e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2022 > Sabah Dersi Materyali – Av’ın 15’i: Sevgi Günü – 10 Ağustos

Sabah Dersi Materyali – Av’ın 15’i: Sevgi Günü – 10 Ağustos

1) Tifferet Şlomo, Tora Hakkında, Devarim

Gemara’da (Taanit 4:8) şöyle denir: “Rabbi Şimon Ben Gamliel dedi ki: ‘İsrail için Av’ın on beşinci gününden ve Kefaret Günü’nden daha iyi günler yoktu.’ On beşinci gün geldiğinde bize büyük merhametler uyanacak ve güzel günler başlayacak. Bu nedenle daha önce bu kadar güzel günler yoktu. Ayrıca O, her şeyi en iyiye, kurtuluşa ve teselliye çevirecek.

2) Likutey Halahot, Hilhot Gitin, Kural 3

Bilgelerimizin dediği gibi, Av’ın on beşi, Av’ın dokuzunun ıslahı ve tatlandırılması olarak kabul edilir. Bilgelerimizin dediği üzere, Av’ın dokuzunda çölün ölülerinin fermanı vardı, çünkü her yıl, o zaman çölde ölecekler ve Av’ın on beşinde çölün ölümü duracaktır. Bundan, Av’ın on beşinin, Av’ın dokuzunun ıslahı ve tatlandırılması olarak kabul edildiği sonucu çıkar.

3) Tifferet Şlomo, Tora Hakkında, Devarim

Av’ın on beşinde, iyi günler parlamaya başladığında, Yaradan’ın bizim lehimize doğru gelen iradesine hazırlanmak için aynı zamanda herkesin iradesi dostuna dahil edilmeli, ayakta durup onun lütfunu beklemelidir. Gemara’da ima edilen budur; kabilelerin birbirine karışmalarına izin verildiği gün, yani İsrail oğullarından herkes kendi nimetinden ve lütfundan arkadaşına da yardım edecektir.

4) Baal HaSulam, 2. Mektup

En önemli mesele “sevgi” denilen manevi bağ ile ilgili olarak bunu yapacağım, tıpkı şöyle yazıldığı gibi: “Ve Sen bizi bir araya getireceksin, Kralımız, Sen’in yüce adına, Selah, gerçekte ve sevgide.” Ve ayrıca “O’nun halkını, İsrail’i, kim sevgiyle seçer?” Bu, senin de çok iyi bildiğin gibi Yaradan’ın önceden kalbinde gizlediği tüm sevgiyi, yarattığı varlıklarına ifşası, kurtuluşun başlangıcı ve ıslahın sonudur.

 

5) Rabaş, Not 410,  Kendini Sevmek ve Yaradan Sevgisi

Kendini sevmek vardır ve Yaradan’ı sevmek vardır ve başkalarını sevmek olan bir hal vardır. Başkalarını sevmekle, Yaradan sevgisine geliriz. Rabbi Akiva’nın, ‘Komşunu kendin gibi sev, Tora’da büyük bir kuraldır’ sözlerinin anlamı budur.

Yaşlı Hillel’in, ona ‘Tek ayağın üzerinde bana bütün Tora’yı öğret’ diyen, inancı olmayan birine söylediği gibi. Ona dedi ki: ‘Nefret ettiğin şeyi dostuna yapma. Gerisini git, çalış’. Bu böyledir, çünkü Yaradan sevgisine, başkalarını sevmek aracılığıyla geliriz ve o zaman, Tora’nın tamamı ve bütün bilgelik kişinin kalbindedir.

 

6) Baal Hasulam, Yaradan Sevgisi ve Yaratılan Sevgisi

Bu Hillel’in söylediği şeydir. “Dostunu kendin gibi sev.” nihai hedeftir. Çünkü bu insanlık için en uygun formdur.

Amellerle yanlışa düşmemeliyiz. Biliyoruz ki, dostumuzun ihtiyacını kendimizinkinin önüne koyarsak bu, ihsan etme niteliğidir. Bu sebeple Hillel amacı “Ve Tanrı’nı tüm kalbinle, ruhunla ve gücünle seveceksin.” olarak tanımlamaz, çünkü onlar gerçekten bir ve aynı şeydir. Bu böyledir, çünkü kişi dostunu da tüm kalbiyle ve ruhuyla sevmelidir, çünkü bu “kendin gibi” sözünün anlamıdır. Her şeyden evvel kişi tüm kalbi, ruhuyla kendini sever, fakat Yaradan’la ilgili kişi kendini kandırır; dostuyla ise her şey gözlerinin önündedir.

7) Rabaş, Makale 30, Dostlar Meclisinde Ne Aranmalıdır? (1988)

Başkalarını sevmeye dayanan dost sevgisi ki bununla Yaradan sevgisi edinilir, normalinde dost sevgisi olarak bilinen şeyin zıttıdır. Diğer bir deyişle dost sevgisi, dostlarım beni sevecek demek değildir. Daha ziyade bu, dostlarımı sevmek zorunda olan benim, demektir.

8) Rabaş, 40. Mektup

Bunun için bir dua vardır. Yaradan ona dostunun sevgisini hissettirerek ve dostunu kalbine yaklaştırarak ona yardım edecektir.

 

9) Rabaş, Makale 2, Dost Sevgisine Dair (1984)

Unutmamalıyız ki, grup diğerlerini sevme temeli üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla her üye, başkalarını sevme ve kendinden nefret etme koşulunu gruptan alır. Ve dostun kendisini iptal etmek ve başkalarını sevmek için gayret ettiğini görmek, herkesin diğer dostların niyetlerine entegre olmasına neden olur.

Dolayısıyla, örneğin, eğer grup on üyeden oluşuyorsa, her biri kendini iptal etmeyi, kendinden nefret etmeyi ve başkalarını sevmeyi uygulamak için on güce sahip olur.

10) Rabaş, 40. Mektup

En güçlü olanların bile kalplerinin yıpranması pahasına, her ikisi de kalbinin duvarlarından sıcaklık yayar ve bu sıcaklık bir sevgi giysisi oluşturana kadar sevginin kıvılcımlarını ateşler. Sonra, her ikisi bir battaniye ile örtülmüş olur, yani tek sevgi her ikisini de örter ve sarar, tıpkı Dvekut’un (birleşme) ikiyi bir olarak birleştirmesi gibi.

Ve kişi dostunun sevgisini hissetmeye başladığında, yenilik hoşa gider kuralı gereği haz ve neşe, içinde derhal uyanmaya başlar. Dostunun sevgisi onun için yeni bir şeydir, çünkü o zamana kadar kendi iyiliğini düşünen tek kişi kendisiydi. Fakat dostunun onunla ilgilendiğini keşfettiği an, bu onun içinde ölçülemez bir neşe uyandırır, insan sadece haz hissettiği yerde olmak istediğinden artık kendisiyle ilgilenmez. Ve dostuyla ilgilenerek haz hissetmeye başladığından, doğal olarak kendisini düşünmez.

 

11) Rabaş, 40. Mektup

Her hediye […] dosta verilen şey taşa delik açan kurşun gibidir. İlk kurşun taşı sadece çizse bile, ikinci kurşun yerine ulaşıp çentik atar ve bir üçüncüsü delik açar.

Ve kurşunlar vasıtasıyla, tekrar tekrar vurur ve bu, dostunun tüm hediyelerin bir araya geldiği taştan kalbinde bir delik açar. Ve her bir hediye, yani tüm sevgi kıvılcımları taştan kalbin deliğinde bir araya geldiğinde sevgi alev olur.

Kıvılcımla alev arasındaki fark şudur ki sevginin olduğu yerde açık bir ifşa vardır. Yani içinde sevgi ateşinin yandığı her bir dost için bu bir ifşadır. Ve sevginin ateşi kişinin yolda karşılaştığı her arzuyu yakar.

12) Baal HaSulam, 2. Mektup

Sana aramızdaki sevginin soğuma korkusunu içinde uyandırmanı tavsiye edeceğim. Akıl bunu anlamayı reddetse de, düşün, eğer sevgiyi artıracak bir taktik varsa ve kişi onu arttırmıyorsa, bu da düşüş olarak kabul edilir.

Bu tıpkı dostuna büyük bir hediye veren kişinin durumu gibidir. Eylem sırasında kalbindeki sevgi, eylemden sonra kalbinde geride kalan sevgiden farklıdır. Daha ziyade, sevginin bereketi tamamıyla kaybolana kadar gittikçe küçülür. Bu nedenle, hediyeyi veren kendinde bunu her gün yenilemek için bir taktik bulmak zorundadır.

Tüm çalışmamız budur. Her geçen gün aramızdaki sevgiyi göstermek, tıpkı almak gibi, yani akla pek çok ilave yaparak artırmak ve çoğaltmak, ta ki şimdinin bereketi gerçek bir hediye gibi duyularımıza dokunana kadar. Bu, zamanı geldiğinde kullanılacak büyük taktikler gerektirir.

13) Rabaş, 8. Mektup

Ve bir kez bu giysiyi talep ettiğimde sevginin kıvılcımları içimde ışıldamaya başlar. Kalbim dostlarla birleşmeye özlem duyar ve bana öyle gelir ki, gözlerim dostlarımı görüyor, kulaklarım onların sesini duyuyor, ağzım sevgi ve neşe içinde onlarla konuşuyor, eller kavuşuyor, ayaklar daireler çiziyor ve dünyasal sınırlarımın ötesine geçiyorum. Dostlarım ve benim aramdaki geniş uzaklığı unutuyorum ve aramızda birkaç mil toprak uzanmıyor artık.

Bu tıpkı dostlarımın kalbimin tam içinde durup, neler olduğunu görmeleri gibi ve ben dostlarıma karşı yaptığım küçük eylemlerden dolayı utanıyorum. Sonra dünyasal kaplardan çıkıyorum ve bana öyle geliyor ki dostlarım ve benim haricimde dünyada başka bir gerçeklik yok. Bundan sonra, “ben” iptal oluyor ve onlarla kaynaşıyorum, ta ki dostlarımın haricinde dünyada hiçbir gerçekliğin olmadığını hissedene kadar.

14) Maor VaŞemeş, Devarim

En önemli şeyin, dostlar arasındaki gerçek bağ olduğu bilinir. Bu, her türlü kurtuluşa ve yargıların tatlanmasına neden olur. Sevgi, kardeşlik ve dostluk ile bir araya geldiğiniz zaman, bu yolla tüm yargılar ortadan kalkar ve merhamet ile tatlanır ve bağ kurmak yoluyla, tam bir merhamet ve iyi kalplilik bu dünyada ortaya çıkar.

15) Rabbi İsrail Meir HaKohen, HaHafetz Haim, Zahor LeMiriam, 11

Yaradan ne zaman yarattıklarından hoşnut olur? İsrail birleştiğinde ve aralarında kıskançlık, nefret veya rekabet olmadığında, herkes yalnızca dostunun yararını düşündüğünde. O zaman Yaradan, yarattıklarından memnundur ve bununla ilgili olarak: “Rab, yaptıklarından haz alacak.” denilmiştir. Üstü kapalı olarak şu ayeti açıklayabiliriz: “Komşunu kendin gibi sev, Ben Rabbim.” Yani komşunu kendin gibi seviyorsan Ben, Rab, senin içinde olacağım ve ikinizi de seveceğim.

 

16) Baal HaSulam, On Sefirot Çalışılmasına Giriş 69-74

Ve insanla insan arasındaki sevgi özelliğini incelediğimizde sevginin dört ölçüsünü, biri diğerinin üzerinde, yani dört olan ikisini görüyoruz.

İlki “koşullu sevgi.” Muazzam güzellik, haz ve kişinin dostundan sağladığı menfaatten dolayı kişinin ruhu dostuna şaşırtıcı bir sevgiyle bağlanır.

Bunun iki ölçüsü vardır: Birbirleriyle tanışmadan ve birbirlerini sevmeden önce birbirlerine zarar verdiler. Ancak şimdi bunu hatırlamak istemiyorlar, çünkü “Sevgi tüm günahları örter.” İkinci ölçü ise birbirlerine her zaman iyilik yapıp yardım ettiler ve aralarında hiçbir kötülük ya da hasar yoktur.

İkincisi “koşulsuz sevgi”dir. Yani kişi, dostunun erdemini yüce olarak, hayal edilebilecek bir ölçünün ötesinde görür. Bundan dolayı ruhu dostuna sonsuz sevgiyle tutunur.

Burada da iki ölçü vardır: İlki kişi, dostunun başkalarına karşı her hareketini ve iyiliğini bilmeden öncedir. Bu durumda bu sevgiye “mutlak sevgiden az” denir.

Bunun nedeni kişinin başkalarıyla alışverişi olmasıdır ve yüzeyde başkalarına farkında olmadan zarar veriyor gibi görünür. Bu şekilde, eğer seven kişi onları görürse dostunun erdemi tamamen kusurlu olur ve aralarındaki sevgi bozulur. Ancak bu alışverişi görmediğinden sevgisi hâlâ bütün, büyük ve gerçekten muazzam olur.

Koşulsuz sevginin ikinci özelliği sevginin genel olarak dördüncü özelliğidir. Ancak, ek olarak artık kişi hiç eksiksiz dostunun başkalarıyla tüm alışverişini ve hareketlerini biliyordur. İncelemiş ve görmüştür ki onlarda kusurun izi bile yoktur, tersine dostunun iyiliği hayal edilebilenin ötesindedir. Şimdi bu “ebedi ve tam sevgi”dir.

İnsan ve insan arasındaki sevginin dört özelliğinin insan ve Yaradan arasında da geçerli olduğuna dikkat edin. Dahası, Yaradan sevgisinde bunlar neden-sonuç yoluyla derecelere dönüşüyor.

Bunların edinimi, koşullu sevgiyi edinmeden mümkün değildir. Ve tamamen edinildiğinde, o ilk özellik kişinin ikinci özelliği edinmesini sağlar. Ve kişi ikinci özelliği tamamen edindiğinde bu üçüncü özelliği edinmeyi sağlar. Sonunda üçüncü özellik dördüncü özelliğin, ebedi sevginin edinimini sağlar.

İnsan ve insan arasındaki bu dört sevgi niteliğinin insan ve Yaradan arasında da geçerli olduğuna dikkat edin.

17) Zohar, BeŞalah, 245

İnsan Yaradan’ı sevmelidir, çünkü Yaradan’ın nezdinde sevgiden başka bir iş yoktur. O’nu seven ve sevgiyle çalışan herkese Yaradan “Sevgili” der.

18) Zohar, Nasso, 105

Yazıldığı üzere, ben geldim ama orada hiçbir adam yoktu. Neden? İsrail Yaradan’ın nezdinde ne kadar da sevilir, nerede olurlarsa olsunlar Yaradan onlarladır, çünkü onlardan sevgisini hiç esirgemez. Yazıldığı üzere: “Bırakın onlar bana bir tapınak yapsınlar, böylece onların arasında oturabilirim.”

19) Zohar Ki Tissa (Aldığın Zaman), “Şimdi Beni Rahat Bırak”, 54

 Şu birbirini sevmeyen dostlar bu dünyadan vaktinden önce ayrılırlar. Raşbi zamanında, tüm dostların arasında sevgi ruhu ve sevgi havası vardı. Bu nedenle onun neslinde Tora’nın sırları ifşa oldu. Rabbi Şimon diyecektir ki: “Birbirini sevmeyen tüm dostlar kendileri doğru yoldan sapmaya neden olurlar. Dahası Tora’ya leke sürerler, çünkü Tora’da sevgi, kardeşlik ve hakikat vardır. İbrahim İshak’ı sevdi; İshak İbrahim’i sevdi ve onlar kucaklaştılar. Ve her ikisi de Yakup’a sevgi ve kardeşlikle tutundular ve canlarını birbirlerine verdiler. Dostlar onlar gibi olmalı ve onlara leke sürmemeli, eğer içlerinde sevgi yoksa onların yukarı değerine – bunlar İbrahim, İshak ve Yakup’tur, HGT’dir- leke süreceklerdir.

20) Zohar, Kedoşim, “Tabii ki, Komşuna Sitem Edebilirsin.” Madde 100

“Kalbinde kardeşinden nefret etmeyeceksin; komşuna tabii ki öğüt verirsin ve bunun yüzünden günaha girmezsin.” Bu emir, günah işlemesi için onu uyarmak ve ona büyük bir sevgi göstermek, onu sevdiğini göstermektir. Böylece öğüt veren cezalandırılmaz. Yaradan hakkında şöyle yazılmıştır: “Rab kimi sever, ona öğüt verir.” Yaradan’ın yaptığı gibi, insan da sevdiğine nasihat ederek O’nun yolundan öğrenecek ve sevdiği komşusuna nasihat edecektir. Yaradan, saklanarak kişiye sevgiyle öğüt verir. O’nun nasihatini kabul ederse çok iyi; değilse, onu sevenler arasında öğütler. Kabul ederse çok iyi; değilse, herkesin gözü önünde ona açıkça nasihat eder. Kabul ederse çok iyi; değilse, onu terk eder ve artık onu uyarmaz, zira onu gitmesi ve istediğini yapması için bırakır.

21) Baal HaSulam, Zohar Kitabı’na Giriş, “İkinci Emir” 201

Tam sevgi, ister Din’de, ister Hesed’de, başarılı yollarla her iki tarafta da sevgidir. Ruhunu O’ndan uzaklaştırsa da Yaradan’ı sevecektir. Bu sevgi tamamdır, çünkü Hesed’de ve Din’de her iki taraftadır. Böylece yaratma eyleminin ışığı ortaya çıktı ve sonra gizlendi. Gizlendiğinde sert Din ortaya çıktı ve iki taraf, Hesed ve Din bir araya gelerek bütün oldu. […]

Bu, iki ucun tek olarak birbirine dahil edilmesine yer verdi. Bu böyledir, çünkü artık Onun ruhunu O’ndan alırken bile O’nun sevgisinin bütünlüğünü ifşa etmek mümkün olur. Böylece, sevgiyi tamamlamaya yer veren, gizli ve sert Din ortaya çıkmasaydı, erdemliler bu büyük sevgiden mahrum kalacak ve açığa çıkması asla mümkün olmayacaktı.

22) Zohar, VaEthanan, 145-146

Erdemlinin o dünyada birçok kısım üstüne kısmı vardır. Bu kısımlar arasında en üstte olanı Efendi’nin sevgisine bağlanmış olanlar içindir; çünkü onların kısmı hepsinin üzerinde yükselen sarayla bağlantılıdır; çünkü Yaradan bununla sevgi ile taçlanır.

Onların hepsinin yukarısındaki bu saraya “sevgi” denir ve her şey sevginin üzerinde durur. Yazıldığı üzere, “Sevgiye susuzluğunu sular gideremez.”

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,151