Not 422
Temmuz 1979
“Ve av olacağını söylediğin çocuklarınız ve bugün iyiyi ya da kötüyü bilmeyen oğullarınız oraya gelecek. Onu, onlara vereceğim ve onu miras alacaklar.”
Bize verilen Tora ve Mitzvot‘un [emirlerin] kalbi, “kötü eğilimi Ben yarattım; Tora’yı da şifa olarak yarattım.” şeklindedir. Tora ve Mitzvot, kişiyi Kral’ın sarayına girmeye ve “İsrail topraklarının niteliği” olarak adlandırılan gizli ışığı elde etme niteliği kazandırır.
Kişi, “İsrail toprakları” olarak adlandırılan Keduşa’nın [kutsallığın] alanına girmeye hak kazanmaya layık gördüğü en iyi koşullara her zaman değer verir yani bu Tora’yı öğrenmek için istek ve arzu duyduğu, dua ederken heyecanlandığı ve iyi işler yaparken iyi niyetli olduğu zamanları ifade eder.
Ancak, Tora ve Mitzvot için arzusunun olmadığı, anlayış ve akıl yürütme Tora ve Mitzvot‘a müdahale ettiğinde, o zaman kişinin bunların üstesinden gelmek için çok çalışmaya ihtiyacı vardır. O zaman, Yaradan çalışmasında yaptığı her şey zorunludur çünkü ayrılık düşünceleri onu uzaklaştırır.
Ve ne kadar üstesinden gelirse, o kadar uzak olduğunu görür ve tüm duaları ruhsuz, sadece kuraklıkla dolu bedenlerdir. Yaradan’a kendisine yardım etmesi için haykırsa da, kalbinin onunla olmadığını görür. Kişi, bu durumları küçümser ve takdir etmez, onların kendisine bir iyilik yapmaları veya onu hedefe yaklaştıracağını düşünmez ve onları küçük görür.
Ayette bununla ilgili olarak, “Çocuklarınız”, “av olacağını söylediğiniz” demek, küçük olanlar yani sizin Katnut [küçüklük / bebeklik] koşulunuz kastedilmektedir.
Tora ve Mitzvot‘ta sahip olduğunuz anlayışlar olan “oğullarınız”, “bugün iyi ya da kötü hakkında hiçbir bilginiz yok” yani iyiyi kötüden ayırt edemediğinizi gördüğünüz, tüm çalışmalarınızın iyi ya da kötü arasında hiçbir ayrımın olmadığı bir formda olduğu, yani hiçbir duygunun olmadığını hissettiğiniz zamanlardır. Tora ve Mitzvot ile meşgul olsanız da olmasanız da, ilham almadığınız hissine sahip olursunuz. O zaman, bu durumlardan çıkmak için aklınıza gelen her şeyi yaparsınız; onlar “oraya gelecekler.” Bu koşullar, Yaradan’ın onlara İsrail topraklarını vermesi için gerekli olan gerçek Kelim’dir [kaplardır].
“Onu, onlara vereceğim ve onu miras alacaklar”, Yaradan’ın İsrail topraklarını vermeyi vaat ettiği ataların mirasıdır. Spesifik olarak, onlar Yaradan’ın kurtuluşuna ihtiyaç duyan gerçek Kelim‘dir.
Tersine, sizin için önemli olan koşullar, Benim yardımıma ihtiyaç duymaz çünkü kişinin düşüncesine göre, insan sadece duaya heyecan duyduğunda, Tora’yı çalışırken arzu, özlem ve haz duyduğunda, takdir ettiği şey budur çünkü bunun içinde kendini sevme vardır. Ancak bunun ile gerçeğe yaklaşmak arasında hiçbir bağ yoktur.