e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2022 > Sabah Dersi Materyali – Kralı Üzerimizde Taçlandırmak – 26 Eylül

Sabah Dersi Materyali – Kralı Üzerimizde Taçlandırmak – 26 Eylül

1) Rabaş, Mektup 76

Bilinir ki, “Tüm dünya O’nun ihtişamıyla doludur.” Bu her insanın inanması gereken şeydir, şöyle yazdığı gibi “Ben yeri ve göğü doldururum.” Ancak Yaradan, seçim şansımız olması ve O’nu görmememiz için gizliliği yarattı, böylece sonrasında inanç için —Yaradan’ın “tüm dünyaları doldurduğuna ve tüm dünyaları kapladığına” inanmak—bir yer olur. Kişi Tora ve Mitzvot’a bağlandığında Yaradan ona kendini ifşa eder ve kişi Yaradan’ın dünyanın yöneticisi olduğunu görür.

Böylece insan ona hükmedecek kralı yaratır. Bu demektir ki, kişi Yaradan’ı dünyanın yöneticisi olarak hisseder ve bu insanın Yaradan’ı kendi üzerinde kral yapması olarak kabul edilir. Kişi bu hisse gelmediği sürece Yaradan’ın krallığı örtülür. Bu nedenle şöyle deriz, “O gün Tanrı bir ve Adı ‘Bir’ olacak.” Bu demektir ki O’nun krallığının ihtişamı üzerimize yansıyacak.

Bu dünyada yapmamız gereken tüm ıslah budur ve bu sayede dünyaya bolluğu yayarız, çünkü yukarıdan gelen tüm ihsanlar, O’nun krallığını üzerimizde genişletmek amacıyla Tora ve Mitzvot’la meşgul olmak suretiyle çekilir.

2) Rabaş, Makale 1 (1991), “Çalışmada ‘Senden Başka Kralımız Yok’ Nedir?”

“Babamız, Kralımız, Senden başka kralımız yok.” Başka bir deyişle, yalnızca Yaradan, O’nu bizim kralımız yapmaya yardım edebilir, böylece çalışabiliriz zira Kral’a hizmet ederiz ve bizim ödülümüz, Kral’a hizmet etme ayrıcalığına sahip olmamızdır. Bu, ancak o zaman Yaradan adına her şeyi yapabileceğimiz anlamına gelir.

Başka bir deyişle, eğer Yaradan bu gücü vermezse, ‘yüce bir Kral’ımız var’ diye hissetmek ve Yaradan adına çalışmak için hiçbir gücümüz olmaz, zira beden “Yaradan’a ihsan etmekten ne elde edeceksin?” der. Başka bir deyişle, alma arzusu hâkim olduğu sürece kişi güçsüzdür. Bazen başlangıçtan şüphe eder, yani artık boşuna çalıştığını ve emeğiyle hiçbir şey kazanmadığını gördüğünü söyler. Şimdi tüm çalışmalarının boşuna olduğunu gerçekten görüyordur.

Bu nedenle, Yaradan ona yardım ettiğinde ve ona ihsan etme arzusu verdiğinde, yüce bir Kralı olduğunu hisseder ve bunu yalnızca Yaradan verebilir. “Babamız, Kralımız, Senden başka kralımız yok” diye yazılanın anlamı budur. Şöyle ki, “Sadece Sen bize büyük bir Kralımız olduğunu hissettirebilirsin ve O’nun için çalışmaya, O’nu memnun etmeye değer.”

3) Baal HaSulam, Şamati, Makale No 211, Kralın Önünde Duruyormuş Gibi

Evinde oturan birisi, Kralın huzurunda duran birisi gibi değildir. Bunun anlamı; kişinin tüm gün Kralın huzurunda olduğunu hissedecek inanca sahip olması lazımdır. O zaman sevgisi ve korkusu tamamlanmış olur. Ve kişi bu inanca kavuşmadıkça, dinlenmemelidir, “çünkü hayatımızdır ve ömrümüz bunun içindir” ve biz bundan başka bir ödülü kabul etmeyeceğiz.

Ve alışkanlık ikinci doğa haline gelene kadar, inanç eksikliği kişinin kollarına ve bacaklarına dolanır; öyle ki, “O’nu hatırladığımda, O benim uyumama izin vermez.”

4) Rabaş, Makale 9 (1987), “Kişinin Yüceliği İnancının Gelecekteki Ölçüsüne Bağlıdır” 

Bazen kişinin gözünde Kral o kadar önemlidir ki kişi Kral’la konuşmak için güçlü bir arzu duyar ancak konuşmak istemesinin sebebi Kral’ın ona bir şeyler verecek olması değildir. Kişi bir şey istemez çünkü tüm hazzı Kral’la konuşma ayrıcalığına erişmektir.

Ancak, Kral’ın karşısına bir taleple gelmemek kaba bir davranıştır, bu yüzden kralın verebileceği bir şeyler arar. Başka bir deyişle, kişi krala gelmek istediğini ve böylece kralın ona bir şeyler vermesini istediğini söyler, ama gerçekte, kralın ona bir şeyler vermesini istediğini yalnız dışsallıkta söyler. Kalbinde Kral’dan hiçbir şey istemez. Sadece Kral’la konuşma becerisine sahip olmak onun için yeterlidir, Kral’ın ona bir şey verip vermemesi önemli değildir.

5) Rabaş, Not 24, “Eksiğimiz Olan Temel Şey”

Eksiğimiz olan temel şey ve çalışmak için yakıtımızın olmamasının nedeni; amacın öneminin eksik olmasıdır, yani verdiğimiz hizmeti takdir etmiyor, kime ihsan ettiğimizi bilmiyoruz. Yaradan’ın yüceliği bilgisinden yoksun olduğumuz için bu hizmeti vermekle ödüllendirilmekle ne kadar şanslı olduğumuzu anlayıp ne kadar mutlu olmamız gerektiğini bilmiyoruz; çünkü O’nun yüceliğini anlayabilmek için hiçbir şeye sahip değiliz.

Zohar’ın sözleriyle buna “Şehina tozun içinde,” denir yani O’na ihsan etmenin bizim için toz kadar önemli olduğu anlamına gelir.  Doğal olarak çalışmak için yakıtımız yoktur, çünkü haz olmadan çalışacak enerji de yoktur. Kendini-sevmenin parladığı yerde beden, canlılığını bundan alır. Fakat ihsan etme çalışmasında beden bundan hiçbir haz almaz, doğal olarak  “onun ağırlığının altında çöker.”

Ancak kişi önemli bir krala hizmet ettiğini hissettiği zaman bu böyle olmaz, kralın önemine göre, ona hizmet etmekten keyif ve zevk alır.  Böylece ilerlemek için kişi her defasında ona güç veren yakıtı alır, zira önemli bir krala hizmet ettiğini hissetmektedir.

6) Rabaş, Makale 12 (1988), “Yaradan’ın Yolunda, Tora ve Çalışma Nedir?” 

Eğer bir kişi sadece Krala hizmet etmek istediği için Tora ve Mitzvot’u herhangi bir ödül olmadan çalışmak ve yerine getirmek istiyorsa, o zaman Kralın büyüklüğünü bilmesi gerekir, çünkü çalışmasının ölçüsü, Kralın büyüklüğüne inancının ölçüsüne bağlıdır zira yalnızca Kralın büyüklüğü ve önemi ona çalışma için yakıt sağlar.

Bu, Zohar’da “Kocası kapılarda bilinir.” ayeti hakkında yazıldığı gibidir. Bu, her biri kalbinin varsaydığına göredir, anlamına gelir. Bununla bize, bir kişinin kalbinde Yaradan’ın büyüklüğünü ve önemini kabul ettiği ölçüde, kendisini Kral’a hizmet etmeye adadığını söyler.

7) Rabaş, Makale 12 (1987), “Çalışmada Yarım Şekel Nedir? – 1”

Eğer kişi dikkatini Kral’ın önemine verirse Tora ve Mitzvot’u elinden geldiğince yerine getirme konusunda tam bir tatmine sahip olacaktır. Örneğin kimsenin gelip konuşmasına izin verilmeyen büyük bir kralla konuşma ayrıcalığı olsa bile bu böyledir. Aksine kralın sırdaşlarını kralla birkaç kelime konuşmasına izin verilmesi için çok fazla ikna etmek gerekir. Kişi pek çok insanın krala yaklaşmasına izin verilmediğini gördüğünde ve hatta kralın kasabada olduğu söylendiğinde ve O’nunla konuşabilecek insanların olduğunu gördüğünde ne kadar mutlu olurdu!

Kişi, dünyada Kral’ın olduğunu bilmeyen insanlar olduğunu ve dünyada yalnızca küçük bir grup insana dünyada bir Kral olduğuna inanmaya dair bir düşünce ve arzu verildiğini görür. Kral hakkında bilgilendirilenler bile O’nunla konuşmanın mümkün olduğunu bilmezler. Ama yukarıdan bu kişiye gelip Kral’la konuşabileceğine yani inanabileceğine dair bilgi verilmiştir.

8) Rabaş, Makale 3 (1988), “Yaradan’ın Adının ‘Hakikat’ Olması Ne Demektir?” 

Kişinin istediği hayatın Yaradan’la bağ kurmak olduğunu söylemeliyiz; kişi ister dua ile O’ndan kendisine bir şey vermesini istediğinde, ister Yaradan’ın kendisine verdiği şeyler için teşekkür ettiğinde, nihayetinde o zaman Yaradan’la konuşuyordur. Eğer kişi Yaradan’la sohbet ettiği gerçeğini takdir eder ve o zaman hiçbir şeyden yoksun olmadığı için yaşam uzatırsa, Yaradan’la konuşmanın bağı ona hayat verir. Yani eğer dikkatini verebilir ve herkesin saygı duyduğu etten kemikten bir kralla konuşabildiğini imgelerse, sahip olduğu her şeyi kralla konuşmak için vermesi kişinin doğasında vardır. Bu kişi, herhangi biriyle konuşmayan Kralların Kral’ı ile konuştuğuna dair inancını güçlendirebilirse.

9) Rabaş, Makale 12 (1987) ,  “Çalışmada Yarım Şekel Nedir? – 2”

Kral’ın ihtişamı herkesin Kral’ın öneminin farkına varması ve herkesin tüm kalpleri ve tüm ruhlarıyla O’na hizmet etmek istemesidir. Onların durup Kral’ı övdüklerini ve O’nun ülkedeki bütün insanların refahını nasıl da umursadığını görmek güzeldir. ‘‘Kral’ın kapısına çul giyerek gelmek yasaktır.’’ ifadesinin anlamı budur ki bu kirli bir kıyafettir.

Kişi, Kral’ın kapısına geldiğinde Kral’ın kapısında oturmaya uygun kıyafetler giymelidir.  Aksi taktirde çuval bezi giydiğinde bu, Kral’la mutlu olmadığının, aksine oturup yaşamında kaçırdığı şeylerin yasını tuttuğunun ve akıl huzuruna sahip olmadığının göstergesidir. Dolayısıyla kişi oturur ve yas tutar ve Kral ona merhamet göstermediği ve dileklerini yerine getirmediği için Kral’ı hor görür.

10) Rabaş, Makale 29 (1986), “Lişma ve Lo Lişma” 

Tek bir yol var; Yaradan’ın büyüklüğünü edinmeye çalışmak. Yani, Tora ve Mitzvot’ta yaptıklarımızın tamamında, ödülümüzün, Yaradan’ın büyüklüğü hissiyatı olmasını isteriz ve tüm dualarımız, ‘Şehina’yı (Kutsallık) tozdan yükseltmek’ için olmalıdır. Çünkü Yaradan gerçekleşen Tzimtzum’dan dolayı, bizden gizlidir, O’nun önemini ve büyüklüğünü takdir edemeyiz.

Bu yüzden, Yaradan’ın gizliliğini bizden kaldırması ve Tora’nın ihtişamını yükseltmesi için dua ederiz. Roş Haşana’nın (yeni yıl ayini), 18. duasında ‘Gerçekten, ihtişamı insanlarına ver’ diyoruz. Yani, ‘Efendi’nin ihtişamını, insanlarına ver’, böylece Kral’ın ihtişamını hissetsinler.

Bu sebeple, kişi Tora çalışırken, amacı hatırlamaya çalışmalıdır ki böylece bu çalışmadan ne almak istediği, daima gözlerinin önünde olsun, yani bu çalışma Yaradan’ın önemini ve büyüklüğünü bahşetsin.

11) Rabaş, Makale 13 (1986), “Firavun’a Doğru Gel -2” 

Bilmeliyiz ki dost sevgisi bize Kral’ın onurunu lekelemekten nasıl kurtulacağımızı öğrenmemiz için verildi. Diğer bir deyişle, eğer kişinin Kral’a memnuniyet vermek dışında başka hiçbir arzusu yoksa “Keduşa’yı (kutsallığı) dışarıda olanlara aktarmak” denilen Kral’ın onurunu mutlaka lekeleyecektir. Bu nedenle, dost sevgisi çalışmasının önemini küçümsememeliyiz, çünkü bu sayede kişi kendini sevme koşulundan nasıl çıkarak başkalarını sevme yoluna gireceğini öğrenecektir. Ve kişi dost sevgisi çalışmasını tamamladığı zaman, Yaradan sevgisiyle ödüllendirilebilecektir.

12) Rabaş, Makale 17 (1986), “Toplantının Gündemi -2” 

“Kral’ın ihtişamı insanların çokluğundadır.” bu yazılana göre kolektifin sayısı arttıkça, kolektifin gücü daha etkili olur. Diğer bir deyişle, Yaradan’ın önemine ve yüceliğine dair daha güçlü bir ortam oluştururlar. O anda, her birinin bedeni, kutsallık için yapmayı dilediği her şeyi yani Yaradan’a ihsan etmeyi, büyük bir kısmet olarak kabul ettiğini, Kral’a hizmet etmekle ödüllendirilmiş insanlar arasında olma ayrıcalığına sahip olduğunu hisseder. O anda, kişinin yaptığı her küçük şey, onu, şimdi Kral’a hizmet edecek bir şeylere sahip olmanın neşe ve zevkiyle doldurur.

Toplantı sırasında topluluk, Yaradan’ın yüceliğini düşüncelerinde önemsediği ölçüde, her biri kendi seviyesine göre Yaradan’ın önemini kendi içinde oluşturur. Dolayısıyla, kişi gün boyunca memnuniyet ve neşe içinde dolaşabilir.

13) Rabaş, Makale 5 (1986), “Babaya Saygı Göstermeye Dair” 

Bizim bütün kazancımız, Yaradan’a hizmet etmekle ödüllendirilmemizdir. Bu çok önemlidir, çünkü gerçektir, yani kişi Kralların Kralı’na tutunmakla ödüllendirilecektir. Ancak tüm hazları, kendisine hizmet etmek, üzerine inşa edilmiştir ve bunları, yaratılanların en üstünü olan insanlara ilişki değil, hayvanlara ilişkin hazları alma kıyafetlerinde alır ve böylece hayvanların keyif aldığı kıyafetlerden keyif alır. Bu ona yakışmaz.

Tam tersine, insanın hazzı almak istediği bütün kıyafetler, ihsan etme giysileri olmalıdır.  Şöyle ki, haz olmadan çalışmak imkânsızdır, ancak kişi hazzını, Kral’a ne kadar ihsan edebildiğiyle ölçer. Şöyle ki, eğer çalışmasından ne kadar haz aldığını bilmek isterse, bu çalışmadan ne keyif aldığını değil, Kral’a hizmet etmekten ne kadar haz aldığını ölçmelidir. Daha doğrusu, bunu, eylemleri aracılığıyla, yani Kral’ın, onun çalışmasından zevk almasını ne kadar çok istediğiyle ölçmelidir. Böylece önem verdiği tek şey, Kral’a hizmet etmektir.

14) Rabaş, Makale 6 (1990), “Çalışmada Kişi Ne Zaman Gururu Kullanmalıdır?”

Kişi, Tora ve Mitzvot ile meşgul olduğunda, bu, sanki Yaradan onu yakına getirmiş gibi, Kral’ın hizmetkarları arasında olmak için bütünlük içinde olma zamanıdır. Ancak, böyle hissetmediği zaman kendine yalan söylememeli ve Kral’a hizmet ettiğini hissettiğini söylememelidir. Öyleyse, bunu hissetmediği halde kişi kendisini yakınlaştırdığı için Yaradan’a nasıl minnettar olabilir?

Bunun yerine, o zaman kişi tam bir aşağı durumda olduğu halde yani hala kendini-sevmeye batmış olduğu halde ve hala hiçbir şeyi mantık ötesi inanç içinde yapamadığı halde, Yaradan gene de ona Tora ve Mitzvot ile meşgul olma düşüncesini ve arzusunu vermiştir. Ve ayrıca kendisiyle konuşan ve argümanlarıyla aklını kurcalayan casusları alt edebilmesi için ona biraz güç de verilmiştir. Ve halen maneviyatı biraz yakalayabilmiştir.

O zaman, kişi buna dikkat etmeli ve Yaradan’ın kendisiyle ilgilendiğine ve Kral’ın sarayına giden yolda ona rehberlik ettiğine inanmalıdır.

15) Rabaş, Makale  42, “Yaradan’a Sevinçle Hizmet Edin”

Zohar sorar, “Efendi kalbi kırık olana yakındır” yazılıdır. Niyeti ihsan etmek olan Yaradan’ın bir hizmetçisi, Krala hizmet ediyorken mutlu olmalıdır. Bu çalışma sırasında sevinci yoksa, bu kişinin Kralın yüceliğinin takdirinden yoksun olduğunun bir işaretidir.

Bu nedenle, eğer bir kişi hiç sevinci olmadığını görürse, düzeltmeler yapmalıdır, yani Kralın yüceliği hakkında düşünmelidir. Hâlâ hissetmiyorsa, O’nun yüceliğini hissetmek için gözlerini ve kalbini açması adına Yaradan’a dua etmelidir.

Burada iki anlayış gelişir: 1) Kralın yüceliğine dair bir his duymadığı için kişi pişman olmalı.

2) Pişmanlıkları sadece almak için olan diğer insanlar gibi değil de maneviyatla ilgili olduğu için mutlu olmalıdır.

Pişmanlıklarımızın maneviyat üzerinde olması gerektiğinin farkındalığını kimin verdiğini bilmeliyiz ve Yaradan’ın, kendi içinde Yaradan’ın kurtuluşu olarak kabul edilen manevi eksiklik düşüncelerini göndermiş olmasından mutlu olmalıyız. İşte bu yüzden mutlu olmalıyız.

16) Rabaş, Makale 12 (1991), “Bu Kandiller Kutsaldır” 

En önemlisi duadır. Şöyle ki, kişi mantık ötesi gitmekte ona yardım etmesi için Yaradan’a dua etmelidir, bunun anlamı şudur, kişinin çalışması sanki Keduşa’nın mantığı ile ödüllenmişçesine mutluluk içinde olmalıdır ve o zaman ne kadar da mutlu olacaktır. Benzer olarak, Yaradan’dan ona bu gücü vermesini talep etmelidir ki böylece bedeni mantığının ötesinde ilerleyebilsin.

Başka bir deyişle her ne kadar beden ihsan etmek için çalışmaya razı olmasa da kişi, Yaradan’dan, yüce bir Kral’a hizmet eden birine yakışacak şekilde, mutluluk içinde çalışabilmeyi ister. Yaradan’dan, böylece memnuniyetle çalışması için, ona Yaradan’ın yüceliğini göstermesini istemez. Bunun yerine, Yaradan’ın kendisine mantık ötesi çalışmasında sevinç vermesini ister; bu, kişi için zaten bir mantığa sahipmiş gibi önemli olacaktır.

17) Baal HaSulam, 42. Mektup

Alegori: Bir adam yolda giderken çok güzel bir bahçe görmüş. Bahçede yürüyen kralın ona seslendiğini duymuş. Heyecan içinde bir adımda çiti atlamış ve bahçeye girmiş. Heyecanı ve

telaşı nedeniyle kralın onun önünde yürüdüğünü hissetmemiş, oysa kral hemen onun arkasındaymış. Adam bir taraftan yürürken bir taraftan da kendini kralla karşılaşmaya hazırlayıp krala teşekkür ve şükrediyormuş. Kralın onun yakınında olduğunu hiç fark etmemiş. Birdenbire yüzünü çevirmiş ve kralı hemen yanı başında görmüş. Doğal olarak, neşeyle dolmuş.

Yapabildiği kadar yücelterek ve onurlandırarak kralı izlemeye başlamış, kral onun önünde, o kralın arkasında yürümeye devam etmişler. Yürüyüp kapıya yaklaşmışlar. Adam kapıdan çıkıp önceki yerine dönerken, kral bahçede kalıp kapıyı kilitlemiş. Adam oradan ayrıldığını ve kralın onunla beraber olmadığını anladığında, çıktığı kapıyı aramaya başlamış. Oysa artık böyle bir kapı yokmuş, sadece bahçeye ilk girdiğinde kralın onun arkasında onun da kralın önünde yürüdüğü anın hissi kalmış. Şimdi de böyle olmalı fakat bu büyük bir ustalık gerektirir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,090