Giriş
Baal HaSulam, bu mektubu, “Matan Tora” [“Tora’nın Verilişi”] makalesinin yayınlanmasının ardından kendisine gönderilen bir soruya yanıt olarak yazmıştır. Bu makalede, “Komşunu kendin gibi sev” emrinin Tora’nın bütünü olduğunu ve bunun, kişinin dostunun iyiliğini kendi iyiliği kadar önemsemesi gerektiği anlamına geldiğini detaylandırmıştır. Soruyu gönderen kişi, Baal HaSulam’ı hiç tanımamakla birlikte, makalesine rastlamıştır. Baal HaSulam, soruyu kopyalamış ve altına yanıtını yazmıştır. Yazının tarzına bakılırsa, gelecekteki yayınlarda bunu yayımlamayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Soru
… Karşı değilim, tam aksine, ülkedeki iki yüz bin insanın sadece kendi yararlarını gözetmelerini diliyorum… ihtiyaçlar, gerçekten… eğer… Tora’nın özü, yalnızca insanlarla ilgilenmekse ve başka bir şey değilse, neden tüm Tora, Talmud’un yazarları, dini otoriteler bundan neredeyse hiç bahsetmiyor? Hepsi ana konuyu bırakıp sadece yan konularla mı ilgilendi? Bana göre, bu konudaki tüm sözleriniz, İsrail’deki geleneksel dinle ve bizler arasındaki normlarla tamamen çelişiyor. Bence bu gereken güç, kendi zihninizden icat ettiğiniz yeni bir yapı, yeni bir yöntemdir. Elbette, sadece kendi görüşümü dile getiriyorum.
İmza: M.L. Petah Tikva
Yanıt
Görünüşe göre sözlerime yeterince derinlemesine dalmamışsınız. Yazdığım tek şey, Tora’nın alınmasının başından itibaren bir ön koşul olduğuydu, fakat daha sonra, buzağının yapıldığı zamandan itibaren paket çözüldü, çünkü savaşlar oldu ve Levi’nin çocukları Yaradan’ın sözüyle üç bin kişiyi öldürdü, ardından Musa ve Harun’a karşı şikâyetler ve casuslar geldi. Doğal olarak, bunların hiçbiri sevgi veya birliği artırmadı.
Daha sonra, [İsrail] topraklarına geldikten sonra bile, ortalık hala sakin değildi. Dolayısıyla, bu birinci emri yerine getirmelerini istemek uygun değildi. Ancak, Tora, İsrail’den unutulmasın diye, diğer emirlerle ilgilenmeye başladılar, çünkü ana noktayı terk etmişlerdi ve başka bir seçenekleri yoktu. Belki de bilgelerimiz, İkinci Tapınak’ın yıkılışını sorduklarında bunu kastetmişlerdir; orada putperestlik yoktu ve Tora’da yetkinlerdi, öyleyse neden yıkıldı? Bunun asılsız nefret yüzünden olduğunu söylediler. Belki de bunun anlamı, Tora’nın inşasının özü olan “komşunu kendin gibi sev” (Levililer 19:18) ilkesini yerine getirememeleriydi.