Haziran 1943’te Sivan‘da duydum.
Önce dünyanın ıslahının olacağını, sonra tam kurtuluşun, Mesih’in gelişinin olacağını söyledi. “Ve gözleriniz Öğretmeninizi görecek,” vb. ifadesinin anlamı budur, “Ve tüm dünya bilgiyle dolacak.” Yazdıklarının anlamı budur, önce dünyaların içselliği ıslah olacak, sonra da dünyaların dışsallığı ıslah olacaktır. Ancak bilmeliyiz ki, dünyaların dışsallığının ıslahı, içselliğinin ıslahından daha yüksek bir derecedir.
Ve İsrail’in kökü dünyaların içselliğindendir. “Çünkü sen tüm halkların en azısınız” ifadesinin anlamı budur. Ancak, içselliğin ıslah edilmesiyle, dışsallık da küçük parçalar halinde de olsa ıslah edilecektir. Ve dışsallık her seferinde (birçok kuruş büyük bir meblağda birikene kadar), tüm dışsallık düzelene kadar ıslah edilecektir.
İçsellik ve dışsallık arasındaki temel fark, diyelim ki kişi belli bir Mitzva ‘yı [emri] yerine getirdiğinde, tüm organlarının bunu kabul etmemesidir. Bu oruç tutan bir kişinin durumu gibidir. Sadece içselliğinin orucu kabul ettiğini, ancak dışsallığının oruçtan rahatsızlık duyduğunu söyleriz, zira beden her zaman ruha karşı çıkar. Bu nedenle, İsrail ve dünya ulusları arasındaki fark sadece ruhla ilgili olarak yapılmalıdır; ancak bedenle ilgili olarak aynıdırlar, çünkü İsrail’in bedeni de sadece kendi çıkarını önemser.
Bu nedenle, tüm İsrail’deki bireyler ıslah olduğunda, doğal olarak tüm dünya ıslah olacaktır. Buradan, dünya uluslarının bizim kendimizi ıslah ettiğimiz ölçüde ıslah olacağı sonucu çıkar. Bilgelerimizin “Ödüllendirildi – kendisini ve tüm dünyayı erdemin tarafına mahkûm etti” sözlerinin anlamı budur. “Tüm İsrail’i cezalandırır” dememişler, “tüm dünyayı erdemin tarafına mahkûm eder” demişlerdir, bu da içselliğin dışsallığı ıslah edeceği anlamına gelir.