e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2022 > Sabah Dersi Materyali – Yaşamaktansa Ölmeyi Tercih Ederim – 5 Ağustos

Sabah Dersi Materyali – Yaşamaktansa Ölmeyi Tercih Ederim – 5 Ağustos

1) Yunus 4:3

Tanrım, şimdi lütfen hayatımı benden al, çünkü ölüm benim için hayattan çok daha iyidir.

2) Rabaş, Makale 22, Kişinin Yaradan’dan İstediği Hediye Nedir? (1987)

Kişi ihsan etme arzusunu edinmediği müddetçe Keduşa’dan ayrı olacağını ve ‘Yaradan’la Dvekut’ denen maneviyatı edinmek için hiç umudunun olmadığını, ancak sürekli olarak kendine sevgiye batmış olacağını ve Keduşa’ya girme şansının olmadığını ve Klipot’ta kalacağını fark eder ve bu ona acı verir ve der ki: “Bu durumda yaşamaktansa ölmek daha iyi.” Buna ‘gerçek bir ihtiyaç’ denir. O zaman kişi Yaradan’ın ona ihsan etme kaplarını vermesi için dua ettiğinde, buna ‘gerçek bir ihtiyaç’ denir ve aşağıda olana atfedebileceğimiz yegâne şey; eksikliktir. İhsan etme kaplarının eksikliği budur. Buna Kli, yani ihtiyaç denir.

Bunun için dolum, yani ihsan etme arzusu Yaradan’a aittir.

3) Rabaş, Makale 10, Çalışmada “Kral Davud’un Bir Hayatı Yoktu” Nedir? (1990)

Kişi çırılçıplak ve muhtaç durumdayken hayatı kalmamış sayılır. Kişi hatalarını hissettiğinde ve gelecek -isteklerini tatmin edebilmek- onun için parlamadığı  zaman kişi, “Yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.” der.

Bununla, “Kral Davut’un yaşamı yoktu.” yazısını yorumlamalıyız. Şöyle ki, dünyanın yaratılışındaki bütün mesele, yaratılanların haz ve zevk almasıydı. Bu nedenle, işin sırası şudur: Kişi öncelikle yaratılışın amacına, yaratılanların haz ve zevk almalarının Yaradan’ın isteği olduğuna inanmalıdır.

4) Rabaş, 9. Mektup

Çalışmaya alışmış, çalışmanın içine girmek ve gerçeği görmek arzusuyla eylemlerini ıslah etmek isteyen kişiye, gerçeği bilme arzusuna bağlı olarak yukarıdan gerçek seviyesi gösterilir —Lişma çalışmasından ne kadar uzak olduğunu görme—. Bayağılıkta kalmaya mecbur edilir; çünkü bütün dünya gerçeği görmediği, kötünün hükmü altında olduğunu bilmediği ve Yaradan çalışmasına başlamadığı için içindeki kötülüğü diğerlerinden daha fazla görür. Yaradan için bir şey yapamadığını görür ve dolayısıyla Yaradan’dan ayrı olduğunu hisseder.

Ölü gibi hisseder, çünkü Yaşamın Yaşamından ayrılmıştır. Ölümün tadını hissettiğinden ve ölmekten daha aşağıda başka bir şey olmadığından kesin bir bayağılıktadır. Bu zamanda yakarır: “Yaşamak yerine ölsem daha iyi.” Çünkü en azından Tora ve Mitzvot’u suçlamayacak ve kutsal adları dünyasal ihtiyaçları için kullanmayacaktır.

5) Rabaş, Makale 5, Dünyanın Yaratılışının İhsan Etme Yoluyla Olması Ne Demektir? (1989)

O’nun iyilik yapma arzusu yaratıklarının haz ve neşe duymasıdır. Yaratıklarına her zaman zevk almayı arzulayan bir istek ve özlem koydu. İstedikleri şeyin eksikliğini gideremezlerse acı çekecek ve eksikliği giderememekten kaynaklanan acının boyutu da özlemin boyutuna bağlı olacaktır.

Bazen, acı öyle bir hale gelir ki, bir insan eksikliği giderilip tatmin olmadığında “Yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.” der. Ama bunun nedeni, eksikliğinden çektiği acıdır. Doğal olarak, arzusuna kavuşamadığında; “Yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.” dediği arzusunu elde ettiğinde yaşadığı tatminden dolayı aldığı ne büyük bir zevktir!

Çalışmayla ilgili olarak da, kişi Yaradan ile Dvekut koşuluna gelemediğinde öyle bir eksiklik yaşamalıdır ki, “Yaradan ile Dvekut’a gelemezsem bu yokluk bana öyle eziyet etsin ki  ‘Yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.’” demelidir.

6) Rabaş, Makale 16, Onlara Daha Fazla Eziyet Edildikçe (1985)

Çalışma, insanın kaçınacağı eylemlerdir ve kişi, bir ödül almak istediğinden başka bir seçeneği olmadığı için bunları yapar. Ödül, kişinin arzuladığı şey olarak kabul edilir ve tek arzusu ve dileği o şey içindir. Gerçek özlem, bu şeyin, kişinin kalbine son derece derinden dokunması, “Eğer onu elde edemezsem yaşamaktan ziyade öleyim.” demesidir. Dolayısıyla, eğer kişi, arzuladığı şeye sahip olamadığı için bir ızdırap duymuyor veya acı çekmiyorsa, bu, bir arzu olarak kabul edilmez. Ve kişinin özlemi, çektiği ızdırabın boyutuna göre ölçülür.

Dolayısıyla eğer kişi, bir doyum almak istiyorsa, öncelikle bir eksikliğe sahip olmalıdır. Bu böyledir çünkü Kli (kap) olmadan ışık yoktur ve eğer bir eksiklik yoksa, hiç kimse kabı herhangi bir şeyle dolduramaz. Örneğin, kişi, iştahı olmadan yemek yiyemez ya da yorgun olmadan dinlenmekten keyif alamaz.

7) Rabaş, Makale 2, Kötülüğün Farkındalığının Önemi (1987)

Çoğunluğun görüşünün insan üzerinde büyük etkisi olduğundan ve genel halk Yaradan’a ilişkin çalışma konusunda kendilerini bütün hissettiklerinden, çoğunluğun görüşü insanı da etkiler. Ve her ne kadar insan, genel halkın yöntemini edinmek istemese de, onlar yine de insanı zayıflatır ve böylece onun eksikliğini pek fazla hissetmez ve insan çalışmasında zayıflar.

Şöyle ki, beden ona şunu der: “Yaradan için olan çalışmayı tamamlamadığın doğrudur, fakat bundan dolayı pişmanlık duyacak ve bunun için kalpten dua etmeni gerektirecek kadar kötü değil. Şöyle ki, eğer Yaradan’ı tatmin edecek ihsanı edinme mertebesi ile ödüllendirilmediysen, bunun hakkında şunu dersin: ‘Ölümümü hayatıma tercih ederim.’ Bunu yapma zorunluluğun yok. Sonuçta, görüyorsun ki genel halk ev sahibinin yolunu seçer. Doğru, her şeyi ihsan etmek için yapabilsen daha iyi olurdu, fakat Yaradan’dan yardım istemelisin. Ve yine de Yaradan’dan sana yardım gelmediyse o kadar endişe edersin ki, ‘Ölümümü hayatıma tercih ederim’ dersin.

8) Rabaş, Makale 15, Çalışmada “Boş bir Mekânda Kutsama Yoktur” Ne Demektir? (1988)

Yaşamdaki tatmin özellikle başkalarının sahip olduğundan yoksun olduğu zamanla alâkalıdır. Başkalarından daha fazla kazanıyor olabilir ve hatta çevresinden daha önemli şeylere sahip olabilir, ancak yine de bundan tatmin olmayabilir. 

Kadınlar bunu daha çok hissederler. Bir şeyden yoksunsa, arkadaşlarından çok daha fazlasına sahip olsa bile, kendini eksik hissediyorsa, bir kadın, “Ölmeyi tercih ederim” diyebilir ve arkadaşlarından daha fazla şeye sahip olmak onu rahatlatmaz. Eksiklik yüreğine dokunursa, kendisini tüm dünyadan daha mutsuz hissettiğini söyler.

Şöyle ki kişi gerçek bir eksiklik hissettiğinde başkalarının da buna sahip olmaması onu rahatlatmaz. Arzusunu tatmin edememek acısını belirler ve kişiyi intihar etmeye bile götürebilir. Ancak bu, gerçek bir eksikliktir.

9) Rabaş, Makale 27, Çalışmada “Her Çimen Yaprağının Yukarıda, Ona Vurup Büyü Diyen Bir Görevlisi Vardır.” Ne Demektir? (1990)

Izdırap, konuya duyulan özlemle ölçülür. Maddesellikte gördüğümüz gibi, bazen karşılıksız aşk, kişinin bu konuda elde edemeyeceğini görmesinin acısı nedeniyle, kendi canını almasına neden olabilir. Bu nedenle “Yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.” der ve intihar eder. Ancak bu sadece maddiyatla ilgilidir.

Manevi konularda, ıslah amacıyla bir Tzimtzum [kısıtlama] ve gizleme yerleştirildi, böylece Tora ve Mitzvot’ta giydirilen haz ve keyif görülmez. Bu, Yaradan adına çalışmaya yer açmak için bilerek yapıldı. Aksi takdirde seçim yapmak imkânsız olurdu, böylece kişi ihsan etmek için çalışma gücüne sahip olur.

10) Baal HaSulam, Şamati 209- Duada Üç Koşul

Duada üç koşul vardır:

1. Çağdaşlarının hepsinden daha kötü durumda olmasına rağmen, O’nun kurtarabileceğine inanmak; onu kurtarmakta “Efendi’nin eli kısa mı kalacaktır ki? Aksi takdirde Ev Sahibi kendi kaplarını koruyamaz ki!”

2. O artık yapabileceği her şeyi zaten yapmıştır, daha fazla çareye sahip değildir ve de durumu için şifa görmemiştir.

3. Eğer O yardım etmezse ölmesi, hayatta olmasından daha iyi olacaktır. Dua kalpteki kayıptır. Daha fazla kaybettiğinde, duasının ölçüsü de artar. Açıkçası, lüksten yoksun biri, ölüme mahkûm edilmiş biriyle aynı değildir, eksik olan sadece infazdır ve o zaten demir zincirlerle bağlıdır ve hayatının bağışlanması için ayakta durur ve yalvarır. Kesinlikle dinlenmeyecek, uyumayacak ya da hayatı için dua etmekten bir an bile ayrılmayacaktır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,094