5 Mayıs 1977
Zohar’da (Emor, Madde 59) “Bir öküz, bir koyun ya da bir keçi doğduğunda” ayeti hakkında şöyle yazar: “‘Bir buzağı, bir kuzu, bir teke ya da bir oğlak’ demiyor, ‘bir öküz, bir koyun ya da bir keçi’ diyor. Sonunda neye sahip olacaksa, doğduğunda ona sahip olacağını açıklıyor.”
Aslında insan öyle değildir: Sonunda sahip olduğu şeye başlangıçta sahip değildir çünkü “İnsan vahşi bir eşek olarak doğar.” Bunun nedeni, bir hayvanın sadece kendisini önemsediği ve başkalarını hissetmediği anlamına gelmesidir. Kişi alma arzusuyla doğduğunda, yollarını değiştirmek adına hiçbir tutkusu yoktur.
Dolayısıyla, sonunda neye sahipse, başlangıçta da ona sahiptir. Fakat insan böyle değildir. “İnsan vahşi bir eşek olarak doğsa da”, sonunda “insan” derecesine yani başkalarını hissetmeye ulaşacaktır. Bu sayede “Babanın Tanrısını tanı ve O’na hizmet et” denilen Tanrısallığı hissetmeye başlayacaktır.
“Annesinin altında yedi gün kalacak.” Zohar bunun, onun üzerine atanan ve onun içinde var olacak olan gücün onun içine yerleşmesi için olduğu yorumunu yapar. Onun içinde ne ile var olacak? Bir Şabat onun üzerinde olduğunda… çünkü Şabat’ın ışığında olmadıkça insanlar için varoluş yoktur, “Ve yedinci günde Tanrı yaptığı işi bitirdi” ve ardından, şöyle yazılmıştır, “Efendi’ye ateşle sunulan bir kurban olarak kabul edilecek.” Sulam’ın [Zohar üzerine Merdiven yorumu] yorumladığı şey de budur.
Şabat’ın ışığı olmadan altı günlük eylemin var olamayacağı konusuna gelince, bunun nedeni Şabat’ın “öteki dünyanın bir benzeri” olarak adlandırılması ve “öteki dünya ‘nın ’yaratılış amacı” anlamına gelmesidir. Yaratılışın ıslahı olarak kabul edilen ve “altı günlük eylem” olarak adlandırılan çalışma üzerinde ıslahın amacı ifşa edilmediği sürece, kişi amacın ıslah üzerinde olduğunu gördüğünde, ıslahın amacı ifşa edilmemişse, bütünlük ıslah üzerinde görünür olmaz.