e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

746. Fetüs Hakkında

Yeni doğan bir bebek dünyaya geldiğinde iki güç edinmelidir: 1) alma arzusunun gücünü, 2) ihsan etme arzusunun gücünü.

Bu amaçla, yeni doğan bebek iki kez kesilir:

1) Bebeğin göbeğiyle anne arasındaki bağın kesilmesi, bu sayede ağız açılır ve göbek kapanır.

Ağız kapandığında, bebek hâlâ kendi otoritesine sahip değildir. Aksine, annesinin yediğini yer, çünkü yemek yemek inceleme demektir ve inceleme yoluyla kişi canlılık satın alır. Keduşa’nın [kutsallığın] canlılığı vardır ve bunun tersi de vardır. Buna “üst güç” denir. Dolayısıyla, anneyle bağlantısını keserek, alma arzusunu elde eder. Ancak, alma arzusunu bir anda değil, on üç yıl içinde edinir.

2) İkinci kesik doğumundan sonraki sekizinci günde yapılır. Sünnet derisinin çıkarılması olan bu kesim sayesinde, ihsan etme arzusunu edinir. Bu arzuyu edinme zamanı on üç yaşından itibaren başlar.

Alma arzusunu edinmekle ihsan etme arzusunu edinmek arasındaki fark, alma arzusunun yaratılış amacı açısından, yani yarattıklarına iyilik yapmak açısından Yaradan’ın bir eylemi olarak görülmesidir. Dolayısıyla, bir kişi öncelikle bu arzuyu edinmelidir, çünkü bu birincil amaçtır.

İhsan etme arzusunu edinmeye “etin ve kanın çalışması” denir, çünkü bu sadece alttakilerin ıslahıdır, zira alttakiler Yaradan’la Dvekut’tan [bütünleşmeden] ayrılmak denen utanç ekmeğini istemezler.

Bu nedenle, kişi O’nun yarattıklarına iyilik yapmak amacıyla, yaratılışın amacını almaya hazır bir Kli’ye [kaba] sahip olmak üzere kendini ıslah etmelidir. Kişi “bu dünyada mutlu” denilen faydaya ulaşmadığı sürece, “dünyanızı hayatınızda göreceksiniz” diye yazıldığı gibi, bu, hazzı alırken ayrılmamak için hala kendini kalifiye etmediğinin bir işaretidir. Dolayısıyla bu hâlâ “bu dünyada ne mutlu” olarak kabul edilmez.

Bu nedenle, ihsan etme arzusunun edinilmesine et ve kanın eylemleri denir ki bu da “Cennet korkusu dışında her şey cennetin elindedir” diye yazıldığı üzere, alttakinin eylemidir. Baal HaSulam’ın yorumladığı gibi, Yaradan sadece verebilir ve Yaradan’ın vermesi sadece sevgi katar.

Ama almamak insanın çalışmasıdır. Bu, “Tannas, ‘Cennetten verilen geri alınmaz’” sözünde olduğu gibidir. Yani, Yaradan sadece verir ve almaz. Bu nedenle, alttakinin ihsan etme eylemi “etin ve kanın çalışması” olarak adlandırılır. Bu, Kötü Turnus Rufus’un sorduğu sorudur: Hangi eylemler daha arıdır, Yaradan’ınki mi yoksa et ve kanınki mi?

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
19 - 0,170