e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Mektup 72

26 Nisan 1965

Dostuma en iyi dileklerimle,

Sen ve ailenin sağlığı ile ilgili lütfen bana daha sık yaz, senden haber alamadığımda endişeleniyorum.

Raban Gamliel şöyle der, “Her kim bu üç şeyi Pesah’ta söylemezse, görevini yerine getirmemiş olur. Bunlar Pesah, Matsa (yassı ekmek) ve Maro’dur (acı karaturp).” Bunların ne demek olduğunu anlamalıyız. Manevi çalışmasının sıralaması şudur: Kişi çalışmaya başladığında, akabinde yukarıdan yardım gelir. Atalarımızın söylediği gibi: “Adamın eğilimi onu her gün yener ve öldürmek ister, Yaradan’ın yardımı olmasaydı adam bununla başa çıkamazdı.” Bu şu demektir: Kişi sadece çalışmak istediği zaman yukarıdan yardım görür.

Ancak, kişi Yaradan’a ihtiyaç duyduğu, yani yalnız yapamadığını gördüğü zaman yardım alır kuralı vardır. Yoksa talep, gerçek bir talep değildir, çünkü kendi başına yapabileceğini bilir ama tembeldir ve tembele yardım verilmez, sadece Yaradan’a özlem duyanlar yardım görür, atalarımızın dediği gibi “Bir leopar gibi korkusuz, ceylan kadar hızlı, aslan kadar güçlü ve kartal kadar hafif ol.”

Dolayısıyla düzen şudur ki başlangıç Matza aşamasıdır, şöyle yazdığı gibi, “Kişi Yaradan ile yürüdüğünde, “kızgın ol, ama günah işleme,” denildiğinden, her zaman iyi eğilimi kötü eğilimin üzerine koymalıdır.” RAŞİ şöyle yorumlar, “Kötü eğilime savaş aç.”

Kişi kötü eğilime savaş açtığında bir milim bile ilerleyemediğini, hatta daha da kötüye gittiğini gördüğünde, kendini kötü hisseder, buna Maror denir. Bu yüzden İsrail oğulları ıslah yolunda kırk-dokuz arı olmayan kapının önünde durdu ve akabinde Yaradan onları ıslah etti.

Bunu anlamak gerçekten zordur; nasıl olur da Musa ve Harun, Yaradan’ın mesajcıları olarak İsrail halkına gelmeden önce, kirliliğin içinde değildi? Musa ve Harun geldikten sonra Mısırdaki koşulları gördüler, Mısırda kirliliğin tam içine düştüler. Olan şey şudur ki, her şey hissiyata bağlıdır. Kişi gerçek realiteyi hissedemez, atalarımızın dediği gibi; “kişi kendi günahlarını görmez” ve “maneviyatı sadece arzuladığı yerde öğrenir.” Bu yüzden gerçeği olduğu gibi göremez. Daha ziyade gerçeği görmek ancak yukarının yardımı ile olur.

Dolayısıyla Musa ve Harun gelmeden önce halk gerçeği görmüyordu. Fakat sonra tüm işaretleri gördüklerinde, gerçeği olduğu haliyle görmekle ödüllendirildiler. Bu demektir ki, en alt derecede, kirliliğin kırk-dokuz kapısında olduklarını gördüler.

Ve akabinde ıslahla ödüllendirildiler, yani acıyı hissettikten sonra, koşulları üzerinde gerçek bir dua oluşturabildiler. Öyle anlaşılıyor ki, Maror dediğimiz bu acı da, Yaradan’dan yardımdı, yani işaretler ve imalar vasıtasıyla Yaradan onlara gösterdi.

Ve bundan sonra Pesah ile ödüllendiler, yani Yaradan İsrail oğullarının üzerinden geçti. Buna derecelerin üzerinden atlamak denir.

Normalinde kişi bir erdem öğrendiğinde buna yavaş yavaş ilave eder. Fakat burada tam tersi oldu—her defasında kirliliğin içine daha fazla düştüler ve sadece gerçek koşullarını görünce, gerçek bir dua ile Yaradan’dan yardım isteyebildiler ve ancak o zaman Yaradan yardım etti.

Beraber hareket eden Pesah, Matsa ve Maror’nun anlamı budur. Aksi takdirde ıslah ile ödüllendirilmek mümkün değildir. Galut, sürgün kelimesi ile Geulah (kurtuluş) kelimesi aynı harflerden oluşur. Bu bize şunu gösterir, kişi dünyanın şampiyonu denilen Aleph’de sürgünü hissettiği zaman her şey ifşa olur.

Bununla atalarımızın dediğini anlayabiliriz. “Maror nedir? Hasah (Marul). Neden Hasah denir? Çünkü Yaradan üzerimize merhamet getirdi.”

Bunu anlamak zordur. Şöyle ki “Yaradan bizleri kurtardı,” koşulu acı değil, tatlı bir şey olmalıydı. Fakat yukarıda söylendiği gibi; kişinin Yaradan’dan yardım alabilmesi için öncelikle içinde bulunduğu koşulun ne kadar acı olduğunu hissetmelidir, fakat “kişi kendi hatasını göremez,” nedeniyle bu acılığı hissetmek imkânsızdır. Yalnızca Yaradan’ın yardımı ile içinde bulunduğu koşulu görebilir. Bu nedenden dolayı Maror dediğimiz acı vardır, yani Yaradan’ın merhameti bize gerçeği gösterir ve buna acı koşul denir ve akabinde Yaradan bizi kurtarır.

Dileyelim Yaradan bizi kurtuluşa getirsin.

Dostun,

Baruch Shalom Ashlag

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,077