e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Kabala Kütüphanesi > Zohar > Zohar – Bereşit [Yaradılış]

Zohar – Bereşit [Yaradılış]

Üst ışıkta bir oyma oydu

1) Kral ortaya çıkmak ve dünyaları yaratmak istediğinde, sert kıvılcım üst ışıkta bir oyma oydu. O bir oyma oydu; boş ve ışıksız bir yer bırakan ışığın ayrılması ve kısıtlanmasıdır. Bu oyma olarak kabul edilir çünkü yaratılıştan önce, “Üst ışık tüm gerçeği doldurmuştu.” Ve O dünyaları yaratmak istediğinde üst ışıkta, Malhut’un etrafından ışığı kısıtlayan ve çıkartan bir oyma yaptı. Bu oymayla, tüm dünyalar için bir yer, bir kıvılcım, bir ateş kıvılcımı, Kaşiyut [sertlik], Malhut’un etrafından gelen ışığın sınırlandırılması ve ayrılmasından olan Malhut’un Kli’sinde sert Din’in kuvveti yapıldı.

Işıklar ortaya çıkmak ve ifşa olmak istediğinde “renkler” denilen içinde Dinim’in gücünün olduğu o kıvılcım, üst ışığın genişlemesine çarptı ve genişleme geri itildi. Basınç ve vuruştan, üst ışığın genleşmesiyle birlikte bu ince ışıklar ortaya çıkar ve tek bir ses çıkarır. Bu ince ışıklara Or Hozer [yansıyan ışık] denir ve üst ışığın genişlemesi Or Yaşar [doğrudan ışık] olarak adlandırılır. Daha sonra bu kıvılcım, içlerindeki renkleri, derecelerde bir değişikliği gösterdi ve hepsi birlikte boyandı, Or Hozer ve Or Yaşar her ikisi de dört renkte: kırmızı, beyaz, yeşil ve siyah. Bunlar dört derecedir: Hohma, Bina, Tifferet ve Malhut.

Bu kıvılcım, Roş adı verilen aşağıdan yukarıya doğru bir aydınlatmada yükselir ve yukarıdan aşağıya doğru aydınlatmak için Guf olarak adlandırılan aydınlatmanın ters dönüşünde alçalır. Bu kıvılcım, “sert kıvılcım” olarak adlandırılır. Bu kıvılcım ıslah edildi ve aydınlatmaların tüm plantasyonlarına çarptı ve her birine “Büyü!” diyor. Başka bir deyişle, üst ışığın genişlemesindeki çarpışı haricinde, bahsedildiği gibi dünyadaki tüm derecelerin tüm seviyeleri ortaya çıkar ve o, her derecenin boyutunu ölçer.

Sert kıvılcım, üst ışığın genişlemesine çarpan, Or Hozer’i yükselten ve kıyafetlendiren bir kıvılcımdır. Bütün dereceler oradan doğar ve bu vuruştan meydana çıkar ve bu Malhut’un Kli’sindeki Tzimtzum’un gücü ile ilgilidir, üst ışık almak için değildir. Bu, sonrasında “çeşme” adı verilen sert Masah’ta da kurulmuştur. Ancak, burada o henüz bir Masah ile kurulmamış olan Ein Sof’dan sert kıvılcım çıkmasının başlangıcı ile ilgilidir. Daha doğrusu, Malhut’un Kli’sinden gelen ışığın kısıtlanmasına neden olan Din’in kuvvetidir.

Sert bir kıvılcım meydana çıktı ve tüm gizlenmişlerin en gizlenmişi içinde yapıldı – Ein Sof’tan, Ein Sof’un en son Behina’sı, Malhut de Ein Sof, çiğ olarak kabul edilen bir form. Yani, Din’in formu hala biçimsizdi, tamamen ayırt edilemezdi. Sert kıvılcım dikey formundaydı ve bir çemberin içine bastırıldı, yani bir halka gibi olan çemberin merkezine. O ne beyaz ne siyah ne kırmızı ne yeşildi.

Açıklama: “Oluşacaklar oluşmadan ve yaratılanlar yaratılmadan önce, üst basit ışık tüm gerçekliği doldurmuştu. Ve oluşacaklar ve yaratılanların varlığı için hiçbir boşluk yoktu”. Roş ya da Sof gibi bir kısım yoktu, ama hepsi basit bir ışıktı, tek bir benzerlikte eşitti ve buna “Ein Sof’un ışığı” denir. Ve O’nun basit iradesi üzerine dünyaları yaratma ve oluşacakları oluşturma arzusuna geldiğinde, sert kıvılcım çıktı, Malhut’ta ifşa edilen Din’in gücü Ein Sof’tan doğdu ve üst ışıkta bir oyma oydu. Böylece, ışık kısıtlandı ve Malhut, Kli’sinin içinden ve etrafından ayrıldı. Işığın bu ayrılığına “üst ışığın oyulması” denir, orada ışığın olmadığı bir alan yaratıldığı için. Ve o boş alanda, tüm dünyalar ve içindekilerin tümü sonradan ortaya çıktı.

Ve sert kıvılcım, Din’in gücü doğmuş ve Ein Sof’un son Behina’sında oluşturulmuş olduğundan, hala içinde herhangi bir Din’i ifşa etmekten acizdir, sadece dünyadaki tüm Dinim’lerin daha sonra genişlediği ve ortaya çıktığı bir kök dışında. Ancak kendi içinde, o çiğ ve şekilsiz bir formdaydı, çünkü içinde hiçbir Din formu şimdiye dek bariz değildi. Benzer şekilde kısıtlı yer, ışığın ayrıldığı boş alan da aynı zamanda bir benzerlikteydi zira orada Din’in hiçbir formu bariz değildi ve buna “yuvarlak bir form” deniyordu. Din’in kuvveti dairenin merkezinde, orta noktasına tutturulmuştu, tüm dünyaların etrafında döndüğü bir eksen gibi olduğu yerde, onu hafifletmek ve ıslah etmek amacıyla.

Aynı şekilde boşlukta hiç renk yoktu çünkü renkler, derecelerde değişiklikleri uyaran Dinim olarak kabul edilir ve henüz orada hiçbir Din bariz değildi. Zohar, “Beyaz da değil” der çünkü beyaz, içinde renklerin ve Dinim’in olmadığı Hohma ışığı olarak gösterilir. Ve ışık oradan ayrıldığından ve orada kısıtlandığından, o zaman orada beyaz yoktur. Fakat ışık ayrıldığından beri, orada başka bir renk vardır- siyah- ışığın yokluğunu gösterir. Ama O, ‘Kırmızı, Bina’nın renginin, ‘Ya da yeşil, Tifferet’in renginin’ de olmadığı gibi siyahın da orada olmadığını söyler.

O seviyeyi ölçerken, boşluğu ve oyuğu aydınlatan renkler yaptı, çünkü Tzimtzum ve oymadan sonra, bir çizgi ışık çizgisi Ein Sof’un ışığından olan genişlemesinden boşluğun yerine genişledi. Genişlemenin üst Roş’u Ein Sof’un kendisinden uzanır ve ona dokunur ve genişlemenin sonu orta noktada, dairenin merkezinde duran sert kıvılcımın yerindeydi. Bu böyledir, çünkü sert kıvılcım içinden geçen üst ışığı alıkoyar, dolayısıyla ışık orada sona ermiştir.

Bu ışık çizgisinin genişlemesi içinde dört rengi dahil eder: Hohma, Bina, Tiferet ve Malhut. Onlar kısıtlanmış mekânın içinde aydınlatırlar, onun seviyeyi ölçtüğü söylendiği gibi, renklerin boşluğu ve oyuğu aydınlatmasını sağlar, çünkü ışık çizgisinin genişlemesi sırasında, yeri aydınlatmak için renkler yapıldı. Fakat ondan önce, sınırlandırılmış yerde hiç renk yoktu.

Sert kıvılcımda iki eylem olduğunu bilin: 1) Tüm derecelerin uzandığı Zivug de Haka. Bu işlem, Roş’ta On Sefirot’u aydınlığa çıkararak Or Hozer’i aşağıdan yukarıya doğru yükselten ve Guf’ta On Sefirot’u aydınlığa çıkararak ondan aydınlatmak için ters çeviren Roş’un Malhut’undadır. 2) Her derecenin sonunun eylemi. Bu böyledir çünkü, derecenin Guf’unun On Sefirot’u yukarıdan aşağıya uzar, Keter’den Malhut’a, ışığı alıkoyan ve orada yayılmasına izin vermeyen sert kıvılcım orada olduğu için Guf’un Malhut’unda ışık alınamaz, bu yüzden aydınlatma sona erer.

Tüm Mohinler sert kıvılcımın bir Zivug de Haka’sı dolayısıyla çekildiğinden, sert kıvılcım, tüm derecelere taçlar ve Mohinlere uzatmak için Ein Sof’tan çıkar. Kıvılcımın bu hareketi ‘Büyük deniz’ olarak adlandırılan Malhut’a rehberlik etmek içindir, bu nedenle o dışarıya doğru ölçüsünü aşmaz, yani içine aşağıda Masah’ın yerinden üst ışığı almaz, “Buraya kadar geleceksin daha fazla değil” yazılan budur. Bu demektir ki, ışık Masah’ın sınırına kadar çıkacak ve daha fazla yayılmayacak, deniz sularını sınırlayan ve sonlandıran, dalgaları geri iten kum gibi. Bu nedenle, Roş’un Malhut’una “çiftleşme Malhutu”, Guf’un Malhut’una “bitiş Malhut’u” denir.

Ayrıca, ışık çizgisinin genişlemesinin, ABYA’nın dört dünyasına Keter, Partzuf AK olduğunu bilmelisiniz. Ve her genişlemede birbirinin altında dört seviye olması gerektiğinden – AB, SAG, MA ve BON – bu çizgi AK’un beş Partzufim’ini de içerir.

Sert kıvılcım içinde, aşağıdaki renklerin boyandığı bir çeşme belirmiştir. Bir çeşme, Or Hozer’e yükselmek için Malhut’un içinde kurulan bir Masah’tır, Bituş (vuruş), üst ışıkla Zivug de Hakaa, devamlı bir Zivug; Or Hozer’le sonsuz bir şekilde akan bir çeşme gibi Masah oldu. Renkler; Dinim anlamına gelir. Boyandı; Dinim’in ortaya çıkması anlamına gelir. Aşağıda; Guf’un Sefirot’unda demektir.

Bu böyledir çünkü Or Hozer’in aydınlatması aşağıdan yukarıya ve yukarıdan aşağıyadır. Aşağıdan yukarıya aydınlatması Roş olarak adlandırılır ve renkler Roş’un aydınlatmasında henüz ifşa edilmezler. Daha ziyade dört renk yalnızca onun yukarıdan aşağıya aydınlatmasında belirgindir, Guf olarak adlandırılır. Bu nedenle renklerin aşağıda boyandığı söylendi, yani Dinim’in yukarıdan aşağıya bir aydınlatmada açığa çıkarıldığı kastedilmiştir, aşağıdan yukarıya bir aydınlatmada değil.

Dinim aşağıdan yukarıya doğru görünemedi çünkü yukarıda olanın aşağıda olana neden olduğu yerde üstteki ve alttaki daima neden ve sonuçtur. Ve sert kıvılcım aşağıda olduğundan, Roş’un Malhut’unda, aşağıdan yukarıya aydınlatan neden- üst dokuz Sefirot- sonucunun Malhut’un eksiklikleri tarafından hiçbir şekilde etkilenmez.

Fakat Guf’a, sert kıvılcımın Zivug de Hakaa’sından kaynaklanır ve sert kıvılcım onun nedenidir. Bu yüzden, sert kıvılcımın Dinim’i onun içinde görünür, çünkü nedendeki Dinim’in tüm gücü onun sonucunda görünür. Buradan her Aviut ve eksikliğin sadece aşağı çıkış yerine işletebileceğini ve yukarı çıkış yerine doğru hiç olmadığını bilirsiniz.

2) Tüm gizlenmişlerin en gizlenmişi, Ein Sof’tan, Malhut de AK’dan iki Partzufim çıktı. Çatladı ve çatlamadı ve onun Avir’i hiç bilinmez. Bir Partzuf bir çatlak, yarım derecenin bir ortaya çıkışı, GAR’ın eksikliğiyle VAK olarak kabul edilir ve GAR’ın yokluğu ile VAK olan, bilinmeyen, öteki bir çatlak, tam bir derecenin bir ortaya çıkışı değildir, çünkü orada GAR’ın uzantısı için Zivug yoktur. ‘Bilinen’ GAR’ın uzantısı için bir Zivug anlamına gelir.

Açıklama: Zohar, Atzilut’un beş Partzufim’inin Malhut de AK’dan nasıl çıktığını aydınlatmaya başlar. Malhut de AK’nun, Partzuf Atik ve Atik’in Nukva’sı olarak adlandırılan Partzuf Keter de Atzilut’a nasıl çıktığını açıklar, Atzilut’un Nukva’sı ondan bir çatlak olarak çıktığı için ve Atik’in erkeği ondan bir çatlak olarak çıkmamıştır. Bu çatlama Midat ha Din’in (yargı niteliği), Midat ha Rahamim (merhamet niteliği) ile birleşmesidir, Tzimtzum Bet de AK olarak adlandırılır.

Bu öğrendiğimiz gibidir – O başlangıçta, Zivug’unun Partzuf AK’dan çıktığı Midat ha Din olan Malhut de AK’a istinaden dünyayı Midat ha Din ile yaratmayı tasarladı. Dünyanın devam edemediğini gördü, bu yüzden Midat ha Rahamim’i getirdi ve onu Midat ha Din ile birleştirdi. Dünyaların var olamadığını gördü, bu yüzden Midat ha Din’i, Malhut de AK’u, Bina de AK’a, Midat ha Rahamim’e, Sefirot de Roş’un sonunda duran çiftleşme Malhut’una kaldırdı. O, Bina de Roş’un yerine yükseldi ve orada üst ışıkla bir Zivug de Hakaa yaptı.

Buradan onun aşağıdan yukarıya doğru yükselen Or Hozer’inin, sadece iki Sefirot KH ve üç Sefirot- Bina- ve ZON de Roş- kıyafetlendiği, Roş’tan alçaldığı ve Guf’a düştüğü sonucu çıkar. Ve Guf’un tüm Sefirot’larının altında duran bitiş Malhut’u yükseldi ve Sefira Tifferet’in yarısında Bina de Guf’ta durdu, Tiferet Bina de Guf kabul edildiğinden Haze noktasında, Haze’nin noktasının yerinde Patzuf’a son vererek. Ve Bina ve ZON de Guf hiç ışık alamadılar çünkü onlar bitiş Malhut’unun altındaydılar ve Atzilut’tan tamamen ayrıldılar.

Malhut’un Bina’nın yerine yükselişinden dolayı her derece ikiye bölündü. Yarısı derecede kaldı, alt yarısı ortaya çıktı ve altındaki dereceye kadar indi, Roş’un yarı derecesi bir Guf’a, ve Guf’un yarı derecesi Atzilut’un altına kadar indi. Bu nedenle, Midat ha Rahamim’in Din ile birleşmesiyle ortaya çıkan her bir Partzuf’un, derecenin iki yarıya bölünmesini ortaya çıkardığı düşünülmektedir.

Malhut de AK, Atik de Atzilut’a çıktığında, o Midat ha Rahamim’in birleşmesi olmadan bölünmemiş bir şekilde Atik’in erkeğini meydana getirdi ve Atik, iki yarıma bölünmemiş tam bir derecede ortaya çıktı.O, Midat ha Din’in Rahamim ile birleşmesiyle birlikte Atik’in Nukva’sını oluşturdu ve derecede bölünmüş olarak meydana çıktı. -Sadece Roş’ta KH ve Guf’ta KH, Bina, Tiferet ve Malhut de Roş, Guf’a düşerken ve Bina, Tiferet ve Malhut de Guf, Atzilut’un tüm derecesinin Sium’unun altına düştü. Bu, üst ışık için yeni bir Sium yapıldığı için böyledir: Bina de Guf’un yarısının olduğu yerde Haze de Guf’un yeri. Bu yeni Sium, Parsa olarak adlandırılır.

Partzuf Atik ve onun Nukva’sının iki Behinot’u birlikte içermesinin nedeni, bölünmemiş olarak ortaya çıkan AK’un Partzufim’i ile bölünmüş olarak ortaya çıkan dört ABYA dünyasının Partzufim’i arasında bir medyana sahip olmaktır. AK ile eşitliği olan Atik’in erkeği AK’dan alır ve Nukva’sına verir. Partzufim ABYA ile eşdeğerliği olan Atik’in Nukva’sı, ABYA’ya verir.

Tüm gizlenmişlerin en gizlenmişi olan Malhut de AK, bölünmüş ve bölünmemiş olarak, bir Partzuf’u, Atik de Atzilut’u ortaya çıkardı. Atik’in erkeği bölünmemiş sayılır ve Atik’in Nukva’sı bölünmüş sayılır. Atik’in Nukva’sı Atik’in önce geldiği için, o bölünmüş Atik’in Nukva’sını, bölünmemiş Atik’in erkeğinden önce koydu çünkü Nukva, GAR de Nekudim’de ortaya çıktı ve erkek Atzilut dünyasında ortaya çıktı.

Onun Avir’i, GAR’ın eksiği VAK olan Ruah’ın seviyesi bilinmez çünkü orada GAR’ın uzantısında Zivug bulunmaz. Beş seviye NRNHY’dır. Ruah’ın seviyesine Avir denir. O bölünmüş sayılır, çünkü orada sadece iki Sefirot vardır, KH ve üç ışıktan – Neşama, Haya, Yehida’dan- yoksun olarak iki ışık NR alabilir, üç Kelim Bina, Tiferet ve Malhut’un eksikliğinden dolayı, ışıklar ve Kelim arasındaki ters ilişkide bilindiği gibi Kelim’de üsttekiler ilk büyüdüğü için ve ışıklarda alttakiler ilk olarak girer. Bu nedenle, Atik’in bir bölünmesi, onun Nukva’sı sayılan Avir de Atik’in seviyesinin gizli olduğu söylendi çünkü Neşama, Haya ve Yehida üç ışığını uzatmak için onun Zivug’u yoktu, çünkü Zivug, Daat (bilgi) olarak adlandırılır ‘Ve Âdem karısını, Havva’yı bildi’ yazıldığı gibi.

Sonunda, Atik’de Nukva olan Atik’teki bölünmenin vuruşundan, yüksek ve gizli bir nokta aydınlatıldı – Partzuf AA de Atzilut. O Hakaa (vuruş) bir Zivug de Hakaa’dır oradan tüm dereceler doğar ve ortaya çıkar. Aslında, bir nokta daima Malhut’un adıdır ve AA’in ‘yüksek bir nokta’ olarak adlandırılmasının nedeni Atik’in Nukva’sına istinaden ondaki farkı ve yeniliğini belirtmektir ki; onun Midat ha Rahamim’de hafifletilen, bilinir olmak üzere olan, eş olan ve GAR’ı uzatan Malhut’u vardır.

Bu hafifletilmiş Malhut ‘ Yüksek bir nokta’ olarak adlandırılır çünkü o da Manula (kilit) olarak adlandırılan alçak bir noktada kurulduğundan Atik’in Nukva’sı gizlidir. Bir bölünme olarak kabul edilmesine rağmen – Midat ha Rahamim’de hafifletilen Malhut, Miftaha (anahtar) olarak adlandırılır – onun hala iki noktası vardır, hafifletilmeyen Malhut’u da. Bu yüzden o bilinmezdir. Dolayısıyla, Atik’in Nukva’sına istinaden tüm yenilik içindeki üst noktadır. Bu nedenle Zohar buna birçok yerde’ yüksek (ya da üst) nokta’ der.

Buna “gizli olanların en gizlisi” olan Malhut de AK’nın aksine “gizli bir nokta” denir. Ancak AA’deki Malhut’a sadece “gizli” denir, çünkü o tamamen gizli olan noktanın üzerindedir ve bu nedenle noktaya “başlangıç” denir, bu da tüm söyleyişler arasında ilk söyleyiş anlamına gelir.

BeReşit [yaradılış / başlangıçta] kelimesi, Reşit [ilk / birincil] olarak adlandırılan Partzuf AA de Atzilut’u ima eder çünkü o, dünyadaki tüm Mohin’lerin dağıtıldığı ilk Partzuf’tur. Ancak onun yukarısındaki Partzufim’den, tamamen gizli olduklarından dolayı AK’ın Partzufim’inden ve Atik’in dişi ve erkeğinden dünyaya hiçbir Mohin gelmez, çünkü içlerinde Mohin’e ihsan edecek Zivug yoktur. Bu böyledir çünkü Partzufim AK ve erkek Atik, içinde dünyanın var olamayacağı hafiflemeyen Malhut de Midat ha Din’de kurulmuştu. Hatta Atik’in Nukvası bile iki noktadan birlikte oluştuğu için Mohin dağıtmaz, bu yüzden o da aynı zamanda gizlidir.

İlk görülen ilk Partzuf, Partzuf AA’dir en yüksek hafifletilmiş noktada yalnız kurulduğu için, Miftaha (anahtar)’dır. Bu nedenle AA, Reşit adıyla yaratılmıştır. Bu nedenle Zohar şimdiye kadar uzun uzun üzerinde durmuştur, Tzimtzum’un başlangıcından Atik de Atzilut’un dişi ve erkeğine doğru, Reşit olarak adlandırılan, ilk kelimede yani Bereşit’de, Tora’da ima edilen Partzuf AA’in üst noktanın taşıyıcısı olduğunu bize göstermek için.

Fakat ondan önceki bütün Partzufim ve dünyalar böyle değildir. Onlar gizlenirler ve alttakilere dağıtmazlar. Bu yüzden Tora’da onlar hakkında tek bir kelime bulamayacağız, ne elde edemez isek bir adla veya bir kelimeyle bilmeyiz ve edinimin kökünün başlangıcı yalnızca edinim için sadece bir kök gibi olmasına rağmen bilinir olan AA’de başlar. Bu yüzden o Bereşit (başlangıçta) olarak adlandırılır ve bu nedenle Tora’da ilk kelimesi olması gerekir; çünkü Tora edinim olarak kabul edilir.

Gökyüzü’nün parlaklığı

3) “Ve eğitimliler, gökyüzünün parlaklığı gibi parlayacak.” Eğitimliler ZON de Atzilut ya da erdemlinin ruhlarıdır. “Gökyüzünün parlaklığı”, Midat ha Rahamim’in birleşmesi aracılığıyla ortaya çıkan GAR’ın aydınlatmasıdır. Buradaki metin, özellikle Midat ha Rahamim ile hafifletilen, bütün dereceyi Bina’ya yükselişiyle bölen ve derecenin sefirotunun ortasında, Guf’daki Bina’nın yerine, Haze’de yeni bir Sium yapan Malhut ile ilgilidir. Bu Haze’de duran ve Partzuf’u orada bitiren yeni Sium, Parsa olarak adlandırılır. Adamın Haze’sinde, iç uzuvlarındaki o parsa, canlılık için olan organlarla- akciğer ve kalp- ve beslenme için organlar arasında ayırır.

Bu yeni Sium aynı zamanda ‘ üst ve alt su arasını ayıran gökyüzü’ olarak da adlandırılır. Bu böyledir çünkü Guf’ta 5 Sefirot vardır: beş Sefirot KHB TM’ye karşılık gelen HGT NH. HGT de Guf; KHB, GAR de Guf olarak kabul edilir ve Parsa’nın olduğu ‘bir ‘gökyüzü’ olarak adlandırılan Haze’nin bitiminde sona erer. Bu yüzden HGT’ye ‘üst su’ denir. Haze’den ve aşağıdan, Tiferet ve Malhut de Guf ‘alt su’ olarak adlandırılır. Bu yüzden gökyüzü, üstteki ve alttaki suyu ayırarak her derecenin ortasında durur ‘ Suyun ortasında bir gökyüzü olsun ve su ile su arasını bölsün’ yazıldığı gibi.

Dünya bu dünyadaki insanları dahil ederek ZON de Atzilut olduğundan, Bina’da hafifletilmeden önce Midat ha Din’de, Malhut de AK’da devam etmezdi, zira ZON de Atzilut’da alınanların hepsi bu dünyadaki insanlarda alınabilir. Ve ZON’da alınmayan her şey bu dünyada insanlarda alınmaz çünkü biz ZON’dan daha yüksek bir şey almayız.

Bu nedenle, Malhut, ZA’in Nukva’sı Bina’da hafifletilmeseydi kesinlikle Or Yaşar, üst ışık alımına uygun olmayacak yalnızca Or Hozer, minik ışıklar, Din’in ışıklarının alımına uygun olacaktı ve o zaman bu dünyadaki insanlar herhangi bir Mohin, Ein Sof’tan Or Yaşar almaya uygunsuz olacaktı-. Ancak, o dünyanın devam etmediğini gördü, bu yüzden onu Bina’ya yükselterek Midat ha Rahamim’le birleştirdi ve tüm dereceler ayrıldı ve her derecenin yarısında ‘gökyüzü’ denilen yeni bir Sium yapıldı. Bundan Bina’nın yerine yükselen Malhut’un üst ışık alımına uygun iki Sefirot -Bina ve Tiferet- kazandığı sonucu çıkar çünkü Malhut Bina’nın yerinde olduğundan, Bina ve Tifferet onun altındadır, ona dahil.

Ve bu nedenle, bu dünyadaki insanlar bir kere Mitzvot ve iyi işler aracılığıyla MAN yükselttiğinde, yukarıdan Malhut’u ve Zivug’un yerini onun yerine, Tiferet’in altına geri alçaltan yeni bir aydınlatma uzatırlar ve daha önce Malhut’ta bulunan ve üst ışığı almaya uygun olan Sefirot Bina’da ve Tifferet’te alınan tam bir derece, NRNHY ortaya çıkar.

Bu nedenle, tüm Mohin’ler sadece Bina’ya yükselen ve orada ”gökyüzü” olarak adlandırılan yeni bir Sium yapan Malhut’tan kaynaklanır. Gökyüzü için olmasaydı, ZON üst ışıklardan hiçbirini alamazdı. Bu nedenle metin bu Mohin’lere ‘Gökyüzünün parlaklığı’ der yani ışık Rahamim’in Din ile birleşmesinin sonunda görünür. ‘Ve eğitimli’ yazılıdır yani ZON ve erdemlinin ruhları, ”Gökyüzünün parlaklığı gibi parlayacak” gökyüzünün parlaklığı gibi aydınlatan Mohin alacak demektir, onların Mohin’lerinin tamamı gökyüzünün aydınlığından geldiği için.

Bu yüzden Zohar, bu metni, AA ve aşağısından doğan tüm Mohin’lerin üzerine getirir, hepsi gökyüzünün parlaklığının o ışıklarından ortaya çıktığı için. Bu aynı zamanda içlerinde daha düşük olanlara edinim olmasının nedenidir.

Gökyüzünün parlaklığında üç idrak vardır:

1)Tüm gizlenmişlerden daha gizli olan parlaklık ve onun Avir’i, Dekura ve Atik’in Nukva’sı, Atik’in erkeği tüm gizlenmişlerden daha gizli olduğu için ve onun Avir’i, gökyüzünün parlaklığında AA’e çıkan Atik’in Nukva’sı’dır.

2)YESHSUT’un doğduğu Bereşit’in parlaklığı.

3) Yaradılış çalışmasında on söyleyişin doğduğu gizli parlaklık, YESHSUT, ZON’un Mohin’i. Fakat bilinmeyen oldukları ve Yod onların Avir’inden ayrılmadığı için üst AVI gökyüzünün parlaklığından değildir.

Gökyüzünün ilk parlaklığı; onun kendisi gizli olduğu için AA’e çıkan bir köktür.

Gökyüzünün ikinci parlaklığı üst noktanın taşıyıcısıdır, Miftaha (anahtar). Bu nedenle gökyüzünün parlaklığının tüm Mohin’lerinin başlangıcı sayılır. Bu yüzden Bereşit [başlangıçta] olarak adlandırılır ve Mohin içinde görünmez, daha ziyade onları gökyüzünün üçüncü parlaklığına, YESHSUT’a verir. YESHSUT’ta tüm bu ZON’un aldığı Mohinler asıl gerçeğinde görünür.

Parlaklığın Avir’i bu noktada çiftleşmiş ve aydınlatılmış tüm gizlenmişlerden daha gizlidir. Tüm gizlenmişlerden daha gizli olan Atik ve onun Nukva’sıdır. Ve onun Nukva’sı Midat ha Rahamim’de hafifletilen Malhut, gökyüzü ile çoktan kurulmuş olmasına rağmen, yine de gizli olduğu için ve Atik’in erkeğine dahil edilir ve onun gibi ‘gizlenmişlerin en gizlisi’ olarak adlandırılır. Ancak sadece yarım bir derece, Nefes ve Ruah’ın ışıkları ile Kelim KH olduğundan Atik’in Avir’i olarak kabul edilir.

Onun Nukva’sı olan Atik’in Avir’i bu noktada çiftleşti ve aydınlatıldı, yani “üst nokta” olarak adlandırılan AA’ya uzatılmış aydınlatması anlamında ve “gökyüzünün parlaklığı” olarak adlandırılan Mohin de GAR onda ortaya çıktı. Ve AA bir kere Atik’in Nukva’sının aydınlatmasını aldıktan sonra, o Reşit, AA, Roş ve Guf’ta genişledi ve şeref ve şan için kendisine bir saray yaptı. Yani, onu kıyafetlendiren ve bir saray olarak saran Partzuf üst AVI’yi ortaya çıkardı.

Atzilut dünyasında, birinin diğerinden çıktığı yerde altı Partzufim vardır. Her Partzuf’ta erkek ve dişi vardır. Onlar Atik ve onun Nukva’sı, AA ve onun Nukva’sı, üst AVI, YESHSUT, büyük ZON ve küçük ZON olarak adlandırılırlar.

Derecelerinin sırası budur: Avir de Atik ve AA’i ve onun Nukva’sını çıkardı, AA ve onun Nukva’sını, üst AVI’yi ve YESHSUT’u çıkardı ve YESHSUT, büyük ZON ve küçük ZON’u çıkardı. Bu “Bereşit Barah Elokim ve HaŞamaim VeEt HaAretz (“Başlangıçta Tanrı cenneti ve yeryüzünü yarattı”) ayetinde bunların nasıl ima edildiğini açıklar.

AA; AA’in tohumu, kutsallığın bir tohumu, Partzuf üst AVI olan yaptığı sarayda ruhları yaratmak ve dünyanın yararı için üst AVI’de iki tür Mohin’i aydınlatır:

1) Dünyaları devam ettirmek için Mohin de Hasadim 2) Ruhları yaratmak için Mohin de Gadlut

4) Onun şerefine bir tohum eken parlaklık iyi ipek ve morun bir tohumuna benzer. İpeği ören solucan kendisini ipeğin içinde örter, böyledir zira o solucanın doğasıdır -kendisinden ipek iplikler çıkarır ve tamamen ipek iplikler tarafından örtülünceye kadar kendini onlarla sarar ve görünmez. Benzer şekilde, AA saraydaki ışıkları ektiğinde, YESHSUT, kendi ışıklarını örter ve gizler ve yaptığı ipek iplikler tarafından gizlenen solucan gibi meydana getirdiği YESHSUT’un Mohin’leri aracılığıyla kaybolur.

O tohumdan kendi şanına ve herkesin yararına bir saray yaptı. Bu ikinci saray AA’in bir ipek tohumuna benzer şekilde ortaya çıkardığı Partzuf YESHSUT’dur. AA o Partzuf’u çıkması sırasında ortadan kaybolmak zorunda kaldı ve ıslahının ışıklarının tohumunu o saraya ekti, ‘Bir kıyafet gibi ışığı kıyafetlenmek’ yazıldığı gibi, genişleme olmaksızın ışıkla sarıldığında ve o gizlidir. O zaman, o Avir olarak adlandırılır, çünkü ışık, Ohr [ışık] kelimesine giren ve sarayında bir nokta olan Avir kombinasyonunu oluşturan Yod harfi tarafından gizlenir.

Malhut’a bir ‘nokta’ denir ve Bina olan olarak adlandırılan YESHSUT’a bir “saray” denir. Midat ha Rahamim’in hafifletilmesinde, Malhut Bina’ya yükseldiğinde nokta AA’in sarayına çıktı. Buradan sarayın ışığının gizli olduğu ve beş ışık NRNHY’ın tamamının orada olduğu zaman ‘ışık’ olarak adlandırıldığı için Ruah seviyesi, Avir haline geldiği sonucu çıkar. Fakat noktanın saraya yükselişiyle, Sium ve Zivug, Hohma’nın altına yapıldı ve Bina, Tifferet ve Malhut sarayın dışına ve aşağıya indi. Ve sarayda sadece iki Kelim KH kaldığı için sadece iki ışık orada kaldı, NR ve Ruah’ın ışığı Avir olarak adlandırılır. Böylece noktanın sarayın ışığına yükselişi dolayısıyla ışık oradan, GAR’dan ayrıldı; Neşama, Haya, Yehida ve sadece Ruah Nefeş seviyesi; -Avir- orada kaldı.

”Ve Tanrı, ‘Işık olsun’ dedi ‘ ve orada ışık vardı” yazılıdır. Daha sonra, YESHSUT’un Gadlut’unun Mohin’i aydınlattığında, Yod’u Avir’den bir kez daha alçalttı ve Ohr (Işık)’un kombinasyonu önceki gibi yerine döndü, bir kez Malhut’u yerine döndürdüğü için, üç Kelim Bina ve TM geri dönüp ve dereceleriyle birleşti. Ve zaten beş Kelim olduğundan, beş ışık NRNHY onlarda bir kez daha kıyafetlendi.

Yod’un ışığa girmesi AA’in YESHSUT’a çıkışıdır, çünkü o YESHSUT’a çıktığında, Malhut’u Bina’sına, sarayında bir noktaya yükseltti ve AA, içinde iki ışık NR olan Kelim KH ile kaldı. Ardından yarım derecede de YESHSUT’a çıktı, tıpkı onun gibi, iki Kelim KH ve iki ışık NR’ın içinde. Buradan AA’nın da YESHSUT’a çıktığı zaman ipeğin tohumu gibi azalması ve ışığında bir Avir’e azalması gerektiği sonucu çıkar.

Böylece, Reşit bu saraya bilinmezi, gizli olanı yarattı. O Bereşit Barah Elokim [“Başlangıçta Tanrı yarattı”] ayeti ile ilgilidir. O başlangıç vasıtasıyla, o -A- gizli olanı yarattı, sarayın ışığına Yod’un yükselişini, gizli bir Avir haline gelerek sarayında bir noktayı. Bu saraya gizlenmiş olan, Katnut zamanında YESHSUT’tur. Ve AA’den uzadığı için bu nedenle Gadlut sırasında ifşa olur, çünkü o zaman Yod bir kez daha Avir’den çıkar ve ışık haline gelir. Fakat Atik’ten uzatılmış olsaydı, her zaman gizli kalırdı ve Yod, Atik’ten çıkan üst AVI’de olduğu gibi, Avir’den asla ayrılmazdı.

İkinci saray Elokim değil EKYEH olarak kabul edilen üst AVI olan AA’in ilk sarayından, onu ayırmak için Elokim olarak adlandırılır. ”Başlangıçta Tanrı yarattı” yazılıdır. Reşit [başlangıç] denilen AA, yarattı, Katnut’u ve Gadlut’ta Elokim adı olan ‘gizli parlaklık’ denilen gizliliği doğurdu. ‘Yaratılan’ kelimesi daima gizli bir şeyin oluşumunu belirtir.

5) O saray parlıyor ve on söyleyişin tamamı, o gizli parlaklıktan olan noktanın genişlemesinde ondan yaratıldı. ZON’un Gadlut’unun Mohin’i ‘söyleyişler’ olarak adlandırılır. ZON’un Mohin’inin tamamı YESHSUT’un gizli parlaklığından geliyordu, yani Ohr harflerinin kaldığı zamanda gizli Avir’den noktanın bir genişlemesi ve oluşmasıyla.

Eğer YESHSUT’ta “yaratılan” yazıyorsa, “Ve Tanrı, adamı kendi imajında yarattı” yazılan hakkında hiçbir şüphe yoktur.

Yorum: Atzilut’un adamı, iki Partzufim’de Malhut ile çıkan ZA’dir. Malhut’un kendisine herhangi bir Or Yaşar’ı almasının kısıtlandığı ancak sadece Or Hozer aldığı bilinmektedir. Öyleyse, ZON, Or Yasar olan YESHSUT’tan nasıl Mohin alabilir? Eğer YESHSUT’ta Malhut’un Bina yerine yükseldiği ve Bina ve TM de YESHSUT’un ZON’a indiği “yaratılmış” yazıyorsa, ‘Ve Tanrı’, Bina, ‘Adamı yarattı’, ZON’un, aslında Or Yaşar almaya uygun olmamalarına rağmen ‘Kendi imajında’, Mohin de İma’da yazıldığına hiç şüphe olmadığı açıklanır. Bu böyledir çünkü Katnut sırasında, ZON’a inen Bina ve TM de YESHSUT, İma (anne) kıyafetlerini kızına ödünç verdiğinden onlarda Or Yasar olan Mohin de İma alarak ZON ile bir oldu.

6) Parlaklık, AA, Bereşit’dir, onun adı her şeyden önce olduğu için.

Genel olarak, Elokim [Tanrı] olarak adlandırılan YESHSUT’a çıkan AA ile ilgili olarak, “Başlangıçta Tanrı yarattı” ayetini yorumladıktan sonra, özellikle meseleleri açıklamak için geri döner. Bereşit kelimesinin kutsal bir ad olduğunu ve bu ismin, her şeyden önce demek olan AA’in ismi olduğunu, AA için – her şeyin başlangıcı- bir ilk nokta olarak kurulan ilk Partzuf, Miftaha (anahtar) olarak gökyüzünün parlaklığının Mohin’inde farkedildiğini söyler.

Kutsal ad EKYEH, Haze aracılığıyla AA’in sağ ve solunu kıyafetlenen üst AVI olan AA’in yanlarında oyulmuştur. Onlar EKYEH adıdır ve gökyüzünün parlaklığının Mohin’i onlarda değilken Yod onların Avir’inden asla ayrılmadığı için daima saf Avir’dedirler. Elokim adı taçta, Mohin de GAR’da oyuldu, ”Çık ve gör, ki Zion’un kızları, annesinin kendisini taçlandırdığı taç ile Kral Süleyman ” YESHSUT, Elokim adı, AA’de taçta, Mohin de GAR’da oyuldu.

Bu, EKYEH Asher EKYEH (ben olacak olduğum olacağım) adlarının açıklaması ile ilgilidir. İlk EKYEH, üst AVI’dir, AA’in kenarlarına oyulmuş ve yazılı, saf Avir ve saklıdır. Elokim GAR’da AA’e oyuludur, gökyüzünün parlaklığında, YESHSUT’da. O Bereşit’in ifşasının başlangıcında, saklı ve gizlenmiş bir saraydır. Elokim adı, EKYEH Asher EKYEH’de Asher (şu) kelimesidir, bir bakıma ilk EKYEH’in üst AVI ve Asher’in YESHSUT olduğu, Elokim, Bereşit’in ifşasının başlangıcı olan Katnut zamanında saklı ve gizli bir saraydır, YESHSUT’da, AA’den gökyüzünün parlaklığının Mohin’inin ifşasının başlangıcı Reşit olan AA’dendir.

Asher, Reşit’den çıkmış Roş’tur. Asher, Roş’un harflerine tersine çevrilmiş sırayla sahiptir: Reish, Roş’da ilktir ve Aşer’de sondur, Reşit’ten, AA’den çıkanın bir Roş olduğunu göstererek, dolayısıyla o Roş’u terk etmiştir ve Roş’suz bir Guf olmuştur.

Açıklama: YESHSUT’u çıkmak için, AA, kendi Partzuf’unda Malhut’un Bina’ya yükselişinin ıslahını ilk yapan ipek tohumu gibi kaplandı ve gizlendi, YESHSUT’u o uzunluğa çıkmak amacıyla. Bu nedenle AA kendi Roş’unda sadece KH ile kurulmuştu ve Bina’sı Roş’dan Guf derecesine ayrıldı. O Bina’dan, Partzufim AVI ve YESHSUT yapıldı. Üst AVI onun GAR’ından kurulmuştu ve YESHSUT, onun VAK’ından.

Bu nedenle, AVI her zaman Roş’te kaldı, sadece Hassadim olsalar bile, çünkü GAR de Bina Roş’dayken bile Hohma almaz. Dolayısıyla, Roş’un dışındayken hiçbir fark hissetmezler. Bununla birlikte, YESHSUT, davranışı Hohma’yı almak için olan ZAT de Bina de AA, Bina de AA’in Guf’a çıkışı nedeniyle Hohma’nın alımından düşürülmüş ve bu nedenle Roş’suz Guf olarak kabul edilmiştir.

Bu yüzden Asher, Reşit’den çıkan Roş’tur. Harflerinin sırası Roş kombinasyonundan zıt olan Asher kelimesi, onun AA’in Roş’unda olduğunu fakat ondan çıktığını gösterir, Roş’tan Guf’a çıkan Bina de AA, YESHSUT anlamında. Bu yüzden Asher harfleri Roş gibidir ve sıranın tersine çevrilmesinin nedeni onun Bereşit ‘in Roş’undan, AA’in Roş’undan çıkışıdır.

7) Nokta ve saray bir olarak kurulduktan sonra Bereşit, AA, Hohma’nın ışığı için yüksek bir başlangıç içerir. YESHSUT Asher olarak adlandırlır ve noktada ve sarayda bir olarak kurulduktan sonra, noktanın yükselişinde, Malhut’da Bina’ya, saray’da, AA’da sadece KH kaldığında Reşit’ten ortaya çıkan bir Roş’u işaret ederek, Bina ve TM de Roş de AA, Roş derecesinden Roş’un altına çıktı. Aynı zamanda, YESHSUT’da sadece KH kaldı ve onun Bina’sı ve TM onların aşağısındaki dereceye, ZON’a indi.

Bu azalma gerçekleştiğinde, Hohma’nın alt seviyelere ifşasının yüksek bir başlangıcı AA’ya dahil edildi. Yani, bu küçülme için olmasaydı, Mohin de Hohma ZON’a ve erdemlilerin ruhlarına ulaşamazdı. Daha sonra, o sarayın görünümü değişti ve “ev” olarak adlandırıldı.

Yorum: Azalma sırasında, nokta ve saray bir olarak kurulduğunda, saray sadece Hohma olmadan -Roşsuz bir Guf- Hasadim’in ışığındaydı, zira nokta sarayın ışığına girmişti ve Hasadim ışığı olan Avir’e dönüşmüştü. Gadlut zamanında, Yod erdemlilerin iyi eylemlerinden MAN yükselterek, Avir’den çıkar ve saray ışık olmaya döner. Daha sonra sarayın Hasadim’inin renginin değiştiği ve Hohma’nın rengini yeniden kazandığı kabul edilir. O zaman sarayın adı “ev” olarak da değişir, çünkü sarayda Hohma’nın ışığı olduğunda “ev” olarak adlandırılır.

Nokta Avir’deyken, ışık gizlidir ve hiç görülmez. Ve aydınlatma ifşa olmaya genişlediğinde, Avir’den bir nokta çıkar ve bu noktanın ortaya çıkışından sonra kalan şey ışıktır. Ve bir kere bu nokta ışıktan çıktığında, ışık üst sarayda, dört renkte, HB TM’de kıyafetlenir ve sonra bu bir evdir. Ve bununla ilgili ‘Bilgelikte (Hohma) bir ev inşa edilecek’ denir, çünkü Yod Avir’den çıktığında ve ışık olmaya döndüğünde, sarayın adı ev olarak değişti.

Bununla birlikte, bu Hasadim’de Hohma’nın kıyafetinden sonradır, dört renk HB TM’nin genişlediği bir kıyafettir. Buna aşağıda ‘evin yerleşmesi için genişleme’ adı verilecektir. Ancak burada yine de Hasadim’de Hohma’nın kıyafeti yoktu, sadece Hasadim’siz Hohma ışığı vardı. Bundan, Hasadim’in renginin sadece Hohma’nın rengine dönüştüğü ve bu yüzden ışığın gizlenmiş olduğu ve Hasadim ışığının bir kıyafeti olmadan Hohma ışığı aydınlatamadığı için aydınlatmadığı sonucu çıkar.

Bu yüzden Yod’un Avir’den çıkışı ve Hohma’nın ışığının ifşası, evin buraya yerleşmesi için hala genişleme olmadığını fark etmek için ‘evin ıslahının genişlemesi’ olarak adlandırılıyor, zira ışık gizli olduğu sürece evde içinde yaşanacak bir yerleşim yoktur. Daha ziyade bu ıslah olmadan GAR’ı elde etmek imkânsız olduğu için bu ilk ıslahtır. Bu nedenle bu evin tek ıslahı olarak adlandırılır, yerleşimi değil.

Bu nedenle o sarayın görünümünün değiştiği ve ev olarak adlandırıldığı söylenirdi. Yani, saraydaki Hasadim’in rengi Hohma’nın rengine dönüştü ve ‘bir ev’ olarak adlandırılır. Ve üst nokta; Partzuf AA, Roş olarak adlandırılır ve onlar Reşit’in formunda birbirini içerirler, yani Hasadim’in ışığının renginin Hohma ışığına dönüşmesine rağmen ev, Hasadim ışığında kıyafetlenme eksikiği yüzünden hala evin yerleşimi olarak kendi içinde duramaz. Bu nedenle, evin hala Roş adı verilen AA’ya dahil olduğu ve Bereşit’in harfleri anlamına gelen Bet-Roş kombinasyonunun birlikte onun üzerinde yapıldığı düşünülmektedir.

Bu aydınlatma Mohin de VAK olarak adlandırılır, çünkü Yod sarayın ışığındayken, saray bir Roş’suz VAK olarak adlandırılan Hohma’sız Hasadim, Avir’in formundaydı. Ve madem ki Yod sarayın Avir’inden ayrıldı ve saray, Hohma’nın ışığı, GAR olmaya geri döndü, o sadece Mohin de VAK olarak kabul edilir, çünkü Mohin olmasına rağmen, Hasadim yokluğundan dolayı hala GAR’sız VAK gibidir, çünkü Hohma ışığı Hasadim ışığında kıyafetsiz aydınlatmaz.

Bet Roş, Bereşit’te bir oldukları sürece, evin yerleşimi olmadığı sürece, Hasadim’de hala evdeki dört rengi, Mohin de Gar olan HB TM’yi ifşa eden Hohma kıyafeti olmadığında birbirlerine dahildirler. Ancak bundan önce sadece Mohin de VAK olarak kabul edilir, çünkü Hohma Hasadim’de kıyafetlenme olmadan aydınlatmaz.

Bir kere yerleşimin ıslahı için ekilince, o saklı ve gizlenmiş bir Tanrı olarak adlandırılır. Yorum: Yod ışığa girdiğinde ve Avir olduğunda, derece iki yarıya bölünmüştü. KH yanlız başına derecede kaldı ve Bina ve TM onun altındaki dereceye düştü. YESHSUT, Elokim olarak adlandırılır. Buradan o bir kere yarım derece kalırsa, iki harf Elokim’in MI’sının YESHSUT’un derecesinde kaldığı sonucu çıkar, üç harf ELEH, YESHSUT derecesinden altındaki dereceye düştü ve Elokim adı tamamen onlardan kayboldu.

Fakat daha sonra nokta sarayın Avir’inden ayrıldı ve saray Hohma’nın ışığı olmaya döndü. Bu böyledir çünkü üstün olan aydınlatma, Malhut’u Bina’nın yerinin dışına alan ve onu önceki yerine döndüren erdemlinin MAN’ı dolayısıyla AB SAG de AK’dan çekilir. O sırada ELEH adı verilen üç Kelim Bina ve ZON, YESHSUT’ta kalan MI ile tekrar birleşir ve daha sonra Elokim ismi, daha önce olduğu gibi YESHSUT’da tekrar belirir. Ancak, Elokim isminin Hasadim’de kıyafetlenme eksikliğinden dolayı YESHSUT’ta saklı ve gizli olduğu düşünülmektedir.

O bir kere yerleşimin ıslahı için ekildiğinde, ”saklı ve gizlenmiş” bir Tanrı olarak adlandırılır. Yani, orada hala aydınlatan Mohin de GAR olan, yerleşimin genişlemesi olmamasına rağmen, zira yerleşimin genişlemesini nitelendiren bir ıslah vardı; ELEH’i YESHSUT’a yükselterek Avir’den Yod’un çıkışı sayesinde, Elokim adı onlarda tamamlanmıştır. Ancak bu, orada evin yerleşimi için hiç genişleme olmadığı sürece saklı ve gizlenmiş bir Tanrı olarak kabul edilir.

8) Oğullar onları yaratması için ona katılmadan önce parlaklık saklı ve gizlenmiştir ve ev kutsal tohumun ıslahının genişlemesinde durur. O (dişi 3.şahıs) gebe kalmadığı ve evin yerleşiminin genişlemesi genişlemediği sürece, ona hala Elokim denmez. Aksine, hala hepsi Bereşit’tir. Yani dört ıslah genişlemeden önce Elokim olarak adlandırılmaz, çünkü mükemmel bir şekilde aydınlatamıyor. Her şeyin hala Reşit olarak adlandırılan AA’ya dahil olduğu düşünülmektedir.

Burada dört ıslah vardır: İlk Ibur (gebe kalma), Mohin de VAK, İkinci IBUR ve Mohin de GAR. Onların sırası budur: 1) Önce oğullar onları yaratması için ona katılırlar, bu ilk Ibur’dur, derecenin Vak’ının çıktığı zaman Avir olan Yod’un ışığa girmesi. 2) Ev kutsal bir tohumun ıslahının genişlemesinde durur, Mohin de Vak olarak adlandırılan Avir’den Yod’un çıkışının ıslahı 3) Gebe kalmadığı sürece, ZON’un ikinci Ibur’udur, çünkü onlar Katnut’dan ELEH harflerine bağlılardır. Yod Avir’den ayrıldığında ve ELEH ZON’dan yükseldiğinde, ZON onlarla birlikte YESHSUT’a yükseldi ve bu ikinci Ibur olarak kabul edilir. 4) Mohin de GAR’ın genişlemesi anlamına gelen evin içinde yerleşimin genişlemesi genişlemedi, evde yerleşim olarak değerlendirildiği zamanda.

Bu nedenle ”Parlaklık saklı ve gizlenmiştir” denilirdi. 1) Oğullar onları yaratması için ona katılmadan önce 2) Ev kutsal bir tohumun ıslahının genişlemesinde durur 3) Gebe kalmadığı sürece ve 4) Evin içinde yerleşimin genişlemesi genişlemedi.

YESHSUT bu dört ıslahtan teker teker geçmeden önce, Elokim olarak adlandırılmazdı. Aksine, hepsi hala Bereşit, AA idi. Ve ikinci ıslahta Elokim olarak adlandırılmasının nedeni orada saklı ve gizlenmiş olması ve hiç aydınlatmamasıdır. Ancak bu dört ıslahın sonunda, Tüm Mohin’i ZON’a aydınlatarak Elokim olarak adlandırılır.

Bu dört ıslah tamamlandığında ve o Elokim adında kurulduğunda, bu yavruları onda ekilen tohumdan çıkardı. Yani, YESHSUT dört ıslahtan bir kere geçtiğinde -VAK için Ibur, Mohin de VAK; VAK de Gadlut için ikinci bir Ibur ve Mohin de GAR de Gadlut- Elokim adı YESHSUT’da tam olarak aydınlatır ve Mohin’i oğullara çıkarır, iki gebelikte ona yükselen ZON’u, zira Mohin de ZON YESHSUT’da ekili tohumdur.

YESHSUT’taki o tohum kimdir? O oyulmuş harflerdir, Tora, Tora denilen ZA, AA olan o aynı noktadan çıkarak çünkü YESHSUT’ta gebeliklerde olurken, o AA’den Mohin de Hohma alır.

9) Üst nokta, AA, sarayın içine üç nokta ekti. YESHSUT: Holam, Şuruk ve Hirik. Holam, Hasadim rengidir, bir nokta ve bir olan bir saraydır. Şuruk Hohma rengi, gizli bir ışıktır. Hirik, Masah de ZON’da ortaya çıkarak, Hasadim’in şerefine kıyafetlenmiştir, birbirlerinin içinde Hasadim’in renginde Hohma rengini kıyafetlenerek her ikisi de tam olarak aydınlatır.

Açıklama: Burada üç ekim olduğunu görüyorsunuz, ışıkta yapılan her bir gizleme ekim olarak kabul edilir.

1) İlk ekim, YESHSUT; Roşer de AA’dan çıktığında, Asher’de, Reşit’den ayrılan ve tek bir nokta ve sarayda bir olarak kurulan Roş’tur. Işıkların GAR’ı onlardan kayboldu ve VAK’ta Roş’suz kaldılar. O zaman onların üç harf ELEH’i ZON’un derecesine düştü ve YESHSUT sadece iki Kelim GE ile kaldı, MI harfleriyle.

2) İkinci ekim, o sarayın rengi Hasadim renginden Hohma rengine dönüştüğü zamandır, çünkü Bina’nın yerindeki nokta Peh’in yerine geri döndü ve üç Kelim Bina ve TM, ELEH yükseldi ve YESHSUT ile birleşti ve Hohma rengini almak için Roş AA’ya yükselebildi. Ancak, Hasadim eksikliğinden dolayı gizli bir parlaklık oldular.

3) Üçüncü ekim, YESHSUT’un onların üç Kelim ELEH’lerini yükseltmesinden sonradır. ZON onlarla birlikte yükseldi, çünkü alttakine alçalan üstteki aynen onun gibi olur. Ve çünkü YESHSUT’un Kelim ELEH’i ZON’un yerine düştü, onlar tekil bir derece olarak ZON’a bağlı oldular. Bu yüzden, şimdi o YESHSUT, ELEH’i derecelerine geri yüksellti, ZON onlarla YESHSUT’un derecesine çekildi. Böylece onlar annesinin iç organlarında yer alan, annesi ne yerse onu yiyen bir fetüs gibi katıldıklarından YESHSUT, Tevuna ZON ile döllenmiş kabul edilir. Yani, onlar orada Tevuna’daki tüm ışıklardan, sanki doğruca Tevuna’nın kendisinden gelmiş gibi alırlar. Ve YESHSUT ile ilgili olarak, ZON’un kendilerine katılması ekim olarak kabul edilir çünkü onlar, onlardan daha düşük bir Behina’dır ve onlarla Hitkalelutları nedeniyle bir ölçüde daha bulanık hale getirilirler.

Bu üç ekime Holam, Şuruk ve Hirik denir. İlk ekim, Reşit’den ayrılan bir Roş, Asher, Holam’dır. İkinci ekim, gizlenmiş bir parlaklık haline gelerek o sarayın renginin Hasadim’in ışığının renginden Hohma ışığının rengine değiştiği zaman Şuruk’tur. Üçüncü ekim ZON’un ELEH harfleriyle yükseldiği Hirik’tir ve Tevuna azaltılmıştı çünkü ZON ile döllenmişti.

Harfler Kelim’dir ve Holam’ın noktası harflerin üstünde durur. Bina’nın AA’nın Roş’undan VAK’a çıkışında, AA’nın Roş’u içinde kalan ve Kelim de YESHSUT içerisinde kıyafetlenmeyen GAR de YESHSUT ışığı vardır. Bu harflerin içinde değil üstünde olan Holam noktasına benzer. Bu nedenle bu ekim Holam olarak adlandırılır.

Şuruk noktası, Melafom, Vav ve içindeki bir noktadır. Nokta Kelim olan harflerin içinde kıyafetlenir. Aynı şekilde, YESHSUT, ELEH harflerini onlara geri getirip, AA’nın Roş’una yükseldiğinde, GAR de AA’nın ışığı, harflerin içinde kıyafetlenmiş olan Şuruk’un noktası gibi bir kez daha onların Kelim’ine katılır. Bu nedenle bu ekim Şuruk olarak adlandırılır.

Kelim olan Hirik noktası harflerin altında durur. Aynı zamanda, YESHSUT’un onlara bağlı olan ZON nedeniyle elde ettiği o azalma, kendi Kelim’lerinin derecesinden değildir ancak onların altındaki ZON olan Kelim’lerinin altındaki bir derecedendir, harflerin altında duran Hirik noktası gibi. Bu nedenle bu ekim Hirik olarak adlandırılır.

Bu üst nokta, AA, o sarayın içinde bir tohum, Bina, üç nokta- Holam- Şuruk, Hirik’tir. Birbirlerine dahil edilmişlerdir ve birdirler, üç noktanın beraber birleşmesinden çıkan bir ses olmuşlardır.

Yorum: Sonra nokta, AA, YESHSUT’ta “saray” olarak adlandırılan üç ekim ekti -Holam, Şuruk, Hirik, YESHSUT Elokim olarak düşünülürdü, saklı ve gizlenmiş. Hasadim seviyesi Masah de Hirik’te ortaya çıktığında – ZON’da Behina Alef’in bir Masah’ı olan, üst ışığı çiftleştiren ve Hasadim seviyesi onda çıkan NR’nin seviyesi- Hohma ışığı; aydınlatan ve ELEH’i yaratan bir şeref giysisinde kıyafetlendi ve onlar Elokim adında tamamlandılar. Bunun nedeni, Hasadim seviyesinin Hohma ışığı için bir şeref giysisi haline gelmesidir ve ardından Holam olan MI, yükselmiş ve ona Şuruk noktasında bağlanmış ELEH harfleriyle bağlandı ve Elokim adı Masah de Hirik sayesinde ortaya çıkan Hasadim’in bir şeref giysisi sayesinde belirdi. Bu şimdi, Masah de Hirik, onun sayesinde çıkan Hasadim seviyesi sayesinde tüm üç ekim birlikte tamamlandı olarak düşünülmektedir.

Hasadim seviyesi hepsini tamamladı ve hepsi onunla bağlıydı, birbirlerine bir Behina olarak dahil edildi, çünkü bunlardan birinin yokluğunda bu bütünlük reddedilirdi. Ancak şimdi HB, Holam Şuruk olan MI ELEH sayesinde ve HG, Hirik’de Masah sayesinde ortaya çıktığından onlar dört renk HB HG’in tamamına sahiptirler. Birbirlerini tamamlarlar ve bir ses olurlar.

Ayrıca Hasadim’in ortaya çıktığı seviyede Hirik olan, Elokim kutsal adında MI ELEH ‘i bağlayan ZA bir ‘ses’ olarak adlandırıldı ve üsttekini tamamlayan alttaki, üst olana tamamladığı aynı ölçüde Mohin ile ödüllendirildi. Bundan üç ekimin tamamlanmasıyla ortaya çıkan bu dört renk HB HG’nin hepsinde Holam, Shuruk, Hirik, ZA’in onlarla ödüllendirildiği, çünkü sadece onun içinden çıktıkları sonucu çıkar.

Bu yüzden, “Ve bir oldular” denilmişti. Üç noktanın birbirine bağlanmasından çıkan bir ses, Holam, Şuruk, Hirik, hepsi ZA’nın Mohin’inde birbirine bağlandığı ve doğduğu için ve YESHSUT’tan dışarıya çıktığı için, o Mohin’lerdeki, onun içinde tek bir bağlamada bağlanmış HB HG’deki kendi yerine gelir.

Ses ortaya çıktığında onun eşi onunla dışarı çıktı. O tüm harfleri içerir, bir ses ve onun eşi olan ‘Cennet’ yazıldığı gibi.

Yorum: Erkek ve dişinin anlamı ışığın erkeğe ve Kelim’in,harflerin dişiye atfedilmesidir. Bu yüzden Nukva’ya Et [the: İngilizce’de belirli artikel] denir, Alef’den Tav’a olan tüm harflerin ona dahil edildiğini göstererek. Bu nedenle, ZA ortaya çıktığında ve Bina’dan doğduğunda, onun yerine ulaşarak, -“harfler” adı verilen tüm Kelim’i içeren -Nukva, onunla dışarı çıktı, ‘Cennet”in ZA olduğu yerde ‘Cennet’ yazıldığı gibi, bir ‘ses’ olarak adlandırıldı ve ‘The’ (Belirli artikel) Nukva’nın adıdır. Bu yüzden ses ve ZON olan eşi ortaya çıkmıştır.

Ses, cennet, son ad EKYEH’tir çünkü EKYEH Asher EKYEH [olacak olduğum olacağım] HBD’dir. İlk EKYEH Hohma’dır, Asher Bina’dır ve son EKYEH Daat’tır. Sefira Daat, Mohin de Bina’da ZON’dur, çünkü Mohin de YESHSUT’un tüm özü Elokim’in kutsal adını tamamlamak için olduğundan, bu ELEH harfleriyle yükselmiş ZON’daki Hirik sayesinde yani orada onun Masah’ında ortaya çıkan Hasadim ve Gevurot seviyesi sayesindedir. Bu yüzden ZON onun yerine çıkışından ve doğumundan sonra bile ister istemez Behina’sını orada bırakır, çünkü Hasadim’in kıyafeti için olmasaydı, Elokim adı tamamlanamayacaktı.

Orada HG seviyesi olmak için, her zaman aydınlatıcı kıyafetiyle Hohma ışığını kıyafetlenmek için YESHSUT’ta bıraktığı ZON; Sefira Daat olarak adlandırılır. Böylece, Sefira Daat, YESHSUT’ta aydınlatmak üzere kalan ZA’in kendisidir. Ancak Nukva her zaman ZA’in Guf’una dahil olduğu için Daat’ta iki Behinot var: sağ ve sol. Sağ, Daat’taki erkek, Hasadim olarak adlandırılır. Sol onun Nukva’sı Gevurot olarak adlandırılır. Ancak her ikisi de ZA’in kendisi olarak düşünülür, çünkü ses, cennet, son ad EKYEH’dir, Bina’da DAAT’tır. Ancak EKYEH ismi sadece Bina’da olup ZA’de olmadığı fakat Daat için geçerli olduğundan, gerçek ZON olarak yorumlanmamalıdır.

Son EKYEH, parlaklık, tüm harfleri ve renkleri bu şekilde içerir. Renkler HB TM’dir ve harfler Kelim’dir. Son EKYEH, ZA, cennet, Hasadim ışığı ortaya çıkar ve Hohma kıyafetlenir ve MI ELEH Elokim isminde birleşir. Bu yüzden onun parlaklığı, onlar sadece onun içindeki Masah de Hirik’ten ortaya çıktıklarından Kelim olan tüm harfleri ve ışıklar olan tüm renkleri içerir çünkü Holam, Şuruk, Hirik’in tüm ekimleri ZA’e dahildir. Bu nedenle ses hepsini içerir.

10) Şimdiye dek ‘Efendi Tanrımız Efendi’dir. ‘Efendi Tanrımız Efendi’ HBD olduğundan bu üç derece üst sırra karışılık gelir ”Başlangıçta Tanrı yarattı”. ”Efendi” Hohma’dır, ”Tanrımız” Bina ve ”Efendi” Daat’tır. Aynı zamanda ”Başlangıçta Tanrı yarattı” ve ” Olacak olduğum olacağım” da HBD’dir.

Şimdiye kadar açıklığa kavuşturulan her şey ”Efendi Tanrımız Efendi”dir. Üç HBD adında üç derece olan ‘Başlangıçta Tanrı yarattı’ ya karşılık gelir. ‘Başlangıçta’ ilk ‘olacağım’ yani Hohma’dır. “[Tanrı] yarattı”, ‘olduğum’dur, saklı bir parlaklıkta Roşa’a dönüşüyle birlikte Roş’tan çıkan Bina, Elokim gizli ve saklı olandır çünkü O adında derindir ve saklıdır ve Hasadim olmadan ifşa edilemez. Ve İfşa olmuş Elokim son ‘olacağım’ Daat’ tır.

Bu böyledir çünkü bir kere HG seviyesi Masah de ZON ve Hasadim’de kıyafetlenen Hohma’da ortaya çıkınca, MI ELEH ile bağlandı ve Elokim adının ifşası sadece Daat ve ZON olan son EKYEH’de (olacağım) geldiğinden Elokim adı tamamlandı. Bu yüzden ‘Başlangıçta Tanrı yarattı’ da aynı zamanda HBD’dir, ‘Olacak olduğum olacağım’ gibi ve ‘Efendi Tanrımız Efendi’ gibi.

Bereşit [başlangıçta] kelimesi en eski olandır. Hohma Reşit [başlangıç] olarak adlandırılır. “Yaratılan” saklı bir sırrı gösterir, böylece “yaratılan” gizlenme ve azalma anlamına geldiğinden her şey oradan genişleyecektir. Bu, Holam, Şuruk, Hirik’in ekimidir çünkü her şey o ekim sayesinde genişler ve devam eder. Elokim adı her şeyi aşağıda tutmak içindir, zira Daat’ta aydınlatan Hasadim kıyafetlenmesi sayesinde Elokim adını tamamlamak için MI ELEH’i bağlamasıyla herkes ondan var olur, aşağıdaki HB ve ZON anlamında.

Cennet”, erkek ve dişiyi bir olarak gösterir. Onları ayırmak yasaktır. ZA’e “cennet” denir, Nukva Et (the/ belirli artikel) olarak adlandırılır ve buradan ‘Cennet”in erkek ve dişiyi bir olarak gösterdiği sonucu çıkar. Bu nedenle Nukva da ZA’de belirtilir, HaVaYaH ADNI olan ses ve konuşma, onları ayırmanın yasak olduğunu göstermek fakat onları birleştirmek için olduğunu göstermek içindir ve ses ve konuşma bir olarak birleştirilmiştir.

11) Et (the/ belirli artikel) bütün harfleri aldığında, bütün harflerin kapsamasıdır, Roş ve Sof. Tüm harfleri alırken Nukva’ya Et denir çünkü harfler Kelim’dir ve Kelim yalnızca Nukva’ya dahil edilir. O Roş [başlangıç] Alef’den Sof [son] Tav’a kapsamasıdır. Bu yüzden Nukva’ya Et [Alef-Tav] adı verilir.

Daha sonra, Hey harfi kendiyle 22 harfi Et’e bağlamak için katılır, onlar bir kere ZAT’ın tüm harfleriyle karışmış olduğundan, İma’dan ilk Hey ona katılır ve ardından o bir Zivug için uygun olur. O zaman o Atah ( ‘Sen’ Alef- Tav- Hey) olarak adlandırılır, ‘Onların hepsini canlandırırsın’ yazıldığı gibi, çünkü onun ZA ile Zivug’u vasıtasıyla, o üç BYA dünyalarındaki tüm ev sahiplerini canlandırabilir ve ihtiyacı olan her şeyi onlara ihsan edebilir.

Et, ADNI’dır. “Cennet”, ZA “cennet” ve “ses” olarak adlandırıldığından, ADNI adının en üstündeki HaVaYaH’dir. O, HaVaYaH’dır ve Nukva’sı, Et, “konuşma” olarak adlandırılır ve ADNI’dır.

12) “Ve yeryüzü”, “Ve Efendi” ‘ye istinaden dişi ve erkeğin ıslahını belirtir. Hepsi birdir çünkü kelimelerdeki cennet olarak ‘Cennet’, erkek ve dişiyi dahil eder, Nukva, yeryüzü, erkek ve dişiden oluşur. Bu “And (Ve) the (ingilizce belirli artikel)” ifadesinde kastedilir, Et(the), Nukva için Vav’dır, Nukva’daki erkek.

Cennet, üst ZA, ses ve “And (Ve) the (ingilizce belirli artikel)” kelimesindeki Vav harfinin içerdiği alt ZA arasındaki fark Nukva’nın kendisiyle birlikte olan Vav’ı O’nun mahkemesine dahil etmek için olan “Ve Efendi” meselesini neden getirdiğidir. Bu böyledir çünkü her nerede “Ve Efendi” denilirse bu O ve O’nun mahkemesi anlamına gelir. Aynı şekilde, burada Nukva’da “And (Ve) the (ingilizce belirli artikel)” ifadesinde Vav harfinde yer alan ZA, O’nun mahkemesine, Nukva’ya dahildir.

Öyledir çünkü ZON iki Partzufim’e bölünür. ‘Ve ben pürüzsüz bir adamım’ yazıldığı gibi. Haze ve yukarısından, onlar Israil ve Leah olarak adlandırılır, ve Haze ve aşağısından onlar Yakup ve Rachel olarak adlandırılırlar. Bu yüzden “Cennet”, Haze de ZON ve yukarısındaki İsrail ve Leah denilen üst erkek ve dişidir, “Ve yeryüzü” ise ZA’nın aşağısında Yakup ve Rachel olarak adlandırılan alt erkek ve Nukva’dır.

Mohin de Gadlut de ZON’la ilgili olduğu için, Küçük Rachel’in adı olan ADNI adıyla o ”Cennet” ‘in Nukva’sını çağırır. Bu böyledir, çünkü sadece Gadlut boyunca ZON, “ses” ve “konuşma” olarak adlandırılır çünkü ardından ZON, aynı seviyede PBP’dir [yüz yüze] zira küçük Nukva, Rachel büyük Nukva’nın Nukva’sına, Leah’a yükselir ve onu kıyafetlendirir. Bu nedenle o zaman Nukva; küçük Nukva ADNI’den sonra adlandılırdı çünkü ardından küçük Nukva büyük Nukva’nın seviyesine yükseldi ve o zaman onun adı ADNI’dir yani HaVaYaHADNI adının birleşimi, ses ve konuşma bir olarak.

Yeryüzü Elokim adıdır, meyve ve yavru üretmeye uygun olan üstteki gibi. Nukva ‘yeryüzü’ olarak adlandırılır sadece İma kıyafetlerini kızına ödünç verdiğinde ve Bina olan Elokim’in Mohini ile, daha düşük bir birleşmede üstteki gibi kurulduğunda. O zaman, kuru olan şey meyve ve yavrular veren bir toprak oldu.

Bu ad üç yerde bulunur ve oradan Elokim adının bütünlüğü üç yerde bağlanarak netleştirilir:

1) Reşit’den çıkan Asher, MI, onun yeri Roş AA’da olduğundan ve Guf’unun bulunduğu yere çıktığından.

2) ZON’a düşen ve bir kez daha yeni bir yer edinen onun AHP’ı, ELEH harfleri sonra Gadlut’taki yerlerine geri döndü.

3) ZON ile ELEH harflerinin derecesine geri dönmesinden sonra, O, onların ELEH’lerine bağlı olan Masah de ZON’da çıkan HG seviyesini alır. O sırada, Hohma ışığı Hassadim’de kıyafetlendir, MI ELEH harflerine bağlanır ve Elokim ismi tamamlanır. Oradan bir çok kombinasyona sahip olan Elokim ismi, sadece üç yeri toplayarak ortaya çıkar, üç yerin yönetiminin değişikliğine göre 120 Elokim kombinasyonu olduğu için.

Şimdiye kadar gizlenmelerde gizlenmenin anlamı, bir ayette gizli bir şekilde oyulmuş, inşa edilmiş ve sürdürülmüştür.

Yorum: Oyulmuş, inşa edilmiş ve sürdürülmüş üç yerdir. “Oyulmuş”, onun ELEH harflerinin ZON’a düştüğü, Bina’yı Roş’tan VAK’a çıkartan Holam’ın noktasıdır. ELEH harflerini kaybettiği için onda bir oyma ve bir eksiklik yapıldığı düşünülür.

‘İnşa edildi’ ELEH harflerinin kendisine ve Hohma’nın yerine Roş AA’ya dönüşünü ifade eder. Bu, onun on sefirotunun Kelim yönünden tamamlanmış bir yapısı olarak düşünülür, çünkü şimdi o ELEH harflerini almıştır ve onun on sefirotu Kelim yönünden tamamlanmıştır. Ayrıca, Hasadim eksikliği nedeniyle AA’dan Hohma almak için hala orada bulunmamasına rağmen Hohma’nın yerine yükselmiştir. Bu nedenle, yaşam dayanağına/sürdürülebilirliğe ihtiyacı vardır.

Masah de Hirik’teki Zivug’da, o Hasadim’in bir kıyafetini aldığı zaman, Hasadim’in içinde kıyafetlenen Hohma’nın ışığı ve onun Mohin’i dört renk HBD’de var olduğundan beri bu ‘sürdürülebilir’ in anlamıdır.

Bunların hepsi gizli bir şekilde, üç ekim Holam, Şuruk, Hirik’te, “Ve eğitimli, gökyüzünün parlaklığı gibi parlayacak” ayetinde ima edildi.

13) Bereşit’de Bet-Reş-Alef- Sin-Yod-Tav (6) harfleri bulunur. “Cennetin sonundan cennetin sonuna kadar”, Bereşit AA, Bet-Reş-Alef- Sin-Yod-Tav harfleri olduğu için üsttekinden genişleyen VAK vardır, AA’in VAK de ZA’in kökü olduğunu belirtmek amacıyla. ZA’e cennet denir. “Cennetin sonundan cennetin sonuna kadar” ZA’deki tüm sefirotları, onun tüm VAK’ını içerir yani ”yaratıldı”nın genişlemesinde üst AA’dan genişleyen üst VAK’dan aldıklarının tamamını.

Yorum: Bereşit’in Roş’undan Asher sayesinde (ki hangi) çıkan- ”yaratıldı”nın genişlemesi olan, Holam, Şuruk ve Hirik’i içeren gizli bir parlaklık olan- ZA, AA’dan üst VAK’ı, ses ve konuşmada VAK de Hohma’yı edindi.

İlk noktadan, AA’dan, yukarıda bir noktanın genişlemesini yarattı. AA Bina’yı dışarı çıkardığı için yukarıda bir noktanın genişlemesi yarattı. Onu dışarı çıkartarak, bir nokta Bina ışığına girdi ve Avir oldu. Bu ‘yaratıldı’ dır. Bununla, Avir noktasından bir genişleme ve onun ışığa dönüşü yaratıldı, tüm Mohin de ZON oradan olarak. Böylece, AA olan ilk noktadan, Avir’den, VAK de ZA’den gelen Bereşit’te Bet-Reş-Alef Sin-Yod-Tav’da kastedilen noktanın bir genişlemesini yarattı.

Ve yukarıda bir nokta ile ilgili söylenenlerle istinaden Zohar Kitabı, Üst AVI’nın Masah’ında bulunan ve Manula [kilit] ve Miftaha [anahtar] olarak adlandırılan iki noktayı ima eder. Yod’un Avir’den genişlemesi, sadece bu noktalardan birindedir, Miftaha’da, fakat Manula’nın noktası üst AVI’de kalır ve üst AVI’nin Avir’inden çıkmaz.

Burada 42 harfin adı oyulmuştur. Yorum: 42 adın oyulması, eller olarak adlandırılan HGT de İma olarak kabul edilen, İma’nın ELEH harfleri olan Bina’nın dışarıya alınarak AA tarafından yenilenmiş İma’nın üç elidir. Bu böyledir çünkü bu ellerle ZON’u ona yükseltir. Roş’tan çıkmasıyla ELEH’i ZON’a düştü, dolayısıyla ELEH harflerini ona geri yükseltirken ZON da onlarla birlikte Roş’a çekilir. ZON’u alçak yerlerinden kendi yerine yükselten eller gibidirler.

Gematria’da üç kere 14, 42’dir. Bu ‘yüceltme ismi’ olarak adlandırılan Mem-Bet [42] isminin anlamıdır. Yine de, Mem-Bet isminin kendisi, Atik, AA ve AVI üç Partzufim’in olduğu yerde AA’nın Haze’sinden ve yukarısındandır. Bunlar:

  • Basit HaVaYaH, dört harf, Atik, MA’nın Keter’i olan Partzuf Keter

  • Yod ile dolu HaVaYaH, AA, MA’nın AB’ı olan Partzuf Hohma’nın harfleri.

  • HaVaYaH, AVI, MA’nın SAG’ı olan Partzuf Bina’nın, 28 harfin doldurulması ile

  • Dalet, Yod ve 42 harfin 28 harfi birlikte. ZA Bina’ya yükseldiği için, orada AA’in Haze’sinden ve yukarısından üç Partzufim KHB, 42 harf olan GAR elde eder.

Taamim, Nekudot [noktalar] ve Otiot [harfler]

14) Ve eğitimli olan çalan [müzik] Taamim gibi parlayacak ve harfler ve noktalar onların nağmelerini takip eder. On Sefirot üç esasa ayrılır: Taamim, Nekudot, Otiot. Taamim Keter, Nekudot Hohma ve Otiot YESHSUT ve ZON’dur. Ancak bu sadece Kelim’e ilişkindir. Mohin hususunda, Taamim Hohma, Nekudot Bina ve Otiot ZON olarak kabul edilir.

Mohin ve Kelim arasındaki fark, AK’nun iki Partzufim’inden uzanır, çünkü Kelim, ışıkların Kelim’lerinde doğru bir şekilde kıyafetlendiği yerde Partzuf Keter de AK’dan uzanmaktadır. Bununla birlikte, Mohin sadece ışıklarının Kelim’deki kıyafetlenme sıralarına göre ters çevrildiği Partzuf AB de AK’dan, Malhut de Kelim ve Keter ışıklarından yoksun olduğu için uzanır. Bu nedenle Hohma ışığı orada kıyafetlendi, onun Keter’inin Kli’sinde, Hohma’nın Kli’sindeki Bina’nın ışığı ve Bina’nın Kli’sinde ZA’in ışığında.

Bu nedenle, Partzuf Keter de AK’den uzanan Partzufim ve Kelim ile ilgili olarak, Taamim, Keter’de, Hohma’daki Nekudot ve Bina’da Otiot’ta fark edilir. Bununla birlikte, bu yalnızca AB de AK’dan uzanan Mohin’le alakalıdır ki bu Hohma ışığı Keter’inde kıyafetlendirilir, Bina’nın ışığı Hohma’sında ve ZA ışığı Bina’sında. Bu yüzden, Taamim, Hohma ışığındandır, Nekudot, Bina ışığından ve Otiot ZON’dadır.

Taamim gökyüzünün parlaklığı, Nekudot Holam’dır, Şuruk’dur ve Bina’da Hirik’tir ve Otiot ZON’un iki Partzufizm’inde ‘Cennet ve yeryüzü’ yazıldığı gibi olandır. Taamim, Nekudot ve Otiot, Taamim, Nekudot, and Otiot’un kendilerine bölünürler: Taamim, Nekudot ve Taamim’de Otiot, Nekudot’ta ve Otiot’ta ve bunlar her bir Taamim, Nekudot ve Nekudot’taki üç Behinot RTS [Roş, Toh, Sof] dur.

Taamim’in RTS’u üst Taamim, orta Taamim, ve alt Taamim’dir yani Taamim, Pshat ve Revi’i gibi harflerin üstünde, harflerin, virgülün ve kısa çizginin içinde ve Mercha ve Tipcha gibi harflerin altındadır. Nekudot’ta da benzerdir, Holam gibi harflerin üstünde ve harflerin içinde, Şuruk, Melafom gibi, noktanın bunun gibi ‘ ’ Vav harfinin içinde olduğu yerde ve Hirik gibi harflerin altındadır. Aynı zamanda ZON olan harflerde de aynı şekildedir.

İlk olarak, Zohar parlaklığın üç çeşidi olan Taamim’de üç idrak getirdi: 1) Tüm gizlenmişlerden daha gizli olan parlaklık, Atik’in parlaklığı. Bu böyledir çünkü Atik, Keter de Atzilut’tur ve bu nedenle o Taamim de Taamim’dir. 2) Bereşit’in (yaradılışın) parlaklığı, AA, orta Taamim, Nekudot de Taamim. 3) Gizli parlaklık, YESHSUT, alt Taamim, Otiot de Taamim.

Burada, Partzuf Keter de AK’dan uzanan Kelim ve Partzufim’den bahsettiği gibi Atik, Keter ile başlar. Daha sonra EKYEH Asher EKYEH (olacak olduğum olacağım), Mohin HBD adları üzerinde yorumlanan, ‘Başlangıçta Tanrı yarattı’ ya ilişkin olarak üç çeşit parlaklığı bir kez daha getirdi.

O, Oradaki sırayı değiştiririr:

İlk parlaklık, Atik değil Bereşit, AA’in parlaklığıdır. Bunun nedeni, Mohin’in, Keter’in Kli’sinde Hohma ışığının olduğu AB de AK’den uzanmasıdır. Buradan Taamim’in Hohma, AA ve üst AVI’nin Taamim de Taamim, ilk EKYEH olduğu sonucu çıkar.

İkinci parlaklık, Nekudot de Taamim ve orta Taamim olan YESHSUT ve Bina, gizli bir parlaklıktır.

Üçüncü parlaklık tüm harfleri ve renkleri içeren bir parlaklıktır, ZON, Daat, son EKYEH, Otiot de Taamim’dir.

Reşit’ten çıkan Asher olan YESHSUT, Nekudot; üst, orta ve alt olanlara bölünür, RTS, Taamim, Nekudot, Otiot de Nekudot. Çünkü Holam, MI, üst Nekudot’tur, Taamim de Nekudot, Şuruk, ELEH, orta Nekudot’tur, Nekudot de Nekudot ve Hirik, ELEH’e bağlı olan ZON, alt Nekudot, Otiot de Nekudot’tur. Bütün bunlar “yaratılan” kelimesine dahil edilmiştir.

Otiot, ZON “Cennet ve yeryüzü” yazıldığı gibi iki Behinot ZON’a bölünmüştür. Otiot da üç Behinot’a bölünmüştür, Taamim Nekudot Otiot’da Otiot olan RTS’ye. Büyük ZON – “Cennet”e dahil olduğundan – Taamim de Otiot’tur, büyük Otiot, büyük VAK, küçük ZA, Yakup orta Otiot’tur, Nekudot de Otiot ve küçük Nukva, Rachel ise küçük Otiot, Otiot de Otiot’tur.

Buradan Bereşit kelimesinin AA ve üst AVI olan Taamim olduğu ve içlerinde üç parlaklık olduğunu sonucu çıkar: Taamim, Nekudot, Otiot de Taamim. Onların özü Taamim de Taamim’dir; YESHSUT’u gizli bir parlaklıkta aydınlattıkları şey Nekudot de Taamim’dir; ve bütün harfleri ve renkleri içeren parlaklıkta ZON’u aydınlattıkları şey Otiot de Taamim’dir.

Yaratılan” kelimesi Nekudot, YESHSUT, kendilerini üç Behinot’a (Taamim, Nekudot, Otiot ve Nekudot’ta) ayırır. AVI’den aldıkları şey üst Nekudot, Holam, Taamim de Nekudot olarak kabul edilir ve kendi Behinaları orta Nekudot, Şuruk, Nekudot de Nekudot’tur. ZON’u aydınlattıkları şey Hirik, Otiot de Nekudot’tur.

Otiot olarak kabul edilen “Cennet ve yeryüzü” kelimeleri, Taamim, Nekudot, Otiot de Otiot, RTS de Otiot’a bölünmüştür. Büyük ZON “cennet”, AVI’den alan Taamim de Otiot ‘tur ve küçük ZA, Yakup, “Ve yeryüzü ” ayetinde YESHSUT’tan, Vav’dan alan Nekudot de Otiot’tur. Küçük Nukva, Rachel Otiot de Otiot’tur, Otiot’un kendilerinin özü.

Bu nedenle “Eğitimli”, Otiot, “Parlayacak”, denilmiştir, noktaları ile “Çalan Taamim gibi”. Taamimin tonuna göre, Otiot ve Nekudot’ları onları krallarının peşindeki ordular gibi takip etti. Taamim üst AVI, Nekudot YESHSUT ve Otiot ZON’dur. O, ZON’un “eğitimli” olarak adlandırıldığını söyler, Nekudot denilen YESHSUT’tan aldıkları Mohin ile parlayarak, üst AVI olan Taamim ışığına göre, YESHSUT ve ZON’un çekildiği yerde ve onlar AVI’yi krallarının peşindeki ordular gibi takip ederler. Genel olarak budur.

Otiot Guf, Nekudot onlara Ruah’tır. Hepsi Taamim’den sonraki yolculuklarında dolaşırlar ve Nekudot ve Otiot’un; içinde canlı bir ruhu olan bir bedene benzemesi nedeniyle, yaşam kaynaklarını alırlar. Nekudotsuz Otiot ruhu olmayan bir beden gibidir. Aynı şekilde, ZON, Otiot, içlerindeki tüm canlı ruh YESHSUT’tan uzanır, çünkü aydınlatan YESHSUT için olmasaydı içlerinde hiç canlı bir ruh olmazdı. Ayrıca YESHSUT da -ZON’un canlı ruhu olan- Taamim olan üst AVI’den yaşam kaynaklarını ve canlılıklarını alır, Otiot ve Nekudot Taamim’in nağmesinden sonra onlardan bütün canlılıklarını ve seviyelerinin yüksekliğini alarak yolculuklarında dolaşırken.

Taamim’in tonu dolaştığında, Otiot ve Nekudot ardından dolaşır..Taamim’in tonu durduğunda, “Rab’bin sözleriyle kamp kuruyorlar; Rabbin sözleriyle yolculuk yaparlar. ”yazıldığı gibi dolaşmazlar. Eğer Taaamim ışıklarını Nekudot ve Otiot’a vererek dolaşırsa, onlar dolaşırlar. Eğer Taamim, onların Nekudot’a ihsan etmelerini durdurarak kamp kurarsa, Nekudot ve Otiot kamp kurar.

Bu noktalı harfler olan kelimeleri bir uçtan diğerine çeviren Taamim’in tonunda bulduğumuz gibidir. AVI’nin ihsan etmesi, Taamim ile aynı şekildedir, onlar Mohin de YESHSUT’u ve ZON’u bir uçtan diğerine çevirmeleri için yönetirler. Örneğin, bir kişi arkadaşına “Sana önemli bir kitap vereceğim” dediğinde, eğer onlar bir memnuniyet tonu halindeyse, bu kişiden arkadaşına verme ve genişleme bağlamında olabilir ancak tam tersi bir anlamı olabilirdi yani olumsuzluk ve vermenin hapsi, eğer sürpriz bir tonda söyleseydi.

Böylece, kelimelerin kendi içlerinde bir anlamı yoktur, ancak sadece ton ve Taamimlerine göre. Mohin de AVI’nin YESHSUT ve ZON üzerindeki etkisi de böyledir. Mohin için ne olumlu ne de olumsuz bir anlam vardır, yalnızca AVI’nin onları aydınlatmasına göredir.

15) “Ve eğitimli gökyüzünün parlaklığı gibi parlayacak ve çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler yıldızlar gibi” “Eğitimli parlayacak” aydınlatıcı Otiot ve Nekudot’tur. “Parlaklığı gibi” Taamim’in tonudur. “Gökyüzü”, nağmenin sesindeki genişlemedir – tonların genişlemesinde yayılan tüm Taamim’ler. ”Çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler” kelimenin anlamı açıkça duyulmuş olduğu için Taamim’in nağmelerinin yolculuğunu durdurarak duran Taamim’dir.

”Ve eğitimli parlayacak” Otiot ve Nekudot’tur. Eğitimliler, parlaklığı ve canlılığı tamamen Nekudot, YESHSUT’tan olan Otiot, ZON’dur. Nekudot’un parlaklığı, YESHSUT, Taamim, AVI’den aldıkları parlaklığa göredir.

Ayrıca, Taamim’in nağmesinde iki inanç var. Varolmayı ve vermeyi gösteren veya vermenin olumsuzluğunu ve durmasını gösteren Taamim vardır. Gökyüzü, genişleme ve vermeyi ifade eden Taamim’i gösterir, memnunluğun nağmesinde bir ifade söylediğinde ve alıcıya genişlemenin bir nağmesinde gittiklerinde.

Çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler’ adı bolluğun olumsuzluğu ve durmasını gösteren, bolluğun alıcılara genişlemesini süprizin bir tonunda durduran Taamim’in bu nağmelerine işaret eder. Buradan, bunların bolluk ve canlılıklarını durdurdukları için Nekudot ve Otiot’un yolculuğunu durduran Taamim olduğunu sonucu çıkar.

Bu nedenle, bütün olarak Taamim’in iki Behinot’u var: Birincisi, “bolluğun verilmesini ve genişlemesini belirten“ nağmenin genişlemesi” olarak adlandırılıyor. Buna “gökyüzünün parlaklığı” denir. İkincisi, bolluk ve olumsuzluğun durmasını belirterek “Taamim’in durması” olarak adlandırılır. Onlara ”çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler ”denir.

O, durmuş olan Taamim’in nağmenin genişlemesi kadar gerekli olduğunu söyler, duran Taamim aracılığıyla sözcüklerin arasına yerleştirilen Taamim’deki virgül ve çizgi gibi sözcükler duyulduğu için. Onlar olmasaydı, dünya karışmış olacak ve anlaşılmayacaktı.

Parlayacak” , gizliliğin yolculuklarında bir olarak aydınlatan Otiot ve Nekudot anlamına gelir, bu gizli yollar sayesinde bir yolculukta. Otiot ZON, Nekudot YESHSUT ve yolculuklar bolluğun genişlemesinin yollarıdır. Gizlilikte, YESHSUT’a “gizli parlaklık” denir. “Gizli yollar” üç ekim – Holam, Şuruk ve Hirik’tir.

Parlaklığın üç Behinot’unu zaten açıkladık:

1) Bereşit, AA ve üst AVI’nin parlaklığı, Bereşit kelimesinin ima ettiğine ve Taamim olarak adlandırılan.

2) Bereşit’den çıkan Asher olan saklı ve gizli parlaklık, üç Nekudot [noktalar] – Holam, Şuruk, Hirik – üç ekim ve gizlemeler. Holam, Roş de Bina de AA’den Roş’suz VAK’a çıkan Bina’dır. Asher Bereşit’den çıktı, içinde sadece MI’yı bırakarak ve üç harf ELEH ZON’a düştü.

Şuruk, onlara bağlı olan ZON ile ELEH harflerinin onun derecesine dönüşüdür. Bu onun Hohma’ya, gizliliği elde ettiği AA’nın Roş’una dönüşüdür. Hasadim ışığının eksikliğindendir, çünkü AA tamamen Hohma’dır. Hatta Hasadim kıyafetlenmesinin eksikliği yüzünden Hohma ondan alamaz. Bu nedenle Bina saklı ve gizli bir Elokim olarak kabul edilir. Hirik, onun ELEH harflerine bağlı olan ZON’un kuvvetiyle Bina’nın azaltılmasıdır, Bina ile karşılaştırıldığında aşağı değerde oldukları ve onu azalttıkları için. Bu üç ekim nedeniyle Bina, YESHSUT saklı parlaklık ve Nekudot olarak kabul edilir.

3) Tüm Otiot ve renkleri içeren bir parlaklık. Bu onun Masah de Nekudot Hirik’inde üst AVI’den Bina’ya uzanan Zivug’un seviyesidir, bir ses çıktığı zamanda, Daat, üç Nekudot’u tam olarak onunla tamamlayarak. Bu böyledir çünkü Masah de Hirik’de ortaya çıkan Hasadim seviyesi sayesinde, Hohma ışığı o aydınlatıcı kıyafette kıyafetlendi ve şimdi ELOKİM adını tamamlayarak YESHSUT AA’dan ışık alabilir.

Daat bir ses olarak kabul edilir, çünkü ZA’in Hirik noktasında Zivug yapılmadan önce Mohin duyulmaz. Daha alçak olanlar tarafından bilinmiyorlardı ve Holam’da, Şuruk’ta, Bina’nın Hirik’inde saklı bir parlaklıkta gizlenmişlerdi, onun adında derin ve gizliydiler. Bununla birlikte, Hirik’in gizlenmesinde Zivug’un ardından Masah de ZON yapıldı ve Hassadim seviyesi ortaya çıktı, Hohma Hasadim’de kıyafetlendi ve üç noktanın Mohin’i tam olarak göründü. Bu, ses duyuldu olarak kabul edilir.

ZON’un “ses” olarak adlandırılmasının nedeni budur, çünkü Bina’nın ELEH harflerine yapışmış olan, onların Masahları için olmasaydı, tüm Mohin de Bina bir fısıltıda, dünyalar tarafından bilinmez kalırdı. Bu nedenle, Daat’ın bu parlaklığı, tüm harfleri ve renkleri içeren parlaklık olarak kabul edilir, çünkü sonra Hohma Daat’ın Hasadim seviyesinde kıyafetlenir, onun içinde dört renk, HB HG yapılır.

Tiferet, Hasadim’in ışığı olarak kabul edildiği için Hasadim olarak adlandırılmaktadır. Malhut’a, Masah olduğu gibi Gevurot denir. Böylece, ses, ZON ve Daat, tüm renkleri içerir, çünkü onsuz bu dört renk olmazdı. Ayrıca ZON’un kendisine “harfler” denildiği için o aynı zamanda tüm harfleri de içerir. Ve dört rengi Bina’ya tamamladığından, tüm bu dört renk HB HG tüm harflerini içine alır. Yani ZON tüm harfleri ve renkleri içerir. Daha sonra ZON Bina’nın sarayından çıkıp onların kendi yerine gelir.

Böylece, üç çeşit parlaklık açıklığa kavuşturuldu: Bereşit’in parlaklığı, Taamim, saklı parlaklık, Nekudot, Otiot içeren parlaklık.

Bu üç çeşit parlaklık, HBD’dir, “Ben olacak olduğum olacağım”, “Efendi Tanrı’mız, Efendi” ve “Başlangıçta Tanrı yarattı” yazıldığı gibi çünkü AA ve üst AVI Bereşit’in parlaklığı, Taamim’dir, Hohma ve Hasadim’in tüm Mohin’leri bundan genişletilmiştir. Onlar aynı zamanda ilk EKYEH [olacağım], Hohma, ilk HaVaYaH’dır. Bina, YESHSUT saklı bir parlaklık, “yaratılan” Asher, “Tanrımız” ve üç nokta- Holam, Şuruk ve Hirik’tir. ZON, tüm Otiot ve renkleri, son EKYEH’i, Daat’ı, son HaVaYaH’ı, “Başlangıçta Tanrı yarattı” içinde Elokim’i içeren parlaklıktır. Bu böyledir çünkü üçüncü parlaklık sayesinde ELOKİM adı Bina’da tamamlanmıştı ve ZON Bina’dan çıkıp ve kendi yerlerine geldiğinde onlar ‘Cennet ve yeryüzü’, Otiot olarak adlandırılırlar.

Tüm Mohin’lerin Bereşit, AA ve üst AVI’nin ilk parlaklığı olan Taamim’e dahil edildiğini bilin, çünkü onlar Bina’yı üç noktada- Holam, Şuruk, Hirik- saklı bir parlaklıkta çıkarırlar. Ayrıca, Hirik noktasında, Masah de ZON’da yapılan Zivug üst AVI’nin Hasadim seviyesinden, Taamim’den uzanır. Dolayısıyla, Taamim “üst”, “orta” ve “alt” olarak adlandırılan üç Behinot içerir.

Harflerin üstünde olan Pashta Revi’ye benzeyen üst Taamim, AVI’nin kendileri olarak kabul edilir.

Harflerin içine giren orta Taamim, virgül ve çizgi, AVI’deki, üç ekimde Bina’nın meydana çıkarmasındaki YESHSUT’un Hitkalelut’udur. Bir virgül, Holam noktası ile Hitkalelut’tur, MI’da kalanın Bina’dan ayrılmasıdır ve ELEH harfleri ZON’a iner, bu yüzden Psik [virgül] olarak adlandırılır, çünkü Posek Bina derecesini iki yarıya, MI ve ELEH’ye yayar.

Bir çizgi Şuruk noktası ile Hitkalelut’tur, Taamim aydınlattığı ve ELEH’i Bina’ya geri getirdiğinde, ki onun vasıtasıyla Bina’da Şuruk noktası yapıldı.

Tvir ve Etnachta gibi harflerin altındaki düşük Taamim, Bina’ya geri dönüşlerinin üzerinde ELEH ile çizilmiş olan ZON aracılığıyla Hirik’le Hitkalelut’tur. Masah de ZON üzerinde yapılan Zivug da alttaki Taamim’den uzanır.

Bu nedenle “Eğitimli parlayacak” Otiot ve Nekudot, ZON ve YESHSUT’tur ve tüm üç Behinot Taamim – yukarı, orta ve aşağı – ile aydınlatır.

1) Parlaklık olarak, Taamim’in nağmeleri, harflerin üstündeki üst Taamim.

2) Gökyüzü, nağmenin genişlemesiyle genişleyen Taamim’dir. Bunlar, alt Taamim’lerdir, harflerin altında, Hohma’nın giyimine yönelik Hassadim’in seviyesidir, Mohin’in tam bütünlüklerinde alttakilere yayıldığı zamanda.

3) ‘Çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler’ Taamim’i, virgül ve kısa çizgiyi durduranlar, yolculuk sırasında nağmeyi durduranlardır. Bunlar, harflerin içindeki orta Taamimdir, çünkü virgül ve çizgi, içlerinde üç ekimin Hitkalelut’u olan çizginin içindedir. Bu nedenle Mohin duyulduğunda ve altta olanlar üzerine dağıtıldığında kelime duyulur.

Bir kere ” Gökyüzünün parlaklığı gibi ve çoğunluğu doğruluğa yönlendirenler ” ayetinde onların tüm Behinot’larına Mohin de YESHSUT’u ve ZON’u veren üç çeşit Taamim’i açıklığa kavuşturduğunda, bir kere daha YESHSUT ve ZON’un Mohin’inin özünü açıklar.

Bu böyledir çünkü virgül sayesinde, YESHSUT ‘un ELEH harfleri ZON’a alçalır ve tek bir derece içine yerlerinde onlara yapışırlar.

Bu nedenle, kısa çizgi ELEH harflerini YESHSUT derecesine döndürdüğünde, ZON onlarla birlikte YESHSUT’un yerine yükselir ve onlarla birlikte bir olarak aydınlatır. Bundan dolayı “parlayacak” denildi bu saklı yollarda yolculukta, harfler ve gizliliğin yolculuğunda bir olarak aydınlatan noktalar. Bu böyledir çünkü tüm bu büyük Mohin’ler saklı yollar olan Holam, Şuruk, Hirik ekiminde ortaya çıktı, çünkü o üç ekim için olmasaydı ZON ve altta olanın Mohin’i edinebileceğini kavranılmazdı.

Her şey, ZON’daki tüm Mohin’lerden ve üç yolda ortaya çıkan dünyalardan genişledi. Ancak, Taamim’de, AVI’de söylediğimiz parlaklığın bu üç bölümünün – parlaklık, gökyüzü ve çoğunluğu doğruluğa götürenlerin – yalnızca AVI’de nakil olduğunu ve YESHSUT ve ZON üzerine ihsan ettiğini, AVI daima Avir’de saf olduğu, ışık ya da Avir olarak adlandırılırdığı fakat ‘parlaklık’ olarak adlandırılmadığından dolayı kesinlikle kendileri için olmadıklarını bilin.

O, Tahtırevan’ın sütünları ve temelleri için ”eğitimli parlayacak”. Eğitimlilerin kendileri üst sütünlar ve temeller, tahtırevan’ın ve onun temellerinin ihtiyacı olan her şeyi ihsan etmek için bilgelikle gözlemleyenlerdir. Sütünlar HGT ve temeller NHY’dir, Hohma’nın aydınlatması parlaklık olduğu için. Parlaklık yalnızca sütünlarda ve ”tahtırevan” olarak adlandırılan Nukva de ZA’in temellerinde alınır, onun üzerindeki tüm derecelerde kesinlikle alınmaz.

Eğitimlilerin kendileri üst sütünlar ve temellerdir, onlar bir ‘Tahtırevan’ olarak adlandırılan Nukva’ya ihtiyaç olan her şeyi vermek için sadece Hasadim ışığı aldıklarından, Haze de ZA ve yukarısından Sefirot, kendileri için Hohma olan o parlaklıktan hiçbir şey almayandır. O, Hohma aydınlatmasına ihtiyaç duyar ve onlar ihtiyaç duymamalarına rağmen onun ihtiyacı için o parlaklığı alırlar.

Tahtırevanın ihtiyaç duyduğu her şeyi vermek için bilgelikle bakmalarının nedeni budur; çünkü kendileri bu parlaklığa ihtiyaç duymasalar bile, tahtırevan için, o yalnızca Hohma ışığında tamamlandığı için parlaklığı alırlar. Bu, “Mutlu yoksulları eğitendir” ayetinde ima edilmektedir. Eğiten kişi ZA, yoksul ise Nukva’dır. İhtiyacı olan yoksul için parlaklığı alır.

Parlayacak” üst VAK de ZA’dir, çünkü parlamazlar veya aydınlatmazlarsa o zaman gerekli olan her şeyi ıslah etmek için o tahtırevanı inceleyemeyecek ve ona bakamayacaklar. Tahtırevanı ıslah etmek zorunda olmasalardı, kendileri için o parlayan ışığı hiç alamazlardı çünkü kendileri için GAR de Bina gibi sadece Hasadim’in ışığını alırlar.

16) Onlar, eğitimli olanların üzerinde durduğu bu gökyüzünün parlaklığı gibi aydınlatılar, “Ve hayvanların kafaları üzerinde bir görüntü, korkunç bir buz gibi bir gökyüzü” yazılı olanın. Bu YESHSUT’un gökyüzüdür, Tora olarak adlandırılan genel olarak gökyüzünün parlaklığının ZA’i aydınlattığı yerde. Aynı zamanda, ”tahtırevan” denilen o hayvanın kafalarını da aydınlatır, bu Hohma’nın aydınlatmasını tahtırevana veren kafalar olan, ”parlaklık” diye adlandırılan Haze de ZA ve yukarısından sütunları ve temelleri aydınlatır anlamındadır.

Direkler ve temeller olan bu kafalar, “eğitimli” olarak adlandırılan üst AVI’dir, aralıksız olarak daima parlarlar. Oradan çıkan ışığı almak için o gökyüzüne doğru bakarlar.

O gökyüzünde iki tür ışık vardır: 1) “parlaklık” olarak adlandırılan Hohma’nın aydınlatılması, 2) Zivug’unun hiç durmadığı üst AVI’nın saf Avir formundaki Hasadim’in ışığı.

Ancak “parlaklık” olarak adlandırılan ilk ışık, duran ve her zaman aydınlatmayan bir Zivug’dur. Ve eğitimli, tahtırevana vermek için gökyüzünden Hohma aydınlatması almasına rağmen onların Zivug’ları aralıklı olmak zorundaydı, bu yüzden her zaman aydınlatamazlardı, bu hala böyle değil aksine hiç bitmeyen bir Zivug’da aydınlatırlar çünkü onlar Zivug’u asla durmayan saf Avir’in ışığını alırlar. Bu ışık bakımından daima aydınlatırlar.

Oradan çıkan ışığı almak için o gökyüzüne doğru bakarlar, der. Fakat ‘parlaklık’ olarak değil ‘ışık’ olarak adlandırılan gökyüzü dahil ikinci ışığı ima ederek ‘Oradan çıkan o parlaklık’ demez. Bu da genel olarak Tora adı verilen ZA’in bir ışığıdır, daima, aralıksız aydınlatan. Yani, ZA genel olarak kendisi için parlaklık almaz, sadece durmayan o ışığı alır.

Ve Toprak Tohu (biçimlendirilmemiş) idi.

17) ”Ve toprak Tohu ve Bohu (biçimlendirilmemiş ve boş) idi”

”İdi” kelimesi bundan önce, o suyun içinde kar iken suda karın oluşmasıyla pisliğin ondan çıkışına işaret eder. “Başlangıçta” ayeti, cennetin ve yeryüzünün ıslahından zaten bahseder “Eğitimli parlayacak” yazıldığı gibi. “Neden burada ayette Tohu ve Bohu’nun konuşmasına geri döner? “Ve toprak Tohu ve Bohu idi [biçimlendirilmemiş ve boş],” yani bu Behinotlar sadece ıslahtan önce yeryüzünde oldukları için böyledir.

Metin aslında bize ıslahlardan önce nelerin var olduğunu anlatmak istiyor, “Başlangıçta…” ayetinde açıklandı ki ilk olarak suyun içinde kar vardı. Başlangıçta, dünyaları yaratmak istediği zaman, “oyma” olarak adlandırılan üst ışığın Tzimtzum’u ortaya çıktı. Daha sonra Zivug de Hakaa için bir Masah inşa edildi, “çeşme” olarak adlandırılan Or Hozer’i yükseltmek için. Bu iki Behinot Midat ha Din’de bulunurdu.

Midat ha Rahamim’i onunla ilişkilendirdikten sonra, Malhut’u Bina’ya yükselterek Rahamim olan Bina’nın yerine ikinci Tzimtzum’u yaptı. Ardından Zivug için Masah orada kuruldu ve tüm dünyalara olduğu gibi Atzilut’un AA’ine’a, Midat ha Rahamim’de çıktı. Buradan Midat ha Din’de iki Behinot (Tzimtzum ve Masah) ve Midat ha Rahamim’de iki Behinot Tzimtzum ve Masah’ın ortaya çıktğı sonucu çıkar.

Kapların kırılmasından sonra ıslah dünyasında her çeşitte yapılan sıra , ölen yedi kraldan her Sefira’nın ilk Tzimtzum Alef geçirmesiyle sıralanmıştır, oyma ve Masah’ın ıslahı, çeşme ve üzerinde infaz dilen Tzimtzum Bet, Din’de Midat ha Rahamim’in birleşmesinde ve orada çeşmede bir Masah kurulur.

Dört Behinot vardır: Tzimtzum Alef ve Masah ve Tzimtzum Bet ve Masah. Ancak burada bu, dört Behinot’tan kendisinin tam ıslahı sayesinde geçen “yeryüzü” olarak adlandırılan Atzilut’un Malhut’unun sıralamasıyla ilgilidir.

Tohu, Tzimtzum Alef;

Bohu, Tzimtzum Alef’teki Masah; Karanlık, Tzimtzum Bet;

Tanrı’nın ruhu, Tzimtzum Bet’teki Masah.

Malhut’un kökü düşük sulardadır. Tzimtzum Alef’i geçirdiğinde, su kar oldu,’ ‘Kara“ Yeryüzü ol ” der” yazıldığı gibi daha önce su içinde kar olduğu için çünkü geçirdiği ıslahın ilk formu sudaki karın oluşumunda o kuvvet sayesinde pislik çıktığında Tzimtzum Alef’in kuvveti olan karda oluşmasıydı. Su donup ve kar yağdığından beri, her eksiklik pislik, atık ve Klipot olarak kabul edildiğinden, içinden pislik çıktı. Ancak, eksikliğin oluşumunun başlangıcında, bir şeyin eksikliği olarak görülmeden önce, “Bu, bu nedir?” [İbranice] harfleri pislik olarak kabul edilirdi. Bu böyledir çünkü bazı dönüşümler vardır ama yine de bir eksiklik olarak görülmez. Ve eksiklik ortaya çıktığında, buna “atık” ve Klipa denir.

Bu nedenle, karda oluşmasında hala sudaki eksiklik olarak değil, sadece pislik olarak görülüyordu. Daha sonra güçlü bir ateş ona çarptı ve içinde atık oluştu, döllendi ve Tohu oldu. Pisliği atığa çeviren “güçlü bir ateş” olarak adlandırılan Din’in güçlü bir kuvveti ona çarptı. ”Döllendi” der, çünkü Ibur (döllenme) kelimesi tamamlanana kadar eylemi birçok kez geciktirip tekrarlamadıkça, formun görünür olmadığına işaret eder.

Öyleyse işte burada: pislik, güçlü ateşin ilk çarpışında hemen atık haline gelmedi. Aksine bu çarpış aktifleşip Tohu olana kadar defalarca kendini tekrar etti. Döllendi ve Tohu oldu, çünkü döllenme yoluyla Tohu oldu ve başlangıçta sadece pislik olduğu yerde şimdi Tohu adında bir atık yuvası haline geldi.

Tohu oluncaya kadar dört eylem gerçekleşti: 1) ışık suya döndü, 2) su kara 3) kar atığa, ateşe çarparak ve 4) atık belirene kadar olan gecikme ve Tohu olarak adlandırılabilir.

Bohu, ortaya çıkan ve atıklardan seçip ayıklanmış ve onun içinde ıslah edilmiş bir incelemedir. Bu ayıklama bir Masahtır, çünkü daha sonra atık Malhut’ta bir Masah’a yerleştirilir, üst ışığın aşağıya doğru yayılmasını geciktirerek ve üst ışığı, fenere çarpan güneş ışığı gibi geri püskürterek, fenerin kalınlığı nedeniyle geri yansıtır. Bu Or Hozer, “çeşme” adı verilen üst ışığın kıyafeti olur.

O ortaya çıkan ve atıklardan seçilip ayıklanmış ve onun içinde yerleşen bir incelemedir çünkü bu atıktan üst ışığı iten ve yansıtan bir Masah yapılmıştır, bu yüzden ondan aşağı doğru geçmez. Ve ışığın ondan ve üstünden geri dönen o kısmı üst ışık üzerinde bir kıyafet haline geldi, böylece bir Kli ve üst ışık üzerinde bir kap haline geldi.

Buna bir “inceleme” denir, çünkü sayesinde atık iyi ve önemli bir meziyete ayıklanır. Atık için olmasaydı, Masah yapılmayacaktı ve üst ışık için bir kap için bir Kli olmayacaktı. Onun içinde oturdu, kalıcı olarak yerleşti ki böylece ışık için bir çeşme ve bir kap olarak hizmet verir.

Karanlık, güçlü ateştir. Bu karanlık, Tohu’yu atığın üzerinde örter ve ondan oluşur. Yani, karanlık sadece ışığın yokluğu, boşluk anlamına gelmez. Aksine, boşluğu etkileyen, yerine boş bir yer bırakarak dokunduğu her varlığı yakıp tüketen güçlü bir ateş gibi kabul edilir. Bu yüzden karanlık, her şeyi yakıp tüketen güçlü bir ateştir, yerinde ışığı tüketip bitirerek ve o karanlık o Tohu’yu örter.

Buna “karanlık” denir ve “ateş” olarak adlandırılmaz, çünkü içindeki yanmanın gücü kendinden değildir ancak bunun nedeni Tohu olarak adlandırılan atık üzerinde ondan alarak kalmasıdır. Malhut, orada Masah’la birlikte kurulmak için Bina’ya yükseldiğinde bu, Midat ha Din’in Rahamim ile birleşmesidir. Ve Bina’da bir Din veya ateş olmadığı için Bohu’nun kurulduğu gibi bir Masah ile Malhut kurulabilsin diye, karanlık güçlü ateşin olduğu Tohu üzerinde pisliği atığa ve Tohu’ya dönüştürerek kalır ve oradan karanlık yanan bir ateşin kuvvetini alır, Tohu’daki güçlü bir ateş gibi.

Bu karanlık, Tohu’yu o atığın üzerinde örter ve bundan kurulur çünkü Tohu’dan güçlü ve yanan bir ateşin gücü Tohu’dan alır. Bu yüzden buna Tzimtzum Bet denir [ikinci kısıtlama], çünkü yeni bir güç değildir ama daha ziyade Tzimtzum Alef’ten güç alır. Burada, Rahamim’in yerine yükselişi ve Malhut’taki o Tzimtzum’un, Rahamim, Bina’nın yerinde gerçekleşmiş olması dışında hiçbir yenilik yoktur.

18) ”Ve Tanrı’nın ruhu ” yaşayan Tanrı’dan çıkan kutsallığın ruhu anlamına gelir, çünkü bir kere Malhut’taki Masah, Bina’nın yerinde Tzimtzum Bet olan karanlık açısından kurulunca, o Masah üzerinde bir Zivug de Hakaa ortaya çıktı ve şimdi Malhut Bina’nın yerinde olduğundan beri yaşayan Tanrı’dan, Bina’dan uzanan Ruah seviyesi, VAK’ın yeni bir seviyesi uzandı.

Suyun yüzünde süzülüyor” Rüzgâr estikten sonra, pisliğin uçması gibi o atıktan bir incelik seçip ayrıştırıldı. Ve bir kez yaşayan Tanrı’nın ruhu olan karanlık olarak adlandırılan Masah’ın Or Hozer’i tarafından kıyafetlendirilen Ruah seviyesi olan o rüzgar [aynı zamanda ruh] estiğinde, onunla Masah’ta Tohu’nun kuvveti çok ince atıklara ayrıştırıldı, psiliğin yüzmesi gibi, Or Hozer’i yükseltmek için sadece üst ışığı alıkoyacak kadar.

Ancak Masah Malhut’un yerindeyken, Tohu orada kalın atık olarak tanındı, daha sonra ayıklandığı, sarıldığı ve bir kere ve iki kere ta ki içinde hiç pislik bulunmadığı o pisliğe kadar rafine edildiği bir şekilde. Bu böyledir çünkü başlangıçta karanlığın Masah’ı sadece ince atıktı, daha sonra ilk ışığın seviyesi, Nefeş seviyesi onda ortaya çıktıpında ve ardından ikinci seviye Ruah, oradan kalan tüm pislikler arındırıldı ve o Gadlut seviyesine ulaşabildi, ”Ve ışık vardı” yazıldığı gibi.

”Ayıklanmış” Masah’ın bir ıslahı için ayıklanmış demektir. O, Or Hozer’i yükseltir, örter, sarar ve üst ışığı giyer. Or Hozer kanatları yükseltir ve Or Yaşar giyer. Arıtılmıştır çünkü ışıklar Masah’taki atığı arındırır ve emer, ta ki Masah yerine inene kadar ve Gadlut’un ışığı seviyesi onun üzerinde ortaya çıkar.

Böylece dört Behinot’un hangi Malhut’a, yeryüzü, gittiği açıklandı ta ki o Gadlut’u almak için kuruluncaya kadar, “Ve ışık vardı” yazıldığı gibi.

1) Atık olan kar, Tohu;

2) Kurulan Masah ve Bohu denilen Masah’ta çizilen ışık seviyesi;

3) Rahamim’in yerinde Tzimtzum Bet, “karanlık” olarak adlandırılan Bina;

4) Karanlığın Masah’ında ortaya çıkan NR’nin seviyesi olan Ruah, “Tanrı’nın ruhu” olarak adlandırılır.

Daha sonra, “Ve Tanrı, ‘Işık olsun’ dedi ” yazılıdır, Gadlut’un seviyesi

19) Tohu ayıklanıp ve saflaştırıldığında, ondan büyük ve güçlü bir ruh ortaya çıktı, “Ve, bak, Efendi geçti ve bir büyük ve güçlü rüzgar, dağları parçalayıp Efendi’den önce kayaları kırdı, Efendi’nin ruhuyla değil.” İlyas’ın gördüğü dört vizyonda dört Behinot’u açıklar. Tohu Ibur’da ayıklanıp rafine edildiğinde, buzun pisliğinde, ve o döllendiğinde ve Tohu olduğunda ondan İlyas’ın gördüğü dağları parçalayan kayaları kıran büyük ve kuvvetli bir rüzgâr çıktığını söyler.

Bohu ayrıldı ve rafine edildi ve “Rüzgardan sonra bir deprem; Efendi depremde değildi ” yazıldığı gibi ondan bir deprem çıktı. Bu böyledir çünkü Bohu bir Masah’a ayrıldığında, içindeki Din’in gücü zaten azaltılmıştı ve artık dağları parçalamıyor ya da kayaları kırmıyordu. Aksine, onun içinde sadece bir deprem farkedildi.

Ve karanlık ayrıldığında, ateş ona dahil edildi, Masah yükseldiğinde ve Bina’da kurulduğundan bu yana, karanlık Tohu’nun ateşine dahil edildi ve depremin Din’inin gücü azaldı ve yalnızca ateşe kaldı “Ve depremden sonra, bir yangın; Efendi yangında değildi.” yazıldığı gibi.

Daha sonra Ruah [rüzgar] ayrıştırıldı ve “Ve yangından sonra, ince sessizliğin sesi” olarak yazıldığı gibi, içine ince sessizliğin sesi dahil edildi. Bu böyledir çünkü karanlığın Masah’ı Ruah seviyesini aldığında, içindeki Din kuvveti ince sessizliğin bir sesine çoktan azaltılmıştı, çok ince atığa ayrıştırılmıştı. Bu İlyas’ta yazılı olan ince sessizliğin sesidir.

Böylece, İlyas’ın gördüğü dört vizyon açıklığa kavuşturuldu – Tohu, Bohu, karanlık ve rüzgâr [aynı zamanda “ruh”] idrakları – “Ve Dünya Tohu ve Bohu idi ve derinliğin üzerindeki karanlık ve suyun yüzünde süzülen Tanrı’nın ruhu.” Tohu dağları parçalayıp kayaları kıran büyük ve güçlü bir rüzgardır, Bohu bir deprem, karanlık ateştir ve rüzgar ince sessizliğin sesidir.

20) Tohu, renklerin ve formların olmadığı bir yerdir ve hiçbir şekilde bir forma dahil edilmez. O, bir kez dört Behinot’u (Tohu, Bohu, karanlık ve rüzgar) netleştirdikten sonra, onları özellikle açıklar. Tohu, Tzimtzum Alef olduğundan dolayı Tohu’da ne renk ne de formun algılanamayacağını söyler. Bohu, bir Zivug için kurulan Masah’tır. Ve Tzimtzum Alef ortaya çıktığında, bu çiğ bir idraktı ve henüz hiçbir biçim ya da renk görünmüyordu. Dolayısıyla, Tzimtzum Alef’den uzanan Tohu’da da aynı zamanda hiçbir renk veya biçim de yoktu, o da çiğ bir idrak olduğundan dolayı.

Bir renk, Masah’ta Aviut’un dört Behinotu HB TM’de ortaya çıkan dereceler arasındaki farktır. Form, hala çiğ formda olan ve bir forma dahil edilmeyen Din’in formunun kendisidir, hatta Masah’ın kurulmasından sonra ondan ortaya çıkan Din’in formu- çeşme, Bohu diye adlandırılır- üstelik Bu Tohu’nun çiğ formuna dahil edilmemiştir.

Şimdi onun bir formu vardır ve incelendiğinde hiç formu yoktur. Yine de, Din formunun Tohu’da hiç belirgin olmadığı söylenemez, çünkü güçlü ateşin çarpmasıyla atık olan pislik olduğu zaten söylenmişti. Ancak, bu gözlem ve tanınmaya tabi olmadığı anlamına gelir, bir an için atığın formu görünür ve o formu tekrar görmeye döndüğünde onu artık göremez ve yerine doğru bakar ve o gitmiştir. Bu nedenle şimdi bir formda olduğu ve incelendiğinde hiç bir formunun olmadığı söylenirdi.

Tohu dışında herkesin giyecek bir kıyafeti var. Bunun sebebi, her bir sebep sürdürdüğü sonucunun içinde kıyafetlenen manevi şeylerin doğasıdır. Eğer sonuç başka bir sonuç için bir sebep olursa, aynı zamanda onun içinde de kıyafetlenir ve ona devam etme gücü verir. Bu nedenle eğer bazı sebepler iptal edilmiş olsaydı, ondan basamaklandırılan tüm sonuçlar bir kerede kaybedilirdi.

Bu, her sebep onu sürdürmek için sonucunda kıyafetlendiğinde, kıyafet olarak kabul edilir.

Ayrıca, Tohu dışında herkesin giyecek giysisi vardır, çünkü üstteki ve alttaki birbirinde kıyafetlenir, sonuçtaki her bir neden, kıyafeti olmayan Tohu hariç çünkü o sebep olduğu altta olanında kıyafetlenmez. Aksine, sebep olduğu diğerleriyle hiçbir bağlantısı olmadan tek başına durur.

21) Bohu’nun, Tohu’nun oymasına batmış taşlar olan bir tasviri ve bir formu zaten vardır. Bu böyledir çünkü Bohu, Zivug de Hakaa için Malhut’ta kurulan Masah’tır ve Din’in kuvveti taşlar olarak adlanırılan Masah’ın ıslahıyla Malhut’ta görünmüştür, kaya gibi sert olduğu için, üst ışıkla ilişkide olarak ve Malhut’un Kli’sine taşınmasına izin vermeyecektir.

Bu şekil henüz Tohu’da görünmedi fakat sadece Bohu’da görüldü, ışığın Tzimtzum’u olan Tohu’nun oymasında, ilkinden beri, ışık tüm on Sefirot’tan ayrıldı ve Din’in kuvveti Malhut’ta Sefirot’un geri kalanından daha fazla görünmedi, ışık hepsinden eşit olarak ayrıldığı için.

Fakat daha sonra, Malhut’ta kurulan Masah olan Bohu’nun ıslahında, üst ışıkla bir Zivug de Hakaa yaparak, onun Malhut’a girmesine izin vermeyerek ve ışığı sadece üst dokuz Sefirot vasıtasıyla uzaratak Or Yaşar’sız kaldığından dolayı Din’in kuvveti Malhut’ta göründü. Bundan Malhut’un hala Tohu’nun oymasına, Tzimtzum’a batmış kaldığı sonucu çıkar. Böylece, Tohu’da hala Din’in formu yoktu. Daha ziyade, sadece Bohu’nun ıslahı sonrasında Din’in formu ifşa oldu, yani ışıksız boş bir alan olan Tohu’nun oymasının içine batmış taşların formu.

Taşlar batırıldıkları yerde oyuğun içinden çıkarlar ve oradan da dünyaya kıyafetlenmenin bir tasvirinde fayda sağlarlar. Şimdi o yapılan tasviri açıklar. Bu taşlar, Masah’ta Din’in kuvvetidir. Onlar ortaya çıktı ve Malhut’taki oyma içinde kuruldu. Kıyafetlenmenin bir tasvirinde dünyanın yararı için ışık çekerler -Ohr Yashar’ı çekerek- ve bu vuruş aracılığıyla Or Yaşar’ı kıyafetlenen Ohr Hozer’i kıyafetlenmenin bir tasvirinde yükseltirler. Yukarıdan aşağıya dünyanın yararı için Or Yaşar’ı çekerler ve Or Yaşar kıyafetlenerek Or Hozer’i aşağıdan yukarıya yükseltirler ve bu ”tasvir” adıyla adlandırılır.

22) Taşlar delinmiş ve nemlidir. Suyun daimi olarak aktığı mağaralarda bulunan taşlar – sanki bir kaynaktan gibi- ”nemli taşlar” olarak adlandırılır, bir kaynağın üzerinde uzandıklarından ve onu engellediklerinden dolayı. Bu nedenle su, taşlardaki delikler aracılığıyla çıkıyor, sürekli yüzlerinden damlayarak Bohu olarak adlandırılan bu taşlar da, Or Hozer’i yükselten bir Masah ile kuruldukları için delinmiş ve nemlidirler, her zaman kendilerinden su çeken nemli taşlar gibi.

Bohu güçlü kayalar olan nemli taşlar anlamına gelir. Bunlara “nemli taşlar” denir, çünkü su onlardan çıkar. Bu yüzden yukarıda, Zohar Masah’ı “bir çeşme” olarak adlandırmıştır.

Bu taşlar havada asılı kalır, çünkü Bohu, Zivug de Hakaa için bir Masah ile kurulmadığında, taşlar Tzimtzum ve Din’in kuvveti olan Tohu’nun oymasındaki alçalma ve batma olarak kabul edilir. Ancak burada Bohu bir Zivug de Hakaa ile ıslah edilir ve bu nedenle Tohu’nun oymacılığı üzerinde yükseltilmiş sayılır ve havada, Hasadim ışığında bulunur. Bunun nedeni, Malhut’un Or Yaşar’ı alamamasına rağmen, Or Hozer’ı alabilmesi ve o Or Hozer’in onu havaya kaldırmasıdır.

Bir Masah ile ıslah edilmiş Malhut olan nemli taşlar, Tohu’nun batışından yükseldi ve havada asılılardı, karanlıktan ortaya çıkarak ve Hasadim’in ışığını alarak. Yaratılış Kitabında, “On ve dokuz değil” denildi. Tzimtzum ve Masah Malhut’ta kurulduğu için, Malhut’un ışıktan tamamen boşaltılmış bırakıldığını ve on Sefirot’a dahil edilmediğini düşünmeyin. Bu böyledir çünkü o aydınlatmasını aşağıdan yukarıya yükseldiği Or Hozer’den alır. Bu Or Hozer aynı zamanda Malhut’a da uzanır çünkü Or Hozer, üzerinde Tzimtzum’un olmadığı Hasadim ışığıdır. Bu nedenle Malhut da ilk dokuz gibi tam bir Sefira olarak kabul edilir. Bu yüzden onlar ondur, dokuz değil.

Bazen nemli taşlar havada asılırlar çünkü oradan yükselirler, Tohu’nun oymasından. Ve bazen, bulutlu bir günde, Tohu’yu beslemek için derinlerden su gizler ve yükseltirler.

Yorum: Alttakiler önemli olduklarında ve Tora’yla ve MAN’ı yükseltmek için iyi işlerle meşgul olduklarında, Onlar Malhut’u bir Masah ve bir Zivug de Haka ile ıslah ederler. Malhut, Or Yaşar’ı yukarıdan aşağıya doğru uzatır ve aşağıdan yukarıya onun Or Hozer’i ile Or Yaşar kıyafetlenir. O sırada nemli taşlar, Bohu, havada asılı duruyor çünkü oradan yukarıya yükselirler, nemli taşların yükselttiği Or Hozer onları Tohu’nun oymasından yükseltir ve onları havada, Hasadim’in ışığında kaldırır.

Bununla birlikte, alttakiler işlerini bozduğunda, Malhut’ta yapılan Masah’ın ıslahı bozulur ve üst ışıkla bir Zivug de Hakaa için elverişsizdir. Ardından ışığın ayrıldığı, güneş parlamadığında bulutlu bir gün gibi olduğu düşünülür. Sonra ıslak taşlar bir kez daha Tohu’nun oymasının içinde kaybolur, Malhut Tohu’nun oymasına iner ve bulutlu günde Dinim olan derinden su çıkararak saklanır ve Tohu’yu bu sularda sürdürür. Gevurot’undan korktuğu zaman Tohu’yu güçlendirir. Bu sayede, daha alttakiler tövbe eder ve çalışmalarını iyileştirir. Bu, “Ve Tanrı onu yaptı ki, o korkacaktı.”’dır.

O zaman neşe var ve ahmaklık var, çünkü Tohu dünyaya yayıldı. Bir yandan aracılığıyla alttakilerin tövbe ettiği ve Mohin’in çekildiği neşe var ve dünyalarda neşe vardır. Fakat öte yandan, Tohu dünyaya yayıldı ve ahmaklığın ruhu, Tohu’nun genişlemesiyle Klipot ve Dinim’in ruhu çoğalır.

23) Karanlık, renkte güçlü olan siyah ateştir. Öyle, çünkü hiçbir renk siyah rengi yönetemez ve değiştiremez. O görme açısından güçlü olan kırmızı ateştir, çünkü kırmızı renk göze bütün renklerden daha dikkat çekici gelir. Aynı zamanda, tasviri güçlü olan yeşil bir ateştir, çünkü her tasvirin mükemmelliği yeşil renkledir. O aynı zamanda tüm renklerin kök rengi olan beyaz bir ateştir.

Zohar, Tohu ve Bohu’yu açıkladığında, karanlığı açıklar. On Sefirot, HB TM için bir kaç ünvan vardır. İsimleri konularına göre ve eylemlerine göre değişmektedir. Yesodot ile ilgili olarak [Yesod’un çoğulu ], Sefirot’a HB TM – su, ateş, rüzgar ve toz denir. Masah ve Sefirot’taki Malhutlar ile ilgili olarak, HB TM dört renk olarak adlandırılır: beyaz, kırmızı, yeşil ve siyah. Sefirot’un geri kalanının Malhut’tan gelen renklerle ilişkisine gelince, bunlar HB TM olarak adlandırılır- bir görüş, bir tasvir ve renk dahil.

Ayrıca, bir bütün olarak, Tzimtzum Alef’in Sefira Hohma’ya ve Tzimtzum Bet’in Sefira Bina’ya atfedildiğini bilmelisiniz, çünkü Tzimtzum Bet yalnızca Bina’nın yerine kadar yükselmiştir, kesinlikle yukarısındaki Hohma’ya kadar değil. Dolayısıyla, Hohma Tzimtzum Alef’te kaldı ve bu bakımdan, Sefira Hohma’nın Yesod’u orada Tzimtzum ve Din olmadığını ima ederek su olarak kabul edilir. Sefira Bina’nın Yesod’u, tüm Dinim’in uyandığı olduğundan ateş olarak kabul edilir. Bu yüzden, Zohar, su ve kar olan Tohu’yu, Tzimtzum Alef olması hususunda açıklar ve Tzimtzum Bet olan karanlığı ateş olarak, Bina’ya atfedildiği gibi açıklar. Karanlığın neden ateş olarak kabul edildiğinin açıklığa kavuşturulma nedeni budur.

Şimdi “dört renk” olarak adlandırılan HB TM ve “kapsayıcı”, “görüş”, “tasvir” ve “renk” olarak adlandırılan HB TM’yi açıklayacağız. Renkler Malhut’taki Masah’tan, içindeki Zivug de Hakaa’dan gelir, aşağıdan yukarı doğru on Sefirot HB TM’yi yükselten Roş olarak adlandırılan ve on Sefirot HB TM’yi yukarıdan aşağı düşüren aşağıda renklere boyanan Guf olarak adlandırılan. Sadece Guf olarak adlandırılan yukarıdan aşağı on Sefirot’ta dört renk HB TM çıktı, renkler Malhut’tan geldiği için Roş’un On Sefirotu’nda çıkmadı. Ve o HB TM de Guf’un nedeni olduğu için renklere boyanmıştır. Fakat onun altındaki Roş’ta Din, bulunduğu yerin üstüne çıkamaz.

Bu nedenle, Roş’un On Sefirot’unun HB TM’si “kapsayıcı”, “görme”, “tasvir” ve “renk” olarak adlandırılır. Hohma yalnızca kapsayıcı ve köktür. Renklerin tasvirini bile içermez. Bina’da bir görüş vardır, Tifferet’te, bir renge yakın olan bir tasvir vardır, ancak gerçek bir renk, sadece Roş’un Malhut’unda bulunur, renk Din olduğundan dolayı onun yerine geçemez.

Roş’un HB TM’ undaki dört Behinot, güçlerini ve hâkimiyetlerini Guf’un HB TM’unda ve dört renkte de – beyaz, kırmızı, yeşil ve siyah- gösterir. Bu yüzden karanlık, Guf’un Malhut’u siyah bir renk olarak kabul edildiğinden renkte güçlü olan siyah ateştir ve onun özel gücü Roş’un HB TM’unda ona uzanır. Bu nedenle onun renkteki yönetimi güçlüdür çünkü renklerin geri kalanı tarafından herhangi bir değişikliğe uğramaz.

Kırmızı ateş görünüşte güçlü, yani Guf’un Binası kırmızı renktedir. Onun yönetimi, Roş’un HB TM’undan aldığı görüşte mükemmeldir. Yeşil bir ateş yeşil renkte olan Guf’un Tifferet’inde tasvirde güçlüdür. Onun yönetimi, Roş’un HB TM’undan aldığı tasvirde mükemmeldir. Beyaz ateş tüm renklerin kök rengidir, beyaz renkteki Guf’un Hohması. Onların hepsini içerir çünkü Roş’un HB TM’undan yönetimi alır ve Guf’ta da tüm renklerin kökü olur.

Karanlık her türlü ateşte güçlüdür. O Tohu’ya saldırır, çünkü Bina’daki dört ateşin Din’inin gücünü içerir. Bu nedenle karanlık Tohu’nun Malhut’una saldırır ve üstesinden gelir, başlangıçta Bina Tohu’nun Malhut’unu içine çekip ve sonradan o Malhut onun içinde Midat ha Rahamim olduğundan dolayı Malhut’tan Tohu’nun Din’inin gücünü uzaklaştırır ve onu Midat ha Rahamim ile azaltır gibi.

Saldırılar”, onu bastırmak için onunla savaştığı anlamına gelir. Tohu’ya saldırır, yani Tohu’nun üstesinden gelir ve Din’in gücünü ondan uzaklaştırır.

Karanlık, dört renk taşıyan ateştir. O siyah ateş değildir, sadece Tohu’ya saldırdığı zaman öyledir, karanlık aslında “ateş” olarak adlandırılan Bina olduğundan dolayı. İçindeki HB TM dört renkte kıyafetlenir: beyaz, kırmızı, yeşil ve siyah ateş olmayan siyah. O siyah ateş anlamına gelen “karanlık” olarak adlandırılır. O yalnızca Tohu’ya saldırma eylemi sırasında böyle adlandırılır, içindeki Midat ha Rahamim ile hafifleterek.

Ve gözleri kararmıştı, bu yüzden göremedi ve Esav’ı çağırdı” yazılıdır, İshak Bina ve patrikler HBD olduğu için. Esav’ı bastırmak istediğinde, Malhut’la paylaşmak zorunda kaldı ve bunun için gözleri sönüktü, çünkü Bina’nın kendisi Malhut’la siyah bir ateşte katılımından dolayı azaltılmıştı. Daha sonra onu Keduşa’nın kontrolü altına almak için, Tohu’daki Din’in gücü olan Esav’ı çağırdı. Bu nedenle, Bina’nın Tohu’yu bastırma eylemi sırasında, o siyah ateş olarak kabul edilir.

Kötülüğün yüzü karanlıktır. Kötülüğü, Esav’ı karşılayan İshak o zaman “karanlık” olarak adlandırıldı, çünkü ona saldırmak için onun üzerindeydi. Metin “Ve gözleri kararmıştı” diye açıklar, çünkü Ishak kötü olan Esav’ı karşıladı, bu yüzden karanlık olan bir kötü olanın yüzü üzerine atlamıştı. O, Esav’ı memnuniyetle karşıladı, çünkü saldırmak için onun üzerindeydi çünkü üzerinde olarak ona saldırıyor ve onu bastırıyordu. Ve o zamanlar o kötü üzerinde olduğundan, karanlık olarak adlandırılırdı. Bu, Bina’nın sadece Malhut’tan Tohu’nun Din’inin gücünü azaltmak için hareket ettiğinde “karanlık” olarak adlandırıldığının bir kanıtıdır, çünkü ardından ister istemez onu bastırmak için Tohu’nun üzerindedir. Ve bu yüzden karardı ve siyah bir ateş oldu.

24) “Ve Tanrı’nın ruhu.” Ruh [aynı zamanda “rüzgar”], Bohu üzerinde bir sestir, ona saldıran ve ihtiyaç duyulan her şeyde liderlik eden. Bunun nedeni, Tzimtzum Bet’teki Masah’ın ıslahına Ruah [rüzgar / ruh] denmesidir, çünkü Masah, Or Hozer’i yükseltir ve Ruah’ın seviyesindeki ışığıkta on Sefirot’un seviyesini yükseltir. Ve Elokim denilen Bina’dan geldiği için, Masah’ta ortaya çıkan bu seviyeye “Elokim’in[Tanrı’nın] ruhu” denir, çünkü o yaşayan Tanrı’dan, Bina’dan çıkan kutsallığın ruhudur. Ve Ruah’ın bu seviyesi ZA’in ışığı olarak algılanır, çünkü Ruah ZA’dir ve “ses” olarak adlandırılır.

Ruah, Bohu üzerinde bir sestir, çünkü burada “karanlık” olarak adlandırılan Tzimtzum Bet ve Ruah olarak adlandırılan bir Masah vardır. Tzimtzum Alef’e Tohu ve Masah’a Bohu denir. Bu nedenle Tzimtzum Bet, karanlık, Tohu üzerindedir, ona saldırarak ve onu bastırarak ve Tzimtzum Bet’in Masah’ı; Ruah Tzimtzum Alef’in Masahı, Bohu üzerindedir, içine onu eklemek için ona saldırarak böylece yaşayan Tanrı’nın ruhunu Bina’dan genişletebilir.

Bu nedenle Ruah, Bohu denilen Tzimtzum Alef’in Masah’ına binerek Bohu’nun üzerinde olan bir “ses” olarak adlandırılan yaşayan Tanrı’dan genişleyen bir ses; ZA seviyesidir. Ve Ruah ona saldırır ve gereken her şeye liderlik etmesini kontrol eder, yani ihtiyaç duyulan tüm Mohin’i onda uzatabilir. Başlangıçta onun üzerinde Bina’dan yaşam ruhunun seviyesini ve ardından “Ve Işık vardı” diye yazıldığı gibi Bina’dan GAR’ı uzatır.

Bohu’nun Masah’ının gücü ne kadar kontrol ederse, Bina’dan hiçbir şey genişletemez. Bu böyledir, çünkü her Behina sadece kendi eş Behina’sından alır ve Behina’sının üstünden hiçbir şey almaz. Dolayısıyla, Masah de Bohu’nun kuvveti, kendi Behina’sı olan Malhut’u kontrol ettiği sürece, Malhut Bina’dan hiçbir şey alamayacaktır.

Fakat o, bir kez Bina’nın kendisine dahil edilmiş Malhut’tan gelen Ruah’ın, Masah deTzimtzum Bet’in kuvvetini elde ettiğinde ve bu yüzden Bina’nın kendisi gibi olduğunda ve Bina’dan alabildi çünkü bu sayede tam olarak onun karşılık gelen Behina’sı gibi oldu- bu nedenle, Masah de Ruah, Masah de Bohu’nun üzerindedir, onu iptal etmek amacıyla ona saldırarak VAK ve Bina’dan Mohin olan ihtiyaç duyulan her şeyi Malhut’a uzatabilmek için çünkü orada Bina’nın Mohin’i dışında Malhut için bir ıslah yoktur.

Taşlar, suyun geldiği derinliklerin içine batırıldı. Bu yüzden onlara “suların yüzü” denir. Yorum: Malhut’taki Masah’ın ıslahına “taşlar” denir, çünkü onun içinden, içine üst ışığı alamayarak Malhut fosilleşir. Böylece, Zivug de Hakaa onun üzerinde gerçekleştirilir. Ve çünkü Masah batırıldığından ve Malhut’taki derinliklerin içine kurulduğundan, Zivug de Hakaa aracılığıyla su oradan çıkar bu yüzden “Tanrı’nın ruhu suların yüzü üzerinde gezindi” yazılıdır, taşlara, Masah’a “suların yüzü” denildiği için çünkü su, Mohin, onların Zivug’undan çıkar.

Bohu olarak adlandırılan Tzimtzum Alef’in Masahı ile Tohu’nun oyması içine batırılan taşlar batırıldıkları yerde oyuğun içinde görünürler. Ve burada, Masah de Ruah’da taşlar, suyun çıktığı derinliklerin içinde batırılmıştır. Tohu’nun oyması ile derinliklerin içi arasındaki farkı anlamalıyız. Tzimtzum Alef’e Tohu denir ve bir “derinlik” değildir. Fakat Tzimtzum Bet “derinlik” olarak adlandırılır, “Ve derinliğin yüzü üzerindeki karanlık” yazıldığı gibi, sadece suyun çıkışı anlamında, içindeki Tohu Bina’ya yükselişiyle birlikte halihazırda hafifiletildiğinden ve sadece suyun çıkışı kalıdığından dolayı.

Ruah, Bohu’nun üzerinde bir sestir, “Efendi’nin sesi suların üzerinde” ve “ Ve Tanrı’nın ruhu suların yüzü üzerinde gezindi ” yazıldığı gibi.

O bize “Tanrı’nın ruhu” olarak adlandırılan Masah de Tzimtzum Bet’in, Tohu’nun oymasını içermediğini söyler- Bohu’nun Masah’ı gibi- çünkü o Bohu’dadır, ona saldırarak ve onu kontrol ederek ve yönlendirerek. Bu yüzden onun içinde sadece bir “derinlik”, suyun çıkışı, Mohin için bir çıkış olarak adlandırılan Tzimtzum Bet vardır, Tohu’nun Din’inin kuvveti oradan taşındığından dolayı.

Bu yüzden onu “su” olarak adlandırıyor, “Tanrı’nın ruhu suların yüzü üzerinde gezindi ” yazıldığı gibi. Bu böyledir çünkü Malhut fosilleşmemiş olduğundan taşlar suyun çıktığı derinliklerde batırılmıştır, ışığı almamak için, Tohu’nun oymasının Din’inin gücü nedeniyle. Aksine, ışığı almayacak şekilde ve onu bir Zivug de Hakaa ile püskürtecek şekilde fosilleşti, sadece su çıkarmak için, yukarıdan aşağıya ışığın seviyesi ölçüsünde ve aşağıdan yukarıya Or Hozer’i ile onu kıyafetlendirmek için. Bu yüzden “suların yüzü” olarak adlandırılıyor, çünkü Tzimtzum’a “deriliğin yüzü” denir, “Ve derinliğin yüzü üzerindeki karanlık” yazıldığı gibi.

Masah’a “suların yüzü” denir, çünkü hem Tzimtzum hem de Masah buraya bir Din yüzünden gelmedi, yalnızca su çıkarmak için geldi zira Ruah “derinliğin yüzü” denilen o yüzü yönlendirip ona saldırdı. Masah’ta çıkan Ruah seviyesi, derinlerin yüzünün yüzünü yönlendirdi ve onu sürdürdü. Ayrıca ilk olarak bir Zivug de Hakaa ile suyun çıkması için derinliğin yüzünü yönlendirdiği ve sürdürdüğünden dolayı derinliğin yüzüne de saldırdı ve sonra onu tamamen iptal etmek için saldırdı, ta ki içinde hiç bir pislik bulunmayan o pisliğe kadar. Bu, Mohin de GAR’ı genişletmek istediği zaman “Ve Işık olsun.” yazdığı gibidir.

Ruah, “derinliğin yüzü” olarak adlandırılan bu yüzü yönlendirdi ve ona saldırdı- Biri ihtiyacına ve diğeri ihtiyacına göredir çünkü o su olan Bina’dan Hasadim seviyesine ihtiyaç duyduğunda, derinliğin yüzünü yönlendirir ve sürdürür ve Mohin de GAR’ı genişletmesi gerektiğinde, geçici olarak onu iptal eder böylece Bina’dan Mohin de GAR’ı genişletebilir.

25) Şaday (olgun göğüs) ismi Tohu’nun üzerindedir – sınır ve ışığın genişlemesinin sonucu. Dünyasına Dai [yeterli] dedi ve daha fazla yayılmayacakrı. Ve yeryüzü, Malhut, Tohu olduğundan, Şaday adı onun üzerindedir, ışığın bir sınırı ve sonucu olarak. Öyledir, çünkü ışık ,üzerine binen Tzimtzum yüzünden içine yayılamamıştır. Buradan Işığın üzerinde sona erdiğini ve üzerine bir son verdiğini sonucu çıkar- Şaday adı.

Ev sahipleri” adı Bohu’dadır. Masah de Yesod’daki her bir Partzuf’un Sium’una “ev sahipleri” denir, çünkü o yalnızca Masah üzerinde yapılan Zivug’u ima eder. Oradan, Efendi’nin bütün ev sahipleri doğar ve ortaya çıkar. Bohu, Masah’ın bir Zivug ile bir ıslahı olduğundan, buradan Malhut’un Yesod’u, ev sahiplerini edindiği sonucu çıkar.

Elokim ismi karanlıktadır, karanlık Tzimtzum Bet olduğundan, Malhut’un Bina’ya yükselişi ve Bina’ya Elokim denir. Buradan karanlıkta dahil edilmiş yeryüzü, Malhut’un, Bina’dan Elokim adıyla edindiği sonucu çıkar.

HaVaYaH ismi rüzgârdadır [Ruah] çünkü Ruah; Malhut’taki “ses” olarak adlandırılan, ZA seviyesinden uzanan, Bina’dan, Masah de Tzimtzum Bet’in bir ıslahıdır. Rüzgar Bohu üzerinde bir sestir ve ihtiyaç duyulan her şeyde onu yönlendirir.

Bu böyledir çünkü Malhut Mohin de GAR’a uygun değildi, Bohu’nun Masah’ından HaVaYaH için çünkü Tohu’nun oymasından Din’in kuvveti onun üstündeydi. Ancak o bir kez Bina’dan Masah edindiğinde- suyun çıktığı, Masah’ta Din olmadığı anlamına gelen derinlerde batırılmış taşlara ilişkin, ancak Masah üst ışığı alıkoymak, bir Zivug de Hakaa yapmak, Bina’dan Hasadim seviyesini genişletmek için fosilleştirildi- Malhut da şimdi Mohin de GAR’ı alabilir, HaVaYaH’yı, “Işık olsun” yazıldığı gibi, HaVaYaH adı. Bu nedenle HaVaYaH adının Ruah üzerinde olduğu söylendi.

26) “Efendi’nin ruhu (rüzgar) ile değil, büyük ve kuvvetli bir rüzgar dağları parçalar” yazıyor. HaVaYaH ismi rüzgarda değil çünkü Tohu’dan kuvvetli bir rüzgar çıkar üzerindeki Şaday ismi sadece Tohu’da olduğu gibidir. Bohu’dan çıkan depremle de aynı şekildedir. “Efendi depremde değildi” yazılır, sadece “ev sahipleri” ismi onun üstündedir.

Ayrıca, karanlıktan çıkan yangında, sadece Elokim ismi onun üzerinde olduğu için “Efendi ateşte değildi” yazılıdır. Fakat üzerinde HaVaYaH isminin bulunduğu Tanrı’nın ruhundan gelen ince sessizliğin bir sesinde şöyle yazılıdır: “Ve oldu ki İlyas bunu duyduğunda yüzünü gömleğine sardı ve dışarı çıktı ve mağara girişinde durdu. Ve bak, orada ona bir ses geldi ve “Neden buradasın İlyas?” dedi.

Buradan ilk üç Behinot’un mağaradan çıkmadığı sonucu çıkar. Fakat ince sessizliğin sesini duyduğunda, derhal mağaradan çıktı ve Efendi’yi memnuniyetle karşıladı, çünkü HaVaYaH adı buradaydı ve HaVaYaH’ın onunla konuştuyor olduğuu biliyordu.

27) HaVaYaH adında dört eklem vardır, bir adamın gövdesinde eklemleri kasteden dört harf ve 4 ve 12 olan organlar gibi. İşte mağarada İlyas’a verilen 12 harfli ad hususu budur , dört harf olanın her birinde üç Havayot [HaVaYaH’ın çoğulu], dolayısıyla onlar 12’dir. Ve “Oniki” adı aynı zamanda bir adamın bedeninde de kastedilmektedir çünkü onda üç Havayot vardır: 1) Roş’ta, HBD 2) Guf’da, Tabur sayesinde, HGT ve 3) Tabur’dan ve altından, NHY .

Onlar onun içinde Segol noktasındalar: HB sağda ve solda ve Daat ortada, HG sağda ve solda ve Tiferet ortada, NH sağda ve solda ve Yesod ortada.

Üç orta Sefirot (Daat, Tiferet, Yesod), erkek ve dişi olmak üzere iki Behinot ile ayırt edilir. Bu yüzden bir erkeğin vücudunda üç bölüm vardır – Roş, Guf ve Raglaim [bacaklar]. Ve her bölümde dört organ vardır: Roş’un dört organı, HBD, burada HB, Yod-Hey ve Daat, Vav-Hey’dir. Guf’ta da ayrıca dört organ vardır. HG Yod-Hey, Tiferet ise Vav-Hey’dir. Ve aynı şekilde, Raglaim’de dört organ vardır: NH Yod-Hey, Yesod ve Atara Vav-Hey’dir. Bu, bir adamın vücundunda kastedilen 12 harfli addır.

Ve Işık Olsun

28) “Ve Tanrı“ Işık olsun ”dedi ve ışık vardı.” Bu, bilhassa dünyanın nasıl yaratıldığının sırlarını bulmanın başlangıcıdır. Bugüne kadar, dünyanın yaratılışından genel olarak, “Başlangıçta Tanrı yarattı” ayetinde bahsedilmiştir. Daha sonra genel olmaya geri döndü, ve özel ve genel.

Yorum: İlk olarak, dünyanın yaratılışından genel olarak ilk ayette, “Başlangıçta Tanrı cenneti ve yeryüzünü yarattı” bahsedilmiştir. Cennetin ve yeryüzünün nasıl yaratıldığına dair hiçbir ayrıntıdan söz edilmemiştir. Oysa daha sonra yaratılış çalışmasının tüm ayrıntılarından söz edildi; “Işık olsun” ilk ifadesinden “Ve Tanrı yaptığı her şeyi gördü ve seyretti, çok iyiydi. Ve cennet ve yeryüzü bitmişti.”ayeti aracılığıyla. Böylece, şimdi genel, ilk ayet, genel ve özel ve genel olarak yapıldı, çünkü ayette, “Başlangıçta”, ilk geneldir ve “Işık olsun” sözlerinden beri, onlar özeldir ve “Ve [Tanrı] gördü” kelimeleri son geneldir.

29) Şimdiye kadar, her şey Ein Sof’dan dökülmüş olan havada asılıydı. Yine de sorabiliriz ama zaten yazılmıştır “ Ve yeryüzü Tohu va Bohu idi [biçimlendirilmemiş ve boş]” , yaradılışın geneli değil özeli olan. İşte bu yüzden şimdiye kadar her şeyin havada asılı olduğunu söyler, çünkü dünyada sadece Avir [hava] seviyesi vardı, ZA, KH Kelim’indeki NR ışığı, “ Ve Tanrı’nın ruhu suların yüzü üzerinde gezindi” yazıldığı gibi. Dolayısıyla, GAR eksik olduğu için bu hâlâ özellikle dünyayı yaratıyor olarak sayılmaz. Aksine, yaratılışın hâlâ Ein Sof’a dahil olduğu ki henüz açıklanmadığı düşünülmektedir.

Kuvvet, Elokim olan üst saray sayesinde yayıldığında, onunla ilgili bir ifade yazılır, “Ve Tanrı dedi.” Üst saray, YESHSUT, AA’in ikinci sarayıdır. İlk olarak, saray, Reşit’den çıkan bir Roş, Asher olan AA’nın Roş’undan ortaya çıktı ve ve beş harfin KHB TM olduğu yerde YESHSUT Elokim adıdır. Ve o AA’nın Roş’undan ayrıldığında, Elokim’in sadece MI iki harfi kaldı, MI olan KH Kelim’deki Avir seviyesi.

Daha sonra ELEH harfleri eksik olduğu için Elokim adı sarayda aydınlatmadı. Arkadan, daha yüksek bir aydınlatma sayesinde, ELEH’nin üç harfi YESHSUT’a geri getirildi ve Elokim ismi bir kez daha tamamlandı, sarayda aydınlattı ve içinde GAR seviyesi ortaya çıktı.

Ve ayet, Bereşit, aynı zamanda yaratma çalışmasındaki on ifadeyi tamamlayan bir ifadedir, “Ve [Tanrı] dedi” içinde yazılmamıştır, çünkü bu bir geneldir. “Ve [Tanrı] dedi” belirli bir şey. Böylece, “Ve Tanrı dedi ki,“ Işık olsun ”dedi” dünyanın yaratılışındaki ayrıntıların başlangıcıdır.

Bu, dünyanın yaratılışının ilk özelliğidir, daha önce özel olan “Ve [Tanrı] dedi” kelimesi yazılı olmadığı için. Ve yaradılış çalışmasındaki on ifadeyi içeren Bereşit ayetinin de bir ifade olmasına rağmen, “Ve [Tanrı] dedi” bir genel olduğu için onda yazılı değildir. Bu yüzden “Ve Tanrı dedi ki “ Işık olsun” dünyanın yaradılışındaki detayların başlangıcıdır.

30) “Ve [Tanrı] dedi” bir soru için ve bilmek için hazırlanmıştır. Bu böyledir çünkü “Ve [Tanrı] dedi” bir soruyu işaret eden MI Ohr (Ibranice) harflerine sahiptir. Bu üst AVI’den farklı olarak, bir soruya hazır olduğunu söyleyenin Partzuf YESHSUT’u anlamına gelir, bu Mohin’in genişletilmediklerindendir çünkü onlar bilinmeyen AVI oldukları için bir soruya hazır değillerdir.

O bunun bir salıncakta kaldırılmış bir kuvvet olduğunu söyler ve salıncak bir fısıltıdadır. Yorum: “Ve [Tanrı] dedi” Aba, Elokim İma’dır, alt AVI, YESHSUT. Mohin de Gadlut’un ortaya çıkışının, Bina’nın ELEH harflerinin ZON’un yerinden Bina’ya geri dönmesiyle, Elokim ismini tamamlamak için olduğunu zaten biliyorsunuz. “Ve [Tanrı] dedi”, ELEH harflerini ZON’un yerinden Bina’nın yerine sallamış olan bir salıncakla kaldırılan kuvveti işaret eder çünkü salıncak Aba’nın aydınlatması tarafından yapılmıştır, “Ve [Tanrı] dedi” kelimesinde ima edilmiştir. Ve Aba’nın aydınlatmasının yaptığı salıncak, o bu salıncağı gizlice, bir fısıltıda yapar. Yani, Hohma’nın aydınlatması onun dışında bilinmez fakat Hasadim’in ışığının eksikliği yüzünden ışık onun yerine gizlenir, çünkü Hohma, Hasadim’in ışığının bir kıyafeti olmadan aydınlatamaz.

Işık, düşüncenin Roş’unda, Bina’nın özünde, düşüncenin ZAT’ı değil, ”düşüncenin başı” olarak adlandırılan GAR’ında, Ein Sof’dan uzanır. Bu böyledir çünkü GAR, Hohma ışığını, Hasadim kıyafeti olmadan alabiliyor dolayısıyla orada hiçbir Hassadim olmamasına rağmen, ışık içlerinde genişliyor. Ancak ZAT, Hasadim ışığında kıyafetsiz Hohma’nın ışığını alamaz, bu nedenle Hassadim’in ışığı orada eksik olduğu için, Hohma’nın ışığı içlerinde yayılamaz.

Ve Tanrı dedi”, şimdi sarayın daha önce döllendiğiyle kutsal tohum verdiği anlamına gelir. Saray, YESHSUT adı verilen Bina’dır. Kutsal tohum ZON’dur. O, şimdiye dek, bir zamanlar “Ve [Tanrı] dedi” olan Aba’nın, ELEH harflerini salladığını ve onları İma’ya iade ettiğini, MI ve Elokim’in harflerinin onda tamamlandığını, İma’nın, sarayın döllendiği ile ELEH harflerine yapışık olan ZON’u doğurduğunu söyler.

Bu böyledir çünkü ELEH harfleri Roş’tan Bina’nın ayrılışı sırasında ZON derecesine düştüğünden, ZON ile bir derece oldular. Öyle, çünkü kural budur, alt olana düşen üstteki, alttaki gibi olur. Aynı şekilde, üsttekine yükselen alttaki, üstteki gibi olur.Bu nedenle, Aba’nın aydınlatması ELEH harflerini Bina’nın yerine salladığında, – onlara bir derece olarak eklenmiş olan ZON onlarla birlikte yükseldi ve ZON, Bina’ya da bağlandı. Bina’nın ZON ile döllendirildiği düşünülür, çünkü ZON ona yapışır ve kutsal bir tohum haline gelir, çünkü ona bağlı olduklarında Bina’nın kendisi gibi Aba’dan kutsallık Mohin’i alırlar. Annesinin yediğini yiyen fetüsün anlamı budur.

Bina bir fısıltıda ZON’u doğurdu ve doğmuş olan dışarıda duyuldu.

Bu kafa karıştırıcı gözüküyor, çünkü onun doğurması doğmuş olanla aynı husustur. Ve eğer o fısıltıda doğum yaptıysa o zaman yeni doğan dışarıdan duyulmadı.

Oysa burada iki doğum var: 1) Mohin’in ZON için onlar hala Bina’dayken doğması. 2) ZON’un onları Bina’nın yerinden çıkarıp kendi derecelerine getirmek için doğumu.

Nitekim, Bina AA’nın Roş’una döndüğü zaman ELEH harflerinin Bina’nın yerine sallanmasıyla yapılan Mohin’in doğuşu bir fısıltı içinde aydınlatma olarak kabul edilir, Hasadim eksikliği için dışa doğru genişleme olmaksızın. Ve onun fısıltıda doğurduğunu söylemesi, Mohin’in doğumu ile ilgilidir, ancak ZON’un kendilerinin doğumu ve onların Bina’nın yerinden kendi yerlerine çıkışı ZON’un Masah’ında Hasadim’de Hohma ışığı kıyafetlenmek için Hasadim seviyesini ortaya çıkaran Bina’nın Zivug’u tarafından yapılmıştı. O sırada ZON’u doğur ve onları kendi yerlerine indirir. Ve şimdi, ki Hohma Hasadim’de kıyafetlenmiştir, Mohin dışarıdan duyulur yani genişlemeleri vardır.

ZON’u doğuran, onu bir fısıltıda doğurdu; hiç duyulmadı. Bu, onlar Bina içindeyken ZON için Mohin’in doğumu ile ilgilidir, çünkü o zaman onlar gizlidir. ZON Bina’dan ayrıldığında, dışarıda duyulan bir ses çıkar ve bu, ZON’un Masah’ındaki Hasadim seviyesinin meydana çıkarmasından sonra yapılan ZON’un Bina’dan kendi yerlerine çıkışı ile ilgilidir, Hohma’nın seviyesi Hasadim’de kıyafetlendiğinde ve alttakileri aydınlatmak için dışa doğru genişlemesi olduğunda.

ZA’in doğumunun ve Bina’dan çıkışının tüm nedeninin, Hasadim seviyesini genişletmek için ZA’in Masah’ında Zivug olduğunu, bir şekilde Hasadim’deki Hohma’nın kıyafetlemesi ve ZA’in doğuşunun bir olarak geldiğini bilmeliyiz.

31) “Işık olsun.” Dünyalarda çıkan ve yayılan her şey, “Işık olsun” ayetinde ortaya çıkar. Yani, Zivug’un çalışmasının yolları ayette açıklandığı şekliyle “ Işık olsun,” tüm derecelerin Mohin’inin yayılmasında aynı şekilde çalışır.

Yehi kelimesi [Olsun] AVI’yi ima eder, Yehi’nin Yod-Hey’i [Yod-Hey-Yod’dan oluşan]. Yod Aba’yı ima eder, Hey İma’yı yani YESHSUT olarak adlandırılan alt AVI’yi. Yehi kelimesindeki Yod-Hey harflerinden sonra, bir nokta yazarak o ilk noktaya geri getirildi, Yod, bir kez daha ilk Yod gibidir, Yehi yazıldığı gibidir, başka bir şeye bir genişleme için bir başlangıç olmaya. Bu böyledir çünkü Yehi kelimesinin sonunda yerleştirilen Yod, Yod-Hey olan AVI’den sonra Elokim’in ELEH harfleri onlardan düştüğü ve sadece onlarda MI de Elokim, Ruah’ı bırakarak ZON’un bulunduğu yere indiği için Yod’un, Avir’in seviyesi olan AVI’nin ışığına girdiği ima edilir.

Bu nedenle, AVI azaldı ve onların ışığında bir Yod aldı. Böylece, başka bir Partzuf’a Mohin’in genişlemesi için bir başlangıç yapıldı, ZON, çünkü onların azalmaları nedeniyle, ELEH harfleri ZON’a alçaldı. Daha sonra, ELEH kelimeleri onlara döndüğünde, ZON onlarla birlikte yükselir ve onlardan Mohin alır. Böylece, Yod’un ışığa girmesi nedeniyle Avir olan Yod-Hey, ZON için Mohin’in genişlemesi için bir başlangıç yapıldı, “Işık olsun.” yazıldığı.

32) Ohr [ışık], Yehi Ohr [Işık vardı] ışığın yenilenmesi değil, AVI’nin zaten sahip olduğu ışığın bir geri dönüşüdür, AVI’nin ışığını Avir’e azaltan Yod oradan bir kez daha ayrıldığından ve ışık AVI’ye geri döndü onlar azalmadan önce içlerinde olduğu gibi.

Işık olsun”un ışığının genişlemesi, üst, gizli AVI, AA’in gizlenmesinde genişleyen ve çatlaklı bir genişlemeydi. Bu yüzden, burada gerçekten yeni bir HaVaYaH yoktur, ancak çatlamadan önce var olan bütünlük yeniden ortaya çıkmıştır.

İlk önce, AVI’nin on sefirotunu çatlattı ve kendinden tek, gizli bir nokta çıkardı. Bunun nedeni Ein Sof’un kendi Avir’i ile AVI’nin on sefirotunu çatlatmasıdır ve aynı zamanda Avir olan AVI’nin ışığında verilmiş Yod’u, o noktayı ifşa etti.

Yorum: Bu ışık Hohma de AA’in ışığı değil, Bina de AA’in ışığıdır çünkü o Roş AA’dayken, Bina da aynı zamanda Hohma olarak kabul edildi ve bir kere Hohma de AA onu Roş’tan Guf’una götürdüğünde, o GAR’sız VAK oldu, Hohma oldu.

O zaman Bina, onun çatlamış on sefirotu sayılır çünkü ışıklarının GAR’ı onun NRNHY’ından ayrıldı ve alttaki Kelim- Bina, Tifferet ve Malhut- onun derecesinden bölündü ve ZON’a alçaldı ve sadece NR ışığı ile KH’nın Kelim’i onun içinde kaldı. Bu kaplarda çatlama olarak kabul edilir ve ışıktaki Avir ki onun içindeydi. O AA’in Bina’sı Yehi’nin Yod-Hey’inde ima edilen AVI’nin içinde kıyafetlendirildi böylece AA’in AVI’ye vermek istediği her şeyi önce kendi binasında yapar ve Bina’sına ne verilirse AVI’ye verilir.

Bu nedenle, önce Masah’ı Kli Hohma’ya yükselten ve orada çiftleşen Roş AA’dayken Bina’nın sahip olduğu Kelim’in on sefirotunu çatlattı. Böylece, üç Kelim- Bina, Tifferet, and Malhut- bölündü ve Bina’dan ZON’a alçaldı ve o kendisinden tek gizli bir nokta ortaya çıkardı. Bu sayede Bina’da gizli bir nokta ortaya çıkardı, sahip olduğu ışığa giren Yod ve onun ışığı Avir’e döndü çünkü Neşama, Haya, Yehida olan GAR ondan ayrıldı ve o sadece NR’nin, Avir’in seviyesinde, kendi sırrından,VAK’ında kaldı. Bu böyledir çünkü bir sır, GAR’sız VAK Hohma ışığının Ahoraym’ı olarak kabul edilir.

Böylece, Ein Sof kendi Avir’inden bölündü çünkü ilk önce AA Masah’ta kendi Hohma’sının altında çiftleşti. Bu sayede Bina’yı; Roş’tan VAK’a, üç Kelim’e — Bina, Tifferet ve Malhut, ELEH de Elokim’e aldı – ondan bölündü ve sadece Kelim KH, MI de Elokim onun içinde kaldı. Yod’un sahip olduğu ışıktaki noktasını ifşa etti ve ışık Avir oldu. AA’in bu hareketine “bir ipek tohumu” denir. O, AA Ein Sof diye adlandırır, çünkü her yayıcı Ein Sof olarak kabul edilir, çünkü içinde sadece Ein Sof’un ışığıyla yayar.

Bu Yod Avir’den genişlediğinde, Ohr [ışık] kelimesi Avir kelimesinden kaldı. Bu böyledir çünkü sonra AA geri döndü ve ışıkların NRNHY ‘ının tam ışığının yanısıra Bina’nın derecesine geri getirilmiş üç Kelim (Bina, Tifferet ve Malhut) aracığıyla Hohma’nın altındaki Masah’ı, Malhut’un yerine indirdirdi. O zaman Yod genişledi ve Avir’inden ayrıldı, çünkü bir kere Yod gizli Avir’den ayrıldıktan sonra, Avir ışık olmaya geri döndü, yani NRNHY, Hohma’nın ışığı ile bir ışık tamamlandı. Böylece, AA Katnut’u AVI’ye vermek istediğinde, Yod’u ışığına sokar ve Avir olur. Onlara Mohin de Gadlut’u vermek istediğinde, Yod’u bir kez daha Avir’den indirir ve ışık olur.

33) AA’in ilk noktası olan Yod bulunduğunda, Yod’un ışığı onun üzerinde ulaşma ve ulaşmama formunda göründü. Nokta genişlediğinde, Avir’den kalan ışık ifşa oldu. Bir kere Bina de AA’in kendisinde Mohin de Katnut ve Gadlut’un ortaya çıkmasının yollarını açıkladıktan sonra, burada Mohin’i AVI’ye vermenin sırasını açıklıyor. Onları üç nokta olan üç Behinot’a böler: Holam, Şuruk, Hirik.

1) Holam: AA’in ilk noktası, Yod varken; Yod Avir’den ayrılmadan önce ışığı onda ulaşma ve ulaşmama formunda göründü. AA, Kelim de Bina olan harflerin üzerindeki Holam noktasında Bina’yı aydınlatıyordu. Dolayısıyla ışık Bina’ya ulaşma ve ulaşmama şeklinde ulaştı – Hasadim ile ulaşma ve Hohma ile ulaşmama şeklinde. Bunun nedeni, Hohma’nın ışığının Roş AA’da kalması ve Guf AA’ya, VAK’a çıkan Bina’ya ulaşamamasıdır.

2) Şuruk: Nokta, Yod genişlediğinde ve Avir’den çıktığında, Hohma’nın ışığı söndü ve o Yod’un Avir kelimesinden çıkmasından sonra kalan Ohr [ışık] kelimesidir. Bu başlangıçta o Roş AA’dayken Bina’da olan ve Roş’tan çıkışıyla ortadan kaybolan ışıktır. Şimdi ona döndü ve içindedir. Bu konuda burada gerçekte bir yenilik olmadığını onun zaten Bina’da olan ışık olduğunu belirterek “Ve ışık vardı” yazılıdır.

Işık ayrıldı ve gizlenmişti çünkü ayrıldığı zaman, Bina’nın Roş AA’ya dönüşüyle birlikte, Malhut’un yerindeki Masah’ta Zivug düştükten sonra onlara bağlanmış olan ZON ile birlikte üç derece ELEH’i derecesine yükseltti, Hohma ışığı ayrıldı ve ELEH harflerinde ya da onlara bir Ibur’da bağlanmış olan ZON’da Hasadim kıyafetinin eksikliği yüzünden kıyafetlendirmedi. Bunun yerine, Şuruk noktasında gizlenmişti çünkü Hohma’nın ışığı onlardan ayrılmadı fakat Kelim’lerinde kıyafetlendirilmiş olmasına rağmen Hohma’nın ışığını alamadılar, aydınlatan şeref giysisinden yoksun oldukları için. Bu nedenle ışığın gizlilikte aydınlattığı kabul edilir. Böylece, Hohma’nın her zaman Kelim’leriyle ulaştığı yerde Bina’da bir nokta kaldı, Hohma’nın her zaman gizli bir şekilde ulaştığı yerde Şuruk noktası.

3) Hirik ulaşır ve ulaşmaz. Hasadim’de ulaşır ve Hohma’da ulaşmaz. İçinde, ortaya çıktığı ilk noktanın aydınlatılmasında olduğu gibi ELEH harflerine bağlı ZON’dan Hirik noktasında yapılan Zivug aracılığıyla aydınlatır. Hirik’in bu noktası, içinden çıktığı ilk noktanın aydınlatması gibi onu aydınlatır. Bina’daki VAK seviyesini Hasadim’in ışığında, Avir’inde bir Yod noktasıyken AA’in onda aydınlattığı şekilde genişletir.

O sırada birbirlerine yapışırlar. Şuruk noktasından Hohma ışığı Hirik noktasından Hasadim ışığında kıyafetlenir ve onlar birlikte aydınlatırlar. Birbirleri ardına aydınlatırlar. Yani YESHSUT iki noktada birlikte aydınlatır, Hohma ışığında ve Hasadim ışığında ve Roş AA’den HB aldıkları ve Hirik noktasında Zivug aracılığyla HG aldıkları için YESHSUT dört renk HB HG’de tam Mohin ile tamamlanır.

34) Partzuf AVI, Roş AA’ya yükseldiğinde ve orada üç noktanın Mohin’ini aldığında, hepsi yükselir ve onunla birleşir. AVI’nin ELEH harflerine bağlı olan ZON da AVI ile birlikte yükselir ve bu Mohin’i onlardan alır. Zohar, ZON’un Kelim’indeki Tikkun Kavim’i [çizgilerin ıslahı] açıklar, çünkü ışıklara istinaden Mohin’in genişleme sırasını açıkladıktan sonra, üç ıslahta – Holam, Şuruk, Hirik – sağ, sol ve aralarında karar veren orta olan “üç çizgi” olarak adlandırılan Kelim’e istinaden Mohin’in genişlemesinin sırasını açıklamaya gelir.

İlişkilerine göre On Sefirot’un bir çok ünvanı vardır. Kelim’de ışıkların kıyafetlenmesine istinaden, on Sefirot’a KHB TM veya HGT NHYM denir. Kelim’e istinaden on Sefirot’a 22 harf adı verilir. Buna göre, beş harf KHB TM veya yedi harf HGT NHYM olmalıydı, öyleyse onlar neden 22 harftir? Bu böyledir çünkü harfler AVI’nin yedi Sefirot HGT NHYM’sinden genişler ve Mohin’lerinde üç Behinot- Holam, Şuruk, Hirik- olduğu için yedi Kelim’in üç çeşit genişlemesi onlardan genişler. Yedi Kelim, Holam noktasından genişler. Bunlar sağ çizgi olarak kabul edilir. Yedi Kelim, Suruk noktasından genişler ve bunlar sol çizgi olarak kabul edilirler. Ve Yedi Kelim Hirik noktasından genişler ve bunlar orta çizgi olarak kabul edilirler. Birlikte, onlar 21 Kelim’dir.

Yine de, Hirik noktasında, ZON’un Masah’ı olan AVI’nin yedi Sefirot HGT NHYM’sine başka bir Behina var. Bu nedenle Behina’nın bir Kli olarak kabul edilmesinin yanı sıra onlar 22 Kelim’dir ve “yirmi iki harf” olarak adlandırılanlardır. Bu nedenle, 22 harf ZAT ile aynıdır, ancak Kelim’in kendilerine istinaden Sefirot “harfler” olarak adlandırılır ve içlerindeki üç çizginin ıslahından onlar dolayı 22’dir.

Partzuf AVI Roş AA’ya yükseldiğinde, herkes onunla yükselir ve birleşir. O zaman o, GAR, “ulaşma” şeklindedir ve AA olan Ein Sof’un yerinde gizidir ve her şey bir olur. Yorum: Partzuf AVI AA’ya yükseldiğinde, AA gibi Hohma’nın ışığıyla “ulaşma” olur. Bununla birlikte, ışık aşağıda yayılmaz fakat Hasadim kıyafeti eksiklğinden dolayı AA’in yerinde gizlidir. Bu Şuruk’un noktasıdır.

Üç noktanın tümü bir olur ve başlangıçta ulaşma ve ulaşmama formunda, VAK olan iki nokta -Holam, Hirik- şimdi Suruk noktasıyla birleşip bir olmaları nedeniyle GAR olmuştur. Bu nedenle, ışığın içinde olan ve onu Holam’ın noktasına, Avir’e dönüştüren nokta, şimdi Suruk’la birleşmesi nedeniyle GAR olan tam ışıktır.

ZAT’ın Işığı, AVı’nin HGT NHYM’si , Holam noktasından genişledi ve harfler Kelim olduğundan alfabenin yedi harfi bu genişlemede aydınlatır. Ayrıca, yedi Sefirot AV’nin HGT NHYM’si, Holam’ın noktasından genişledi ve ZON’un sağ çizgisinde “yedi harf” olarak adlandırılan yedi Kelim kuruldu. Onlar sağ olarak kabul edilirler çünkü Holam’ın noktası her zaman ışık olarak kabul edilir, özü Hasadim olduğundan ve herhangi bir ışık sağ olduğundan.

Kelim henüz dondurulmadı ve sulu bir madde güçlü sınırın olmadığına işaret ettiğinden hala suluydu çünkü sulu şeyler birleştiği zaman, her biri diğerinin sınırında birbirine karışır. Fakat sıvı dondurulduğunda ve katı olduğunda, sınırı güçlü olur ve korunur ve başka bir katı madde ile karşılaştığında ne olursa olsun diğerinde olduğu gibi sınırlarını geçmez. Bu nedenle Kelim henüz dondurulmadı, suluydu yani sağın sınırları olan sınırlarını koruyamadılar fakat diğer çizgilerle hala karışmışlardı.

Daha sonra karanlık çıktı ve alfabenin diğer yedi harfi onun içinde ortaya çıktı çünkü Suruk noktasından AVI’nin ZAT’ının aydınlatılmasının genişlemesi karanlığın çıkışı olarak kabul edilir, çünkü içerisindeki Hohma Hasadim’sizdir ve aydınlatmaz. Yedi Sefirot’un yedi harf olarak Holam noktasının aydınlatılmasından, ZA’in sağ çizgisine doğru genişlemesinden sonra karanlık çıktı. Bu, yedi Sefirot’un Şuruk noktasından genişlemesidir ve Kelim olan yedi diğer harf ZA’in sol çizgisi olarak karanlığın bu genişlemesinden çıkmıştır.

Daha sonra gökyüzü çıktı ve iki tarafın anlaşmazlığına son verdi. Yorum: Bir kere iki çizgi- ZA’in sağı ve solu yeni harfin her birinde – ortaya çıktı ve genişletildi, aralarında bir anlaşmazlık oluştu: her biri ZA üzerindeki hakimiyetini korumak ve diğerinin hâkimiyetini iptal etmek istedi, her biri diğerinde olmayan eşsiz bir erdeme sahip olduğu için. Sağ çizginin, tüm ışıklarda olduğu gibi bir erdemi vardır, üst AVI’da hiç bitmeyen bir Zivug’dan aydınlatarak. Sol çizgiyi, karanlığı iptal etmek istedi. Benzer şekilde, sol çizginin bir erdemi vardır çünkü sağda Hasadim’in ışığından çok daha yüksek olan Hohma’nın ışığıdır, bu nedenle sağın aydınlatmasını iptal etmek istemektedir. Harfler Rahamim’den Din’e ve Din’den Rahamim’e sarsılıyorlardı çünkü bir kere sol kazandı ve tüm harfler Din, karanlık oldu ve bir kez sağ kazandı ve hepsi Rahamim, ışık oldu. Katılaşmamışlardı ve hala nemliydiler, her biri diğerinin sınırlarına nüfuz ediyordu ve daima anlaşmazlık içindeydiler.

Anlaşmazlık, Hirik noktasının aydınlatması AVI’nin ZAT’ından genişleyene kadar devam etti. Bu genişleme “bir gökyüzü”, ELEH harflerine bağlı olan ZON’un Masah’ı aracılığıyla bir Zivug’da çıkan Hasadim ışığının seviyesi olarak adlandırılır. Bu iki taraf arasındaki anlaşmazlığıyı sona erdirdi: Gökyüzünün seviyesi sağ ve sol olmak üzere iki çizgi arasında karar verdi. Başlangıçta solu bastırarak, sağ çizgide Hasadim ışığına bağlandı ve ilave edildi ve ardından sol çizginin aydınlatmasını da genişletti, sağ çizginin içinde onu kıyafetlenerek. Böylece, ikisinin de aydınlatması sürdürüldü ve anlaşmazlık sona erdi. Bu nedenle, genişleme, sağ ve sol iki çizgi arasında karar verirdiğinden orta çizgi olarak kabul edilir.

İçinde sekiz tane harf daha çıktı ve ardından tümü 22 sayısında yapıldı: İki çizginin 14 harfi (sağ ve sol) ve “bir gökyüzü” olarak adlandırılan orta çizginin sekizi, böylece 22’dir. Bu böyledir çünkü “bir gökyüzü” olarak adlandırılan bu genişleme de, Mohin de AVI’deki yedi Sefirot’tan onlardaki Hirik’in noktasına göre genişletildi. Dolayısıyla, burada onların HGT NHYM’lerinden yedi harf vardır.

Ayrıca burada AVI’nin HGT NHYM’sine , ZA’in Aviut’una ilişkin başka bir Behina da vardır. Hirik noktası, Masah de ZA ve bu Aviut sekizinci harftir. Bu nedenle, gözyüzünde sekiz harf vardır – AVI’nın yedi ve ZON’un bir.

Sağ taraftaki yedi harf ve sol taraftaki yedi harf, gökyüzü üzerine sıçradı ve hepsi o gökyüzünde oyulmuştu. Yorum: “Gökyüzü” olarak adlandırılan orta çizginin sekiz harfinin ortaya çıkmasından önce, iki çizgideki 14 harf (sağ ve sol) var olamadı, çünkü Din’den Rahamim’e ve Rahamim’den Din’e sarsıldıkları anlaşmazlık nedeniyle, onların her ikisinin de aydınlatmasını eksiksiz koruyabilecek olan orta çizginin, gökyüzünün meydana çıkışı üzerine, iki çizgideki 14 harf – sağ ve sol – onun tarafından sürdürülmek için orta çizginin üzerine atladı ve sıçradı.

Buradan orta çizginin kendisinin üç çizgi ve 22 harfin tümünü içerdiğini sonucu çıkar. Bu nedenle, hepsinin o gökyüzünde oyulmuş olduğu yazılıdır, 22 harfin hepsi gökyüzünde kurulmuştu- kendi başına sekiz harf ve iki çizgiden- sağ ve sol- 14 harf.

Harfler suluydu. Gökyüzü donmuştu, harfler de onunla birlikte ve oyuldu ve tasvirlerinde olması gerektiği gibi tasvir edildi. Bu gerçekten böyledir çünkü donma kuvveti sol çizgiden gelir, Suruk noktasından. Bu nedenle, o gökyüzünün meydana çıkışınsan önce görünür. Yine de, harfler hala suluydu, yani güçlü bir sınırda katı olmak için yetersiz derecede donmuştu ta ki gökyüzü meydana çıkıp donana kadar ve ardından harfler de tamamen dondurulmuştu.

Sebep, o tam donmanın sadece Din, gökyüzünün sekizinci harfi olarak kabul edilen ZA’in Nukva’sında Masah’ın kuvvetine bağlı olmasıydı. Bu nedenle gökyüzünün sekiz harfi görünmediği sürece, harfler güçlü bir sınırda tam ve katı bir donma alamazdı.

Ardından odan dışarıya aydınlatmak için Tora orada oyuldu, ZA.

Kelim olan harflerin sınırları dondurulduktan sonra üç çizgisinin tümünde ve her çizgide onun harf kombinasyonlarını düzgün bir şekilde aldı, attakileri aydınlatmak için -”Tora”- olarak adlandırılan Partzuf ZA kuruldu.

35) “Işık olsun” ayeti, Yod’un Avir’den çıkışından önce onların hala VAK’da AVI oldukları zamandan beri ilk Avir’den çıkan “Yüce Tanrı” adını ima eder. Bir kez Zohar Mohin’in Katnut’tan Gadlut’a yaptığı tüm değişikliği üç noktada ve üç çizgide açıkladığında ve “Işık olsun” ayetinde nasıl ima edildiklerini, her bir değişiklikte bu Behinot’ların Gadlut’tan sonra bile nasıl formda kaldıklarını ve yazılarda “ışık” ın beş örneğinde nasıl ima edildiklerini açıklıyor.

Işık olsun” ayeti “Yüce Tanrı” adını ima eder çünkü “Işık olsun” ayeti “Yüce Tanrı” olarak adlandırılan Holam de AVI noktasından genişleyen sağ çizgi olan ZA’in Sefira Hesed’ini ima eder. VAK’ın Hesed’ine ”Tanrı” denir ve GAR’ın Hesed’ine “Yüce Tanrı” denir. Bu nedenle, o ”Tanrı” olarak adlandırılır çünkü o önceki Avir de AVI’den çıkan Hesed’dir, Yod Avir de AVI’den çıkmadan önce, Katnut zamanından. O, “yüce” olarak adlandırılır çünkü şimdi zaten Yod, Avir de AVI’den ayrıldı ve Gadlut’un ışığına geri döndü ve ZON onlardan Mohin de Gadlut’u çoktan aldı.

“Ve vardı” Elokim denilen karanlıktır. “Ve vardı”, Sefira Gevura de ZA’e, sadece sol çizgiden, Suruk noktasından genişlediğinde uygulanır. O sırada o karanlıktır, Hasadimsiz Hohma olduğu için “Adında gizli bir Tanrı” olarak adlandırılır. Sol sağda dahil edildiğinde o “ışık” olarak adlandırılır, şimdilik bu sağ ve sol Hirik seviyesi sayesinde birbirine dahil edildi, sağdaki Hesed’in ışığı soldaki Sefira Gevura’ya genişletildi ve şimdi Sefira Gevura’ya da “ışık” denir. Bu böyledir çünkü ardından El, Hesed adından Elokim adı genişler ve Elokim adı da Hesed’in ışığı olur.

Sağ sola dahil edilmişti ve sol sağda. Sağ çizgi sol çizgide Hohma ile dahil edilmişti, bu nedenle sağ “yüce Tanrı” olarak adlandırılır. Aynı şekilde, Hasadim’in eksikliğinden dolayı karanlıkta kalan sol şimdi sağın Hesed’in ışığına dahil edildi ve Sefira Gevura da ışık oldu. Bu, “Ve ışık vardı” Gevura de ZA hakkında söylendi.

36) “Ve Tanrı ışığı gördü ki o iyiydi”, ZA’daki orta direğea, ondaki Sefira Tifferet’e uygulanır, çünkü Tifferet orta çizgidir, iki ZA’in, HG’nın iki çizgisi arasında karar verir ve bu nedenle “orta direk” olarak adlandırılır.

Tifferet hakkında “Ki bu iyiydi” ayeti, onun yukarıda ve aşağıda ve tüm diğer taraflara aydınlattığını gösterir. Yukarıda aydınlattı; Hirik’in seviyesinin kuvveti vasıtasıyla AVI’nin Mohin’iyle karar verdiği anlamına gelir. Aşağıda aydınlatılan, ZA’in Sefirot’unun kendisinde sağ ve sol ile karar verdiği anlamına gelir. Diğer taraflara demek, Sefirot NHYM’a onun Haze’si ve aşağısından demektir. Tifferet de ZA, sağ ve sol, ön ve arka, üst ve alt anlamdaki tüm tarafları içeren HaVaYaH adıdır. Bu, “Ve Tanrı ışığı gördü ki o iyiydi” ifadesinin nasıl ZA’in Tifferet’ini ima ettiğini açıklar.

Ve aydınlık ve karanlık arasında Tanrı bölünmüştü”, O’nun sağ ve sol arasındaki anlaşmazlığı ayırdığını işaret eder, böylece her şey bütünlük içinde olacaktı. Yorum: ZA’in Haze’sinden ve yukarısından ışık ve karanlıktan sonra, HG birbirlerine dahil edilmişti ve Gevura’da karanlık ışık olmaya dönmüştü, Haze ve aşağısından ışık ve karanlık, Netzah ve Hod olan sağ ve solda yeni bir ayrım yaparak. Işık Sefira Netzah’tır, karanlık Sefira Hod’dur.

37) “Ve Tanrı ışığı ‘gün’ olarak çağırdı.” “Çağırdı”, ortada duran tam ışıktan, dünyanın temeli olan ve dünyanın üzerinde durduğu ve ruhların ve tüm dünyaların doğduğu, sağ taraftan bir gün olan Tifferet’ten bir ışık ortaya çıkarmak için çağırdığı ve davet ettiği anlamına gelir. “Çağırdı” Tifferet de ZA’den Sefira Yesod de ZA çıkarmak için bir hazırlığı ima eder. Tiferet’in “Ve Tanrı ışığı çağırdı”’sı ondan Sefira Yesod’u çıkarmak için ”gün” olarak adlandırılır, çünkü bu sağda Hasadim ışığındandır.

Ve karanlığı ‘Gece’ diye çağırdı.” O çağırdı ve davet etti ve karanlık olan sol taraftan bir Nukva çıkardı. O beyazdır ve geceyi yönetir. Bu yüzden onun hakimiyetinin niteliği için “gece” olarak adlandırılır. O ADNI ve “Tüm yeryüzünün efendisi” adıdır. Nukva tüm bu adlarla çağırılır. “Ve karanlığı ‘Gece’ diye çağırdı”, ADNI, Sefira Malhut, Nukva için gece niteliği ve sol çizgiden, karanlıktan çıkarmayı davet ederek. Bu yüzden, yaradılış çalışmasının ilk gününün ayetlerinde yedi Sefirot HGTNHYM’un nasıl ima edildiği açıklanmıştır. Aşağıda Yesod ve Malhut’un çıkma sırasını açıklayacaktır.

Yaratılışın yedi günü ZA ve Nukva’dır. Altı gün Sefirot HGT NHY de ZA – ilk gün Hesed; ikinci gün Gevura vb. şeklindedir. Yedinci gün Malhut’tur. Bununla birlikte, Sefirotlar birbirine dahil olduğundan, yedi Sefirot HGT NHYM’nin tümü Hesed’de ve aynı şekilde her Sefira’da bulunur. Bu yüzden Zohar bize yaratma çalışmasının ilk gününde dahil Sefirot HGT NHYM’u Hesed’de HGT NHYM olarak açıkladı.

38) Sol ile dahil edildiğinde, sağ; ortadaki o tam direğe girdi. Diğer bir deyişle, Gevura’sının da dahil olduğu Hesed de ZA onun orta çizgisine, Tifferet’ine girdi ve ZA ilk noktaya, AA’ya yükselir.

Yorum: ZA’deki çıkışın başlangıcı olarak ELEH harfleriyle AA’in Roş’una bir yükselme aracılığıyla yapıldı, onlara bağlı olduğunda ve Ima orada ona Mohin’i üç noktada verir – Holam, Suruk, Hirik. Bu nedenle, kendisinde ortaya çıkan veya Nukva’ya vermek istediği her yeni Behina [idrak] için AA’ya yükselmesi gerekir. Orada Mohin’i vermek isteyen Behina için bir kez daha alır. Bu nedenle, kendisinin Yesod de Gadlut’unu veya Nukva’sını vermek istediğinde, onlardan Mohin’i almak için AVI ile bir kez daha Roş AA’ya yükselir. Yani ilk noktaya, AA’ya yükselir.

Yesod’un çıkışı için AA’ya yükselişin sırası ile Nukva’nın çıkışı için hepsine yükselişin sırası arasındaki fark, ki Yesod için, ZA’in sağı yönetir yani Hesed ve hepsi ışıktır, diğer iki çizgi buna dahil edilir ve boyun eğdirilirken. Bu Nukva için yükselişinin tersidir: yükseliş sol tarafından yönetilir ve iki çizgi sağ ve orta sola boyun eğdirilir.

Böylece, Yesod’un çıkışı için yükselme sırasında sola dahil sağ orta direğe girer ve sol ve orta ile “ilk nokta” olarak adlandırılan AA’ya yükselir. Böylece, sağ egemen olandır ve çizgilerin gerisi ona boyun eğmiştir. O Mohin’lerdeki eş Behina’sından Mohin almak için AA’ya yükselir. Çünkü Yesod öncelikle sağ çizgiden çıkar.

Burada, AA’da, “kutsal tohum” olarak adlandırılan üç noktayı (Holam, Suruk ve Hirik) alır ve kazanır. Yani, Holam, Hirik, Suruk, Hohma’nın Mohini olarak adlandırılan ekimler aracılığıyla “kutsallık” denilen belirir ve bu yüzden üç ekim “kutsal tohum” olarak adlandırılır.

Bu böyledir çünkü üç ekim Holam, Suruk, Hirik içinde hariç, Mohin için ekilen hiçbir tohum bulunmuyor, yani dünyalarda çıkan tüm Mohin’in yalnızca üç çizginin uzandığı üç noktanın bir sırasında çıktığı anlamına geliyor. Bu nedenle, yükseliş yalnızca Holam noktasından uzanan sağ tarafından yönetilmesine rağmen, yine de üç noktadan da alınması gerekiyor.

Böylece, her şey birbirine bağlıydı, orta direkteki tüm üç noktanın, aydınlatması, Tifferet ve ruhları yaratmak için uygun olan Gadlut’un Sefira Yesod’unu, dünyanın Yesod’dunu sızdırdı. Bu yüzden tüm dünyanın Yesod’udur (temeli). Ve ZA’in sağı Sefira Hesed olan Yesod’un birincil sızdırıcısı olsa da, HG’ye göre karar veren Tifferet, kenarların arasında karar veren olan orta çizgiden değilse hala hiç bir oluşum ya da yaratma uzatılamaz. Ancak, Tifferet, Yesod’u Hesed’in karşılık gelen Behina’sından Mohin de AVI’den aldığı sağ Mohin’den çıkarır.

Bu nedenle, Yesod sağın hakimiyeti tarafından sızdırılmış (ortaya çıkarılmış) olarak kabul edilir, tüm üç çizgiyi de içermesine rağmen. Bu nedenle Yesod ”tüm” olarak adlandırılır, her şeyi edindinmiş olarak, tutku ışığının içindeki tüm üç çizginin aydınlatması için. Yani, solun sağın ışığı için tutkusu, Yesod karar verir sağda solu tamamlar ve onları birbirine karıştırır. Başka bir deyişle, sağ, Hasadimsiz Hohma Hasadim alır ve tamamlanmış olur ve sağ, Hasadim soldan Hohma alır ve tamamlanır.

Ve tüm bunlar orta çizgi tarafından yapıldığından, orta çizgi ikisini de edinir ve onları Yesod’a verir. Bu nedenle Yesod, hem Hasadim’in hem de Hohma’nın ışığı olan her şeyi elde etmek olarak kabul edilir. Bu, Yesod de ZA’in sızması için yükseliş sırasını ve Mohin’in alımını açıklar.

39) Sol, Gevura kuvvetiyle alevlendi ve her derecedeki kokuyu koklar. Ateşin alevlenmesinden “ay” olarak adlandırılan Nukva’yı sızdırır. Zohar, Nukva’nın sızıntısı için Mohin’in alımının sırasını açıklar. Sol tarafından hükmedildiğini ki ZA’nın sol çizgisinin yükseldiğini söyler ve iki çizgi içine dahil edilir ve ona boyun eğer. Orada Suruk noktasından Mohin de AVI’den karşılık gelen Behina’sından alır, Holam ve Hirik’in boyun eğdiği iki nokta olana.

Bu Mohin’de sol aşağıdan yukarı doğru aydınlatıyor olarak bilinir. Bu yüzden yukarıdan aşağıya doğru aydınlatan Hasadim’le, sağ olanla dahil edilir. Aşağıdan yukarıya doğru bu aydınlatmaya “koku” denir, çünkü bu koku sayesinde aşağıdan yukarıya doğru koklan biri tarafından alınır.

Orada, ZA’in solu Mohin’i almak için yükseldiğinde, Shuruk olarak adlandırılan Mohin’in solu, onun karşılık gelen Behina’sından aldı. Sonra Gevurot’un kuvvetiyle alevlendi çünkü yukarıdan aşağıya doğru genişlemek istediğinde, alevlenme içinde uyandı. Bu nedenle, “Kokuyu koklar” denilirdi, sadece koku şeklinde ışığı aldığından, yani sadece aşağıdan yukarıya doğru “koku” olarak adlandırılıyordu. Kokuyu tüm derecelerde kokluyordu. Hassadim’de yukarıdan aşağıya doğru aydınlatmak için de kıyafetlendirmedi ancak Hohma’yı tüm derecelerde aldı ve sadece kokunun, Gevurot’un yanan ateşinin kuvvetiyle aydınlattı.

Ateşin alevlenmesiyle ilgili olarak, Nukva’yı, ayı, solun hakimiyetinin formunda sızdırdı ve diğer iki çizgi ona boyun eğdi. Alevlenme, karanlık olarak kabul edilir, çünkü karanlıktan uzanır. Yani, yukarıda belirtilen alevlenme karanlık olmamasına rağmen, ışığı aşağıdan yukarıya doğru aldığından ve o karanlık değil ışıktır, sadece yukarıdan aşağıya alınanlar gerçek karanlık olduğu için çünkü karanlığın korkusu için yukarıdan aşağıya ışığı uzatamaz, bu da karanlık olarak kabul edilir.

Ve bu iki taraf, sağ ve sol, açıklandığı gibi bu iki dereceyi, erkek ve dişi ortaya çıkardı. Yesod, erkek, ZA’nın egemenliğinden çıkarıldı, Nukva ise ZA’in solundan.

40) Yesod orta direği kavrar ve içinde bulmuş ek ışıktan alır. Şimdi, bu erkek ve kadın arasındaki farkı açıklar çünkü YESHSUT ve AA’ya yükselen ve orada onlara dahil edilen orta direk, onlardan Hasadim ve Hohma’dan aldı. ZA’nın yalnızca örtülü Hasadim’i aldığı ki GAR de Bina gibi Hohma almanın onun doğası olmadığı bilinmektedir. AA’den aldığı Hohma’nın yalnızca ışığa onun kabulünün ölçüsüne bir fazlalık olan bir ilave olarak değerlendirildiği sonucu çıkar. Bu nedenle, almaya uygun olan içindeki Yesod’a ışığın ilavesini verdi çünkü o Haze’sinden ve aşağısındandı. Yesod, orta direğe kavradı, ZA’e, içinde olan ışığın eklenmesiyle, içinde bir ek olarak kabul edilen Hohma’nın ışığında.

ZA, hem Hohma hem de Hassadim ile tamamen tamamlandı çünkü YESHSUT ve AA’da tüm taraflara barış yaptı. Bu böyledir çünkü onun içinde Masah de Hirik üzerinde yaptıkları Zivug aracılığıyla MI, ELEH’de katıldı, Elokim adı tamamlandı ve aşağıdakinin üstte neden olduğu tüm Mohinler onlara neden olan alttakine de niceliklerinde ve niteliklerinde uygulanır. Bu nedenle o zamanlar o Mohin’i yukarıdan, AA’den, sağ çizgiden ve her taraftan, yani sağ ve sol çizgilerden, YESHSUT’tan aldı. Kendi orta çizgisinde Hasadim ve Gevurot’u edindi ve tüm dünyaların neşesi onun içindedir, yani tüm Klipot’ları yakalayan Hohma’nın aydınlanlatması anlamına gelir.

Dünyanın Yesod’u [temeli] bu sevincin eklenmesinden çıktı, çünkü Hohma’nın ışığı onun kullanmadığı bir sevinç ekidir dolayısıyla o Yesod’u sevinç ekinden sızdırdı ve ortaya çıkardı çünkü o Mohin’leri kullanmaya uygundu. O ”ekleme” olarak adlandırılır çünkü o ZA’de ”Yesod” adı verilen bir ektir, ekleme adındaki bu ekin alıcısı.

Üç BYA dünyalarında aşağıdaki tüm Mohin’ler o Yesod’dan ve kutsal adlardaki, onun tüm ev sahiplerinde bir harf olan ev sahiplerinin Efendi’sindeki erdemlilerin ruhlarından ve özlerinden çıkmıştır. O erdemlilerin tüm ruhlarının ve özlerinin çıktığıdır, ‘’ruhların tanrılarının Tanrı’sı” olarak adlandırılır.

41) Gece, tüm evrenin efendisidir, sol taraftan, o karanlığın içinden çıkan Nukva’dır. Ve bu karanlık, sadece sağ çizgiye dahil edilmeyi, ışık almayı arzu ettiği için ve gücü zayıflar yani Hasadim’in yokluğundan dolayı AA’den Hohma alamaz, gücü zayıflar ve kararır. Bu yüzden sol çizgiden genişledi ve “gece” denilen Nukva sızdırıldı (ortaya çıkarıldı). Gecenin anlamı,ZA’nın sol çizgisi, kökü gibi ışıksız karanlıktır. Nukva’nın gece niteliği, karanlık olmasının sebebi budur.

Gece soldan genişlemeye başladığında, onun inşası tamamlanmadan önce, karanlık, sol, girdi ve sağ çizgiye dahil edildi. Sağ çizgi onu aldı ve gece ondan mahrum kaldı çünkü kökü, sol çizgisi, tam da bu arada sağda kayboldu ve onu tamamlamadı. Buradan sol çizgiden onun inşası nedeniyle genişleyen Nukva’nın ışığının eksikliğinin yanında onun yapımının olumsuzluğundan genişleyen ikinci bir eksiklik daha ona eklendi- sol çizgi inşasını tamamlamayı başaramadı. Böylece Nukva’da iki eksiklik açıklığa kavuşturulmuştur 1) O gecedir, karanlıktır ve ışık değildir. 2) O eksiktir, sol onun inşasını tamamlamamıştır.

42) Solun arzusu gibi karanlık da ışığa, sağ çizgiye dahil edilmiş olacak, Nukva’nın arzusu, gece, gündüze dahil edilecek. Yani Nukva’nın sağ çizginin ışığını çok arzulayan sol çizgiden inşa edilmesi ile ilgili olarak Nukva aynı zamanda gece formundadır, ilk eksiklik anlamında gün olarak adlandırılan Yesod’un ışığını çok arzulayarak.

Karanlık, sol çizgi, Nukva’nın inşasını tamamlamayı başaramadığı için ışığını eksiltti çünkü aynı zamanda, ilk eksikliğe ek bir eksiklik olan sağ çizgiye dahil edilmişti. Bu nedenle, Nukva’nın derecesini, inşanın eksikliğiyle ve ışıksız meydana çıkardı, yani açıklandığı gibi iki eksiklikte. Bu nedenle, Nukva’nın iki ıslaha ihtiyacı vardır: 1) onu karanlığından aydınlatmak için 2) inşasını tamamlamak için.

Karanlık, sol çizgi, yalnızca sağın ışığına dahil edildiğinde aydınlatır. Öyleyse, inşa edildiği ve meydana geldiği gece. O yalnızca güne dahil edildiğinde aydınlatır, Yesod. Yani, Nukva’nın ilk ıslahı kendi köküne, ZA’in sol çizgisine eşittir. Ve sol çizginin ıslahı olarak Hasadim ışığı olan sağ çizgiye dahil edilecek, Nukva’nın ıslahı da aynı zamanda ”gün” olarak adlandırılan ZA’in Yesod’unun Hasadim ışığına dahil edilecek.

Gecenin inşasının yetersizliği, sadece Yesod’un orta direktendan aldığı ışığın eklemesi olan ekte tamamlanmıştır yani ZA için gereksiz olan orta direk, Hohma’nın aydınlatması anlamında. Bu yüzden onu Yesod’una verdi ve Yesod’daki o eklemenin ışığı, ikinci ıslah olan Nukva’nın yapısını tamamlar.

Burada eklenen ne ise, o buradan çıkarıldı. Orta direk tarafından Yesod de ZA’de eklenenler ZA’in solu inşasını tamamlamadığından ZA’in sol çizgisi Nukva’dan çıkarıldı. Bu sayede, Hasadim ışığının kıyafetine sahip olduktan sonra bile azaltılmıştı ve Hohma’nın alımına sol çizgide uygun değildi. Bu ölçü, ZA’in orta çizgisini bir ışık ilavesiyle onun Yesod’una ekledi ve Yesod tamamlanır ve eklemesinin ışığıyla eksikliği tamamlar.

43) Ayrıca, Yesod de ZA, üst bir nokta vardır, AA ve tüm taraflarına karar veren orta direk, Tifferet de ZA. Bu böyledir çünkü Yesod’da ışığın ilavesiyle aldığı, AA’den Hohma’nın aydınlatması vardır.

Onda aynı zamanda Tifferet de ZA’den aldığı Hasadim ışığı da vardır, bu yüzden Yesod’da iki harf eklendi, ayetin Vav-Yod’unda ”ve Tanrı ışığı ‘gün’ olarak adlandırdı” Sefira Yesod’un sızıntısını ima ederek, Vav’ın orta çizgiden aldığı Hasadim ışığını kastettiği yerde, Yod AA’den aldığı Hohma aydınlatmasını kastederken.

Nukva’nın, gecenin ortaya çıkmasında, bu iki harf eksiktir. “Adlandırıldı” onunla ilgili olarak yazılmıştır ve onda Vav-Yod harfleri eksiktir

Ve [Tanrı] dedi” yazılıdır, gün olan Yesod’da, Nukva’da ‘Adlandırıldı’ kelimesinden Vav-Yod’u atlayarak. Nukva’da iki eksiklik olduğundan yalnızca ‘Adlandırıldı, ‘’gece’’onunla ilgili olarak yazılıdır. 1) Hasadim ışığının eksikliği 2) yapı eksikliği.

Bir Gökyüzü Olsun

44) “Ve Tanrı,“ Suların ortasında bir gökyüzü olsun ve su ile su arasını bölsün ”dedi.” Bu, özellikle üst suyu, soldaki alt sudan ayıran ıslahtır.

Aynı zamanda bu dünyanın yaratılışının ikinci detayıdır çünkü burada sol ile bir anlaşmazlık yaşandı: Şimdiye kadar, ilk günde, bu sağdır.

Ve burada, ikinci günde, solun egemenliğidir. Bu nedenle, ikinci gün o tarafla sağ taraf arasında büyük bir anlaşmazlık patlak verdi. Sol, sağın tüm egemenliğini feshetmek istedi ve sağ, solun tüm egemenliğini iptal etmek istedi.

Sağ, Hesed, ilk gün, her şeyin bütünlüğüdür. Bu sebeple ilk gün her şey sağda yazılır. Tüm yedi gün, HGT NHYM, ondan ortaya çıktı ve bütün bütünlük sağa bağlı olduğu için içinde ima edildi çünkü bütün Sefirotlar bütünlüklerini ilk Sefira’dan, Hesed’den alırlar ve yaradılış çalışmasının ilk gününde. Bu nedenle, tüm Sefirot ilk gün ortaya çıktı ve içindeki yazılarda ima edildi.

Solun egemenliği uyandığında, onunla sağ arasındaki anlaşmazlık uyandı. Öfke ateşi anlaşmazlıkta yoğunlaştı ve cehennem ortaya çıktı ve bu anlaşmazlıktan yaratıldı. Cehennem uyandı ve soldan yaratıldı ve sola yapıştı çünkü yaratılış çalışmasının ilk gününde, Hesed’in yayılması seviyesindeinde, ZA’in sağ çizgisi, başlangıçta Katnut’ta yayıldı. “Olsun” kelimesinin ima ettiği budur ki Yod-Hey AVI’dir ve son Yod, Yod’un Avir olmaya alçaltılan AVI’nın ışığa girişini ima eder, bu sırada ZA’nın Ruah seviyesindeinde VAK’da yayıldığını gösterir.

Daha sonra, “Işık vardı” kelimesinde, sağ çizginin Gadlut’u ortaya çıktı. Burada ikinci günün, Gevura’nın ve ZA’nın sol çizgisinin ortaya çıkmasında da aynı şekilde. İlk önce AVI’yi, ZA’i Ruah seviyesinde yaymak için kendileri tarafından alçaltıldığında, “Bir gökyüzü olsun” olan kendi ışıklarına bir Yod eklediklerinde ”Olsun” olan Katnut yayıldı. Ardından sol çizginin Gadlut’u, GAR çıktı. “Ve Tanrı gökyüzünü yarattı”yazıldığı gibi.

Burada, Katnut’un meydana çıkarması üzerine “Bir gökyüzü olsun” un azalmasında, AVI, Malhut’larını Zivug’un yerine, Hohma’larının altındaki yere, Bina’nın yerine yükselttiğinde; Bina ve TM’yi derecelerinin dışındaki ZON’un yerine indirdi ve GAR’sız VAK’da Ruah seviyesinde kaldı, cehennemin yaratılışı bu azalmadan dolayı ortaya çıktı. Yani, kötüleri cezalandırmak için Din’in kuvvetleri yaratıldı. Bu böyledir çünkü Bina’nın yerine Malhut’un iki çeşit yükselişi vardır.

1) Kusursuz olmayan bir yükseliş, ancak daha düşük olan için Mohin’i meydana çıkarmak. O zaman üç Sefirot Bina ve TM, altarındaki Keduşa derecesine inerler ve GAR’ın ışığı Holam noktasında onların üstlerine gider.

2) Bir kusur nedeniyle düşüş, aşağıdakilerin günahları sayesinde.

O zaman Malhut GAR’ın ışığını bunu kullanmaya layık olmayan aşağıdakilerden gizlemek için Bina’ya iner. O zaman, üç Kelim, Bina ve TM, Keduşa’da altlarındaki dereceye inmezler, fakat o Kelim’lerin kendi Partzufim’lerinin inşası için soydukları ve aracılığıyla sabotaj gücü kazandıkları ve kötüleri cezalandırdıkları olan Din’in kuvvetlerine inerler.

İlk günün Gadlut’unun meydana çıkarılmasından sonra, sağ çizgi, sol çizgi tüm Gadlut’unda mutlaka onunla tamamlandı. Sol çizginin Suruk, Hohma noktasından uzandığı, bu nedenle solun onun Hohma ışığını kontrol etmek ve sağ çizgideki Hasadim’in ışığını iptal etmek istediği ve aralarındaki anlaşmazlığın yapıldığı bilinir.

Ve bu anlaşmazlık yüzünden, öfke ateşi ortaya çıktı, yani Suruk’un egemenliğinin karanlığı, Hasadim’in yokluğundan dolayı genişledi ta ki en sonunda Malhut, Katnut döneminde olduğu gibi Bina’nın yerine yükselmek için geri dönene kadar, GAR’ın ışığı tamamen ayrıldığında ve üç Kelim, Bina ve TM, Din’in kuvvetlerine düştüğünde çünkü Malhut’un yükselişi bir kusurdan kaynaklanıyordu. Cehennem onların kıvılcımlarından yaratıldı ve sola yapıştı yani solun gücünü geliştirmek isteyen herkes sola bağlı olan cehennem Din’ine düşecekti.

Sağ, her şeyin bütünlüğüdür çünkü tüm Sefirotlar varlıklarını ondan alırlar. Bu nedenle, sağda, ilk gün, Katnut ve Gadlut’un “Işık olsun” ve “Ve ışık vardı” hususundaki tüm ıslahları yazılıdır. Bu böyledir çünkü tüm Sefirot’ların bütünlüğü buna bağlıdır yani sağ çizgi tamamlandığında hepsi tamamlanır.

Sol çizgi de bütünlüğünü ondan alır ve egemenliğinde uyandı. Sol, onun egemenliğinde uyanıp bütünlüğünü hissettiğinde, derhal sağ çizgiyle bir anlaşmazlığa karıştı, sağın ışığını iptal etmek ve sadece kendi ışığını yönettirmek istedi. Öfke ateşi, bu anlaşmazlıktan uzadı yani Malhut’un Bina’nın yerine geri yükselişine neden olan Şuruk’un karanlığı anlamında. Ve sonra, ayaklandığında, Bina’nın Kelim’ini ve TM’yi cehennem denilen Din kuvvetlerine düşürdü ve cehennem uyandı, soldan yaratıldı ve sola yapıştı. Yani, solu geliştirmek isteyen herkes sola bağlı olan Cehenneme düşer.

45) Musa, bilgeliği ile ona baktı ve yaradılışın çalışmasına baktı. Yaratılışın çalışmasında sol ve sağ arasında bir anlaşmazlık vardı. Sol tarafından uyandırılan bu anlaşmazlıkta, Cehennem yaratıldı ve sola bağlandı. Orta direk, Tifferet, aralarına geldi ve iki tarafın anlaşmasını sağlayarak anlaşmazlığı ortadan kaldırdı. Ardından cehennem soldan geri çekildi ve alçaldı, sol sağa dahil edildi ve her şey barıştı.

Bu böyledir çünkü orta çizgide ortaya çıkan Hasadim seviyesi, Tifferet, sol çizgiyi Hasadim’i ile bastırarak sağ ve sol arasına girdi anlaşmazlığı kaldırarak ve böylece o sağda kıyafetlenebilecekti. O sırada, Cehennem soldan düşüp geri çekildi, yani Bina Kelim’i ve ZON oradan ayrıldı ve derecelerine geri döndü. Bu, Cehennemin o Kelim’lerden düşüp geri çekilişi olarak kabul edilir.

Ardından sol döndü ve GAR’ını edindi. Yani bir kere Şuruk noktasında Hohma’nın ışığı, sol çizgi, Hasadim’de giyindiğinde ve sağ çizgide yer aldığında, GAR’da aydınlatmasında tamamlandı. Bu nedenle buradan orta çizginin onları birbirlerinde kıyafetlendirdikten sonra iki çizginin aydınlatmasını tutmaya karar verdiği ve onların anlaşmasını sağladığı sonucu çıkar çünkü orta çizgi her ikisinin de aydınlatmasını tuttu ancak onların aydınlatmalarını ayırdı böylece sağ yukarıdan aşağıya aydınlatabilecekti ve sol ise aşağıdan yukarıya. Böylece barış yapıldı.

46) Aynı şekilde, Korah ve Harun arasındaki anlaşmazlıktı- sol sağa itiraz etti. Öyle, çünkü ruhların ağacında, Harun bir rahip olduğu için sağ çizgi, Hasadim ve Korah bir Yahudi olduğu için, sol ve Gevura olarak kabul edilir. Ve Korah papazlığa itiraz ettiği için, ikinci günün yaradılışın çalışmasının başlangıcında yer alan sol ve sağ arasındaki anlaşmazlığa benzer.

Musa yaratılışın çalışmasına baktı ve ”Sağ ve sol arasındaki anlaşmazlığı gidermeliyim.” dedi. Öyle, çünkü Harun ve Korah olarak HG’dır, ruhların sağ ve solu, Musa ruhların Tiferet’i, orta çizgidir. Bu nedenle, Musa yaradılışın çalışmasına baktığında ve orada orta çizginin sol ve sağ arasındaki anlaşmazlığı nasıl çözdüğünü görünce, kendisinin de sağ ve sol arasındaki anlaşmazlığı ruhların ağacından kaldırması gerektiğini söyledi, ruhların Tiferet’i olduğu için. Musa onları uzlaştırmaya çabaladı, ama sol isteksizdi ve Korah Gevura’sı [kudreti] ile Aaron’u yendi.

47) Musa, “Elbette, solun anlaşmazlığı hüküm sürdüğü zaman, Cehennem yarılmalı, yaratılışın çalışmasında olduğu gibi, Korah yukarıda Keduşa’nın ıslahına tutunmak istemediğinde ve yukarının solu gibi, sağ çizgide dahil olmalı. Kesindir ki o, Cehennem meydana geldiğinde ve sola yapıştığında yaradılış çalışmasının başlangıcında olduğu gibi sol çizginin anlaşmazlığı sırasında, öfkesinin gücüyle aşağı inecektir. Yani Musa, Korah’ın anlaşmazlığının gücüyle, Korah’ın cehenneme ineceğini ve ona yapışacağını biliyordu.

48) Bu yüzden, Korah anlaşmazlığın Musa tarafından çözülmesini istemedi, çünkü anlaşmazlık cennet adına değildi, yani “cennet” olarak adlandırılan ZA ve “cennetin adı” olarak adlandırılan onun Nukvası anlamında. Musa’nın kararını kabul etmemesinin nedeninin bu olduğunu söyler çünkü anlaşmazlığı ZA’nın Nukva ile birleşmesini hedeflemiyordu, ne de İlahi olan üst zaferden korktu. O yaradılışın çalışmasını reddetti. Yani, yaradılış çalışmasında ortaya çıkan orta çizginin kararının ıslahını reddetti, çünkü yalnızca solun egemenliğini istedi. Musa, onun yaradılışın çalışmasını reddettiğini gördüğünde ki o Keduşa’dan kovulmuştu, o zaman “Ve Musa çok kızgındı” yazılıdır.

49) “Musa çok kızgındı” çünkü Korah ve topluluğu bu anlaşmazlığa karar vermesine izin vermeyerek onu reddetmişti. “Ve Musa çok kızgındı” yazılıdır, yaradılış çalışması reddedildiğinden, yaradılışın çalışmasında kurulmuş olan ZA’in sağı ve solu üzerinde orta çizginin üst kararını zedeleyerek yaradılışın çalışması inkâr edildiği için. Bu “Çok” yazıyor olmasıyla ilgili bir şeydir. Korah her şeyi reddetti, hem ZA’de yukarıda ve ruhlarda aşağıda, “Efendimize karşı savaştıklarında”, ZA yazıldığı gibi. Böylece onun hatası ZA’e, yukarıya ulaştı aşağıya, Musa’ya ulaştığı gibi.Bu nedenle Korah ona yakışan şekilde cehenneme yapıştı, “Ve onlar ve onlara ait olan her şey, canlı olarak cehenneme düştü.”

50) Yukarıdakine benzer bir şekilde ortaya çıkan, yükselen ve inmeyen ve doğrudan varolan bu anlaşmazlık, Şammay ve Hillel’in anlaşmazlığıdır. Yorum: Ortadaki çizgi yukarıdaki anlaşmazlığı çözer ve her ikisini de sürdürür, onları birbirlerinde kıyafetlendirerek. Solun aşağıdan yukarıya ve sağın yukarıdan aşağı doğru aydınlattığı yerde onların aydınlatmalarını ayırır. Sadece bu şekilde ikisi de devam ettirilir, başka türlü değil.

Yukarıdaki gibi kurulan anlaşmazlık ki, o yükselir ve alçalmaz, ki solun aydınlatması aşağıdan yukarıya aydınlatacak yukarıdan aşağıya değil. Ardından solun aydınlatması sağın aydınlatmasını iptal etmeyecek şekilde doğrudan bir şekilde var olur ve her ikisi de aydınlatacaktır.

Bu Şammay ve Hillel’in anlaşmazlığıdır. Şammay yukarının solu idi, öğrendiğimiz gibi o tüm günlerinde Şabat yemeğinin şerefine yiyordu ki iş günleri yiyebilecek ve iş günlerinden Şabat’a kadar aşağıdan yukarıya aydınlatabilecekti. Ancak Hillel “Efendi her gün kutsanmış olsun” diyecekti, yukarıdan aşağıya uzatarak- yukarının sağ çizgisi gibi- olduğu o gün için Yaradan bölündü ve aralarına yerleşti. Yani, Sammay ve Hillel arasındaki anlaşmazlık ve farklılık, onlara Yaradan olan yukarının orta çizgiden uzandı. Solun aşağıdan yukarıya doğru ve sağın aşağıdan aşağı doğru aydınlattığı yerde, bu fark sayesinde, o ikisinin de aydınlatılmasını tutar ve onları birbirlerinde kıyafetlendirir. O zaman Yaradan, Nukva için bir Zivug’da onların her ikisinin de aydınlatmasını verir.

Bu cennetin adı için bir anlaşmazlıktır. Yani, aydınlatmaları bakımından sağdan sola aradaki fark. O ad, Nukva ile cenneti, ZA’i çiftleştirir, ikisini de sürdürmek için bu anlaşmazlığı ayırır ve böler.

Bu yüzden aydınlatmaları devam eder. Aydınlatma yolundaki bu anlaşmazlık yaradılış çalışması gibidir, yaratma çalışmasının ıslahı için orta çizgiyi yaptığı şeklinde.

Korah, yaratılış çalışmasının tüm ıslahını reddetti ve bu anlaşmazlık karar çizgisi üzerinde “cennet” olarak adlandırılan ZA üzerindeydi. Tora’da, ZA’de yapılan ıslahları reddetmek istedi. Tabii ki bu tartışma, cehennemin Din kuvvetinin Korah’a yapışmasından kaynaklanıyordu, bu yüzden Korah ona yapıştı yani cehenneme düştü.

51) Bu mesele Adam HaRishon kitabındadır. Karanlık egemenliğine uyandığında, büyük bir güçle uyandı ve içindeki cehennemi yarattı ve cehennem bu anlaşmazlıkta ona yapıştı. Gevurot’un öfkesi ve kuvveti bir kez yerleştiğinde, anlaşmazlık başka bir yolla uyandı ve bu sevginin bir anlaşmazlığıydı. Bu, onların aydınlatması yolunda bir anlaşmazlıktır çünkü sol aşağıdan yukarı ve sağ yukarıdan aşağıya doğru aydınlatır, her ikisinin de birbirlerine olan sevgileri için anlaştıkları yerlerde, sol sağın Hasadim’ini çok istediğinden ve sağ- solda Hohma’nın aydınlatması.Ve aydınlanma yollarına göre ayrıldıkları için birbirlerinde kıyafetlendiler, sağ sol tarafından tamamlandı, sol sağ tarafından tamamlandı.

52) İki tür anlaşmazlık vardı – biri başında diğeri sonunda. Bu, başlangıcı zor olan ve işkence görmüş ve sonu sükûnet olan “erdemlinin yolları” dır. Korah soldan, sağ ve sol arasındaki anlaşmazlığın başındaydı; bu öfkeyle ve Gevurot’un gücüyle olan. Yani, her biri diğerinin aydınlatmasını iptal etmek istedi ve sonuç olarak Cehennem ortaya çıktı ve cehenneme yapıştı. Sammay, sağ ve solun anlaşmazlığının sonunda, hiddet ve öfke çoktan geçtiği zaman sol olarak kabul edildi. O zaman, bir sevgi anlaşmazlığını, aydınlatmaları yolunda bir anlaşmazlığı uyandırmaya ihtiyaç vardır ki böylece onlar cennetten, karar çizgisinden birbirlerinde kıyafetlendirmek için rıza ve varoluş alırlar.

53) ‘Suyun ortasında bir gökyüzü olsun ve su ile su arasını bölsün.’

Bu, her birinin diğerinin aydınlatmasını iptal etmek için yoğunlaştı zaman ilk anlaşmazlık, öfkenin ve gücün uyanmasıdır. Yaradan, anlaşmazlığı ortadan kaldırmak istedi ve öfke ve güç soğuyana kadar Cehennemi uyandırdı. Işıkları engelleyen anlaşmazlığın kusurundan Malhut bir kez daha Bina’nın yerine yükseldi ve GAR’ı gizledi ve Bina ve TM Cehennem denilen Midat ha Din’e düştü. Böylece, anlaşmazlık çözüldü çünkü Malhut’un yükselişiyle birlikte solun egemenliği Katnut’a döndüğü için iptal edildi.

Sonra şöyle yazılıdır: “Tanrı gökyüzünü yaptı ve gökyüzü altındaki su ile üstündeki su arasını böldü.” Bu bölünme sevgi ve muhabbet ve dünyanın hükmünün bir anlaşmazlığıdır, aydınlatma yolunda bir anlaşmazlık. Sevginin anlaşmazlığı Sammay ve Hillel arasındaki anlaşmazlıktır.

Ayette yer alan bölünme, “Ve Tanrı gökyüzünü yaptı” anlaşmazlığının sonudur. Bununla birlikte Korah, anlaşmazlığın başlangıcı olan “Suyun ortasında bir gökyüzü olsun” ayetinde bir bölüm olan öfke anlaşmazlığındaydı. Ancak anlaşmazlığın sonu olan Sammay ve Hillel’in anlaşmazlığı, sevginin anlaşmazlığıdır ve cennet adınadır. Sözlü Tora, Nukva ‘ad’ diye adlandırılır. Yazılı Tora’ya; ZA’e girmiştir ve ”cennet”, aşkta, diye adlandırılır ve onlar ZA’den tam bir Mohin aldığından onlar tam bir Zivug’daydılar.

54) Sadece solda ayrılık vardır, sol olan ikinci gün için, “Ve su ile su arasını bölsün” yazılıdır. Korah ile ilgili olarak “İsrail’in Tanrısının seni İsrail cemaatinden ayırması senin için yeterli değil mi?” yazılıdır. Yahudilerden “O zaman Rab, Levi’nin kabilesini ayırdı,” yazılıdır. Bu nedenle yalnızca ikincide, solda ayrılık vardır.

55) Ayrılık ikincide ise, ayrılık neden Yakup’un üçüncü oğlu olan Levi’den bahsetti? Bunun yerine ayrılık, Yakup’un ikinci oğlu olan Şimon’da olmalıydı. Levi üçüncü olmasına rağmen, Yakup’un aklında, hâlâ İkinciydi, çünkü Reuben Leah’ın oğulları arasında birincisi sayılmıyordu çünkü o zamanlar Yakup onun onun Rachel olduğunu düşündü ve her zaman sadece ikincide ayrılık vardır. Daha sonra, ikincide ayırılık yapıldıktan sonra, hepsi olması gerektiği kadar düzgün ve bütündür çünkü ayrılma yoluyla, ışıklar birbirinde kıyafetlenir ve birbirleri tarafından tamamlanır.

56) Şabatın sonunda yaptığımız ayrılık, Şabat’tı yöneten Keduşa’dan iş günlerini yöneten bu güçleri ayırmaktır. Şabat’ın sonunda bir taraf cehennemden dünyaya hükmetmek için kem bir göz formunda yükselir, İsrail “Ellerimizin işini kuruyorsun” ayetini söylerken.

Açıklama: Kem göze iki taraf vardır, Sitra Ahra’nın bütün kaynağı- sağ ve sol- “Bin senin tarafına düşsün ve on bin senin sağına; o size yaklaşmayacak.” Kem gözün sağı bin rakamın ve sol on bin rakamıdır. Bir kişiyle tanışırken, solları kişinin sağının karşısında, sağları ise kişinin solunun karşısındadır, şöyle yazıldığı gibi: “Sadece gözlerinle bakacaksın ve kötülerin cezasını göreceksin.” Yani, iyi gözlerinle baktığında ve iyiyle kötüyü birbirinden ayırt ettiğinde, kötünün cezasını göreceksin.

Şabatın sonunda, Din güçleri dünyaya hükmetmeye başlar ve kem gözün sol tarafı, İsrail “Ellerimizin işini kuruyorsun” ayetini söylerken dünyada hükmetmek isteyen on bin yükselir. Bu böyledir çünkü ellerimizin işi kutsal bir antlaşmadır. Dolayısıyla İsrail, “Ve üzerimizde ellerimizin işini inşa et” deyince bütünlükteki kutsal antlaşma, kem gözün sol tarafı, onu bozmak için kutsal sözleşmeye yapışmak için uyanır. On binlik sayıya istinaden “sol” olarak adlandırılan Sitra Ahra’nın bu derecesinden çıkar ve kutsal sözleşmeyi tutuşları yüzünden İsrail’in tohumuna karışmak ve onları cezalandırmak için İsrail’e hükmetmek ister.

57) İsrail mersin ve şarapla Mitzva’nın bir eylemini yapar ve Havdalah’ın (Şabat ile iş günleri arasındaki ayrılık) ve Sitra Ahra’nın onlardan ayırdığını söyler. Öyledir çünkü Mitzvot’un eylemi ve sözleriyle, kalbin niyeti, günahlardan uzanan tüm nefret ve zararı ve O’nun iradesini gerçekleştirenlere uzanan tüm yaşamı ve iyiliği bilmek için uyanıyor. Ayrılık budur, o andan sonra zorunlu olarak Sitra Ahra’dan ayrılırlar ve Kedusa’ya yapışırlar.

Sitra Ahra İsrail’den ayrılır çünkü zararın kötü şekilde teyidinin ölçüsüne göre, kötülüğün insandan uzaklaştırılmasının ölçüsüdür. Bu taraf daha da azalarak Şeol’daki [ölülerin diyarı] yerine, Korah’ın ve onun topluluğunun yerine gelir. Başka bir deyişle, kökeninde battı ve dünyaya yayılmadı. Ancak sol taraf olduğu için, ıslahın sonuna kadar tamamen kaldırılamaz. Bu yüzden sağ tarafla ilgili “Bin senin tarafına düşsün” yazılıdır. Ancak sola gelince “Düşüş” yazmaz, daha ziyade “On bin senin sağına; size yaklaşmayacak” çünkü yalnızca yaklaşmaları önleniyor olacak fakat ıslahın sonundan önce tamamen iptal edilmiş olmayacaklardır.

Aynı şekilde, burada Sitra Ahra Şeol’daki yerine iniyor ve “Ve onlar ve onlara ait olan her şey canlı olarak Şeol’a düştü.” ayetine benzer şekilde tamamen iptal edilmiyor. Ama Korah ve onun topluluğu İsrail onlardan ayrılmadan önce cehenneme düşmedi, Musa’nın onlara söylediği gibi, “Kendinizi bu cemaatten ayırın.” Burada da Sitra Ahra, İsrail şarap ve mersin ile Avdala yapmadan ve Sitra Ahra’dan ayrılmadan önce, Şabat’ın sonunda cehenneme gitmez. Yani, Şabat’ın sonundaki Avdala’nın da Korah’ın Avdala’sına benzer olduğu açıklanmıştır.

58) Ayırma [Avdala] her zaman sadece sol çizgi olan ikincidedir çünkü Şabat’ın sonundaki ayırma için bile, sol çizgiden uzanan Sitra Ahra’yı ayırmaktır. Anlaşmazlığın başlangıcında -Gevura ve sol olan öfke anlaşmazlığa düştüğünde, o ılımlılık içinde sessizleşmeden önce ve cehennem içinde yaratılmıştı- sonra da yukarıdaki Efendilerine, Yaradan’a, orta çizgiye iftira eden tüm melekler yaratıldı.

Onlar Yaradan’ın kararına iftira ederler ve solun egemenliğine doğru eğilirler. Bu nedenle ateş onları yakar ve yanarlar. Benzer şekilde meleklerin geri kalanı, boşa harcayanlar ve rızkı olmayanlar ve ateşte yananlar, ikinci gün olan başlangıçtaki anlaşmazlığın ateşi nedeniyle ortaya çıkanların hepsi. Aynı şekilde, Korah da düştü ve cehennemde yakıldı, ateş nehrinde yanan melekler gibi. Hepsi bu şekildedir -öfke ateşinde olan anlaşmazlığın başından genişlerler.

59) “Ve Tanrı ‘Bir gökyüzü olsun,’ dedi.” Bu, onun birinden diğerine genleşme genişlettiği ki alttaki suyun üst sudan bölündüğü ve genişlediği ve üst suyun gökyüzü aracılığıyla üst sudan genişlediği ve bölündüğü anlamına gelir.

Bina’ya su denir. Bina’nın genel suyunda bulunan KHB TM, beş harf Elokimdir [Alef-Lamed-Hey-Yod-Mem]. “Bir gökyüzü olsun” demek, gökyüzünün suyun ortasına, Elokim’in Alef-Lamed harfleri altındaki beş harfinin ortasına geleceği anlamına gelir. Elokim’in iki harfi Alef- Lamed, KH üst suda, Hasadim’de gökyüzünden yukarıya yayılacaktı ve Elokim’in üç harf Hey-Yod-Mem’i ve TM alttaki suda gökyüzünden aşağı yayılacaktı.

Elokim’in gökyüzünden ve yukarıdan iki harf Alef-Lamed’i sağ kısımdır. Alef- Lamed sağda olan Hesed adını işaret eder. “Yüce Tanrı” adı genişledi ve Bina’nın sularından ayrıldı. Yani çünkü gökyüzü “yüce Tanrı” adı orada, gökyüzü ve yukarısından genişledi. El ismini tamamlamak için o, Hey-Yod-Mem üç harfinden, suyun geri kalan kısmından ayrıldı, böylece üst su ve alt su bu genişleme sayesinde birbirine karışacaktı.

Başka bir deyişle, gökyüzü ve yukarısından Alef-Lamed’ harfleri ayrıldı ve Hey-Yod-Mem harfleri gökyüzü ve aşağısından, böylece El, Hesed ismi ek bir bütünlük kazanacak. O zaman tek ad Elokim’de dahil olmak için Alef-Lamed harfleri Hey-Yod-Mem ile yeniden bağlanacak. “Yüce Tanrı” adıyla onun seslenmesi Elokim’in iki harf Alef-Lamed’i daima GAR olarak kabul edilen Bina’dan oldukları içindir, “yüce” adında ima edilmiştir. Ayı şekilde, Zohar Elokim’in üç harf Hey-Yod-Mem’ini yukarıda söylenen sebepten ötürü. “yüce” olarak adlandırır.

El [Alef-Lamed] ismi üç harf Hey-Yod-Mem’i bırakarak Elokim’den genişledi. Bu Hey-Yod-Mem, gökyüzünden aşağı genişledi ve Yod-Mem-Hey alt su oldu. Yani, Elokim’in Hey-Yod-Mem’i daha önce yüce Tanrı’da Bina’ya bağlanmıştı ve üst suydular, şimdi – su ortasında yapılan gökyüzü yoluyla – bu Hey-Yod-Mem’in itildi ve ZON derecesi gibi alttaki su oldukları yerde aşağılarındaki dereceye, ZON’a yayıldılar. O sırada Hey-Yod-Mem’in kombinasyonunu kaybettiler ve Yod-Mem-Hey kombinasyonuna döndüler. Bu, ikincide genişlettiği genişlemedir, Hey-Yod-Mem kombinasyonundan Yod-Mem-Hey kombinasyonuna.

Üst su, Hey-Yod-Mem’dir, “O deniz [İbranice: Yam (Yod-Hey-Mem)] harika ve geniştir.”yazıldığı gibi. Bu nedenle deniz üst sudur, çünkü büyük her zaman GAR olan Bina’yı işaret eder. Eğer harfler tersine çevrilirse, Yod-Mem-Hey [İbranice: Yamah (küçük deniz)] alt su olduklarını gösterir. Yod-Mem-Hey harfleri belirlendiğinde, bir kez daha gökyüzü üzerine yükselerek, “yüce Tanrı” adıyla bağlantı kurarak “O deniz harika” kombinasyonuna geri dönerek her şey sonra— El ve “o deniz”- bir bütün oldu, bir ad, Elokim. Ve bu ad, Elokim, üç noktada üç yerde genişledi – Holam, Hirik, Şuruk.

60) Üst sular erkek, alt sular dişidir. Başlangıçta, onlar ıslah edilmeden önce, üst ve alt sular beraber karıştırdılar ta ki ıslah edilene ve birbirlerinden ayrılana kadar, onlar hakkında bunlar üst sular, şunlar alt sular ve bu Elokim adı, Bina, şu ADNI adı, Malhut, bu HaVaYaH’ın ilk Hey’i, Bina ve şu HaVaYaH’ın alttaki Hey’i, Malhut ayrımını yapmak için.

Yorum: Sular, Bina’nın on Sefirot’udur. Öyledir çünkü Hohma’nın on Sefirotuna “ışıklar” ve Bina’nın on Sefirotuna “su” denir. Ayette, “Suyun ortasında bir gökyüzü olsun”, gökyüzü geldi ve suyun ortasına yerleştilirdi, Elokim, KH’nin Alef-Lamed harflerinin altına. Bunun yüzünden Elokim’in üç harfi Hey- Yod-Mem, Bina ve TM Bina’nın altındaki dereceye ZON’a düştü. Bina’nın Mem’i ZA’in Nukvası ile karıştı ve alt su Yod-Mem-Hey oldu, Yamah olarak adlandırılan ZA’in Nukvası gibi.

Başlangıçta, üst ve alt sular birbirine karıştı. Islahtan önce, üst erkek sular olan Elokim’in Hey- Yod-Mem’i, alttaki dişi sular olan ZA’in Nukvası, Yod-Mem- Hey ile karıştırılmıştır. Sonra bir kez daha ıslah geçirdiler böylece Hey-Yod- Mem harfleri bir kez daha ZA’den ayrıldı, gökyüzünden yükseldi ve Elokim’in Alef-Lamed harfleriyle bağlandı, tek bir adda, Elokim adında karıştı. Ardından üst su, Hey-Yod-Mem alt sudan, Yod-Mem-Hey’den ayrıldı ve Hey-Yod-Mem, Elokim adından olarak kararlaştırıldı ve ZA’in Nukva’sı ADNI adıyla. Ayrıca, Hey-Yod-Mem harflerinin ilk Hey, Bina’dan olduğu ve ZA’in Nukva’sının alt Hey, Malhut olduğu kararlaştırıldı.

Sonra onlar hakkında “Ve Tanrı gökyüzünü yarattı.” yazılmıştır. Bu genişleme, Elokim [Tanrı] adını aldı yani “Ve Tanrı yaptı” ayeti Hey-Yod-Mem’in genişlemesinin Alef-Lamed’e döndüğünü işaret eder ve birlikte Elokim adı ve üst su olurlar, Elokim üst su olduğundan ve ADNI adı, ZA’in Nukva’sı alt sudur.

Yaptı” ıslahı ve işin sonunu belirtir, çünkü şimdi azalma yeniden kurulmuştur, “Bir gökyüzü olsun” ayetinde oluşturulmuştur. Ayrıca, ayette, “Suyun ortasında bir gökyüzü olsun,” anlaşmazlığın başlangıcını, Bina’nın Hey-Yod-Mem harfleri ZON’a düştüğü ve alttaki su, Yod-Mem-Hey olduğu zamanı gösterir. Ve “Ve Tanrı gökyüzünü yaptı” ayeti, Hey-Yod-Mem harfleri derecelerine dönüp Bina’daki yüce Tanrı ile bağlantı kurarak Elokim olduğunda, anlaşmazlığın sonunu, ıslah zamanını anlatır.

Böylece, üst su olan Hey-Yod-Mem harfleri kararlaştırıldı ve sadece ADNI, adı Nukva alt su için kaldı. Ve yine de sular erkek, Hey-Yod-Mem olduğundan, ZA’in Nukva’sı olan dişi sular aracılığı ile tamamlandılar. Bu nedenle Bina’nın Elokim adı, dişi sulara da yayıldı ve ZON da Elokim’in aynı Mohin’ini aldı.

61) İkinci gün üst ve alt sular arasınını bölündüğü halde, “Tanrı gökyüzünü yaptı ve gökyüzü altındaki su ile üstündeki su arasını böldü.” yazılıdır, Alef-Lamed Hey-Yod-Mem olan sağ ve sol arasındaki anlaşmazlık üçüncü gün olan Tiferet’e kadar iptal edilmedi. Üçüncü gün, sağ ve sol arasındaki anlaşmazlığa üçüncü gün olan Masah de TM’de ortaya çıkan Hasadim seviyesi aracılığyla karar verdi.

O zaman iki çizgi, Alef-Lamed Hey-Yod-Mem birbirlerinde kıyafetlendir ve her ikisi de olması gerektiği gibi var oldu.

Böylece, üst suya rağmen Elokim’in Hey-Yod-Mem’i ikinci günde çoktan üst su olmaya döndü, Hey-Yod-Mem ve Alef-Lamed arasındaki anlaşmazlık hala sadece TM, alt su olan üçüncü gün aracılığyla ıslah edildi ve sadece onların Hasadim seviyesi aracılığıyla Alef-Lamed ve Hey-Yod-Mem tek bir adda birleştiler, Elokim. Bu yüzden Elokim adı alt suya genişler, TM’ye ve onlar da Elokim’in bu Mohin’lerini alırlar çünkü bir yüksekte olan için ıslah olmuş herhangi bir alttaki de üstteki için ıslah olmuş Mohin’in tüm ölçümleri ile ödüllendirilir.

Ve bu anlaşmazlıktan ötürü, o dünyanın rızkı olmasına rağmen, ikinci günde hala yazılı değildir “Ki o iyiydi” çünkü çalışma henüz tamamlanmamıştı “Suyun ortasında bir gökyüzü olsun ve su ile su arasını bölsün.” ayetinde açıklanan anlaşmazlık nedeniyle. Yani, Elokim’in Hey-Yod-Mem’i ZON’a düştü ve alt su oldu, Yod-Mem-Hey. Ve dünyanın rızkı olmuş olmasına rağmen, ZON’a düşmemiş olsalardı, ZON’un ve erdemlinin ruhlarının Mohin’inin olması düşünülemezdi, çünkü ıslah sadece üçüncü günde tamamlandı, ikinci günde “Ki o iyiydi” denilmedi, çünkü ‘ki o iyiydi’ tamamlanmamış bir ıslahta söylenemez.

Üst ve alt sular birbirine karışmıştı ve birbirlerinden ayrılana kadar dünyada döl yoktu ve üst sular ve alt sular ayrı ayrı kararlaştırılmışlardı. Sonra döl yaptılar.

62) Üst ve alt sular arasındaki bölünme ikinci günde halihazırda mevcut olmasına rağmen, Alef-Lamed, sağ ve Hey-Yod-Mem, sol arasında bir anlaşmazlık vardı. Sadece üçüncü gün herşeye karar verdi ve her şeyi eşitledi, onları tek bir adda birleştirerek, Elokim. Üçüncü gün, ZA, üst sular olan Bina’yı alt sular olan Malhut ile eşitlemek için oymasında oyulmuş olan addır, Hey-Vav-Hey.

Öyledir çünkü Hey-Vav-Hey iki harf Hey ve Vav ortadadır. İlk Hey Bina’dır, alt Hey Malhut ve ortadaki Vav ise iki tarafta tamamlamak ve aydınlatmak için gelen ZA’dir, yukarıda Bina’da ve aşağıda Malhut’ta.

Yorum: Vav Bina’nın iki tarafında Hasadim seviyesi, Alef-Lamed Hey-Yod-Mem ile karar verdiğinden, Vav’ın kendisi de bu Mohinlerle ödüllendirildi ve onlara Tiferet olan Nukva’yı verir ve ilk Hey ile eşitlenir. Bu işaret, Ürdün’ün sularının yarılmasıdır, Ürdün’ün üst suları bir hamle yükseldiğinde ve Ölü Deniz’e inmediğinde ve onlar HaVaYaH’nın ilk Hey’i, Bina’dır. Ürdün’ün alt suları, İsrail’den ve aşağıdan Ölü denize indi ve onlar HaVaYaH’nın alt Hey’idir, Malhut, Vav de HaVaYaH olan Israil ortada giderken, Ürdün’ün üst suları ve alt suları arasında. Buradan Vav de HaVaYaH olan Israil’in ilk Hey’i aldığı ve alt Hey’e verdiği sonucu çıkar.

63) Beş defa, ikinci günde “gökyüzü” yazılıdır ve sonsuza dek yaşayan, Yesod de ZA, onlarla birlikte yürür ve onlarla dünyalara öncülük eder. Yorum: Gökyüzü, Tzimtzum Bet nedeniyle her derecenin ortasında yapılan bir Sium’dur (son), çünkü Katnut sırasında, Hohma’nın altındaki dereceyi bitirir ve Bina ve TM’yi derecenin dışına çıkarır. Gadlut zamanında, o Sium’u Hohma’nın altına Malhut’un yerine geri indirir ve Bina ve TM’yi dereceye kadar geri döndürür.

Sonsuza kadar yaşayan, içinde Sium’unun, Masah’ının kuvveti olan ZA’in Yesod’u , Yesod’undaki Masah’la birlikte gider ve Hohma’nın altına yükselir, gökyüzündeki su, KH ve su ,Bina ve TM, arasını bölen dereceyi bitirerek. İçlerinde yönetir yani Gadlut zamanında bitiş Masah’ını – Yesod’u, gökyüzü- bir kez daha Malhut’un yerine indirir ve Bina ve TM’yi dereceye geri döndürür. Ardından dünyaları yönetir ve onlara Mohin’i verir.

Beş defa “Gökyüzü” yazılıdır çünkü bütünde olarak bulunan her şey, içindeki elementlerde de bulunur. Bu nedenle, ZA derecesinin ortasında bölen bir gökyüzü olduğu için, içindeki her 5 Sefirot HGT NH’nin her birinde de, her Sefira on Sefirottan oluştuğundan bir gökyüzü vardır. Bu nedenle, ZA’nın tümünde olduğu gibi, KH ile onların Bina ve TM’si arasını bölen bir gökyüzü vardır. Bu yüzden onlar beş gökyüzüdür. Ancak on Sefirot esasen beştir, KHB TM. ZON’da HGT NH olarak adlandırılan.

Onları hepsi birbirine dahil edildi ve eğer orta çizginin bu anlaşmazlığı çözülmeseydi, birbirine karışmayacaklardı ya da birbirlerinde kurulmayacaklardı. Yorum: ZA’in her Sefira’sında özel bir gökyüzü olmasına rağmen, tüm beş gökyüzü birbirine dahil edilmiştir, çünkü Mohin’in orta çizgi aracılığıyla olandan başka bütünlüğü yoktur, sağ çizgide Hohma eksik olduğu ve Hohma olan sol çizgide Hasadim eksik olduğu için. Bu nedenle o karanlıktır çünkü Hohma da Hasadim’siz aydınlatamaz. Daha ziyade sadece orta çizgi aracılığıyla çizgiler birbirine dahil edilmişlerdi ve birbirlerinin aydınlatmalarıyla tamamlanmışlardı.

Bu şekilde, ZA’in beş Sefirot’u ve içlerindeki beş gökyüzü birbirine karıştı, orta çizgi olan Tiferet HG’yi onunla birleştirdiği için ve bu ölçüde Yesod’u verdi. Ve o iki çizgi NH’yi birleştirdi, yalnızca orta çizgideki birleşmeleri nedeniyle aydınlatacakları şekilde.

Beş gökyüzü 500 yıl olan hayat ağacı, ZA dünyada meyve ve döl vermek için onlara yapışır. Hayat ağacı, ZA 500 yıl ayrıdır ve bu ZA’in Bina’dan miras aldığı beş gökyüzüdür. Bina’nın Sefirot’u yüzlerce bu nedenle beş gökyüzü 500 yıl olarak kabul edilir. ZA’in aldığı bu beş gökyüzü aracılığıyla Bina’daki kararı nedeniyle, dünyaya meyve ve döl verir- Mohin ve ruhlar- ve yaradılışın (Bereşit) tüm suları yani AA olan, yaradılıştan dökülen ve genişleyen her türlü Mohinler onun sayesinde onun altında bölünürler.

Yorum: ZA’nın kendisi, Mohin’i Bina’dan yalnızca içindeki her bir dereceyi ikiye ayıran ve bölen beş gökyüzünde aldığından- üst sular ve alt sular- ZA dünyaya Mohin ve ruhları verdiğinde, onlar da üst sular ve alt sular arasını bölen gökyüzünde ayırdı ve altında bölündükleri ve onları bölen ZA gibi.

Kral Davut, Nukva, her şeyi ZA’dan alıyor ve daha sonra her şeyi alt dünyalara, BYA’ya dağıtıyor. ZA’in Nukvası, her şeyi ZA’den alır hem üst sulardan hem de alt sulardan. Üst suları kendine alır ve “Ve bütün insanlar arasında dağıttı, tüm kalabalık arasında bile,” “Onu onlara ver, onlar onu toplayacaklar,” ve “Hala gece iken o yükselir ve hanesine av veriyor” sözlerinde ima edilen BYA’daki alt sulara dağıtır.

64) Anlaşmazlık soldan dolayı uyandığında, bir ateş pusu çoğaldı ve yoğunlaştı. Karanlık ve ateş ortaya çıkar ve sağ ve sol olmak üzere iki çizginin anlaşmazlığında çoğalır. Ruhlar pustan doğmuşlardır ve nemsiz kalarak derhal pıhtılaşmışlardır. Yorum: Hasadim’e “su” denir. Ruhlar solun Hasadim olan sağ üstündeki anlaşmazlığı nedeniyle ortaya çıkan pustan doğduğundan dolayısıyla ruhlar, Hasadim’in hiçbir nemi olmadan, tamamen kurulukta doğmuşlardır.

Bu ruhlar erkek ve dişiydi ve çeşitli kötü zarar vericiler doğdu ve onlardan çıktı. İşte bu tüm güçlü ruhlardaki Tuma’a (saf olmama) ait ruhun yoğunlaşmasıdır, ve onlar sünnetin Klipa’larıdır, çünkü çıkan ve pustan doğan ilk dişi ve erkek o kadar kötü değildi ve Keduşa’ya yakın oldukları için Tuma’a içlerinde hala çok belirgin değildi. Aksine, Tuma’nın ruhu zaten bu ruhlarda büyümüş ve zarar verenler bu dişi ve erkeklere doğmuşlardır.

Bu ruhlar Tuma’ada azılı zarar verenlerde büyüdü – bunlardan biri “engerek”, diğeri de “yılan”dır – ve bu iki tür bir oldu. Engerek 70 yıla, yılan ise sadece yedi yıla doğurur. Fakat bir araya geldiklerinde her şey yılanın yedi yılına geri döner. O sırada, engerek de, yılan gibi yedi yıl doğurur ve onlar bir tür haline gelirler.

Böylece, Tuma’a Keduşa’dan bir kerede çıkmaz, ancak derecelerle bir manada ardışık şekilde. Onlar üç dereceye karşılık gelirler, ZA, Yesod ve Malhut de Keduşa, ilk erkek ve dişi Keduşa’nın sisinden çıktığından, içlerinde henüz hiçbir Tuma’a rastlanmadı ve onlar Keduşa’nın ZA’inin zıttıydılar.

Ancak engerek ve yılan olan bu erkek ve dişilerin dölleri tamamen zarar-verenlerdir. Engerek, Yesod de ZA’e karşılık gelir, bir erkek.

Onun yedi Sefirot’u onlarcadır bu nedenle Yesod’da bulunan yedi Sefirot’a karşılık gelen 70 yıla doğurur. Yılan yedi Sefirot’un birimler halinde olduğu Malhut’a karşılık gelir bu yüzden yedi yıla doğurur, Malhut’ta bulunan 7 Sefirot’un karşısında çünkü Nukva’nın Sefirot’u birimlerdir, ZA’in Nukva’sının Sefirot’u onlar ve Bina’nın Nukva’sının Sefirot’u yüzlerdir. Sounda, engerek yılanın derecesine kadar indi çünkü Klipot’ta, Nukva erkeğin üstesinden gelir. Böylece engerek yedi yıl sayısına geri döndü, Malhut’un yedi Sefirot’unun karşısında.

65) Böylece, Cehennem yedi adla çağırılır ve kötü eğilim de yedi adla çağrılır, çünkü yedi ad Malhut’a işaret eder. Ve Klipot’un Malhut’u hüküm sürdüğü ve her şey yılanın yedi yılına geri döndüğü için, Cehennem de yedi ada geri döndü, tıpkı kötü eğilimin yaptığı gibi, onların tümü üzerinde hüküm sürdüğünden Malhut’un yedi Sefirot’una tekabul ederek.

Tuma’a buradan dünyaya birçok derece yayıldı ve tüm hepsi iyi ve kötü olan soldandır. Bu, dünyanın yerleşimidir, çünkü engerek yılanın derecesine kadar inmiştir, dünyada Tuma’nın dereceleri yükselmiştir çünkü gerçekte, Malhut’un karşısında yalnızca üzerinde Tzimtzum’un bulunduğu bir Klipa olabilir ve ilk dokuzdan olan, Yesod de ZA üzerinde değil. Malhut’un karşısındaki Klipa’ya bir “yılan” denir. Ancak, Tzimtzum Bet yüzünden, Malhut Bina’nın yerine yükseldiğinde, Klipot için Yesod de ZA’in karşısında da bir tutuş yapılmıştı.

Böylece, engerek ve yılan bir araya geldiler ve engerek yılanın yedi yılına geri döndü. Yılan’ın Tuma’ası da onun köklerinden olan engerek üzerindeydi, Yesod de ZA’in karşısında, Klipot’ta tutuş olmayana karşı. Ancak, şimdi Tuma’a da engerek üzerindeydi.

Bununla birlikte, hepsi soldan, iyi ve kötüdür yani sol, iyi ve kötü olan Malhut’tan. Yani, Yesod de ZA’nın karşısında çoğalmış Tuma Yesod’dan değil, sadece Malhut’un Bina’ya yükselişiyle karışan Malhut’tan ve Malhut’taki Dinim’den Bina’nın yarısına ve altındaki ZA’e kadar genişledi. Bu dünyanın yerleşimidir. Yani, Malhut’un Bina’ya yükselişiyle yapılan ZA’in Malhut’unun Dinim’inin genişlemesi, dünyanın yerleşimin ıslahı için olmasaydı çünkü Malhut’un yükselişi için olmazdı, ZON için hiç bir Mohin alınamayacaktı ve dünya insanların yaşaması için uygun olmayacaktı.

Bu, 18 harfte oyulmuş ve iyi niyet, cömertlik, lütuf ve dünyanın yerleşim yağmurlar üzerine atanan kutsal ismin anlamıdır.

Yorum: Alt Hey olmadan HaVaYaH’nın Yod-Hey-Vav’ı altı kombinasyon içerir: Yod-Hey-Vav, Hey-Yod-Vav, Vav-Yod-Hey, Vav-Hey-Yod, Hey-Vav-Yod ve Yod-Vav-Hey, harfleri18 adet olan. Bu ad Malhut’un yükselişini gösterir, alt Hey’in, İlk Hey’e, Bina’ya ve o kaybolur. HaVaYaH ismi orada kalır fakat Yod-Hey-Vav üç harfinde, alt Hey olmadan. Kombinasyonda, “18 harf adı” olarak adlandırılır ve Malhut’un Bina’ya yükselişi için olmasaydı, insanları hiçbir şekilde dünyaya yerleştirmek mümkün olmazdı, söylenildiği gibi 18 harf adı iyi niyet, cömertlik, lütuf ve dünyanın yerleşim yağmurları üzerine atanan.

Sular Toplansın

66) “Ve Tanrı, ‘Cennetin altındaki sular bir yerde toplansın’ dedi.” “Toplanmak”, “su” olarak adlandırılan Mohin, düz oldukları ve sağa ya da sola yönlendirmeyecekleri kesin bir çizgide yayılacak demektir.

Mohin’in AA olan ilk noktadan meydana çıkarılması için, her şey gizlilikte çıkar. Birincisi, ışık AA’da gizlidir, çünkü Malhut’unu Hohma’sının altına yükseltir ve Bina’yı, Holam’ın noktası olan Roş derecesinin dışına alır, ta ki ışık ulaşana ve üst saraydan içeriye toplanana kadar. “Ulaşır”, Şuruk noktasından dolayı Hohma’da anlamına gelir. “Toplanır”, Hohma toplanır ve Hirik noktası aracılığıyla üst saraydan içeriye, AA yüzünden ikinci saray olan YESHSUT’a Hasadim ışığının içerisinde kıyafetlenir, anlamına gelir.

YESHSUT’tan bolluk, ZA’in içine sağ ve soldan oluşan düz bir çizgide çıkar ta ki her şeyi erkek ve dişide toplayan yere ulaşıncaya kadar. Sonsuza dek yaşayan budur, Malhut, dişi ile birleşen Yesod de ZA.

Böylece o dişi ve erkekten oluşur.

Açıklama: Yaratılışın yedi günü HGT NHYM, her bir günde yedi Sefirot HGT NHYM olacak şekilde her birinin tüm yedi zamandan oluşturduğu HGT NHYM’dir. Bu nedenle, her gün arasında büyük bir fark vardır, çünkü Hesed ve sağ çizgi olan ilk günde, tüm yedi Sefirot ve bunlardaki tüm ayrıntılardan oluşmasına rağmen, hâlâ içindeki Hesed’in tüm ışığıdır. Bu bakımdan, onlar Zohar’ın ilk gün açıklamalarıdır.

Aynı şekilde, ikinci gün, Gevura ve sol çizgi, yedi Sefirot HGT NHYM’nin hepsinden ve bunların içindeki tüm ayrıntılardan oluşmasına rağmen, hepsi hala içinde Gevura’da ve solun sağ ile anlaşmazlığı içindedir. Hepsi Zohar’ın ikinci gün açıklamalarıdır.

Benzer şekilde, Tifferet ve içlerindeki tüm ayrıntıların yanı sıra tüm yedi Sefirot HGT NHYM’nin hepsi içinde olmasına rağmen, içinde sağ ve sol iki çizgiyi belirleyen ve birleştiren orta çizgi olan üçüncü günde, onlar yalnızca sağ ve solun birleşmesinde de içindedirler.

Bu nedenle, “Suların toplansın…” denilmişti yani düz oldukları bir şekilde kesin bir çizgiyle genişleyeceklerdi ki iki çizgiyi birleştirsin ve sağa ya da sola sapmasın. Ve YESHSUT’tan, ZA’in RTS [Roş, Toh, Sof] ‘unun sağını ve solunu birleştirmek için, derecelerin kalanıyla birleşmesinde ortaya çıkar, ta ki her şeyi dişi ve erkekte toplayan bir yere ulaşıncaya kadar.

Yorum: Sağ ve solun birleşmesi, yalnızca birinin tamamen sağ, diğeri ise kadın ve erkek olan tamamen sol olduğu yerde iki Partzufim’e ayrıldıktan sonra tamamlanır. Erkek, Yesod, tamamen sağ çizgiden oluşmuştur ve dişi, Malhut, tamamen sol çizgiden inşa edilmiştir. Zivug’larında, sağ ve solun birleşmesi arzulanan bütünlükte tamamlanır.

Ancak, ilk önce tek bir Partzuf’ta sağ ve solun orta çizgi aracılığıyla birleşmesi olmalıdır. Bu yüzden “Işık ulaşana, YESHSUT ve RTS de ZA’daki üst sarayda toplanana dek” denildi. Ve YESHSUT’tan bolluk, düz bir çizgide çıkar, ZA’inde ve ardından iki ayrı Partzufimde sağın ve solun Zivug’u olabilir ta ki iki Parzufim’de birleşme olan Malhut ile birleşen Yesod’a, her şeyi dişi ve erkekte toplayan bir yere ulaşana kadar.

67) Su yukarıdan gelir,HaVaYaH’ın ilk Hey’inden, YESHSUT’tan. Cennetin altı minik Vav’dır, küçük bir Vav, Yesod de ZA, çünkü ZA “büyük Vav” olarak adlandırılır ve onun Yesod’una “küçük Vav” denilir. Bu nedenle Vav’ın telaffuzunda, iki harf Vav duyulur- birincisi cennet olan, ZA ve ikincisi cennetin altında olan, Yesod de ZA. Ve sonra, “Ve kuru toprak görünür olsun” yazıldır, görünen alt Hey, onun dışındaki diğer bütün dereceler örtülmüşken.

Mohin, ilk Hey, Bina’dan cennetin altına, Yesod de ZA’e çekildiği zaman, “Ve kuru toprak görünür olsun” yazıldır, alttaki Hey, Malhut, Nukva de ZA, zira kuru toprak hususunda sadece bu ifşa edilmişti fakat derecelerin geri kalanı, onun yanı sıra, tamamen örtülmüş ve gizlenmişti.

İfşa olmak, Hohma’nın aydınlatılması demektir. Örtmek, Hohma’nın aydınlatmasının gizlenmesi demektir. Hohma’nın aydınlatmasında yalnızca Malhut ifşa edildi, ancak üstündeki derecelerin geri kalanı örtüldü ve içlerinde Hohma’nın aydınlatması bulunmaz. Ve bu son derecenin ortasından, alttaki Hey, Malhut, örtülmüş olan ışık olan duyuldu ve görüldü. “Ve kuru topraklar görünür olsun” ayetine rağmen alt Hey belirdi ve onun yanısıra geri kalan derecelerin hepsi örtülmüştü, o, topraktan önceki tüm derecelerin örtülü ve gizli kaldığı anlamına gelmediğini ancak toprak, Malhut aracılığıyla daha sonra yeniden ifşa edilmiş olacağını yeniden yorumluyor.

68) “Tek bir yere” Yesod’dur. Buna böyle adlandırılır, çünkü üst dünyanın birleşmesinin bağlantısıdır, çünkü ayette, “Efendi birdir ve Onun Adı, Birdir.” İki birleşime ima edilir: 1) Derecelerinde birleştirilen üst dünya, “Efendi birdir”. 2) Derecelerinde birleştirilen alt dünya “Ve Onun Adı Birdir”.

Efendi birdir” olan üst dünyanın birleşmesinin bağlantısı sonsuza kadar yaşayan olan, orada Bina’da hafifletilen Yesod sayesindedir. Üst dünya, O’nun birleşmesiyle bağlantılıdır, bu nedenle yer “bir” olarak adlandırılır, çünkü Partzuf ZA’in tüm dereceleri ve tüm organları orada toplanır ve hepsi de hiçbir ayrım gözetmeksizin onun içinde bir olur.

Öyle çünkü, ZA’in üst dünyada birleşmesinde, Haze’sinin yukarısında alt dünyada birleşmesinin üzerinde duran Leah’da ve Haze’sin ve aşağısında duran Rachel’de iki fazilet vardır.

1) Haze’nin yukarısı GAR de ZA’dir. GAR, Hasadim’in ışığının kıyafetlenmesi olmadan her yerde Hohma’yı alabilir. Dolayısıyla, Şuruk noktasının birleşmesi, Hohma’nın Hasadim’in kıyafeti eksikliği nedeniyle orada kıyafetlenemediği anlamına gelir. Bu, ZA’nın Zivug’unu üst dünya ile hiçbir şekilde lekelemez, çünkü onlar GAR oldukları için, Hasadim’in kıyafetlenmesine hiç ihtiyaç duymazlar ve Hohma, onların içinde Hasadim’siz giyinir.

2) Hohma, kendi ihtiyaçları için Haze de ZA’in yukarısında alınmaz, orada üst AVI’nın saf Avir’inde, Hohma’dan örtünen Hasadim’de düzeltildiği için. Orada almadığı Hohma sadece alttaki dünyalar, Haze’si ve aşağısında duran Rachel içindir. Bu nedenle Hasadim ısığı Şuruk noktasının birleşmesi sırasında bile üst dünyada durmaz çünkü onun aydınlatmasına ihtiyacı yoktur.

Böylece, üst dünyada iki fazilet vardır: 1) Hasadim olmasa bile Hohma alabilirler. 2) Hasadim’den mahrum olmaları mümkün olmayacak.

Fakat alt dünyada, Haze’sinden ve aşağısında duran Rachel’de, ZAT de ZA’de ve ikisinden yoksun olanda o, 1) Hasadim’in giysisi olmadan Hohma’yı alamaz ve 2) Suruk noktasının birleşmesi sırasında bile Hasadim’den boş kalır çünkü onun aydınlanmasına ihtiyaç duyar. Bu böyledir, çünkü Hohma aydınlatmasında olmadıkça Haze de ZA ve aşağısından herhangi bir bütünlük yoktur.

Bu nedenle, üst dünya ile ZA’in Zivug’una “tek yer” denir, çünkü tüm dereceler ve tüm organlar orada toplanır – tüm dereceler, Hohma dereceleri ve aynı zamanda Hassadim dereceleri. Bu böyledir çünkü onlar Hasadim’de Şuruk’un aydınlatması nedeniyle azalmış olmazlar ve Hasadim olmadan da Hohma alabilirler. Ayrıca, tüm organlar Sefirot anlamına gelir.

Şuruk’un aydınlatılmasıyla, üç Sefirot, Bina ve TM, düşüşlerinden yükseltilir. Derecelerine geri dönerler ve tüm ışıklar ve Kelim, herhangi bir ayrılık olmadan, onun içinde bir olur. Orada, Suruk’un aydınlatmasında; Hohma’nın aydınlatmasında, o derece dışında tam bir birleşmede birleşen bir derece yoktur, yani üst dünyanın derecesiyle ZA’in birleşmesinde, üst dünya Hasadim kıyafetlenmesi olmadan Hohma alabildiğinden dolayı anlamındadır.

Bütün ışıklar onun içinde gizli bir şekilde, bir özlemle, sadece Hasadim’in ışığı için örtülüdür. Haze ve yukarısından, o saf havadır ve ışıklar orada örtülüdür ve Hohma’dan bloke edilir, tıkalı bir şekilde, Hohma almaktan engellendikleri için. Hohma’yı yalnızca alt dünya için alırlar, bu yüzden birleşme her yönüyle tamamlanır.

Şimdiye dek, “Ve kuru toprak görünür olsun” sözlerinde, ifşa olmuş dünya Rachel, gizli dünya Leah ile birleşti, alt dünya Rachel üst Zivug’a, ZA ve Leah’a, Haze’den yukarısına dahil edildiği için. Onlara dahil edilen Rachel hakkında yazılmıştır, “Ve kuru toprak görünür olsun”, çünkü Rachel ZA olarak kabul edilir, Hasadim kıyafetlenmeden Hohma alımına uygun değildir, orada kuru, ıssız ve Hasadim ve Hohma’sız olur.

69) İfşa olmuş dünya, Rachel, Haze’si ve altındaki Nukva de ZA de aşağıda birleştirilmiştir. Bunun nedeni, ifşa olan dünyanın, Rachel’in, Haze de ZA’den ve yukarısından, üst dünyanın, Leah’ın Zivug’unda dahil olmasının yanında, o böyle bir Zivug’un kendisine de sahip olmasıdır, Haze de ZA’den ve aşağısından.

İfşa olan dünya, Rachel, Haze’si ve altında duran ZA’in alt Nukva’sı, alt dünyadır. Onun hakkında “Görüş” denilmiştir, “Efendinin yüksek tahtta oturduğunu ve kalktığını gördüm”, “Ve onlar İsrail’in Tanrısı’nı gördüler” yazıldığı gibi. Aynı zamanda “Tanrı’nın şanı toplantı çadırında göründü” “Ve Efendinin yüceliğinden korktular.” “Yayın görünümü gibi … etraftaki parlaklığın görüntüsü de öyleydi. Bu, Efendi’nin şanının görüntüsünün ortaya çıkmasıydı,” diye yazıldığı gibi. O, Et adında iki ayet ve “Efendi’nin şanı ”adında üç ayet getirdi. Alt Nukva, Rachel’in Et olarak ya da “ Efendi’nin şanı” olarak adlandırıldığı bilinir. Bu nedenle, sadece içinde görüş olan alt dünya ifşa olmuş dünyadır.

Fakat üst dünya, Leah, ZA’in üst Nukva’sı , “gizli dünya” olarak adlandırılır, çünkü gizli ve görünmezdir. “Kuru topraklar görünür olsun ” yazılıdır, Rachel’e, ifşa olmuş dünyaya , üst dünyada Haze’den ve yukarısından üst Zivug’a dahil edilene ithafen. İşte bu nedenle görüş onun hakkında yazılmıştır “Kuru topraklar görünür olsun ”. Eğer ayet, yalnızca ZA’in Zivug’u ve Haze’nin üstündeki “üst birleşme” olarak adlandırılan Leah’tan bahsetseydi, üst dünyada görme olmadığı için görünür olsun denilmezdi.

70) Ezekiel’in Merkava’sı [yapı, savaş arabası] hakkında yazılmıştır “yayın görünümü gibi” , yani bu sonsuza dek yaşayan kişi, Yesod de ZA anlamına gelir. Nuh bölümünde, “Yayımı buluta kurdum” yazılıdır. Burada da Yesod de ZA, “sonsuza dek yaşayan kişi” anlamına gelir. “Buluta”; Malhut’ta ZA’in alt Nukva’sı , ifşa olan dünya, Rachel anlamına gelir. “Buluta kurdum…”çünkü dünyanın yaratıldığı günden beri, O bulutlu bir günde yayını buluta kurar, “Bulutları yeryüzüne getirdiğim zaman olacak” yazıldığı gibi, sadece o zaman yayın Efendi’nin şanının görüntüsü olarak ortaya çıktığını belirtmek için, başka zamanda değil.

Yani, sol üstesinden gelmek için uyandığında, ZA ve Rachel, YESHSUT’a dahil edildiğinde, soldaki Suruk noktasında – Hasadim’siz Hohma – ve Rachel Hohma’dan bile boş kalır ve boşluğa tahammül edemez. Rachel, Hohma’yı kıyafetlendirmek adına, Masah’ında Hasadim’in derecesi ölçüsünde YESHSUT’dan kendi Behina’sına çıkar. Bu Hirik noktasının birleşmesidir. O iletmekte zorluk çeker çünkü Rachel’in Mohin’i iletirken zorluk çektiği düşünülür zira YESHSUT’un üst sarayından kendi Behina’sına çıkışı azalmadır ve onun için zordur, “Ve çok çalışmıştı” yazıldığı gibi, Mohin tamamlandığı ve sadece onun Hirik’teki çıkışı üzerinde doğduğu için.

Bir yay sadece bulutlu bir günde görülür çünkü Mohin’in sadece Holam noktasında, sağ çizgide bir bütünlüğü vardır, ancak o Suruk ve Dinim olan Hirik noktasının birleştirilmesine ihtiyaç duyar ve “Bulutlu bir gün.” olarak adlandırılırlar.

Mohin’in doğumu üzerine, üç melek onun yanındadır: sağda Michael, ortada Raphael ve solda Gabriel. Mohin’i iletmek için onların güçlerini alır, çünkü Michael Holam’dan, sağdan ona doğru uzanır; Gabriel, Suruk’tan, soldan ona doğru uzanır; Raphael ise ortadan, Hirik’ten ona uzanır.

Bu üç Behinot yay görüntüsünde görülen renklerdir – kırmızı, beyaz ve yeşil. Holam’dan uzanan sağ, yaydaki beyaz görüntüdür. Suruk’tan uzanan sol, yaydaki kırmızı görüntüdür. Hirik’ten uzanan orta, yaydaki yeşil görüntüdür. Bu üç renk, ifşa olan dünya, içinde vizyonun olduğu Rachel’dir ve bu yüzden onun vizyonu hakkında “ Yayın görünümü gibi“ yazıldır.

71) “Etraftaki parlaklığın görüntüsü de öyleydi” Aydınlatma gözün vizyonunda, gözbebeğinde örtüldü ve gizlendi. Yani, gören birinin gözünde dört renk vardır. Öncelikle beyazdır, içinde kırmızı renk olan kırmızı tendonlarla. Ortasında yeşil renk ve içinde siyah renk olan gözün gözbebeği vardır. Bununla birlikte, gözün vizyonuyla ilgili olarak, yalnızca gözdeki siyah olan göz bebeğine baskınlık vardır. Gözbebeği içindeki siyahın hakimiyeti nedeniyle göz gördüğünde, gözdeki üç renk; beyaz, kırmızı, yeşil örtülü ve gizlenmiştir olarak düşünülür.

Bu böyledir çünkü vizyon (görüş) gücü sadece siyahtadır. Bu üst birleşmeyi, alt birleşmeyi işaret eden yayın vizyonunun karşıtını gösterir çünkü yayın görüntüsü görünür renklerdir ve parlaklığın görüntüsü göz bebeğinde, gözün vizyonunda örtülmüş ve gizlenmiş aydınlatmadır çünkü parlaklığın vizyonunda örtülü bu üç renk; beyaz, kırmızı ve yeşil yayın görüntüsünde görünür.

Bu, Efendi’nin şanının görüntüsünün görünümüydü” ayeti, yayın görüntüsündeki renkleri ilgilendirir ve parlaklığın görüntüsünü değil çünkü o yayın üç renginin alt birleşmesinde birleşmiştir, üst birleşmede birleştiği birleşmeye göre. Bu nedenle bu “Efendi’nin şanının görüntüsünün görünümüdür”. Metin, parlaklığın görüntüsü olarak yorumlanmamalıdır, çünkü bu örtülü olan aydınlatmadır ve renkler orada gizlenir ve gözün görmesinde gözbebeğinde görünmezdir.

Buna göre, “Yağmurun yağdığı gün bulutun içindeki yayın görülmesi” alt birleşmeyi, Rachel’i, görünen üç rengi (beyaz, kırmızı ve yeşil) işaret eder. Benzer şekilde, etrafındaki parlaklığın görüntüsü üst birleşmeyi işaret eder, çünkü parlaklığın görüntüsü örtülmüş olan aydınlatma ve gizli, görünmeyen renkler anlamına gelir. Metin, yayın görüntüsünün alt birleşimini, parlaklığın görüntüsünün üst birleşimi ile karşılaştırır, bu üst birleşmede örtülü çekilen tüm ışıkların ifşa olmuş alt birleşmeye çekildiğini gösterir. Ayrıca, gözün görmesinde gözün gözbebeğinde gizlenen bu aynı üç renk, yağmurun yağdığı gün olacak yayın görüntüsünde belirecek olanların kendileridir. Bu nedenle, yayın görüntüsü Efendi’nin şanının bir görünümdür çünkü onlar büyük, tam ve üstün birleşmeden genişletilir.

72) “Dinle Ey İsrail” deki “Efendi Tanrımız, Efendi” olarak adlandırılan üç ad, gizlenip görünmediklerinde üç rengi (beyaz, kırmızı ve yeşil) belirtir. “Tek bir yer” olarak adlandırılan üst dünyadaki ilk birleşme olan tek bir yerde bağlanırlar. Bu, Ezekiel’in Merkava’sında ima ettiği birleşmeye ima eder, “Etraftaki parlaklığın görüntüsü de öyleydi”.

Aşağıdaki birleşmede yay içinde görüntüler vardır, onların içinde birleşmek için. Bunlar, üst birleşmede bulunan üç gizli renge karşılık gelen beyaz, kırmızı ve yeşildir. “Efendi Tanrımız, Efendi”. Yayın bu renkleri bir birleşmedir, “Ve Onun adı, ‘Bir,’” yazıldığı gibi, alt birleşme. Bu alt birleşme “Dinle Ey İsrail” den sonra söylediğimiz “Sonsuza dek krallığının şanının adı kutsansın” ‘dır.

Üst birleşme, “Dinle Ey İsrail, Efendi Tanrımız, Efendi birdir”, alt birleşmeye tekabül eder, “Sonsuza dek krallığının şanının adı kutsansın”. “Dinle Ey İsrail” ‘de altı kelime vardır [İbranice] ve iki birleşmedeki bu altı kelime VAK de Gadlut’un birleşimini belirtir.

73) “Suların toplansın” demek, bir çizginin bir ölçümü ve bir ölçü anlamına gelir. Bir ölçü, Bina’daki sert kıvılcım nedeniyledir, “Elinin çukurundaki suları kim ölçtü” yazıldığı gibi. Kim [MI] Bina’dır. Bina Malhut’u ona yükselttiğinde, Midat ha Rahamim’in Din ile olan birleşiminde Bina’ya Elokim denmez fakat yalnızca MI denir çünkü ardından Elokim’in ELEH harfleri ZON’a düşer. Buradan daha sonra Bina’nın kendisi Roş’u olmayan VAK’a indirgenir. O, Mohin de ZON’u da bu ölçüyle ölçer. MI, Malhut’u ona yükselttiğinde Bina’dır. “Elinde ölçtü” bu yükseltmede Mohin de ZON’da suyun ölçülmesi anlamına gelir.

Bina’nın Mohin de Katnut de ZON’u ölçmesiyle “Suları toplansın” diye yazılmasının nedeni de Mohin de Gadlut’u daha sonra verme yeteneğine sahip olmasıdır. “Suları toplansın” dünyaların yaratıcısının Mohin’inin toplam miktarıdır, ZA, Alefler ile dolu HaVaYaH isminde ima edilmiştir: Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav-Alef-Vav Hey- Alef. ZA’in Mohin’inin tüm Gadlut’u Alef’ler ile dolu HaVaYaH’da belirtilmiştir ve onların ölçüleri, MI’de Bina ölçü çizgisinin ölçümü anlamına gelen “Sular toplansın” ayetine bağlıdır. Bu ölçüm için olmasaydı, ZA’in Mohin de Gadlut’u alması imkânsız olurdu, çünkü Katnut’u Bina’dan aldıkları için Bina’nın Gadlut’unu da almaya hak kazandılar. Bu “Sular bir yere toplansın” ayetinin anlamıdır, Bina’dan ZON’a Katnut ve Gadlut ölçülerinin ölçümü.

74) “Kutsal, kutsal, kutsal, ev sahiplerinin Efendisi’dir, tüm dünya O’nun şan ile doludur.” Ayette üç kez “Kutsal”, Bina’da üç Mohin olan “Sular toplansın” yazıldığı gibidir. Sular yukarıdan, ilk Hey’den gelir. “Ev sahiplerinin Efendisi”; “Tek bir yere” yazılı olduğu gibidir, Bina’dan Mohin’in uzatıldığı “sonsuza dek yaşayan” denilen Yesod de ZA. ” Tüm dünya O’nun şan ile doludur”; “Ve kuru toprak görünür olsun” yazıldığı gibidir, alt Hey, o üst dünyanın birleşimine dahil edildiğinde ifşa olmuş dünya, birleşmenin oyulmuş adı, HaVaYaH’dan sonra gelen harflerin KOZO olduğu yerde, HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH isminden sonraki harfler olan KOZO BaMOChSaZ KOZO’dur ve Elokeinu’dan sonrakiler BaMOChSaZ’dir. (KOZO BaMOChSaZ KOZO aslında HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH [Efendi, Tanrımız Efendi]’dir ancak HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH yazmak yerine, her bir harf İbrani alfabesinde yanındaki harfle değiştirilir.)

Ve kuru toprak görünür olsun” ayeti birleşmenin oyulmuş adı KOZO BaMOChSaZ KOZO’dur çünkü kuru toprak, ifşa olan dünya, üst dünyanın birleşimine dahil edilmiştir, HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH [The Lord our God, the Lord].

İfşa olan dünya” olarak adlandırılan Nukva de ZA, “KOZO BaMOChSaZ KOZO” olarak adlandırıldığı zaman, “Tüm dünya onun şanı ile doludur” ayetinde ima edilir. O üst dünyanın birleşimine dahil edildiğindedir, “Efendi Tanrımız, Efendi”. Bu Nukva’nın alt birleşmede oradan kendi yerine alçaldığı zamanın tam tersidir. O zamanlar o “Tüm dünya onun şanıyla doludur” değil, o andan itibaren o sadece içindeki BYA’dan, Haze’si ve aşağısından aydınlatır.

Yeryüzü çim versin

75) “Yeryüzü çim versin” yüksek bir birleşmedir, çünkü o şimdi artık tek bir yerde toplanan sulardaki gücünü ifşa eder. Nukva de ZA’nın oraya dahil edildiğinde üst birleşmede aldığı tüm gücü, Mohin’i, “Ve kuru toprak görünür olsun”yazıldığı gibi, alt birleşmede Haze de ZA’den ve aşağısından kendi yerine alçaldığında meydana çıkarır. O zaman, kuru olmasıyla ilgili olarak, meyve ve döl veren bir toprak olur.

Bu böyledir, çünkü üst birleşmeye dahil olduğu zaman, “Kuru toprak görünür olsun” yazılı olduğu gibi ıssız ve kuruydu ve dünyanın yerleşimini aydınlatmak için uygun değildi. Fakat alt birleşmede, “yeryüzü çim, Ot yetiştiren tohum versin.” yazılı olduğu gibi, dünyanın yerleşmesi için olması gerektiği gibi, meyve ve döl veren bir toprak haline geldi. Mohin, saklı ve gizlenmiş bir şekilde onun içinde genişletilir ve yüksek ve saklı ruhları ve kutsal ev sahipleri ortaya çıkar ve onun içinde doğar, tüm bu inançlı ve erdemli olanların ıslah olduğu ve Tanrı’nın çalışmasında, MAN’da inancın ıslahlarında onları uzattığı yerde.

İki tür Mohin, Nukva’daki alt birleşmede, Hitkalelut’u tarafından [karışarak] üst birleşmede genişletilir: 1) onlar alttakilere hiçbir şekilde ifşa edilmediklerinde, saklı ve gizlenmiş bir tarzda 2) ifşa olmuş Mohin’de, dünya için ruhlar ve melekler doğup ondan çıktığında.

76) “Sığırlar için samanın yetişmesine ve adamın çalışması için otun büyümesine kim neden olur.” yazıldığı gibidir. Bunun sebebi, bu canavarın binlerce dağda yatmasıdır ve her gün o saman onun için yetiştirilir. Bir canavar, Mohin de GAR’dan yoksun olduğunda Malhut’un bir ünvanıdır. Yatmak, onun üç Kelim NHY’den yoksun olduğu anlamına gelir, “bacaklar” olarak adlandırılır bacakları görünmeyen sadece bedeni görünen yatan bir bir kuş gibi. Aynı şekilde, Malhut’ta sadece altı Kelim HBD HGT olduğunda, alttaki üç tanesinin, NHY’ın yoksunluğunda, ona “yatmak” denir, çünkü NHY’si ortadan kaybolur.

1000 sayısı, Sefirot sayısı 1000 olan Mohin de Hohma’yı işaret eder, “Size bilgeliği öğreteceğim” (Bu ayette “öğret” İbranice’de “bin” kelimesini içerir) yazıldığı gibi. Dağlar, üç Sefirot HGT için bir ünvandır çünkü öğrendiğimiz gibi babalar, HGT dışında dağlar yoktur. NHY’ye “oğullar” denir ve “tepeler” olarak adlandırılırlar. Hay, onun Mohin de GAR’ından doğan melekler için bir ünvandır ki erdemli her gün MAN aracılığıyla ona uzanır böylece onlar yaptıkları iyi eylemleriyle ona yükselir.

Açıklama: Kapların kırılmasından sonra ıslah dünyasında yapılan birincil ıslahlardan biri, Nekudim dünyasında faaliyet gösteren iç AVI’nın gizlenmesiydi çünkü büyük aydınlatmaları nedeniyle Atzilut’un altındaki Parsa iptal edilmişti ve Kelim BYA dünyalarına alçaldı, kırıldı ve öldü. İç AVI’nin Zivug’unun gizlenmesiyle, ABYA’nın Mohin’inde artık daha fazla AB’ın GAR’ının aydınlatması yoktur, sadece Mohin de VAK de AB, dış AVI de AB’dan uzadı. Mohin de AB, Mohin de Hohma’dır. Bu GAR de Mohin’ler “iç AVI” ya da AB’ın GAR’ı olarak adlandırılır ve bu VAK de Mohin’ler “dış AVI” ya da VAK de AB olarak adlandırılır.

Bu nedenle, her bir Partzuf’un HGT’si içinde Hohma’nın ışığı olmayan örtülü Hasadim’dedir çünkü Haze’de üzerinden üç Sefirot HGT, Guf’un GAR’ıdır ve Haze aşağısından Sefirot TNHYM, Guf’un VAK’ıdır.Ve Mohin de AB’ın GAR’ının Mohin’i her bir Partzuf’tan ayrıldığı ve aydınlatmadığı için, Guf’un GAR’ı, HGT; Hohma’dan yoksun ama örtülü Hasadim içindedir. Ve Mohin de VAK de AB, Partzuf’ta kıyafetlendiği ve aydınlattığı için, Guf’un Kelim’inin VAK’ı, Haze’den ve aşağısından TNHYM Hohma’nın aydınlatması içinde aydınlatır, ifşa olan Hasadim’de.

Dağlarda sıçrayan, tepelerde zıplayan” bu AB’nin Mohin’leri hakkında yazılmıştır, çünkü üzerinde Mohin de AB’nin sıçramakta olduğu dağlar HGT’dir, onları atlayarak ve içlerinde kıyafetlendirmeyerek zira onlar AB’ın GAR’ına ihtiyaç duyarlar ve Partzuf’un geri kalanından gizlenmişlerdir.

Mohin de AB zıplar ve tepelere çıkar, Hazeh’den ve aşağısından TNHYM çünkü onlar Kelim de VAK oldukları için, VAK de AB kaldığı ve aydınlattığından bu Mohin’leri vardır. Böylece, o dağlarda sıçrar ve onları atlar ve özellikle TNHYM olan tepelere zıplar.

Ancak, bu, Mohin’in, GAR’sız VAK’ın bir Zivug’unda ortaya çıktığı anlamına gelmez, çünkü Mohin de AB’de VAK, GAR olmadan ortaya çıkamaz. Aksine, Zivug’un başlangıcından itibaren AB’nın tam bir derecesi her Partzuf’a, GAR ve VAK’a uzanır fakat AB’ın GAR’ının Mohin’i geri dönüp Partzuf’tan çıkar ve sadece Mohin de VAK de AB Partzuf içinde kıyafetlenmiş kalır. Döl, her Zivug’dan, hatta sadece Zivug’un başlangıcında uzanan ve hemen kaybolan Mohin de GAR de AB’den çıkar.

Buna göre, ZON Zivug’undan Mohin de AB’ye iki tür döl vardır:

1) Zivug’un başında GAR de AB’dan ortaya çıkanlar. Bunlara bir süredir hükmeden melekler olan “saman” denir, çünkü doğdukları Mohin de GAR de AB’nin gizlenmesiyle derhal iptal edilmeleri gerekir. 2) Her Partzuf’ta kalan ve “Ot veren tohum” olarak adlandırılan Mohin de VAK de AB.

Bu yüzden “Bin dağda yatan bir canavar” denilmişti. Bir canavar Nukva de ZA’dir yani 1.000’e istinaden olan, Hohma’nın Mohin’i anlamına gelen, o dağlarda yatar, HGT, yani GAR’dan yoksun “Dağlara sıçrıyor” yazıldığı gibi.Yine de her gün onun için saman yetiştiriliyor ve o saman bir süredir hükmeden meleklerdir. Bu böyledir çünkü erdemli her gün ZON’un bir Zivug’u için Mohin de AB için MAN yükseltir. Zivug’un başlangıcında GAR de AB de çıktığı için, her gün bu samanın onu için yetiştirildiği ve onların döllerinin, bir süredir hükmeden melekler anlamına gelen “saman” olarak adlandırıldığı düşünülür.

Ancak, GAR de AB Partzuf’tan çıktığından derhal ortadan kaybolmaları gerekir. Onların hakimiyeti, ikinci günde yaratılan sol çizgiden uzanır ve ikinci günde yaratılan sol çizgi gibi, hükümleriyle sağ çizgiyi iptal etmek isterler. Onların aydınlatmalarından aşağıdakilere hiçbir şey uzanmadığı için, o canavar için yiyecek olmaya hazırlardır, ancak Nukva onların hükümleri sırasında keyif alır. Daha sonra onları yakar ve iptal eder çünkü ateş ateş ateşi tüketir. Solun egemenliği melekler olan “ateş” olarak adlandırılır. Solunun aydınlatmasıyla birlikte Nukva’ya da “ateş” denir. Melekleri iptal ettiği zaman, o ateşi tüketen ateş olarak kabul edilir.

77) “Adamın çalışması için Ot” Ophanim’i, hayvanları ve keruv’ları gösterir. Ophanim Asiya’daki melekler, hayvanlar Yetzira’daki melekler ve keruvlar Beria’daki meleklerdir. Bütün bu melekler, Mohin de AB’nin VAK’ından uzanır, bu nedenle yalnızca bir süre hükmeden ve hemen yanan GAR de AB’den uzanan “saman” denenlerin aksine, sürdürülebilirlerdir.

Hepsi, Ophanim, hayvanlar ve keruvlar Yaradan’ın kendisinin parçasında olan ıslahları içinde ıslah edilir ve kıyafetlendirilirler. İnsanlar adakları ve duaları ile Üstad’ın çalışmasına geldiklerinde daha da düzeltilmeye hazırlardır. Bu böyledir çünkü bu adamın çalışmasıdır ve o çim başından beri adamın çalışması için, olması gerektiği gibi adamın ıslahında ıslah edilmek için tasarlanmıştı.

78) İnsan’ın çalışmasında ıslah edildiklerinde, daha sonra besinler ve avlar dünyaya gelir, “Yeryüzünden ekmek vermek” yazıldığı gibi, Mohin de VAK de AB olan saman olmayan GAR de AB olandır, ”Ot veren tohumlar ”, çünkü Hay tohum vermez ancak Nukva’nın Keduşa’sının ateşi tarafından tüketilmesi amaçlanmıştır. Fakat Ot dünyanın ıslahı içindir çünkü tohum verir.

79) Bunların hepsi yeryüzünden ekmek vermek içindir, çünkü insanlara verilen tüm ıslahlar sadece Nukva olan dünyadan çıkan Otu ıslah etmek içindir. İnsanların Yaradan’larına doğru çalışması, onlar aracılığıyla o yeryüzünden bu dünyaya av ve besinleri sağlamak içindir ki böylece onlar yukarının kutsanmaları ile kutsansınlar.

Samanın Mohin’leri GAR de AB ve Otun Mohin’leri VAK de AB olmasına rağmen, hala Mohinlerin ve bereketin uzatılması için adaklar ve dualarda; adamın çalışması sadece Otun Mohin’inde değil, samanın Mohin’inde değildir zira samanın Mohin’i dünyalara hiç verilmez onlar sadece Nukva’nın beslenmesi içindir. Dünyalar üzerine verilen her şey, sadece Otun Mohin’indendir, bu nedenle, adamın MAN yükseltmede ve yukarıdan bolluğu uzatmada tüm çalışmaları, yalnızca VAK de AB olan ve samanın Mohin’i olan GAR de AB olmayan Otun Mohin’inin uzatılması içindir.

Sığırlar için samanın yetişmesine kim neden olur.” yazılıdr. Saman, “bir canavar” olarak adlandırılan Nukva’nın kendisi içindir, HaVaYaH; Gematria’da Behemah [canavar] 52 olan Hey harfleriyle doludur. ”Ve adamın çalışması için ot” . Sadece ot adamın çalışması için verilmiştir, yeryüzünden ekmek vermek için.

80) “Meyve veren bir meyve ağacı” iki derecedir, erkek ve dişi. Bir meyve ağacı Nukva de ZA’dr. “Meyve veren” bir erkek olan Yesod de ZA’dır. O “Meyve veren” olarak adlandırılır, çünkü Nukva’nın peyda ettiği tüm meyveler ona erkekten gelir. Böylece erkek, Nukva’da meyveyi yapandır, dolayısıyla o “Meyve veren” olarak adlandırılır.

Meyve ağacı olarak Nukva, meyve veren ağaçtan aldığı gücü ortaya çıkarır, erkeği, aynı zamanda o kendi gücünü de ortaya çıkarır. Meyve ağacına özel döller vardır, ‘meyve veren’, erkek olmayan Nukva, Nukva’nın kendi gücü sayesinde Keruv ve kendi Behina’sından gelen direkler. Direkler nelerdir? Onlar, adağın dumanında yükselen ve adakla ıslah edilenlerdir. “Duman direkleri” olarak adlandırılırlar, “Duman direkleri gibi çölden çıkagelen kim?” yazdığı gibi. Keruv onun erkekten aldığı ota karşılık gelir ve duman direklerı erkekten aldığı samana.

İsrailliler erdemli iken, Keruv Dvekut Panim’de Panim’de birbirlerine bağlandı. İsrail erdemli olsaydı zaman adağın dumanı, sağa veya sola yaslanmadan düz bir şekilde yükselirdi. Burada, büyük Panim olan bu Keruv Panim be Panim ve o zaman düz yükselen adağın dumanı, Nukva’nın gücünün kendisinden uzanır, bir adamın yüzü olan alt Hey de HaVaYaH’dan ve Yod-Hey-Vav, bir aslanın yüzü olan erkeğin gücüyle değil. Hepsi, Keruv ve direkler adamın çalışması için ıslahlarında yerlerini alırlar.

Hay, o şekilde durmaz çünkü yemek içindir. Bu böyledir çünkü koklamakla yemek arasında bir fark vardır. Koku aşağıdan yukarıya doğru yükselir ve aşağı doğru yayılmaz, yemek yukarıdan aşağı doğru genişlerken. Duman direklerinin saman gibi GAR de AB’den uzanan Mohin olmasına rağmen, ıslahlarının gücüyle adamın çalışması için hala durur ve iptal edilmezler. Adağı ateşte yakan ve aşağıdan yukarıya tatlı bir lezzet için dumanı yükselten adakların çalışması aracılığıyla ıslah edilirler. Alttakilere ulaşmaz ve bu sayede varolurlar ve iptal edilemezler.

Ancak yemeye yönelik olan samanın Mohin’i, yemek gibi yukarıdan aşağı doğru genişler. Bu nedenle iptal edildiler ve sürdürülebilir değillerdir, çünkü bu Mohin’ler aşağıya alttakilere genişlemeye uygun değillerdir.

81) “Meyve veren bir meyve ağacı”, yüzleri bir adamın yüzünün resmi olan erkek ve dişi biçimlerini belirtir. “Bir meyve ağacı” Nukva de ZA’dir. “Meyve veren”, içinde meyve yapan, erkek, Yesod de ZA’dir. Bu erkek ve dişi ‘ot veren tohumda’ ima edilen Keruv gibi değildir, çünkü bunlar bir sakalla işaretlenmiş büyük Panim’dirler, Keruv ise bebeklerin yüzü gibi küçük Panim. Panim (yüz) GAR ve Mohin demektir. Büyük Panim , AA’daki Rahamim’in 13 niteliğinden alınan ve Dikna de AA olarak adlandırılan Mohin de Gadlut’tur. Bu yüzden “Panim bir sakalla işaretlenmiş” dedi. Buna Mazal [şans] da denir. Küçük Panim ise, Mohin de Katnut’tur.

Tüm şekiller bir adamın yüzüne dahil edilmiştir – aslan, öküz ve kartal – çünkü onlar büyük Panim’dir, çünkü büyük Panim, Mohin de Gadlut ve GAR’dır ve Nukva tarafından yalnızca altı Sefirot HBD HGT’si olduğunda alınmazlar yani dört Sefirot NHYM’den yoksun olduğunda. Aksine, NHYM’sini BYA’dan yükselttiğinde ve on Sefirot de Kelim ile tamamlandığında sonra ZA ile eşleşir ve ondan Mohin de Gadlut alır.

İki yükseltme vardır: 1) İlk önce Malhut’suz NHY’yi yükseltir. O zaman sadece Mohin de Katnut olan GAR de VAK’a sahiptir. 2) Sonra, Malhut’u da yükselttiğinde, “bir adamın yüzünü” olarak adlandırdı, Mohin de Gadlut’u alır.

BYA’dan yükselttiği bu NHYM’a tahtını bir Zivug için ZA’ya taşıyan dört hayvan” denir, çünkü onlar olmadan taht, Nukva de ZA, Kelim’in on Sefirot’unda eksik olacaktı ve bir Zivug için uygun olmayacaktı. Sefira Netzah bir aslanın yüzüdür, Hod bir öküzün yüzü, Yesod bir kartalın yüzü ve Malhut bir adamın yüzü.

Tüm şekiller bir adamın yüzüne dahil edilmiştir çünkü bir adamın yüzü büyük Panim’dir ve oyulmuş şekiller, dünyanın dört bir yönünde açık adın oymaları olarak oyulmuştur. Bir adamın yüzü sayesinde, üç hayvan da Mohin de Gadlut’taki HB TM’u, büyük Panim’i kazandı, HaVaYaH isminde dört harfinde ima edildi: Yod, Hohma ve güney olarak, Hey, Bina ve kuzey olarak, Vav, ZA ve doğu ve alt Hey, Malhut ve batı olarak. Bu nedenle NHY olan tüm şekillerin – aslan, kartal ve öküz – bir adamın yüzüne dahil olduğu düşünülür, çünkü bir adamın yüzünün yanı sıra, Malhut olmadan NHY’yi yükselterek onlar hala Katnut’un Panim’indediler, Mohin de VAK’ta.

82) Michael güneye bir yazıt yazdı ve tüm üç yüz – bir aslanın yüzü, bir öküzün yüzü ve bir kartalın yüzü – bir adamın yüzüne bakar. “Bir yazıt yazmak”, Zivug’un yerini ayırdığı anlamına gelir. Güney, örtülü Hasadim’in ışığını uzatmak için sağdır. Bakmak, onların bakışıyla almak demektir.

Gadlut zamanında, Nukva de ZA, Malhut’u BYA’dan ona yükselttiğinde, “bir adamın yüzü” olarak adlandırılır, ZON’un Zivug’u, o Malhut üzerinde sağdan yapılır, güney ve Mohin de Gadlut’un seviyesi ona uzanır. Ardından, her üç Panim (aslan, öküz ve kartal) Mohin de Gadlut’u “bir adamın yüzü” olarak adlandırılan Malhut’tan alır. Buradan üç Panim’in hepsinin bir adamın yüzüne baktığı ve o Panimlerden aldığı sonucu alır. Michael, Nukva de ZA’e hizmet eden dört melekten biridir. Bu nedenle, Zivug’un yerini yazıp hazırlar ve o Hesed’in meleğidir. Bu yüzden güney tarafa yazar, sağa, Hesed’e.

Bir adam erkek ve dişidir ve sadece onlar “adam” olarak adlandırılırlar. Malhut özünde, ZA ile Zivug’da olmadığı zaman adam olarak adlandırılmaz, “erkek”siz olduğu için. Sadece ZA ile eşleştiğinde, her ikisi de “adam” olarak adlandırılır, “Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve onları kutsadı ve yaratıldıkları gün onların adına Adam (adem) dedi” yazıldığı gibi. Böylece, her ikisi birlikte “adam” olarak adlandırılır, ancak her biri kendisi için yarım beden gibidir ve “adam” olarak adlandırılmaz.

Ondan bir Zivug’daki bir adamın yüzünden güney tarafına demektir, “Tanrı’nın aracı sayısızdır binlercesinin binlercesi ”yazıldığı gibi “Tanrı’nın aracı” denilen alt Merkava olan tasvirler betimlenmişti.

Tasvirler, Zivug de HakAA’in kalitesine göre her seviyenin kendi tasviri olduğu için Zivug’tan doğan ölçüler anlamına gelir.

Açıklama: Bu dört hayvana – insan, aslan, öküz ve kartal – Merkava (yapı, birleşme, savaş arabası) denir, çünkü onlar BYA’dan yükselen ve onun on Sefirot’unu tamamlamak için Nukva de ZA’ya bağlanan dört Sefirot NHYM’dir yani o bir Zivug için uygundur. Onlar olmadan bir Zivug’a uygun olmayacağı için, Nukva’nın bu dört hayvana bindiği ve onu Zivug’a götürdükleri için bu dört hayvanın bir Merkava olduğu düşünülür.

Ancak, iki Zivugim için iki Merkavot vardır. Bunlara “üst Merkava” ve “alt Merkava” denir. Aralarında büyük bir fark vardır çünkü üst Merkava’da dört hayvan vardır – insan, aslan, öküz ve kartal – ve alt Merkava’da sadece üç hayvan vardır – öküz, kartal ve aslan. İçlerinde bilhassa hiçbir erkek yoktur, ancak sadece Hitkalelut aracılığıyla.

Hayvanların neden iki Zivugim için iki Merkavot olduğunu ve neden bir Zivug’un yeterli olmadığı ve özellikle alt Merkava’da bir adamın yüzünün neden eksik olduğunu anlamalıyız. Mesele şu ki, Atzilut’un AA’ininde sadece dokuz Sefirot olduğu biliniyor. Onu takiben, ABYA’nın bütün Partzufim’lerinde de aynı şekildedir. Öyledir çünkü Malhut yetersizdir, Partzuf Atik’in Roş’unda gizlendiğinden ve AA’ya uzatmadığından. Bu, ıslah dünyasında yapılan ana düzeltmelerden sadece bir tanesidir. Ancak yalnızca Malhut’taki Masah’ta Zivug olduğudan bu Malhut’taki on Sefirot’un hepsinin eksik olduğu anlamına gelmez. Daha ziyade, yalnızca Malhut de Malhut eksiktir fakat Malhut’un ilk dokuzu Partzufim’de kalmıştır.

Bu nedenle, ayrıldığı ve Nukva’ya, —bir adamın yüzü olan—BYA’dan onun Malhut’una yükseldiği zaman, sadece Malhut’un ilk dokuzu yükseldi çünkü Malhut de Malhut eksikti. Böylece, her bir Partzuf’taki ilk dokuz, Haze’sinin üstündedir ve Haze’sinin altında Partzuf’un Malhut’u olarak kabul edilir. Bu nedenle buradan şu sonuç çıkar; bir adamın yüzü, Malhut vardır ki o BYA’dan yükselir, sadece Haze’den ve yukarısından, Haze’nin yerinde biten Malhut’un sadece ilk dokuzudur. Ancak Haze’den ve aşağısından, Malhut de Malhut’un olduğu yerde, bir adamın yüzü yoktur çünkü Malhut de Malhut; Partzuf Atik’in Roş’unda gizlenmişti ve dünyalarda görünmezdi.

Her bir Behina’nın, üst olanda karşılık gelen Behina’sına yükseldiği bilinmektedir. Bu nedenle, Haze’ye ve bir adamın yüzünün yukarısına yükseldi, Haze’den ve ZON’un yukarısına ve bir adamın yüzünün tam bir Zivug’u sadece onların Haze’si ve yukarısından yapıldı. Bu nedenle Michael güneye bir yazıt yazdı ve tüm üç Panim bir adamın yüzüne bakar, çünkü Haze’den ve yukarısından Zivug, “güney”, “sağ taraf”, “örtülü Hasadim ışığı” olarak adlandırılır.

Michael, Zivug’un yerini sadece Haze’den ve yukarısından olarak yazar çünkü o bir adamın yüzünden, Malhut’tan daha fazla yükselmedi, sadece Haze ve yukarısından atfedilen ilk dokuz, Haze ve aşağısından değil. Burada, Haze ve yukarısında, Zivug “bir adamın yüzü”, bir aslan yüzü, bir öküz yüzü ”ve“ bir kartalın yüzü” olarak adlandırılan dört hayvan NHYM’un hepsinde tamamlanmıştı. Bunlara “üst Merkava” denir, çünkü Haze ve yukarısından üst Zivug için Nukva’yı taşırlar ve çünkü hepsi Haze’den ve yukarısındandır ve dört hayvanın her birinin üzerindedir.

Bununla birlikte, üç dünya BYA, insanların NRN’sının yanısıra , Haze ve yukarısının Zivug’undan bolluklarını alamazlar çünkü onlar Haze’den ve ZON’un aşağısından olan Sefirot ile ilgilidir.

Bu nedenle, bir kez Haze ve yukarısında, üst Merkava’da tamamlanmış Zivug de ZON yapıldığında, üç hayvanın Haze ve aşağısı da – aslan, öküz ve kartal – yükselir ve bunlar ZON’un Haze ve yukarısının üst Zivug’una dahil edilir, orada olan bir adamın yüzünden bolluğu alarak. BYA’nın üç dünyasının çocuklarına inerler ve onlara verirler, ve bu üç hayvana Haze ve aşağısından olduğu için “alt Merkava” denir.

Tanrı’nın aracı sayısızdır, binlercesinin binlercesi ” yazıldığı gibi tüm tasvirlerin ondan tasvir edilmiş olduğu söylendi çünkü alt Merkava’nın hayvanları güneyde üst Zivug’dan tasvir edilmişti, “Tanrı’nın aracı sayısızdır, binlercesinin binlercesi ” yazıldığı gibi, Merkava’daki hayvanlara Shinan [“binlerce” olarak çevrilmiş ancak aslında öküz, kartal, aslan ve adam için bir kısaltma] denildiği için.

83) Shinan ismi bütün tasvirleri, Shor [öküz], Nesher [kartal], Arieh [aslan] olan tüm hayvanları içerir. Bu Shinan’ın kısaltması Shina’dır. Shinan’ın Nun harfi, içlerinde bulunan bir adamın yüzünü ima eder. Nun, bir olarak karıştırılmış erkek ve dişinin bir genişlemesidir çünkü onlar Malhut’un eksik olduğu Haze’den ve aşağısından olduklarından kendilerinde bir adamın yüzü eksiktir. Fakat onlar yükselip Hazeh’den ve yukarısından üst Zivug’a dahil olduklarından, oradan bir adamın yüzünden alırlar. Bu nedenle, diğer üç hayvan gibi ilk harflerinde değil, bir Nun’da ima edilir çünkü bir erkeğin özel bir yüzüne sahip değillerdir daha ziyade Haze’nin yukarısında bir adamın yüzünden bir genişlemeye ve içermeye sahiplerdir.

Onların tamamı, BYA’daki hepsi , Shinan olan hayvanlardan çıkar. BYA’daki formlar doğar, her biri kendi Behina’sında, ona uygun olarak onlardan ayrılır. Üç dünya BYA ve onların içindeki her şey Hazeh’den ve ZON’un altındana atfedilmiştir. Bu nedenle üst Merkava’dan Haze’den ve ZON’un yukarısından alamazlar. Bunun yerine, Haze ve ZON’un altından olduklarından, Behina’larına atfedilen Shinan olan alt Merkava’daki hayvanlardan almaları gerekir.

84) Bu hayvanlar birbirine katılır ve birleştirilir ki böylece her biri diğerine dahil edilir. Yani, dört hayvan, Shinan, bir öküzün yüzünün dört hayvandan, bir kartalın yüzünün dört hayvandan ve bir aslanın yüzünün dört hayvandan oluştuğu bir şekilde birleştirilir. Her birinin dört Panim, Shinan’ı vardır ve onlar 12 Panim’dir. Ancak 16 Panim değildir, çünkü bir erkeğin belirli bir yüzüne sahip değillerdir, üç hayvanda katıldığı ve dahil olduğu ölçüde bu onlara sadece Hitkalelut tarafından verilir. Bu yüzden onlar 12 tane Panim’dirler.

Hayvanlar, Shinan, “Yüce, kudretli, korkunç Tanrı” olarak yazıldığı gibi, oyulmuş dört ismin içinde yönetilir. Yönetilmek ve bakmak için onlara yükseliyorlar. Yönetilmek için, Mohin de VAK için anlamına gelir. Bakmak için Mohin de GAR için anlamındadır. Bu dört ad, Haze de ZON’un yukarısındaki üst Merkava’daki dört hayvanda oyuludur ve Haze’nin aşağısında, alt Merkava’daki bir adamın yüzünden eksik oldukları için yerlerinde Zivug olmayan hayvanlar, yukarıdaki dört isme yükselmeli ve orada bulunan üst Zivug’dan Mohin de VAK ve GAR almalıdırlar.

85) Öküz yönetilmek ve bir adamın yüzüne bakmak için yükselir. Bir ad yükselir, taçlanır ve iki renkte oyulmuştur. Bu, “Tanrı” adıdır, çünkü aşağıdaki hayvanların yerlerinde Zivug yoktur çünkü onlarda bir adamın yüzü eksiktir. Bunun yerine, orada bulunan bir adamın yüzünün Zivug’undan, Mohin de GAR ve Mohin de VAK’dan almak için üst Merkava’ya yükselmeleri gerekir.

Burada Zohar, her bir hayvanın üst Merkava’daki bir adamın yüzüne yükselişini ve orada bulunan adlarla birleşmesini açıklar. “Hayvanların solu, öküz, üstteki Merkava’da üst Zivug’a yükseldiğinde, orada bulunan bir adamın yüzünden VAK ve GAR’ı almak için, orada olan“ kudretli ”ismine, sol çizgiye yükselmez.

Aksine, sağdaki Hasadim dışında, solda bir ıslah bulunmadığından orada sağ çizgide bulunan “Tanrı” adına yükselir. ” Bundan “Tanrı” adının iki renkte taçlandırıldığı ve oyulduğu sonucu çıkar -kendinden beyaz renk ve içinde bulunan öküzden kırmızı renk.

Ardından bir kez öküz, “Tanrı” adına dahil edildiğinde geri döner, sadece Mohin de VAK’da kalarak — Achor’un [arka] Mohin’i olarak adlandırılır, taht, Nukva de ZA ve onu oyar ve süsler— ve “Tanrı” adıyla yönetilmek için onunla yazılmıştır. Yani öküz kaldığı ve onun yolu Dinim ve Gevurot’da olduğu halde yine de Hasadim’de “Tanrı” adına yönetilir çünkü içindeki Midat ha Din zaten hafifletilmişti.

86) Kartal, yönetilmek ve bir adamın yüzüne bakmak için yükselir. Bir başka ad yükselir, taçlanır ve iki Panim ile ve iki renkte oyulur, bir adamın yüzü ve bir kartalın yüzü. Sağın rengi beyazdır ve kartalın rengi yeşildir, yukarının tacında, bir yükseliş biçiminde yönetilmek ve bakmak için ve bu muazzamdır. Taçlanmak, Mohin de GAR anlamına gelir. Oyuldu Mohin de VAK anlamındadır. Yönetilmek ve bakmak Mohin de GAR and Mohin de VAK demektir.

Aşağıdaki hayvanların orta çizgisi olan kartal, oradan ”yönetmek” ve ”bakmak” olarak adlandırılan Mohin de VAK ve Mohin de GAR’ı almak için üst Merkava’daki üst Zivug’a yükseldiğinde, orada olan ”yüce” ismi onun karşısında yükselir ve kartal ona dahil edilir, ondan Mohin de VAK ve Mohin de GAR alarak. Üst Merkava’daki Gadlut seviyesi, “yüce” ismi orada sağda durur. Her ne kadar Hohma, GAR, Şuruk noktasında sol çizgide genişliyor ve duruyor olsa da, yine de, sağ ve sol olmak üzere iki çizgi, her ikisinin aydınlatmasına karar veren ve sürdüren orta çizgi aracılığıyla bir Zivug’da, sağda Hasadim’in yukarıdan aşağı ve Hohma’nın aydınlatmasının solda aşağıdan yukarıya aydınlatacağı bir şekilde birbirlerine dahil edilirler.

O zaman, iki çizgi birbirine dahil edilmiştir çünkü sağ, soldaki Hohma’nın aydınlatmasına dahil edilir ve ”yüce” adını edinir, sol sağda Hasadim aydınlatmasına dahil edilir ve Hohma Hasadim’de kıyafetlenir. Bu nedenle, Gadlut aslında solda olmasına rağmen, o hala sadece sağ çizgiden genişler çünkü sağ çizgi yukarıdan aşağı aydınlatır ve alttakilere ulaşır ve soldan değildir çünkü sol aşağıdan yukarıya aydınlatır ve onun aydınlatması aşağıdakilere ulaşmaz.

Bu nedenle öküz, yalnızca “Tanrı” adına dahil edilir ve “yüce” adına değil, kendi içinde olduğu gibi, o Mohin’lerinin yalnızca aşağıdan yukarıya doğru genişlediği sol çizgidir. Ancak yukarıdan aşağıya doğru aydınlatabilen orta çizgi olan kartal yükseldi ve sağa dahil edildi, “yüce” adında Gadlut’u alarak, çünkü o alttakileri aydınlatabilir, “ yukarının tacında, bir yükseliş biçiminde yönetilmek ve bakmak için ” denildiği gibi.

Zohar, kartalın Gadlut’u sol çizgiden sağ çizgi sayesinde nasıl aldığını yorumlar. “ Yukarının tacında, bir yükseliş biçiminde yönetilmek ve bakmak için ” yükseldiğini söyler, sol çizgi sayesinde uzanmış Hohma yukarının tacı olduğu için, “Git, Zion’un kızları ve Kral Solomon’a gözünü dik, annesinin kendisini taçlandırdığı taç üzerine ” yazıldığı gibi “taç” Mohin de GAR anlamına geldiğinden. O sadece bir yükseliş biçiminde aydınlatır, aşağıdan yukarıya.

O yönetildiğinde ve solda bir yükseliş biçiminde aydınlatan taca baktığında , sağa sola dahil edilir ve orada olan tacın aydınlatmasını alır, ardından “yüce” adını edinir ve sonra geri döner, taht onu oyar ve süsler ve “Tanrı” adıyla yönetilmek için onun tarafından yazılır. Ardından, yukarısı Hitkalelut’tan bahsettikten sonra, kartal Mohin de VAK’a, Mohin de Achor’a, tahta, Nukva’ya döner ve onu oyar ve süsler ve kartal o adda yönetilmek üzere yazılıdır. Yani, kartalın nitelikleri sağ ve Hasadim olan “yüce” adının nitelikleri gibi olmalıdır.

87) Aslan yönetilmek için ve yukarıda bir adamın yüzüne bakmak için yükselir. Başka bir ad karşısında yükselir, Gevura’da güçlendirilmesi ve bağlanması için iki Panim ve iki renkte taçlanır ve oyar. Bu “kudretli” adıdır. Sonra, Hitkalelut’tun ardından, Mohin de VAK’a geri döner ve taht, Nukva de ZA, onu oyar ve süsler ve o“kudretli” adında yönetilmek üzere yazılır. Yani, nitelikleri “kudretli” adının nitelikleri gibi, aslanın olacaktır ve o Gevura’nın nitelikleri tarafından yönetilecektir.

Aslan, sağ çizgi ve Hassadim, Mohin de VAK ve Mohin de GAR’ı almak için alt sıradan, üst Merkava’daki üst Zivug’a, Haze de ZON’dan ve yukarıdan yükseldiğinde, “yönetmek” ve “bakmak” olarak adlandırılır, “kudretli” adı onun karşısında yükselir, orada olan sol çizgi. Aslan buna dahil edilir ve onun sayesinde Mohin de VAK ve Mohin de GAR’ı alır.

Ancak, öküz ve kartal, sol çizgiye dahil edilemedi çünkü kendileri aynı zamanda solun niteliğine dahildirler “Ve dördünün solundaki bir öküzün yüzü.” yazıldığı gibi. Aynı şekilde, kartal, orta çizgi, sağ ve solu içerir. Eğer o yukarıdakilerin solunda olsaydı, solun niteliği onun üstesinden gelirdi. Bu nedenle, yalnızca tamamen sağ çizgiden olan aslan, yukarıdakilerin sol çizgisine yükselebilir; Hohma’nın aydınlatmasının olduğu yere, onun niteliklerini alır ve onları kendi sağına döndürür.

88) Bir adamın yüzü bütün hayvanlara bakar ve onların hepsi yükselir ve ona bakar. Bu böyle çünkü onların hepsi üst Merkava’da yukarıdaki bir adamın yüzüne yükseldi, çünkü aşağıda içlerinde bir adamın yüzü yoktur. Ardından, oymalarında “korkunç” olarak adlandırılan tek bir addade bu tasvirde tasvir edildi. Bir tasvir belirli bir seviyedir. Oymalar Kelim’dir ve tasvir edildi; Zivug de Hakaa tarafından onunla ilgili seviyenin ortaya çıkmasıdır.

Hayvanlar, bir adamın yüzüne, Malhut’a yükseldiğinde, üst Merkava’da, oradan Gadlut’un seviyesini birbirlerine bakışlarıyla alarak, oradan “korkunç” adını alırlar. Bu böyledir çünkü Malhut ”korku” olarak adlandırılır ve onun erkeğine “ korkunç ”denir, “Ve Tanrı onu yaptı ki O, korkulacaktı.” yazıldığı gibi.

O halde şöyle yazılıdır: “Yüzlerinin görüntüsü bir adamın yüzü gibiydi.” Öyledir, çünkü tüm hayvanlar, Shina, bir adamın görüntüsüne dahil edilir ve bu görüntü “Bir adamın imajına sahiplerdi ve her birinin dört yüzü vardı.” yazıldığı gibi onları içerir. Çünkü üç hayvan birbirine ve aynı zamanda yukarıdan bir adamın yüzüne dahil edilir. Böylece, her bir hayvan 12 Panim olan dört Panim, Shinan’a sahiptir.

89) Bu yüzden Yaradan’a “Yüce ve kudretli ve korkunç Tanrı” denir, çünkü bu adlar yukarıda oyulur, üst Merkava’da, tüm adları kapsayan HaVaYaH adının dört harfinde dahil edilir. Aşağının öküzün Hitkalelut’u, yukarının aslanıyla birlikte Yod de HaVaYaH’dır, ”Tanrı” adı. Aşağının aslanının Hitkalelut’u, yukarının öküzü ile Hey de HaVaYaH’dır, “kudretli”adı. Aşağının kartalının Hitkalelut’u yukarının aslanı ile birlikte Vav de HaVaYaH’dır, “yüce”adı ve yukarının bir adamının yüzü – aşağının ona doğru yükselen tüm hayvanları dahil – alt Hey de HaVaYaH’dır, “ korkunç” adı.

Alt Merkava’nın hayvanlarının sırası, üst Merkava’daki hayvanların sırasından farklıdır çünkü üst Merkava’daki sıra insan, aslan, öküz ve kartaldır ve alt Merkava’daki sıra öküz, kartal, aslan ve adamdır Shinan kısatlması gibi. Bu böyledir, çünkü sağ taraftan, HaVaYaH’nın olduğu yerde, dört hayvanın sırası budur – adam, aslan, kartal ve öküz, öküz yani Gevura’nın sonuncu olduğu yerde. Soldaki hasarlar olan diğer tarafın hayvanları şu şekilde düzenlenmiştir: öküz, kartal, aslan ve Shinan olan adam.

Shinan olan “Tanrı’nın aracı sayısızdır, binlercesinin binlercesi” yazılıdır. Üst Merkava’nın sağ, alt Merkava’nın sol olduğu bilinmektedir. Farkın nedeni, aşağının hayvanlarının yerlerlerinde Zivug bulunmamasıdır. Bunun yerine, yukarının Zivug’undan alırlar. Bu nedenle, öküz sağa yükselişinde hafifletilmeden önce, orada hiçbir hayvan yükselemez, çünkü öküzdeki Dinim çokluğu onları alıkoyabilir. Bu nedenle, öküz önce yükselir, sonra kartal, ilk önce hafifletilmesi gereken içinde sol da olan orta çizgi ve sonunda da aslan yukarının soluna doğru yükselir. Daha sonra, hepsi yukarının bir adamının yüzüne dahil edilir ve bu yüzden sıra Shinan olarak değişir.

Bu formlar, Shinan tahtta oyulur ve süslenir, Nukva de ZA. Taht oyulur ve onlarla işlenir çünkü birbiri içindeki ad kombinasyonları ve seviyelerine nakış işleme denir. Tuvalin iki tarafı üzerinde birbirinden farklı iki formu işleyen birine benzer – bir tarafta bir aslan, diğer tarafta bir öküz vb. Ve bu adlar ve hayvanlar tahtta iki Panim’de ve iki renkte beraber çıktıklarından, nakış işleme olarak adlandırılır ki taht onlarla işlenmiştir.

Biri sağa, biri sola, biri öne, diğeri işlenmişlerdi. Onlar dünyanın dört yönüne yazılmışlardır: Bir aslanın yüzü sağa, güneye; soldaki bir öküzün yüzü kuzeye, önceden bir kartalın yüzü, doğuya ve bir adamın yüzü arkasından, batıya. Onlar da aynı zamanda dört harf HaVaYaH’dır çünkü Yod-Hey güney ve kuzey, sağ ve sol ve Vav-Hey doğu ve batıdır, Panim ve Achor.

90) Taht, Nukva de ZA, ZA ile bir Zivug’a yükseldiğinde, dört formda Shinan’da yazılır. Bu dört üst ad, ZA ile bir Zivug için o tahtı taşır ve dört adla birleşen bu hayvanlar “Yüce ve kudretli ve korkunç Tanrı” ayrılan ve BYA’dan yükselen Nukva’nın NHYM’udur, Nukva’nın ZA ile bir Zivug’a uygun olması için on Sefirot’u onun için bağlayarak ve tamamlayarak. O, sefirot NHYM’den yoksun olduğunda, bir Zivug’a uygun değildir. Bu nedenle, dört Sefirot NHYM olan bu hayvanlar tahtı taşıyor olarak kabul edilir. Ayrıca onlar “Nukva için bir Merkava” olarak da adlandırılırlar.

Bu dört üst ismin, o tahtı ZA ile bir Zivug için taşıdığı söylendi. Bunun sebebi onlar olmadan taht olan Nukva’nın Sefirot NHY’undan yoksun olmasıdır. Ona yükselip bağlandıklarında, onu bir Zivug’a taşırlar ve taht olan Nukva, Zivug sırasında onlara dahil edilir. Yani, o bu adlar tarafından tamamlanmaktadır, çünkü onlar; taht Nefashot’u [Nefeş’in çoğulu] ve ZA’in Zivug’unda hoş hazları alıp toplayana dek onlar onun on Sefirot’unu tamamlayan NHYM’dur. Bu zevkleri ve hazları alıp topladığında, her tarafta dal ve meyvelerle dolu bir ağaç gibi, tam alçalır.

91) Taht, Zivug’un yerinden kendi yerine, Hazeh’den ve aşağıdan indikten sonra, bu dört form, dört hayvan Shinan, onun her bir tasvirinde tasvirli çıkarlar: oyulu, aydınlatıcı, parıldayan ve alevlenen, onlar dünyada bir tohum ekerler.

Oyulu; bir kab için Kelim ölçüleri anlamına gelir.

Aydınlatıcı, Or Yaşar seviyelerinin ölçüleri anlamına gelir.

Ayrıca dünyada bir tohum ekiyorlar. Yani, üç BYA dünyadasındaki nesillerin tümü onlar tarafından verilmektedir. Ardından dört hayvana Shinan denir “Ot veren tohum” yazdığı gibi. “Ot” dünyada bir tohum ekenler olan hayvanlar anlamına gelir.

Parıldayan, Or Hozer seviyelerinin ölçüleri anlamına gelir.

Alevlenen, aşağıdan yukarıya doğru yanan ateş gibi aşağıdan yukarıya aydınlatma demektir. Bunlar solun aydınlatmalarıdır.

92) Bir adamın formu – bütün formları içeren – ortaya çıktığında, onunla ilgili “Meyve taşıyan bir meyve ağacı” yazılır. Bu böyledir çünkü adam, erkek ve kadındır. Bir meyve ağacı dişidir, meyve taşıyan ise erkektir. “İçinde kimin tohumu var, yeryüzünde” yazılıdır yani tohumunu yalnızca yeryüzünün yararına saldığı anlamına gelir. “İçinde kimin tohumu var” demek, adamın tohumlarını boşuna çıkarması yasaktır anlamına gelir.

93) “Çim”, “Yeryüzü çim versin” ayetinde tohum vermez. Bu nedenle o iptal edilir ve diğerleri gibi sürdürülebilir değildir. Öyledir çünkü saman ikinci günde yaratılan, bir süre hüküm süren meleklerdir. Canavar için yiyecek olarak dururlar. Çimler ve samanlar bir ve aynıdır, çünkü çimlerin hiç bir şekilde tasvir edilen ve bir resimde oyulan bir görüntüsü yoktur. Aksine onlar görülürler ve görülmezler.

Bu böyledir çünkü görüntü ve tasvir Kelim’den gelir, çünkü ışıklar çizginin başlangıcından Asiya’nın sonuna kadar hiçbir değişiklik almaz. Saman veya çimen denilen, Kli’leri yalnızca Nekudim dünyasının iç AVI’sinde ifşa olduğundan ABYA dünyalarında Kelim’leri olmayan ışıklar GAR de AB iken, tüm değişiklikler ve formlar sadece Kelim’den gelir. Ayrıca, bu AVI’lerin gizlendiği ve artık ABYA dünyalarında ifşa olmadığı bilinmektedir, dolayısıyla GAR de AB’ın hiçbir şeyde Kli’si yoktur.

Bu yüzden onlar görünür ve görünmezler. VAK’ın GAR olmadan ifşa olması imkânsız olduğu için Mohin de VAK de AB’yi, Mohin de Haya’ı ifşa etmek için mutlaka görünmeleri gerekir. Mohin ifşa olduktan sonra sonra derhal ayrılırlar ve görünmezler çünkü içinde kıyafetlenmek için hiçbir Kelim yoktur. Kural budur: Kelimde bir formda ya da bir resimde tasvir edilmemişler sürdürülebilir değildir. Aksine, bunlar yaratılır ve bir süre dayanır ve derhal ateşi tüketen alev tarafından tüketilir. Sonra bir kez daha yaratılırlar ve daha önce olduğu gibi ateşi tüketen alev tarafından derhal yenilirler ve bunun gibi her gün defalarca.

94) Aşağıda bir adam, bu dünyada, bir resme ve bir tasvire sahiptir ve hala yukarının melekleri gibi sonsuza dek mevcut değildir. Bu, görünüşe göre bu varlığın bir resme ve herhangi bir şekilde bir tasvire bağlı olmadığı anlamına gelir. Aksine, yukarının meleklerinin resmi ve tasviri, başka bir kıyafet ile tasvir edilmeksizin tasvirlerinde oldukları gibi tasvir edilirler. Bu yüzden sonsuza dek var olur ve yaşarlar. Aşağıdaki adamın tasviri, bu dünyada, NRN’sının tasvirlerinde bir kıyafet aracılığıyla tasvir edilmiştir, başka bir şekilde değil. Bu nedenle, sadece belirlenmiş ve tahsis edilmiş bir zaman için var olurlar.

Melekler Zivug AVI’den gelir AVI onların ışıklarını herhangi bir kıyafet olmadan kendi Kelim’lerinde aldığı için, onlardan uzayan melekler de ışıklarını onların Kelim’lerinde alabilirler ve başka bir kıyafetten yardıma ihtiyaç duymazlar. Fakat insanların ruhları Zivug ZON de Atzilut’tan gelir ve ZON’un onların ışıklarını sadece NHY de AVI’den aldıkları bir kıyafet ile alabildiği bilinir, çünkü onların Kelim’leri Or Yaşar’a uygun değil, sadece Or Hozer için uygundur.

Onlardan doğan insanlarla daha da ötesidir – bunlar ışıkları kendi Kelim’inde almaya uygun değildirler, sadece ZON’dan bir kıyafetle alabilirler. Böylece sonsuza var olmazlar, çünkü “Dünyada günah işlemeyecek erdemli bir adam yoktur.” Artık o rolü için uygun olmayana kadar üst kıyafetleri lekelediklerinde, NRN’ları derhal ayrılır ve ölürler.

95) Her gece, bir adam uyurken, adamın ruhu o giysiyi çıkarır ve MAN için ZON’a yükselir. Ateşi tüketen alev, Nukva de ZA, ruhu tüketir ve yakar. Sonra ruhlar eskisi gibi canlanır ve kıyafetlerinde tasvir edilir. Bu nedenle ruhlar, yukarının bu formları gibi, bitkilerin melekleri gibi sürdürülmez, aksine yanar ve yenilenirler, “Her sabah yenidirler; İnancınız yüce, ” yazıldığı gibi , her gün yeni olan insanların ruhları hakkında yazılıdır. Öyledir çünkü uyku sırasında ruhlar yükselir ve yanar ve yenilenir çünkü “Sizin İnancınız Yüce” yüce, büyük olan küçük olmayan.

Zivug ZON’dan iki tür melek gelir: 1) bir süre için çıkıp Nukva’da derhal yanarak GAR de AB’den uzanan “çim”olarak adlandırılan melekler ve 2) VAK de AB dan uzanan ve sürdürülebilir olan “ot” olarak adlandırılan melekler.

İnsanların yükselttiği MAN aracılığı dışında ZON’da Zivug yoktur. Uyku sırasında erdemliler Zivug ZON için MAN’da ruhlarını yükseltir. “Elinde ruhumu teslim ederim; Beni kurtardın Efendi, gerçek bir Tanrı. ” yazıldığı gibi.

Buna göre, bu MAN’lar aracılığıyla iki tür ruh ortaya çıkarılmalıydı: 1) sürdürülemez, çimlerin melekleri gibi derhal yanan, 2) sürdürülebilir, otun melekleri gibi Ancak, öyle değildir çünkü onlara yalnızca bir ruh uzatıldı, ilk önce yanan ve sonra o yenilenir ve sürdürülür.

Bu iki tür Mohin, GAR de AB ve VAK de AB, iki karşıt gibidir; aynı anda aynı konuya giremezler. Bu nedenle, zamanın üstünde olan meleklerde, onların içinde iki kez gelmeleri imkansızdır, bu yüzden içlerinde iki konuda, iki tür melek olarak gelirler. Ancak, zamanı olan insanlar için, onlarda bir konuda girebilirler, fakat iki kerede. Birincisi, GAR de AB’den aldıklarında, çimin ve samanın melekleri gibi yandıklarında. Daha sonra, VAK de AB’dan aldıklarında, eski hallerine geri dönerler ve var olurlar. Yani, “Her sabah yenidirler” çünkü ilk önce yandıklarından her sabah yenilenmiş sayılıyorlar.

Çünkü “Sizin İnancınız Yüce” ve küçük değildir. Nukva de ZA’e “inanç” denir. Nukva’nın GAR de AB’ı almak için başından beri küçük değil büyük olması gerektiğinden çünkü GAR’ı almadan önce VAK’ı alamadığı için, Mohin de GAR de AB onun içinde aydınlattığında ruhlar önce yanmalıdır. VAK de AB’ın aydınlatmasında yenilenirler “Her sabah yenidirler” yazıldığı gibi çünkü “Sizin İnancınız Yüce”, çünkü Nukva küçük değil büyük olmalıdır.

96) Nitekim, inanç, Nukva, yücedir çünkü dünyanın bütün ruhlarını alabilir ve onları içine katabilir, içinde yanan ruhların GAR’ı da ve ondan dünyaya çıkan ruhların VAK’ı da dahil olmak üzere, üst ruhlarını ve alt ruhları. Nukva, “Nehirlerin tümü denize gider ve deniz dolu değildir” yazılı olduğu gibi her şeyi içeren ve doldurulmamış harika ve büyük bir yerdir. Nukva’ya “deniz” denilir ve nehirler ruhlardır.

97) Üçüncü günde, iki kez yazılmıştır, “Ki o iyiydi”, çünkü o gün her iki tarafta olarak, sağ ve sol çizgide sayılır. Bu tarafa “Ki o iyiydi” dedi ve o tarafa “Ki o iyiydi” dedi ve aralarında karar verdi. Bu nedenle, içinde iki kez “dedi” vardır, çünkü yaradılış çalışmasının üçüncü günü, birbirlerini inkar eden, HG olan ve tartışmalı olan iki çizgiye karar veren Tifferet’tir. İşte bu nedenle burada iki kere “dedi” yazılıdır ve iki kere “Ki o iyiydi” çünkü Tifferet sağ çizgiye, Hesed’e “Ki o iyiydi” dedi ve aynı zamanda sol çizgiye Gevura’ya “Ki o iyiydi” dedi, her ikisinin de aydınlatılmasını sürdürerek.

Burada dört harfli Yod-Hey Vav-Hey ismi dört formda dört tarafta 12 harfe yükselerek süslenir ve oyulur ve kutsal tahtta, Nukva de ZA’de yazılır. “Ot yetiştiren tohum” ayeti , “Tanrı’nın aracı sayısızdır, binlercesinin binlercesi” ayetinde bir adamın yüzünden eksik olarak kendileri sadece üç Panim, Shina olan meleklerin meydana çıkışını kasteder. Bu nedenle kendilerinin Zivug’u yoktur fakat bir adamın yüzünün yani tüm dört Panim’in olduğu yerde Haze ve yukarısından bir Zivug için yükselmelidirler. “Michael güney yönüne bir yazıt yazdı ve bir aslanın yüzü, bir öküzün yüzü ve bir kartalın yüzü olan tüm üç Panim bir insanın yüzüne bakar.”

Üst Zivug için yükselen Tanrı’nın aracından olan hayvanların her birinin orada dört Panim’i aldığı düşünülür – bir aslanın yüzü, bir öküzün yüzü, bir kartalın yüzü ve bu dört harfli ad, Yod-Hey Vav-Hey olan bir insanın yüzü. Öküz dört Panim içerir, kartal dört Panim içerir ve aslan dört Panim içerir. 12 harfli ad üç hayvan Shina’da, her birinin dört form aldığı yerde dört formda oyulur -aslan, öküz, kartal ve insan- orada bulunan iki yönde üst Zivug için yükseldiklerinde. Bir Aslanın yüzü sağda, güneyde; bir öküzün yüzü solda, kuzeyde, bir kartalın yüzü ortada, doğuda ve bir adamın yüzü batıdadır ve onlar kutsal tahtta yazılmıştır.

Işıklar olsun

98) “Ve Tanrı, “Işıklar olsun” dedi.” “Işıklar” bir Vav eksikliği ile yazılıdır. Böylece, bu bebekler için diyabet hastalığının yaratıldığını gösterir çünkü bir Vav eksikliği ile “Işıklar” bir lanettir, “Rab’bin laneti kötülerin evinde” [“lanet” ve “ışık” burada aynı hecelenir] kelimelerinden. İlkel ışığın aydınlatması gizlendikten sonra, Moach [beyin] için bir Klipa yaratıldı.

Bugüne kadar HGT de ZA olan ilk üç gün açıklandı. Şimdi dördüncü günü, Netzah de ZA’i; Nukva de ZA’nın ilk üç günde düzeltildiğiyle ile açıklıyor. Ne zaman söylendiyse, “ol”, azalmanın bir ifadesidir. “Işık olsun”, Yod’un Ohr’a (ışık) girdiğini ve Avir (hava) olduğunu ve GAR’ın ayrıldığını gösterir. “Bir gökyüzü olsun” ifadesi, Elokim’in Alef-Lamed’in iki harfinin altında yapılan bir gökyüzünü ve Elokim’in Hey-Yod-Mem harflerinin ZON derecesine kadar indiğini ve Yod-Mem-Hey olduğunu gösterir.

Ancak tüm bu azalmalardan hiçbir Klipot çıkmadı, ancak üç Sefirot (Bina, Tiferet ve Malhut) altlarındaki dereceye düştü. Ancak burada, aşağıda Keduşa’nın Sefira’sının bulunmadığıyla, Atzilut dünyasının Sium’undaki Malhut’la, Nukva de ZA ile ilgilidir. Klipot, ondan düşen Sefirot’tan yapıldı çünkü Atzilut de Keduşa’nın derecesinden çıktılar ve Klipot’un yeri olan BYA’ya geldiler zira Atzilut’tan BYA’ya düşen herhangi bir ışık için bu ölüm olarak ve Klipot’a düşmek olarak kabul edilir. Bu nedenle, Nukva de ZA’da yaratılış çalışmasının dördüncü gününde meydana gelen herhangi bir azalma, bir Klipa ondan yaratıldı.

Bu nedenle “ışıklar”, Vav’dan eksik yazılıdır çünkü “ol” azalmayı ve ayrılmayı gösterir fakat Nukva’da, azalmadan bir Klipa yaratıldı. Bu nedenle, bir eksiklik ile “lanet”olarak hecelenen “ışıklar” yazılıdır, “diyabet” olarak adlandırılan Klipa bu azalmadan yaratıldığı için, atalarının günahları yüzünden günahların tadını tatmayan çocukları öldürerek.

Şimdi, Nukva’daki azalmalardan çıkan Klipot’un basamaklandırmasının sırasını açıklıyor. Adam’ın dünyanın sonundan sonuna kadar gördüğü ilk ışık gizlendiğinde ve Malhut bunun yüzünden azaldığında, Moach için bir Klipa yaratılmıştır, yani Malhut’un karşısında bir Klipa ortaya çıktı. Klipa, Moach’tan önce gelir, yani Klipa, meyvenin açığa çıkması için bir hazırlık olan kabuğu gibi, Mohin’in çıkarılması için bir hazırlıktır. Bu Klipa’ya, Klipot’un kökü olan “ilk Lilit” denir. Henüz, onun sadece Malhut’un karşısında bir tutuşu vardır ve ilk dokuzda kesinlikle yoktur.

O Klipa genişledi ve başka bşr Klipa çıkardı, “Işıklar olsun” diye yazıldığında, çünkü “ol kelimesi, Bina’nın VAK’a MI olarak geri döndüşünü gösterir zira “Malhut’lu Masah Elokim’in iki harf Alef-Lamed’inin altına yükseldi ve üç harf Hey-Yod-Mem düştü ve Yamah [küçük deniz, hecelenmiş Yod-Mem-Hey] olarak adlandırılan alt sular oldu. O dönemde Malhut’ta Tzimtzum’un gücü arttı ve aynı zamanda üst sular üzerine de yükseldi, Bina, Tiferet ve Malhut olan Hey- Yod-Mem, Malhut gibi alt sular olduklarından. Bu Klipa başka bir Klipa’yı genişletti ve eğitti, üst suları, Hey-Yod-Mem’i de genişlettiği ve tuttuğu için, alt sularla karışıp Yod-Mem-Hey oldukları zaman.

Klipa çıktığında o yükseldi ve alçaldı. Yani, dışarı çıktığında, o yükseldi ve üst suları kavradı ve Masah daha sonra Alef-Lamed harflerinin aşağısına, Hey-Yod-Mem harflerini geri getirerek yerine alçaldığında, Klipa onlardan alçaldı ve onlar Mohin de Katnut’a sahip olduklarında Panim de Katnut’a, ZON’a ulaştı. Onlara yapışmak ve onların içinde tasvir edilmek istedi ve hiçbir koşulda onlardan ayrılmak istemedi çünkü ZON yalnızca Mohin de Katnut’a sahip olduğunda, Klipa onları tutabilir.

Yaratan Adam HaRishon’u yarattığında, onu (Klipa’yı) oradan ayırdı ve o aşağıya alçaldı yani onu bu dünyada ıslah etmek için sadece Malhut’un karşısında olmaya alçaldı, ilk Klipa, ilk Lilit gibi, sadece Malhut karşısında ve onun üzerinde kesinlikle değil.

99) Klipa, Havva’nın, yukarının güzelliği olan Adem’in yanına yapıştığını görünce, onlarda tamamlanmış bir form gördü, Mohin de Katnut’un bütünlüğü. Evinden kaçtı, çünkü zaten Malhut’un karşısına inmişti ve daha önce olduğu gibi Adem ve Havva’nın Mohin de Katnut’una yapışmak istiyordu. Yani, başlangıçta Mohin de Katnut de ZON’a yapışmak istediği gibi şimdi de, Adem ve Havva’nın Mohin de Katnut’una yapışmak istedi.

Yukarıdakilerin kapı bekçileri, Klipa’nın onlara yapışmasına izin vermezdi. Yaradan onu azarladı ve denizin derinliklerine attı. Yorum: Yaratan, Mohin de Gadlut ile Adam HaRishon’u verdi. Bu Mohin, Klipa’yı azarlar ve ilk Lilit’in yeri olan denizin derinliklerine sürgün eder. Bu şekilde, üst suyu tutan bu Klipa’nın tüm gücü iptal edilir ve sadece ilk Klipa kalır.

100) Klipa, Adem ve karısı günah işleyene kadar orada, denizin dibinde oturdu. Sonra Yaradan onu denizin derinliklerinden çıkardı ve o babalarının günahları için cezalandırılmayı hak eden insanların küçük yüzleri olan tüm bebekleri kontrol eder.

Adam HaRison’un günahından sonra, yılan Havva’da pislik attığında ve Havva’nın Mohin’i üst sular olarak kabul edildiğinde, üst sular bir kez daha lekelendi, Malhut’un üstündeki Sefirot anlamında. Buradan Klipa’nın bir kez daha denizin derinliklerinden, alt sulardan yükseldiği ve üst suları kavradığı sonucu çıkar, hala Mohin de Katnut’larını kavradıklarında Adem ve Havva Mohin de Gadlut’u elde etmeden önce olduğu gibi. Bu nedenle, o (Klipa) bir kez daha, insanların küçük yüzlüleri olan bütün yeni bebekler üzerinde hükmeder, daha önce Adem ve Havva’nın küçük Panim’i olan bütün bebeklerin üzerinde hüküm sürdüğü gibi.

Babalarının günahları için cezalandırılırlar çünkü insanların Nesamot’unun [Nesama’nın çoğulu] babaları ve oğulları ZON de Atzilut ve AVI için bir örnektir. Ve Katnut ve Gadlut de ZON, AVI’den gelirken, Ima MI’ye azaldığında ve ELEH harflerini ZON’a alçalttığında, ZON Katnut’tadır ve tüm Mohin’leri sadece içinde kıyafetlenen Ima’nin ELEH harfleridir ve onların kendi Mohin’leri yoktur. Gadlut sırasında, Ima ELEH harflerini geri döndürür ve onlara Mohin de Gadlut’u verir ve ardından ZON onların kendi Mohin’ine sahip olur.

Yani o Nesamot [ruhların] babalarında ve oğullarındadır. 13 yıldan önce, oğulların kendi yetkileri yoktur. ZON de Katnut’a benzer şekilde tüm kusurları babalara atıldığından, günahın tadına bakmamış sayılırlar. Eğer o zaman Klipot onları kavrarsa onlar sadece içlerinde kıyafetlenen ve o sırada hepsi onların Mohin’leri olan ELEH harflerini kavrarlar. Bu ELEH harfleri aslında AVI’ye aittir, yani Klipot’un tutuşundan muzdarip olan AVI’dir, ZON değil.

Bu nedenle, Klipot Nesamot’taki oğulların Mohin’lerini de kavrar ve onları ölüme mahkum ederse, oğullar hâlâ kendi yetkilerine sahip olmadıkları için bu oğulların değil babaların kusurudur. Ancak Mohin de Gadlut 13 yaşında oğullara geldiğinde, o zaman AVI onlardan kurtulur, çünkü o zaman oğullar kendilerinin Mohin’lerini alırlar, Mohin de Gadlut’u içlerinde kendi Mohinleri gibi kabul edilen ZON gibi. Ardından, Klipot onları kavrarsa, AVI daha fazla azı çekmez.

Klipa gidip dünyayı dolaşır. Yeryüzünün Cennet Bahçe’sinin kapılarına yaklaştı ve Cennet Bahçesi’nin kapılarının koruyucusu olan Keruv’u gördü ve yanan cehennemden çıktığından beri yanan kılıçla oturdu. Bu nedenle Klipa, Cennet Bahçesinin kapılarına gitti ve o alevnlenmenin yanından çıktığı için yanan kılıçla oturd. Bu nedenle Klipa, Cennet Bahçesi’nin kapılarına gitti ve yanan kılıçla oturdu çünkü gücü o yanan, dönüşen kılıçtan uzanır. Bu yüzden oraya oturdu, gücünü almak için.

101) Bu yanan kılıç Din’e dönüştüğünde, Klipa kaçar ve dünyayı dolaşır, cezalandırılmayı hak eden bebekleri bularak. “Dönüştüren kılıcın alevlenmesi” olarak adlandırılır çünkü Rahamim’den Din’e ve Din’den Rahamim’e dönür. Klipa, onlara güler ve onları öldürür ve bunu, “lanet” olarak hecelenen Vav’sız “Işıklar” yazıldığı gibi, ışığını azaltan ayın küçülme zamanında yapar.

Kabil doğduğunda, Klipa ona yapışamadı. Aksine, daha sonra ona yaklaştı ve onunla bağ kurdu, uçan ruhlar gibi ondan ruhlar yaratarak. Yorum: Kabil doğduğunda, kötülük onun içinde belirgin değildi, Havva’nın dediği gibi, “Bir adam, Efendi satın aldım.” Bu yüzden hiçbir Klipa ona yapışamadı. Ancak yılanın pisliği, bilgi ağacının günahı nedeniyle zaten Havva’da olduğundan, o yılanın pisliği, Kabil abisine karşı yükselip onu öldürene kadar Kabil’de de karışmıştı. O zamandan beri yeryüzünün yüzeyinden göçebe toprağa kovuldu ve ardından Klipa ona sarıldı.

102) Adam HaRison, Naama’nın gelişine kadar 130 yıl boyunca kadın ruhları kullanıyordu. Güzelliği nedeniyle, tanrıların oğulları Aza ve Azazel, onun ardından zina yaptı ve AH onlardan yeni ek Klipot doğurdu. Kötü ruhlar ve şeytanlar ondan dünyaya yayıldı ve onlar geceleri yürüyüp dolaşıyorlar, dünyayı dolaşıyorlar, insanlara gülüyorlar ve boşuna sperm çıkarmalarına neden oluyorlar. Ve nerede evde yalnız uyuyan insanları bulurlarsa, onlarda kalırlar, onları kavrar, onlara yapışırlar, onlardan şehvet alırlar ve doğum yaparlar.

Açıklama: Naama’nın gelişinden önce, sadece iki Klipot vardı. İlki, ilk ışığın gizlenmesiyle yaratılan ilk Lilit’tir. Sadece alt su olarak ve Malhut karşısında düşünülür . Bu dünya Malhut olarak kabul edildiğinden, bu dünyadan sayılır. Ortaya çıkan ve yaratılan ikinci Klipa, Hey-Yod-Mem adlı üç harf Yod-Mem-Hey olarak alt sulara düştüğündedir ve o üst suları, Yod-Mem-Hey’i kavrar. Mohin de Gadlut ZON’da çıktığında, o üst sulardan ayrıldı ve bu dünyaya, ilk Lilit gibi alt sulara doğru alçaldı. Adam HaRison’un günahıyla, üst suları bir kez daha kavradı. Buradan, ikinci Klipa’nın bu dünyaya düştüğü zamanadan beri Adam HaRison’un günahından dolayı üst suların yanısıra alt sular üzerinde de bir kayrayışı olduğu sonucu çıkar.

Adam HaRison bu iki Klipot’ta 130 yıl boyunca iki kadın ruhunu kullanıyordu, çünkü Naama’nın gelişine kadar dünyada hala bu iki Klipot’tan başka bir şey yoktu. Ve ondan, kötü ruhlar ve şeytanlar dünyaya yayıldı. Aza ve Azael’deki kusur sayesinde ondan yeni bir Klipa doğdu. O sadece üst suları tutar çünkü Aza ve Azael bu dünyaya düşen üst sular olarak kabul edilir. Naama’ya doğan bu ruhlar ve şeytanlar havada, üst sularda asılı duruyorlar ve onların yeryüzünden hiç bir şeyleri yok.

Böylece, şimdi üç çeşit Klipot vardır: 1) tamamen yeryüzünden; 2) yeryüzünden ve havadan olanın olduğu; 3) tamamen havadan.

Ayrıca, bu Klipot hastalıklara zarar verir ve bir kişi hastalığın ona nereden geldiğini bilmez. Bunun hepsi ayın küçülmesi sırasındadır.

1) Ölüm, tamamen yeryüzünden olan ilk Klipa’dan yayıldı, “Çünkü siz tozsunuz ve toza döneceksiniz” yazıldığı gibi.

2) Günahın tadına bakmayan bebeklerin ölümü, yarısı üsttekilerden yarısı alttakilerden olan ikinci Klipa’dan gelir, çünkü o da yeryüzüne dahil olduğundan onları ölüme mahkum edebilir.

3) Fakat tamamen havadan, üst sulardan olan üçüncü Klipa, insanları öldürmekle ve ölüme mahkum etmekle ilgilenmez, sadece boşuna çıkan spermin Tuma’a’sı ile onları kirletmekle ilgilendir. Ancak, Naama yeryüzünün kızlarından olduğu ve onun parçası o ruhlara ve şeytanlara da karışmış olduğu için, bir kişinin kötü hastalıklarına neden olacak güçleri var ancak onları ölüme mahkum edecek güçleri yoktur.

Buradan, ilk Klipa’nın sadece insanları ölüme mahkum etmekle ilgilendiğini, ikinci Klipa’nın (aynı zamanda üsttekilerle de karışık), boşuna sperm yayarak kirletme ve bebekleri öldürme gücüne sahip olduğunu, üçüncü Klipa’nın ise sadece boşuna sperm yayarak kirleme gücünün olduğu, ama öldürme gücünün olmadığı sonucu çıkar. Bunun yerine, insanlara da hastalık bulaştırabilir. Ancak, o Klipot’un birbiriyle bağlanmak için davranışıdır.

103) Bir lanet olan “Işıklar” diye yazılıdır [bir Vav olmadan]. Ay kurulduğunda, Mem-Alef-Resh-Tav [bir Vav olmadan “ışıklar” ] harfleri Alef-Mem- Resh-Tav [bir deyiş] harflerine değiştirildi, “Rab’bin (her) sözü saftır, O’na sığınanlar için bir kalkandır.” yazıldığı gibi. Tüm bu kötü ruhlara ve Ay’ın küçülmesi sırasında dünyada uçan cezalandırıcı davacılara, Yaradan’ın inancıyla ona tutunan herkese bir kalkandır.

Klipa, Moah’tan önce gelir; Mohin’in ifşa edilmesinin nedeni odur. Bu böyledir, çünkü “ay” denilen Nukva de ZA’nin ıslahından önce, “lanet” olarak adlandırılan Klipa’nın kendisi, Nukva’nın ıslahından sonra insanlar üzerinde bir kalkan haline gelir. Mem-Alef-Resh-Tav harfleri Alef-Mem-Resh-Tav harflerine dönüşür ve o bir kalkan olur.

104) Kral Süleyman cevizin derinliğine indiğinde, “Ceviz bahçesine gittim” yazıldığı gibi, bir ceviz kabuğu aldı, içindeki tüm Klipotlara baktı ve bildi ki ceviz kabuklarında o ruhların tüm hazları esas olarak insanlara yapışmak ve onları kirletmek içindir. “Erkeklerin, kadınların oğullarının zevkleri, çok fazla” yazıldığı gibi. Ayetin anlamı, şeytanların hazları yalnızca erkeklerin oğulları içindir, yani bu “Kadınların çok fazla” ayetetini iptal eder ve onu “Bir dişi şeytanın hazları ve dişi şeytanlar erkeklerin oğullarıdır” olarak yorumlar.

105) Bir dişi şeytan ve dişi şeytanlar da gece uykusu sırasında zevk alan insanların hazlarından çıkar ve doğar. Yaradan, dünyadaki her şeyi, tüm bu Klipot’ları yaratmalı ve dünyayı onlarla ıslah etmeliydi. Hepsi bir ceviz gibidir, içinde Moah ve Moah’ı çevreleyen birçok kabuk [Klipot]. Tüm dünyalar bu şekildedir, ceviz gibi, Moah ve yukarıda ve aşağıda, üst dünyalarda ve alt dünyalarda Moah’ı çevreleyen birçok kabuk [Klipot].

106) AA’den, üst noktanın başlangıcından, tüm derecelerin sonuna kadar, diğerinin içinde hepsi birdir ve biri diğerinin içinde ta ki birin diğeri için bir Klipa, diğeri için birin, bir Klipa olduğunu bulana kadar. Bir Klipa, meyveyi giydiren Klipa gibi dışsallık ve kıyafet anlamına gelir.

Bu böyledir çünkü Malhut’un yükselişiyle ve Bina’nın yerinde hafifletilmesiyle, tüm dereceler ikiye bölünmüştür – KH derecede kaldı ve Bina ve TM onun altındaki dereceye düştü ve orada kıyafetlendi. Bu kıyafet, Gadlut sırasında da da kalır. Bu nedenle, altta olan üstekine yükselir, çünkü Bina’yı ve üsttekinin TM’sini giydirir. Böylece, her derecenin Bina ve TM’u, altındaki dereceyi giydirir ve her altta olan üstte olanın Bina ve TM’si üzerinde dışsallık olan bir Klipa olur.

Her biri birbirinin içinde bir ve her biri diğerinin içinde birdir ta ki birin diğeri için bir Klipa olduğunu ve bir olduğunu bulana kadar. Dereceleri ihlal eden Malhut’un o yükselişi, “üst nokta” olarak adlandırılan AA ile başlar. Bu nedenle, “üst noktanın başından” denildi ve üst noktanın üzerinde değil çünkü Atik de aynı zamanda bölünmemiş sayılır ve daha da ötesi içinde hiçbir bölünme olmayan beş Partzufim AK.

107) İlk nokta, AA, iç ışıktır. Kusursuzluğunu, inceliğini ve saflığını bilmek ve anlamak imkansızdır. Bu yüzden AA’ya Hohma Stimaa [gizli Hohma] adı verilir, çünkü bir nokta, genişletilmiş olan AA’den genişlemeye kadar altındaki tüm derecelerden saklı ve gizlenmiştir, Atzilut’un Partzufim’den bile.

Bu noktanın genişlemesi, AA’yı Peh’inden Haze’sine giydiren ve onu bir saray gibi saran Partzuf üst AVI adlı bir saray olur. O noktanın kıyafetlenmesi için büyük saflığı nedeniyle Roş AA’den Guf’una, Partzuf AVI’yi giydirerek çıkanTM de AA ve Bina’nın olduğu yerde ulaşılamayan bir ışık olan bir saray olur, Partzuf üst AVI olan saray AA’yı Peh’inden Haze’sine giydirdiği ve sardığından. Böylece AA, AVI olan alttakilerini giydirir ve AVI onun dışına çıkar.

108) Saray, AVI; AA ve ölçülemeyen bir ışık olan gizli noktaya kıyafetlendiriyor. Sarayın ışığı, AVI de aynı zamanda bilinmemektedir ve edinilmezdir, yine de saklı ve gizlenenmiş olan AA, ilk noktanın ışığı kadar ince ve saf değildir.

Bu saray ilk ışığın genişlemesini genişletti. Saraydan, AVI, YESHSUT genişledi ve yayıldı ve içinde, Yod Ohr (ışık) ‘u bırakarak Avir’inden çıktığıdan dolayı “Ve Tanrı dedi ,“ Işık olsun ”ve ışık vardı” ayetinde açıklanan ilk ışık ortaya çıktı. YESHSUT’un genişlemesi, YESHSUT’tan daha içsel olan üst AVI’nin ince ve saf sarayı için bir kıyafettir. Bina ve TM de AVI alçaldı ve YESHSUT içinde kıyafetlendirdi böylece AVI’de aynı zamanda altında olanın içinde kıyafetlendirir ve alttaki ona dışsalık olur.

109) YESHSUT’tan bu yana onlar birbirlerinde genişler ve birbirlerinde kıyafetlendirilirler. Bu, ZA ve onun Nukva’sını kasteder ki, Bina ve TM de YESHSUT ZON’da alçaldı ve kıyafetlendirildi ve ZON YESHSUT’a karşı dışsallık oldu ta ki tüm dereceler birbirlerinde kıyafetlenene kadar, birin bir Moah ve birin bir Klipa olduğu yerde, Moah diye adlandırılan bir içseldir ve onun Klipa’sı olarak kabul edilen bir dışsaldır. Ve bu onun üstündeki için bir kıyafet olmasına rağmen, yine de diğer derece, altında olan için bir Moah olur çünkü AA için kıyafet olarak kabul edilen AVI, Moah ve YESHSUT’un içselliği oldu. Aynı şekilde, AVI için kıyafet olarak kabul edilen YESHSUT, ZA için Moah oldu ve YESHSUT için kıyafet olan ZA, Nukva’sı için Moah oldu.

Ve aynen BYA alt dünyalarında da öyle yapıldı çünkü Atzilut’un Nukva’sı Beria’da, Beria Yetzira’da ve Yetzira Asia’da kıyafetlendirdi. Aynı şekilde, Ruah’ta adamın Neşama kıyafetleri ve Nefeş’te ve Guf’ta Ruah ta ki bu resimde aynı zamanda bu dünyada bir adam da var olana kadar, ruh ve beden olan Moah ve Klipa. Bütün bunlar dünyanın ıslahı içindir.

Birbirlerinde derece kıyafetlenme meselesi, üst olanın dışsallığının, alt olanın içselliği haline geldiği yerde, hepsi dünyanın ıslahı içindir. O olmasaydı, ZON’un ve çok daha az insanın üst Mohin’i elde etmesi imkansız olurdu.

110) Ay Dvekut’ta güneş ile birlikteyken, ay onun ışığındaydı. İlk olarak, eşit derecede ZA ve -güneş ve ay olarak adlandırılan- onun Nukva’sı vardı, birbirine bağlı “İki büyük ışık” yazıldığı gibi. Bu böyledir çünkü o zaman Nukva, ay, ışıklarının hepsine sahipti ve ZA’den, güneşten bir şey almaya ihtiyacı yoktu. Acak, Nukva bu durumda kalamazdı. Işığından azaldı ve Sefirot de Beria olan oradaki tilkilere baş olarak Beria dünyasına alçaldı.

Ay, güneşten Beria dünyasına alçalarak çekildikten sonra ve Beria’nın ev sahiplerinin başı olarak atandıktan sonra, kendisini azalttı ve içindeki ışığı azalttı ve Klipot üzeri Klipot yaratıldı, Moah’ı gizlemek için biri diğerinin üstüne birçok Klipot. Nukva’nın ışıklarında yapılan her küçültmeden bir Klipa yaratıldı ve bu Klipotlar, Moah’ı gizlemek için Moach’tan önceki Klipa’lar gibidir. Bu Klipot’lar, Mohin’in ışığını gizler.

Mohin’in ışığının ıslahı için her şey yapıldı, çünkü Klipa olmadan meyve ifşa olamazdı. Ayın, Nukva’nın azalması nedeniyle ortaya çıkan Klipot’lar yüzünden bir lanet olan [bir Vav’ın] bir eksiklik ile “Işıklar olsun” diye yazılmasının nedeni budur. Bütün bunlar dünyanın ıslahı için yapıldı ve bu yüzden “Yeryüzü üzerine ışık vermek için ”yazılıdır çünkü bu Klipot’lar meyveden önce gelen bir Klipa’da ortaya çıktı.

İki Büyük Işık

111) “Tanrı iki büyük ışık yaptı” “Yaptı”, Gadlut ve olması gerektiği gibi her şeyin ıslahı anlamına gelir. Yukarıda, “Olsun” un Katnut’u işaret ettiğini açıkladı çünkü gelecek zaman hazırlık ve kalifikasyonu gösterir zira Katnut, Gadlut için hazırlıktır. Fakat “Ve vardı” ya da “Yaptı” meselenin sonunu ve Gadlut’u belirtir. Benzer şekilde, burada “Işıklar olsun” ayetinin Klipot’un küçülmesini ve ortaya çıkışını belirttiği ve “Yaptı” kelimesinin Gadlut’un tamamlanmasını ve ıslahını işaret ettiğini açıklar.

İki (büyük) ışık” ayeti, başlangıçta, iki ışığın, ZA ve Nukva’sının bir bağlantıda, eşit bir seviyede olduğunu ve birbirlerine ihtiyaç duymadıklarını belirtir. Bu tamamlanmış HaVaYaH Elokim isminin bir olarak anlamı budur. Her ne kadar ifşa olmamış ama gizlenmiş olsa da, HaVaYaH Elokim adlarıi, Mohin de Gadlut’ta ZA ve onun Nukva’sını eşit seviyede PBP [yüz yüze] olarak gösterdiği için, burada metin, ZA ve Nukva’nın Ahoraim’de eşit seviye bulunduğu zamanlardan bahseder. Başka bir deyişle, Hohma’nın Mohin’ine sahipler ama Hasadim’in kıyafetinin yokluğu nedeniyle Nukva’da aydınlatmazlar.

Böylece, bir yandan HaVaYaH Elokim, Mohin de Hohma’da oldukları gibi tam bir ad olarak kabul edilirler çünkü bütünlüğün tümü Hohma’nın ışığındandır. Ancak diğer taraftan, Hohma, Hasadim’ kıyafeti olmadan aydınlatamayacağından onlar Mohin’in gizliliğinde sayılırlar. ZON’un iki ışığı tamamlanmış bir ad HaVaYaH Elokim’dedir. Ancak, Elokim ismi ifşada aydınlatmaz sadece gizlilikte aydınlatır çünkü Hohma, Elokim adında, Nukva’da Hasadim’in giysisi yetersizliği nedeniyle aydınlatmaz.

112) ZON orada eşit bir seviyede büyüdüğü için “Büyük” yazılıdır, yani her şeyi birleştiren ad – Matzpatz, Matzpatz – onlar tarafından böyle çağrılacaktır. Yani, onlar ZA’nın sağ Matzpatz’dan, Nukva’nın sol Matzpatz’dan alacağı yerde bu adlardanden, Matzpatz’dan alacaklar ve ardından “İki büyük ışık” olarak adlandırılırlar.

HaVaYaH adı, Alef-Tav Bet-Sin Gimel-Reş Hey-Tsadik Vav-Pe Zayin-Ayin Het-Sameh Tet-Nun Yod-Mem Kuf-Lamed alfabesini değiştirerek Matzpatz’dır. Bu böyledir çünkü Yod’un yerine Mem gelir, Tsadik için Hey, Pe için Vav, alt Hey Tsadik ile değiştirilir, böylece Matzpatz vardır. Roş AA’in iki yan-sağ ve solundaki- kilitleri- olarak kabul edilir, çünkü Tora’da “Zarif ve Merhametli Tanrı” vb. olan Rahamim’in on üç niteliği, Se’arot Dikna de AA’in on üç ıslahıyla ayırt edilir. Rahamim’in on üç niteliğinden önce, iki ad HaVaYaH, HaVaYaH, Tora’da yazılıdır ve onları Alef-Tav Bet-Sin ile değiştirerek Matzpatz’dır, Matzpatz’dır.

Rahamim’in on üç niteliğinden önce, onların Dikna’nın on üç ıslahının kıllarından üstün olan yan kilitlerin kılları gibi yüksek adlar olduğunu söyler.

Adlar, Matzpatz büyük sayılırlar çünkü büyüdüler ve ayaklandılar çünkü onlar üstünler, üsttekinden gelirler zira “Büyük” kelimesi, daha önce küçükken şimdi onları büyüttüklerini gösterir. Gadlut’un kökü iki addandır, Matzpatz, Se’arot Dikna. Ayrılan ve Se’arot’un on Sefirot’unun Bina’sının yerine yükselen Se’arot’un on sefirotunun Malhut’u nedeniyle Roş’un Se’arot’undan (kıl) çıkanlar. Bu nedenle, Bina ve TM de Se’arot, Se’rot’un on Sefirot’unun Katnut’u olarak kabul edilen Guf de AA’ya ayrıldı.

Ardından, Gadlut zamanında; AA, Malhut’u Bina de Se’arot’tan Sium’daki (bitiş) yerine geri alçalttığında, Se’arot Dikna Roş’a geri yükseldi ve Matzpatz, Matzpatz’da kuruldu. Bu sayede, artık Roş AA’ya dönüşleri sayesinde büyüdükleri düşünülür ve bu yüzden bu adlara “Büyük” denilir, önceden küçük iken şimdi büyüdüklerinden.

Onlar “Büyük” olarak adlandırılırlar çünkü büyüdüler ve ayaklandılar. Daha önce Se’arot Dikna Guf’dayken, onlar küçüktü, çünkü Roş AA’da kalan Se’arot’ bile, onlarda Kelim KH’da iki Ruah-Nefeş’in ışığına sahipti. Fakat şimdi Se’arot Dikna yükseldi ve Se’arot Roş’a bağlandı, onlar on Sefirot KHB TM ‘un tam bir derecesini edindi ve her ikisi de büyük oldu. Böylece, Matzpatz adları küçük olduklarını, fakat büyükdüklerini ve Roş AA’ya ayaklandıklarını gösterir çünkü onlar üsttekinden gelen üstünlerdir.

Bu nedenle, Se’arot Dikna, Se’arot Roş’a yükselebilir ve bağlanabilirdi, çünkü bunlar aslında üsttekindendirler yani AA’nın Roş’undan, ancak onlar Malhut’un Bina’nın yerine yükselişinden dolayı daha önce küçültülmüşlerdir dolayısıyla Roş’un dışına çıktılar. Bu nedenle, şimdi, Malhut’un yerine geri dönmesinden sonra, daha önce bulundukları derecelerine bir kez daha yükselmeleri mümkündür.

Onlar dünyanın faydası içindir çünkü dünyalar onların içinde var olur, Se’arot Dikna’nın AA’nın Roş’una yükselişi dünya” olarak adlandırılan ZON’un faydası için olduğundan çünkü Se’arot Dikna yükselişiyle ZON olan dünyalar var olur. Malhut’un Bina yerine yükselişiyle yapılan düşüş ve yükseliş ıslahı için olmasaydı, ZON onların tüm varoluşu olan Mohin’in alımı için uygun olmazdı.

Ve iki ad Matzpatz gibi, ayette aynı zamanda ZON olan iki ışık da vardı. Her ikisi de bir olarak bir Gadlut’ta yükseldi, ZA Nukva’nın yerine düşürülmüş olan Bina ve TM’sini geri getirdiğinde, on tamamlanmış Sefirot’ta büyüyerek onları derecesine geri yükseltir. Ardından, düşen Bina ve TM de ZA’i kıyafetlendiren Nukva da, onlarla birlikte ZA derecesine yükselir. Daha sonra, Matzpatz’dan alırlar,

Matzpatz – ZA, Se’arot Roş olarak kabul edildiği için sağ Matzpatz’dan alarak ve Nukva, Se’arot Dikna gibi olduğu için sol Matzpatz’dan alır.

Sonra ZA ve Nukva bir derece olur, biri sağ, diğeri ise sol iki ad Matzpatz’da açıklandığı gibi. Metnin onları eşit bir derecede büyük yaparak “Ve Tanrı iki büyük ışığı yarattı” demesi bu yüzdendir. Ancak o Gadlut, Hohma, Hassadim kıyafetsiz olduğu için yalnızca Mohin de VAK olarak kabul edilir. Bu yüzden onlar azalan HaVaYaH’ın yerine geçen Matzpatz olarak adlandırılır. Yani Rahamim’in 13 niteliği de vardır.

Fakat daha sonra, yeni bir MAN yükselişi ile, Hasadim’in kıyafeti de genişletildi ve ardından Matzpatz adları, HaVaYaH adlarına geri döndü ve aynı şekilde onların hepsi, Rahamim olarak.. O sırada ZON onlardan Mohin de GAR de PBP’yi alır, artık eşit seviyedede olmamalarına rağmen, şimdi Nukva’nın ZA’dan alması gerektiği için. Yine de şimdi ZON, HaVaYaH Elokim, tam ad olarak adlandırılır.

Matzpatz, Matzpatz Adlarının Açıklanması

Öncelikle, Partzuf Se’arot de AA’in anlamını bilmeliyiz. Her ne kadar GAR de AB, AA’da ve Atzilut’un tüm Partzufim’inde kalamazsa da, yine de Zivug’un başlangıcında onun içinde ortaya çıkmaları gerekir. İlk önce GAR de AB görünmeden VAK de AB’nin ortaya çıkması imkansızdır. Ancak onlar derhal Partzuf’tan ayrılırlar çünkü Atzilut’un Partzufim’inde içinde kıyafetlendirecekleri Kelim yoktur. Bu böyledir çünkü bu GAR’lar sadece Malhut de Tzimtzum Alef üzerinden genişler ve o Malhut Atik Dechura’nın [erkek Atik] altında hiçbir şekilde ifşa olmaz. Ve Kli’siz bir ışık olmadığından, onların derhal Partzuf’tan ayrılmaları gerekir.

Bu ayrılışın sadece derecenin Or Yaşar’ında gerçekleştiği bilinir, ancak Or Yaşar’ın on Sefirot’unu giydiren içindeki Or Hozer, Or Hozer’de bulunan Aviut ve Din yüzünden yukarı doğru ayrılamaz. Bu nedenle, burada da, sadece GAR de AB seviyesinin Or Yaşarı’ı ayrıldı, ancak içinde bulunan Or Hozer, GAR de AB’nin ayrılmasından sonra bile AA’nın Roş’unda kaldı.

Yine de, Or Yaşar’ının ayrılmasından dolayı Or Hozer tamamen karanlık olduğundan, AA’nın Roş’unun Kelim’i de o atık olarak kabul edilir, bu nedenle içinde, Se’arot de Roş olarak kabul edilen başın [Roş’un] derisinde küçük bir tutuş bırakarak onu derhal Roş’un dışına iter.

Se’arot de AA’in özü budur, kökeninden.

Se’arot, AA’in Roş’unun derisine yapıştığından, onlardan içindeki derecenin bölünmesinden de derhal bir ıslah aldı, Malhut de Partzuf Se’arot’un içinde Bina’nın yerine yükseldiği yerde ve içindeki Bina ve TM, AA’nın Roş’unu tamamen terk etti ve Guf’taki Haze sayesinde genişledikleri için Guf olarak farkedilmeye ulaştı. Onlar Se’arot Dikna de AA olarak adlandırılır, iki Sefirot KH de Partzuf Se’arot’un AA’nın Roş’unda kaldığı bir şekilde ve onlar Se’arot Roş de AA olarak adlandırılır ve AA’nın Roş’undan çıkan üç Sefirot Bina ve TM, Rahamim’in 13 niteliği olan Dikna de AA’in 13 ıslahı oldu.

Atzilut’un Partzufim’inin Hohma’sının aydındınlatmasının tüm Mohin’lerinin Se’arot Dikna’ya bağlı olduğunu, çünkü Guf de AA’da düşürüldükleri zaman, Atzilut’un tüm Partzufim’lerinde sadece bir Roş’suz VAK bulunduğunu bilin. Gadlut zamanında, AA Malhut’u Se’arot Roş’undan Se’arot Dikna’nın Sium’undaki yerine geri alçaltır ve ardından Se’arot Dikna, Se’arot Roş’la aynı derecede AA’nın Roş’una geri döner ve orada sağ ve solda kurulur. Se’arot Roş’un Sium’u AA’in sağ yan kilidinde farkedilir ve bu sağ Matzpatz’dır. Se’arot Dikna’nın Sium’u AA’in sol yan kilidinde farkedilir ve bu sol Matzpatz’dır.

Se’arot Dikna’nın yükselişi sayesinde Mohin de VAK görünür -yani, Hasadimsiz Hohma’nın aydınlatması- hala Midat ha Rahamim’in Mohin’ olmayan Atzilut’un tüm Partzufim’lerinde, Hohma, Hasadim’in kıyafeti olmadan aydınlatılmadığından. Bu nedenle onlar Alef-Tav Bet-Sin kombinasyonundaki HaVaYaH adının yerine geçen Matzpatz, Matzpatz olarak adlandırılırlar, Mohin’in azaldığını işaret ederek, Tav-Sin-Reş-Kof sayısı gibi [Gematria’da: 400-300-200-100]. Ancak düz olan Alef-Bet’in [Gematria 1-2’de] sayısı artar.

Daha sonra yeni MAN aracılığıyla, Hasadim ışıkları genişletilir ve iki Matzpatz Rahamim adı iki ad HaVaYaH olur, Tora’daki Rahamim’in 13 niteliğinden önce gelen iki ad HaVaYaH. O zaman Mohin de Gadlut, 6.000 yıl içinde ıslahın sonuna doğru uygulanan tüm Mohin de Gadlut’u içeren Rahamim’in 13 niteliğindeki Se’Aarot Dikna de AA’den Atzilut’un tüm Partzufim’lerine ihsan edilir.

İki Büyük Işık

113) Ay, ondan utandığı için güneşle barışık değildi. Ay güneşe şöyle dedi: “Nasıl beslersin? Öğlen nasıl uzanırsın?” Yani, küçük bir mum, öğlen nasıl yanar? “Zira neden arkadaşlarının sürüleri için peçe gibi olmalıyım?” Utanç içinde nasıl olacağım? Ardından o (ay) kendini alttakilere bir baş olmak için azalttı “Sürünün ayak sesleri ile ilerleyin ve çocuklarınızı çobanların çadırlarıyla besleyin” şeklinde yazıldığı gibi. Yaradan ona “Git ve kendini azalt” dedi.

Bir hanım ya da otlak, Peh’den aşağıya doğru alınan ve Roş’un ışığından yoksun olan Hasadim ışığı anlamına gelir. Uzanmak NHY’ı eksik Kelim’in VAK’ı anlamına gelir. Öğle vakti, Hohma ışığı için bir ünvandır, öğlen güneş ışığı gibi, her insanın Roş’u (baş) üzerinde olan ve gölge yapmayan, yani her yöne doğru aydınlatan ve tüm gölgeleri kaldıran Hohma ışığıdır.

Ayette, “İki büyük ışık” demek; Nukva, ZA ile eşit bir seviyede olduğu zaman Ahoraym’deydi çünkü Hohma ışığına sahip olarak ZA kadar büyük olmasına rağmen, Hohma onun içinde Hasadim eksikliği nedeniyle aydınlatmadı. Bu nedenle, ay güneşle barış içinde değildi, çünkü Nukva o durumu tolere edemezdi. ZA’in onun için Hasadim’in ışığını çekmesi gerektiğini savundu” Nasıl beslersin? Öğlen nasıl uzanırsın?” yazıldığı gibi bu “O Hohma ışığı aydınlattığında, Hohma ve Hasadim ışığını birlikte istediğine göre nasıl – beslenme ve uzanma denilen- Hasadim ışığını çekecek ” anlamına gelir.

Neden peçe gibi olmalıyım?” yazılıdır. Yani “Nasıl utanç içinde olabilirim?”. Bu durumda olmaktan utanıyordu, bu yüzden kendini aşağıdakilerin başı olmaya azalttı. Daha sonra Yaradan ona, “Git ve kendini azalt” dedi. Kendisini azalttı ve Atzilut dünyası dışına çıktı, alt dünyalar BYA için bir Roş (baş) olarak, içselliği MAN için ve AVI ile yenilenmiş bir Ibur için yükselirken ve yeni bir yapıda inşa edildi böylece kocasından, ZA’den Mohin de Gadlut alımı için uygun olacaktı.

Ardından onun talebi tamamladı çünkü bir yandan istediği gibi Hohma ve Hasadim’i birlikte edindi ancak diğer yandan büyük ölçüde azalmıştı çünkü yeni yapı sebebiyle artık kendi ışıkları yoktu fakat her şeyi ZA’den, kocasından alıyordu.

114) Bundan böyle güneşten aldığından farklı olarak, kendi ışığına sahip değildir. İlk başta, eşit düzeyde bir olarak bağlanmışlardı ama daha sonra, kendisini tüm derecelerinden azalttı bu da tüm derecelerini kaybetti ve Atzilut dünyasının dışına çıktı anlamına gelir. Tüm alt dünyaların, BYA, başı olmasına rağmen hala tüm derecelerini kaybettiği kabul edilir çünkü bir kadın için kocasıyla birlikte olmaktan başka önemli hiç bir şey yoktur.

Yani; Nukva ZA’nden, kocasından ayrıldığından ve Atzilut dünyasının dışına Beria’ya çıktığından bu yana bu onun tüm derecelerinin kaybıdır çünkü onun Beria dünyasından baş olması onun için önemli değildir, Atzilut dünyasında olan kocasından, ZA’den ayrılmış olduğu için.

Günün yönetimi için büyük ışık ve gecenin yönetimi için küçük ışık.” yazıldığı gibi “Büyük ışık”, HaVaYaH denilen ZA’dir. “Küçük ışık”, şimdi Elokim olarak adlandırılan Nukva’dır; çünkü o tüm derecelerin Sium’u, düşüncenin sonu, bir “düşünce” olarak adlandırılan Atzilut dünyasının sonu oldu. Yani, ZA ve Nukva’sı başlangıçta eşit bir seviyede iken, “İki büyük ışık” şimdi azalmadan sonra , ZA, HaVaYaH adına yapıldı ve Nukva azaltıldı ve Atzilut’un Sium’unda “Yesod de ZA’in altında bir nokta ” olarak adlandırılan Atzilut’un Sium’u oldu ve o şimdi Din’i işaret eden Elokim olarak adlandırılır.

Başlangıçta, Nukva yukarıda, ZA’de kutsal adın HaVaYaH’nın harfleriyle, adın dördüncü harfinde yazılıydı çünkü Nukva, ZA ile aynı derecedeyken HaVaYaH’nın alt Hey’i idi. Daha sonra kendini Elokim adıyla çağırılmaya azalttı.

115) Yine de, Nukva her taraftan aydınlatır. Azalmadan önce yukarıdan aydınlatır o Alt Hey, harf, kutsal ad HaVaYaH’nın harflerinin kombinasyonunda iken. Daha sonra, azaldığıda, dereceler bu taraftan ve o taraftan genişledi. Diğer bir deyişle, alt Hey de HaVaYaH’dan önce olmasıyla ile ilgili olarak aydınlatır ve şimdi Elokim adı olmasıyla ilgili olarak aydınlatır. Yukarıda olması ile ilgili genişleyen derecelerine, alt Hey de HaVaYaH’ya “Günün yönetimi” denir. Altta olması ile ilgili genişleyen derecelerine, Elokim adına “Gecenin yönetimi” denir.

116) “Ve yıldızlar” kelimeleri, ev sahiplerinin geri kalanını ve sayısız olan meleklerin kamplarını belirtir. Hepsi, sayılı olanlar ve sayısız olanlardır, cennetin gökyüzünde, “sonsuza kadar yaşayan biri” olarak adlandırılan Yesod de ZA’de asılı dururlar, “Ve Tanrı onları yeryüzü üzerine ışık vermeleri için cennetin gökyüzüne yerleştirdi ” yazıldığı gibi.

117) Davut’un evinin krallığı dördüncü günde kuruldu, dördüncü bacağında ve tahtın dördüncü temelinde. O zamanlar harfler belirlenmişti ve yerlerine uygun şekilde yerleştirilmişti. Gadlut’unun zamanında Malhut’un on Sefirot’unu tamamlamak için yükselen ve ayrılan NHYM, tahtın on Sefirot’unu, Malhut’u tamamladıkları ve ZA ile bir Zivug için onu taşıdıklarından dolayı tahtı taşıyan dört hayvandır. Bu yüzden aynı zamanda “tahtın dört bacağı” olarak da adlandırılırlar. Netzah bir aslanın yüzü, Hod bir öküzün yüzü, Yesod bir kartalın yüzü ve Malhut ise bir adamın yüzüdür. Bir adamın yüzü Malhut’ta bütündür, sadece Malhut’un Haze’sinden ve yukarıdan. Fakat Malhut’un Haze’sinden ve aşağısında bir adamın yüzü yoktur.

Malhut’taki o iki Behinot, dördüncü gün olan Davut’un evinin krallığının, yedinci gün olan Yusuf’un evinin krallığının ve babalara dördüncü olan Malhut’taki o iki Behinot , HGT ve oğullara, TNHY’a bir yedinci olan tüm Sefirotların sonundadır. Davut’un evi dördüncü gündür ve Yusuf yedinci. Bu böyledir çünkü o bir adamın yüzünün tam olduğu yerde Haze ve yukarısındakileri, Davut’un evinin krallığı ve dördüncü gün olarak kabul edilir. Hazeh ve altındakileri, bir insanın yüzünden yoksun olan, yedinci gün, Yusuf evinin krallığı olarak kabul edilir.

Yaratılış çalışmasının dördüncü gününde, Malhut’un Haze’sinden ve yukarısından bir adamın yüzünün tam bir bütünlükte olduğu yerde sadece David’in evinin krallığının krallığı kurulmuştu. Ancak Yusuf’un krallığı henüz kurulmamıştı, bu nedenle Davut’un krallığı dördüncü ayak ve tahtın dördüncü temeli olarak kabul edilir çünkü bir adamın yüzü onların hepsini kapsayan tahtın dördüncü bacağıdır ve yokluğunda ZON’da Zivug de Gadlut olmayandır.

Böylece harfler, Malhut’un iki büyük ışıkta ilk ıslahı belirlendi, ona “Git ve kendini küçült” denildiği zaman. Küçülmenin ardından, ZA’nden Mohin de Gadlut aldı ve harfleri düz Alef-Bet olmaya döndü, yani bu Mohin’i doğrudan HaVaYaH’dan aldığı anlamına gelir. Bütün bunlar sadece Davut’un evinin krallığı için kuruldu.

Yine de, altıncı günden önce, bir adamın yüzünün formu tam bir ıslahta ıslah edildiğinde olması gerektiği gibi Malhut onun yerine yerleşmedi. Ve sonra, altıncı günde, üst taht ve alt taht kuruldu, tüm dünyalar onların yerlerine yerleştirildi ve tüm harfler, içlerinde olan karmaşık tasvirlerin basitleştirilmesinde tekerlekleri üzerinde kuruldu.

Yorum: Bütünlüğün ilk olarak Davut’un krallığında olmasına rağmen -o tam olduğu için, bir adamın yüzünde, dördüncü bacağında, dördüncü gündeki ıslahta- Yusuf evinin krallığına, yedinci güne dahil edilmeden önce hala yeterince tamamlanmamıştır. Davut’un evinin krallığı yaratılış çalışmasında dördüncü olarak kabul edilir ve Yusuf yedinci gündür. Fakat Davut’un evinin krallığı Yusuf’a dahil edildiğinde ve Yusuf ona kralın evinden ilave bir tat verdiğinde, Davut’un evinin krallığı da aynı zamanda “yedinci gün” olarak adlandırılır.

Böyledir çünkü Malhut’un (krallık) ıslahı ve mükemmelliği esas olarak BYA dünyalarındaki aşağıdakilerin bütünlüğündedir ve aşağıdakiler onda Haze ve aşağısından kökleşirler. Bu yüzden onlar Malhut’un Haze’siinden ve yukarısından alamazlar çünkü orada kökleri yoktur sadece kökleri orada olan Malhut’un Haze’sinde ve aşağısında vardır. Bu nedenle, Davut’un evinin krallığı, Haze ve yukarısından, Yusuf’un evine dahil edilmeden önce, Haze ve aşağısından, o aşağıdakileri tamamlayamaz. Bu dahil etme altıncı günde yapılır ve ardından Davut’un evinin krallığı yeterince tamamlanır.

Altıncı günde, Davut’un krallığı Haze ve yukarısından, Yusuf’un kralıyla, Haze ve aşağısından, karıştırılmıştı. Sonra alt adamın formu, onun NRN de Atzilut’u, Malhut’tan düzgün bir şekilde çıktı. O zaman, Malhut’un iki tahtı kuruldu. Haze’sinden ve yukarısından üstteki taht ve Haze’sinden ve aşağısından alttaki taht. Bu böyledir çünkü onlar birbirlerine dahil oldular ve tüm dünyalar yerlerine yerleşti. Üç alt dünya BYA yükseldi, asıl yeri orası olan üç Partzufim Atzilut’u kıyafetlendirdi ve tüm harfler, harfler içindeki bağlantının karmaşıklığının tasvirinin basitleştirilmesinde enkarnasyonları ve kombinasyonlarıyla kuruldu.

Dinim harflerde bağlandığı ve karıştırıldığı sürece, harfler düzensiz ve ters çevrilmişti ve HaVaYaH adı sadece Matzpatz olarak aydınlattı. Ancak Dinim onlardan alındıktan sonra, harfler enkarnasyonlarıyla kuruldu; yani HaVaYaH adının harfleri doğru sıralarında aydınlattı, dosdoğru, içindeki tüm harflerle birlikte. Bu, komplikasyonun onlardan alındığı olarak düşünülür.

118) Dördüncü gün, Davut’un Malhut’u, inşaatçılar tarafından nefret edilen bir gündü, “İnşaatçıların nefret ettiği taş” diye yazıldığı gibi, aynı zamanda “Annemin oğulları bana karşı öfkelendirildi” diye de yazılmıştır. “Taş” Malhut’un Katnut’undaki adıdır. İnşaatçılar Malhut’u ıslah eden ve onun Partzuf’unu inşa eden erdemli kişilerdir, bu yüzden o ZA ile eşleşmeye değerdir. Başlangıçta, Davut’un Malhut’u inşaatçılara karşı tiksindiriciydi çünkü bu ışık, Malhut, kendini ve ışığını azalttı ve Klipot onların yerlerine yerleştirildi. Ve o Klipot’un meydana çıkışına ve onların yönetimine izin verdiği için, ilk başta onu inşa edenler tarafından nefret edildi.

Ancak ZA ile bir PBP yapısında ıslah edildikten sonra, onunla ilgili “Köşe Taşı Oldu” denildi. 6.000 yıl boyunca aydınlatan ışıkların tümü, Davut’un tahtını onlarla ıslah etmek için o cennetin gökyüzünde asıldı, cennetin gökyüzü, onunla 6.000 yılda ortaya çıkan tüm Mohin de Gadlut’un çekildiği Tzimtzum Bet’ten yeni Sium olduğundan. Bu Sium boyunca, ELEH harfleri YESHSUT’tan ZON’a düştü ve Gadlut’ta, ZON onlarla birlikte Bina’nın yerine çekildi ve onlar Mohin’lerini Bina’nın yerinden aldı. Bunun için olmasaydı, ZON’un Mohin de Gadlut’a sahip olması imkansız olurdu.

Böylece, Masah de Tzimtzum Bet’te “cennetin gökyüzü” olarak adlandırılan tüm Mohin’ler, yalnızca Malhut’u ıslah etmek içindi, çünkü Malhut’un üstündeki Sefirot, tüm ışıkları Tzimtzum Alef’den de alabilirdi ve cennetin gökyüzüne ihtiyaç duymadı. Ayrıca, 6.000 yıl boyunca aydınlatan tüm o ışıklar, onlarla Davut’un tahtını ıslah etmek için cennetin gökyüzünde asılıyor çünkü üstündeki Sefirot, cennetin gökyüzüne hiç ihtiyaç duymuyor.

119) Davut’un Malhut’unun ışıkları, bir adamın yüzü olmayan yerde Malhut’un Haze’si ve aşağısından derecelere tasviri göstermektedir. Yani, Haze ve aşağısından dereceler yükselir ve Haze ve yukarısından bir adamın yüzü olan Davut’un Malhut’una dahil olmaya başlar. Bir tasvir, kimi derecenin bir seviyesi anlamına gelir. Tasvir etmek, eşleşmek gibidir, çünkü bir Zivug’da, dereceler o Zivug’un niteliğine göre uygun bir tasvirle ortaya çıkar, bir adamın yüzüne dahil olanların hepsinin tasvirini ıslah için, içsel bir tasvirde.

Herhangi bir içsel tasvir, “bir adamın yüzü” olarak adlandırılır. “İçsel” ifadesi, onun bir adamın yüzü olan Davut’un Malhut’unun bulunduğu yerde Haze ve yukarısından, Zivug’dan çıktığı anlamına gelir. Oysa, derecelerin Haze ve aşağısından Davud’un Malhut’una kadar yükselişiyle, içsel tasvirde, bir adamın yüzünde, Haze ve yukarısından üst Zivug’un içinde üç Panim, Şina [öküz, kartal, aslan] vardır. Bu Hitkalelut [içerme / karışma], Shinan’ın uzatılmış harfi Nun’da kastedilmiştir.

Uzatılmış harf Nun, bir adamın yüzündeki üç Panim’in bir Hitkalelut’udur ve gerçek bir adamın yüzü değildir. Bu ıslah, Hitkalelut’ları tarafından iç tasvirde, bir adamın yüzünde, Davud’un Malhut’uyla iç Zivug’da yapıldı. Bu nedenle, uzatılmış Nun’un bu genişlemesinde yer alan herhangi bir tasvir, içlerinde bir adamın gerçek yüzü olmamasına rağmen “adam” olarak adlandırılır.

Sen adamsın” yazılıdır. İnsanların ruhlarının Malhut’un Haze’sinden ve aşağısından uzatılmasına rağmen, bir adamın yüzü olmadığı yerde, Haze ve aşağısından yükseldikleri için hala yükselirler ve Haze ve yukarısından bir adamın yüzüne dahil olurlar, uzatılmış harf Nun’da. Ruhlar da “adam” olarak adlandırılır, öğrendiğimiz gibi “Sana “adam”denir ve puta tapanlara “adam” denmez.” Yine de, bu yalnızca Hitkalelut tarafından gerçekleştirilir.

120) Herhangi bir Ruah “adam” olarak adlandırılır, yani yalnızca bir bedende kıyafetli olan Ruah’ın ışığı “adam” olarak adlandırılır. Keduşa’nın yanısıra Ruah’ın Guf’u sadece bir kıyafettir. Yani, Ruah adamın özüdür ve Guf ona, sadece kıyafetine bağlıdır. Ancak Sitra Ahra’da bu tam tersidir. Bu yüzden Keduşa’da “Beni deri ve etle kıyafetlendirin” yazar. Bu, adamın etinin sadece Ruah, ruh olan adamın özü için bir kıyafet olduğu anlamına geliyor. Her yerde, içinde adamın özünün bulunduğunu belirten “adamın eti” yazar ancak et sadece adamın özü için bir giysidir, adamın özü içinde bir ruh [Ruah] iken, o adamın özü için bir Guf’tur.

121) Malhut’tun Haze’si ve aşağısından olan Behinot, o ruhtan bir erime ile eritildi. Tasvirler, bir adamın yüzünden tasvir edildi, yani Ruchot seviyeleri [Ruah’ın çoğulu] ortaya çıktı ve doğdu ve farklı bir kıyafetle kıyafetlendi, bir adamın kıyafetinde değil. Saf yaratıkların, bir öküz, bir kuzu, bir genç keçi, bir geyik, bir ceylan, bir boğa antilobu, bir yabani keçisi, bir dağ keçisi, bir antilop ve bir dağ koyununun tasvileri. Bu Behinot’lar bir adamın yüzünün kıyafetine dahil edilmek üzereydi ancak onun içine dahil edilmedi aksine Shina için başka bir kıyafet haline geldi.

Açıklama: Adama “küçük bir dünya” denir çünkü dünyadaki bütün detaylar onun içindedir. Bunu, bir türe ait bütün belirli örneklerin insanın ruhu ile olan ilişkisinin, bireylerin kendi bütünlükleriyle olan ilişkisi gibi olduğunu izler. Adamların ruhları, Haze ve aşağısından, üç Panim’den uzanır. Ancak bir kere üç Panim Shina, Nukva’nın Haze ve yukarısına yükselip, orada bulunan bir adamın yüzüne dahil edildiğinde, onlar bu uzatılmış Nun’da bir adamın yüzüyle Hitkalelut’u elde ettiler.

Bununla birlikte, üç Panim Shina, Haze ve yukarısından bir adamın yüzüne dahil edilmeden önce bile, hala BYA’ya yavruları ortaya çıkardılar. Böylece, bir öküzün yüzünden uzatılan aydınlatmalardan, tüm yaratıklar meydana geldi. Bir kartalın yüzünden uzayan aydınlatmalardan tüm kümes hayvanları çıktı. Ve bir aslanın yüzünden uzayan aydınlatmalardan tüm hayvanlar ortaya çıktı. Yine de, üst Zivug için üç Panim Shina’nın bir adamın yüzüne yükselişi sırasında, tüm yaratıklar ve kümes hayvanları ve onlardan ortaya çıkan hayvanlar yükseldi ve üst Zivug’a dahil edildi. Hepsi, Haze’nin yukarısındaki bir adamın yüzüne dahil edildi ve onların tamamından, Adam HaRişon’un ruhu doğdu.

Böylece, adamın [Adem] ruhu, üç Panim Shina’dan ayrılan bütün özel hayvanları içerir, çünkü o, onların kapsayıcısıdır. Bu yüzden bir adamın yüzü tüm formları içerir. Ve çünkü manevi olanda bir eksiklik yoktur ve maneviyatta ortaya çıkan herhangi bir değişiklik, yalnızca ilkine bir ektir, Adem’in ruhu, bir kere üç Panim Shina’daki tüm detaylardan ortaya çıkmıştır – çünkü tüm formlar Adem’in yüzüne zaten dahil edilmiştir – solun gücü bir kez daha aydınlattı ve her biri kendi türünde ortaya çıkan belirli hayvanları, Zivug’dan önceki üç Panim Shina’dan ayırdı.

Her birini kendi yerine genişlettiler, böylece üç Panim Shina’nın, Haze üzerinde bir Zivug için yükselişinden sonra, onlardan tek bir bütün doğdu – adamın ruhu. Daha sonra, Zivug’dan önce oldukları gibi bütün özel detaylar yeniden doğdu ve bunlar tüm hayvan türleridir. Ancak, bir zamanlar adamın kutsal ruhuna dahil edildiklerinden, bir kez daha ayırılmalarına rağmen, saf tür olarak kabul edilirler.

Bu ruhtan bir erime ile eritilen Malhut’un Haze’si ve aşağısından olan Behinot’ların tümü, bir Zivug için yükselişlerinden önce Haze ve aşağısından üç Panim Shina’dan çıkan özel hayvanlardır. Bir kez üç Panim Shina üst Zivug için yükseldiğinde ve Adam’ın yüzüne dahil edildiğinde, içermelerinden adamın ruhunu dölleyerek, solun gücü-ateş- geri döndü ve adamın ruhunu eritti. Onlar üst Zivug’da dahil edilmeden önce üç Panim Shina’dan ortaya çıktıkları için, bir kez daha ondan tüm özel hayvanları türlerine göre ayırdı.

Bu, birkaç elemandan oluşan bir metal gibidir ve bir bağlantı kuvveti, hepsini bir metal formunda tek bir bütün yapar. Metal bir ateşin üzerine konduğunda içerisindeki bağlantı kuvvetini kaybeder ve sıvılaşarak erir ve içerisindeki her element kendi için parçalanır ve artık diğerine bağlanmaz.

Aynı şekilde, solun gücü adamın tüm hayvanları kapsayan ruhunu etkiler. Adamın ruhunda bulunan her element Hitkalelut’undan [içerme] önce olduğu gibi kendi ruhuna kendi için parçalanana kadar erir çünkü onları bağlayan kuvveti kaybettiler – Hitkalelut ile onların hepsini tek bir bütünde bağlayan oradaki bir adamın yüzü. Onların “Bu ruhtan bir erime tarafından eridikleri” söylendi, solun kuvvetiyle adamın ruhunun eridiği ve içinde bulunan Shina’nın bütün detaylarına ayrıldığı yerde.

Ancak, onların ikisi de kaldı. Bütün kaldı, “Yükselen adamların ruhu yukarıdadır.” yazıldığı gibi. Ve aynı şekilde detaylar, yazıldığı gibi, “Düşen canavarın ruhu yeryüzüne doğru aşağıdadır.” Bu böyledir çünkü maneviyatta yokluk yoktur. Onların Adam’ın ruhunun kıyafetine dahil edilmeleri gerekiyordu ve sonra onun Behina’sındaydılar. Fakat solun kuvveti ile, içlerindeki bağlantı kuvveti olan adamın Hitkalelut’unu kaybettiler ve bu yüzden ondan eridiler ve elementlerine ayrıldılar: “bir öküz, bir kuzu, genç bir keçi, bir geyik, bir ceylan, bir boğa antilobu, bir yabani keçi, bir dağ keçisi, bir antilop ve bir dağ koyunu, ” üst Zivug için, Adem’ın ruhunun doğumu için yükselişten önce oldukları gibi.

Behinot’un iç ruhu – öküz, kuzu, vs. o ruhun bedeninin adlandırıldığı aynı adla adlandırılır çünkü beden, adın asıl sahibi değil, kıyafetidir. Beden, öküzlerin etidir ve öküz, o bedenin iç ruhudur. Onun Eti ona bir kıyafettir. Benzer şekilde, bütün hayvanların bedenleri, her birinde iç ruhun kıyafetlenmesinden sonra adlandırılır.

122) Keduşa’nın adamının ve saf hayvanların ruhu hakkında açıklandığı gibi, yani o kutsal olmayan diğer taraftadır. Puta tapan ulusların geri kalanı sayesinde genişleyen ruh, kutsal olmayan ve Adem olarak kabul edilmeyen taraftan çıkar. Bu yüzden “adam” olarak adlandırılmaz, çünkü bir adamın yüzü erkeklerin oğullarının ruhlarının doğduğu Malhut’un Haze’si ve aşağısında yoktur. Aksine, kutsal bir ruhun doğuşu için, üç Panim Shina Haze ve aşağısından yükselir ve Haze ve yukarısından üst Zivug’a, orada bulunan bir adamın yüzüne dahil edilir.

Ancak, bilgin ağacıyla Adam HaRishon’un günahından sonra, yılanın pisliği dünyaya çekildi ve “kötü bir adam” olarak adlandırılan Tuma’anın sistemi oradan uzatıldı. Bliyaal [kötü] Bal Yaal’ın [yukarı gitmeyecek] harflerine sahip olduğu için Malhut’un Haze’si üzerinde bir adamın yüzüne yükselmek istemez. Bunun yerine, Malhut’un Haze’sinde ve aşağısında Zivug’u genişletmek ister. Bu, yılanın pisliğidir. Bu aynı zamanda, Malhut’un Haze’si ve aşağısından bağlanan ve Haze üzerinde adamın yüzünü ayıran ilkel yılanın günahıdır. Puta tapanların ruhları o kötü adamdan uzanır, yılanın pisliğinden uzanan erkeklerin oğullarının ruhlarını saflaştırır.

Bu ruh saf değildir ve “adam” olarak adlandırılmaz, çünkü yukarıda adamın yüzüne yükselmek istemeyen kötü bir adamdan uzanır ve bu nedenle onun içinde bir yeri yoktur. Bedeni, saf olmayan ruhun, saf olmayan etin kıyafetidir. Ruh içselliğinde saf değildir ve et onun kıyafetidir. Bu nedenle, o ruh o bedende olduğu sürece, ona “saf olmayan” denir. Eğer ruh bu giysiden, bedenden çıkarsa, beden artık “saf olmayan” olarak adlandırılmaz ve kıyafet saf olmayan olarak düşünülmez çünkü saf olmayan ruh çoktan ayrılmıştır ve ondan çıkmıştır.

123) Tasvirler, o saf olmayan ruhtan bir erimeyle eriyen alt Behinot’tan (yaratıklar, hayvanlar ve kuşlar) tasvir edilmiştir. Bunlar “Ve bu senin için saf değil” olarak yazıldığı gibi, başka bir kıyafette, Sitra Ahra’nın domuz, kümes hayvanları ve canavarları olan saf olmayan yaratıkların tasvirindeki özel ruhlardır. Ruh “saf olmayan” olarak adlandırılır ve beden onun giysisidir. Beden “bir domuzun eti” olarak adlandırılır çünkü domuz onun içselliğindedir, ki bu ruhtur ve et, “domuz” olarak adlandırılan ruhun kıyafetidir.

Keduşa’nın adamının ruhuyla ilgili olarak açıklandığı gibi, Shina’nın elementleri adamın ruhu olan bütünden önce gelir. Adamın ruhu bir kez ortaya çıktığında, bütün hayvanlar ona dahil edildi ve ardından öncesinde olduğu gibi bir kez daha kendi elementlerine ayrıldılar. Kutsal Zivug’da bir adamın yüzüne dahil edildikleri için, ayırıldıktan sonra bile ondan saflık elde ettiler. Bunlar saf hayvanlardır.

Tam olarak aynı şekilde, bir kere Zivug’u, Haze ve aşağısından yukarıdaki yere çekerek insanın ruhu yılanın pisliği tarafından kirletildiğinde – solun kuvveti, o insanın saf olmayan ruhunun üstesinden geldiğinde ve içindeki tüm elementleri Zivug’a dahil edilmeden önce ortaya çıktıkları kendi formlarına ayırdığında- hepsi saf olmayan hayvanların ruhları haline gelir. Bu böyledir çünkü onlar saf olmayan ruhtan eritilmiş elementler.

Bu nedenle, bu iki taraf birbirinden ayrılır ve birbirinin zıddıdır – biri bir adamın yüzüne, diğeri de saf olmayana dahil edilir. Keduşa’nın yanında, adamın genel ruhu ve yaratıkların saf ruhları, hayvanlar, kümes hayvanları, ondan ayrılan elementler durur. Aynı şekilde, kötü adam tarafında, bir bütün olarak saf olmayan kötü adamın ruhu ve yaratıkların, hayvanların, kümes hayvanlarının, ondan ayrılan elementlerin saf olmayan ruhlarının ruhları durur. Onlar biri diğerinin zıttı olan iki dizidir. Her tür kendi türüne gider ve karşı tarafla karışmaz. Ve karışsa bile, sonunda türüne geri döner çünkü böylece o hem Kedusa hem de Tuma’anın tarafındadır.

124) Aydınlatan tüm üst ışıklar, cennetin gökyüzünde aydınlatan tüm üst ışıklar aşağıda doğru tasvirler yapılsın diyedir. Tasvirler, Sefirot BYA’nın seviyeleridir ve insanların ve meleklerin NRN’leri için, “Ve Tanrı onları cennetin gökyüzüne yerleştirdi … ve gündüz ve gece boyunca hükmetmeleri için” yazılıdır, tasvirleri doğru tasvir etmek için çünkü iki ışığın bir yönetimi olması gerektiği gibi bir yönetimdir.

125) Büyük ışık, ZA, günün yönetimidir. Küçük ışık, Nukva, gecenin yönetimidir. Erkeğin hükmü, gündüzleri evi ihtiyaç duyulan her şeyle doldurmak, avını ve yemeğini getirmektir. Gece geldiğinde ve Nukva her şeyi aldığında, evde Nukva dışında hüküm yoktur çünkü o zaman yönetim ondadır. “Hala gece iken o yükselir ve evine av verir.” yazıldığı gibi. O(dişi), erkek değil. O zaman Nukva verir; ZA vermez, çünkü günün yönetimi erkeğin ZA’idir ve gecenin yönetimi Nukva’nındır, ZA’in değil.

126) Büyük ışık, 12 açılış ve 12 saat içeren güneştir ve güneş günü yönetir. Küçük ışığın 12 açılışı var ve bu aydır, ZA’in Nukva’sı, geceyi yönetir. Gecede 12 saat vardır. Bu nedenle şöyle yazılmıştır: “O gün Efendi [HaVaYaH] bir ve onun adı Bir olacak.” İki kez “Bir” yazıyor, çünkü Bir; HaVaYaH adı, ZA, büyük ışıktır ve “Onun adı BİR”, Nukva, küçük ışıktur.

Güneş ve onun içindeki 12 açılış, Rahamim’in 13 niteliği oldu. Gece, ay ve onun içindeki 12 açılış da 13 oldu ve güneş bir, ay bir oldu. Ardından “O gün Efendi [HaVaYaH] bir ve onun adı Bir olacak.” yazılır çünkü Alef-Het- Dalet [Ehad, Bir anlamına gelir] Gematria’da 13’tür. Ve güneş olan HaVaYaH’nın içinde 13 olduğundan HaVaYaH Ehad [Efendi birdir] yazıldır. Ayrıca, Ay olan Nukva’nın 13’üne ilişkin olarak “Onun adı” denilir, hakkında yazılıdır “Ve Adı Bir”.

Güneş ve ay bir oldu, gündüz ve gece bir oldu “Ve akşam vardı ve sabah vardı, bir gün” Bu birleşme yalnızca yukarıda, Nukva’nın Haze’si üzerinde, bu tam birleşmenin olduğu yerde yapıldı ve Haze ve aşağısında değil.

Zohar, “Ve akşam vardı ve sabah sabah vardı, bir gün” ayetini açıklar. Bunun anlamı, akşamın da güne dönmesidir. Ayrıca “Ve akşam vardı” ayeti ile burada “O gün Efendi bir olacak ve O’nun adı Bir” ayeti arasındaki fark şu ki, o içinde iki kez “bir” yazar. Bir, Hohma’nın aydınlatılmasının büyük Mohin’dir ki onlar dünyalarda aydınlandıklarında Yaradan’ın birleşmesi dünyada ortaya çıkar dolayısıyla Bir [Alef-Het-Dalet], Rahamim’in on üç niteliği olan Gematria’da 13’dür çünkü On Sefirot’ta yapılan 13 sayısı, onların Hohma’nın aydınlatmasını AA’da Rahamim’in 13 niteliğinden uzattıklarını gösteririr.

Günün yönetimi, güneşteki 12 açılıştan günün 12 saatine kadar uzanır. 12 açılıştan aydınlatan asıl güneş ile onlar 13’tür. Bu, “Efendi birdir” çünkü güneş, ZA, Hohma’nın aydınlatmasının büyük Mohin’ini Rahamim’in 13 niteliğinden uzatır ve ardından “Efendi birdir” olarak adlandırılır. Benzer şekilde, Ay’a, Nukva’ya kendisinde açılışların güneşten almak üzere açıldığı asıl ay ile 12 açılış kuruldu, o bir rakamıdır, “Ve O’nun adı Bir” olan 13.

Ancak bu ıslahın sonunda olacak, ayın ışığı güneşin ışığı gibi olduğunda, “O gün Efendi Bir ve onun adı Bir olacak” yazıldığı gibi. Ancak 6.000yıl boyunca bir kez ay küçültüldüğünde, gerçek ay “bir” sayısını tamamlayarak çünkü o kendi özünden değil sadece güneşten aldığından aydınlatır. Bu nedenle burada “Ve akşam vardı ve sabah vardı, bir gün ” yazılı değildir ancak her ikisi de “Bir gün” de dahil edilmiştir çünkü “bir” yalnızca her ikisinin de bir olarak yönetiminde belirir. O zaman gece gelir ve günün yönetimine dahil edilir, işte bu nedenle “Ve akşam vardı ve sabah vardı, bir gün” yazılıdır.

127) Nukva, eve atandığı ve kocasına katıldığı için, evde kalan genç kızlar dışında, evde yönetim yoktur. Nukva’ya hizmet eden genç kızlar, “Ve yıldızlar” yazılı olduğu gibi “yıldızlar” olarak adlandırılır. Nukva, ZA ile Zivug’a girdiğinde, sabah ışığının yakın onlara evinin hükmünü verir çünkü o zaman bu yıldız olan genç kızların daha küçük olan yönetimidir. İşte bu yüzden o an karanlık dünyada ikiye katlar “Ve onun genç kızlarına bir kısım” yazdığı gibi.

Ancak bu Zivug için evin ıslahlarını ıslah etmesi adına bir hazırlıktır , onu güneş ile bir Zivug için hazırlamak amacıyla, günün bolluğunu ıslah etmek için. Ve Zivug’tan sonra, sabah ışığına yakın ev gün boyunca erkeğin yönetimine geri döner ve her şey olması gerektiği gibi olur. Nukva, bir Zivug’da erkeğin egemenliğine dahil edilir ve sonra olması gerektiği gibi dünyaya sabah ışığını verir.

Işığın aydınlatmaları ve Ateşin Aydınlatmaları

128) “Ve Tanrı iki ışığı yaptı.” Bu bir ışık ve o bir ışık. Güneş bir ışıktır ve ay da kendi içinde ve kendisine bir ışıktır. Bu yüzden bu yükselen ışıklara “ışığın aydınlatması” denir ve düşen o ışıklara “ateşin aydınlatması” denir, çünkü bu ateşin aydınlatmaları tüm iş günleri boyunca hükmeden alttaki derecelerdir.

O Katnut ve Gadlut’u açıkladıktan sonra ki Ay eşit seviyede iki büyük ışık safhasında kalamazdı -Matzpatz, Matzpatz- ve dolayısıyla kendini küçülttü, Mohin de PBP’yi alarak Ibur’a geri döndü. Ayın küçülmesinden sonra iki büyük ışığın safhasının tamamen iptal edildiğini düşünmek mümkündü. Ve o bize iki büyük ışığın durumunun dünyada da hala aydınlattığını söyler, ateşin aydınlatması olarak olsa da çünkü manevi bir değişim ilk safhanın olmadığı anlamına gelmez ve bir sonraki safha onun yerini alır. Daha ziyade, manevi ile ilgili söylenmiş her değişim, yalnızca önceki duruma bir ekleme anlamına gelir, ancak önceki durum da yok değildir. Bu nedenle, ay küçüldükten sonra bile önceki hali kaybolmadı, çünkü o eşit seviyede ZA ile birlikteydi -Matzpatz, Matzpatz.

İki büyük ışık, güneşin bir ışık olduğu ve ayın bir ışık olduğu anlamına gelir, ayın kendisi asla bir aydınlatma olmadığı sadece güneşten ışık aldığı zamanda, küçülmeden sonrası gibi değil. Aksine, o sırada ayın kendisi, güneş gibi kendi kendini aydınlatan bir nesneydi. Bu nedenle, yükselen bu ışıklara “ışığın aydınlatması” denir. Ve Ay bir zamanlar aydınlatıcı bir cisim olduğundan, bu durum küçülmeden sonra bile ondan yok olmadı. Ancak bu bakımdan aralarında hala büyük bir fark vardır çünkü güneş ışığı ışıkların aydınlatması ve ayın ışığı da ateşin aydınlatmasıdır.

Bu böyledir, çünkü eşit bir seviye için Nukva’nın ZA’ya yükselişinin tüm gücü, Katnut sırasında onun üç Sefirot Bina’sı ve TM’un Nukva derecesine düşürülmesi ve onunla tek bir derece olması nedeniyledir. Dolayısıyla, ZA düşmüş Bina’sını ve TM’u, onları derecesine geri getirerek Nukva’nın yerinden bir kez daha yükselttiğinde, Nukva onlarla birlikte yükseldi çünkü onlarla aynı derecede olduğu kabul ediliyordu. Bu nedenle Nukva, ZA’nın gerçek derecesi, Bina’sı ve TM’u gibi oldu.

Ancak, o zaman aynı derecenin sağ ve sol olarak kabul edildiler, bu yüzden ondan hiç düşmeyen Kelim KH de ZA, şimdi sağ olarak kaldı, ışığın aydınlatmaları ve Nukva’ya düşen ve şimdi ona geri dönen Bina ve TM – sol oldu, ateşin aydınlatmaları. Bu nedenle yükselen ışıklara “ışığın aydınlatmaları” denir, yukarıda aydınlatan ışıkların yerinde – KH’da, ZA’nın derecesinden düşüşün olmadığı Haze vasıtasıyla- sağ oldu, güneşin ışığı ve “ışığın aydınlatmaları” diye adlandırılır. Buna karşılık düşen ışıklar, Nukva’ya alçalan Bina’sı ile TM ki şimdi ZA, onları Nukva ile birlikte kendisine geri yükseltir – “ateşin aydınlatması” olarak adlandırılır onun içinde ateşin gücünün olduğu yerde, sol tarafta oldukları için. Bunlar Haze’nin altındaki Kelim de Ahoraym olarak kabul edilen derecelerdir ve iş günlerinde hükmederler.

Bu, ZA’in yalnızca KH’de ve Nukva’nın yalnızca onun Bina’sında ve TM’sinde kaldığı anlamına gelmez. Aksine, bunlar birbirlerine dahil edilirler ve ZA’e KHB TM ve Nukva’ya KHB TM vardır. Bununla birlikte, ZA’in beş Sefirot’unun tümü, öncelikle kendisine hakim olan KH’si olarak kabul edilir ve Nukva’nın beş Sefirot’unun tamamı öncelikle onlar Nukva’yı yönettiğinden Bina ve TM de ZA olarak kabul edilir.

Bu nedenle, Şabat günü sona erdiğinde mumu kutsarız çünkü o zaman ateşin aydınlatmalarına hükmetme izni verilir zira Şabat gününde ZON, Zivug de Gadlut PBP’dedir ve Nukva ZA’e tabidir kocasının ZA’nın ona verdiği dışında, ne kendisinde ne de elinde bir şey vardır. Buradan o zamanlar Nukva’nın içindeki ışığı ifşa etme izni olmadığı- ateşin aydınlatmaları- sonucu çıkar zira o zaman Nukva; içinde yalnızca o küçülmedeyken aydınlatabilen Gadlut de PBP ışıklarının ifşası için küçülmede olmalıydı. Ancak Şabat’ın sonunda, büyük Zivug de ZON PBP durduktan sonra, Nukva’nın ateş aydınlatmalarını ifşa etmesi için izni vardı.

129) Bir adamın parmakları derecelerdeki ve üst sırlardaki gizliliklerdir. İçlerinde Panim ve Ahoraym vardır. Elleri ZA’in HG’sıdır ve Gadlut zamanında HB olurlar çünkü Gadlut sırasında, o NHYM’yi yükselttiğinde ve on Sefirot’unu tamamladığında, HGT HBD’ye ve NHY’yi HGT’ye yükselir. O zaman, sağ elin üç eklemi Hohma’nın HBD’si ve sol elin üç eklemi Bina’nın HBD’si olarak kabul edilir.

Ellerini kutsallığa kaldır” ayetine göre o ellerini başına kaldırdığında, HGT HBD olduğunda, parmaklarla birlikte bilek ilk eklem Hohma olarak kabul edilir. Öyledir çünkü elleri kaldırırken, parmaklar üst kısımda ve el eklemlerinin geri kalan kısmı onların altındadır. Elin ikinci eklemi, kol Bina olarak kabul edilir ve üçüncü eklem, kol omuza bağlıdır ve Daat olarak kabul edilir.

Böylece parmaklar ZA’in HB’sının Hohma’sıdır çünkü sağın parmakları Hohma’nın Hohma’sı ve solun parmakları da Bina’nın Hohma’sıdır. Bununla ne öğrendiğimizi , Yaradan’ın erdemliler için bir dans yapma kaderinde olduğunu ve Cennet Bahçesinde onların ortasında oturduğunu ve her birinin parmağıyla “Bu bizim Tanrımız” diye işaret ettiğini açıklar çünkü parmaklar Hohma’nın Mohin’i ve Hohma’nın Mohin’i da görüş ve gözlerin ışığı. Bu yüzden “Parmağıyla işaret eder” diyoruz.

Bir adamın parmakları derecelerdeki ve üst sırlardaki gizliliklerdir.” Bir adam, babaların Merkava olduklarını öğrendiğimiz gibi ZA’e bir Merkava (savaş arabası / birleşme) olmalıdır. Ayrıca, “İşlerim ne zaman babalarımın işlerine ulaşacak?” diyerek bir adam yaptılar. O zaman sağda Hohma’nın Hohma’sı ve solda Bina’nın Hohma’sı, tüm derecelerin ve üst sırların en gizli Mohin’i olarak kabul edilen bir adamın parmakları mevcuttur.

Panim ve Ahoraym’sız derece yoktur, çünkü her derecede on Sefirot KHB TM vardır ve içindeki KH, Kelim de Panim ve içindeki Bina ve TM ise Kelim de Ahoraym olarak kabul edilir. Hohma olan parmakların derecesi içindeki KH’nın, parmakların Kelim de Panim’i olduğunu ve Bina ve TM’un parmakların Kelim de Ahoraym’ı olduğunu sonucu çıkar.

Parmakların Ahoraym’ı dış kısmındadır. Bu tırnakları ifade eder, çünkü Kelim de Panim ve Kelim de Ahoraym arasında, üst sular KH ve alt sular Bina ve TM arasını paylaştıran bir gökyüzü olan bir Parsa vardır. Bu genel olarak uygulanır – Atzilut ve BYA arasındaki Parsa, her özel derecede olduğu gibi zira on Sefirot KHB TM’nin bulunmadığı bir derece yoktur. KH ile Bina ve TM arasında da bir Parsa vardır.

Tırnaklar, parmaklardaki Hohma derecesine belirli bir Parsadır, içinde Kelim de Panim’i, KH’yı; Kelim de Ahoraym, Bina ve içindeki TM’den ayırarak böylece parmakların içi KH de Hohma ve tırnaklar onların altında Parsa’dır. Ayrıca, Bina ve Hohma’nın TM’u tırnaklara dahildir çünkü Parsa altındaki her şeyi içerir.

Bu yüzden bir adam, Şabat’ın sonunda tırnaklara bakma iznine sahiptir o andan itibaren iş günlerinde hükmetmek için aynı mum ve aynı ateşten aydınlatırlar. Nukva ve Gadlut’unun küçülmesinden önceki hali, Mohin de PBP’yi elde etmek için küçültüldükten sonra bile iptal edilmez. Ancak o bunları kullanma iznine sahip değildir çünkü ZA’dan önce iptal edilmesi gerekir zira yalnızca ondan önce iptal edildiğinde onlar Nukva için aydınlatırlar. Sadece Mohin de PBP Nukva’dan ayrıldıktan sonra, Şabat’ın sonunun ardından Nukva’nın iki büyük ışık sırasında olduğu gibi ateş aydınlatmalarını tekrar aydınlatmasına izin verilir.

İki büyük ışık safhasında, Nukva, ZA’in Bina ve TM’u – yani onun Kelim de Ahoraym’ı olarak kabul edilir. Buradan şabatın sonunda, parmakların Kelim de Ahoraym’ının – tırnakların – aydınlatmaya başladığı sonucu çıkar çünkü onlar o sırada hükmetmeye başlayan- ZA’in Ahoraym’ı- Nukva’nın ateşinin aydınlatmalarından alırlar. Bu böyledir çünkü o zaman aynı mumtan aydınlatırlar zira tırnaklar, Nukva’dan aldıklarından, küçülmesinden önceki safhadan, mum anlamına gelen “ateşin aydınlatmaları” olarak adlandırılığı zamandan aydınlatırlar.

130) Tırnaklar görülür ancak parmakların içinde o mum ışığıyla görmeye izni yoktur çünkü parmakların içi hiç Kelim de Panim’i, KH’si olmayan Nukva de ZA’dan alamayan Kelim de Panim, KH’dir.

Kural, her Behina’nın üsttekinde karşılık gelen Behina’sından alması gerektiğidir. Bu nedenle, onların yalnızca Kelim KH’sı olan ZA’den almaları gerekir. Bu nedenle parmakların iç tarafı, ateş aydınlatmaları aracılığıyla asla aydınlatmaz ve sadece içinde Kelim KH’ya sahip ZA olan ışık aydınlatmalarını aydınlatabilir çünkü onlar sadece yukarıdan, ZA’da bulunan Haze ve yukarısından olarak kabul edilen Kelim de Panim’den aydınlatırlar.

Parmakların iç kısmına “iç Panim” denir zira onlar Kelim de Panim, KH’dır “Ve Sırtımı göreceksin, ama Yüzüm görünmeyecek” yazıldığı gibi böylece adam Şabat’ın sonunda “Ateş aydınlatmalarının Yaratıcısı”nı kutsadığında parmakların iç kısmına bakmayacak. Bu böyledir çünkü onlar “Ama yüzüm görünmeyecek” denilen iç Panim olarak kabul edilirler. “Ve Sırtımı göreceksin.” yazılıdır. Bunlar parmakların dış Panim’i, Şabat’ın sonunda aydınlatan tırnaklardır. “Ama yüzüm görünmeyecek” ateşin aydınlatmalarından alamayan parmakların iç Panim’idir.

Parmakların içi Şabat boyunca hüküm sürer, çünkü ardından onlar ZA’deki karşılık gelen Behina’larından alırlar. Ateşin aydınlatmaları olarak kabul edilirken Nukva’da karşılık gelen Behina’larından alan parmakların dışı iş günlerini idare eder.

131) Şabat günü, Yaradan bu iç Panim’lerdeki tek yöneticidir, tahtında, hepsi O’na dahil edilir ve yönetim O’nundur. Şabat günü, Nukva ZA’in önünde küçük ışık gibi iptal edilir bu yüzden kendini azalttığı için böylece Şabat’ta aydınlatan PBP’in Mohin’ini alabildi. Buradan ZA’in tek başına hükmettiği sonucu çıkar. O zaman, onun Kelim de Panim’i, KH aydınlatır.

”Yaradan bu iç Panim’lerdeki tek yöneticidir, tahtında” Bu böyledir çünkü Nukva bir taht olarak kabul edilir ve bu Kelim de Panim’lerden önce iptal edilmiştir -ZA’in aşağısındaki tüm Behinot’lar ZA’e dahil edilir- ve yönetim onundur. Bu sebepten Yaradan, tüm dünyalara dinlenmeyi vasiyet eder ve “toprakta bir ulus” olan kutsal insanlar o günün mirasını miras alır.

Şabat gününde yönetim yalnızca Yaradan’ın olduğu için, hiç Dinim’e tutunma ve o gün iftira atma yoktur. O tüm dünyalara dinlenmeyi vasiyet eder ve toprakta bir ulus olan İsrail’in çocukları ZA’den taşınan Şabat gününün Mohin’ini miras alabilir zira Klipot’un tutuşunun korkusu yoktur. Şabat’ın büyük Mohin’inin “miras” olarak adlandırılmasının nedeni İsrail’in çocuklarının cennetteki babalarından aldıkları tüm Mohin’lerin aşağıdan bir uyanışla olmasıdır, öğrendiğimiz gibi “Çalıştın ve buldun? İnan.”

Bu dünyada mülk satın alan insanlar gibidir. Mülkiyet ne kadar büyük olursa, o kadar fazla çaba göstermeleri gerekir. Ancak Şabat ışıkları herhangi bir çalışma gerektirmez ve aşağıdan herhangi bir uyanma onlara ilişkin olarak yardımcı olmaz. Aksine, bolluk İsrail’e yalnızca üst yönetimle gelir. Bu nedenle, Şabat’ın bolluğuna “miras” denir, çünkü oğul cennetindeki Baba’sının hazinelerini miras alır ve onlardan hiçbir emek veya kendiliğinden uyanış olmadan ödüllendirilir.

Fakat gerçek şu ki, Şabat arifesinde emek vermeyen, Şabat’ta ne yiyecek? Bu böyledir çünkü Şabat’ın ışıkları da Şabat arifesinde emek gerektirir. Ancak bu, bolluğun alınması zamanında gerekli olan aşağıdan uyanış ile ilgilidir. Gerçek Şabat gününde, bu harika ışıkları alırken, içlerinde asla aşağıdan uyanış yoktur. Bu daha ziyade bir miras gibidir.

Işık aydınlatmaları sağ taraftan gelir, yaratılışın yedi gününün ilk gününde olan ilk ışık, ilk günde üzerine “Işık olsun” denilen ışık. Şabat gününde sadece bu ışık aydınlatmaları aydınlatır ve yönetir ve Atzilut’un altındaki tüm dünyalar onlardan alır ve aydınlatır.

132) Şabat sona erdiğinde, ışık aydınlatmaları gizlenir böylece ifşa edilmeyecektir ve ateşin aydınlatmaları dünyada, onun her bir yerinde hüküm sürer. Şabat günü, ışık aydınlatmalarının egemenliğinin yeridir ve iş günleri, ateş aydınlatmalarının egemenliğinin yeridir. Egemenliklerinin süresi, Şabat’ın sonundan [bir sonraki] Şabat arifesine kadardır. Bu yüzden aydınlatmalarını Şabat’ın sonundaki o mumdan almaları gerekir.

”Ve hayvanlar bir aşağı bir yukarı koştular”. Göz onları kontrol etmez çünkü bir aşağı bir yukarı koşarlar. Bunlar ifşa olan hayvanlardır yani ”Ve benim sırtımı göreceksin” dediği alttaki hayvanlar. Onlar ifşa olan hayvanlar olmalarına rağmen hala aşağı bir yukarı koşarlar. O tekerlek, tam ortalarında durur ve tüm bu alttaki hayvanları içeren Matat’dır. O koşarken, o Nuriel denir. Sağa sola koşarken, diğer hayvanlardan daha büyük ve daha önemli olan Matat ve 500 parasang [pl. Parsa] onlardan daha yüksek. Aşağı koşarken, Nuriel olarak adlandırılır. Yukarı koşarken o hayvanların geri kalanının hepsinden daha önemli ve büyük olan Matat olarak adlandırılır ve 500 fersah (Parsa’nın çoğulu) onlardan daha yüksektir.

Matat, Haze’nin üstündeki üst Zivug’da bir Hitkalelut yüzünden alttaki hayvanlara çizilen bir adamın yüzüdür. Matat küçük Adam olduğu için Shinan’daki (Öküz, Kartal, Aslan, Adam’ın İbranice kısaltmasıdır) Nun’dur. Adem’in [adam] yüzü sadece Haze ve üstüdündendir. Hiçbiri alt hayvanlara ulaşmaz ancak sadece yukarıdan bir Hitkalelut. Bu yüzden “küçük Adam” olarak adlandırılır. Çünkü bir adamın yüzü [Adem] tüm formları içerir, Matat alt Merkava’nın tüm hayvanlarını içerir, onların “Adem’in Yüzü” olduğu için. Ve o Hitkalelut’tan, Adem’in yüzünde Haze üzerinde genişlettiğinden bu onun hayvanlardan 500 fersah daha yüksek olduğu şeklinde düşünülür.

Öyledir çünkü Haze ve yukarısından, sayıları yüzlerce olan Mohin de Bina aydınlatır.İçindeki beş Sefirot KHB TM 500’dür. Ve Matat onları yalnızca Haze’nin yerinde duran Parsa’dan aldığından Parsa’nın üzerinden almadığından, Zivug and Hitkalelut’un yeri olduğundan, Mohin Parsa’dan alınan fersahlar olarak adlandırılır. “500 fersah daha yüksek” denilir yani diğer hayvanların, Haze’nin altındakiler sadece aslan, öküz ve kartal oldukları için payı olmadığı yerde Mohin’in Haze’de Parsa’dan KHB ZON’u alması anlamında.

134) Gizli hayvanlar yüksek ve gizli harflerin, HaVaYaH adının Vav-Hey’ini yöneten HaVaYaH adının Yod-Hey’inin altındadır. Gizli hayvanlar ZON’un Haze’sinden ve yukarısındadır, GAR’ın olduğu yerde , “Gizli şeyler Efendi’yedir Rabbimiz” yazıldığı, iki harf Yod-Hey’de ima edilen, içinde hiç bir edinimin olmadığıdır. Dolayısıyla, orada duran hayvanlar da gizlidir ve saklanmıştır ve içlerinde hiçbir edinim yoktur. Haze’nin altındaki hayvanlar, HaVaYaH’nın Vav-Hey’i, “İfşa olan bizim için ve oğullarımız içindir” yazıldığı gibidir. Çünkü ifşa olan Hasadim’in yeri vardır, orada görme ve edinme vardır “Ve sırtımı göreceksin” yazıldığı gibi.

Bu Vav-Hey harfleri, onların aydınlatmalarını ifşa eden Yod-Hey harfleri için bir Merkava’dır, at arabasının üzerinde görünen bir binici gibi. Aynı şekilde, alt hayvanlar da onların aydınlatmalarını ifşa eden üstteki hayvanlar için bir Merkava’dır [at arabası/birleşme/yapı]. Hiç bilinmeyen, gizli olanların en gizlisi Ein Sof, HaVaYaH adının Yod’unun ucunda ima edilmiştir, onların hepsine hükmeder ve hepsi üzerinde sürer ve tüm dereceler dünyalarda onun egemenliğini ifşa eder.

O gizli hayvanların altında beliren alttaki hayvanlar onlardan aydınlatmalarını alıyorlar ve onların kuvvetleriyle seyehat ediyorlar. Yani, alt hayvanların, üst hayvanlardan elde ettikleri şeyler dışında kendi güçleri ya da operasyonları yoktur.

135) Üstteki gizli hayvanların tümü cennetin gökyüzüne dahildir. Onlar hakkında “Cennetin gökyüzünde ışıklar olsun” diye yazılmıştır. Ayet bize, tüm ışıkların cennetin gökyüzünde asılı olduğunu ve hayvanların üzerinde bulunanın gökyüzü olduğunu öğretir, “Ve hayvanın başları üzerindeki bir görüntü korkunç buz gibi bir gökyüzüydü”nün yazıldığı, bu ilk gökyüzü olan.

Genel olarak, “Cennetin sonundan cennetin sonuna kadar” yazıldığı gibi iki gökyüzü buluruz. Bir gökyüzü, her derecenin Bina ve TM’unu altındaki dereceye çıkartan Tzimtzum Bet’in Sium’u, her bir Partzuf’un Haze’sinin yerinde duran Parsa olandır. İfşasının başlangıcı, Atzilut’un Partzuf Bina’sının ortasındadır, YESHSUT adı verilir, YESHSUT’un GAR’ı arasında -AA’in Haze’si ve yukarısında durur- ve onların ZAT’ı, Bina’ları ve AA’in Haze’sinden aşağıda duran TM’ları.

Bu nedenle, Bina’nın içindeki bu gökyüzüne “en eski/ilk gökyüzü” denir. Bu aynı zamanda “yukarıda cennetin sonu” olarak da adlandırılır, çünkü bu gökyüzü Partzuf Bina’sının, Bina’sının ve TM’unun ucunu cennete, ZA’e indirir.ZA’in Haze’sinde duran başka bir gökyüzü daha vardır ve Partzuf ZA’in, Bina’sının ve TM’unun ucunu Atzilut’u bitiren Nukva’ya indirir. Bu nedenle o gökyüzüne de “aşağıda cennetin sonu” denilir.

ZON’un Haze’si ve yukarısından tüm üst hayvanlar cennetin en eski gökyüzüne dahildir, Partzuf Bina’nın Haze’sinin yerinde durarak alttaki hayvanları bu en eski gökyüzüne dahil edilmemiş olan ZON’un Haze’si ve aşağısından ayırmak için. Herhangi bir üst olanın Ahoraym’ı, Haze’den aşağıya doğru, alttakinin Panim’inin Kelim’inde, Haze’nin yukarısında Kelim KH’sında kıyafetlidir. Ancak üsttekinin Ahoraym’ı asla alttakinin Ahoraym’ının Kelim’inin içinde, Haze’si ve aşağısında kıyafetlendirilmez çünkü kıyafetlenmenin sebebi Partzufim’in Katnut’u sırasında yapılan Malhut’un Bina’ya yükselişidir.

O zaman, bu yükseliş sayesinde her bir Partzuf, Haze’sinden ve aşağısından Kelim’den tamamen mahrumdur ve onlar içinde olmadığında, üsttekinin Ahoraym’ı, alttakinin Ahoraym’ında nasıl kıyafetlenir? Ne de olsa, Haze ve aşağısından ZON’un alt hayvanların en eski gökyüzüyle, Bina’nın Ahoraym’ıyla, içlerinde hiç bir zaman kıyafetlenmediklerinden, bağı ya da Hitkalelut’u yoktur.

136) Oradan ve yukarıda, en eski gökyüzünden, öğrenebilecek ve bilen hiç kimse yoktur çünkü o düşüncede gizlidir zira en eski gökyüzünün üzerinde Haze de Partzuf Bina de Atzilut Bina’nın GAR’ıdır, bir düşünce olarak kabul edilir ve GAR’da hiç algı yoktur. Tüm dünyada bir adamın düşüncesini edinen ve bilen hiç kimse yoktur, üst düşünceye bağlı olarak çok daha az önemli maddeler, onları edinen kimse yoktur. Ve düşüncenin kendisi, tümden daha ulaşılmazdır.

Sefira Bina, GAR ve düşünce olarak kabul edilir. On Sefirot’undan, içindeki GAR kendi özüdür ve içindeki ZAT kendi özü değildir, içine dahil edilen ZON’dur. İçine tek dahil olan ZAT de Bina bile düşünceye, Bina’ya bağlıdır, edinim onları kendi yerlerinde algılamaz, Bina’nın özü olan GAR de Bina şöyle dursun, sadece ZON’un yerinde algılar. Orada hiç bir edinim algılanmaz, Bina olan düşünceden daha içseldir. Kim burada herhangi bir nosyonu etkileyebilir zira orada bilmek bir yana, sormak için bile anlayış yoktur, çünkü Bina’nın yukarısı AA’dır, Atzilut’un tüm Partzufim’inin Keter’i, içinde edinimin hiç algılanmadığı Ein Sof.

Üç Işık

137) Ein Sof’da kavranması gereken hiçbir izlenim ya da düşünceyi öğretmek için herhangi bir soru ya da nosyon yoktur. Ein Sof’un alçalmasının başlangıcından ifşa olmak için ince, edinilmez bir ışık aydınlattı, tüm gizlenmişlerin en gizlisinden. Bir iğnenin gözü kadar ince bir izlenim içinde gizlenmiştir. Yani, tutuş için yetersiz, çok dar bir açıklık açılmıştır. Bu “Gerçek düşünce” olarak adlandırılan Partzuf Bina’nın GAR’ı, gizli bir düşünce ile ilgilidir. Böyledir zira AA olan Ein Sof’da tutuş için hiç izlenim yoktur ve Ein Sof’un ifşa olmaya gelmek için gerilemesinin başlangıcından, Atzilut’un AVI’si olarak adlandırılan Partzuf Bina’nın GAR’ındaki bir tutuş için hala yetersiz olsa da oraya ince bir izlenim nakşedilmişti.

Bir aydınlatma, ondan içinde harflerin Reşimotlar’ının olduğu bir yere genişleyene kadar o edinilmezdi, yani Atzilut’un YESHSUT’u olarak adlandırılan Partzuf ZAT de Bina anlamında. Bu böyledir çünkü Atzilut’un ZON’u harflerdir ve Bina’nın ZAT’ı gerçek Bina değil fakat ZON’dan bir Hitkalelut’tur. Bu nedenle onlar harflerin Reşimot’ları, ZON olarak kabul edilirler. Ve ZON’a yakın olduklarından, edinim ve ifşa onlarla birlikte başlar. Hepsi oradan çıktılar, ZON’un Gadlut’unun tüm Mohinleri ve BYA Partzuf Bina’nın ZAT’ından, YESHSUT’tan çıkar.

138) İlk önce, her şey Alef harfinde, tüm derecelerin başında ve sonunda yazılmıştır. O, bütün derecelerin onunla nakşedildiği bir Reşimo’dur. Buna yalnızca “bir” denir, yani bu Alef’in “bir” sayısına sahip olduğunu gösterir, içinde birçok form olmasına rağmen tüm dereceleri içerdiği için hala tek olduğunu gösterir. Yani, tüm dereceler onun içinde bir oldu.

Elbette Alef, üsttekilerin ve alttakilerin bağlı olduğu bir harftir. Bunun nedeni, Alef’in şeklinin [ ], Malhut’un Bina’ya yükselişi olan Tzimtzum Bet’i göstermesidir. Yeni Sium Alef’in orta çizgisi, üst Yod; derecede kalan KH ve alt Yod dereceden ayrılan ve onun altındaki dereceye düşen Bina ve TM’dir. Ayrıca, Gadlut’un yükseldiğini ve Alef’in orta çizgisi içinden üst Yod ile tek bir derecede birleştiğini işaret eder ve ardından Partzufim ABYA’nın tüm Mohin’leri ondan belirir.

Or Yaşar’ın Mohin’inin, erdemlilerin NRN’yı şöyle dursun Tzimtzum Alef’den üst ZON’a bile varlığı yoktur. Zohar’ın Tzimtzum Alef’e “bir iğnenin ucu kadar ince bir izde gizlenmiş” olarak atıfta bulunmasının nedeni budur. Bu iz, açılışın şeklinin tespit edilmeyeceği yerde bir iğnenin ucuyla yapılan bir açılış gibi gizlidir ve bu açılış, Mohin’in ifşası için uygun değildir. Tzimtzum Alef’in bu Reşimo’su, üst AVI’nın Malhut’u, Bina’nın GAR’ıdır. Tzimtzum Bet olan Alef şeklindeki Reşimot sadece Bina’nın Partzuf ZA’ında, YESHSUT’ta belirmeye başlar.

Buradan Alef’in şeklinin tüm Atzilut’un tüm derecelerini içerdiği sonucu çıkar çünkü çaprazdaki çizgiden önce gelen üst Yod’un şekli Atzilut’un üst AVI’sini işaret eder. Üst Yod’un ucu, içinde Tzimtzum Alef hala aydınlatır ve gökyüzü olan Alef’in çaprazından önce üst su olduğu düşünülen Atzilut’un AA’sıdır, Tzimtzum Bet’in yeni Sium’u. Çaprazın kendisi AVI ve AA’yı bitiren gökyüzüdür. Bina’nın Partzuf ZAT’ı, YESHSUT’tur. Alt Yod, Bina ve YESHSUT’tan düşen TM’a bağlı olan ZON’dur, Hem Katnut’ta hem Gadlut’ta.

Bu nedenle, Ein Sof’un alçalışı, gizlenmiş olanların en gizlisinden görünür olmaya başlar ve bir bir iğnenin gözü kadar ince bir izde gizlenir. Ein Sof’un aydınlatmasının ifşasının başlangıcında, Tzimtzum Alef olan bir iğnenin gözü gibi incelikle aydınlatmıştı ve ZON ve BYA bu açıklıktan hiçbir şey alamamışlardı. Haze de AA’de üst AVI’nın Malhut’u sayesinde genişletti ta ki aydınlatma ondan uzayıp içinde harflerin Reşimot’larının bulunduğu bir yere genişleyene kadar. İçinde harflerin Reşimotları, ZON olan AA’nın Haze’sinin altında duran YESHSUT denilen Bina’nın ZAT’ı sayesinde.

Her şeyin başlangıcında ortaya çıkan harflerin Resimo’sunun şekli Alef’in şekliydi, yani içinde tüm derecelerin başlangıcı ve sonu olan Tzimtzum Bet. Roş, Alef’in üst Yod’udur ve tüm derecelerin başı olan AA ve üst AVI’yı ifade eder. Alef’in Alt Yod sondur, ZON ima eden, tüm derecelerin sonu olan.

Alef harfi, tüm derecelerin kendisiyle yazılı olduğu bir Reshimo’dur; yani gökyüzünü bölen bir çapraz, Tzimtzum Bet’in Sium’unun kendisi, YESHSUT, bölünen gökyüzünün yazıtında tüm ZON ve BYA derecelerinin yazıldığı. O sadece “bir” olarak adlandırılıyor çünkü o gökyüzü, YESHSUT Atzilut’un tüm Partzufim’lerini bir olmaya dönüştürüyor, çünkü ZON ile tüm Partzufimlerin bir olduğu AA’nın Roş’una inmesi dolayısıyla Gadlut’ta, Atzilut’un Sium’u boyunca genişler.

139) İçindeki üst Yod olan Alef’in Roş’u, üst düşüncenin gizlenmesidir, Malhut’un AVI’nin Bina’sının yerine yükselişini ima ederek “üst düşünce” diye aldandırılır, Bina ve AVI’nin TM’sini aşağıya YESHSUT’a indiren, AVI’de kalan sadece iki Kelim KH ile. Bu nedenle, Alef’in üst Yod’u, üst düşüncenin gizlenmesi sırasında içlerinde yalnızca KH olduğunda AVI’yi gösterir.

Üst gökyüzünün bu genişlemesi, Gadlut’un zamanının genişlemesi -üst gökyüzü Bina’yı ve TM’yi bir kez daha yükselterek Malhut’un yerine genişlediğinde- Alef’in Roş’unda, onun üst Yod’unda hala tamamiyle gizlidir ki böylece Alef’in şekli o gökyüzünden, Gadlut’un Mohin’inden çıktğında o düşüncenin Roş’unun şeklinde ortaya çıkacak.

Alef’in üst Yod’u AA ve AVI’yi ve o Yod, Malhut’un yükselişinden dolayı AA ve AVI’da yapılan Katnut’u kasteder, derecelerinde sadece KH kaldığı zaman ve Bina ve AA’nın TM’si AVI’ye indiğinde, Bina ve AVI’nın TM’si de YESHSUT’a indiğinde. AA ve AVI’nın içlerine Tzimtzum Bet ve ondan uzanan Katnut’u almasının nedeni, böylece daha sonra Alef şeklindeki Gadlut sırasında gökyüzünün genişlemesi olacaktı, ışıklar düşüncenin Roş’unun şeklinde ortaya çıkacaktı ve AA’nın ışıkları, düşünce olan AVI’nin Roş’u görünecekti.

Tzimtzum Bet yüzünden düşen ve AVI’ye yapışan Bina ve AA’nın TM’si, Mohin’inin ifşasına neden olur zira Gadlut döneminde, gökyüzü aşağı doğru genişlediğinde ve o Bina’sını ve TM’sini Roş’una geri yükselttiğinde, AVI -ki onlara bağlıdır- onlarla birlikte Roş AA’ya yükselir. Aynı zamanda Bina ve AVI’nın TM’si onlarla YESHSUT’u Roş AA’ya yükseltir ve Bina ve YESHSUT’un TM’si, ZON’u onlarla AA’nın Roş’una yükseltir. Böylece, hepsi AA olan düşüncenin Roş’u şeklinde ortaya çıkar ve hepsi onun üzerinden Hohma’nın aydınlatılmasında aydınlatır. Fakat eğer AA ve AVI, Tzimtzum Bet’in küçülmesini kendilerine almasalardı ve Bina ve TM’lerini YESHSUT’a indirmeselerdi, AA’nın Mohin’inin dünyalara ifşa olması imkansız olurdu.

Altı derece HGT NHY, Alef’teki orta çizgiye dahil edilir. Bunlar Partzuf Bina’nın VAK’ı, YESHSUT’tur. Alef’in içindeki o gökyüzü Bina olan düşüncenin içindeki tüm üst, gizli hayvanların anlamıdır.

Zohar, üst AVI ve ortasındaki çizgi YESHSUT olan Alef’in üst Yod’unu açıkladıktan sonra, şimdi Alef’in alt Yod’unu açıklar. Ve Alef’in çaprazında asılı alt Yod gibi gökyüzünde asılı duran hayvanlar, ZON olduğunu söyler. Ancak sadece ZON’un Haze’si ve yukarısından HGT olan üst, gizli hayvanların düşüncede, düşüncenin VAK’ı olan çizgide asılı olduğunu söyler , daha düşük, ifşa olan hayvanlar hariç – NHYM – ZON’un Haze’si aşağısından – düşüncede asılı olmayan, Alef’in içindeki gökyüzü olan.

Bu böyledir çünkü üst olanın Ahoraym’ı, yalnızca alt olanın Kelim de Panim’inde, Haze boyunca kıyafetlendirilir ve kesinlikle alt olanın Kelim de Ahoraym’inde, Haze’den ve altından değil. Bu nedenle üst hayvanlar, ZON’un Panim’inin Kelim’i, gökyüzünün TM’sinde ve Bina’da, düşüncenin VAK’ında asılı ve eklidir fakat Haze ve aşağısından ifşa olmuş hayvanlar asla onlara yapışık olmadılar. Bu Alef’in şeklinin nasıl tüm dereceleri içerdiğini anlatır ki üst Yod AVI’dır, ortadaki gökyüzü alt Yod, ZON’un ekli ve asılı olduğu YESHSUT’tur.

140) Aydınlatan ve gizlenen bir ışık, Bereşit’in [başlangıçta] Bet harfinin ışığıdır. “Günün sıcağında” İbrahim, aşağıdan yukarıya bir açılış olan bir çadır kapısının yanında oturuyordu ve günün sıcağı o açıklığı aydınlatıyordu ve orada aydınlatıyordu.

Zohar, Alef harfinin şeklinin başını, ortasını ve sonunu açıkladığında, ki Alef harfinin sonu, üzerinde asılan alt Yod üst gizli hayvanlardır, ZON’un Haze’si ve yukarısından HGT, bu üç gizli hayvanı açıklamaya geri döner. Onlara üç ışık der: İlk ışık Hesed, sağ çizgi, İbrahim’in niteliğidir. İkinci ışık Gevura, sol çizgisi, İshak’ın nitelğidir. Üçüncü ışık Tifferet, orta çizgi, Yakub’un niteliğidir.

ZA’in bu üç çizgisi, YESHSUT’ta Mohin’in meydana çıkarılması amacıyla ona üç noktadan (Holam, Şuruk, Hirik) uzanır çünkü Mohin Bina’da sadece bu üç noktanın sırasına göre ortaya çıkar. İlk olarak, Bina’nın, YESHSUT’un AA’nın Roş’undan Malhut’un onun yerine yükselişiyle meydana çıkarılması üzerine, Bina onun sarayında bir noktada, Hasadim’in Mohin’inde GAR’sız kurulmuştur. Bu böyledir çünkü nokta, Malhut AA’nın sarayına, Bina’ya yükseldi ve Bina ve sarayın TM’si onun yüzünden altındaki ZON’a alçaldı, sarayda sadece Kelim KH içindeki NR ışıklarını bırakarak. Bu nedenle o ışık “sarayında bir nokta” olarak adlandırılır.

Bu, Bereşit [ ]‘in Bet’inin içindeki noktadır, Bet’in Bina olduğu yerde saray olarak adlandırılır ve onun içindeki nokta ona yükselen Malhut’tur. Bu nokta, harflerin üzerindeki Holam noktasıdır.

Bu nedenle, aydınlatan ve gizlenen bir ışık Bereşit’in Bet harfinin ışığıdır, ilk ışık, aydınlatan ve daha sonra gizlenen ışıktır. AA’nın Bina’sı ilk önce Roş AA’nın GAR’ındaydı, ardından nokta, Malhut ona yükseldi. Böylece Bina, Roş AA’nın GAR’ından çıktı, Bina’dan GAR’ın ışığı gizlendi ve o VAK’ta GAR’sız kaldı. Böylece, başlangıçta, Bina’nın ışığı bütünlükte aydınlattı ve sonra gizlendi. Bu, sarayında bir nokta olan Bereşit ‘in Bet harfinde ima edilen ışıktır.

Vasıtasıyla sarayın VAK’a azaldığı, saraya yükselen o nokta sıcaklık ve Dinim olarak kabul edilir. Metin ona istinaden “Günün sıcağında”olarak belirtiyor. “Günün sıcağı” İbrahim, çadır kapısının yanında oturuyorken , bu noktaya “günün sıcağı” denir ve aynı zamanda “çadır kapı.” Bununla ilgili günün sıcağında İbrahim’in çadır kapısının yanında oturduğu yazılıdır.

Bu aşağıdan yukarıya doğru bir açıklıktır, çünkü nokta, Bina sarayına yükselen Malhut aşağıdan yukarıya doğru bir açıklıktır. Onun sayesinde, aşağıda ZON olan alttakiler nokta yerine geri döndüğünde yukarıda Bina’ya yükselirler, ZON’un yerine düşen Bina ve TM, Bina’ya geri dönerken. O zaman onlara bağlı ZON da onlarla birlikte Bina’ya yükselir.

Dolayısıyla bu nokta, sayesinde aşağıdakilerin yükseldiği bir açıklıktır. Günün sıcaklığı o açıklığı aydınlatır ve orada aydınlatır. Günün sıcaklığı- Dinim ve ondan üst ışığı püskürtmek için noktada kurulan Masah- o açıklıkta aydınlatır, aşağıdan yukarıya, noktada. Oradan Or Hozer’i yükselten ve Or Yasar’ı uzatan üst ışıkla bir Zivug de Hakaa’da aşağıya doğru da aydınlatır. Holam’ın noktası budur ve Hesed’in ışığı, sağ çizgi, İbrahim’in niteliği olarak kabul edilir. Buradan Haze ve yukarısından üst gizli hayvanlarda aslanın yüzü gelir, “Sağda bir aslanın yüzü” yazdığı gibi.

141) İkinci ışık, akşamdan önce yavaş yavaş koyulaşan bir ışıktır. İshak’ın duasıdır. Bu dereceyi ıslah etmek için, “Ishak, alacakaranlıkta tarlada yürümek için dışarı çıktı” yazıldığı gibi, öğleden sonra duasına gelince orada akşamın ve içindeki her türlü karanlığın bakışı vardı. O alacakaranlıkta Yakup, “Ve bir adam onunla mücadele etti” yazılı olan Esav’ın atananına baktı.

İkinci ışık, ZA’in Haze’sinin üzerindeki sol çizgisi, Bina’da Şuruk noktasından uzanır zira nokta saraydan Bina’nın yerinden alçaldığında o kendi yerine, Malhut’un yerine döndü ve Bina’nın sarayından ZON’a düşen üç Kelim Bina ve TM ona geri döndü. Ardından Bina, on Sefirot ile tamamlandı ve yerine AA’nın Roş’una döndü. Daha sonra Hohma de AA’nın ışığı Bina’ya bir kez daha ulaştı, daha önce azaltılmış olmasına rağmen ve Bina’nın ZAT’ı fark edildi, AA’nın Roş’una yükseliş tarafından karartılmıştı çünkü ZAT Hohma’nın ışığını, Hasadim ışığının giysisi olmadan alamaz. Ve AA’nın Roş’u tamamen Hohma’nın ışığı olduğundan bu yana, sadece GAR de Bina bu ışığı alabildi ancak Bina’nın ZAT’ı karanlıkta kaldı, Hasadim’in ışığı ve Hohma’nın ışığı olmadan. İşte Şuruk noktasının anlamı budur.

İkinci ışık, sol çizgi, alacakaranlıkta daha da koyulaşan bir ışıktır çünkü AA’nın Roş’una Bina’nın dönüşüyle, Bina’nın ZAT’ı yavaş yavaş karartılmıştır, “Alacakaranlıkta” yazıldığı gibi. İshak’ın duası bu dereceyi ıslah etmek içindir, çünkü onun duasında, “Ishak, alacakaranlıkta tarlada yürümek için dışarı çıktı” ayetinde kastedilen, o Şuruk noktasının o derecesini ıslah etti ve uzattı, oradan sadece GAR’ı tamamlayan ZA’in sol çizgisini alarak ve ve ZAT’ı karanlıkta bırakarak.

Bu nedenle “akşamın ve içindeki her türlü karanlığın bakışı” vardı çünkü öğleden sonra duası boyunca dünyadaki her türlü karanlığı içeren Şuruk noktasından sol çizgiyi uzattı ve onları uygun bir şekilde ıslah etti. Bu nedenle, o ikinci ışık İshak’ın karanlığı, ZA’in Gevura’sının ışığı olarak kabul edilir ve buradan yüksek ve gizli hayvanlardan, üzerine “Solda bir öküzün yüzü” yazılı olan bir öküzün yüzü gelir.

142) Üçüncü ışık, bu iki ışığı içeren bir ışıktır, sağ çizgi ve sol çizgi, iyileşme için aydınlatan bir ışık. Bu ışık, Bina’daki Hirik noktasından uzayan orta çizgidir, yani Bina’nın onun kıyafeti sayesinde ona yükselen ZON’un Masah’ında aldığı Hasadim’in yeni seviyesidir.

Bu ışık sağdaki Hasadim’e eklenir ve Hohma ışığı için Hasadim’in bir kıyafeti olur. O zaman, iki çizgi birbirine dahil edilir, sağ çizginin Hohma ışığı içerdiği ve Hohma ve Hasadim’e sahip olduğu ve sol çizginin Hasadim’in içerdiği ve Hohma ve Hasadim’e sahip olduğu yerde. Bu yüzden onunla ilgili “Bu iki ışığı içeren bir ışık” denilir, çünkü o ışık iki çizgiyi içerir, zira o aralarını tamamlar.

Bu nedenle kendisi, onların her ikisinin de aydınlatmasını almayla ödüllendirilir çünkü alt olanın üst olanı tamamladığı ölçüde, alt olan da buna sebep olduğu için onlarla ödüllendirilir. Bu, iyileşmek için aydınlatan bir ışıktır, çünkü onun Hassadim seviyesi sayesinde sol çizgi; sağ tarafta Hasadim aydınlatmasının kuvvetini alarak iyileşir.

Bu üçüncü ışığa ilişkin Yakup’la ilgili “Ve güneş onun için yükseldi” yazılıdır yani bir defa Yakup alacakaranlığa, sol çizginin karanlığına dahil edildiğinde ve iyileşmesi gerektiğinde solun karanlığından onu iyileştimek için “Ve güneş onun için yükseldi” yazılıdır. Bu üçüncü ışık sağ ve sol olmak üzere iki çizginin üzerinde karar veren orta çizgi olarak kabul edilir. Bu Tifferet’in ışığı ve Yakup’un niteliğidir. Buradan, Haze ve yukarısından yüksek ve gizli hayvanlarda bir kartalın yüzünü uzanır.

Bundan böyle, Yakup bir kere Masah de Hirik ile orta çizginin ışığını uzattığında, onun hakkında şöyle yazılıdır “Ve uyluğunun üzerinde topalladı.” Uyluğu, iki Sefirot NH’dan dolayı “İsrail” olarak adlandırılan ZA’in Sefira Netzah’ı anlamına gelir ve “iki uyluk” denir. “Ve o Peniel’i geçerken güneş onun üzerine yükseldi ve uyluğunun üzerinde topalladı” ayetini şöyle açıklar: Güneşin yükselmesi, üçüncü ışık, uylukta topallanmanın doğrudan nedenidir çünkü Hirik’in Masah’ı , GAR’sız VAK olan Behina Alef’in seviyesini uzatır.

Her ne kadar GAR’ı Suruk noktası dolayısıyla almış ve Hasadim’in bu seviyesini yalnızca iyileşme amacıyla uzatmış olmasına rağmen, GAR, Masah de Hirik’teki o Zivug yüzünden hala onun için bir dereceye kadar azaldı. Kelim ile ışıklar arasındaki ters ilişkiyi zaten biliyorsunuz ki Kelim’in NHY’ının yokluğu ışıkların GAR’ının yokluğudur ve tam tersi- Masach de Hirik nedeniyle ona gelen ışıkların GAR’ının azalması, Kelim de NH olan uyluklar üzerinde topallamak olarak kabul edilir.

143) ”Uyluğunda” tekil formunda yazıldır, uyluklarında olarak çoğul formda değil. Bu onun Samuel’in gelene kadar hiç kimsenin kehanette bulunmadığı dördüncü derece olan Netzah’ın olduğunu işaret eder ve “Ve aynı zamanda İsrail’in Netzah’ı (sonsuzluk) yalan söylemeyecek” in yazılı olduğu. Ardından Netzah kuruldu, Esav’ın ataması melek tarafından riske atıldığından beri güçsüz olarak.

Uyluğunun üzerinde topallamak” GAR’ın azalmasından uzanır. Bu nedenle, her iki uyluğu ilgilendirir ve “iki uyluk” olarak adlandırılan NH olan “uyluklarının üzerinde topallamak” denilmeliydi. Fakat yalnızca bir uyluk der, Netzah, dördüncü derece. Ancak o her iki uyluğu, NH’u da içerir çünkü o zamana kadar hala çizgilerin bir ıslahında hala edilmemiştir fakat sadece ZA’in Haze’sinden ve yukarısından, HGT’den ıslah edilmiştir. Haze ve aşağısı, NHY orada bir adamın yüzünden yoksun olduğu için hiç ıslah edilmemişti.

Onun dördüncü derece olmasının nedeni budur, çünkü beşinci derece Hod orada görünmemişti. Dolayısıyla, o mutlaka Sefira Netzah’dır. Hazeden ve aşağısındaki ıslah yükselmek ve üst Zivug’da bir adamın yüzüne dahil olmak içindir. Bu ıslah Samuel tarafından yapılmıştır. Samuel’in gelene kadar oradan hiç kimsenin kehanet etmediği söylenir ve onunla ilgili “Ve aynı zamanda İsrail’in Netzah’ı yalan söylemeyecek” yazılıdır çünkü ardından Netzah sağ olarak ve dördüncü derece olarak incelenir ve Hod, sol ve Netzah’tan farklı bir derece olarak, Kelim’in beşinci derecesi, Hod.

Bu nedenle, onlarda sağdan hiçbir şey olmadığı düşünülür ve NH sol olarak kabul edilir, bir derece. Bu yüzden, “Ve o uylukları üzerinde topallıyordu” yazmaz, çünkü ikisi de hala uyluk ve bir Sefira, Sefira Netzah’dır ve Hod değil çünkü Kelim’de üsttekilerin önce büyüdükleri düşünülür. Bu nedenle iki uyluk bir olarak kabul edildiği sürece, onlar Hod’dan önce göründüğü ve belirginleştiği için Sefira Hod’un üstündeki, Netzah olarak kabul edilirler.

144) “Ve uyluğunun çukuruna dokundu” demek, Esav’ın vekili Yakup’a geldiğinde Yakup bu alacakaranlıktan, Şuruk noktasından ve İshak’ın ıslahındaki sol çizgiden Din’in kuvvetiyle güç aldı anlamına gelir. Yakup sol çizgide ona dahil edilmişti ve bu yüzden onu yenemedi. “Ve onu yenemeyeceğini gördü ve uyluğunun çukuruna dokundu” ve Yakup oradan güç aldı. Yani, Melek uyluğunun çukuruna dokunduğunda, Yakup’u düşürmek için onunla boğuşurken Yakup meleği oradan püskürtmek için o uyluktan güç aldı, o Din’in kuvveti vasıtasıyla ki Haze üzerinde sol çizgi vardı. Bu nedenle “Yakup’un uyluk çukuru burkuldu” yani melek onu yendi anlamında.

Çünkü uyluk vücudun dışındadır, Yakup, Guf [beden] adı verilen Sefira Tifferet olduğundan ve o Guf, Adam olarak adlandırılan iki derece erkek ve dişiye dahil edilmiştir zira Adam, Haze’den ve yukarısından erkek ve dişiyi içerdiği için adamın yüzü bütündür bu yüzden melek onu yenemedi. Ve Yakup Guf’unun dışında, Haze ve aşağısından güç aldığında, derhal “Yakup’un uyluk çukuru burkuldu”.

Melek Haze ve aşağısına dokunduğunda o üst Zivug’da ıslah edilemedi çünkü onun içinde bir adamın yüzü eksikti ve ardından tüm ıslahlı yazıldığı gibidir “Ve bütün arka kısımları içe doğruydu.” Fakat Yakup oradan meleğe doğru güç uzatmak istediğinde, oradaki bir adamın yüzünün eksikliği derhal ortaya çıktı ve bu eksikliğin ifşası nedeniyle, melek onu tuttu ve “Yakup’un uyluk çukuru burkuldu”.

145) Samuel’in gelene kadar oradan hiç kimsenin kehanette bulunmadı ve Netzah’ı ıslah etmedi. Bu nedenle onunla ilgili “İsrail’in Netzah’ı (sonsuzluk) yalan söylemeyecek” yazılıdır zira o bir adam değildir. Netzah, bir adamın yüzü olmayan Haze’nin altında, Guf’un dışında olmasına rağmen, onu şimdiye kadar kimse ıslah edemediği için onu yükselterek ve Haze üzerinde bir adamın yüzüne dahil ederek yine de Samuel ıslah etti. Bu nedenle “İsrail’in Netzah’ı (sonsuzluk) yalan söylemeyecek.” Ve “Çünkü o bir adam değil” sözleri, onun bir adamın yüzü gibi olmamasına rağmen yine de onu ıslah ettiği anlamına gelir.

Ancak Hod zayıflığını sürdürdü, çünkü Samuel de onu ıslah edemedi. O ıslahın sonunda, gelecekte ıslah edilecektir. Aşağıda, sol uyluk Hod için olduğu gibi “Ve uyluğunun üstünde topallıyordu” denilirdi. Yani bu, Samuel Netzah’ı ıslah ettikten ve onu sağa döndürdükten sonra bile, sol uylukta zayıflık, Hod kaldı demektir.

Yuşa Musa’nın Sefira Hod’undan kehanette bulundu “Siz de Hod’unuzu [ihtişamınızı] ona koyacaksınız.” yazıldığı gibi. Yani Yuşa Samuel Peygamber gelmeden önce vardı bu nedenle Netzah’tan kehanette bulunamadı, meleğin dokunuşundaki zayıflık yüzünden. Bu nedenle onunla ilgili şöyle yazılıdır “Siz de Hod’unuzu [ihtişamınızı] ona koyacaksınız.”, bize Musa’nın Hod’undan, beşinci dereceden kehanette bulunduğunu öğreterek.

Musa, ZA’in içselliğidir ve tamamen ZA’in Haze’si ve yukarısındandır. Ancak, Haze ve yukarısından, içinde HGT NHY olan başka tam Partzuf vardır. Haze ve yukarısından gelen o NH’ler birbirlerinden ayrılır bu nedenle orada KHB TM’ye karşılık gelen beş derece HGT NH vardır.

Yuşa beşinci dereceden kehanette bulundu, fakat ZA’in Haze’si ve aşağısında bir adamın yüzü eksiktir, Malhut ve Hod ve Hod’suz Netzah aracılığıyla orada sadece dört derece vardır. Ve bir kez Netzah meleğin dokunuşuyla zayıfladığında, kimse oradan kehanette bulunamamıştır.

Netzah, Yakup’un sol uyluğudur. Davud’un gelip sağa dahil olmasının nedeni budur, çünkü “sağınızın memnuniyeti Netzah’tır” demez ama “Memnuniyet sağda, Netzah” demiştir” Davud’tan önce Netzah’ın sağda olmadığını ancak Davud’un sağa döndüğünü belirterek. Yakup’tan Samuel ve Davud aracılığıyla, Netzah sol olarak kabul edildi.

146) Yakup’un uyluğunun zayıflamasının nedeni nedir? Bu, Tuma’anın [saf olmama] tarafının ona yaklaşması ve ondan güç alması yüzündendir ve ardından bir adamın yüzünün yokluğunun ifşa olmuştur ve Keduşa’nın bulunmadığı her yerde Sitra Ahra tutar. Islah Samuel’e kadar alıkonulur bu yüzden Samuel bunun İsrail’in uyluğu olduğunu hatırlatmaya geldi “Ve İsrail’in Netzah’ı da” yazıldığı gibi.

ZA’in iki adı vardır – Katnut’ta Yakup, Gadlut’ta İsrail. Yakup dediğinde “Ve Yakup’un uyluk çukuru burkuldu” O zaman iki Sefirot NH, sol olarak algılandıklarından bir uyluk gibidir. Ancak ZA Gadlut’ta “İsrail” olarak adlandırıldığında, NH sağ ve sol olmak üzere iki derece olarak algılanır. Bu sebeple, Samuel tekrar Netzah’ı ıslah ettiğinde, onun hususunda İsrail isminden bahsetti, Gadlut’u işaret ederek, Netzah’ın sola ve Hod’un sağ’a olduğu zamanda. Ardından “İsrail’in Netzah’ı da yalan söylemeyecek” denildi.

Bu nedenle, Samuel’in tüm kelimeleri Din’deydi, başlangıcında ve sonunda, çünkü esasen Netzah’ı Esav’ın vekilinin yol açtığı zayıflıktan arındırmak üzereydi. Bu nedenle kehaneti Gevura ve Din’deydi, çünkü arınmanın ıslahları için gerekli olan şey budur. Kehanetinin tam başlangıcında, Eli’nin evinde Dinim’i kehanet etti ve onun sonunda Saul’da Dinim’i kehanet etti.

147) Yaradan Sefira Hod’da kralları, Saul ve Davut’u atarken onu da dahil etti. Bu nedenle Samuel, Musa ve Harun’a eşittir. Musa ve Harun iki tarafa ayrıldığından, Haze üzerinde sağ ve sol, ZA’in Haze’sinden ve aşağısından Samuel, iki tarafta onlar gibiydi, sağ ve sol, NH. Ve burada sadece sol tarafta olmalarına rağmen, yukarıdaki Musa ve Harun gibi, Samuel tarafından iki tarafa ayrıldılar. Böyleve, Samuel Haze ve aşağısından olmasına rağmen, Hazeh ve yukarısındaki Musa ve Harun’a eşittir çünkü Samuel, NHY’yi ZON’un Haze’si ve aşağısından yükseltmiştir, Haze üzerinde ZON’un HGT’sında bir adamın yüzünün Zivug’unda dahil edilmek için ve ardından Haze ve aşağısından NH ayrılmış ve iki taraf olmuştur, Haze ve yukarısındaki HG gibi.

Tüm dereceler Samuel aracılığıyla birbirlerine dahil edildi çünkü bu sayede o Musa ve Harun’a eşit oldu “Rahiplerinde Musa ve Harun, onlarda ismini çağıran Samuel” ayetinde kastedildiği gibi, VAK, HGT, NHY birbirine dahil edildiğinden dolayı. Samuel’in ZON’un Haze’si ve aşağısından NHY’u yükseltilmesi ıslahının sayesinde, Holam noktasından Netzah’a, Şuruk noktasından Hod’a uzatarak ve Hirik noktasından Yesod’a, tüm VAK’lar birbirine dahil edilir, Netzah Hesed’e bağlanır, Hod Gevura’ya ve Yesod Tifferet’e ve hepsi Malhut olan bir adamın yüzünde.

Musa ve Yakup

148) Haze’nin üzerinde sağ ve sol olarak -Musa ve Harun- sağda ve solda Haze’nin altında kavrar ve birleşirler, Samuel olan, yukarının orta çizgisi, Tifferet -Yakup ve Musa- Haze altından orta çizgiyi kavrar ve onunla birleşirler -Yesod, Yusuf. Böylece, tüm VAK’lar birbirlerine dahil edildi ve birleştirildi. Musa, Harun ve Samuel’in dört ucu, Yakup ve Musa’nın Yusuf ile birlikte iki ucu. Yakup ve Musa’nın her ikisi de ZA’in Tiferet’idir- Tiferet’in içi Musa ve Tifferet’in dışı da Yakup’tur. Daha önce Musa ve Harun’un yukarının sağı ve solu olduğu söylenmişti ve burada Musa’nın pek çok Behinot’u olduğu için Musa’nın Tifferet olduğu söylenir.

Yakup ev sahibidir. Yakup öldüğünde, Musa evi aldı ve hayatında onunlaydı(dişi). İçinde içselliğin ve dışsallığın olmadığı hiçbir şey yoktur, çünkü her derece -Parsa’nın olduğu Haze üzerinden KH Bina’nın üst üçüncüsü- Panim’in Kelim’ine bölünür- ve Ahoraym’ın Kelim’i ve dışsalllık- Parsa ve aşağısından Bina ve TM. Ancak Panim’in Kelim’i ve Ahoraym’ın Kelim’i birbirlerine dahil edilmiştir. İçsellik ve dışsallık, bazı derecenin Panim’inin Kelim’inde bile kendiliğinden farkedilebilir. İçsellik derecelerinin özü olan Panim’in Kelim’i, KH veya HGT’dir, dışsallıkları ise Ahoraym’ın Kelim’i, Bina ve TM veya TNHYM’dan sadece bir Hitkalelut’tur. Benzer şekilde, Ahoraym’ın Kelim’inde kendilerinden içsellik ve dışsallık vardır, yukarının Panim’inin Kelim’i ile Hitkalelut’larıyla, bu onların içselliği olarak kabul edilir, Haze içinden KH, kendi özleri – Haze’nin aşağısında Bina ve TM- ise onların dışsallığıdır. Bu her derece ve her Sefira aynı şekildedir.

Musa ve Yakup, her ikisi de Atzilut’un ZA’i için bir Merkava’dır. Ancak, Musa, ZA’in içselliği için bir Merkavadır, ZA’in Haze’sinden yukarısında, Panim’in Kelim’i ve Yakup, ZA’in dışsallığı için bir Merkava’dır, Haze ve aşağısında bulunan ZA’in Ahoraym’ının Kelim’ine dahil olan Panim’in Kelim’i.

ZA’in Nukva’sı tamamen ZA’in Haze’sinin Ahoraym’ı ve aşağısındandır ve “bir ev” olarak adlandırılır. Yani Haze ve yukarısından ZA’in içselliği için bir Merkava olan Musa, tamamen ZA’in Haze’si ve aşağısından olan ZA’in Nukva’sı ile aynı Behina içinde değildir. Bu nedenle Yakup- ZA’in dışsallığı, Panim’in Kelim’i, ZA’in Haze’si ve aşağısına dahildir- ZA’in Nukva’sı- Haze ve aşağısından Ahoraym’ın Kelim’i- ile eşitliğe sahiptir. Bu nedenle, Yakup ev sahibi olarak değerlendirilir, Musa değil, çünkü o ZA’in Nuka’sından daha yüksek bir derecedir. Ayrıca, bir dişi ve erkeğin aynı Behina’dan olması gerekir zira bir Zivug form eşitliği anlamına gelir.

Bu nedenle Yakup’un ev sahibi olduğu söylendi, çünkü o ZA’in dışsallığı için bir Merkavadır, “ev” denilen ZA’in Nukva’sı ile eşitliğie sahiptir. Yakup kocası olarak kabul edilir. Yakup öldükten sonra Musa bu evi, ZA’in Nukva’sını aldı ve bu dünyada yaşarken onun yanındaydı. Ve ruhu açısından, ZA’nın iç dünyasına bir Merkava olmasına ve Nukva ile eşitliğinin olmamasına rağmen, ruhu bu dünyada bir bedende kıyafetlendiği ve herhangi bir beden tamamen Ahoraym’ın Kelim’inden olduğu sürece, bedeni açısından ZA’in Nukva’sı ile eşitliği vardı ve Yakup öldükten sonra bu dünyadaki hayatı boyunca Nukva ile ZA’in Zivug’una neden oldu.

Yusuf, Yakup ve Musa dolayısıyla erdemliydi, çünkü Yakup ve Musa, her ikisi de ZA’in Panim’inin Kelim’ine Merkava’ydı, KH ya da HGT, gerçi biri Haze’nin üstünde, diğeri ise Haze’nin altındaydı. Sadece NHY’nin orta çizgisi, Yesod Tzadik [erdemli] aracılığıyla bir Zivug olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, Yakup ve Musa tek başlarına, ZA’in Yesod’u için bir Merkava olan Yusuf ile bağlanmadıkları sürece Nukva ile ZA’in Zivug’una yol açamadılar ve ardından Yusuf’un hem Musa’ya hem de Yakup ‘a Yesod Tzadik olarak hizmet ettiği bir şekilde Zivug ZON’a yol açabildiler.

149) Yakup, Yusuf sayesinde evi, ZA’in Nukva’sını aldı, birbirlerine bağlı olduklarını belirterek “ Bunlar, Yakup Yusuf’un nesilleri ”yazıldığı gibi. Ayrıca; Musa alıp, Yakup’la bağlanana kadar Nukva için bir Zivug’a sebep olmadı çünkü kutsallık Mısır’daki sürgünden ayrıldığı zaman, ZA’in içselliği- Musa, Yusuf sayesindeki haricinde Kutsallıkla eşlelemedi “Ve Musa, Yusuf’un kemiklerini de yanında aldı.” yazıldığı gibi. Yanına aldığı yazılıdır çünkü beden ilk olarak antlaşma, Yesod ile eşleşmediği sürece bir Zivug’a uygun değildir.

Başka bir deyişle Musa, Haze ve yukarısından ZA’in Guf’u için bir Merkava’dır ve Nukva ile Zivug olarak adlandırılan eşdeğerliği yoktur. Aksine, ilk önce bir antlaşma olan, ZA’in Yesod’u için bir Merkava olan Yusuf ile eşleşmelidir. Bu nedenle Musa, Yusuf’u yanına almıştır. Yusuf ona bağlı olduğu için, ZA Nukva’sini olması gerektiği gibi kullanıyordu. Bu nedenle Yakup, Musa ve Yusuf’un bir olmaya geldiği düşünülür, çünkü hem Yakup hem de Musa, Yusuf ile bağ kurmak zorundaydı.

150) Yakup öldü ve bedeni kutsal topraklara yükseltildi. Yusuf öldü sadece kemikleri kutsal topraklara gömüldü, bedeni değil. Musa’nın ikisi de değildi zira bedeni ve kemikleri ikiside toprakların dışına gömüldü.

Yakup Nukva’nın ilk kocasıydı, çünkü Yakup ZA’in dışsallığı için bir Merkavadır, Haze ve aşağısından Panim’in Kelim’i için. Tamamen ZA’in Haze’si ve aşağısından olan Nukva ile denkliği vardır. Bu yüzden o Nukva’nın ilk ve gerçek kocasıdır. Ancak Yakup öldükten sonra Nukva, ZA’nın içselliği; Musa ile eşleşti. Ve Musa, onunla eşitliği olan için bu dünyada bir bedende kıyafetlenmişken, uygun bir şekilde onunlaydı. Musa Nukva’nın ikinci kocasıdır.

151) Bu yüzden Yakup tüm bedeniyle kutsal topraklara yükseltildi, çünkü o bir Guf’dur, yani ZA’in Guf’u için bir Merkava’dır, onun Haze’ve aşağısına dahil Tiferet çünkü o Ahoraym’ın Kelim’ine dahil edilmiş olan Panim’in Kelim’idir. Fakat Yusuf, sadece kemikleri kutsal topraklara yükseltilmiştir bedeni değil çünkü kemikler yukarının kampları ve ev sahipleridir.

İçinde içselliğin ve dışsallığın olmadığı hiçbir şey yoktur. Hatta ZA’in Yesod’u Yusuf da – tamamen ZA’in Haze’si ve aşağısından olan- içselliğe ve dışsallığa sahiptir çünkü Haze ve yukarısından Panim’in Kelim’inden onun Hitkalelut’u onda içselliktir ve kendi özü onda dışsallıktır. Guf’taki on Sefirot KHB TM, Moah, Atzamot, Gidin, Basar ve Or [sırasıyla ilik, kemikler, tendonlar, et ve cilt] olarak adlandırılır. Buradan Moah ve Atzamot’un, KH’nın Yusuf’un Guf’unun içselliği olduğu sonucu çıkar, ZA’in Haze’si ve yukarısında onun kapsaması.

Gidin, Basar ve Or, Yusuf’un Guf’unun dışsallığıdır, ZA’in Haze’si ve asağısından, kendi özünden.

Islahın sonundan önce Klipot, ZA’in Haze’si ve aşağısından bir tutuşa sahiptir. Yine de Ahoraym’ın Kelim’ine dahil olan bu Panim’in Kelim’inde hiç bir tutuşları yoktur. Bu yüzden ZA’in Guf’u için, Ahoraym’a, ZA’in Haze’si ve aşağısından olan HGT ‘ye dahil olan Panim’in Kelim’i için tamamen bir Merkava olan Yakup, Ahoraym’ın kendileri hususunda yalnızca Hitkalelut’a sahipti. Bu sebeple Klipot, tüm vücudunda hatta ona dahil olan Ahoraym’da bile hiç bir tutuşa sahip değildir ve tüm vücuduyla kutsal topraklara gömülmüştür.

Fakat Yusuf, ZA’in Haze’si ve aşağısı için bir Merkava olduğundan, sadece Yesod için, yalnızca içsel Kelim’inde, Moah ve Atzamot’ta bir tutuştan tutulur fakat onun dışsal Kelim’inde —Gidin, Basar ve Or—Klipot’un bir tutuşu vardır. Bu nedenle kutsal topraklarda sadece kemikleri gömülmüştür, Klipot’un Tuma’asının herhangi bir tutuşundan tutuldukları için ancak onun Gidin’i, Basar’ı ve Or’u orada gömülmemiştir çünkü Tuma’anın onlarda bir tutuşu vardır.

Bu yüzden Yusuf’un kemikleri toprağa gömüldü, fakat vücudu gömülmedi zira kemikler yukarının kampları ve ev sahipleridir. Çünkü Moah ve Atzamot, içinde Tuma’a’nın hiçbir tutuşu olmadığı ZA’in Haze’si ve yukarısından, Kelim ile Hitkalelut’dandır, kutsal topraklara gömülü oldukları için. Ancak içinde Tuma’anın bir tutuşu olan bedenin dışsallığı —Gidin, Basar and Or— gömülememiştir.

Hepsi aynı Tzadik’ten [erdemli] gelir. ZA’in Haze’si ve yukarısından Behinot dahil edilmiştir ve Yusuf’tan, Yesod Tzadik de ZA’den gelir ve erdemli Yusuf “ev sahipleri” olarak adlandırılır çünkü ZA’in Haze’sinden yukarıda, ev sahipleri ve kamplar ondan gelir. Böylece, Haze’nin yukarısındaki Behinot, Yusuf’a dahil edilir ve onlar onun Moah Atzamot’u olarak adlandırılırlar. Bu yüzden, Haze ve yukarısından ev sahipleri olan Yusuf’un kemikleri Moah Atzamot olan kutsal topraklara yükseldi zira orada onların içinde Tuma’aya bir tutuş yoktur fakat içinde Tuma’anın bir tutuşu olan Gidin, Basar and Or oraya gömülmüş olamazdı.

152) Musa toprakların dışındaydı ve ne vücudu ne de kemikleri oraya girdi. Fakat Kutsallık Musa’nın ölümünden sonra topraklara girdi ve ilk kocası Yakup’a döndü. Musa, ZA’in içselliğinden olduğu için Nukva ile yalnızca hayatı boyunca eşitliğe sahipti, ölümünden sonra değil. Böylece, bir kadın bu dünyada iki erkekle evliyse, ölümünden sonra ilk kocasına geri döner. Bu yüzden Musa, toprakların dışına gömüldü, çünkü ilk kocası Yakup topraklardaydı ve Nukva sadece ilk kocasına aitti.

153) Musa hayatında Yakup’un hayatında ödüllendirilmediği şeyle ödüllendirildi, çünkü Yakup, üst dünyadaki Nukva’da ZA’in Zivug’una sadece ölümünden sonra sebep oldu fakat Musa bu dünyada yaşarken Nukva ile ZA’in Zivug’una neden oldu, ölümünden sonra değil. Musa’nın dezavantajı ölümünden sonra ZON’un Zivug’una sebep olamaması mı? Değil, Aksine, İsrail Mısır’dan çıktığında onların kefaretleri, Bina olan Yovel tarafındandı.

Çöl kuşağının 600.000’inin tamamı üst dünyadan, Bina’dandı ve bu şekilde, Bina, onlar çölde yürüdüler. Bu nesilden biri bile topraklara gelmedi. Aksine onlara doğmuş oğulları, ayın ıslahında, Nukva’da oldukları gibi topraklara geldiler ve toprakta çiftçilik ve ekimde çalışan herkes ayın ıslahıdır.

İsrail’in ruhları ZON’dan uzanır. ZA’in Nukva’sı Bina’da hafifletildiği için üst dünya olarak kabul edilir, İsrail’in ruhlarının da Bina’da bir kökü vardır. İsrail’in çocuklarını Mısır topraklarından çıkarmak için -tabiatı gereği, ZON’un tarafından, onlar kurtarılmaya değmezlerdi- Yaradan üst dünyadan, yalnızca Bina’dan tüm neslin yüksek ruhlarına genişledi. Ve Yaradan’ın onları bu yüksek kök aracılığıyla kurtardı. “Ve O, onu kendisinden daha güçlü olanın elinden kurtardı.” yazıldığı gibi. İsrail’in ruhunun direk kökünden, Mısır’ın Tuma’ası İsrail’in Keduşa’sından daha güçlüydü. Fakat Bina’dan yüksek ruhlar onlar için aydınlattı ve onları kurtardı.

Bu nedenle, İsrail Mısır’dan çıktığında, Yovel denilen Bina’nın aydınlatmasının tarafındaydı. O nesilden İsrail’in tüm 600.000 ruhları üst dünyadan genişledi, Bina’dan ve bu yüzden Mısır’ın Tuma’asını yenmek ve onlardan kurtulmak için güçleri vardı. Aynı şekilde, Bina’nın aydınlatmasıyla çölde yürüdüler. Ancak İsrail toprakları ZA’in Nukva’sı olduğu için onlardan biri bile topraklara girmedi ve alt Nukva’nın aydınlatmasına sahip olmadıklarından dolayı topraklara giremediler.

Ancak ZA’in Nukvası olan, ayın ıslahından olmak için onlara doğmuş ve uygun şekilde uzatılmış olan çöl neslinin çocukları topraklara girdi ve mahsulünü yedi. Toprağın tüm işçileri ayın ıslahıdır çünkü üst dünyadan genişleyen çölün nesli toprağın işçileri değildi ve cennetten ekmek yediler. Nukva’dan uzanan oğulları, toprağın işlenmesiyle uğraşmışlardı çünkü toprağın işlenmesi çölün neslinin ait olmadığı ZA’in Nukva’sının ıslahıdır.

154) Musa ayda, Nukva’da ZA’in Zivug’unu bu dünyada bir bedendeyken uzattı ve kraliçenin kocası olarak kabul edildiği için istediği gibi onunla birlikteydi. Fakat bu dünyadan göçtüğünde, kutsal ruhu üst miraçta yükseldi ve ruh, üst Yovel’e geri döndü. Orada, Bina dünyasında, Musa, kendisinin Behina’sından olan çöl neslinin 600.000 ruhuna yapıştı.

Bu, Yakup ile böyle değildi, çünkü Musa gibi ölümünden sonra Yovel’e, Bina’ya yükselmedi. Aksine, hayatta iken öyle olmayan ruhu Shmita [remisyon] için ZA’in Nukva’sına geri indi. Hayattayken ölümünden sonra olduğu gibi ZA’in Nukva’sına bağlı değildi çünkü yaşamı boyunca başka bir evi, başka bir Nukva’sı vardı. Yani, hayatı boyunca bu dünyada bir karısı vardı bu yüzden ölümünden sonra dahi ZA’in Nukva’sına tamamen yapışamadı.

155) Kutsal toprak, alttaki ıslahında, yukarının Nukva’sı yoluyla kurulmuştur. Yani yukarının Nukva’sı, Ima alttaki erdemlilerin ıslahları yüzünden kutsal topraklar, alt Nukva üzerindedir. Bu yüzden hepsi bir arada olamaz Musa ve çöl nesli, Yakup ve toprağa gelenlerle birlikte olamadığından çünkü üst dünyadan genişleyenler, Bina, bunların hepsi başlıca Ruah’tır alt dünyadan, ZA’in Nukva’sından genişleyenlerin hepsi başlıca Guf iken.

Bu böyledir çünkü Nukva’nın Bina’ya kıyasla fazlileti, ruha kıyasla bir bedendir. Bu nedenle onlardan uzayan ruhlar da aynı şekildedir. Nukva’nın, ay içerisinde biri diğerinin içinde olmaları uygun değildir. Aksine, birbirlerinden aydınlatma alarak bunlar ayın içindedir ve onlar ayın dışındadır. Nukva’dan uzayanlar, ruhun aydınlatmasına ihtiyaç duyan bir beden gibi Bina’dan uzayanlardan aydınlatma almalıdır. Bu nedenle, Nukva’dan uzayanlar – Yakup ve toprağa gelenler – Nukva’nın içindedirler, kutsal topraklarda ve Bina’dan (Musa ve çöl nesli) uzananlar kutsal toprakların dışındadırlar ve kutsal topraklardaki ruhları aydınlatırlar.

156) Topraklara giren herkes çölün neslinden yalnızca birincinin görüntüsü idi ama bunlar, onlar kadar yüksek derecede değillerdi çünkü ne bir nesil olmacak ne de bir nesil vardı bu ilk olanlar gibi- çölün nesli, Üstatlarının ihtişamının parlaklığının yüz yüze göründüğü için.

157) Yakup hayatında karılarıyla birlikte, bir vücuttaydı. Ölümünden sonra ruhu yükseldi ve Nukva’nın ruhuna yapıştı. Musa, bu dünyada eşi Sippora’dan ayrıldı ve hala bir bedenindeyken o kutsal ruh olan ZA’in Nukva’sına yapıştı. Ölümünden sonra Musa’nın ruhu, yukarıda Bina’daki yüksek ve gizli ruha yapıştı.

Bütün dereceler bir olarak aydınlatmaya yapıştı, birbirlerini aydınlatarak. Ruhun değerine sahip olan Bina’dan uzananlar- bedenin değerine sahip olan Nukva’dan uzananlara. Musa’nın ruhu Yovel’den, Bina’dandır ve bedeni aşağıdan, Shmita’dan, Nukva’dandır. Yakup’un ruhu Shmita’ya, ZA’in Nukva’sına yapışmaya ve bedeni bu dünyadaki eşlerine aittir. Bu nedenle hayatta olduğu sürede ZA’in Nukva’sına yapışamadı, ancak ölümünden sonra. Musa ise tam tersidir çünkü bedeni ZA’in Nukva’sına eşdeğerdi, bu yüzden hayattayken ZA’in Nukva’sına sarıldı, ölümünden sonra değil çünkü ruhu Bina’ya bağlı kalıyor ve ZA’in Nukva’sı ile hiçbir eşdeğerliliği bulunmuyor.

158) Bütün bu üst ışıklar aşağıda yeryüzünde formlarındalar ve hepsi onunla aşağıda yeryüzünü aydınlattıkları cennetin gökyüzünde asılı duruyorlar: “Ve Tanrı onları yeryüzünü aydınlatmaları için cennetin gökyüzüne yerleştirdi” yazıldığı gibi.

Büyük ışıklar, tek olarak dahil edilen iki addır. Mükemmeliyetleri üçtedir ve birbirleriyle bir, zıt olmayan döndüler. İki ad bir olarak dahil edilmiştir -Matzpatz, Matzpatz çünkü Çünkü Nukva, ZA’inden onun ışıklarını almaya ihtiyacı olmadan ZA’e eşit seviyede dahil edildiğinde adda gizlidir. Mükemmellikleri üçtedir, çünkü Hasadim kıyafetinin eksikliği için ZA ile eşit seviyede iken aydınlatmaz zira Masah de Hirik’teki Hasadim seviyesinin Zivug’undan bu yana, iki çizgi sağ ve sol arasında karar veren ve onları birbirleriyle giydiren orta çizgi ifşa olmamıştır.

Böylece mükemmellik üçte, üç çizgidedir. Ve onlar bir defa üç çizgide mükemmelleştikten sonra, onların ikisi bire, birbirlerinin zıttına dönerler “Efendi bir ve O’nun adı Bir” yazıldığı gibi. Bu Böyledir çünkü o zaman güneş ve günün 12 saati, bir olan Rahamim’in 13 niteliği uzatılır. Ve ayrıca, ay ve gecenin 12 saati, bir olan Rahamim’in 13 niteliği de. O inancı içeren süslenmiş ve oyulmuş bir isimdir zira “Bir” adı oyulmuş ve “inanç” olarak adlandırılan Nukva’daki ıslahlar sayesinde dahildir. Bu sadece bir hazırlıktır, ıslahın sonunda “Bir” adı sadece Nukva’da da ifşa olmuş olacaktır. 6.000 yıl boyunca, hala sadece Nukva’da ifşa olmadı ama ona dahil edildi yani ifşa olmak kaderinde var ancak henüz ifşa olmadı.

Adam Yapalım

159) Ayette, “Ve Tanrı ‘İnsan yapalım,’ dedi,” sadece O’ndan korkanlara ifşa edilen bir sır vardır. O yaşlıların yaşlıları başladı ve “Şimon, Şimon, ‘insan yapalım,’ diyen kim ve kimin için ‘Ve Tanrı dedi,’ yazılıdır? Buradaki ‘Tanrı’ adı kimdir?” Rabbi Şimon’un duyduğu gibi onu Şimon olarak çağırıyor olduğunu, Rabbi Şimon olarak değil ve arkadaşlarına şöyle dedi. “Bu Yaradan olmalı, hakkında “Zamanın ötesindeki” [Atik Yomin] oturuyor ”yazılan.” Dolayısıyla şimdi bu sırrı ifşa etmenin zamanıdır çünkü burada ifşa edilmesine izin verilmeyen bir sır vardır ve bu şimdi ifşa etme izninin verildiği anlamına gelir.”

Bilinir ki, Zohar’ın bilgelerine ifşa olmuş sırlar aşılama yoluyla üst ışıkların edinimleriyledir. İçlerinde Panim ve Ahoraym [sırasıyla ön ve arka] vardır, gizlilik ve ifşa anlamına gelir. Derecenin Panim’inin ölüçüsüne göre Ahoraym’ının ölçüsü de öyledir. Ahoraym’ı aşılamak, Panim’i aşılamaya bir çağrı ve bir davettir. Bu nedenle, edindikleri Ahoraym’ın gizliliği ölçüsüyle, ulaşmak üzere oldukları ifşanın ölçüsünü bildiler.

Rabbi Şimon’un duyduğu gibi, ona Rabbi Şimon değil, Şimon diyordu. Bu, bir çağrı olan Ahoraym’ın aşılanması o kadar güçlüydü ki, o bütün derecelerini kaybetti ve basit bir kişi, pazardan Şimon oldu anlamına gelir. Bu sayede farketti ki bu, Panim’in çok yüksek edinimi için bir davet ve bir çağrıydı.

Bu nedenle derhal arkadaşlarına “Bu Yaradan olmalı, hakkında “ Zamanın ötesindeki” [Atik Yomin] oturuyor ”yazılan” derecesinden yükseği olmayan dedi. “Ve bu şimdi ifşa etme izni verilmiş demektir” dedi yani şimdi bu yüksek sırrı ifşa etmek için izin aldığı görüldü. Bu iki soruda ima edilen şey şudur: ‘“ İnsan yapalım ”diyen kim’ ve bu ayette Elokim’in hangi adı söylendi – Bina’nın Elokim’i mi Malhut’un Elokim’i mi?

160) Rabbi Şimon başladı ve şöyle dedi: “Bu sanki bir kralın inşa edilecek için birçok yapıları ve bir zanaatkarı olması ancak o zanaatkarın, kralın izni olmadan hiç bir şey yapamaması gibidir ‘Usta bir zanaatkar olarak onun yanındaydım’ yazıldığı gibi.” Bir kralık kesinlikle üst Hohma, Aba’dır. Orta sütun, ZA aşağıda bir kraldır. Elokim yukarıdaki zanaatkardır, üst Ima. Elokim aşağıdaki zanaatkardır, aşağının Kutsallığı. Çünkü bir kralın iki Behinot’u, bir zanaatkarda Elokim adı olan iki Behinot vardır. Yukarıdaki kral olan Hohma’nın zanaatkarı Ima’dır, Elokim olarak adlandırılır ve aşağıdaki kral olan Tifferet’in zanaatkarı ise Elokim olarak da adlandırılan aşağının Kutsallığı; Nukva’dır.

İki soruyu tam olarak anlamamız gerekiyor. İlk soru, “Yaradılış çalışmasının tüm ifadelerinde”dir ‘Ve Tanrı dedi’ Aba’nın dediği yerde ve Ima’nın yaptığı AVI olarak kabul edilir. Burada “Ve Tanrı ‘İnsan yapalım,’ dedi” yazılıdır demek ki, söyleyen olan Aba’nın da imkânsız olan yapmada payı vardır. Bu nedenle o “İnsan yapalım” diyen kim” diye sormuştur. Burada aynı zamanda Aba’nın da “Yapalım” dediği söylenemez, çünkü Aba’dan hiçbir yapım uzamadığı için Aba bir potansiyel olarak ve Ima gerçek icra.

İkinci soru, yaratılış çalışmasında söylenen Elokim isimlerinin tümünün IMA olduğudur ve insanların ruhlarının ZA ve Nukva’nın yavruları olduğu bilinmektedir. Bu yüzden o, “Buradaki Elokim adı kimdir?” diye sordu. Buradaki Elokim, adamın yaratılışı için söylenir. Onun Ima olduğu söylenemez çünkü adamın ruhu İma’dan değil, sadece Nukva’dan uzanır.

Bu yüzden açıklar ve “Bu sanki bir kralın inşa edilecek için birçok yapıları ve bir zanaatkarı olması gibidir” denir. AVI’yi bir kral ve yaratma çalışmasının tamamının çıktığı bir zanaatkarla karşılaştırır. Oysa AVI yukarıda bir kral ve bir zanaatkar olduğu için, Atzilut’un ZON’unun tüm derecelerine istinaden, ZA ve Nukva, aşağıda insanların NRN’sı ve BYA dünyalarına ilişkin bir kral ve bir zanaatkardır.

Bu böyle çünkü ZA ve Nukva, yükselip AVI kıyafetlenmedikçe insanların ruhlarını yaratamazlar ve üsttekine yükselen alttaki onun gibi olur. Bu nedenle, Nukva, Adam HaRison’un ruhunu meydana çıkardığında, o Elokim adında, Ima’nın derecesinde ve Aba’nın derecesinde ZA’deydi. Bu, sorduğu ikinci soruyu oturtur: “Buradaki Elokim adı kimdir?” Aslında, bu ZA’in Nukva’sıdır ancak yükseldiği ve Ima’yı kıyafetlendiği için Ima gibidir. Aşağıda ilk soruyu açıklar.

161) Bir kadının, kocasının izni olmadan hiçbir şey yapma izni yoktur. Atzilut bakımından tüm yapılar yani Atzilut dünyasında, Aba, sadece bir deyişte Ima’ya, “Öyle ve öyle olsun” derdi ve o derhal İma tarafından yapılırdı “Ve Tanrı“ Işık olsun ”dedi ve ışık vardı.” yazıldığı gibi.

Ve… dedi” yapının sahibi, Aba anlamına gelir, Elokim’e “Işık olsun.” dedi. Yapının sahibi – Aba – dedi ve zanaatkar- Ima derhal yaptı. Tüm yapılarda, Atzilut’ta ortaya çıkan tüm derecelerde de öyleydi. Aba “Bir gökyüzü olsun” “Işıklar olsun” derdi ve her şey derhal yapılırdı.

Bu böyledir çünkü Aba düşünce ve Ima ise eylemdir. Atzilut dünyasının tamamında Masah yoktur. Söz düşünce gibidir, bir kişinin organlarıyla düşünceleri gibi zira kişi yapmayı düşündüğü anda organları yapar. Bu yüzden o dedi ve her şey derhal yapıldı. Yani, söylemeyi yapmaktan ayırmak için bir şeyi alıkoyan hiçbir Masah yoktur. Ancak, Atzilut’tan BYA’ya söylemek ve yapmak arasında bir durma ve gecikme vardır, aralarını bölen ve ayıran Masah’ın Aviut’unun ölçüsünde. Bu deyiş, gerçek bir söz olarak kabul edilir, yani Zivug de Hakaa, bir kralın hizmetçilerine söylenmesi gibi, iki beden anlamında çünkü Atzilut dünyasını Beria dünyasından ayıran bir Masah vardır ve Masah üzerindeki Zivug de Hakaa konuşma ve söz olarak kabul edilir.

162) O, Beria dünyasında adamın ruhunu yaratmak için ayrılık dünyasından – bölünmüş dünyadan – derecelere ulaştığında ve bu dünya çoktan Tanrısallıktan ve Kelim’den ayrıldı, artık Tanrısallık yoktur – zanaatkar yapının sahibine, “bizim görüntümüzde bir adam yapalım, kendi benzerliğimizi izleyen” dedi, yapının sahibinin söyleceği, adamın yaradılışına kadar yaradılış çalışmasının tümünün zıttı. Ancak, burada zanaatkar söylüyordu. Binanın sahibi, “Elbette adam yapmak iyidir, ama senden önce günah işleyecektir çünkü aptaldır, yazıldığı gibi, ‘Bilge bir oğul babasının sevincidir ve aptal bir oğul annesinin kederidir.” Yani, Aba, Adem’in günahının kendisine ulaşamayacağını ancak “aptal bir oğul annesinin kederi” olduğundan Ima’ya ulaşacağını söyledi.

Açıklama: Atzilut dünyasında Masah yoktur. Bu nedenle, O, O’nun hayatı ve Kendisi birdir. Ve Zivugim’i (Zivug’un çoğulu) de Atzilut’taki Masahim’de (Masah’ın çoğulu) idrak etmemize rağmen rağmen, burada gerçekten iki tür Malhut olduğu açıklığa kavuşturulmuştur: 1) Roş’un On Sefirot’undaki Malhut, bir Zivug de Hakaa’da üst ışıkla çiftleşen Malhut olarak düşünülen ve Partzuf’un emanatörü kabul edilen 2) Aydınlatmayı sonlandıran Malhut, Guf’un On Sefirot’unun Malhut’u.

Malhut’un Bina’nın bulunduğu yere yükselişiyle her derecenin ortasında yeni bir Sium’un yapıldığı yerde, Tzimtzum Bet sırasında, çiftleşen Malhut NE’ye yükseldi ve bitiş Malhut’u Guf’un On Sefirout’unun Haze’sine. NE’de Malhut’un Sium’unun içlerinde Din’i ve Aviut’u yoktur çünkü o emanatör, çiftleşen Malhut olarak düşünülür. Bunun yerine sadece Haze’te duran bitiş Malhut’u tam bir Masah olarak kabul edilir, çünkü bu dünyanın noktasında olan Tzimtzum’un kuvveti orada Haze’de yükseldi ve bu derecenin ışığını yakaladı. Haze’ye yükselen bitişi Masah’ı, Atzilut ile Beria arasındaki Atzilut’taki tüm Partzufim’leri sonlandıran Parsa’dır.

Bu nedenle, Parsa’dan önce Atzilut dünyasındaki tüm bu Masahim sadece, asla Masah olarak kabul edilmeyen çiftleşen Malhut’dandır. Dahası, Zivug’u aracılığıyla, içinde olduğu o derece için üst ışık ile emanatördür. Bu nedenle, Atzilut dünyasının tamamında gerçek Masah yoktur ancak altındaki Atzilut’taki tüm dereceleri bitiren Malhut olan Parsa’da vardır. Bu nedenle, Atzilut dünyasında Masahim’deki tüm bu Zivugim de Hakaa’lar, iki ayrı bedende uygulanan gerçek söz değillerdir çünkü o, onları ayırmak için gerçek bir Masak değildir. Aksine, bu bir düşünce olarak kabul edilir çünkü “Ve O kalbinden söyledi” gibi söz düşünceyle de ilgilidir.

İşte bu nedenle Aba bir düşünce, deyiştir. Ve zanaatkar, İma, düşünceyi hemen harekete geçirir. Bir erkek ve bir dişi, Kli ve ışık gibidir. Aba üst ışık olarak kabul edilir ve İma, üzerinde üst ışığın çiftleştiği Masah’ın taşıyıcısı olarak kabul edilir. Üst ışık olan Aba’nın, Atzilut’ta her seviyeyi yaymak için İma’nın Masah’ına çarpmasına rağmen, bu Hakaa [vuruş], “ağızla söyleyerek” olarak adlandırılan iki ayrı bedende yapılan Hakaa değildir fakat düşüncesiyle bir kişi gibidir ki o düşünür düşünmez organları yapar zira dereceleri iki ayrı bedene ayıran Masah yoktur.

Bu nedenle o ayrılık dünyasından, bölünmüş dünyadan derecelere ulaştığında zanaatkar binanın sahibine “Adam yapalım” dedi. Bu böyledir çünkü Atzilut’taki üst ışık olan Aba’nın deyişi, üç BYA dünyalarını Atzilut’tan ayrı bedenlere ayıran, Atzilut’u sona erdiren Parsa’da zaten durmuştur. Bu nedenle, burada hiçbir düşünce yardım etmez, Aba’nın deyişi olarak ancak “İma’nın sözü” olarak adlandırılan gerçek bir Zivug de Hakaa iki beden arasında, ayrı ve bir bedenden öteki bedene duyulan gerçek söz olan dudaktan dudağa çarpılarak yapılmıştır.

İşte bu yüzden İma, Aba’ya, “Adam yapalım” dedi, çünkü Hasadim’in ışığı olan İma’nın ışığı ayrılabilir ve bölünmüş dünyaya, Beria’nın Adam’ının ruhuna gelebilir fakat sadece Atzilut dünyasında aydınlatan ve parsa üzerinde onun aydınlatmasını durduran Hohma’nın ışığı olan Aba’nın ışığı bunu yapamaz. Öyleyse, eğer ışığı Beria üzerinde paylaştırılmıyorsa neden Aba’ya “Adam yapalım” dedi? Cevap, bir kadının kocasının izni olmadan hiçbir şey yapma izninin olmadığıdır. Bu yüzden Ima, “Adam yapalım” dedi, çünkü Aba’dan kendisini aydınlatması ve onu Beria’dan Atzilut dünyasına yükseltmesi için izin verilmişti.

Bu yüzden yapının sahibi “Elbette adam yapmak iyidir, ama senden önce günah işleyecektir çünkü o aptaldır” dedi zira Klipa’nın Adam’ı “aptal” olarak adlandırılır. Onun için BYA’ya, Klipot’a Atzilut ışığını uzatmak için adamı baştan çıkaracaktı ve ardından adam “Aptal bir oğul” olarak adlandırılır çünkü o bir aptala yapışır.

Bilmelisin ki üst AVI (Aba ve İma) her ikisi de Aba olarak ve YESHSUT’un (Yisrael Saba ve Tevuna) her ikisi de İma olarak adlandırılır. İşte bu yüzden Aba, “senden önce günah işleyecek” dedi çünkü insanların AVI’da hiç kökleri olmadığından sadece İma olan YESHSUT’ta olduğundan, adamların günahları Aba’ya hiç ulaşmaz, sadece Ima’ya ulaşır.

163) Ima, “Çünkü onun günahları, Ima’ya bağlı ve Aba’ya değil, ben onu benim görüntümde yaratmak istiyorum” dedi. Yazdığı gibi, “Ve Tanrı, adamı kendi görüntüsünde yarattı.” Aba’ı ona dahil etmek istemediği için burada “Bizim görüntümüzde” yazmaz.

Üst AVI; Manula’da [kilit], üzerinde Zivug olmayan Tzimtzum Alef’in Malhut’unda kuruldu. YESHSUT Bina’da hafifletilen Malhut’ta, Miftaha’da (anahtar) kuruldu. İma’nın Miftaha’da “Onu benim görüntümde yaratmak istiyorum” demesinin anlamı budur ve Aba olarak düşünülen Tzimtzum Alef’den hiçbir Malhut de Midat ha Din’e sahip olmayacaktır çünkü o zaman Klipot’tan tamamen ayrılmış olacak ve günah işlemeyecektir. Bu yüzden Zohar’da Adam HaRison’un bu dünyadan hiçbir şeye sahip olmadığı söylendi zira o tamamen Bina’dan olan Ima’dandı. Fakat Aba’ya dahil olan ve bu dünya olan Malhut de Tzimtzum Alef’den, Adam HaRison’un hiçbir şeyi yoktu zira Ima, Aba olan Malhut de Tzimtzum Alef’i dahil etmek istemedi.

164) Âdem günah işlediğinde, “Günahların için annen gönderildi” yazılıdır, Aba olan Kral Ima’ya: “Sana onun günah işleyeceğini söylemedim mi? Neden onu yarattın? dedi. ”O sırada onu sürgün etti ve annesini de onunla sürdü. Bu nedenle, “Bilge bir oğul, babasının sevincidir ve aptal bir oğul annesinin kederi” yazılıdır. “Bilge bir oğul”, ZA olan Atzilut’taki Adam’dır. “Aptal bir oğul”, ruhu Beria’dan olan Beria’nın Adam’ı, Adam HaRison’dur.

165) Bütün arkadaşları ayaklandı ve şaşkınlıkla Rabbi Şimon’a şöyle dedi: “Rabbi, Rabbi, Aba ile Ima arasında, Aba tarafına yayılanın Adam de Atzilut, Ima tarafına yayılanın Adam de Beria olacağı şeklinde bir ayrım var mı? Sonuçta, her ikisi de Bina de Atzilut derecesinden değil mi?”

Rabbi Şimon onlara: “Arkadaşlar, arkadaşlar böyle yorumlanmaz zira Adam de Atzilut, AVI’nin tarafından erkek ve dişi – Aba’nın tarafından erkek ve Ima’nın tarafından dişidir. ”Ve Tanrı, ‘Işık olsun’ dedi ‘ ve orada ışık vardı” ‘Işık olsun’ Aba’nın tarafından, ‘ve orada ışık vardı’ Ima’nın tarafındandır. Bu Adam, her ikisi de aynı seviyede birbirine bağlanmış iki Partzufim’de doğdu. Bu nedenle, AVI’den çıkan dişi ve erkek her ikisi de eşitti ki bu aynı zamanda AVI’nin de aynı derecede olduğunu gösterir.”

166) Fakat Adam de Beria, AVI’den ne görüntüye sahiptir ne de benzerliğe. Kökünden, onlardan görüntünün Mohin’ini ve benzerliğini almak için AVI ile hiçbir ilişkisi yoktur. Fakat üst Ima’nin, Elokim’in sayısı gibi 86’ya tekabül eden bir ünvanı vardı ve bu ünvan aydınlık ve karanlıktır.

Adın derecenin özünden olduğu yerde özün adı vardır ve başka bir dereceden ödünç alınmış bir ad olan bir ünvan vardır. Bu yüzden üst Ima, Bina’nın başka bir ünvanı vardı, Elokim’le aynı sayıda olan Malhut. O bina’ya yükseldi ve ondan Elokim adını aldı. Bu böyledir çünkü içindeki ve kendisinin Nukva’sında bu ad yoktur. Aksine, onu İma’dan ödünç almıştır ve bu yüzden Elokim de Nukva adı İma’dan bir unvandır.

Bu unvanda Nukva’da aydınlık ve karanlık vardır. Ve bu unvandaki o karanlık yüzünden, Aba Adam de Beria’nın günah işleyeceğini söyledi. Adam de Beria, üst kıyafetin ışığıdır yani kendisinden daha yüksek bir kıyafetten Adem’in ışığı anlamına gelir, içinde aydınlık ve karanlığın olduğu Nukva’dır ve içindeki karanlık nedeniyle günah işleyecektir.

Bu böyledir çünkü Nukva, Ima’da hafifletilip Elokim ismini almış olmasına rağmen, onun gibi, Midat ha Din olarak kendini tamamen kaybetmedi. Aksine, kendi benliği onun içinde gizlenmişti ve sadece Ima’nın Midat ha Rahamim’i içinde görünürdü. Böylece, içinde aydınlık ve karanlık vardır.

Eğer ödüllendirilmezse, karanlık belirir. Bu yüzden Aba, Adam’ın üst kıyafet tarafından yaratıldığından, günah işleyeceğini söylemişti. Çünkü Katnut esnasında Adam HaRison’un ruhuna inen Kelim Bina ve TM de Nukva, Gadlut’u sırasında Nukva’ya bir kıyafet oldu, Adam HaRison’un ruhu onlarla birlikte yükselir ve Mohin de Gadlut’u onlar sayesinde alır. Bu yüzden, karanlığı nedeniyle, başarısız olabildi.

167) Adem’in üst kıyafette aldığı o ışık, Yaradan’ın yaradılış çalışmasının ilk gününde Yaradan’ın yarattığı ışıktır, içinde Adem’in dünyanın sonundan onun sonuna kadar gördüğü ve sonrasında erdemliler için gizlediği. Onun hakkında “Işık olsun.” denilmişti Nukva’nın içine gizlenmiş olan o karanlık, ilk günde kötüler için yaratılmış olan karanlıktır. Bununla ilgili “Ve kötüler karanlıkta susturulacak.” yazılmıştır. Çünkü o karanlık, Adem’in ruhunun ışığına günah işleteceğinden, Ima Aba’ya “Adam yapalım” dediği zaman Aba ona katılmak istemedi.

İşte bu yüzden Ima, “Bizim görüntümüzde bir adam yapalım, benzerliğimizi izleyen” dedi. “Bizim görüntümüzde” demek bizim ışığımızda anlamına gelir. “Kendi benzerliğimizi izleyen” ışık için bir kıyafet olan bizim karanlığımızda demektir, onu ilk günde yaratılan karanlıktan ayırmak için, hakkında “Ve kötüler karanlıkta susturulacak” denildiği zira ışık için bir kıyafet değildir fakat adamı günaha sevkeder. Ima’nın karanlığı, “Beni deri ve etle kıyafetlendireceksin” yazılı olduğu gibi, tıpkı ruh için bir kıyafet olan beden gibi, ışık için bir kıyafettir zira Ima’nın karanlığı Malhut’un kendisine onda Midat ha Rahamim’i alması için yükselişi ile yapılmıştır, Bina ve TM de Ima ZON’a alçaldığı zamanda ve onun GAR’ı kaybolmuştur.

Ima, bunu ZON’a Mohin’i ve ışığı genişletmek için bilinçli yaptı. Bu yüzden karanlık, ışık için bir hazırlık ve bir kıyafettir çünkü Ima’dan ZON’a inen bu Kelim, Bina ve TM daha sonra, Gadlut sırasında Ima için bir kıyafet oldu. ZON o kıyafete bağlanır ve ışığı onun aracılığıyla alır. Bu nedenle Ima’nın karanlığının ışık için bir kıyafet olduğu söylendi.

Herkes sevindi ve “Şimdiye dek duyulmamış sözleri duymakla ödüllendirildiğimiz için mutluyuz” dedi.

Bu aynı zamanda sorduğu ilk soruyu da belirledi: “İnsan yapalım diyen kim ? çünkü yaradılış çalışmasında sunulan herhangi “Ve… dedi” Aba ile ilgilidir ve yapmak sadece Ima’da olduğuna göre Aba nasıl “Adam yapalım” diyebilecekti ? Rabbi Şimon, bunun gerçekten İma ile ilgili olduğunu söyleyerek cevapladı, çünkü İma Aba’ya “Yapalım” demişti.

Ben, Ben Oyum

168) “Bakın şimdi ki ben, ben oyum ve benimle Tanrı yoktur” diyen kimdir? Bu ayeti söyleyen tüm nedenlerin nedenidir. Ve “tüm nedenlerin nedeni” olarak adlandırılan kimse tüm nedenlerin üstünde değildir ancak nedenlerin geri kalanı arasında bir nedendir.

Dereceler neden ve sonuç yoluyla birbirinden sarkar, üstünden altta olana neden ve sonuç olunduğu yerde. Bir neden işletmeci-operatör anlamına gelir; bir sonuç ise işletilen. Bu alt olanın üst olandan aldığı dışında hiçbir şeye sahip olmadığını gösterir.

Rabbi Şimon’un sözlerini duyan ve anlayan, Partzuf AK’ı “tüm nedenlerin nedeni”, ABYA dünyalarının üzerinde olarak adlandıran arkadaşlar. Rabbi Şimon Atzilut’un Partzuf Atik’ini AK’ın bir sonucu olan “tüm nedenlerin nedeni” olarak adlandırır ve tüm Partzufim ABYA için bir neden. Rabbi Şimon onları reddetti çünkü bu nedenlerin her biri, yukarısındaki nedenden izin almadan önce hiçbir şey yapamayacak “Adam yapalım” ayetinde açıklandığı gibi, Ima Aba’dan izin olmaksızın hiç bir şey yapamaz. Yani bu her neden ve sonuçtadır- her altta olan üsttekinden güç almadığı sürece bir şey yapacak güce sahip değildir.

169) “Adam yapalım” ayeti kesinlikle iki kişiyle ilgilidir çünkü her bir altta olan üstündekine “Adam yapalım” dedi. Alttaki izin almadan ve üzerinde olan o Partzuf’un sözünü olmadan bir şey yapmaz.

Aynı şekilde, üstündeki de kendi üzerindeki bir arkadaşının tavsiyesini alana kadar hiçbir şey yapmaz, böylece Atzilut’un Partzufim’inden her bir Partzuf üstündekine olana “Adam yapalım” dedi ve üstündeki üstündekinin üstündekine zira her yenilik ve doğuş için Ein Sof’dan gelir ve yerine gelinceye kadar dereceler tarafından basamaklandırılır.

170) Tüm arkadaşlar yükseldi ve Rabbi Şimon’a, “Rabbi, bu yerde konuşmamıza izin ver.” dediler. Ona, “Nedenlerin nedeninin Keter’e ‘Adam yapalım’ demesini yukarıda açıklığa kavuşturmadınız mı?” dediler. Arkadaşlar, Rabbi Şimon’un sözlerinde tüm nedenlerin nedeninin, bütün dünyaların Keter’i olan ve Ein Sof’tan çıkan ilk derece olduğu için üzerinde dereceler olmayan AK olduğunu anlamıştı. Aynı zamanda nedenlerin nedeninin Atik de Atzilut için bir ünvan olduğunu da düşündüler. Fakat daha sonra, o her derecenin üstündekine “Adam yapalım” dediğini söylediğinde, buradan nedenlerin nedeni olan Atik’in de AK’a, Keter’e “İnsan yapalım” dediği sonucu çıkar.

Ve “Bakın şimdi ki ben oyum” ayeti, arkadaşlar bunun Atik ile ilgili olduğunu biliyordu. Bu yüzden onlar “Nasıl olur da Atik, ‘Ve benimle Tanrı yok ‘dedi, nasihat alacak olduğundan, çünkü o AK olan Keter’den nasihat alabilir Rabbi Şimon’un söylediği gibi her bir sonuç sebebine ‘Adam yapalım’ dedi” diye sordular. Rabbi Şimon olara şöyle dedi: “Kulaklarınız ağzınızdan çıkanı duysun. Size “’Nedenlerin nedeni’ adıyla anılanın olduğunu söylemedim mi ve o ‘nedenlerin nedeni’ olarak adlandırılan değil zira tüm nedenlerin nedeninin nasihat almak için başka kimsesi yoktur çünkü o benzersizdir, hepsinden önce gelerek ve kimse ona iştirak etmez.”

Açıklama: Onlara, kendisinden daha yükseğin olmadığı dünyalara ilk verici olandan bahsettiğini anlamalarını öğretti. Bu anlayışta, Atik, üstlerin hepsinin nedenidir, çünkü Atik’in üzerindeki olan AK, Tzimzum Alef’in Malhut’unda kurulduğu için verici olarak kabul edilmez ve o Malhut Roş de Atik’te gizlenmiştir ve onun üzerinde Zivug yoktur ve dünyalar ondan ıslahın sonundan önce almazlar. Bu sebeple Atik, AK ile ABYA arasında bulunan çatlakta ve çatlak olmayanda kuruldu. Bu yüzden daha yükseği olmayan Atik, dünyalar AK’dan hiçbir şey alamadığından dünyalara ilk verici olarak kabul edilir.

Ancak ıslahın sonunda, Roş de Atik’te gizlenen Tzimtzum Alef’in Malhut’u görünecek ve Atik’ten bir Zivug alacak ve ABYA dünyalarına verecek. Ardından onunla ilgili “İnşaatçıların tiksindiği taş temel taşı haline geldi” yazılıdır zira Malhut’a “taş” denir ve bir Zivug’suz Roş Atik’te gizli olduğu için, bu Malhut’un göründüğü her yerde Dinim ve cezalar uzanır. Bu yüzden inşaatçılar ondan tiksinir. Ancak ıslahın sonunda, orada Rosh Atik’te Zivug’u aldığında, o gözükecek ve temel taşı olduğu herkese görünür olacaktır.

Ardından Atik yazıldığı gibi “Bakın şimdi ki ben, ben oyum ve benimle Tanrı yoktur” diyecek. Rabbi Simon, “Benimle Tanrı Yoktur”u, nasihat aldığından yorumladı çünkü bir başkası, partner ya da bir hesaplama yoktur. 6.000 yıl boyunca AA, Atzilut dünyasının Keter’i olarak kabul edilir ve Atik, üzerinde Zivug bulunmayan Tzimtzum Alef’in Malhut’unun gizlenmesi nedeniyle tamamen saklıdır. Zivug sadece çatlak, Midat ha Rahamim ile birleşmiş olan Malhut’a ilişkindir, bu ilk birleşmiş Malhut’ta çıkan ilk Parztuf’un, Tzimtzum Alef’in Malhut’undan yoksun olan ve birleşmiş Malhut’u alan AA olduğu yerde. Bu nedenle Atzilut’un tüm Partzufim’lerine veren odur. Yani o Atik’ten alır ve Atzilut’a verir ve Atik’in kendisi ıslahın sonundan önce bilinmemektedir.

Islahın sonunda, “[Ve o] temel taş oldu” ayeti belirdiğinde, “Bakın şimdi ki ben, ben O’yum” denilir. Ve çünkü Tzimtzum Alef’in Malhut’u büyük Zivug alacaktır, 6.000 yıl içinde Midat ha Rahamim ile birleştirilmiş olan ve Atzmut’u [kendi] saklı olan “Ben” kelimesinde ifşa olacak, “Ben O’yum” yani Tzimtzum Alef’in “Ben”i, Malhut’un Atzmut’unun ifşası. “Ve benimle Tanrı yoktur” demek, yani tavsiye alacak başka kimsem yok zira 6.000 yıl içinde ifşa olan “Ben” in tavsiye alacağı ikinci bir dereceye; Bina’ya ihtiyacı vardı, ıslah anlamında.

Ama şimdi bir başkasının tavsiyesine ihtiyacım yok çünkü kendim için tüm ihtiyaçlarımda eksiksizim ve birleştirilmiş değilim yani artık daha fazla Midat ha Rahamim ile birleşik değilim, çünkü Din’im bütünlüğün tatlılığı vasıtasıyla tatlı. “… ne de bir hesaplama”. Bina’nın Midat ha Rahamim’i ile birleştirilen Masah’a “hesaplama” denir çünkü Heshbon [hesaplama] Bina’nın Masah’ı hafiflettiği Machshava [düşünce / düşünceye dalma] kelimesinden gelir. Bundan böyle o bu hesaplamaya artık ihtiyaç duymadığını söyler yani hafifletilen Masah’a.

Bu nedenle, hakkında “Ama ona ‘Bir’ dedim” yazılı olan bir dişi ya da bir erkek gibi, birleşmede bir olduğu söylendi. Bu böyledir çünkü ıslahtan önce Malhut, Midat ha Rahamim ile birleştirilmişti, “güneş ve ay” diye adlandırılan ZA ve Nukva gibi, Midat ha Rahamim ile birleştirilmesi sayesinde Rahamim’in 13 niteliğinin Mohin’ini aldıkları yerde. Sonra ZON hakkında “Ama ona ‘Bir’ dedim” denilmiştir, “O bir ve O’nun adı, Bir’dir.” yazıldığı gibi. Ancak o hesapsız ve birleşmesiz olandır. Şimdi Malhut’un kendisi hafifletişmiş bir Masah olan hesapsız kimsedir ve Midat ha Rahamim ile birleştirilmesi olmadan, “O gün Efendi bir ve O’nun adı Bir olacak” yazıldığı gibi, zira ayın ZA’e dahil edilmesine gerek yoktur, “O bir ve O’nun adı, Bir’dir.” yazıldığı gibi. Aksine, ay Bir’de kendi kendine aydınlatıcı bir öz olacaktı. Bı nedenle O birdir, güneş ve O’nun adı Bir’dir, ay çünkü ayın ışığı güneşin ışığı gibi olacaktır.

Arkadaşların hepsi yükseldi ve onun önünde secde etti ve “Kutsal meleklere ifşa edilmemiş gizli sırları ifşa etmek adına Üstad’ı kendisiyle hemfikir olan adama ne mutlu ” dedi.

172) Onlara, “Arkadaşlar, ayeti tamamlamalıyız, çünkü bu ayette saklı olan birkaç sır var, “İnfazı gerçekleştireceğim ve canlandıracağım” dedi, yani Sefirot aracılığıyla, yaşam sağ çizgiden ve ölüm sol çizgiden uzadığından dolayı. Ancak, her ikisi de orta çizgide hem fikir olmazsa, bir koltukta üçü bir arada oldukları yargısı geçerli olmaz. Yani, karar sadece üç çizgi birlikte olduğunda onaylanır.

Yaşamın erdemlilere sağ çizgiden ve ölümün kötülere sol çizgiden uzanmasına rağmen bu yalnızca bir kez orta çizginin gelip aralarında çizgileri birbirinde kıyafetlendirerek karar vermesidir. Ancak, orta çizginin kararından önce ne erdemlilere sağ çizgiden uzanan yaşam için- ne de kötülere sol çizgiden uzanan ölüm için -varoluş vardır çünkü sol çizgiden itiraz edildiğinden sol hattan kötü olana uzanan bir varlık vardır- zira kalıcılık ve süreklilik olmaksızın Din’e karşı bir kez sol ve Hesed’e karşı bir kez sağ kazandığından çizgiler kavgalıdır.

173) Bazen üçü hüküm vermeyi kabul eder ve uzatılan el geri dönenleri memnuniyetle karşılamak için gelecektir Yad [el], 14 harf Yod-Dalet’tir – dört harf basit HaVaYaH’da ve on harf HaVaYaH’da bir dolgu ile. Basit HaVaYaH’ın dört harfi, Sefira Keter’i ima eden Yod-Hey Vav-Hey’dir. HaVaYaH’da doldurulmuş on harf, Sefira Hohma’yı işaret eden Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav-Alef-Vav Hey-Alef’tir.

Katnut’ta üç Sefirot Bina ve TM, Nukva’dan BYA’ya ve Klipot’a iner ve sadece iki Sefirot’ta, Kelim’in KH’sında kalır. Sonra Nukva, Yad [el] adında ima edilir, içinde Keter’de dört, Hohma’da 10 tane olmak üzere 14 harft olan iki Sefirot KH anlamında. Sonra onların üçü hüküm vermeyi kabul eder ve hatta sağ çizgi bile yargıya katılır çünkü KH’dan her çizgide sadece 14 harf vardır ve Bina’sı ve TM Klipot’a düşmüştür.

Ardından Klipot, içine dahil olan alttakileri günah işletme ve aynı zamanda onları cezalandırma gücü olan Bina ve TM’nin Kli’sini kastederek doldurmanın dolumunun 28 harfini edinir. Bu ikisi birdir, öğrendiğimiz gibi, “O şeytandır, o kötü eğilimdir, o ölüm meleğidir” çünkü o kişiye günah işletendir, ve o yükselen ve iftira edendir ve o düşen ve ruhunu alan kişidir. Böylece günah ve günahın cezası birdir.

MAN ve tövbe ve iyi işler aracılığıyla Nukva; Bina ve TM’sini Klipot’tan geri yükseltir ve onlar tövbe eden alttakilerin ruhlarını kıyafetlendirir. Daha sonra Masah’ı NE’den Peh’e indirir, Bina ve TM’yi ruhlarla birlikte Atzilut’a yükseltir, on Sefirot’tta tamamlanır ve ona yükselen Kelim Bina ve TM’ye bağlı olan alttakilerin ruhları için Mohin de Gadlut’u alır.

Ve uzatılan el geri dönenleri memnuniyetle karşılayacak.” Mevzu, başından itibaren netleşir ki başından itibaren, Nukva çizgilerinin her birinin KH’sı olan bu 14 harfte kalmak için azaltıldı, sadece sonra tövbede geri dönenleri memnuniyetle karşılamak için ve onları Atzilut’a yükseltmek için zira Mohin de Gadlut’u alttakilere vermek her halükârda mümkün değildi.

Bu nedenle Kutsallık, Hesed çizgisi tarafında “sağ el” ve Din çizgisi tarafında “sol el” ve orta çizginin tarafında “Efendi’nin eli”, Rahamim çizgisi olarak adlandırılır. Her birinin Bina ve TM’si BYA dünyalarına düşerken, her çizgideki KH’da, Katnut’daki Nukva’dan her çizgide sadece 14 harf kaldı. O tövbe ettiğinde, bu 14 harf onu Din’den kurtardı. Diğer bir deyişle Nukva, Hohma’nın altındaki Masah’ı eskisi gibi yerine indirdikten ve Bina ve TM’yi ona geri yükselttikten sonra, tövbe ederek onlar da beraberinde yükselirler ve Rahamim’in ışığı olan Mohin de Gadlut’u alırlar.

Ancak tüm nedenler için neden hüküm giydiğinde, el geri dönenleri karşılamak için uzatılmaz. Daha ziyade tam tersidir “Elimden verilebilecek hiçbir şey yok” yazıldığı gibi. Yani bütün bunlar İma’nın karanlığı ile ilgilidir. Fakat Atik’te gizlenen ve “nedenlerin nedeni” olarak adlandırılan Tzimtzum Alef’in karanlığında, öğrendiğimiz gibi “Ve kötüler karanlıkta susturulacak” ardından “Elimden verilebilecek hiçbir şey yoktur”.

174) “Bakın şimdi ki ben, ben oyum ve benimle Tanrı yoktur” Onları infaz edecek ve canlandıracağım. Ayette üç defa “Ben” denilir. Dünyaların başlangıcında üç defa Alef ve dünyaların sonunda üç defa Yod vardır zira Ani kelimesinin başı Alef’tir ve dünyanın sonu Yod’dur. Üç harf Yod HaVaYaH adının doldurulması olan SAG adını ima eder, Gematria’da SAG (63) olan Yod-Vav-Dalet Hey-Yod Vav-Alef-Vav Hey-Yod’dur. İçinde üç harf Yod vardır ve üç harf Alef MA (45) sayısında HaVaYaH adının doldurulmasını kasteder- Gematria’da MA olan ve içinde üç harf Alef olan, Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav- Alef-Vav Hey-Alef’tir.

Bakın şimdi ki ben, ben oyum” kelimelerini de açıklamalıyız. Islahın sonunda , BON adı, Nukva SAG adı gibi olmaya döndüğünde “Bakın şimdi ki ben” yazıldığı gibi, dahil edilen ve şimdiye kadar sadece Afefler ile doldurulan HaVaYaH adından alan Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav-Alef-Vav Hey-Alef, içinde ZA’i kastederek üç harf Alef vardır, şimdi ıslahın sonunda “Ben oyum”, SAG ile doldurulmuş HaVaYaH içinde, üst Ima’yı kasteden üç harf Yod vardır. Üstü kapalı söylem, içinde iki HaVaYaH’nın doldurmaları olan üç defa “ben” bununla ilgilidir. Üç harf Yod de SAG ve üç harf Alef de MA, “Ve ayın ışığı güneşin ışığı gibi olacak” şeklinde yazıldığı gibidir.

Ayette [İbranice] ‘de aynı zamanda üç harf Vav da vardır – “Ve yaşatacak,” “Ve ben” “Ve yok” – aynı zamanda bu iki adda da kastedilen SAG, Yod-Vav-Dalet Hey- Yod Vav-Alef-Vav Hey-Yod ve MA, Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav-Alef-Vav Hey- Alef yani her birinde üç harf Vav Vardır. Vav ZA’i de gösterek ima eder ki o bu iki isimde kastedilen bu yükselişlere dahildir. Ancak bu AB ile doldurulmuş HaVaYaH, Yod-Vav-Dalet Hey-Yod Vav-Yod-Vav Hey-Yod, üst Aba tutarında olur.

175) “Bakın şimdi ki ben, ben oyum”kelimeleri Yaradan’a ve O’nun kutsallığına, ZA ve onun Nukva’sına uygulanır. “Ben” kutsallıktır. “O”, Vav-Hey-Vav olarak adlandırılan Yaradan’dır. Gelecekte, ıslahın sonunda, Nukva “Bakın ki ben” diyecek”, Ve ayın ışığı güneşin ışığı gibi olacak” yazıldığı gibi Vav-Hey-Vav birdir yani Nukva ZA’e eşittir.

Ve benimle Tanrı yoktur”, diğer tanrılara, SAM ve yılana atıfta bulunur çünkü o zaman SAM ve yılanın, Yaradan ve O’nun Kutsallığı arasını asla ayrılmadığı ifşa olacaktır “İki tanığın ağızıyla… infazla ölüme mahkûm edecek” yazıldığı gibi ve bu, başından beri ölü olan fakat ruhlarımızın kurtuluşunu hızlandırmak için bir hizmetçi olan SAM için geçerlidir.

Bu, “İnfaz edeceğim ve canlandıracağım” anlamına gelir. Kutsallığımla suçlu olanı infaz edeceğim ve masum olanı Kutsallığımla canlandıracağım. Yaradan’ın rehberliği başından itibaren dünya boyunca ortaya çıkacak ve ardından “Günahkârlar yeryüzünden kesilecek ve kötüler artık olmayacak.” yazıldığı gibi. Yani, 6.000 yıl boyunca bize göründüğünün aksine, SAM ve yılan olan Keduşa’ya karşı çıkan bir yönetim vardır “Adam adam üzerinde hükmettiğinde bu onun zararınadır” yazıldığı gibi, ardından o herkese görünür olacak -Kutsallığımla ,“İnfaz edeceğim ve canlandıracağım” ve O’ndan başkası yok.

Elimden verilebilecek hiçbir şey yok” kelimeleri basit HaVaYaH’nın dört harfi olan HaVaYaH adında 14 harftir ve Aleflerle doldurulmuş HaVaYaH’nın on harfidir, Yod-Vav-Dalet Hey-Alef Vav-Alef-Vav Hey-Alef ve KOZO BaMOChSaZ KOZO [Chaf-V av-Zayin-V av Bet-Mem-V av-Chaf-Samech- Zayin Chaf-Vav-Zayin-Vav] adlarında 14 harftir. Yani üç çizgi üç el olarak adlandırılır zira her çizgide adın 14 harfi vardır. HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH (Efendi Tanrımız, Efendi) sağ çizgidedir. Sol çizgide 14 harf KOZO BaMOChSaZ KOZO ve orta satırda ise basit HaVaYaH’dan ve doldurulmuş HaVaYaH’dan 14 harf vardır.

Bunlar; HaVaYaH Elokeinu HaVaYaH ve KOZO BaMOChSaZ KOZO adlarıdır ve Holam ve Şuruk’tan uzanan iki çizgi ve bunlar GAR’dır. Fakat orta çizgi, Behina Alef’in Masah’ı üzerinde uzatılan Roş’suz VAK’tan, Hirik’ten uzanır. Bu yüzden orada 14 harf vardır -basit HaVaYaH ve doldurulmuş HaVaYaH- ışıkların KH de Kelim ve Ruah Nefeş’lerini ima ediyor. HaVaYaH’da ların dolumunun 28 harfi olan Bina ve TM de Kelim eksiktir: Yod-Vav-Dalet Vav-Alef-Vav Dalet-Lamed-Tav, Hey-Alef Alef-Lamed-Peh, Vav-Alef-Vav Alef-Lamed-Peh Vav- Alef-Vav, Hey-Alef Alef-Lamed-Peh.

Bu böyledir çünkü Yod’un doldurmasının doldurması Yod-Vav-Dalet Vav-Alef-Vav Dalet- Lamed-Tav’dır ve Hey’in doldurmasının doldurması Hey-Alef Alef-Lamed-Peh’tir ve Vav’ın doldurmasının doldurması Vav-Alef-Vav Alef-Lamed-Peh Vav-Alef-Vav’dır ve alt Hey, Hey-Alef Alef-Lamed-Peh’dir, “Efendinin tahtı üzerinde el: Efendi nesilden nesile Amelek ile savaşacak ” yazıldığı gibi. Bu böyledir zira orta çizgide sadece 14 harf vardır. Bu nedenle, orada sadece Yod-Hey vardır, doldurmanın doldurmasının 28 harfi olan Vav-Hey harflerinden yoksun. Bunların hepsi Efendi Amelek ile savaşta olduğu içindir. Bu Musanın duasıdır, “Ve şimdi Efendi’nin gücü büyük olsun”yazıldığı gibi yani izin ver 28 harf 14 harfe uzatılsın ve HaVaYaH adı Kelim’in on Sefirot’u ve ışıkların NRNHY’ı ile tamamlansın.

Elimden verilebilecek hiçbir şey yok” bu iki eli kastederek orta çizgideki 14 harf, GAR eksikliği olan HaVaYaH adındaki 14 harftir. Bu yüzden kötü olanın öcünü alır. KOZO BaMOChSaZ KOZO aynı zamanda Dinim olan sol çizgideki 14 harf ve o kötülerin öcünü alır ve onlar tam birliği ifşa ederler. Gelecekte herkes Elimden verilebilecek hiçbir şey olmadığını görecek çünkü onlar ıslahın sonunu getirdiler.

Bunun hepsi doğrudur hem ilk yorum hem de ikinci yorum ayrıca arkadaşların ayeti açıklarken söyledikleri. Fakat yukarıda söylenen tüm nedenlerin nedeni üst neden, “Ben, Ben Oyum Atik de Atzilut” diyendir, gizli Malhut’un Zivug’u temel taşı olarak göründüğünde. Bu sır tüm bilgeler ve peygamberlere verilmedi, yani aralarından sadece seçilmiş birkaçına verildi.

176) Gizli ve bilinmeyen çeşitli nedenler, dereceler vardır. Aksine, onlar Sefirot’ta kıyafetlendirilir ve birleştirilir ve Sefirot onlara Merkavot’tur. Onu süren kişinin varlığını ortaya çıkaran bir Merkava [savaş arabası /birleşme] gibi, Sefirot onların içinde kıyafetlenmiş dereceleri ifşa eder.

Dereceler aşağıya doğru sarkar ve birbirlerinden, neden ve sonuç yoluyla ortaya çıkarlar, her alttakinin üstündeki tarafından etkilenip onun sayesinde varolduğu yerde. Alttakilerden gizlenmiş nedenler vardır. Bunlar ilk üç Partzufim, AA ve AVI’dır. Bu böyledir çünkü ifşa YESHSUT’tan itibaren başlar ve o bu ilk üç hakkında, “Birkaç gizli neden vardır ve onlar bilinmezler” der. Daha ziyade, onlar için bir Merkava olan ZON ve YESHUT olan Sefirot’ta kıyafetlenirler, içlerinde sadece arabasında ifşa olan bir binici gibi görünerek.

İnsanların düşüncelerinden gizlenmiş bu ilk üç “Zira yüksekten daha yüksek olan izler ve onlardan daha yükseği vardır.” Işıklar birbirleri tarafından parlatılır; diğerinden daha yüksek olan her birinin daha da parlatıldığı yerde. Ve alanlar altındakilerden, aldıklarından. Yani diğerinden daha altta olan her biri ondan daha karanlıktır. Ve alt olana dair, o parlak bir ışık olarak kabul edilmesine rağmen üst olana gelince o karanlık olarak kabul edilir çünkü dereceler birbirinden aşamalı olarak düşerler. Fakat tüm nedenlerin nedeni, onun önünde durabilen ışık yoktur zira tüm ışıklar ondan önce karartır ve söndürür.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
18 - 0,149