e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

112- Üç Melek

Vayera’da duydum, Ekim 1942

Anla:

  1. Hz. İbrahim’i sünnet esnasında ziyaret eden üç meleğin konusu.
  2. Hz. İbrahim’i ziyarete gelen Yaradan’ın konusu ve ziyaret esnasında Yaradan ona ne demişti.
  3. Hocalarımız dedi ki hastalığın on altıncı parçasını ziyaretçi alır.
  4. Hz. Lut’un ayrılışı.
  5. Sodom ve Gomora’nın yok edilişi.
  6. Sodom’un tahrip olmaması için Hz. İbrahim’in talebi.
  7. Hz. Lut’un karısının arkasına bakması ve tuzdan bir sütuna dönüşmesi.
  8. Şimon ve Levi’nin, Şehem halkını kandırmaları konusu sünnet olmakla ilgilidir, şöyle dedikleri gibi, ‘‘bu bize karşı bir sitemdi.’’
  9. Birbirine zıt olan Hz. Davut ve Hz. Süleyman’ın günlerinde silinmiş olan Hz. Lut’un ortaya çıkışının iki ayrılığının konusu.

Yukarıdakini anlamak için ilk önce, her şeyin içinde Nefeş (ruh), Şana (yıl), Olam (dünya) izlenimini bildiğimizi söylemeliyiz. Dolayısıyla da, sünnet ile ilgili de, ki bu deri ile yapılan anlaşmadır ve Olam, Şana ve Nefeş kavramlarına göredir. (Dört anlaşma vardır: gözler, dil, kalp ve deri; ve deri hepsini kapsar.)

Deri, Behina Dalettir (Dördüncü Safha), sünnet derisi olarak kabul edilir ki kendi yerinden kaldırılmalıdır, yani tozun içinden. Bu onun yerindeki Malhut olarak göz önüne alınır, şöyle ki, Malhut’u tozun konumuna alçaltması. Bunu şu sözler takip eder, ‘‘Aba (baba) saflık verir’’ yani Malhut’u alçaltarak tüm otuz iki yoldan kendi yerine bırakır. Ve sen onların içindeki var olmuş olan yargı niteliğinin Malhut’unun Aviut’undan bu Sefirot’un saflandırılmış olduğunu bulursun zira kırılmanın nedeni bu Malhut’tur.

Daha sonra, İma (anne) Bina’nın içinde tatlandırıldığı için ‘‘toz’’ değil ‘‘yeryüzü’’ denen Malhut’u aldığı zaman kırmızılık verir. Bunun sebebi Malhut’un içerisinde iki izlenim ediniriz: 1) yeryüzü 2) toz.

Yeryüzü Bina içerisinde tatlandırılan Malhut’tur, ‘‘Bina’ya yükselmiş olan Malhut’’ denir. Toza ‘‘Malhut’un Malhut’u’’ denir ki bu Midat ha Din’dir (yargı niteliği).

Hz. İbrahim halkın tümü olarak izlenimlenen Hz. İshak’a sebep olmak zorunda kaldığında kendisini sünnetle arındırmak zorundaydı öyle ki halkın tümü saflığa karışsın diye. Kendi Nefeş’i (ruhlar) ile uyumlu olan sünnete, ‘‘sünnet’’ denir ve sünnet derisinin kaldırılması ve tozlu bir yere fırlatılmak ile ilişkilendirilir.

 Sünnetteki Olam’a (dünya) Sodom ve Gomora’nın yok edilişi denir.

Dünyadaki ruhların entegrasyonuna ‘‘Hz. Lut’’ denir ve dünyadaki sünnete ‘‘Sodom’un yok edilişi’’ denir. Sünnet – acısının iyileşmesine ‘‘Hz. Lut’un kurtarılması’’ denir. Hz. Lut kelimesi ‘‘lanetli kara parçası’’ sözünden gelir, Behina Dalet denir.

Kişi Yaradan ile Divekut’la  (yapışma), form eşitliği ile ödüllendirilmiş olduğu zaman ve onun tüm dileği ihsan etmek olduğunda ve kendi yararı için hiçbir şey almak olmadığında kişi çalışacak hiçbir yerin olmadığı bir konuma gelir. Bunun sebebi kişinin kendisi için hiçbir şeye ihtiyacı olmadığındandır ve Yaradan için çalışır, kişi görür ki Yaradan’ın hiçbir eksikliği yoktur. Dolayısıyla, o çalışmadan olduğu yerde kalır. Ve bu onda sünnetin büyük acısına sebep verir zira sünnet ona çalışması için yer verdi öyle ki sünnet, kişinin kendisi için alma arzusunun ortadan kaldırılmasıdır.

Alma arzusunun ortadan kaldırılmasıyla artık alma arzusu onu kontrol etmiyor, kişinin bu çalışmaya daha fazla ekleyecek bir şeyi yok. Ve bunun için bir ıslah vardır: hatta kişinin kendisi için alma arzusundan sünnet edilerek ödüllendirilmiş olduktan sonra bile, onun içinde halen Behina Dalet’in kıvılcımları vardır ve onlar da ıslahı beklerler. Onlar sadece Gadlut (yücelik) Işıklarının yayılmasıyla tatlandırılır ve böylece kişinin çalışacak yeri olur.

Bunun anlamı İbrahim’in sünnet sonrası acılarıdır ve Yaradan onu ziyarete gelir. Ve bu melek Rafael’in onun acısını dindirmesinin anlamıdır (ve buna dört melekle birlikte diyemeyiz, sıralama şöyledir Mikael sağda, Gabriel solda ve Uriel önde ve arkadaki Malhut’tur yani batıyı kast eder, o Rafael’dir.  Bunun sebebi sünnet derisinin atılmasından sonra o Malhut’u iyileştirir, öyle ki çalışma için daha fazla yer olmayacak.)

Ve ikinci melek Sodom’u yok etmek için geldi. Nefeş göz önüne alınarak sünnet derisinin atıldığı zaman buna ‘‘sünnet’’ denir ve o Olam olarak izleminlendiğinde, ona ‘‘Sodom’un yok edilişi’’ denir. Ve onların dediği gibi, sünnet derisi atıldıktan sonra acı kalır ve o zaman bu acıyı iyileştirmemiz gerekir. Benzer şekilde, Sodom’un yok edilişi, ‘‘Hz. Lut’un kurtuluşu’’ ise iyileştirme demektir, ortaya çıkacak iki iyi ayrılıktan dolayı.

İyi ayrılığın konusunu anlamak zor gibi görünür. Eğer ayrılık ise, nasıl iyi olabilir ki? Daha ziyade, sünnet derisinin atılmasını acı takip ediyor. Bunun sebebi kişinin çalışacağı yeri olmamasındandır. Ve bu ayrılıklar, Behina Dalet’in kalan kıvılcımları, kişiye çalışmak için yer verir, onları ıslah etmek ihtiyacı ile.

Sünnet derisinin atılması öncelikli ıslah olamaz zira ilk önce 248 kıvılcım yükseltilmeli ve ıslah edilmelidir. Daha sonra, ‘‘taştan kalp’’ denen otuz – iki kıvılcım ıslah edilir. Dolayısıyla, sünnet derisi ilk önce tamamen atılmalıdır.

Bu, bir sırra sahip olmanın gerekliliğinin anlamıdır, öyle ki kişi zamanın ötesinde Reşimo (anımsayış) formunda kalması gerektiğini bilmelidir. Ve bu Sod demektir: sünnetin ıslahı vasıtasıyla ki bu Yesod’un (temel) parçalanmasıdır yani Yod’u parçalamaktır (Yesod’un içindeki ilk harf). Daha sonra Sod Yesod haline gelir.

Bu, melek Rafael’in anlamıdır ardından ‘‘iyi ayrılıklar’’ sebebiyle Hz. Lut’u kurtaracaktır. Bunun anlamı Ruth ve Naomi’dir, akıl ve kalp olarak göz önüne alınır. Ruth, Re’uia (değerli) kelimesinden gelir, Alef telaffuz edilemediği zaman. Ve Naomi Noam (hoşnutluk) kelimesinden gelir, kalbe memnuniyet verici bir şeyler ki o zaman Hz. Davut ve Hz. Süleyman’ın içinde tatlandırılmıştı.

Ancak, daha önce, melek dedi ki ‘‘arkana bakma’’ zira ‘‘Lut’’  Behina Dalet’tir fakat o halen İbrahim’e bağlıdır. Oysaki ‘‘senin arkan’’ geçmiş Behina Dalet, sadece çiğ Behina Dalet vardır ki bu da tatlandırılmamıştır. Bu, büyük deniz – canavarlarının anlamıdır, hocalarımızın bahsetmiş olduğu su canavarı (balina) ve onun eşi, yani Nukva’yı öldüren ve onu gelecekte haktan yana için tuzlayan. Gelecek demek tüm ıslahlardan sonra demektir.

Bu arkasına bakan Lut’un eşinin anlamıdır, yazıldığı gibi ‘‘ancak onun eşi kocasının arkasından baktı ve o tuzdan bir kaya parçası haline dönüştü.’’ Ancak, o ilk önce öldürülmeliydi ki bu Sodom’un yok edilişidir. Fakat Lut su canavarı (Behina Dalet ve İbrahim arasındaki bağlantı) olarak göz önüne alınan kurtarılmalıydı.

Bu, dünyanın sorduğu bir soruyu açıklar, ‘‘İbrahim’i iyileştirmiş olan melek nasıl Lut’u kurtarabilirdi? Tüm her şeyden sonra, bir kural vardır: bir melek iki görevi yerine getiremez.’’ Ancak bu tek bir konudur, zira Behina Dalet’ten bir Reşimo kalmalıdır. Fakat bu bir sır olmalıdır.

Bu demektir ki o kendisini sünnet etmeden önce bunun hakkında hiçbir şey bilmeye ihtiyacı yoktu. Daha ziyade, o ölüme konulmalıydı. Ve Sod Yesod durumuna gelmiş olduğu zaman Yaradan onu haktan yana olan için gelecek için tuzladı.

Bu, İbrahim’in sığır çobanları ile Lut’un sığır çobanları arasındaki anlaşmazlığın anlamıdır (Mikneh (sığır) manevi Kinyanim (varlıklar) demektir). Bunun sebebi İbrahim’in sığırları İbrahim’in – inanç – görünümünü yükseltmek amacı içindi. Bu demektir ki bu durumda o mantık ötesi gitmek için kendine daha büyük güçler aldı zira o özellikle mantık ötesi bu yol vasıtasıyla, tüm mal mülkle ödüllendirildiğini gördü.

Onun mal mülkü istemiş olmasının sebebi ise bu mal mülkün yolu test etmesi içindi buna da ‘‘mantık ötesi’’ denir ki doğru yol budur. Bunun kanıtı ise mal mülk vasıtasıyla ona Yukarıdan manevi varlık verildiğidir, o sadece mantık ötesi inançla gitmek için zorlar. Ancak manevi varlık istemez çünkü onlar büyük dereceler ve edinimlerdir.

Bu demek değildir ki inanç vasıtasıyla büyük edinimler kazanmak için Yaradan’a inanır. Daha ziyade, büyük edinimlere ihtiyacının olmasının sebebi doğru yolda hareket ettiğini bilmek içindir. Dolayısıyla, tüm Gadlut’tan sonra, o özellikle inanç yolunda yürümek ister zira bunun vasıtasıyla bir şeyler yaptığını görür.

Ancak, Lut’un sığır çobanlarının tek niyeti büyük varlıklar ve edinimler elde etmek içindi. Buna ‘‘Lut’un izlenimini yükseltmek’’ denir. Lut’a ‘‘lanetli kara parçası’’ denir ki bu kişinin alma arzusudur yani Behina Dalet, ister akılda ister kalpte. Bu yüzden İbrahim şöyle dedi “kendini ayır, benden sana dua” şöyle ki dördüncü Behina ondan, Olam – Şena – Nefeş Behina’sından, ayrılsın.

Bu, sünnet derisinin atılmasının anlamıdır. Nefeş’in içindeki Behina Dalet’in atılmasına ‘‘sünnet’’ denir. Olam’ın (dünya) Behina’sının içinde, sünnet derisinin atılmasına ‘‘Sodom’un yok edilişi’’ denir; ve Şena’nın Behina’sından, bu bir çok ruhun Hitkalelut’udur (karışım) ve buna Şana (yıl) denir. Bu Lut’un Behina’sıdır (izlenim), lanet kelimesinden, ‘‘lanetli kara parçası’’ denir.

Bu yüzden İbrahim, Lut’a dedi, “kendini ayır, benden sana dua,” Lut hala Haran’ın oğluydu, yani ikinci kısıtlamanın, ‘‘cennetten çıkan ve bahçeyi sulayan nehir’’ olarak adlandırılan. Ve nehrin dışı olan ‘‘Nehrin ötesi’’ izlenimi vardır yani ilk Simtsum (kısıtlama) ve ilk Simtsum ile ikinci Simtsum arasında fark vardır.

İlk Simtsum’da, Dinim (yargılar) Keduşa’nın (Kutsallık) tüm Sefirot’unun altında durur, dünyaların sarkıtılması sırasıyla, başlangıçta ortaya çıkmışlardı. İkinci Simtsum’da, her nasılsa, Keduşa’nın yerine yükseldiler ve zaten Keduşa’nın bir tutacağına sahiptirler. Dolayısıyla, bu durumda, ilk Simtsum’dan daha kötü durumdalar; daha ileri yayılacak durumları yok.

‘‘Kenan ülkesi’’ ikinci Simtsum’dandır ki çok kötüdürler zira onların bir Keduşa tutacağı vardır. İşte bu yüzden onlarla ilgili olarak şöyle yazılır, ‘‘nefes alan hiçbir şey kurtarılmayacak’’. Behina Lut, bununla beraber Behina Dalet kurtarılmalıdır. Dolayısıyla üç melek tek bir hale geldi: birisi tohumun kutsanması içindir, halkın tümü olarak göz önüne alınır ki Tora’da da çoğalmayı ima eder. Bu Tora’nın sırlarına yakınlaşmanın anlamıdır, Banim (oğullar) denir, Havana (anlayış) kelimesinden gelir. Ve tüm bütün bunlar sünnet ıslahından sonra ancak edinilebilinir.

Bu, Yaradan’ın sözlerinin anlamıdır: ‘‘Yaptığımı İbrahim’den mi saklayacağım’’. İbrahim Sodom’un yok edilişinden korkuyordu, tüm alma kaplarını kaybetmesin diye. Bu yüzden o dedi ki, ‘‘Farz et ki şehirde elli haktan yana vardır?’’ çünkü tam bir Partzuf elli derecedir. Ve daha sonra o sordu, ‘‘Belki de kırk beş haktan yana vardır?’’ yani Behina Gimel’in Aviut’u ki bu kırktır ve Dalet de Hitlabşut (kıyafetlenme) ki Vak’tır vak, yarım derece yani beş Sefirot, vb.. Nihayetinde o sordu, ‘‘Farz et ki on haktan yana var? Yani Malhut’un seviyesi, sadece on. Böylece, İbrahim Malhut seviyesini gördüğü zamanda bile oradan çıkaramayacaktı, İbrahim Sodom’un yok edilişine hemfikir oldu.

Yaradan İbrahim’i ziyarete geldiği zaman, o Sodom için dua ediyordu, yazıldığı gibi, ‘‘onun için ağlamasına göre’’ yani onların hepsi alma arzularına batmışlardı. ‘‘Onların hepsi… ve öyle olmasaydı, Bilirdim’’ Yani onların içinde ihsan etme arzuları olsaydı bilecektik. Ve İbrahim buradan hiçbir iyiliğin gelmeyeceğini gördükten sonra Sodom’un yok edilişine hemfikir oldu.

İşte bu yüzden İbrahim’den Lut’un ayrılışından sonradır, şöyle yazılır. ‘‘ve çadırını olabildiğince Sodom’dan uzağa taşıdı’’ yani alma arzularının barındığı yer, kendisiyle ilgili olarak. Ve bu sadece İsrail topraklarındadır.

Ancak, Nehrin ötesinde yani ilk Simtsum, Behina Dalet’in hâkimiyeti, orada çalışacak hiçbir yer yoktur. Bunun sebebi o kurallarını işletir ve kendi yerinde hüküm sürer. Sadece İsrail toprakları ikinci Simtsum olarak göz önüne alınır. Tüm çalışma orada. Bu, İbrahim’in adının anlamıdır Be Hey Bera’am (Hey ile birlikte yaratıldılar). Bu demektir ki orada bulunmuş olan Yod iki Hey’e bölünmüştür – alt Hey ve Üst Hey – ve İbrahim Üst Hey ile birlikte alt Hey’in Hitkalelut formundan aldı.

Şimdi, Şehem’in adamlarını kandıran Şimon ve Levi’yi anlayabiliriz. Zira Şehem Dina’yı istedi çünkü onun tüm niyeti alma arzusu içindi, onlara sünnet olmaları gerektiğini söylediler, yani alma kaplarını iptal etmeleri. Ve onların tek amacı alma arzusu içinde olmaktı, sünnet vasıtasıyla alma arzularını kaybetmeleri sonucu onlar sünnet tarafından öldürülmüşlerdir. Onlar için bu ölüm olarak kabul edildi.

Bunu takip eden onların kendi kendilerini kandırmış olmalarıydı zira onların tüm niyeti Dina’daydı, kız kardeşleri. Onlar Dina’yı alma kaplarında alabileceklerini düşündüler. Dolayısıyla, bir kez sünnet edilmiş olduktan sonra Dina’yı almak istediler, onlar sadece ihsan etme kaplarını kullanabilirdiler ve sünnetten ötürü alma kaplarını kaybetmişlerdi. Ancak onların ihsan etme kıvılcımı eksiklikleri vardı zira Şehem alma kabı dışında başka bir şey bilmeyen Hamor’un oğluydu, onlar ihsan etme kapları içerisinde Dina’yı alamadılar çünkü kendi kökleri buna karşıdır. Onların kökü sadece Hamor’dur, alma arzusu ve dolayısıyla her şekilde kaybetmeleri durumu ortaya çıktı. Bu, Şimon ve Levi kendi ölümlerine sebebiyet verdiler diye kabul edilir. Ancak işin doğrusu, bu onların kendi hatasıydı, Şimon ve Levi’nin değil.

Bu, hocalarımızın sözlerinin anlamıdır: ‘‘Eğer kötü bir adama rastlarsan onu maneviyatı öğretilen yere çek.’’ ‘‘Rastlarsan’’ ifadesinin ne olduğunu anlamalıyız. Bu demektir ki, kötü adam yani alma arzusu her zaman bulunmaz. Daha ziyade, herkesin kendi alma arzusunu ‘‘kötü bir adam’’ olarak görmediği kabul edilir. Ancak alma arzusunu kötü bir adam olarak hisseden birileri varsa onlar bundan kopmak isterler, yazıldığı gibi, ‘‘Kişi daima kötü eğilimin üstüne iyi eğilime doğru hareket etmelidir.’’ Eğer o kazanırsa, bu iyi; yok eğer kazanamazsa, manevi çalışmaya bağlanmalı; ve eğer bağlanamazsa, o Şehema duasını okumalı ve eğer okuyamazsa, kendine kendi ölümünün gününü hatırlatmalı’’ ( Berachot, sf. 5). Bu konumda kişi üç anlayışa birlikte sahiptir ve bunlardan biri olmazsa eksiktir.

Ve şimdi, Gimara’nın sonuçlandırdığı soruyu anlayabiliriz. Eğer ilk tavsiye – ‘‘onu maneviyatı öğretilen yere çek’’ – yardımcı olmazsa o zaman ‘‘Şehema duası oku’’. Ve bu da yardımcı olmazsa, ‘‘ona kendi ölüm gününü hatırlat’’. Böylece, eğer o onların yardımından şüphelenirse, o neden ilk iki tavsiyeye ihtiyaç duyar? Neden o hemen son tavsiyeyi almamalıydı, yani ona ölüm gününü hatırlatmak tavsiyesini? Tek tavsiyenin ona yardımcı olacağı anlamına gelmediğini söyler cevap vererek ancak tüm bu durumun üç tavsiyeye bir arada ihtiyacı vardır.

Ve bu demektir ki:

  1. Onu maneviyatın yani ıslahın çalışıldığı yere çek.
  2. Şehema duasını oku yani Yaradan ve Yaradan’la Divekut (yapışma)
  3. Ona ölüm gününü hatırlat yani bağlılık. Bu, kendi boynunu uzatan bir güvercine benzetilir ki bu tüm halk olarak göz önüne alınır. Diğer bir ifade ile tüm bu üç izlenim ‘‘Işık, Kalpteki nokta ve Yaradan birdir’’ denir, hepsi tek birdir.

Kişi bir hocadan, Şehema okuması ve Işığın izlenimi için yardım alabilir. Ancak Yaradan’a doğru olan birisinin izlenimi olan sünnet ve bağlılık için kişi yalnız çalışmalıdır. Ve hatta bununla beraber Yukarıdan bunun için de yardım vardır, hocalarımızın dediği gibi ‘‘ve onunla bir anlaşma yap’’ yani Yaradan ona yardım etti, yine de insan başlamalı. Bu, ‘‘ona ölüm gününü hatırlat’’ sözünün anlamıdır. Daima hatırlamalıyız ve asla unutmamalıyız zira insanın çalışmasının özü budur.

Ve ayrılmamız gereken Reşimot ile ilgili olarak, Lut’un kurtuluş yolu ile çünkü bu iki iyi ayrılıktır, Haman ve Mordehay’ı ifade eder. Mordehay sadece ihsan etmek ister; onun Gadlut Işık’larını yaymaya hiçbir ihtiyacı yoktur. Fakat tüm Işık’ları kendisi için yutmak isteyen Haman vasıtasıyla, onun otoritesi vasıtasıyla, o, Gadlut Işık’ları çekmesi için adamın uyanmasına sebep olandır.

O, Işık’ları yaymış bile olsa yine de onları ‘‘alma kapları’’ denen Haman’ın kaplarının içinde alması yasaktır ancak sadece ihsan etme kaplarının içinde alabilir. Bu, yazılanın anlamıdır, öyle ki Kral Haman’a dedi ki ‘‘ve İbrani Mordehay’ın yaptığı gibi yap’’. Bu durum Haman’ın kaplarının Mordehay’ın kaplarının içinde parıldaması olarak kabul edilir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,078