3 Aralık 1977
“Onu başından sonuna kadar gözlemleyin ve kutsayın.” Bu, Zohar’da şöyle yorumlanmıştır: Şabat [Sebt] nedir? Yaradan’ın adıdır.
Buna göre, kutsal ismin kutsanmasını gözlemlememiz gerektiği ne anlama gelir? Ben bunu farklı bir şekilde, “Kutsal olacaksın” diye yazıldığı üzere, kendimizi kutsamamız gerektiği şeklinde anlıyorum.
Mesele şu ki, Keduşa [kutsallık] önemli bir şey anlamına gelir ve dünyevi ise önemsiz bir şey anlamına gelir. Bedenimizi ilgilendiren şeylere değer vermek doğamız gereğidir, bu da kendimize olan sevgimizi ilgilendiren her şeye değer verdiğimiz anlamına gelir. Bir kişi kendini sevmek için değil de, her şeyi Yaradan’ın rızası için yapması gerektiğini düşünerek bir şeyler yapıyorsa, o zaman yaptığı iş onun gözünde önemsizdir.
Yaradan’ın ismini kutsamak zorunda olmanın yani Yaradan rızası için – Yaradan’ın ismi – çalışmamız gerektiği zaman çalışmanın bizim için önemli olmasının anlamı budur. Bu çalışma bizim için asıl şey olacaktır ve bedenin çalışmasına katılımımız sadece bedenle Yaradan’a hizmet edebilmek içindir.
Ancak, bunu nasıl başaracağız? Beden sorularla doludur ve her zaman “Yaradan rızası için çalışarak ne kazanacaksın?” diye sorar.
RAŞİ, “Bunlar Yakup Yusuf’un nesilleridir” ayeti hakkında şöyle yazar: “Başka bir şey: ‘Ve Yakup oturdu. O keten tüccarının develeri, keten yüklü olarak geldi. O kömür tüccarı, bütün bu ketenlerin nereye konulacağını merak etti. Akıllı bir adam ona, ‘Senin körüğünden çıkan bir kıvılcım hepsini yakar’ diye cevap verdi.”
Eğer nereye yerleştirileceğini sorduysa, bunun neresinin akıllıca olduğunu sormalıyız. Eğer zeki biriyse, tüm ketenleri yakmasını söylerken, onu nasıl yerleştireceği konusunda ona fikir vermesi gerekirdi. Dolayısıyla bu cevap uygunsuzdur.
Yine de Raşi’nin nasıl bir sonuca vardığını anlamamız gerekir: “Yakup yukarıda yazılı olan tüm şampiyonları gördü, merak etti ve ‘Bunların hepsini kim yenebilir? Aşağıda ne yazıyor? ‘Bunlar Yakup Yusuf’un nesilleridir’ ve ‘O zaman Yakup’un evi bir ateş ve Yusuf’un evi bir alev olacak ve Esav’ın evi anız gibi olacak, Yusuf’tan çıkan bir kıvılcım hepsini tüketecek ve yakacak’ diye yazılmıştır.” “Yakup’un evi bir ateş olacak” ne anlama geliyor? “Ve Yusuf’un evi bir alev olacak” diye yazmak yeterlidir.
Ama alegori şudur: Bütün bu ketenleri nereye koyacaklar? Yani, keten kömür tüccarının deposuna girdiğinde, çalışacak yeri olmayacak çünkü keten ona yük olacak ve artık ketenleri dışarı atamayacak. İşte bu yüzden akıllı adam ona, “Keten yüklü develer senin dükkânına girmeden önce bir kıvılcım çak, o kıvılcım hemen hepsini yakacaktır” der ve böylece çok sayıda olmalarına rağmen zarar veremezler.
Ama çoktan girmişlerse, onların üstesinden gelemez ve ketenleri dışarı atamazsınız çünkü tüm bu yük sizin üzerinizde olacak ve başka seçeneğiniz kalmayacaktır. İşte bu yüzden zeki adam “Bir kıvılcım hepsini yakar” demiş.
Buradan çıkarılacak ders şudur: Yakup tüm şampiyonları gördüğünde onları nasıl yenebileceğini merak etti. Onlar da Yusuf’tan bir kıvılcım çıkacağını, çünkü Yusuf’un “verici” olarak adlandırılan “erdemli” niteliğine sahip olduğunu açıkladılar. Kendisine ihsan etme niteliğini aldığında, onların içeri girmesini engellemenin bir yolu vardır çünkü ihsan etme niyetiyle hemen yanacaklardır.
Ama içeri girmelerine izin verirse, ketende olduğu gibi onların üstesinden gelemeyecektir. Onlar içeri girdiğinde, ağır yük onun üzerine düştüğünde, onları dışarı atamayacaktır.
“Yusuf’un evi bir alevdir” sözünün anlamı budur, çünkü alev kalıcı bir şey değil, iniş ve çıkışlarda patlayan bir alevdir. Bu nedenle, Esav’ın soruları ne zaman gelse, hemen ihsan etme arzusunun gücüyle arttırır ve alevlendirir ve bu şampiyonların kalbine girmesine izin vermez. O zaman, tüm bu alevlerden, Yakup’un niteliği olan sürekli bir ateş oluşacaktır.
Bu da, kişinin yükseliş ve düşüşlerde zaman zaman alevlenerek, sürekli bir ateşle ödüllendirilmesi anlamına gelir.