Not 262
“Bir keresinde malum bir adam, ona binlerce farklı pap (çeşitli yiyecekler) yapmanın yolunu öğretmesi için kölesini arkadaşına verdi, fakat arkadaşı ona sekiz yüz tane öğretti. Bu yüzden onu hahamın huzurundaki bir davaya celp etti. Haham dedi ki, ”Babalarımız ‘Bizler iyiyi unuttuk.’ Dedi.” (yani onlar zaten görmüşlerdi ama şimdi unuttular ‘‘fakat biz iyiyi hiç görmedik!’’ anlamında) (Nedarim 50b).
Sormalıyız, Babalarımız dünyevi şehvetlere o kadar mı daldılar ki Haham, “ Bizler iyiyi unuttuk hatta onu hiç mi görmedik?” dedi.
Bin’in Hohma [bilgelik] ile ilgili olduğunu yorumlamalıyız, “Size bilgelik öğreteceğim.” deki gibi. “Sekiz yüz” bina anlamına gelir, “Bina’nın günleri, sekiz gün” yazıldığı gibi ve Bina’nın Sefirot’u yüzlerce anlamına gelir, yani Neşama’nın Mohin’i.
“Kölesini veren adam”, adamın kendisini Yaradan’ın bir hizmetçisi olarak verdiği anlamına gelir çünkü “arkadaşı”, “Arkadaşınız ve babanızın arkadaşı” anlamındadır ve Yaradan ona Hohma’nın Mohin’ini verecektir. Henüz sadece Bina olan Neşama’nın Mohin’i ile ödüllendirilmiştir ve “yüzlerce” sekiz anlamına gelir.
Haham, bununla ilgili “Babalarımız, ‘Bizler iyiyi unuttuk.’ demiştir.”
Yani, Tapınak zamanında, “ay dolgunluğunda” denilen Hohma’nın Mohin’i vardı. Ancak Tapınağın yıkılmasından sonra Hohma’nın Mohin’i ayrıldı. Bu yüzden Hohma’nın Mohin’i denilen görüş anlamında” Gözlerimizle görmedik.” denilmiştir.