Koronavirüs pandemisinin bu zor zamanında, kadınlar, erkeklerden çok daha fazla iş yapabilirler çünkü yaşamla daha fazla bağa, ailelerine ve çocuklarına göre daha güçlü bir yaşam duygusuna sahiptirler.
Bu salgından sonra insanlar aynı olmayacaklar. Bu, birkaç ay sürecek ve herkes bu yeni duruma alışacak. Dünyayı yeni bir şekilde algılamaya başlayacağız; bunun üst gücün kontrolü altında olduğunu hissedeceğiz.
Şimdi herkesin aynı soruları var: Bu sorun nereden geldi? Neden? Sonrasında ne olacak? Aniden bu dünyanın farklı zevklerini takip etme gücümüzü kaybettik, asıl mesele hayatta kalmak ve biz ve çocuklarımızın bu dünyada barış içinde yaşaması.
Bu insanlığın eğitiminde çok önemli bir aşamadır. Virüs bizi bir daha aynı insanlar olmayacak şekilde eğitecek. Dört, beş veya altı ay içinde salgının azaldığını ve Koronavirüsün aramızda dolaşmayı bıraktığını düşünün, o zaman zaten farklı olacağız.
Bu arada, birbirimizi desteklemeli ve bu darbenin doğadan geldiğini açıklamaya devam etmeliyiz çünkü onun yasalarını ihlal etmekte ve bütünlüğünü ve küreselliğini bozmaktayız.
Doğayı yok ediyoruz ve sonuç olarak, istemeden tüm bu virüsleri ondan çekiyoruz ve onları açığa çıkmaya zorluyoruz. Doğaya bu şekilde muamele etmeye devam edersek, Koronavirüsten çok daha korkunç olan, daha birçok yeni virüsler olacaktır. Bu nedenle, başka bir seçenek yok, aramızdaki ilişkileri ve doğaya karşı tutumumuzu değiştirmeliyiz ve sonra her şey yerine oturacaktır.
Her şeyden önce, Koronavirüsün doğadaki insanlar tarafından yapılan dengesizliğin bir sonucu olduğunu anlamalıyız. Bu dengesizlik, insanlar arasındaki dostça bağların olmamasından kaynaklanmaktadır.
Bütünleyici bir sistemde var olmalıyız, bunun yerine tam tersini yapıyoruz ve birbirimizden uzaklaşıyoruz. Egoizm her zaman büyüyor ve giderek birbirimize karşı koyuyor. Küresel ayrışma sürecini durdurmazsak, daha da zararlı virüslerin ortaya çıkmasına neden oluruz.
Herkes insanlar arasında bağa ihtiyaç olduğunu kabul etmektedir, ancak bunu başarmanın mümkün olduğuna inanmazlar ve güzel bir rüya olarak düşünürler. Ancak, gerçek şu ki, bağ kurmak zorunda değiliz, sadece ona gelmeyi istemeliyiz.
Bağ özlemiyle, zaten çabalarımızı doğaya yatırıyoruz ve sonuç olarak doğa düzelir ve gelişir. O zaman virüsler de dahil olmak üzere her türlü bela, zararlı olmayı bırakacaktır.