“Aksine, kendi halkından bir bakire alacak.” Neden sadece kusursuz bir bakire olması gerektiğini sorar. O da şöyle cevap verir: “Kadın bir kutsama kâsesidir. Eğer tadı kusurluysa, yani ‘bir kutsama kâsesi’ olarak adlandırılan Malhut‘u ima ediyorsa… ve sunu rahibi lekelenmemiş olmalıdır” (Zohar, Emor, Madde 38).
Bunun bizim için çalışmada ne anlama geldiğini sormalıyız. ARI, Malhut hakkında onun her gün bakireliğine geri döndüğünü söyler. Yani, Malhut ‘un kökü bir noktadır ve içindeki dokuz Sefirot ‘un tümü bir ek olarak kabul edilir. Dolayısıyla, her gün yeniden inşa edilir, yani her gün Malhut ‘u Gadlut [yücelik/yetişkinlik] haline getirmek üzere yeni bir çalışma başlar.
Bununla birlikte, her gün BYA ‘dan Atzilut ‘a yükselttiğimiz ve onları Klipa ‘ya [kabuk] düştükleri yerden çıkarıp Keduşa ‘ya [kutsallığa] yükselttiğimiz yeni bir farkındalıktır.
Çalışmada, kişinin her gün cennetin krallığının yükünü yeniden üstlenmesi ve dün sahip olduğu şeyi kullanmaması gerektiği, yani kadını boşadığını ve aynı cennetin krallığını geri aldığını veya dul kaldığını, yani kişinin manevi anlamda öldüğünü, “Hayatlarında kötülere ‘ölü’ denir” de olduğu gibi veya onu kirlettiğini söylememesi gerektiği açıktır.
Bunun yerine, kişi her gün cennetin krallığını yeni bir şey olarak kabul etmelidir. Dün sahip olduğu cennetin krallığını kullanmaz. Aksine, şimdi yeni bir anlayışa sahiptir, yani bu Malhut ‘u henüz lekelememiştir çünkü o yeni bir anlayıştır.
Bugün Yaradan’ın çalışmasıyla ilgili öğrendiği tüm öğretiler yeni yorumlarla olmalıdır, dünkülerle değil, çünkü dünkü öğretileri zaten kusurludur. Aksine, bakire olmalıdır.