e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Michael Laitman > Kabala Kütüphanesi > Yeni Hayat > Yeni Hayat 1163 – Avrupa ile Yahudiler Arasındaki İlişki

Yeni Hayat 1163 – Avrupa ile Yahudiler Arasındaki İlişki

Oren Levi: Merhaba. Dr. Michael Laitman ile Yeni Hayat söyleşi serisinde bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz. Merhaba Dr. Laitman.

Dr. Laitman: Herkese merhaba.

Oren Levi: Bugün Yahudiler ile Avrupa arasındaki ilişki hakkında konuşmak istiyoruz. Tarihe bakarsak, Avrupa ve Yahudiler arasında geçen bir öykü olduğunu görüyoruz. Bu ilişkiye daha yakından bakmak istiyoruz. Lütfen bizimle olun.

Konuk: Avrupa ve Yahudiler arasındaki bu özel ilişkiyi karakterize eden şey, sevgi ve nefretin romantik ve trajik ilişkisi. Yahudiler’in Avrupa’ya ilk yerleştikleri zaman, ilişkilerinin ticarete dayalı olduğunu biliyoruz. Aşağı yukarı Büyük İskender’in ölümünden sonra, M.Ö. 320 yıllarında Helenistik zamanlara denk geliyor. Yahudiler, Antik Yunan’a yavaş yavaş göç etmeye ve ticarete dayalı ilişkiler kurmaya başladılar. Yahudiler zamanla giderek daha fazla yerleştiler, Avrupa’ya girdiler ve Roma İmparatorluğu zamanında Balkan ülkelerinde, İspanya’da, Fransa’da, Almanya’da daha fazla Yahudi topluluğu oluştu. Bu şekilde daha yerleşik hale geldiler. Bugün, Yahudiler’in Avrupa ve Avrupa ülkeleriyle olan bu çok özel ilişkilerinin seyri hakkında konuşmak istiyoruz. Elbette ki tarihsel açıdan değil, Kabala İlmi’nin özel bakış açısından. Yahudiler’in sahip olduğu özel ilişki açısından.

Dr. Laitman: Açıkçası Yahudiler iyi ve doğru bir şekilde yerleşebiliyorlar. Avrupa’da her köşede başka bir dil varken, onların tek bir dili vardı. Bazen insanlar birbirlerini hiç anlayamazlar, bir Yahudi olarak binlerce mil uzaktan gelmiş olsanız bile önemli değil, o yabancı gibi hissetmez ve orada bir sinagog vardır. O kişi gerekli her türlü hizmete orada sahiptir. Toplum ise her bir Yahudi’ye bu hizmetleri vermek istiyor ve bu yüzden Yahudiler ile araları iyi. Ayrıca Avrupalı yöneticiler Yahudiler’i istedikleri, ihtiyaç duydukları her zaman kullandılar ve bu nedenle Yahudiler, bu bölgelerde katkıda bulunmak ve fayda sağlamak için çalışabileceklerini düşündüler ve kendilerini bu şekilde inşa ettiler. Şaşırtıcı olan şey, kitleler arasında eriyip gitmemeleri, hükümete ve hatta kiliseye bile her zaman daha yakın olmalarıydı. Bunu, Yahudi bölgelerinde, azınlık mahallelerinin hemen yanı başında büyük bir kilise olduğunu, Avrupa’da farklı yerlerde görebiliyoruz. Bu oldukça ilginçtir. Ve yine Parlamentonun, valinin evinin yanında da. Çünkü hükümetin yararına çok fazla şey yaptılar ve bu nedenle her zaman korundukları bir yere yerleştirilmişlerdi. Ziyaret ettiğim tüm Avrupa ülkelerinde bu böyleydi ve aslında birçok şey öğrendim. Ancak bu gerçek anlamda göze batıyordu.

Konuk: Avrupalılar, Yahudiler’de, onları yakınlarında tutmayı istemelerine sebep olacak ne gördüler?

Dr. Laitman: Para.

Konuk: Nasıl para kazanılacağını bildikleri için, değil mi?

Dr. Laitman: Evet, olay bu işte. Yahudiler, Avrupalılar’ın başaramadığı şekilde, nasıl para kazanılacağını bilir. Şu an böyledir demiyorum. Şimdi bile öyle ama o zamanki kadar değil. Ama kendisine ne kadar parası olduğu sorulduğu zaman Trump’ın: “Ne kadarım varsa var. Paramı şu ‘kippa’lı genç arkadaşlarla tutmayı seviyorum” dediğini hatırlıyorum.

Konuk: Paranın nasıl yönetileceğini biliyorlar.

Dr. Laitman: Evet, o da öyle söyledi. Bu tarih boyunca böyleydi. Tıp ve uluslararası ticaret, uluslararası bağlantılar, çeşitli diller. Yahudilik’in Avrupa Toplumu’ndaki her türlü farklı gelişmeye de altyapı oluşturduğunu da anlamalıyız, bu yüzden onları oradan silemezsiniz. Bununla birlikte soykırımlar ve içinde insanlar varken yakılan sinagoglar vardı.

Konuk: Neden? Bir taraftan, bu kulağa çelişkili geliyor. Bize yakın olmalarının sebebinin paramızla ilgilenmeleri olduğundan eminiz.

Dr. Laitman: Bu, o yerin yöneticisinin arzusuna bile zıttı. Çünkü o, paraları sebebiyle onları korudu. Ama kitleler öfkeli ve hırslıydı. Onları görmek istemediler, çünkü onların dini, kültürü farklıydı. Nüfus olarak onlarla karışmak istemediler. Bu nedenle Yahudiler’den nefret ettiler. Yöneticinin bile istemediği öyle olaylar oldu ki. Örneğin; İspanyollar’ın Yahudiler’i sınırdışı etmesi. İspanyol kralı ve kraliçesinin bu sınırdışı etme olayına karşı olduğu çok açıktı fakat engizisyon mahkemesinin asıl üyelerinden biri olan büyük Yahudi onları sürgün etti. Yani bu olayları Yaradan öyle bir şekilde düzenler ki, onun yolunu izlemediğimiz sürece burada akla uygun herhangi birşey göremeyiz.

Konuk: İşlerin yanlış gittiği yola bakmadan önce, o zamanlar Yahudiler’in Avrupa üzerindeki etkisinin ne olduğu sonucuna nasıl varacaksınız? Yunan ve Roma kültürleri döneminde, batı kültürünün Avrupa’da başladığı zamanlarda.

Dr. Laitman: Şu şekilde anlatayım: Antik Yunan ve Roma kültürlerinin gelişimi sona ermişti ve bunun yerine Hristiyanlık dini gelmişti. Yunanistan’da Provoslavu, Roma’da Katoliklik ve bu, gelişmekte olan ülkelere son verdi. Sadece dini desteklemeye başladılar.

Ve elbetteki dinin etkisi çarpıktı, fakat Tora’ya dayanıyordu. Bu nedenle bu Yahudilik dininin ve Doğu’nun da din maskesi altında Avrupa’ya girmesi ile Yahudiler’in Avrupa’ya İbrahim’in yaklaşımını vermiş olduğu anlamına gelir. Burada, Hristiyanlık dini ve orada Müslümanlık dini fakat yine de hepsi, her ne kadar çarpıtılmış olsalar da Yaradan’a karşı aynı tutumdur. Hepsi Yahudiler’den gelir. Eğer Yahudiler’in Avrupa’yı nasıl ele geçirdiklerinden bahsediyorsak, onlar dünyanın her yerini bu şekilde ele geçirdiler. Tüm dünya kendisini Yaradan’ın vahyine hazırladı.

Konuk: Bu süreç ilginç. Görünüşe bakılırsa ticaret parasıyla başladı. Ticaretle ilgiliydi ve oradan, farklı bir formda, belki çarpık bir formda olmak üzere Tora’ya uzandı, fakat oradan Hristiyanlık çıktı.

Dr. Laitman: Bakın, Tora’yı onlara başka bir şekilde tanıtmak imkansızdı, çünkü bu kitleler, Avrupalılar acı çekiyordu. Çok ilkellerdi ve onu onlara vermenin başka bir yolu yoktu. Tora’da yazılan hikayeler, sanki onlara kabul ettirmeye uygun bir şekilde yazılmış gibi. Yanlarına birkaç çizim yapıyorsunuz. Yanında böyle bir sürahi bulunan bir adam ve yanında bir eşek, bu kişinin kim olduğunu hemen görüyorsunuz. Herhangi bir aziz. Böyle figürsel bir şekildedir, çünkü okuma yazma bilmiyorlardı ve Tora bu uluslara ve elbette oradan da dünyanın geri kalanına böyle nüfuz ediyor.

Konuk: Hristiyanlık gelişmeye başladı ve Yahudiler dinlerini olabildiğince devam ettirdiler. Hristiyanlık’a geçmelerinin istendiği yerde dinlerini devam ettirmek zaten zordu, böyle zamanlar mevcut. Avrupalılar aslında ne istedi? Yahudiler’i bir tür tehdit olarak mı görmeye başladılar?

Dr. Laitman: Bizim kitlelere bir tür görüş, arzu atfediyormuş gibi yaptıklarımız Avrupalılar değil. Hiçbir şey değil. Onların hiçbir şeyleri yok. Yapılanlar onların manipüle edilme şekilleridir. Bu nedenle Yahudiler her yerde yöneticilere verebildikleri kadar para verdiler ve onlar da onları korudular. Onları anlam bakımından korudular. Bunlar iki ucu temsil ediyor. Bir yandan, yönetici menfaati için nefreti kullanıyordu, çünkü o durumda Yahudiler’i korumak için onlardan para alıyordu. Öte yandan onları koruması gerekiyordu, çünkü aksi halde onlardan para alamazdı. Öldürüleceklerdi. Yani her daim, nerede olurlarsa olsunlar bu iki uç arasındaydılar. Bu şekilde yaşadılar. Ama onları koruyan da buydu.

Konuk: Onları nasıl korudu?

Dr. Laitman: Dinlerini korumalarına yardımcı oldu ve durumlarından gururlanmalarına da izin vermedi.

Konuk: Sahne arkasında olmaları gerekiyordu.

Dr. Laitman: Evet.

Konuk: Öne çıkmamak için.

Dr. Laitman: Ve yakın zaman öncesine kadar, 18. yy.’a kadar diyelim, böyleydi. O zamandan sonra biraz olsun oradan çıkmaya başladılar. Yani serbest meslek sahibi olma, daha kabul edilebilir bir şekilde örgütlenmeye başlama gibi. Yani aralarında yaşadıkları kitlelerce daha çok kabul gördüler. Filozoflar, bilim insanları ve tabii ki doktorlar vardı. Uluslararası Banka’yı düzenlediler. Bu banka oldukça büyük bir bankaydı. 16. yy.’da Rotschild ailesi tarafından yapıldı. Yani onlar gerçek anlamda başarılıydılar, ama çok başarılı olmalarına rağmen, bazıları bilime döndü, örneğin Gutenberg’in matbaayı geliştirmesi gibi. Ama tabii ki, hiçbir ülke bunları takdir etmedi. Yani bunu kabullenmedi. Bunu hakettik çünkü buradasınız ama bu nefreti azaltmıyor ve yine de, onlar her zaman bizi yabancılar olarak görüyorlar. Bunu tedbirle ilişkilendiriyorum. Ancak aynı zamanda bunu mantıklı bir biçimde açıklamak da mümkün. Yöneticilerin onları bu şekilde kısıtlı bir özgürlük içinde yaşatmaları iyi oldu.

Konuk: Yahudiler’in Avrupa’daki gelişim süreci nasıl oldu? Bu süreç Avrupa’yı nasıl geliştirdi ve insanlığın gelişimi açısından Yahudiler’i manevi anlamda nasıl ilerletti?

Dr. Laitman: Ülkeler arasındaki çeşitli türden bağlantılara Yahudiler’in yaptığı katkıyla ilgili araştırmalar var. Her şey algı meselesi. Yahudiler’in işleri yapabilme yeteneği. Bu çok net. Çocukken ebeveynlerim gece gündüz çok yoğun çalıştıkları için evi temizlemeye gelen bir kadın olduğunu hatırlıyorum. Annem de babam da doktordu ve vardiyalı çalışıyorlardı. O kadın bir kere Kolhoz’dan önce köylerinde tüm o işleri halleden bir tek Yahudi olduğunu ve o Yahudi’nin bir deftere çeşitli şeyler yazdığını söylemişti. Gerçekten iyi olduğumuzu söyledi. O adamın bir defteri varmış ve o deftere her şeyin fiyatını yazmış. Kadın dedi ki: “şimdi yönetimle uğraşan ve her şeyi hesaplayan 15 kişi var ve yiyeceğimiz yok”. Bana bunları söylediğini hatırlıyorum. Muhtemelen her yerde böyle.

Konuk: Aslında Yahudiler’in sahip olduğu bağlantı kurma yeteneği denen belli bir kabiliyeti tanımlıyorsunuz. Bu da tüm sistem, gördüğümüz sistemik bir bakış açısıdır. Bir şeyleri buradan oraya nasıl taşıyacağımı biliyorum.

Dr. Laitman: Evet, bugün artık o kadar da değil ama Yahudilerin başarılı olmasının asıl yolu her zaman buydu. Çünkü onlar da çalıştı. Gimara, Talmud, Tora çalıştılar. Bu çalışmalar onları gerçekten geliştirdi. Dünya milletlerinin hiç kitabı yoktu. Okumayı ve yazmayı bilmiyorlardı. Ancak burada her çocuk okuma ve yazmayı, şarkı söylemeyi öğrenerek büyüdü. Bugün bile, Güney Kore’de olduğu gibi, daha zeki çocuklar yetiştirmek için Gimara çalışıyorlar.

Konuk: Peki. Yaklaşık 80 yıl önce Avrupa Yahudiler’i kovmaya başladı. Aniden böyle bir eğilim oldu.

Dr. Laitman: Hayır, bunun net bir eğilim olduğunu düşünmüyorum ancak Avrupalılar geliştikçe okuma yazmayı ve iyi hesaplamalar yapmayı öğrendiler. Böylece yöneticileri kovabildiler. Rekabet hissine kapıldılar ve rekabet onların lehine değildi. Hükümet, parlamento Yahudiler’i kovdu. Halihazırda çok şey değişmişti. Artık onlardan para alıp onları koruyan geçmişteki yöneticiler yoktu. Burada zaten partiler var ve Avrupalılar Yahudiler’i “boğazdaki kemik” olarak gördükleri noktaya gelmişlerdi. Her yerde doktorlar, bilim insanları, mühendisler vardı ve Yahudiler tüm iyi pozisyonları kapmıştı. Rusya’da yaşadığım zamanlarda, Ruslar için bile, bir doktor seçerken Yahudi doktorları tercih etmenin daha iyi olduğunu hatırlıyorum. Ve fizikte ve gelişmiş bilimlerde de böyle. Hepsinde çok sayıda Yahudi yer alıyordu. Onları temizlemeye başlayana kadar böyleydi. Avrupa’da daha önce de böyleydi.

Konuk: Yani bir noktada Avrupalılar boğazlarına bir kemiğin takıldığını ve rollerini tamamladıklarını düşünüyorlar. Şimdi işleri nasıl yöneteceğimizi biliyoruz ve yaşayıp yaşamadıkları umurumuzda değil.

Dr. Laitman: Evet ve sonra sessizce başladılar. Hitler ile ve daha da kötüsü, tüm Rus tarihi boyunca sessizce yapıldı. Yahudiler üniversitelere, filarmonilere ve hiçbir şeye kabul edilmediler. Bugüne kadar böyle oldu fakat bu zaten bilinen bir şey. Peki, bugün bilim ve tıpla uğraşmak yerine iş hayatına atılabilirsiniz, bu farklı bir durum ama yine de nedeni bu. Herkesin Yahudiler’e karşı hissettiği rekabet duygusu bizi durduran bir güçtür. Onlar dışlanırlar. Bu aynı zamanda Hitler’in teorisine ve bizim hakkımızda söylenen “dünyaya hükmetmek istiyorlar, onların olan bazı dünya hükümetlerini örgütleyecekler” söylemleri için bir temel teşkil eder. Her şey bundan gelir. Ayrıca içlerinde de bu şekilde hissediyorlar ve gerçekten de böyle. Çünkü Kabala İlmi’ne göre, ıslah eden ışığın Yahudiler’den gelmesi ve insanları gelişimlerinin bir sonraki aşamasına götürmesi gerektiğini biliyoruz. Eğer o Yahudiler’den gelmezse, o zaman suçlanacaklar ve dünya ulusları Yahudiler’in onlardan bir şeyler sakladıklarını hissedecekler. Onlara hakettikleri bir şeyi vermediklerini, vs. düşünecekler. Doğal olandan bu tür bir gerekçe var. Öyle olduğunu hissediyorum. Herhangi bir açıklama yapılmadan bile. Bu böyle ve bugün bile henüz ortadan kalkmadı.

Oren Levi: Tekrar soruyorum, içlerinde ne hissettiklerini açıklayabilir misiniz? Yahudiler’le ilgili içlerinde ne hissediyorlar?

Dr. Laitman: Yahudiler’in hayatlarını ve tüm dünyayı nasıl daha iyi hale getirecekleri ile alakalı bir sırlarının olduğunu düşünüyorlar. Fakat Yahudiler bu sırrı ifşa edeceklerine, onu saklıyorlar.

Sonuç olarak, tüm dünya ulusları acı çekiyor ve siz ne yapıyorsunuz? Hadi onları dövelim ve öldürelim. Onları bu kadar eşsiz kılan şeyi keşfedeceğimiz noktaya kadar. Her birinde isteksizlik var. Bazısında daha gizli, bazısında daha açık. Bir yandan İsrail halkına ve Yahudiler’e daha akıllı oldukları için saygı duyuyorlar. Öte yandan daha akıllı ve daha başarılı oldukları için onlardan nefret ediyorlar. Bu durumda ne yapacaksınız? Muhtemelen yapılacak en doğru şey onları öldürmektir ama onları öldürürsem ne olacak? O durumda da hala bir sırları olacak ve ona ihtiyacım var. Burada, Avrupalılar ve bizim aramızda farklı ilişkiler var.

Konuk: Avrupa’daki Yahudiler’in büyük bir kısmının ortadan kaldırılması ve kalanların da İsrail’e göç etmesi ile ilgili neler oluyor.

Dr. Laitman: Hayır, son zamanlarda tamamen farklı bir durum söz konusu.

Konuk: Hayır, ben şimdiyi kastetmiyorum. Yahudiler’in katledildiği ve kalanların İsrail’e göç ettiği, Avrupa’da Yahudi kalmadığı soykırımdan söz ediyorum.

Dr. Laitman: Hayır. Çok var. Avrupa’da, İngiltere’de ve hatta Doğu Avrupa’da bile birçok insan var. Birçok Yahudi var. Sayılarını bilmiyorum, belki yarım milyon ya da öyle bir şeydir. Ancak bu göreceli bir sayıdır çünkü bir Yahudi çok fazla ses yapar, yani birçok değişime önayak olur. Rus Devrimi’ne bakın. Onu kim yaptı? Troçki ve onun gibi birkaç kişi daha. Bu her yerde böyle. Onun arkasında bir şeyler yapan birileri olsa bile, değişikliği gerçekleştirenin bir Yahudi olduğunu rahatlıkla bulabilirsiniz. Bu nedenle Avrupa’da anti-Semitizmi hissedilir bir seviyede tutmak için yeterli sayıda Yahudi var.

Konuk: Bugün orada yaşayan Yahudiler’in herhangi bir rolü var mı?

Dr. Laitman: Evet tabii ki. Avrupa’nın içine düşüyor olduğu cehennem çukurunda, Avrupa’ya bağlantı yöntemini getirmek durumundalar. Çok yakın bir gelecekte yapmaları gereken budur. Bunu hissetmiyorlar. Ancak bu böyle. Avrupalılar, Yahudiler ile ilgili yine bir sorun olduğunu düşünüyorlar ve “bunu nasıl doğru bir şekilde kullanacağız ve çözümü onlardan nasıl alacağız” diye soruyorlar.

Çünkü bilinç dışında Yahudiler’in tüm sorunlara ve sıkıntılara çözüm getirebilecek bir şeyleri olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla Anti-Semitizm yükselişte ve İslam hakkında da ayrıca konuşmalıyız. İçeri girip onu çok akıllıca, çok kurnaz bir biçimde uyandırıyor, hepsi bu.

Oren Levi: Son soru. Avrupalılar’ın, Yahudiler’in hayatı nasıl daha iyi bir hale getireceklerine dair bir sırrı olduğunu düşündüklerinden bahsettiniz. Yahudiler’in böyle bir sırrı var mıdır?

Dr. Laitman: Evet. Bunu kendileri de bilmiyorlar. Ancak bu sırra sahipler ve bu sır oldukça basittir. Eğer nefretin, karşılıklı reddedişin üzerinde hem Yahudiler kendi arasında hem de dünya ulusları ile Yahudiler arasında bağ kurulursa, gerçek anlamda iyi bir hayata erişiriz. Sır budur işte.

Oren Levi: Aslında bu bir sır değil.

Dr. Laitman: Fakat nasıl yapılır? İşte bu kısım bir sırdır.

Oren Levi: Dr. Laitman çok teşekkürler. Bizimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederiz. Bir dahaki söyleşide görüşmek üzere, en iyi dileklerimle!

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,086