e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Yaradan Benim İçin Bitirecek – 23 Mayıs

Sabah Dersi Materyali – Yaradan Benim İçin Bitirecek – 23 Mayıs

1) Rabaş, Makale 13, Yaradan ve Şehina’nın Birleşmesiyle Tüm Kötülüklerin Kefaret Edilmesi Ne Anlama Gelir? “

“Ben ilkim ve ben sonum.” Yani, “Ben sizinle temasa başladım,” ve kişi bundan uyanmalıdır. Ancak kişi işi tamamlamaz. Aksine, yazıldığı gibi, “Rab benim için bitirecek.”

2) Rabaş, Makale 1, Musa Gitti (1986)

bilgelerimiz şöyle söylemişler (Avot, Bölüm 5, risale 21): ‘O şöyle derdi, ‘Çalışmayı bitirmek sana göre değil’. Bu nedenle, şu denebilir: ‘Çalışmaya neden ihtiyacım olsun? Şayet bitiremeyeceksem, çalışmamın ne yararı var ki?’ Bu yüzden, risalede şöyle devam eder, ‘ama ne de iş yapmadan boş durmakta özgürsün’.

Dolayısıyla burada, birbirine zıt gibi görünen iki şey görüyoruz. Bir taraftan, kişiye ‘zahmet altındaki öküz gibi ve yük altındaki eşek gibi’ çalışması söylenir. Bununla kastedilen şudur; kutsal çalışma insana bağlıdır, yani o bitirebilir. Diğer taraftan, yazıldığı gibi, şöyle deriz: ‘Yaradan benim için bitirecek’.

Mesele şu ki, her ikisi de gereklidir. Bir taraftan, kişi seçim yapmalıdır yani Yaradan için çalışmaya arzusu olmalıdır. Eğer kişi, çalışmasını bitirebilseydi, mevcut durumunda kalırdı, çünkü bütün eylemlerinin Yaradan için olduğunu gördüğü için, kendisini tam, bütün hissederdi, bu durumda başka ne eksik olurdu ki? Bu yüzden de artık, Tora’nın ışığını çekmeye gerek kalmazdı. […]  Bu sebepten, kişi çalışmaya başladığında ve çalışmayı bitiremeyeceğini gördüğünde, Tora’nın ışığı için bir ihtiyaç ve eksiklik edinir.

3) Baal HaSulam, 27. Mektup

“Ne çalışmayı bitirmek senin elinde ne de aylaklıktan uzaklaşmak.”  Bu demektir ki, bütünlük çalışmanın amacı ve sonucu olduğundan, Sitra Ahra’nın yaklaşması, kişinin buna muktedir olmadığını anlaması ve onu çaresizliğe getirmesi için açık bir taraf vardır çünkü bilmeliyiz ki çalışmayı sonlandırmak kesinlikle bizim değil Yaradan’ın çalışmasıdır. Dolayısıyla, Yaradan’ın Allah korusun Çalışmasını bitirip bitirememesinin ölçüsünü sen nasıl biliyorsun? Bu küstahlık ve sapkınlık!

Yaradan senin işi sonuçlandırmadan çalışmanı istese bile “Ve sen aylaklıktan özgür değilsin.” Bu “Tanrı’n senden ne istiyor?”  sözünün anlamıdır. Bu demektir ki, yaratılan varlık sadece şunu bilmelidir: Yaradan ve O’nun çalışmasını, dolayısıyla O’nun arzusunu tüm kalbinle yerine getirmek, tıpkı “Tövbe için Bana bir iğne ucu kadar bir delik aç” sözünde olduğu gibi. Bu şekilde kişi Sitra Ahra’nın ona yaklaşmasından korunmuş olur. Eğer kişi bunda tamamlanmış olursa, Yaradan’ın O’nun çalışmasında kişiyi sona ulaştıracağından emin olur “Ve arabaların geçebileceği bir açıklığı sana Açacağım.”

4) Rabaş, Makale 6, Çalışmada İbrahim’in Sığır Çobanı ve Lot’un Sığır Çobanı Ne Demektir (1991)

Kişi çalışmalıdır, böylece istediğini elde etmeyi garantiler, yani Yaradan’a memnuniyet getirmek için Yaradan’ın iyiliği için çalışabilir.

Öte yandan, “İşi bitirmek sana göre değil,” diyor. Bunun anlamı şudur, bu insanın elinde değildir, aksine, yazıldığı gibi, “Rab benim için bitirecektir”. Bu, insanın ihsan etme arzusunu elde etmesinin yeteneği dahilinde olmadığı anlamına gelir.

Bununla birlikte, burada iki husus vardır: 1) Kişi, “Ben kendim için değilsem, kim benim için?” demelidir. Dolayısıyla, kendisine göre büyük çaba sarf etmesine rağmen ihsan etme arzusunu elde etmekle ödüllendirilmediği için endişelenmemelidir. Yine de kişinin yapması gerekeni yapana kadar, Yaradan’ın ifşa etmeyi beklettiğine inanmalıdır. 2) Daha sonra, Yaradan onun için bitirecek, yani o zaman, istediğini hemen alacaktır, yazıldığı gibi, “Rab’bin kurtarışı göz açıp kapayıncaya kadar,” olur

5) Rabaş, Not 845, Hiçbiri Rab kadar Kutsal Değil

Kişinin hissettiği tüm Keduşa [kutsallık] Yaradan’dan kendisine gelir. Bu, Keduşa’nın olmadığı anlamına gelir, yani dünyada kendi başına elde edilebilecek bir Keduşa yoktur. Aksine, her şey Yaradan’dan gelir. Bu nedenle, “Rab kadar kutsal yoktur” ve “Tanrımız gibi bir kaya yoktur” diye yazılmıştır.

Kelim’in [kapların] Elokim [Tanrı] adıyla ve ışıkların HaVaYaH adıyla anıldığı bilinmektedir. “Kaya yoktur” diye yazılmıştır, bu, kişi onun ihsan etme kaplarına sahip olduğunu gördüğünde olur. Bu onun için “kaya” denilen yeni bir şeyin yaratıldığı anlamına gelir, yani alma kaplarının olduğu bir yerde ihsan etme kaplarının ona tasvir edildiği anlamına gelir. Yaradan’a hiçbir şekilde,  bu elde edilen ihsan etme kapları ile yardım ettiğini düşünmemelidir. Aksine, her şey yukarıdan geldi.

Baal HaSulam, kişinin çalışmadan önce, “Eğer ben kendim için değilsem, kim benim için,” demesi gerektiğini söyledi. Çalışmadan sonra, İlahi Takdir’e inanmalıdır, yani Yaradan her şeyi yapar.

6) Rabaş, Makale 245, Yaradanın Yardımı

Yaradan ona yardım etmedikçe, daima kendi alçaklığında kalacak ve “Yaradan’ın yardımı olmasaydı, üstesinden gelemezdi” sözleri “Efendi benim için bitirecek” de olduğu gibi onda gerçekleşmeyecek.

Bunun yerine, tüm dünya ona sağlanıyor olacak ve onun her zaman insanlara ihtiyacı olacak. Diğer taraftan, dünya yolunda değil de Yaradan’ın yolunda yürüyen kişi, Yaradan tarafından tercih edilmekle ödüllendirilir.

Bu özellikle Yaradan’ın yardımına ihtiyaç duyan bir kişidir, “Arınmaya gelen yardım edilir” yazıldığı gibi (Şabat 104a). Zohar yorumlar, “Neyle? Bir ruhla”, Yaradan ona kutsal bir ruh verdiği yerde, kişi bu güçle kendini arındırabilir.

7) Rabaş, Makale 35, Çalışmada, Yaradan’dan İstenmesi Gereken Yardım Nedir? (1988)

Bilgelerimiz, “Arınmaya gelen yardım edilir,” dediler. “Arınmaya gelen” diyen bilgelerimizin sözlerinden, çalışmadaki tüm zayıflık, özellikle saflık üzerine olup, sadece bu insanın elinde değilmiş ve yardıma ihtiyacı varmış gibi görünüyor.

Oysa bilgelerimiz arınmaya gelen ve üstesinden gelemeyeceğini gören kişiye söz verdiler, bundan korkmamalı ve mücadeleden kaçmamalı, saflığa erişememesine aldırış etmemeli dediler. Bunun yerine, kişi Yaradan’ın kendisine yardım edeceğine inanmalıdır.

Bununla birlikte, Yaradan’ın bunu neden yaptığını da anlamalıyız, çünkü bu belirsizdir çünkü burada bir çelişki vardır. Bir yandan bize “Arınmaya gelen” deniyor. Bu, kişinin çalışmaya arınmakla başlaması gerektiği anlamına gelir. Ancak daha sonra, “Yaradan’ın yardımı olmasaydı, üstesinden gelemezdi” dediler. Bu, bilgelerimizin söylediği gibi, insanın kendi kötülüğünü yenme seçeneğine sahip olmadığı anlamına gelir – Yaradan’ın yardımı olmadan, bunun üstesinden gelemez.

8) Rabaş, Makale 6, Çalışmada Mantık Ötesi Nedir? (1989)

Çıkış ve inişlere Tzevaot denir.

Çalışma sırasında kişi şöyle demeli, “Eğer ben kendim içim değilsem kim benim için?” Çalışma zamanında kişiler yükseliş ve inişleri kendilerinin yaptıklarını düşünürler, onlar savaşçılardır, onlara Tzava “yüce adamlar” denir. Daha sonra kurtarıldıklarında, Yaradan’ın ev sahibi (Tzevaot) olduğunu anlarlar, yani tüm o iniş ve çıkışları Yaradan yapmıştır.

Başka bir deyişle inişler Yaradan’dan gelir. Kişi nedensiz yere o kadar çok iniş ve çıkış almaz. Aksine Yaradan olanların hepsinin nedenidir. “Çıkış” sözünü Keduşa’dan çıkış ve “geliş” sözünü Keduşa’ya geliş olarak yorumlayabiliriz. Her şeyi Yaradan yapar. Bu nedenle kurtuluştan sonra, Yaradan “Ev sahiplerinin Efendisi” diye adlandırılır. Ve O kimdir? “İsrail kralı ve onun kurtarıcısıdır.”

9) Baal HaSulam, 57. Mektup

Ancak, şu doğal bir yasadır ki, tecrübeliden daha bilgesi yoktur ve kişi yapabileceğini yapmaya çalışmadan önce gerçek bayağılığa erişme becerisini gösteremez.

Bu sebeple, Keduşa ve arınmışlık için emek sarf etmeliyiz, şöyle yazıldığı gibi, “Kendi gücünle yapabildiğin şeyi yap,” ve bunun gerçek ve değerli olduğunu anla.

Bu gerçeği sana güçsüzleşmemen ve af dilemekten vazgeçmemen için ifşa etmedim. Çabanın ölçüsü tam olduğu zaman hiçbir şey görmesen bile bu dua zamanıdır. Fakat o ana kadar atalarımıza inan: “Çaba harcamadım ve buldum, inanma.”

Çaban tam olduğunda duan da tam olacak ve Yaradan cömertçe bunu sana verecek tıpkı atalarımızın bize söylediği gibi, “Çaba sarf ettim ve buldum, inan,” çünkü kişi bundan önce duaya uygun değildir ve Yaradan duasını duyar.

10) Rabaş, Makale 19, Firavun’a Gel 1 (1985)

“Keskin bir kılıcın boynuna yerleştirilmesi” sözünü yorumlamalıyız; kişinin “kendi-sevgisi” denen günahı ensesine yerleştirilmiş ve ona, onun hükmü altında kalmanın imkânsız olduğunu göstererek, onu Keduşa’dan ayırsa bile, kişi gene de gördüğü resmin gerçek olduğunu söylemelidir.

Ancak “kişi kendisini merhametten esirgememelidir,” o zaman da Yaradan’ın ona merhamet edeceğine, yani ona ihsan etme niteliğini verebileceğine inanmalıdır. Şu gerçektir ki kişi kendi için alma koşulunun hükmünden kendi başına çıkamaz. Ancak Yaradan bakımından, Yaradan kişiye yardım ettiği zaman, tabi ki O, kişiyi bundan çıkarabilir. Bu, şu yazılanın anlamıdır; “Ben Efendinim, senin Tanrınım, senin Tanrın olmak için seni Mısır topraklarından çıkardım.”

11) Baal HaSulam, 52. Mektup

Bununla ilgili şöyle yazılıdır: Yaradan Kendini sana sunduğunda, “Bulabiliyorken, Yaradan’ı ara.” Sonra sen de O’nu mutlaka ara çünkü önce hareket etmek insanın yoludur. Diğer bir deyişle, Yaradan önce senin O’nu araman için sana kalp verir. Bunu bildiğinde, kral seni çağırdığından kesinlikle talebin ölçüsünde güçlenirsin.

Bu nedenle şöyle der, “O yakınken O’nu çağır.” Bu demektir ki, Yaradan seni O’na yakınlaştırması için çağırdığında, bil ki O zaten sana yakın çünkü başka türlü O’nu çağırıyor olmazsın. Bu ayrıca şu ayetin anlamıdır, “Onlar çağırmadan, Ben cevap vereceğim,” yani eğer O’nu çağırırsan o zaman bu demektir ki O, senin O’nu çağırman için zaten sana uyandırılış vermiştir.

12)  Baal HaSulam, Bir Bilgenin Meyveleri, Al HaTorah

Mutlak iyi olan Yaradan’a, kötülük atfetmek imkansızdır. Bu nedenle, kişi kötü durumlar hissettiği sürece, bunların başka yerlerden geldiğini söylemek zorunda kalır. Ama gerçekte, kişi yalnızca iyiyi görerek ve dünyada kötü olmadığını görerek ödüllendirildiğinde ve her şey iyiye çevrildiğinde, o zaman her şeyi Yaradan’ın yaptığı gerçeği kişiye gösterilir, zira O her şeye kadirdir, her şeyi O, yalnız O, yaptı, yapıyor ve yapacaktır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,095