e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

15- Çalışmada Diğer Tanrılar Nedir?

Av 24, 3 Ağustos 1945’te duydum

“Ben’den başka tanrın olmayacak” diye yazılmıştır. Zohar, tartmak için taşlar olması gerektiği yorumunu yapar. Bu konuda şunu sorar: Çalışma, kişinin Yaradan yolundaki durumunu bilmesini sağlayan taşlarla nasıl tartılır? Buna cevap olarak, kişi alıştığından daha fazla çalışmaya başladığında, bedenin tekmelemeye ve tüm gücüyle bu çalışmaya karşı çıkmaya başladığının bilindiğini söyler, zira ihsan etmekle ilgili olarak, bunun beden için bir yük ve külfet olduğunu belirtir. Beden bu çalışmaya tahammül edemez ve bedenin direnci kişide yabancı düşünceler şeklinde ortaya çıkar. Gelir ve “kim” ve “ne” sorularını sorar. Kişi, bu soruların hepsinin, çalışmada kendisini bu sorularla engellemek amacıyla Sitra Ahra [diğer taraf] tarafından kendisine gönderilmiş olduğunu söyler.

Eğer o esnada kişi bunların Sitra Ahra’dan geldiğini söylerse, “Benden başka tanrın olmayacak” şeklinde yazılı olanı ihlal etmiş olur. Bunun nedeni, kişinin bunun kendisine Şehina’dan [Kutsallık] geldiğine inanması gerektiğidir, çünkü “O’ndan başkası yoktur.” Bununla birlikte, Şehina kişiye gerçek durumunu, Yaradan’ın yollarında nasıl yürüdüğünü göstermektedir.

Bu demektir ki, kişiye “yabancı düşünceler” olarak adlandırılan bu soruları göndererek, yani bu yabancı düşünceler aracılığıyla kişinin “yabancı düşünceler” olarak kabul edilen sorulara nasıl cevap verdiğini görür. Ve tüm bunlarla, kişi ne yapacağını bilmek için çalışmadaki gerçek durumunu bilmelidir.

Bu, dostunun kendisini ne kadar sevdiğini bilmek isteyen bir dostla ilgili bir alegoriye benzer. Hiç kuşkusuz, yüzyüze geldiğinde dostu utanç nedeniyle kendini gizler. Bu nedenle, dostu hakkında kötü konuşması için bir kişiyi gönderir. Ardından dostundan uzaktayken dostunun tepkisini görür ve o zaman dostunun sevgisinin gerçek ölçüsünü öğrenebilir.

Ders şudur ki, Şehina bir kişiye yüzünü gösterdiğinde, yani Yaradan kişiye canlılık ve neşe verdiğinde, bu durumda kişi kendisi için hiçbir şey almadan ihsan etme çalışması hakkında ne düşündüğünü söylemekten utanır. Ancak, onunla yüz yüze gelmediğinde, yani canlılık ve sevinç azaldığında, ki bu onunla yüz yüze gelmemek olarak kabul edilir, o zaman kişi ihsan etme amacına ilişkin gerçek durumunu görebilir.

Eğer kişi, O’ndan başkası olmadığına ve tüm yabancı düşünceleri Yaradan’ın gönderdiğine, yani operatörün O olduğuna inanırsa, kesinlikle ne yapacağını ve tüm bu sorulara nasıl cevap vereceğini bilir. Bu sanki ona, cennetin krallığına nasıl iftira attığını görmesi için, ona elçiler gönderiyor gibi görünüyor ve yukarıdaki mevzuyu bu şekilde yorumlayabiliriz.

Kişi bunu, her şeyin Yaradan’dan geldiğini anlayabilir, çünkü yabancı düşünceleriyle bedenin bir kişiyi dövdüğü bilinmektedir, zira bunlar bir kişiye çalışmaya koyulmadığında gelmezler, ancak bir kişiye tam bir hissiyatla bu düşüncelerin aklını ezdiği noktaya kadar gelen bu darbeler, özellikle Tora’ yı ve normalden daha fazla çalışmayı önceledikten sonra gelirler. Buna tartılacak taşlar denir.

Bu da kişinin bu soruları anlamak istediğinde aklına bu taşların düştüğü anlamına gelir. Daha sonra, kişi çalışmasının amacını, ihsan etmek için çalışmanın gerçekten değerli olup olmadığını, tüm gücü ve ruhuyla çalışıp çalışmayacağını ve tüm özlemlerinin sırf bu dünyada elde edilecek olanın, herhangi bir maddesel şeyde değil, sadece Yaratıcısı’nı hoşnut etme amacında olduğunu ummak olup olmayacağını tartmaya gelir.

O zaman acı bir tartışma başlar, çünkü kişi her iki yönde de argümanlar olduğunu görür. Yazılar bu konuda uyarır: “Ben’den başka tanrın olmayacak.” Çalışmanızı tartmanız için size taşları başka bir tanrının verdiğini söylemeyin, yalnızca “Ben’im huzurumda” deyin.

Bunun yerine, kişi bunun “Ben’im huzurumda” olarak kabul edildiğini bilmelidir. Bu böyledir, böylelikle kişi çalışmanın yapısının üzerine inşa edildiği temelin ve dayanağın gerçek formunu görecektir.

Çalışmadaki ağırlık öncelikle bunların birbirini yalanlayan iki metin olmasından kaynaklanmaktadır. Bir yandan, kişi tüm çalışmasının Yaradan’la Dvekut ‘u [bütünleşmeyi] edinmek olmasına gayret etmeli, tüm arzusu kendisi için değil, sadece Yaradan’a hoşnutluk bahşetmek için olmalıdır.

Öte yandan, bunun birincil amaç olmadığını görürüz, çünkü yaratılışın amacı yaratılanların Yaradan’a ihsan etmesi değildir, çünkü Yaradan’ın yaratılanların O’na bir şey vermesine ihtiyacı yoktur. Aksine, yaratılışın amacı O’nun yarattıklarına iyilik yapma arzusundan, yani yaratılanların O’ndan haz ve zevk almasından kaynaklanmaktadır.

Bu iki mesele bir uçtan diğerine birbiriyle çelişir, çünkü bir yandan ihsan etmek gerekirken diğer yandan almak gerekir. Başka bir deyişle, yaratılışın ıslahı, Dvekut’a ulaşma meselesi vardır ki bu da form eşitliği olarak algılanır ve kişinin tüm eylemleri yalnızca ihsan etmek olacaktır. Daha sonra, yaratılışın amacına – Yaradan’dan haz ve zevk almaya – ulaşmak mümkündür.

Bu nedenle, kişi kendini ihsan etme yollarında yürümeye alıştırdığında, kişinin zaten alma kapları yoktur. Kişi alma yollarında yürüdüğünde ise, ihsan etme kaplarına sahip değildir.

Dolayısıyla, “tartılacak taşlar” sayesinde kişi her ikisini de elde eder, çünkü çalışma sırasında yaptığı müzakereden sonra, üstesinden geldiğinde ve cennetin krallığının yükünü akılda ve kalpte ihsan etme formunda üstlendiğinde, bu, üst bolluğu çekmeye geldiğinde, zaten her şeyin ihsan etme formunda olması gerektiğine dair sağlam bir temele sahip olduğu için, bu nedenle, kişi biraz aydınlanma aldığında bile, onu ihsan etmek için almasına neden olur. Bunun nedeni çalışmasının tüm temelinin yalnızca ihsan etmek üzerine inşa edilmiş olmasıdır. Bu, kişinin “ihsan etmek için alması” olarak kabul edilir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,106