e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Makaleler > İyi ve Kötünün Bilgeliğinin Ağacı

İyi ve Kötünün Bilgeliğinin Ağacı

15 Ocak, 1972

Zohar’da şöyle yazar: “İyinin ve kötünün bilgi ağacı, eğer ödüllendirilirlerse iyiyle, eğer ödüllendirilmezlerse kötüyle.”

Sulam yorumunda açıklanır ki, eğer kişi ödüllendirilirse, Midat ha Din (yargı niteliği) -katıksız Behina Dalet- iptal olur ve Midhat ha Rahamim (rahmet niteliği) ifşa olur; bu demektir ki, Midat ha Rahamim içinde azalan Malhut ifşa olu fakat ödüllendirilmezse, bunun tersi olur.

“İfşa” ve “gizlilik” sözlerinin anlamını anlamalıyız. Bilinir ki, insan kötü niteliklere sahip olduğu kadar erdemliğe ve iyi niteliklere de sahiptir. Bu böyledir çünkü “Yeryüzünde tek bir erdemli insan yoktur ki, günah değil iyilik yapsın.”

Diğer bir deyişle, kişide her zaman bir eksiklik, düzeltecek bir şey vardır; aksi takdirde bu dünyada yapacak hiçbir şeyi olmaz.

Bu birbirine bağlanan ve aralarında dostluk olan iki insanın durumu gibidir. Günün birinde dostlardan biri diğerinin onun için kötü şeyler söylediğini duyar. Derhal ondan uzaklaşır, onunla artık bir arada bulunmak istemez. Fakat sonrasında anlaşırlar.

Atalarımız bu konuyla ilgili bizi uyarır, “Kızgınken dostuna yaklaşma”! Soru şudur: “Neden?” Dostunun hataları kızgınlığı sırasında ifşa olduğundan ve iyi niteliklerinin -bu nitelikler sebebiyle onunla dost olmayı seçtiği- üzeri örtüldüğünden, dostunun hatasını görüp onu hiçbir şekilde affetmez. Peki, o zaman kötü olan birisiyle nasıl konuşacak?

Fakat bir zaman sonra, dostunun ona verdiği zararı unuttuğunda, yeniden dostunun iyi niteliklerini tekrar keşfedip kötü niteliklerini unutur, yani dostunun iyi nitelikleri hissiyatını canlandırır.

Doğal olarak, dostunun kötü niteliklerine güç ve destek vermediğinde, onlar kenara itilir ve gizlenir. Bu böyledir çünkü bir şey konuşurken, konuşma tartışılan şeye canlılık ve direnç verir. Bu nedenle kızgınlık unutulduğunda, yani dostunun sebep olduğu üzüntü hafiflediğinde, dostunun iyi niteliklerinden aldığı hazzı konuşmak mümkün olur.

Bu tablo karı ve koca arasında daha iyi hissedilir. Bazen öyle bir anlaşmazlık içinde olurlar ki birbirlerinden ayrılmak isterler. Fakat sonrasında anlaşırlar. Soru şudur: “Tartıştıkları sırada aralarında olan kötü şeylere ne oldu? Tüm olanlar kaybolup gitti mi?”

Aslında, sebepleri yani birbirlerinde gördükleri kötü nitelikleri sakladıklarını söyleyebiliriz, oysa barış zamanında, sadece aralarındaki iyi nitelikleri, aralarındaki uyumu oluşturan erdemlilikleri hatırlarlar.

Fakat sonra aileden biri gelip kocayla ya da eşiyle konuşup diğerinin hatalarını söylemeye başlarsa, baskılamaya ve saklamaya çalıştıkları şeylere canlılık ve güç vermiş olur ve onları ortaya çıkarır. Bu aşamada aralarına ayrılığa sebep olabilir.

Benzer şekilde, iki dost arasına üçüncü bir kişi girip dostlardan birinin hatalarını ve eksikliklerini gösterip, içlerinde saklı olan şeyleri ortaya çıkarırsa, onları kuvvetlendirmiş ve aralarında ayrılığa sebep olmuş olur.

Ve muhtemelen önceden içlerinde gizlenmiş olanı açığa çıkardığından, kötü sözün gerçek bile olsa yasaklanmış olmasının sebebi budur. Her şeyi bozduğu için -erdemlilikleri gizler ve dostun hatalarını açığa çıkarır- ayrılığa ve aralarında nefrete sebep olur. Söyledikleri gerçek bile olsa, nefretin ve ayrılığın sebebi yukarıda söylediğimiz neyin açığa çıktığına ve neyin gizlendiğine bağlıdır.

İnsanla Yaradan arasında da bu böyledir. İnsanın kötülüğü örtülü olduğundan ve kişi kendini erdemli olarak gördüğünden, manevi çalışmaya bağlanmak için donanımlı olduğunu ve dereceler arasında yükselmeye değer olduğunu hisseder fakat tersi olduğunda ve erdemlilikleri örtülüp sadece hataları açığa çıktığında, manevi çalışmaya bağlanamaz çünkü hiçbir şey için yeterli olmadığını hisseder.

Bu nedenle, bir insan gibi olamayacağı için en azından bu dünyadan bir hayvan gibi zevk alır. Baal HaSulam bundan sıklıkla bahseder. Kişi manevi çalışmaya bağlandığı sürece bayağılığını hisseder ve maddesel meselelerle ilgilendiğinde ise bayağılığını hissedemez.

Fakat durum bunun tersi olmalıdır, maddesel meselelerle ilgilenirken bayağılığını hissetmeli ve doğal olarak her şeyi canlılık hissetmeden yapmalı ve manevi çalışmaya bağlanarak kendini bütün olarak kabul etmelidir. Aslında, yukarıda bahsedilen konu da budur.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,076