e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Hanuka Bayramı

Hanuka Bayramının manevi çalışmadaki anlamı

Hanuka Mucizesi

Mucize, bir hareket ve bir sonuç arasında anlamadığım bir bağdır; bu benim hareketimin aniden olması muhtemel olmayan ama beklenmedik büyük bir neticeye ulaşmasıdır. Bu bahsi geçen, “çalıştım ve buldum” sözlerinin tanımıdır. Çalışmalar esnasında çaba harcamamız ve kendi içimizde tartışılan her şeyi bulmaya çalışmamız gerekir. Fakat bulacağımız şey, onun hakkında konuşmamıza ve gerçekleşmesini beklememize rağmen, tamamıyla beklenmedik şekilde ortaya çıkacaktır. Buna eriştiğimizde, bu keşfettiğimizi doğru şekilde hâyâl etmemizin bile mümkün olamadığına şaşarız! İşte bu sebepten dolayı buna mucize deriz.

Işığını yakacağım yağın kabı nedir? Bu içimde bulunan ve kendi içimde bulmam gereken özelliklere  işaret eder. Yağ benim haz alma isteğimdir. Bunu nasıl yakacağımı anlamam gerekir; çaba ile uğraşarak içinde nasıl yeni bir fitil yaratacağımı ve bunun sonrasında fitilin nasıl dışarıya çıkacağını anlamam gerekir. Fitil benim arzumu doğrudan kullanmaya, kendim için alma arzuma karşıt olmamdır; ben bunu Işığa eşdeğer hareket tarzı ile kullanmak isterim. İşte bu yüzden arzumun dışına fitili; yani buna dâhil olan alma arzumun ufak bir parçasını dışarıya çıkarırım. Fakat bunu kendimi Işığa eşdeğer şekilde yapacak biçimde ve egomu iptal edecek kadar yaparım. Ben bunu diğerleri uğruna kullanmaya hazırımdır.

Şimdilik ben yalnızca ince ve küçük bir fitili ihsan etmeyi isterim ve ben devamlı şekilde kontrol ederek, bunu kendim için yapmadığıma emin olmalıyımdır. Ben devamlı olarak bunu edindiğimi düşünürüm. Fakat fark ederim ki edinmemişim. Bu ardı ardına devamlı şekilde olur… Çünkü kendi içimde devamlı yeni bencilce arzular ifşa olur. İşte bu şekilde, derece derece bunları sonuçta kendi içimde bir fitil oluşturuncaya kadar fark ederim; arzularımdan ince bir çizgi (Kav Dak), benden Yaradan’a doğru gerilir. Fitilin özelliği Işığa benzer ve bu nedenden dolayı yakılır. Karanlık o zaman Işık gibi parlar.   

Şayet kendi içimdeki bu seviyeyi hâyâl edebilirsem; yani arzularım ve özelliklerim içerisinde; bu demektir ki ben zaten bunun içindeyimdir. Bu, Işığın bayramını, Hanuka’nın gelişini önemsetir.  Küçük bir mum içimde tutuşur ve benim dev bencilce arzumun içinde, minicik bir parçada ihsan yakılmış olur…

Arzunun bu bölümü içinde parlayan Işık ile birlikte haz almayı arar. Buna ruhum denir. Şimdilik bu küçüktür. Fakat ben dev arzumu ıslah etmeye devam ettikçe, derece derece bunun bütününü Işığa çeviririm.

Bütün manevi çalışmamız içimizde yatan bütün bu özellikleri bulmak üzerinedir…

Michael Laitman’ın Kişisel Blog Sayfasından

Her Şey Hanuka’nın İçinde İnşa Olur 

Bizim Hanuka hakkında mümkün olduğu kadar yoğun bir şekilde çalışma yapmamız gerekir. Çünkü burası ”koşulsuz” olanı edinmek için nasıl bir “kelim”e ihtiyacımız olduğunu anladığımız yerdir. Bu bizim egonun üzerinde çalışma yapmaya başlamamız anlamına gelir; Üst Dünya’yı, daha yüksek seviyeyi keşfetmek üzere bununla başlamak… Bunun bir yükseliş değil, bu şekilde doğmuş olmaya ilişkin bir şey olduğunu söylemek mümkündür. Doğmuş olmak demek, bizim şimdi bundan çok önce, gebe kalmaya giriş yapmamızın gerektiğidir. Bu temelde her şey Hanuka’nın içinde inşa edilir. Çalışmamıza başladığımızda, bizim bir alma arzumuz olduğunu keşfetmemiz, hemen bundan sonra değil miydi? Bizler ”kötü eğilimimiz” ile alma arzumuza ilişkin bir uyuşmazlığın olduğunu dahi keşfedememiştik. Bizler henüz kötü eğilimimizi keşfedememiştik çünkü kötü eğilim aslında bağa karşıdır. Bu, bağa ilişkin bir savaşın olmadığı; bağ kurmaktan bizi alıkoyan, her birimizi ve hepimizi bacaklarımızdan tutan kötü kuvveti keşfetmek demekti. Hâlâ kötü veya iyiye ilişkin genel bir his yoktu. Kötü demek, bizi geride tutan bir şeyin olduğunu hissetmek demekti ve bizler herhangi bir şeyi yapmaya hazır değilizdir. İyi demek, bizim onun dışına çıkabilmemiz anlamındaydı; ”Benden uzağa git, beni yalnız bırak.” Ben bacaklarımı bırakmak ve gerçekten grubun merkezine doğru çekilmek isterim. Bu güçlü eğilim, bu his, bu keşif henüz mevcut değildir. O zaman Hanuka nerededir? Savaş nerededir? Bizler hâlâ bununla yüzleşemiyoruz, bizler düşmanı tespit edemedik. Bu yüzden bizim bu konuyu çok iyi bir şekilde çalışmamız gerekir; O’nu keşfetmeye çalışınız ve onu edininiz. Ve bizlerin bunu bütün Bnei Baruch dünyası için yapması gerekir.  

Sabah Dersinden Şeçilmiş Bölümler, 27 Kasım 2015

Özel Bir Bayram

Çok özel bir bayram bizler için geliyor; bizler onun hakkında her sene her durumda bir şeyler öğrenmiştik. Fakat şimdi bizim onu büyük bir şekilde yenileyebileceğimiz zaman gelmiştir; “Hafets Hesed” (merhamet içinde olmak) seviyesini edinebilmek için, kendimizi nasıl bir şekilde hazırladığımıza ilişkin, “Katnut”ta (küçüklük), bunun ne kadar yüce olduğunu görerek, hem manevi hem de fiziksel açıdan, içinde gerçekleştirmemiz gereken ve Makabiler’in bizim için dönüm noktası şeklinde bize sunduğu bir duruma bu savaşın içinde erişebilmek zamanıdır. Bunlar önemli şeylerdir, nitekim bizler de onlar gibi savaşa gitmemiz gereken bir durum içinde yaşıyoruz. Bir ideolojik savaş… Bu tüm manevi ilerleyişin kuruluşu, tümün kurtuluşu, özellikle de Makabiler’in savaşıdır. Bu sebeple, bizler bunun mahiyetini anlamayı umuyoruz. Ve bizler düşmana karşı, aramızda onu, ”Helenistlerimizi” gerçekleştireceğiz. ”Helenist”, her birimiz ve hepimizin içinde bulunur. Bu savaşın genel özünü anlayınız! Bu hatta, insanların önünde özellikle bir fırsatmış gibi durur ve bizim bunun ne olduğunu; tüm İsrail insanlarının yaşamlarında ve ideolojilerinde nasıl bir şekilde değişim olması gerektiğini, evimizde bulunan ve hissetmeye başladığımız bu büyük darbeden nasıl kurtulmamız gerektiğini anlayabilmemiz gerekir. Bu sebeple, bu çalışma ve  bu çalışmanın uygulanmasıyla her şeyin üstesinden geleceğiz.  

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 27 Kasım 2015

Makabiler’in Savaşı Nedir?

Bütün güçleriyle, onlar birbirlerine yaklaşmalıdırlar, içimizde ayrışmayı ve birbirimizden uzaklaşmamızı isteyen Helenistlerin üzerinden atlayarak, mümkün olduğu kadar birbirimize yaklaşmamız gerekir. Bu çabanın içinde, Helenistler ne kadar güçlü olursa, Makabiler de daha fazla onların üzerinde olmayı denerler ve bu şekilde, bizler Islah Eden Işığı çağırırız. Kudretli Helenistlerin arasında mevcut olan özellikle bu büyük boşluğun sayesinde Makabiler onların üzerine yükselebilir. Makabilerin başarısı neye denir ? Her birinin tek bir “kli” hâline dönüşerek, bağ kurmasına sebep olan Islah Eden Işığı getirebilmeleridir bu başarı. ”Helenistler” yağ haline gelir, alma arzusu ve ”fitil” de Makabiler’in getirdiği karşıtlıktır. Ve ışık zaten fitilde tutuşturulmuştur ve yağdan tüm kuvvetleri dışarıya çıkarır. Özünde durum budur. Bizim sorunumuz Makabiler ile birlikte giderek, her biri ile bağ kurmaktır. Aramızdaki bağın içinde bizler Işığı çekeriz. Daha sonra içinizdeki Makabiler ve Helenistler arasında büyük bir boşluk olacaktır ve bu büyüyecektir fakat bu da zaten tutuşturulmuş olan seviyeye erişecektir.

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, Rabaş’ın Yazıları, “Güçlü Olanları, Zayıf Olanların Eline Verdiniz Çalışmada Ne Anlama Gelir?”, 2 Aralık 2015

Bir Olmak

Mucizenin gerçekleşebilmesi için bizim tüm gereken verileri biraraya getirebilmemiz gerekir. Bu olacaktır! Başka bir seçenek yoktur. Bunu elimizden bırakamayız. Islah Eden Işık gelecek ve birleştirecektir. Fakat bağa ilişkin gerçek eksikliklerin olması gerekir ve sadece birlikte oturmak, şarkı söylemek ve işte bu kadar demek yeterli değildir. Bunun yerine, ”BİR” adı verilenin ne olduğunu, bir kavramının ne olduğunu aydınlatmamız gerekir. Bunu birinden diğerine geçirmek imkânsızdır; aksine, öğrencinin bunu kendi içinde aydınlatması ve bu kavramı, ”bir olmak neye denir”i aydınlatabilmeye ilişkin gittikçe daha fazla arzu duyması gerekir. Daha sonra bizler bir “kli”ye erişiriz; bunun bir mucize sayesinde olduğu kesindir. Aydınlatan Işık sayesinde, bizler ”bir” kavramını ilk defa ediniriz…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 2 Aralık  2015

Amacın Önemi Belirleyici Etkendir

Amacın önemi denen şey nedir? Bende olan herhangi bir şeyden, tek bir gram amacın daha önemli olduğu durumdur. Bu hatta beni Tsimtzum’a (kısıtlama) getirmiştir. Ve bu önemin düştüğü an, Tsimtzum ortadan kaybolur. Siz bebeğinizin önünde oturduğunuz zaman, o yemek yemek istediği için ağlar ise şayet ve siz de aynı zamanda yemek yemek isterseniz, o eğer sizin için önemli ise, ona verirsiniz; şayet siz ondan daha önemli iseniz, o zaman siz kendinize verirsiniz. Belirleyici etken nedir? Bu verilen önemdir. Bu bebek şayet sizinse, o zaman siz önce ona ve ardından da kendinize verirsiniz. Bu başka birinin bebeği ise eğer, siz önce kendiniz için alırsınız ve ona daha sonra verirsiniz. Her şey verdiğiniz öneme ilişkindir ve önem bir Tsimtzum’un olup olmadığını belirler. Şayet önem ortadan kaybolursa, o zaman Tsimtzum da ortadan kaybolur. Bizler yaşamlarımız hakkında konuşuyoruz; bu bir çeşit felsefe değildir. Her şey öneme bağlıdır. Amacın önemi nedir? Bu benim yaşamımdan daha önemlidir; ben yaşamımdaki her şeyi amaca göre düzenlerim. Şayet amaç bir şeyi gerektiriyorsa, ben bunu yaparım. Ben hiçbir şeyi hesaba katmam. Farz edin ki, bugün amaç benim bir şeyi yememi ve başka bir şeyi yemememi, şunu giymemi ve bunu giymememi, dostlar ile fiziksel açıdan bu şekilde olmamı ve başka şekilde olmamamı gerektiriyordur. Daha sonrasında, amaç bağ için benim önüme başka koşulları koyar ve bu benim kararıma göre değildir; bu bana bağlı değildir. Şayet Yaradan’a doğru dönmek, O’nun size vermesi, size bağlı değilse, o zaman siz Yaradan’a doğru dönersiniz, O size verecektir; bunu yapmazsanız, siz amaca yaklaşamazsınız. Amacın önemi, belirleyici etkendir.       

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, “Sulam Yorumuna Önsöz”, 30 Kasım 2015

Bağ Kurmak

Bağ kurmak, amacın yüceliğini dosta ihsan etmek demektir; onunla birlikte bunun hakkında konuşmak ve ona Yaradan’ın yüceliğini görünüşte çoktan bulmuş olduğunuzu göstermektir. Yaradan’ın önemi temel olan şeydir. Bu enerjiyi sağlar. Ben şayet herkesten Yaradan’ın önemli olduğunu duyarsam, benim zaten enerjim olur; bir şey yapmaya enerjim vardır. Onlar, O’nun önemli olduğunu söylediler, onlar bana bunu söylediler, benim kafamı doldurdular ve onlar beni büyülediler. İşte budur; ben bunun nedeni değilimdir. Beni aldatıyor olabilirler ama ben bundan enerjimi alırım. Yaradan’ın önemi ile ilgilenmezseniz, siz küçük bir valizi bile çekemezsiniz. O çok ağır bir valizmiş gibi görünür çünkü Yaradan’ın önemi yoktur. ”Ama Yakup, sen benim yardımımı talep etmeyi reddettin” (Isaiah 43:22).

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 1 Aralık 2015

irlikte Tutunmak

Temel olan şey, birlikte tutunmak ve bizim bu durumda olduğumuzu aydınlatmaktır ve bu durumun da bizimle beraber olduğudur. Belki de bu andan itibaren, bizler her birinin her türlü kişisel durumlarda olmasına izin vermeyeceğiz, bunun yerine özellikle bağ içinde olacağız.  

Bizlerin zaten yükselişleri ve düşüşleri ve seviyeleri vardır ve bizler onların içinde bulunuruz.
Ve böylece gerçekten,
”Onların her biri dostuna yardım etti” (Isaiah 41:6); bizler çabucak tüm seviyelerin içinde hareket edebiliriz, hatta amaca ilişkin şekilde. Bu nedenle, kişi şayet yalnız başına bulunuyor ise, o kendi kişisel seviyesi hakkında düşünür; eğer hepimiz birlikte bulunursak, şimdi bizler, bir kişinin yalnız başına aklında tutamayacağı ortak amaç, doğru gaye hakkında düşünürüz.

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, Rabaş’ın Yazıları, “Hanuka Işığı Kavramına İlişkin”, 29 Kasım 2015

Savaşan Güç – Makabiler

Doğanın kanunlarına göre, savaşlar aracılığı ile Hanuka’ya geliyoruz ve bu bizim alma arzumuza karşı yaptığımız savaştır, ki bu savaş aramızda ayrıma neden olmaktadır. Bu noktada da içsel güçlerimizi birbirinden ayırır. Ve biz bunun üzerine bir savaş inşa ederiz, ki bu savaşan güce de “Makabiler” adı verilir. Makabiler, Yunanlıları yenerek bayramdaki Işığa ihsan etme gücü kazanırlar. Buna “Hafets Hesed” adı verilir. Bu hikâyede, Makabilerin güçlü olması Yunanlılara karşı savaşı kazanıp ve bağı kurmalarından ileri gelmektedir. “MAN”ı yükseltirler ve “MAD”ı kabul ederler…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 2 Aralık 2015

Sürekli İçsel Mücadele 

Kişi kendisinin bir çeşit manevi bağın içerisinde bulunduğunu hâlen hissediyorsa, bu zaten bir “klipa”dır (kabuk). Bizler bir sandviç ile çalışıyoruzdur. Ben eğer sürekli şekilde çaba harcamazsam, durduğum anda derin bir çukurun içerisinde olurum. Benim bunun farkına varmam yalnızca biraz zaman gerektirecektir. O zaman yükseleceğimize ilişkin karara varalım, bizler yolumuza doğru çıkacağız ve bizler kendimizin gevşemesine izin vermeyeceğiz. Şayet ben devamlı içsel bir mücadelenin içinde olmazsam, ben ihanet eden birisiyimdir, gruba ihanet ederim…   

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, “Kabala Bilgeliği Açısından Hanuka”, 27 Kasım 2015 

Mantık Üstü İnanç ve Yaradan’ın Yüceliği

Yunanlılar, mantığın içinde gidenler; yani mantığa karşı gelen hiçbir şey yapmayanlardır. Ve daha sonra Yunanlıların hükümdarlığı vardı… Bu hükümdarlık İsrail’i hükmü altına aldı… Mantık üstü inanç ile kişi Yaradan’ın yüceliği hissiyatına gelir. “Ben Yaradan’ın yüceliğini her şeyin üzerine yükseltebiliyor muyum?” sorusunu bu noktada önem arz eder. Ancak Yunanlılar; yani mantığın içindeki hükümdarlık, mantık üstü inanca izin vermez… Edinmek istediğim Yaradan’ın yüceliği, mantığımın içinde gittiğimde yok oluyor! Yaradan’ın yüceliği, tüm bu savaşın çözümüdür…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 29 Kasım 2015

Bağ ve Kurtuluş

Kurtuluşu bekliyor olmamız ve buna yönelik umudumuzun olması, aramızdaki bağı bekliyor olmamız ve bu yönde bir umut taşımamız demektir. Bundan başka bir şey yoktur!

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 2 Aralık 2015

Kabala Bilgeliğine Göre Hanuka

1. Hanuka Nedir?

Açıklama: Kast edilen şudur; onlar “burada kamp kurdu (Hanu-Ka)”, yani, Kislev’in 25’inde savaş sona ermedi. Ancak kamp kuruldu, çünkü Hanuka meselesi amacın mükemmelliği değildir. İhsan etme kaplarının ıslahı yoluyla dünyanın ıslahı; yani ihsan etme eyleminin Behina’sıdır (anlayışıdır, idrakıdır, farkındalığıdır). Bu nedenle Hanuka ışığının kullanılması yasaktır. Çünkü bunu kullanmak bir alma eylemidir ve mucize yalnız ihsan etme eylemindedir. Bu eylemi yapmak ve bunu ihsan etmek amacıyla yapmaktır, buna “Lişma” denir. Ve mucize işte buydu, Yunanlıların kontrolünden kaçmak ve mantık ötesi Behina’sında (farkındalığında) yürüyebilmekti.

Rabaş’ın Yazıları, Cilt 1, “Hanuka Kandili Hakkında”

2. Hanuka Meselesi…

Bunun anlamı Hanu-Ko, Ko’ya kamp kurmak gibidir; yani üst ihsanı edinmeleridir ve böylece (kötü) eğilimle savaşmada daha ileri gidecek güçleri olacaktır. Buradan çıkan şudur; kişi Yaradan’ın yolunda yürürken ona yukarıdan birçok uyandırılmalar verilir… Bu uyandırma kalbe girer ve kişi kutsallığın erdeminin lütfunun tadını almaya başlar. Ancak kişi ona bu bolluk ve bereketin yeni kuvvetler toplaması ve yaptığı işte, (kötü) eğilimle savaşın çarpışmalarında güçlenmesi için verildiğini anlamalıdır. Böylece, her defasında ona geçici bir dinlenme; yani yukarının bolluğu verilir… Ancak kişi işini gerçekten bitirmedikçe, ona verilen uyanış ondan geri alınır ve kısa zamanda önceki durumuna geri düşer… Bu nedenle, eğer aklı varsa yukardan yardım görene kadar, gerçek tamlık ve bütünlükle ödüllenene kadar çabalamalıdır.

Rabaş, 26. Mektup

3. “Haşmonitler zamanında, Yunanlılar bana karşı toplandılar.” Yunanlılar kutsallığa karşı olan “klipa”dır (kabuktur). Yunanlılar tam tamına mantık içinde giderler ve Haşmonitler zamanında; yani tam da kişi Keduşa’nın yolunda yürümek istediği zaman gelirler. Kutsallık ise, mantık ötesinin Behina’sıdır (farkındalığıdır). Halbuki bunun öncesinde Yunanlılara yer yoktur. Çünkü Yaradan onları, birini diğerine karşıt olarak yarattı. Bu da “dostundan daha büyük olanın, (kötü) eğilimi de onunkinden daha büyüktür” meselesidir (Sukka 52).

Rabaş, Dargot Sulam, Yunanlılar Beni Sardılar

4. Yunanlıların kontrolü Yahudi öğretisinin karşıtıdır. Çünkü Yunanlıların meselesi, hem Moha hem de Liba’da, yalnız mantık dâhilinde yol almaktır. Ve İsrail halkı, dış aklın dikte ettirdiğine bakmaksızın, mantık ötesinde gitmek istediğinde bunu yapamadı.

Buna “Yunanlılarla savaş” denir. Gerçek çalışma burada başlar, İsrail halkı bağ kurmaya, bir olmaya giden bu yolda yürümek ve yükselmek ister. Bu yola , “mantık ötesi inanç” denir. Ancak Yunanlı bedeni kontrol etmek ister ve bedenin aklın kabul etmediği hiçbir şeye eğilmemesini ister.

Rabaş, 1. Cilt, Hanuka Mucizesi

5. “Kurtuluşumun kayası” şarkısında, “Yunanlılar beni sardı, sonra, Haşmonitler zamanında ve kulemin duvarlarını yıktılar” diyoruz. Burada “Yunanlılar,” mantık içinde giden insanlardır; yani onlar için mantık dışında bir şey yapmak imkânsızdır. Buna Yunanlının kontrolü denir ve bu kontrol İsrail halkını yönetti.

Bu kontrol… Tamamen mantığın içinde gitmek, kuleyi koruyan duvarda gedik açmaya yol açar. Ve “kule” kişide belli bir derecede Yaradan’ın yüceliği var demektir ve bu duvara “mantık ötesi inanç” denir. Çünkü kişi tamamen mantık ötesi inançla Yaradan’ın yüceliği hissiyatına gelir… Ancak Yunanlılar; yani mantık içinde kontrol kişinin mantık ötesine çıkmasına engel olur ve buna “kulemin duvarında da gedik açtılar” denir.

Rabaş, 2. Cilt, Bu Kandiller Kutsaldır

6. Ve biz Hanuka şarkısında Yunanlı “etrafımı sardı” ve kulemin duvarında gedik açtı; yani “toplanmanın” gücünü edindiler ve bu yüzden de kulemin duvarında gedik açabildiler. Çünkü duvar şehirde oturanları birleştirir ve bu duvarla çevrili şehirlerin avantajıdır. Raşi’nin Megila’sında (2:27) buna işaret edilir. Günah yüzünden birlik yok oldu ve tam da bu birliğin iptaline, sebepsiz nefrete neden oldu ve böylece İsrail’in duvarı zayıfladı ve Yunanlılar bu avantajı ortadan kaldırdılar. Bu nedenle İsrail’in duvarında gedik açmak için güç buldular. Ancak Haşmonitler gâlip geldiği ve onları yendiği zaman, “tüm günah işleyenler yok olacak” durumu Yunanlılara oldu, İsrail bundan faydalandı ve tek bir ruh gibi hissederek, bireysel ve kolektif olarak tekrar birleşti.

Sochtchov’lu Rabbi Şemuel Borenştein, Şemuel’in Adından, Paraşat MiKetz, Hanuka, Yedinci Gece

Hanuka Mucizesi

1. Peki ya mucize nedir? Doğal olan şeyin mucize olarak kabul edilmediği bilinir, doğaüstü olan mucize diye kabul edilir. Doğal, insan kendi başına yapabilir anlamındadır. Buna doğal denir. Ama insanın kendi başına yapamadığı doğaüstü olarak kabul edilir.

Rabaş, 68. Mektup

2. Mucize kişinin erişemeyeceği bir şeye denir; yani bu şeye erişmesinin hiç imkânı yoktur ve Tanrı’nın yardımına ihtiyacı vardır. Ancak buna mucize denir. Kişi kötülüğü ve kendi içindeki dünya milletlerinin kontrolünden çıkmanın tamamen imkânsız ve kendi içindeki İsrail Behina’sının sürgünde olduğunun farkına varma durumuna eriştiğinde, gerçekte bu kontrolden kaçmanın mümkün olmadığını görür. Bu durumda Yaradan ona yardım eder ve onu dünya milletlerinin kontrolünden kurtarır ve tersine çevirir. Böylece İsrail onlar üzerinde hüküm kurar ve buna “mucize” denir.

Rabaş’ın Yazıları, 2. Cilt, “Çalışmada, Hanuka Kandili En Sola Yerleştirilir, Nedir? ” Makalesi

3. Hanuka mucizesi manevi bir mucizedir ve maneviyatta “Ne?” diye sormalıyız, yoksa bu mucizeyi hissetmeyiz. Bu nedenle “Hanuka nedir?” dediler. Böylece, herkes manevi mucize hakkında soru sordu; yani önce manevi sürgünün anlamı anlaşılır ve sonra manevi kurtuluş verilir.

Bu nedenle bunu halka ifşa etmeliyiz, herkesin ilgisini buna çekmeliyiz. Yoksa sürgünü de kurtuluşu da hissetmeyiz, çünkü sürgün bir hissiyat meselesidir.

Rabaş, 2. Cilt, 28. Mektup

Yağın Seyredişi

Hanuka’da şiirsel olarak, “Yunanlılar… geriye kalan seyredişten güllerin mucizesi yapıldı, Bina’nın oğulları sekiz günlü şarkı ve şenlik olarak belirledi” deriz. Bunu yorumlayanlar sordular; “Neden onlar Hanuka’yı sekiz gün yaptılar?” Çünkü bir gecelik yağları vardı ama mucize ile bu yağ sekiz gün dayandı. Bu mucizeye göre onların yedi gün olarak karar vermeleri gerekmez miydi? Onlar şöyle açıkladılar, birinci günden ancak yeteceği yerde yağ arttığı için bu birinci gün de mucizedir. Çünkü yağın tümü yanmamıştır, ancak bir kısmı yanmıştır ve yedi güne yetecek kadarı kalmıştır.

Bu olayın anlamı, yağın seyredişinin yüce bilgenin mührü ile mühürlenmiş olmasıdır ama bu bir mucize olmasına rağmen mucize olarak kabul edilmez. Yunanlılar yağın yol alışını görmediler. Bu doğa içinde yer aldığı ve ancak doğaüstü olanın mucize sayılmasından ötürü yağın yol alışı bu dünyaya ait görüldü ve onlar bunu anlayamadılar.

Ancak bir gece aydınlatmaya yetecek miktarda olan yağın yalnız bir parçası yandı, küçük ve kutsanmış olan bir parçası normalden daha uzun yandı. Bu doğal değildi; yani doğada beklenenden daha uzun yanan yağ yoktur. Bu durumda hepsi yanıp bitmediği için, birinci geceden artan yağa mucize denir, çünkü dünyada bu yoktur.

Rabaş’ın Yazıları, 1. Cilt, “Hanuka Mucizesi”

Hanuka Kandilleri

1. Hanuka kandilleri manevi mucizeyi, İsrail ulusunun Yunanlıların kontrolünden çıkıp özgürlük kazanmasını imâ eder.

Rabaş, Şlavei HaSulam, Hanuka Kandillerine Dair

2. “Yunanlılar etrafımı sardılar… ve kulemin duvarlarını yıktılar,”… “Kulemin duvarlarını yıktılar,” yani duvarda “inançta” gedik açtılar. İnanç Mitza’sı yoluyla, bir kule dolusu bereket ile ödülleniriz. Bu Tora’da bulunan üst hoşluğun tatlılığı ve lezzetidir. Bir mucize oldu ve Yaradan onlara yardım etti ve onlar Yunanistan’ın “klipa”sını yendiler ve böylece bir kere daha büyük bir ışıkla ödüllendiler. Buna “Hanuka kandili” denir ve anlamı, kişinin inancını tutarak edindiği ışıklar demektir.

Rabaş, 44. Mektup

3. Üç koşul yerine gelene kadar kandiller yanmaz:

1) Kandil, bu içine kandil yağının konduğu kaptır

2) Yağ

3) Kandil fitili

Bu üçü bir araya geldiğinde, bunların ışığının keyfini çıkarabiliriz.

Yukarıdaki üç farkındalığı çalışmayı etiğin içinde yorumlamalıyız. Yağ ve fitilin içine yerleştirildiği kli (kap) bedendir, buna “kandil” denir.

Tora ve Mitzvot’ta çaba harcamada, kişi ona henüz ifşa olmamış şeylerle ilgili olarak “O’nun İlahi Takdiri” i, yani “dünyaya yön verişi iyidir ve iyilik yapar” içinde tezatlıklar görür. Kişinin görüşünce Yaradan dünyayı farklı yönetmelidir; yani onun iyi olduğu ve iyilik yaptığı herkese ifşa olmalıdır. Böylece kişinin mantığında zıtlıklar olur. Buna petilla (fitil) denir, petaltol (dolama, döndürme) kelimesinden ve pesulah (kusurlu) kelimesinden gelir, çünkü böyle düşünceler için kusurludur.

Açıklık ve uyanış kişiyi Tora’ya özlem çekmeye, Tora’yı çalışmaya ve onu ve çalışmanın hoşluğunu ve tatlılığını hissetmeye getirir, buna “yağ” denir.

Eğer bunlardan bir tanesi eksikse, bunların ışığının keyfine varmak mümkün olmaz. Benzer olarak, beden çaba ve açıklıktan oluşursa, kişi Yaradan’ın ışığını edinmekle ödüllenir. Bu özellikle, bu ikisi yoluyla ortaya çıkar. Tıpkı yağ ve kandil yanıp bittiğinde, aydınlatan hiçbir şey kalmadığı ve karanlık olduğu gibi… Aynı şekilde çaba ve açıklık bittiğinde de kişinin ışığı olmaz ve tekrar her şey kararır.

Eğer daha fazla ışık edinmek isterse, daha çok çaba harcamayı – buna “fitil” denir – ve daha çok açıklık – buna “yağ” denir – aramalıdır, çünkü yoksa ışığın tutunacağı ve süzüleceği bir şey olmaz.

Açıklık, “yağ” olarak adlandırılır. Temelde inanç yoluyla gelir, bu kişiye zahmet ve dışsal akla tezatlıklar getiren kötü eğilimi yenmesidir. Buna Yaradan’ın için çalışmadaki “sınavlar” denir.

Bunu yendikten sonra, kişi ruhunu aydınlatan Yaradan’ın ışığı ile ödüllenir ve ondan sonra artık tezatlıklara yer kalmaz. Buna “Hanuka’nın ışığı” denir. Bu, kişinin ilâhi takdirin açığa çıkması ile ödüllenmesidir, O’nun yönetimi yarattıkları için hayırlı ve müşfiktir.

Rabaş, 43. Mektup

4. Hanu-ka kandillerinin anlamı nedir? Bu yalnızca bir duraktır, işin sonu değildir. Bu nedenle de Hanuka kandillerini ışık olarak kullanmamıza izin yoktur. Çünkü mucize manevi kaplar üzerinedir ve ihsan etme kapları ışıktan haz almak için kullanılmazlar. daha doğrusu “onlar yalnız bakmak” içindir.

Rabaş’ın Yazıları, 1. Cilt, “Hanuka Kandillerine Dair”

Sorular ve Yanıtlarla Hanuka

Soru: Dünyada Makabileri ve Yunanlıları kimler temsil ediyor?

Rav: Bnei Baruch herkesi içine dâhil eder, Yunanlıları da Makabileri de… Kişi kendi içinde bu zıt iki koşulu keşfetmeli ve iyi eğilimini, kötü eğiliminin üzerine koymalıdır; yani Makabilere baskı yapılmalıdır ki Yunanlılarla içinde savaş yapabilsin… Buna “içsel savaş” denir. Bundan başka bir şeye ihtiyacımız yoktur. Bu dışarıya doğru dalga dalga çıkacaktır…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 29 Kasım 2015

Soru: Yunanlılar kulenin duvarlarını nasıl yıktılar?

Rav: Onlar, tüm problemleri mantığın üzerine çıkmak yerine, mantığın içinde tüm problemleri çözerek yaşamın daha kolay olacağını gösterdiler. Hanuka’da, Yaradan’ın yüceliğine ilişkin yapılan bir savaştan bahsediyoruz. Bizler şu anda kendi aramızda Yaradan’ın yüceliği üzerine savaş vermiyoruz, problem buradan kaynaklanıyor…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 29 Kasım 2015

Soru: Hanuka’da ihtiyacımız olan atmosfer nedir?

Rav: Hanuka’da ihtiyacımız olan atmosfer, alma arzumuzun üstüne yükseleceğimiz koşula sahip olmaktır. İşte bu koşul Işığın ziyafetedir; yani fizikselliğin üzerine yükselerek talepte bulunmaktır. Bunu da bağ vasıtasıyla yapabilirsiniz.

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 3 Aralık 2015

Soru: Biz Işığın 613 koşuluna nasıl ulaşacağız?

Rav: Arzuyla, çabayla… Arzu Yaradan tarafından yaratılandır. Senin ekleyeceğin şey ise; çabadır. Yukarıdan verilen ve aşağıdan senin yapacağın var. Buradaki emek, Işık ile bağ kurma yeteneğidir; yani Işığın bir ziyafeti…

Sabah Dersinden Seçilmiş Bölümler, 3 Aralık 2015

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
18 - 0,079