e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Daha Yakınlaşmak İçin Daha Çok Büyümek – 19 Temmuz

Sabah Dersi Materyali – Daha Yakınlaşmak İçin Daha Çok Büyümek – 19 Temmuz

1) Baal HaSulam, Şamati 172- Engeller ve Gecikmeler Konusu

Önümüze çıkan tüm engeller ve gecikmeler bir nevi yakınlaştırmadır – Yaradan bizleri yakınlaştırmak ister. Tüm bu engeller sadece bizleri yakınlaştırır, zira bunlar olmasaydı Yaradan’a yakınlaşma imkânımız hiç olmazdı. Bunun nedeni bizlerin maddeden yaratılmış olması ve Yaradan’ın ise en yüce olması. Sadece kişi yakınlaşmaya başladığı zaman aramızdaki mesafeyi hissetmeye başlar. Dolayısıyla kişinin aştığı her engel yolu kişiye yakınlaştırır.

(Bunun nedeni kişinin uzaklaşan bir çizgide ilerlemeye alışmasıdır. Dolayısıyla kişi ne zaman kendisini uzak hissederse, süreçte hiçbir değişim etkisi yapmaz, zira baştan biliyor ki uzaklaşan bir çizgide ilerliyor.

2) Rabaş, Makale 44, Çalışmada, İsteğe Bağlı Savaş, Nedir?

Kişi aşağı bir durumdayken bu durum Yaradan ondan uzaklaştı ve kişinin çalışma için hiçbir arzu ve özlemi yok demektir. Bu Yaradan kişiye maneviyatı tatsız bir şekilde veriyor demektir. Dahası kişi kaçmak ve bu çalışmayı tamamen unutmak ister. Bu, Yaradan ona Ahoraim’i gösteriyor demektir.

Yaradan’ın Panim’i O’nun yarattıklarına iyilik yapma arzusudur ve Ahoraim bunun tam tersidir. Yaradan kişiye neden Ahoraim’i gösterir? Bu maksatlıdır, bununla kişi Yaradan ile Dvekut’a doğru bir ivme kazanır, zira artık aynı aşağılık koşulda kalamaz. Buradan anlaşılan şudur ki, Ahoraim’in içindeyken Panim farkına varılır.

3) Zohar, Bereşit Alef, 159

O seviyedeki Panim’in ölçüsü neyse Ahoraym’ın ölçüsü de odur. Ahoraym’ın damıtılması, Panim’in damıtılması için bir çağrı ve davettir. Bu nedenle, edindikleri Ahoraym’ın gizi ölçüsünde, edinecekleri ifşaatın ölçüsünü bildiler.

Rabbi Şimon, ona Rabbi Şimon diye değil de Şimon diye seslenildiğini duyduğunda, bunun anlamı çağıran Ahoraym’in damıtılması o kadar güçlüydü ki, bu onun tüm kademelerini kaybetmesine ve çarşıdaki Şimon gibi basit bir insan hâline gelmesine neden oldu demektir. Böylece çok yüksek bir Panim’in edinimine çağrıldığını ve davet aldığını anladı.

4) Rabaş, Makale 5, Çalışmada, “İsrail sürgündeyken, Şehina da onlarladır,” Ne Demektir?

Kişi kendini sürgünde hissettiği zaman, yani çalışmada sürgünün tadını aldığı ve sürgünden kaçmak istediği zaman, bunun anlamı şudur ki kişi nereye sürgün edilirse edilsin, Şehina da onlarla beraberdir. Şöyledir, Şehina onların sürgünün tadını almasını sağlar. “Onlarla beraber,” sözünün anlamı şudur, Şehina onlara bağlıdır ve onlar Şehina’dan ayrılmamışlardır, onlar bunun düşüş olduğunu söylerler. Aksine şimdi Şehina ona, böylece Keduşa’nın derecesine tırmansın diye bir itiş vermekte ve kendini düşüş kıyafetine büründürmektedir.

Kişi bunun böyle olduğunu bilir ve inanırsa, bu ona cesaret verir ve mücadeleden kaçmaz, ihsan etme çalışmasının kendisi için olmadığını söylemez, çünkü her zaman kendisinin yükseliş ve alçalış durumunda olduğunu ve durumların bir sonu olmadığını görür ve çaresizliğe düşer.

Ama eğer inancın yolunda yürürse ve bilgelerimizin sözlerine inanırsa, o zaman bunun tersini söylemelidir.

5) Rabaş, Makale 30, Çalışmada Menora’yı Yakmak Ne Demektir (1989)

Kişi her defasında ne kadar ilerlediğini görmek zorundadır. Ancak kişi şunu idrak etmez; karanlığı edinmede ilerlemek zorundadır çünkü edinmek zorunda olduğu tek Kli budur. Kli dolmak için bir ihtiyaçtır. Şöyle ki eğer eksiği için dolumu yoksa karanlıkta olduğunu hisseder. Bu nedenle, kişi çalışmada ilerlemediğini söylememelidir.

Bu nedenle, mücadeleden kaçmak istemesi doğru değildir, bu her defasında ışığı edinmekten, yani Yaradan’ın ona “ihsan etme” Kli’sini vermesinden ne kadar uzak olduğunu gördüğü içindir. İhsan etme arzusunu kendi başına edinemez ve o zaman dünyasının karardığını hissetmeye başlar. O vakit ışık gelir, yani yukarıdan yardım gelir, yazıldığı üzere, “Arınmaya gelene yardım edilir.”

6) Rabaş, Makale 29, Lişma ve Lo Lişma (1986)

Aldığı iniş, kişinin kendi iyiliği içindir; yani, biraz bütünlüğe sahip olduğunu düşündüğü içinde, bulunduğu bu durumdan aşağıya indirilerek, özel bir muamele görmüştür. Bu, onun içinde bulunduğu bu durumda tüm yaşamı boyunca kalmaya razı olmasından da açıkça bellidir.

Fakat şimdi, maneviyattan uzak olduğunu görür ve şöyle düşünmeye başlar: ‘Gerçekte benden istenen nedir?’ Ne yapmalıyım? Erişmem gereken amaç nedir?’ Çalışmak için gücü olmadığını görür ve kendini ‘Cennetle, yeryüzü arasında’ bir durumda bulur. Öyle ki insanın güçlenmesine, yalnızca Yaradan yardım edebilir; kişi kendi başına, ölüme mahkûmdur.

Bunun hakkında şöyle söylenmiştir, ‘Sadece Rabbe ümit bağlayan, yeniden güç kazanacaktır’. Bu, Yaradan’a ümit bağlayanlar anlamındadır. Yani dünyada, her seferinde, onlara yeniden güç kazandırarak yardım edecek, başka kimsenin olmadığını görenler demektir. Bunu takiben, bu iniş aslında yükseliştir.

7) Rabaş, Makale 1, Çalışmada, “Bizim Senden Başka Kralımız Yok,” Nedir (1991)

Kişi aşağı durumda oluşunun nedeninin şimdi daha kötü olması yüzünden olduğunu söylememeli, aksine şimdi, tüm yaptığı işler yalnız cennet hatırına olsun diye kendini düzeltmek istemektedir. Yukarıdan ona gerçek durumu, yani bedeninde gerçekte ne olduğu gösterilmektedir ki bu çok gizliydi ve dışarıdan görülmüyordu, ama Yaradan şimdi ona bunu göstermekte.

Bunun hakkında denilebilir ki Yaradan’ın ona içindeki kötülüğü göstermesi merhamettir, zira böylece gerçeği bilecek ve Yaradan’dan gerçek bir dua ile talepte bulunabilecek. Böylece şimdi bir yandan Yaradan’dan ne kadar uzak olduğunu görebilecek ve diğer yandan da kişi Yaradan’ın kendisine yakın olduğunu ve ona ihtimam gösterdiğini ve ona eksikliklerini gösterdiğini söylemelidir. Bu nedenle kişi merhametin var olduğunu söylemelidir.

8) Baal HaSulam, Şamati 19- “Manevi Çalışmada Yaradan Bedenlerden Nefret eder” Ne Demektir?

Kişi manevi çalışmasında alma arzusunun engellerinin kendisine yukarıdan geldiğine inanmalıdır. Kişiye alma arzusunu keşfetmesi için yukarıdan güç verilir. Çünkü tam olarak alma arzusu uyandığı zaman onun çalışması için yer vardır.

Böylece alma arzusunu ihsan etmeye çevirmesine yardım etmesi için kişinin Yaradan ile yakın teması olur. Ve kişi bunun, kişinin O’na duasından Yaradan’ın memnuniyeti ölçüsünde onu yanına, form eşitliği, alma arzusunun ihsan etmek için almak üzere iptal edilmesi denen Dvekut’a (bağa), çektiğine inanmalıdır. Yaradan bunun hakkında der ki: “Oğullarım beni yendi.” Bu ben size alma arzusunu verdim ve siz benden bunun yerine ihsan etme arzusunu talep ettiniz demektir.

9) Zohar, İki Nokta, Madde 121

Bu dünyada tattığımız, Onun eşsiz ve benzersizliği ile çelişen şeyler bizi Yaradan’dan ayırır. Gene de, bize emredildiği gibi Yaradan’ımızı memnun etmek için sevgi ile Tora ve Mitzvot için tüm ruhumuz ve gücümüzle çaba gösterdiğimiz zaman, bu ayırıcı güçlerin hiçbiri bizi, ruhumuzdan ve gücümüzden Yaradan sevgisini azaltarak etkileyemez. Aksine bu durumda, üstesinden geldiğimiz her çelişki O’nun bilgeliğini edinmek için bir geçit haline gelir. Çünkü her çelişkide özel bir nitelik vardır, O’na erişmede özel bir dereceyi ifşa eden. Ve buna layık olanlar, karanlığı aydınlığa, acıyı tatlıya çevirmekle ödüllenirler. Ayrılığın tüm güçleri – aklın karanlığı ve bedenin acısı – yüce kademeleri edinmek için onlara geçit olur. Böylece karanlık, büyük bir ışık, acı ise tatlı olur.

Böylece, daha önce O’nun rehberliği yönetimindeki tüm ayırıcı güçler şimdi birlik olmaya dönüşürler ve tüm dünyayı erdeme göre yargılarlar.

10) Baal HaSulam, Şamati 1- O’ndan Başkası Yok

“O’ndan başkası yoktur,” diye yazılmıştır. Bunun anlamı dünyada O’na karşı bir şey yapabilecek başka hiçbir gücün olmadığıdır. Kişi bu dünyada, Yukarıdaki Mekânı inkâr eden şeyler görür. Çünkü O, böyle ister.

Bu ıslah olmak sayılır ve buna “sol reddeder ve sağ yaklaştırır” denir, solun reddedişi ıslah kabul edilir. Bu, başlangıçta insanı doğru yoldan başka yöne çekmeyi amaçlayan şeyler olduğu anlamına gelir ve kişi bunlar nedeniyle Kutsallıktan çıkar.

Bu reddedilmelerin faydası şudur; Bunlar yoluyla kişi Yaradan için ve onun kendisine yardım etmesi için tam bir ihtiyaç ve arzu edinir.

11) Likutey Moharan,  Madde 48

Yaradan çalışmasına başladığı zaman, kişiye bu yolun ona uzak olduğu gösterilir ve bu ona yukarıdan uzaklaştırılmış ve Yaradan çalışmasına girmesine izin verilmiyor gibi görünür. Ancak gerçekte, bütün bu uzaklaştırma, aslında bir yakınlaştırmadır. Ve kişinin umutsuzluğa düşmesine değil, büyük bir metanete ihtiyacı vardır, Tanrı korusun, kişi, günlerce ve yıllarca, Tanrı’nın hizmetinde büyük çabalar göstermesine rağmen, henüz çok uzakta olduğunu, kutsal kapılara bile henüz girmediğini görür. […] Bundan dolayı, ona öyle gelir ki, Yaradan onu ne görüyor ne de önemsiyordur, çünkü Kutsal Olan, onu hiç istemiyordur. Ancak kişinin kendisini çok güçlendirmesi ve bunları tamamen gözardı etmesi için, bütün bunlar için güce ihtiyacı vardır; zira gerçekte bütün bu uzaklaştırma durumu, yaklaştırma durumudur.

12) Baal HaSulam, Şamati 1- O’ndan Başkası Yok

Kişi, daha çok üstesinden geldikçe, kutsallıkta, Yaradan’la bir olduğunu hisseden diğerlerinden, daha da çok uzak olduğunu görür.

Ancak, diğer taraftan kişinin her zaman şikâyetleri ve talepleri vardır ve Yaradan’ın ona yaptıklarına ve kendisine nasıl böyle davrandığına hak veremez. Bu, kişiye acı verir. Neden kişi Yaradan’la bir değildir? Sonunda, kendisinin kutsallıkta hiçbir şekilde yer almadığını hissetmeye başlar.

Kişi Yukarıdan zaman zaman kendisini biran hayata döndüren uyandırmalar alsa da hemen ardından aşağılık bir yere düşer. Ancak bu, ona sadece Yaradan’ın yardım edebileceği ve Kendisine gerçekten yakınlaştırabileceğini anlama noktasına getirir.

13) Baal HaSulam, Şamati 42- Bu Çalışmada ELUL Kısaltması Nedir?

Ihsan etmek için çalışmak isteyenler Kral’ın salonuna kabul edilirler. Ve kişi ihsan etmek için çalıştığı zaman, çalışma sırasında ne hissettiğine aldırmaz.

Aksine, siyah şekiller gördüğü durumda bile, bundan etkilenmez, tüm engellerin üstesinden gelebilmek için Yaradan’ın ona güç vermesini ister. Yani kişi Yaradan’dan beyaz şekiller vermesini değil, tüm sırların üstesinden gelmek için güç vermesini diler.

Böylece, bu insanların, ihsan etmek için çalışmak isteyenler için, her zaman beyazlık durumu var gibidir ve bu beyazlık onların çalışmasına imkân sağlar. Çünkü beyaz parladığı için, kişi kendi için alma formu içinde bile çalışmaya devam edebilir.

Çünkü eğer her zaman beyazlık durumu olsaydı ve bu beyazlık onun çalışmasına imkân verseydi kişi asla çalışmasının saf ve temiz olup olmadığını bilemezdi. Ve bu kişinin asla Yaradan ile Dvekut (bir olmak, bağlanmak) ödüllenememesine neden olurdu. Bu nedenle kişiye yukarıdan siyahlık verilir, böylece çalışmasının saflık ve temizliğini görsün diye.

Başka bir deyişle, eğer siyahlık durumunda da kişi memnuniyet içinde ise, bu kişinin çalışmasının saf ve temiz olduğunun işaretidir, çünkü kişi kendisine yukarıdan ihsan etmek için çalışabilme fırsatı verildiğine inanır ve mutlu olur.

14) Baal HaSulam, 52. Mektup

O’nun çalışmasında her bir eylem için aynı konuda iki karşıtlık vardır çünkü alıcı iki zıtlık, beden ve ruhtan oluşur. Dolayısıyla, büyük ya da küçük her edinimde O, iki zıt form yaratır.

Yaradan çalışmasında iki anlayış vardır: 1) “dua ve yakarış” 2) “şükür ve övgü.” Doğal olarak, her ikisi de en yüksek seviyede olmalıdır. Duayı tamamlanması için kişi Yaradan’ın ona yakınlığını mecburiyet olarak hissetmelidir çünkü sonra yakarır ve kalbini O’na açar.

Fakat tam bir şükür ve övgünün aksine, kişi Yaradan’ın ona yakınlığını artık ona ait olmayan bir ek, bütünleyici bir şey olarak hissetmelidir, çünkü “Sen’in bilmen gereken ve düşündüğün insanoğlu kim?”  Sonra kişi kesinlikle Yaradan’a hizmet etmeye hazır olanların arasından onu seçtiği için bütünlük içinde O’nun yüce adına övgülerini ve şükranlarını gönderir.

Karmaşık insan için bu iki zıtlığı yerine getirmek büyük iştir, bu nedenle onlar kalbe sonsuza kadar tek seferde yerleşir.

15) Baal HaSulam, Şamati 121- O, Ticaret Gemileri Gibidir

Bu, “insan sadece ekmekle değil, Efendi’sinin ağzından çıkan her şeyle yaşar,” sözünün anlamıdır. Bu demektir ki, kişinin içindeki Keduşa’nın (Kutsallık) yaşamı, özellikle O’na yaklaşmaktan, yani Keduşa’ya girme izninden dolayı değil, ama aynı zamanda çıkıştan, uzaklaşmalardan da gelir. Bu böyledir, çünkü “O bana ait” iddiasında bulunan Sitra Ahra kıyafeti vasıtasıyla, kişi bu aşamaların üstesinden gelerek kalıcı inançla ödüllendirilir.

Bu demektir ki, kişi Yaradan’la her şeyde birleşmelidir, yani O’ndan gelen çıkışlarda bile. Ve ödüllendirildiğinde hem çıkışların hem de girişlerin O’ndan geldiğini görür.

16) Rabaş, Makale 15, Çalışmada “O’nun Benim İçin Bir Mucize Yaptığı Yer,” Kutsaması Nedir? (1991)

Kişi yükseliş sırasında hatırlamalı ve şöyle demelidir, “Burada, şimdi yükselişte olduğum bu yerde, bir düşüşüm vardı ve Yaradan beni kurtardı, ölüler diyarından yukarıya yükseltti ve ben ölümden kurtuldum, buna “Yaradan’ın iptal etmesi,” denir ve böylece bir derece Yaradan’a yakınlaşma ödüllendirilirim, buna ‘Hayatın Hayatı ile bir ölçüde Dvekut’ denir.

Kişi bunun için şükran duymalıdır, çünkü acı çektiği bir durumdaydı ama şimdi sevinçli ve keyifli bir ruh haline geldi, çünkü Yaradan onu yakınına getirdi ve ona, şimdi yükseliş ile doldurabileceği, yeni bir Kelim’ın eksikliğini verdi.

Böylece kişi, Yaradan’ın onu kurtardığı bu mucizeye bakarak, yeni Kelim’in içinde bir sevinç ışığını uzatabilir. Bu nedenle, ıstırap diye addettiği, şimdi ıstırabın alıcısı gibidir ve şimdi bunu hazla doldurmaktadır.

17) Baal HaSulam, Şamati 34- Toprağın kazancı

Kişi, ondan, çektiği ıstırap ölçüsünde, ondan uzaklaşmak için her türlü eylemi yapar, çabalar. Başka bir deyişle, azap, eziyete sebep olan şeye kin güder ve o kadar uzaklaşır.

[…] Yaradan’ı sevmek için ne yapılmalıdır? Bu amaçla bize, şifa olarak, Tora ve Mitzvot [emirler] ile meşgul olmak verilmiştir, çünkü onun içindeki ışık kişiyi ıslah eder. Orada, kişinin ayrılık halinin vahametini hissetmesini sağlayan ışık vardır. Kişi yavaş yavaş, Tora’nın ışığını elde etmeyi hedeflerken, ayrılık onda nefret yaratılır. Kendisinin ve ruhunun Yaradan’dan ayrı ve uzak olmasına neden olan sebebi hissetmeye başlar.

Bu nedenle kişi, O’nun rehberliğinin iyi ve şefkatli olduğuna inanmalıdır.

18) Rabaş, Makale 19, Firavun’a Gel 1 (1985)

Bilgelerimizin dediği üzere; “Keskin bir kılıç boynuna yerleştirildiği zaman bile kişi kendisini merhametten esirgememelidir” ve gene yazıldığı üzere; “O beni katletse bile, O’ndan ümidimi kesmeyeceğim.”

“Keskin bir kılıcın boynuna yerleştirilmesi” sözünü yorumlamalıyız; kişinin “kendi-sevgisi” denen günahı ensesine yerleştirilmiş ve ona, onun hükmü altında kalmanın imkânsız olduğunu göstererek, onu Keduşa’dan ayırsa bile, kişi gene de gördüğü resmin gerçek olduğunu söylemelidir.

Ancak “kişi kendisini merhametten esirgememelidir,” o zaman da Yaradan’ın ona merhamet edeceğine, yani ona ihsan etme niteliğini verebileceğine inanmalıdır. Şu gerçektir ki kişi kendi için alma koşulunun hükmünden kendi başına çıkamaz. Ancak Yaradan bakımından, Yaradan kişiye yardım ettiği zaman, tabi ki O, kişiyi bundan çıkarabilir. Bu, şu yazılanın anlamıdır; “Ben Efendinim, senin Tanrınım, senin Tanrın olmak için seni Mısır topraklarından çıkardım.”

19) Rabaş, Makale 1, Çalışmada, “Bizim Senden Başka Kralımız Yok,” Nedir? (1991)

Kişi, Yaradan’ın kendisine yakın olduğunu, kendisiyle ilgilendiğini ve ona kusurlarını gösterdiğini ve bu nedenle, bunların merhamet olduğunu söylemelidir.

Bu, “Rab’bin merhametlerini sonsuza dek ilahilerle söyleyeceğim” sözlerinin anlamıdır. Yani, kişi bir yandan mutludur ve bunun hakkında şarkı söyler. Öte yandan, tövbe etmesi gerektiğini görür. Başka bir deyişle, Yaradan’dan kendisini yakınlaştırmasını ve ona ikinci bir doğa olan ihsan etme arzusunu vermesini istemelidir.

20) Rabaş, 28. Mektup

Tamamen uzakta olsak bile, Rab’bin kurtuluşu göz açıp kapayıncaya kadardır ve gerçeğe gelmekle, yani yaratıcıya memnuniyet vermekle ödüllendirileceğiz.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,089