e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Baruh Halevi Aşlag (Rabaş) > Kabala Kütüphanesi > Notlar > 878. Onların Bacağı Düz Bacaktı

878. Onların Bacağı Düz Bacaktı

Temmuz 1984

Zohar, Pinhas’ta ( Sulam ‘da [ Zohar‘ın Merdiven yorumu] Madde 317) yazılıdır: “‘Ve onların bacakları düz bir bacaktı,’ çünkü zarar verenlerin bacakları eğridir. Ve onların bacakları, yani kutsal hayvanların bacakları, onlar hakkında ‘ve onların bacakları düz bir bacaktı’ denildi, Haya‘nın, yani İsrail’in tarafında. İsrail üç hayvandan oluşur ve onlar hakkında, ‘patrikler, onlar Merkava ‘dır [savaş arabası/meclis/yapı]’ denmiştir.”

Sulam‘da şu yorumu yapar: ” Doğruluk, düz olan ve ne sağa ne de sola eğilen, ama tam ortada olan orta çizgiden uzanır. Ancak Sitra Ahra [diğer taraf] ve zarar verenler sola doğru eğilirler.”

Yukarıdakileri yorumlamak için, Matan Tora kitabında yazıldığı gibi, “akıl” ve “kalp” niteliği olan çalışmanın temel ilkelerini hatırlamalıyız, bu da yasa ve yargı olduğu anlamına gelir. “Yasa”, bir kişinin, tartışmaya yer bırakmadan, kitaplardan ve yazarlardan bize aktarıldığı şekliyle kabul etmesi gereken bir yasa olarak yürümesi gerektiği anlamına gelir. Bu, “akıl” olarak adlandırılan mantık ötesi inanç niteliği ve “kalp” olarak adlandırılan ihsan etme niteliğidir. Bu ikisine “korku” denir ve yargı niteliğine de “bilgelik” denir.

Bu konuda şöyle denmiştir: “Rabbi Elazar Ben Azariah şöyle der: ‘Eğer bilgelik yoksa, korku da yoktur. Korku yoksa, bilgelik de yoktur'” (Avot, Bölüm 2). Başka bir deyişle, hem yasaya hem de yargıya ihtiyacımız vardır ve ikisi birleştiğinde, buna “orta çizgi” denir ve bu da Keduşa ‘dadır [kutsallık]. Bu konuda şöyle yazılmıştır: “Ve onların bacakları düz bir bacaktı.” Yani, “bilgelik” olarak adlandırılan sola doğru eğilmezler, ancak ikisini eşit tutarlar.

Ancak kişi ikisini eşit tutamazsa, sağı soldan daha büyük yapmaya çalışmalıdır. O zaman, “bilgeliği devam eder” derler, “Kimin eylemleri bilgeliğinden daha çoksa, onun bilgeliği devam eder; ve kimin bilgeliği eylemlerinden daha çoksa, onun bilgeliği devam etmez” (Avot, Bölüm 3:12).

“Yasa” eylem demektir, çünkü orada anlamaya ve entelektüelleştirmeye yer yoktur. Aksine, her şey mantık ötesidir. Bu nedenle, bu bir eylem, yani akıl ve kalp, inanç ve ihsan, korku, eylem, hepsi “sağ” olarak kabul edilir ve bu konuda tartışacak bir şey yoktur. Aksine, bunu olduğu gibi kabul etmeli ve “yükü çeken bir öküz ve yükü sırtlayan bir eşek gibi” üzerimize alabilmek için tavsiye almaya çalışmalıyız.

“Yargı”, Tora olarak kabul edilir ve bunu anlamamız gerekir. Buna “bilgelik” denir, bu da kişinin aslında tam tersi olan yerde – ne kadar çok anlamak isterse o kadar iyi olan – Tora ile ödüllendirilmeye hazır olması gerektiği anlamına gelir.

Bununla birlikte, Tora’da birçok anlayış vardır. İfşa edilmiş Tora vardır, bu da uygulamadır, yani kişi kuralları öğrense de onları takip etmekle yükümlü değildir. Bu demektir ki, kişi yargıç olacağını düşünmediği halde yargılama kurallarını öğrenir. Bununla birlikte, “O’nun bilgeliği” olarak adlandırılan Yaradan’ın Tora’sını [yasasını] öğrenir ve buna “ifşa edilmiş Tora” denir, çünkü başkalarının yapması gereken şeyler vardır ve Yaradan’ın Tora’sını öğrenerek, Yaradan’la Dvekut ‘a [bütünleşmeye] yardımcı olur çünkü Zohar’da yazıldığı gibi, Tora’nın tamamı O’nun isimleridir.

Bir de gizli Tora vardır ki, eylemlerden değil, kalbe ve zihne ait olan şeylerden bahseder ve kişi öğrenmekte olduğu şeyi edinmek için elinden geldiğince çaba göstermelidir. Edinime ulaşmayı isteyen bu arzu, Yaradan’ın Tora’sında gözlerini açmasını arzuladığı bir dua olarak kabul edilen ışıkların yaklaşmasına neden olur.

Ancak, kişinin her zaman, yukarıda da belirtildiği gibi, bilgeliğinin eylemlerinden daha fazla olmadığını görmesi gerekir. Buna, Sulam‘da açıklandığı gibi, “Ve onların bacakları düz bir bacaktı” denir, sağ çizgi her zaman Hesed ‘e [merhamet / lütuf] doğru eğilir.

Ancak Sulam‘da açıklandığına göre, “Kutsallığın Şekel ‘inde yarım Şekel vermek bir emirdir. ‘Yarım Şekel nedir?’ diye sorar. ‘ Heylerin yarısı gibidir, yani iki Hey arasındaki Vav ‘dır’ diye cevap verir. Tartılacak bir taş Yod‘dur, bir Şekel ‘in yirmi Gerah ‘ı Yod‘dur. ‘Zenginler daha fazla vermeyecektir’ orta sütundur… Yarım Şekel nedir? Heylerin yarısı gibidir, yarım ölçü anlamına gelir. Bu Vav ‘ın iki Hey’in ortası olduğu yorumunu yapar, çünkü Vav Mitkalah denilen orta çizgidir, iki Hey olan sağ ve sol iki ışığı tartar, bu yüzden sol sağdan büyük değildir” (Ki Tissa, Madde 4).

Bu, sağın da soldan daha büyük olmaması, aksine eşit olması gerektiği anlamına gelir, çünkü “Zengin daha fazla, fakir de yarım Şekel‘den daha az vermemelidir” diye yazılmıştır. Bununla birlikte, meselenin her zaman dile göre yorumlandığı bir kural vardır, ancak farklı diller olması dışında gerçek her zaman aynı gerçekliktir.

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,495