e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Mektup 32

12 Nisan 1957

Dostlara, ömürleri uzun olsun,

Sizden mektup almayalı uzun zaman oldu. Bunun sebeplerini bilsem de en büyük probleminiz, tüm bunlar için bir bahaneniz olması. Yaradan’ın bize yardım etmesini umalım.

Pesah bayramı yaklaştığından, Pesah kanı ve sünnet kanı konusuyla ilgili konuşalım. Dam (kan), Demama (sessizlik/durağanlık) demektir, tıpkı “Ve Aron sustu,” ve “Efendi’n için sessiz ol,” sözündeki gibi.

Yukarıda söyleneni anlamak için atalarımızın sözlerine bakmalıyız. “Atalarımız der ki, ‘İncitilmiş fakat incitmeyenlerin değeri düşürülmüştür, fakat onlar buna karşılık vermez ve ızdıraptaki haz ve sevgiden çalışırlar, ayet onlarla ilgili şöyle der, ‘O’nu sevenler tüm gücüyle yükselen güneş gibi olacak.’’” Raşi, onların ızdırap korkusu ve ödül almak için değil, Yaradan sevgisiyle ıslahları yerine getirdiğini söyler.

Bu demektir ki, kişi aldığından daha fazla çalışmaya başladığında, kalbinde bir istek oluşur. Sonunda bir talepte bulunur ve yerine getirdiği tüm bu çabadan sonra Yaradan’ın onu uzun zaman önce ödüllendirmesi, ışık ve ıslahlarının tadını ifşa etmesi gerektiğini ve Yaradan’ın onunla oynadığını söyler, şöyle yazdığı gibi, “Kendimi onurlandırdığım İsrail,” yani Yaradan Yaradan’ın hizmetkarlarıyla oynar.

Yine de kişi bunun tersini görür—tüm çabasına rağmen çağdaşlarına kıyasla geriye gitmektedir. Bu nedenle Yaradan’ın onunla konuşan sesini duymak yerine, kendi küçüklüğünü görür, şöyle yazıldığı gibi, “Sen’in düşmanlarının lanetlemiş olduğu.” Bu demektir ki, ona hakkıyla davranılmamıştır (öyle anlaşılıyor ki tüm çabası ve emeği risk altında).

Bu sırada incitilmiş, aşağılanmış hisseder, çünkü o, çağdaşlarından daha yüksek derecededir. Çağdaşlarıyla ilgili yücelik işareti görmüyor olsa da, yine de kendine şöyle der, “Eğer diğerleri benim çalışma programına ve bilgime sahip olsaydı, Yaradan kesinlikle onları dinler ve çalışmaları boşa gitmezdi.” (Burada iki şeyi harmanladım; anlayanlar için akıl ve aynı zamanda umutsuzluk).

Bilinir ki hakikat en önemlisidir, yani “Yargıç gördüğüyle yargılar.” Dolayısıyla eğer aklını kurcalayan düşünceleri ve gerçek aşamasını görürse bundan iki şey elde eder: 1) aşağılanmış hisseder—hesaba katmadığı; 2) hemen akabinde kendi kusurunu hissettiği ikinci aşamaya gelir. Bu nedenle bu aşamada kalmaya çalıştığında büyük azap hisseder.

Bu “kim incitilmişse,” sözünün anlamıdır, yani incitildiğini hisseden, fark edilmeyen. “…fakat incitmeyen” etki ve tepki gibidir. Tepki incitilmiş hissetmesidir. Etkiye, “incitme” denir. Kişi der ki, Yaradan’ın niyeti onu aşağılamak değil, fakat tersine bu Yaradan’ın iyilik yapma biçimi.

Ayrıca kişi “değeri düşürülmüş fakat buna tepkisiz kalmıştır,” yani mazeret göstermez, tıpkı “Ethopya hemen ellerini Tanrı’ya uzatır,” sözündeki gibi.

Soru şudur “Hakikat nedir?” Yani neden Yaradan onun böyle ızdırap dolu ve bayağı hissetmesine sebep oldu? Mesele şudur ki, kişi Lişma’da (Yaradan rızası için) çalışmaya başladığında, yani çalışmasının karşılığında ödül peşinde olmadığında ve kendini-sevme dürtüsü olmadan hem kalpte hem akılda arı olmayı üzerine aldığında, yukarıdan aşamasını görmesine izin verilir—eğer amacı gerçek Lişma ise. Sonra eğer testi geçerse Yaradan’ın sarayına girmesine izin verilir ve Kralın gölgesinde oturur.

Öyle anlaşılıyor ki sadece bu aşamada gerçek Yaradan sevgisi ölçüsünü keşfedebilir ve ödül almak istemez, çünkü şimdi acıdan başka bir şeyi yoktur. Bu Maneviyatın yolu olarak kabul edilir, “ızdırap dolu bir yaşamın olacak.” Diğer bir deyişle, kişi “acı dolu yaşam” aşamasını geçmeden önce, kişinin çalışması Yaradan’ı bulmak için olduğunda, tek dayanağı kutsallığın merhameti olacaktır.

Bu Baal HaSulam’ın atalarımızın söylediğiyle ilgili açıkladığı şeydir, “Pislik dolu bir şişeyle dolaşan bir kadın ve herkes onun etrafında koşuyor.” Bu “Ester yeşilimsiydi, merhamet ipliği ona doğru çekilir,” olarak kabul edilir, tıpkı “Babası sahiden yüzüne vurdu,” sözündeki gibi.

Burası yukarıdan yardıma ihtiyacımız olduğu yerdir ve bu Pesah kanı ve sünnet kanının anlamıdır. Bu demektir ki, Peh-Sah (konuşan ağız) denilen Tora zamanında ve sünnet emrini ima eden ıslahlar ameli sırasında sessiz kalır ve ona tutunursak, sürgünden çıkıp, Manevi Çalışma ve Islahların tadı olan kurtuluşa gelmekle ödüllendiriliriz.

Yarın Amerika’ya gidiyorum, bu mektubu oradan size göndereceğim.

Dostunuz, Baruh Şalom HaLevi Aşlag

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,080