“İsrail’in Tanrısı kutsal saydıklarınızdan daha korkunçtur; O ki halka güç ve kudret vermiştir; O Tanrı ne yücedir” (Mezmurlar 68:36).
“Tanrı korkunçtur” ifadesini yorumlamalıyız. Kişi Tanrı korkusunu nasıl kabul edebilir? Bu, “Senin kutsal saydıkların” aracılığıyla olur. Bu da, kişinin kendisine izin verilen şeylerde kendini kutsamasıyla, her şeyin Yaradan’ın rızası için olmasını istediğinde, bu sayede Tanrı korkusuyla ödüllendirileceği anlamına gelir.
“İsrail’in Tanrısı”-o zaman, kişi her şeyi Yaradan’ın rızası için yani ihsan etmek için yapmak istediğinde, Yaşar-El [Yaradan’a doğru] anlamına gelen “İsrail” ismini alır, ki bu da El [Tanrı] olarak adlandırılan Hesed [merhamet/lütuf] niteliğidir. Bu durumda kişi Yaşar-El niteliğine girer.
O zaman “halka güç ve kudret verir”, çünkü o zaman O, insana güç ve kudret verebilir, bu sayede kişi, “halka” yazıldığı üzere, Kendi halkının, İsrail’in adını alır ve o zaman kişi, kendisini yakınlaştırdığı için Tanrı’yı kutsayabilir.
Dolayısıyla, sıralama şöyledir: 1) Kişinin korkuyu edinmesi için kendini kutsaması gerekir. 2) Yukarıdan aldığı korku sayesinde, bu kişiye güç ve kudret verir ve sonra kişi O’nun halkının adıyla, “İsrail” olarak çağrılır. 3) Daha sonra, “Tanrı yücedir” diyerek kişi Yaradan’a şükreder.