Örnek: Yaşayan bir bebek canlıdır. Buna “realite” denir. Öte yandan, hayatının tamamen beslenmeye bağlı olduğunu görürüz. Bebeğe ihtiyacı olan besin verilmezse bebek ölecektir. Realitenin varlığının perspektifinden, “Yaradılış işini her gün kendi iyiliğiyle yenileyen” de olduğu gibi, o daima sürdürülmelidir.
Zivugim [çiftleşmeler] ile ilgili olarak, bu bedenle ruh anlamına gelir. Ruha “iyi eğilim”, bedene “kötü eğilim” denir. İki zıtlık vardır: Biri ihsan etme arzusudur ve diğeri almak ister. İnsana, kötü eğiliminin niteliğini değiştirmeye zorlama ve ihsan etmek için çalışma seçeneği verilmiştir. Bu Zivug’u [çiftleşmeyi] Yaradan yapar, “Yaradan’ın yardımı olmasaydı, üstesinden gelemezdi “de olduğu gibi.
Soru şudur ki eğer dünyayı Yaradan yarattıysa, o zaman hiçbir yenilik yoktur. Aksine, Yaradan yalnızca onu sürdürür. Ya da bilgelerimizin “Erdemliler her gün dünyalar inşa eder” dediği gibi yeni dünyalar yaratılmış mıydı? Eğer öyleyse, o zaman Yaradan yeni şeyler yaratmaz.
Bunun cevabı, O’nun şu anda bile Zivugim yapıyor olduğudur yani şimdi bile O yeni dünyalar ve yeni ruhlar yaratıyor ama bu da, bize Zivugim yapma seçeneği verildiği için sadece bize bağlıdır.
Gece çalışma zamanıdır ve sabah, bir kişi çalışmadan sonuç alındığında “çalışma sonrası” olarak kabul edilir. O zamanlar sakat biri ve kör biri vardı. Bu, Raba’nın “Size yalvarırım, çifte Cehennem miras almayın” dediği gibidir. Çünkü kötü eğilim iyi eğilimi ve iyi eğilim, kötü eğilimi ortadan kaldırır. Daha ziyade, bu “Yaradan’ın yardımı olmasaydı, üstesinden gelemezdi” deki gibi Yaradan’ın yardımını gerektirir.
Soru şudur ki eğer dünyayı Yaradan yarattıysa, o zaman hiçbir yenilik yoktur, sadece rızk vardır. Cevap şudur, ruhların bakış açısından yenilikler vardır ve buna “yeni ruhlar yaratmak için bir Zivug” denir.