Not 501
“‘Bunlar Yakup Yusuf’un nesilleridir.’ Yusuf’un yüzüne bakan herkes, onun Yakup olduğunu söylerdi. Gelin ve görün ki, Yakup’un bütün oğulları için, ‘Bunlar Yusuf oğlu Yakup Ruben’in nesilleridir’ diye yazılmamıştır, çünkü onun yüzü babasının yüzüne benzer.”
Yukarıdakileri anlamak adına, “Yakup’a doğruluk vereceksin” diye yazıldığı gibi, Yakup’un formu doğruluktu ve Yusuf’un formu Yesod’dur, bir antlaşmadır, çünkü Potifar’ın karısıyla olan sınavda olduğu gibi erdemli olarak, Yesod olarak kabul edilir.
Ayrıca, “Yusuf’un yanına gidin; size söyleyeceklerinin hepsini yapın” ayetiyle ilgili olarak; bu Midraş’ta, Yusuf’un onlara “Tanrım sünnetsizleri beslemez, gidin ve kendinizi sünnet edin ve ben de size vereceğim” dediği yorumu yapılmıştır.
“Doğruluk” niteliğinin ne olduğunu ve “antlaşma” niteliğinin ne olduğunu anlamamız gerekir. “Doğruluk, topraktan büyüyecek.” Bu, doğruluğun gelişiminin, yeryüzüne yerleştirilerek olduğu anlamına gelir. Ve yeryüzünde bulunan şey nedir? Yalandan başka bir şey bulunmaz. Oysa doğruluğun koşulu tam da budur. Bu nedenle, “doğruluk”, “faydalı” olarak kabul edilir.
Bu nedenle, eğer bir yalan yardımcı oluyorsa, o zaman o doğrudur yani aslında şimdi bir yalan söylemeliyiz ve tam da bu sayede, gerçek hedef ortaya çıkacaktır, “Lo Lişma’dan [O’nun rızası için değil], Lişma’ya [O’nun rızası için] geliriz.” ifadesinde olduğu gibi. Bu nedenle, düşüş sırasında kişinin yine de mutlu olması ve “Şu an hissettiğim bu koşul, benim için en iyi koşuldur” demesi gerekir.
Midraş Şmuel’de anlatılan budur ve doğruluğun ağır olduğu yaygın bir bilgidir; bu nedenle, onu taşıyanlar azdır. Bu demektir ki, şu anda hissettiklerimin, iyi ve iyilik yapma tavrında gerçek bir İlahi Takdir olduğunu söylemek zordur ve ben bu koşulu memnuniyetle ve sevgiyle kabul etmeliyim.
Bu, emek yoluyla “Doğruluğu satın alın”, “ve satmayın” yani satın almak isteyecek kimseyi bulamazsınız demektir çünkü bu, kişinin kendi başına satın alması gereken bir iştir ve hiç kimse ona yardım edemez ve kimse ona doğruluğu satamaz, zira her insan kendi derecesine göre doğruluğa sahiptir. Bu, Amat HaBinyan [kübit] kelimelerinden gelen Emet [doğru/gerçek], herkesin kendi ölçüsüne sahip olduğu bir birimdir ve birinin giysisi diğerinin bedenine uymaz.