“Üzüntü satan kişi, vs., ancak Yaradan mutludur.”
Soru şudur; bu bir satıcıya nasıl benzer? Ne de olsa satıcı nesneyi elinde tutmazken, Yaradan, Tora’yı İsrail halkına vermiş olsa bile, Tora yine de O’nunla kalır. Tora, eğer O yaratılan varlıklara onu veriyorsa, Tora, O’nunla kalmaz diyebileceğimiz maddesel bir şey değildir.
Kimileri bunu, Tora hakkında söylediğimiz “O cennette değildir,” ayetine atıfta bulunarak, onun İsrail halkına kuralları belirlemeleri için verildiği şeklinde yorumlamak ister.
Tora’yı iki şekilde anladığımızı yorumlamalıyız: 1) “Ben Tevrat’ı bir baharat olarak yarattım” sözünde olduğu gibi, kötü eğilimi hafifletmek için, ışığı insanı ıslah eden Tora niteliği. 2) “Göz görmedi” denilen, Tora niteliği.
Yaratıcı’nın niyeti aşağıdakilerin haz almasıdır. Ancak, insan Tora’yı tam tersi şekilde, Yaradan’ın haz almasını isteyerek kullanır. Bu gücü o baharattan, Tora’dan alır. Buradan kişinin Yaradan ile savaştığı anlaşılır yani Yaradan kişinin haz almasını ister ve kişi de Yaradan’ın haz almasını ister.
Böylece, o Tora’yı satıcının aksi yönünde kullanır. Bunun hakkında, Yaradan’ın “Oğullarım beni yendi.” dediği söylenmiştir. Bu demektir ki, onlar Yaradan’ın kalplerine damgaladığı alma arzusuna karşı savaşırlar, eğer orada insan kazanırsa, Yaradan mutlu olur.
Bundan, Yaradan’ın Tora’sının yaratılış amacına uygun olduğu sonucu çıkar ve “O’nun Tora’sı” ise insanın Tora’yı baharat amacıyla kullanması, Yaradan’ı memnun etmek için Tora’yı almasıdır. Tora’ya insandan sonra isim verilmesinin nedeni budur.
Tora adını kullanılmasından almıştır: Eğer kişi Yaradan’ın niyetiyle -yarattıklarına iyilik yapmak- Tora’yı almak istiyorsa, böylelikle yaratılanlar haz alacaklardır, Tora Yaradan’ın çizgisini takip ettiği zaman, bu “Yaradan’ın Tora’sı” olarak adlandırılır. Eğer kişi Tora’yı ihsan etme gücüne sahip olmak için alırsa, bu kişinin niyeti olarak kabul edilir, Yaratıcısı’na memnuniyet ihsan etmek ister ve o zaman bu, kişinin Tora’sı olarak kabul edilir.