e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Sabah Dersi Materyalleri > Kabala Kütüphanesi > Sabah Dersi 2021 > Sabah Dersi Materyali – Yaradan, Vurduğu Şeyle İyileştirir – 24 Nisan

Sabah Dersi Materyali – Yaradan, Vurduğu Şeyle İyileştirir – 24 Nisan

1) Rabaş, Not 133, Hepsi Islahlardır

“Mısır’a verdiğim tüm hastalıkları, sana vermeyeceğim çünkü Ben, Efendi senin şifacınım” (Çıkış 15:26). Bilgelerimiz, “Hastalık vermezsem, şifacıya ne gerek var?” diye sorar. (Sanhedrin 101a). Yorumlamalıyız ki şifacı olduğumdan dolayı, eğer hastalığı iyileştirmem gerekiyorsa neden sana bir hastalık vermeliyim ki? Bir hastalık vererek ne kazanırım? Bu bir ceza olmalı ve eğer hastalığı iyileştirmem gerekiyorsa, bu ne tür bir cezadır? Bu sanki boşa çalışıyorum gibidir. Bu nedenle size hastalık getirmeyeceğim ve neyin hastalık olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Aksine hissettiğiniz tüm safhalar, eğer onları Bana atfederseniz, hepsi aracılığıyla Bana, Dvekut’ta yaklaşacağınız ıslahlardır.

2) Rabaş, Makale 289, Yaradan Erdemliye Karşı Titizdir

Kişinin çalışmanın lezzetini alması için Yaradan’ın verdiği darbe, kişi tarafından iyileştirilir, çünkü Yaradan’a hizmet etmenin başka bir yolu yoktur. Böylece, Yaradan’dan aldığı darbe onu iyileştirir, aksi takdirde ayrılıkta kalacaktır.

Bununla, bilgelerimizin söylediklerinin, Yaradan’ın darbeleriyle, O’nun (Mehilta BeŞalah) iyileştiğini anlıyoruz. Başka bir deyişle, bu şifadır – ona herhangi bir destek olmadan inançla çalışmak için bir yer verir.

3) Rabaş, Makale 15, Yukarıdan Aşağıya Negatif Bir Şey Gelir Mi? (1984)

Önemli olan hastalığın ne olduğunu bilmektir. Öyle anlaşılıyor ki, uzman olmayan doktora ödemiş olduğuna kıyasla ödediği bu yüksek ücret, özellikle hastalığı teşhis etmek içindir.

Öyleyse negatif olarak görünen bir bozukluğu teşhis etmek her şeye rağmen pozitiftir. Bu demektir ki hastalığı bilmek gerçekte bir ıslahtır, çünkü şimdi kişi neyi ıslah edeceğini bilir. Hastalığın ne olduğu bilinmeden onu iyileştirmek imkânsız olduğundan, hastalığı bilmek, iyileşmenin en önemli parçasıdır.

4) Rabaş, Makale 30, Çalışmada, Uzak Bir Yolda Olan Birinin İkinci Pesah İçin Ertelenmesi Ne Anlama Gelir?

Yukarıdan bir düzeltme vardır, kişi kötülüğü göremez, çünkü kişinin kendi içinde düzeltebileceğinden daha fazlasının gösterilmemesi bir kuraldır. Bu, maddesellikte de olduğu gibi, eğer hastalığı tedavi edilemiyorsa, kişiye gerçek hastalığının söylenmemesi gibidir.

Bu nedenle, tam da lekelenmeye gelen, gerçeği görmek isteyen kişiye bu açılır. İlerlemek istiyorsa ve kendisi için alma arzusunda bulunan kötülüğün gerçek ölçüsünün gösterilmesi için dua ederse, yukarıdan yardım alır, yani yukarıdan lekelenir. Yani, yukarıdan Tuma’a’daki zarar gösterilir. O anda, doğası gereği sahip olduğu alma arzusunun yerine, Yaradan’ın kendisine ihsan etme arzusu vermesi ve yukarıdan bir armağan olan ikinci bir doğa verilmesi için kalbin dibinden dua etmeye başlar.

5) Rabaş, Not 337, Ne Mutlu Adama

“Ne mutlu, Tanrı’nın acı çektirdiği adama.” Sormalıyız, ama yaratılışın amacı yarattıklarına iyilik yapmak değil mi? O zaman bu hedefin tam tersi.

Bunu şöyle yorumlayabiliriz, her dalın köküne benzemek istediğinin bilindir, “Zohar Kitabına Giriş” te yazıldığı gibi, tüm dünya dinlenmeyi sever. Ancak bu, birisinin elinde sopayı tutması ve çalıştırmak için herkesi dövmesi gibidir. Bu nedenle, sopayla dövülmek, dertlerinden kurtulmak için her birinin dinlenmekten vazgeçmesini gerektirir.

Sopa, kişinin bir şeyden mahrum olduğunu hissettiği rahatsızlıktır. Bu nedenle, kişi yiyecek hiçbir şeye sahip olmamanın eksikliğini duyduğunda, açlığın acısını yatıştırmak için çalışmak zorundadır. Eksiklik ne kadar büyükse, özleminin nesnesini elde etmek için, zorunlu olarak o kadar büyük bir çaba göstermelidir.

Dolayısıyla, Yaradan kişiye maneviyatı olmadığı zaman acı çektirirse, bu acı, kişiyi eksik olduğunu hissettiği maneviyatı elde etmek zorunda kalana kadar, büyük bir çaba göstermeye zorlar.

6) Rabaş, Not 307, Aşağıda Hiçbir Ot Yaprağı Yok “

“Aşağıda,  “ona vuran ve ona ‘Büyü’,”  diyen bir meleği olmayan hiçbir ot yaprağı yoktur.”

Neden ona vurması gerektiğini ya da onun neden büyümek istemediğini sormalıyız. Sonuçta, doğada her şeyin büyümek ve küçük kalmamak istemediğini görüyoruz.

Bunu anlamak için, bunu çalışmada yorumlamamız gerekiyor. Doğası gereği, kişi toprağa daldığı sürece, her türlü Gadlut’u [büyüklük / yetişkinlik] terk eder ve toprakta kalmak ister. Ancak, yukarıda “melek” denen bir güç vardır ve melek ona bahşeden ve ona vuran ve ona “Büyü!” diyen bir güçtür. Yani ihsan etme gücüyle ona vurur ve ona “Büyü! Kişi “dünyevi” denen alma arzusuyla doğsa da dünyeviliğinden çık,” der.

7) Rabaş, Makale 409, Izdıraba Dair -2

Kişi, ızdırap yoluyla, içinde “Kral’ın yüzünün ışığı hayattır,” formunda gerçek bir arzu edinir ve buna “aşk acısı,” denir, orada Tora’nın iptali yoktur. Bunun nedeni şudur, kişi Tora’ya ne kadar çok dalarsa, ızdırabı da o kadar artar.

Bu yüzden, onun içinde, Tora iptal olmaz, çünkü Tora’yı öğrenen kişinin içinde ızdırap doğar. Buna göre, eğer kişinin Tora’sı yoksa ızdırabı da yoktur. Yukarıda söz edildiği üzere, buna “aşk acısı,” denir, zira onun içinde Tora iptal olmaz.

Buna, “Efendiyi seven, O’na serzenişte bulunur,” denir. Nedeni şudur; bu, kişinin Tora’da Yaradan’nı bulamamaktan dolayı acı çekmesi içindir; herkes bundan dolayı acı çekmekle ödüllenmez. Bu nedenle şöyle denilir; “Yaradan’ın Izdırap verdiği kişiye ne mutlu!”

Bu yüzden, kişi bu acıyı edinmelidir, böylece gerçek bir arzusu ve özlemi olacaktır; zira tam olarak bu gerçek arzuda, ızdırap niteliği ortaya çıkar, insan için bundan başka Kli yoktur, bu arzudan başka hiçbir şeyden haz almaz.

8) Rabaş, Not 60, Bir Yardım Talebi

Bir kişi bazı maddesel dertlerden mustarip olduğunda, Yaradan onu cezalandırdığı için üzgün olmalıdır ki kişi dertlidir. Eğer üzülmezse, bu bir ceza değildir, zira bir kişiyi inciten şey bir cezadır ve ister gerekli şeyleri sağlama hususunda ister hastalık hususunda kişi durumuna tahammül edemez.

Eğer üzüntü hissetmediğini söylerse, o zaman Yaradan’ın vermiş olduğu cezayı almamıştır. Cezanın onun ruhu için bir ıslah olduğunu bilmeliyiz. Böylece, eğer kişi üzgün değilse, ıslahı kaybetmiştir.

Kişi Yaradan’a hissettiği acıyı ve üzüntüyü alması için dua etmelidir, zira acı çekmekten kaynaklanan bir dua, cezanın ıslahından daha büyük bir ıslahtır.

Baal HaSulam’dan duyduğum gibi, Yaradan bir kişiyi bir intikam olarak cezalandırmaz, O’na itaat etmediği için cezalandırarak, insanların yaptığı gibi. Aksine, ceza bir ıslahtır.

9) Rabaş, Not 60, Bir Yardım Talebi

Kişi Yaradan’a ondan cezayı alması için dua ettiğinde, bu sanki Yaradan’dan ıslahı ondan almasını istiyor gibidir. Şöyle sordu: Islah insanın lehine ise, bir kişi Yaradan’dan, ondan ıslahı almasını nasıl talep edebilir? Ve açıkladı; dua aracılığıyla kişi Yaradan’dan kendisine yardım etmesini istediğinde, Yaradan ile bağ elde eder ve bu, bir kişinin ceza yoluyla aldığı ıslahtan daha büyük bir ıslahtır.

10) Baal HaSulam, Şamati 19- “Manevi Çalışmada Yaradan Bedenlerden Nefret eder” Ne Demektir?

Eğer Yaradan çalışması için yer verirse, erdemliler çok mutlu olurlar. Bu yüzden “suçların sayılmasında önce” demişlerdir. Onlar şimdi çalışacak bir yere sahip olmanın sevinci içindedirler, yani şimdi Yaradan’a muhtaç hale geldiler ve şimdi Yaradan ile yakın temasa geçebilirler.

11) Baal HaSulam, Pri Haham, Üç Ortak

Mutlak iyilik olan Yaradan’a herhangi bir kötülük atfetmek imkânsızdır, bu yüzden kişi kendisini kötü durumda hissettiği zaman, bunun ona başka bir kaynaktan, çevreden geldiğini söylemek zorunda kalır. Ama gerçek şudur ki, kişi yalnız iyiyi görmekle, dünyada hiçbir kötülük olmadığını ve her şeyin iyi olduğunu görmekle ödüllendiği zaman kişiye gerçek gösterilir; tek mutlak güç olduğu için her şeyi yalnız Yaradan yapmıştır ve yapacaktır.

12) Rabaş, Cilt 2, Makale 1, Çalışmada, “Bizim Senden Başka Kralımız Yok,” Nedir?

Kişi bu aşağı durumda oluşunun nedeninin şimdi daha kötü olması yüzünden olduğunu söylememeli, aksine şimdi, tüm yaptığı işler yalnız cennet hatırına olsun diye kendini düzeltmek istemektedir. Yukarıdan ona gerçek durumu, yani bedeninde gerçekte ne olduğu gösterilmektedir ki bu çok gizliydi ve dışarıdan görülmüyordu, ama Yaradan şimdi ona bunu göstermekte.

Bunun hakkında denilebilir ki Yaradan’ın ona içindeki kötülüğü göstermesi merhamettir, zira böylece gerçeği bilecek ve Yaradan’dan gerçek bir dua ile talepte bulunabilecek. Böylece şimdi bir yandan Yaradan’dan ne kadar uzak olduğunu görebilecek ve diğer yandan da kişi Yaradan’ın kendisine yakın olduğunu ve ona ihtimam gösterdiğini ve ona eksikliklerini gösterdiğini söylemelidir. Bu nedenle kişi merhametin var olduğunu söylemelidir.

13) Baal HaSulam, 5. Mektup

Ortaya çıkan ve çıkacak olan tüm bu bozukluklar için seviniyorum.

Gerçekten seviniyorum, ancak gizli olan bozukluk ümitsiz bir durum ve onun yüzeye çıkması büyük bir kurtuluş olduğundan, henüz ortaya çıkmamış ama çıkması gereken bozukluklardan dolayı da üzüntü duyuyorum. Kural şudur ki, kişi sahip olmadığı bir şeyi veremez.  Ve eğer şimdi ortaya çıkıyorsa, hiç şüphe yoktur ki gizli olanla değil onunla başlamamız için oradadır. Bu yüzden deliklerinden çıktıkları zaman mutlu oluyorum çünkü gözlerini onlara dikersen hepsi bir kemik yığınına dönüşür.

14) Baal HaSulam, Şamati 138 – Kişi Bazen Kafasını Korkuyla Meşgul Ederken

Kişi bazen aklını korkuyla meşgul ederken şunu bilmelidir ki, O’ndan başkası yok. Ve eğer kişi hala korkunun üzerinde etkisi olduğu hissi içerisindeyse, kişi bilmeli ki şans eseri diye bir şey yoktur ve kendisine olanı Yaratan yukarıdan vermiştir, sonu düşünebilmesi için ona bir korku gönderilir. Şöyle ki korku kişiye “O’ndan başkası yok” diyebilmesi için getirilmiştir.

Ancak, hala bundan sonra kişi korku hissi içerisindeyse, o zaman kişi bu korkuyu örnek olarak almalı ve Yaratan korkusunun şu anda hissettiği korku kadar güçlü olması gerektiğini söylemeli. Bu şudur, beden yüzeysel korkudan etkilenir ve Yaradan korkusu da tıpkı bedenin etkilenmesi gibidir.

15) Rabaş, Not 338, Darbeden Önce Tedavi

Tıpta ilaç, hasta olmayan ama ilaç alan kişiye ilaç zarar verir. Bu nedenle, önce Tora’yı öğrenmesi gerekir, çünkü Tora aracılığıyla hasta olduğunu görecek ve sonra Tora’yı alacak ve hastalıklarından iyileşecektir.

Buna göre, Tora’yı iki şekilde anlarız: 1) O hastadır, onun için Tora, Tushia olarak adlandırılır, çünkü Mateşet [yorgunluklar]insanın gücünü tüketir ve tüm gücü ve canlılığı yalnızca bir hayvan niteliğindendir. Bunu düzeltmek için, onu tüm hastalıklardan iyileştirdiği zaman 2) numaralı Tora vardır.

Bununla, Yaradan’ın tedaviyi darbeden önce gönderdiğini, yani “tedavi” olarak adlandırılan Tora’nın darbeden önce geldiğini anlamalıyız, çünkü Tora ona kötülüğün farkına varılmasını sağlar.

Daha sonra, darbeye maruz kaldığında, yani içindeki kötülüğün ölçüsü, “darbenin kendisinden bir bandajı koyar”, yani Tora, kişinin kendi niteliklerinden mustarip olduğunu görmesini sağlar. Daha sonra Tora onu iyileştirir.

Bu nedenle, eğer kötülüğün farkına varmazsa, iyilikle nasıl ödüllendirilebilir ki?

16) Rabaş, Not 629, Bilge Öğrenciyi Hor Gören

“Bilge öğrenciyi hor görenin, hastalığının tedavisi yoktur” (Şabat 119b). Bu, sadece hastalığı olan bir kişinin tedaviyi alamayacağı anlamına gelir. Ancak hastalığı olmayan birinin korkacak hiçbir şeyi yoktur.

“Hastalığının”, henüz tövbe etmemiş olan herkesin acı çeken birisi olduğu anlamına geldiğini ve hastalığının iyileşmesinin tövbe etmesi anlamına geldiğini söylemeliyiz. Her insan, “eğitimsiz insanlardan” ve “kalpteki nokta” denen “bilge öğrenci” niteliğinden oluştuğu için, içindeki bilge öğrenciyi hor görürse, asla tövbe edemez ve aşağılık durumunda kalır ve bundan daha büyük bir rahatsızlık yoktur.

Bunun yerine, yalnızca içindeki bilge öğrenciye saygı duyuyor, yani ona fayda sağlamakla ilgileniyorsa ve her gün ona nasıl fayda sağlayabileceğini araştırıyor, bilge öğrenciyi, Tora ve dua anlamında besliyorsa, o zaman ızdırabına şifa bulacağını yani tövbe edeceğini umabilir.

17) Baal HaSulam, On Sefirot Çalışmasına Giriş, No:108

Ev sahibi için hizmetçilik yapan kişinin hikâyesi. Ev sahibi hizmetçisini çok seviyordu. Bir gün ev sahibi bir yere gitti ve işlerini hizmetçiyi pek sevmeyen kâhyasına bıraktı.

O ne yaptı? Hizmetçiyi aldı ve onu herkesin önünde iyice aşağılamak için beş kez kırbaçladı.

Ev sahibi döndüğünde hizmetçi kendisine olanları anlattı. Ev sahibinin kızgınlığı alevlenmişti, vekilini çağırdı ve hizmetçiye derhal her kırbaç için bin akçe vermesini emretti.

Hizmetçi akçeleri alarak eve gitti. Karısı hizmetçiyi ağlarken buldu ve merakla “Ev sahibinle ilgili neler oldu sana?” diye sordu. O da anlattı. Karısı, “Öyleyse neden ağlıyorsun?” diye sordu. Hizmetçi şöyle cevap verdi, “Ağlıyorum çünkü bana sadece beş kırbaç attı. Keşke bana en az on kez vursaydı, zira o zaman on bin akçem olurdu.”

18) Rabaş, Makale 289, Yaradan Erdemliye Karşı Titizdir

Bilgelerimizin şununla ne dediğini anlamalıyız, “Yaradan bir kararname çıkarır ve erdemli onu geçersiz kılar” (Moed Katan, 16). Bu, Yaradan’ın çalışmadan aldığı zevki ondan geri alan bir kararname yaptığı anlamına gelir ve çalışmadaki canlılığını birinden almaktan daha sert bir kararname yoktur.

Ama erdemli bunu geçersiz kılar. Yani, eğer kişi herhangi bir canlılık ve zevke sahip olmaksızın çalışmak istediğini söylerse, o zaman bu kararname her halükârda iptal olur. Dahası, şimdi daha yüksek bir düzeye yükselir, çünkü şimdi saf bir inanç durumundadır ve kişisel bir çıkarı olmadığı görülür.

19) Degel Mahaneh Efraim, Ekev

Yaradan, düşmanlarınıza eziyet etmek istediğinde, doğal olmayan yoldan, on belayı Mısırlılara verdiği gibi yapacaktır. Bu, bir mucize, bir alamet ve bir işaret olacaktır, Tora’da birkaç kez yazıldığı gibi: “İşaretler”. O acı çeken ve iyileşen Mısır’da yaptığı gibi, mucize içinde mucize olacak, Mısır’a dert ve İsrail’e şifa olacak. Yaradan’ın Mısır’a getirdiği her bela, içinde İsrail’e büyük bir merhamet içeriyordu.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,087