü her seferinde başka bir şey istediğinden, istediğin şey için yardım alamazsın.”

Buradan çıkarılacak ders şudur ki, kişi Yaradan’a dua ettiğinde ve duası için kurtuluş gönderildiğinde, kurtuluş indiği zaman, kişi farklı bir arzuya ve farklı bir eksikliğe sahiptir. Ancak kişi, başka hiçbir arzunun bedenine nüfuz etmesine izin vermeyen güçlü bir arzuya sahip olduğunda, o zaman yaptığı dualar ve istekler için kurtuluş alabilir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,093