e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Notlar > Bizi Çobanların Elinden Kurtardı

Bizi Çobanların Elinden Kurtardı

Not 506

Şabat’tan sonra, Shemot (Tav-Shin-Lamed-Het), 31 Aralık 1977

“Musa dedi ki… ‘Ve onlar bana ‘O’nun adı nedir?’ diyecekler. Onlara ne  söylemeliyim?’ Ve Tanrı Musa’ya şöyle dedi ‘Ben olacağım.’ Dedi ki, “Bu yüzden İsrail’in çocuklarına beni size ‘Ben olacağım’ gönderdi diyeceksin” RAŞİ bunu, bu sıkıntıda onlarla birlikte “Ben olacağım”, ve kralların geri kalanının köleliğinde de onlarla birlikte olacağım.

Musa O’na, “Dünyanın efendisi, neden onlara başka bir sıkıntıyı hatırlatıyorum? Bu sıkıntı onlar için yeterli.” dedi. Tanrı ona, “Doğru söyledin, öyleyse İsrail’in çocuklarına, beni size ‘Ben olacağım’ gönderdi diyeceksin” dedi (Berachot 9). RAŞİ bunu, Yaradan’ın daha önce sadece Musa’ya söylediklerini tekrarladığı ve iki kez “Olacağım” dediği, İsrail’e ise sadece bir kez “Olacağım” dediği şeklinde yorumlamıştır.

“Ve onlar ‘Mısırlı bir adam bizi çobanların elinden kurtardı’ dediler.” Midraş’ta bir eşek tarafından ısırılan ve ayaklarını suya sokmak için koşan bir adamla ilgili bir alegori vardır. Ayağını nehre soktuğunda suda batmakta olan bir bebek görür ve elini uzatıp onu kurtarır. Bebek ona, “Sen olmasaydın, ben ölmüş olacaktım” der. O da bebeğe, “Seni kurtaran ben değilim, beni ısıran eşekti ve ben ondan kaçtım. Seni kurtaran oydu.” diye cevap verir. Bu yüzden babalarına “Mısırlı bir adam bizi çobanların elinden kurtardı” dediler. Peki Mısırlı adamın bize gelmesine kim neden oldu? Öldürdüğü Mısırlı adam.

Bu bize ne anlatır? Bunu ima yoluyla yorumlayabiliriz. Musa, İsrail’in genel halkına gelecek ve onlara Yaradan’ın onları sürgünden kurtaracağını söyleyecekti. Bu nedenle, Yaradan Musa’ya sadece bir kez “Ben olacağım” dedi yani onlar, yalnızca İsrail’in dünya ulusları arasında sürgünde olması nedeniyle sürgüne gönderileceklerdi.

Başka bir deyişle, İsrail’de Yahudi olan; yani ulusların istediği şeyleri, her türlü maddesel şeyi istediğinde ulusların arasında sürgünde olan ile, onların istediklerini vermeyen Yahudileri birbirinden ayırmalıyız. Dünya uluslarının Yahudi olmayanları, İsrail halkının Yahudi olmayanları üzerinde hüküm sürdüğünde buna “maddesel sürgün” denir.

Fakat sürgün, öncelikle kişinin içindeki İsrail niteliğindedir, kişi Tora ve Mitzvot’u [emirleri] uygulaması gerektiğinde, içindeki Yahudi olmayanlar ona istediğini yapma özgürlüğü vermezler. O zaman kişi, kendi bedeninde sürgünde olduğunu hisseder. Kişi bu sürgünden, maddesel arzulardan çıkmadan, Tora ve Mitzvot’tan gelen manevi hazları hissedemez.

Daha sonra, beden anlar ki maddesel arzuları bırakmak onun için daha iyidir, çünkü bu sayede gerçek hazlarla ödüllendirilir. Ve kişi dünyevi arzuları bırakmaya başladığında, beden, kontrolünü göstermek ister ve kişinin eylemlerine direnir. Bu, “Senin adına konuşmak için Firavun’a geldiğimden beri, o, bu halka zarar verdi ve Sen halkını kurtarmadın” sözlerinin anlamıdır.

Bu demektir ki, “kötü Firavun” olarak adlandırılan bedenle konuşmaya, “Senin adına konuşmaya” yani Yaradan rızası için her şeyden vazgeçmeye başlamadan önce, bedenin alçaklığını görür ve sürgünü hissetmeye başlarız. Bu ilk “Ben olacağım”dır yani bu sıkıntının içinde. Bu İsrail’in genel halkıyla ilgilidir.

Bununla birlikte, “Musa’nın niteliği” denilen bir çalışma vardır ki o da Tora’dır. Bu ikinci sıkıntıdır. Yani, kişi manevi hazlarla ödüllendirildiğinde, o zaman ihsan etmeyi amaçlayamaması sorunu vardır, bu, eğer Mitzva [emir] amacıyla değilse manevi hazlardan vazgeçmeye karar vermesi demektir. Bu maddesel arzulardan vazgeçmekten daha zordur, çünkü haz ne kadar büyükse, ondan vazgeçmek de o kadar zordur.

Bu, ikinci “Ben olacağım” yani ikinci sıkıntı olarak kabul edilir. Ancak bu, sadece “Musa’nın niteliği” denilen Tora’yı öğrenenlerle ilgilidir. Bu, tüm İsrail’in öğrenmesi için (değil), fakat kişinin kendisi için manevi hazlar almasının yasak olduğunu, hatta tam tersine sadece Masah [perde] ve Aviut [bayağılık] denilen, ihsan etmek için almayı bilmesi gereken Tora öğrencileri içindir.

Yaradan, Musa’ya, onları hem birinci hem de ikinci sıkıntıdan kurtaracağına söz verdi. Bununla birlikte, ilk sıkıntıdan çıkmanın esas olarak maddesel arzulardan çıkmak olduğunu ve o olmadan manevi hazlara ulaşmanın imkânsız olduğunu bilmeliyiz.

Bu, Midraş’taki “Ve Mısırlı bir adam bizi çobanların elinden kurtardı.” alegorisidir. Yani Mısırlıyı öldürdüğü gerçeğini yani ilk sebebi,  daha sonra da, manevi hazlardan sürgün olan ikinci koşula geldiğimizde, bunları ihsan etmek için almak zorunda olduğumuzu ve bedenin buna itiraz ettiğini de hatırlamalıyız. Yani Mısırlıyı öldürmek, “Mısırlı” olarak adlandırılan maddesel hazları ifade eder.

Diğer taraftan, ikinci sıkıntı İsrail’in niteliğidir yani kişi, manevi hazlara sahiptir, ancak hala sıkıntıdadır, çünkü ihsan etmek için üstesinden gelmek zorundadır ve Yaradan’ın onu bu sıkıntıdan da kurtarmasına ihtiyacı vardır.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,100