229- Haman Taşim
3 Mart 1950, Purim gecesinde Megillah okunmasından sonra duydum. Haman Taşim (Haman kurabiyesi) yemeye ilişkin olarak, o şöyle dedi: “adam Purim´de, lanetli Haman ile mübarek Mordehay´ı ayırt edemeyecek kadar çok sarhoş olmalıdır” dedi ve Haman Taşim’leri yedik. Böylece Haman´ın bize içselliği olmayan kaplardan başka bir şey vermediğini hatırlarız.
125- Kim Şabat’ı Hoşnut Eder
“Şabat’ı hoşnut edene sınırsız yer verilir, şöyle yazdığı gibi, ‘Tanrı çalışmasıyla hoşnut olanı, Ben yeryüzünün en yüksek yerine yükseltecek ve Yakup’un mirasıyla besleyeceğim.’ Hakkında ‘Kalk, topraklar boyunca yürü,’ yazılan İbrahim gibi değil. ‘Senin ve senin tohumuna, tüm bu toprakları vereceğim,’ denilen İzak gibi değil. Fakat ‘sen, onu batıdan
240- Senin Yüzünü Sorduklarında Seni Soruşturanı Sor
Slihot´un 1. Günü, saygıdeğer babam, ustam, öğretmenimden duydum. “Senin Yüzünü sorduklarında seni soruşturanı sor, onları cennette ki Senin ikametgâhından cevapla, kulaklarını onların yalvaran haykırışlarına kapatma (birinci günün Slihot’u).” Bu şöyledir; dünyanın yaratılış amacı, O´nun yarattıklarına iyilik etmesidir. Fakat ıslahın tamamlanması için yargı (Din) niteliğinin merhamet (Rahamim) içinde tatlandırılması
145- Arzu Bilgeye İlim Verir Ne Demek
“Arzu bilgeye ilim verir.” Kişi sorar, “Fakat şöyle demeliydi, ‘Arzu aptallara ilim verir mi?’” Ve o der ki, “Bilinir ki, maneviyatta zorlama yoktur.” daha ziyade herkese arzusuna göre verilir. Bunun sebebi şudur ki, maneviyat yaşamın kaynağı ve hazzıdır. Öyleyse iyi bir şeyde zorlama nasıl olabilir? Bu nedenle eğer
143- İyilik İsrail İçin Olsun
“İyilik İsrail için olsun, Tanrı kalbi arınmışlar içindir.” Bilinir ki, “tek” ve “tam” küçültme adlarıdır. Bu demektir ki, Tora’da “tek” ve “tam” kelimelerinin geçtiği her cümle küçültmeyi ifade eder. Dolayısıyla çalışmayla ilgili olarak bunu kişinin kendini küçültmesi, eksiltmesi olarak yorumlamalıyız. Düşüklük, kişinin mağrur, yani Gadlut’ta (yücelik) olma isteğine
136- İlk Ve Son Harfler Arasındaki Fark
İlk ve son harfler arasındaki fark, Kralın evinden neşredilen yazının özünün nüshası olması nedeniyledir. Kralın yazarları ise hepimizin anlaması için bu özü yayar. Bu öz, yalnızca “o günün aksine hazır olmak zorundalar,” dır. Yazarlar bunu Yahudilerden intikam almaya kararlı dünya uluslarına atfetmiştir. Bu güç öyledir ki, Haman şöyle
128- Çiy, Galgalta’dan Zer Anpin’e Damlar
Çiy, Galgata’dan Zer Anpin’e damlar. Renksiz saçla ilgili olarak, her bir telin altında delik vardır ve bu, “Bir fırtınayla beni mahvedecek olan o,” sözünün anlamıdır. Ve “sonra Tanrı Job’a kasırganın içinden cevap verdi” ve “Numaralandırılmışların arasından geçen herkes, kutsal yer şekelinden sonra yarım şekel verecek” ve “bir delik,
127– Çekirdek, Öz ve Artan Bereket Arasındaki Fark
Bilinir ki, Mohin’in ayrılışı ve Zivug’un kesilmesi, sadece Mohin’in ilavelerine olur ve ZON’daki derecenin çekirdeği Vav ve Nekuda’dır (nokta). Bu demektir ki, Malhut özünde, içinde hiç beyazlık olmayan kara bir noktadan başka bir şey değildir. Ve eğer kişi noktayı, kurtulmak istediği gereksiz bir şey olarak değil de, bir
126– Şehre Bir Bilge Gelir
Şavuot yemeği sırasında duydum, Mayıs 1947, Tel-Aviv “Şehre bir bilge gelir.” Yaradan’a “Bilge” [ya da “hikmet sahibi”] denir. Şehre gelir, çünkü Şavuot’ta [Haftalar Bayramı] O Kendisini dünyaya gösterir. “Tembel der ki: ‘Yolda bir aslan var’; belki de bilge evinde değildir? Belki de kapı kilitlidir?” Bilgelerimiz şöyle der:
150- Kibir Yaptığı İçin Efendi’ni Buda
“Efendi’ni buda; çünkü O kibir yaptı,” ayetiyle ilgili öyle görünür ki, “budamak, kesip atmak” tıpkı “gücüm ve budamam,” gibidir. Bu demektir ki, kişi daima budamalı, Yaradan’ın bağının dikenlerini kesmelidir. Kişi bütün olduğunu hissetse ve dikenleri zaten çıkardığını düşünse bile, ayet buna açıklık getirir, “çünkü O, kibir yaptı.” Bu
Sen Beni Arkadan Ve Önden Kuşattın
Sen beni arkadan ve önden kuşattın demek Yaradan’ın yüzünün gizliliği ve ifşası demektir. Bu böyledir çünkü “O’nun krallığı her şeye hükmeder,” ve her şey köküne döner, hiçbir yer O’ndan eksik değildir. Fakat fark gelecek ya da şimdiki zamandadır çünkü iki dünyayı bağlayan kişi O’nun kıyafetini şimdide keşfeder: yapılan her
243- Hoşana Raba Gecesinde Gölgenin İncelenmesi
Gölge hakkında Hoşana Raba akşamı, (Çadır Tapınak bayramının yedinci günü) herkesin kendini, bir gölgesi olup olmadığını görmek için incelemesi gelenektir ki böylece bolluk edineceği kesinleşecektir. (Shaar Ha Kavanot ‘Niyetler Geçidi’ Sukkot Yorumları 6-7). Gölge giysi anlamına gelir; Işığın giydiği kıyafetlerdir. Kli (kap) olmadan ışık olmayacağı için Kıyefetlenmemiş ışık
241- Yakınken O’nu Çağır
“Yakınken O’nu çağır” (Isaiah 55:6) “O yakınken,” sözünün ne anlama geldiğini anlamalıyız; “Bütün dünya O‘nun yüceliği” ile doludur. Böylelikle O, her zaman yakındır. Öyleyse “Ona yakın iken” ne demektir? Öyle görünüyor ki O’nun uzak olduğu zamanlarda vardır. Bu durum daima bireysel edinime göre değerlendirilir. Eğer kişi O’nun yakınlığını
239- Şavuot’un Mohin’i ile Şabat Minha’nınki Arasındaki Fark
Minha sırasında Şavuot ile Şabat arasında fark vardır. Minha sırasında – ZA’nın Arih Anpin’e, Behinat Dikna’ya yükselişi kabul edilen – Şavuot ile – Arih Anpine yükseliş olarak kabul edilen- Şabat arasında bir fark vardır. Şavuot, YEŞSUT’dan Mohin-de-Hohma olarak kabul edilir; yani Bina’dan Hohma’ya döner anlamındadır. Bununla birlikte, (Şabat)
232- Emeğin Tamamlanması
Duydum “Çaba sarf ettim ve bulamadım, inanmayın.” “Buldum”un ne anlama geldiğini anlamalıyız. Bulacak ne vardır? Bulmak, Yaradan’ın bizi uygun bulmasıyla ilgilidir. “Çaba sarf etmedim ve buldum, inanmayın.” Sormalıyız, sonuçta yalan söylemiyor; bu, bir kişinin kendisini bir birey olarak görmesiyle ilgili değildir. Aksine, bütün için de aynı kural
230- Efendi Yüksektir ve Alçak Olan Görecek
Şabat Teruma’da duydum, 5 Mart 1949, Tel-Aviv “Efendi yüksektir ve alçak olan görecek”. Adam alıcı ve Efendi veren olduğunda, Efendi ile nasıl bir eşitlik olabilir ki? Ayet buna şöyle der: “Efendi yüksektir ve alçak olan görecek.”. Eğer kişi kendini iptal ederse, o zaman hiçbir otorite kişiyi Yaradan’dan ayıramaz
224- Yesod-de-Nukva Ve Yesod-de-Dehura
Duydum Malhut’un, Eynaim’in (gözlerin) yerine yükselişi meselesine Yesod-de-Nukva denir. Çünkü azalma eksiklik olarak kabul edildiği için Nukva yoksunluk anlamına gelir. Çünkü o Eynaim’in yani Hohma’nın içindedir ve yine de dört Behinot’un Behina Alef’i olarak adlandırılır. Ancak, alçak Hey, Keter’deyken ve Keter bir ihsan etme arzusuyken, orada ihsan etme
217- Ben Kendim İçin Değilsem, Kim Benim İçin?
Duydum “Eğer ben kendim için değilsem, kim benim için ve ben ne zaman kendim içinim, ben neyim?” Bu bir paradokstur. Mesele şudur ki kişi tüm çalışmasını “ben kendim için değilsem kim benim için” yoluyla yapmalıdır ki orada onu koruyabilecek kimse yoktur, ancak “kendi ağzında ve kendi kalbinde, sen
215 – İnanca Dair
Duydum İnanç, özellikle, saf bir çalışmadır zira alma arzusu bu çalışmaya katılmaz. Dahası, alma arzusu buna direnir. Bu arzunun doğası yalnızca gördüğü ve bildiği bir yerde çalışmaktır. Ancak mantık ötesi böyle değildir. Dolayısıyla, bu şekilde Dvekut [bütünleşme] tamamlanabilir, zira burada bir denklik unsuru yani aslında ihsan etmek
212- Sağın Benimsenmesi, Solun Benimsenmesi
Kislev 8’de duydum, 28 Kasım 1941 Sağın benimsenmesi ve solun benimsenmesi vardır ve her ikisi de sonsuz olmalıdır. Bu demektir ki, kişi “sağ” koşulundayken, dünyada “sol” diye bir niteliğin olmadığını düşünmelidir. Ve ayrıca, kişi solda olduğunda, dünyada “sağ” diye bir niteliğin olmadığını düşünmelidir. “Sağ”, İlahi Takdir anlamına
206- İnanç Ve Haz
1938 Yılında Duydum Kişi hazla ilgili olarak, “bu hazzın amacı ne” diye asla sormaz. Eğer bunun hakkında kişinin zihninde en ufak bir düşünce bile beliriyorsa, bu, bunun gerçek haz olmadığının işaretidir. Çünkü haz, tüm boş yerleri doldurur ve tabidir ki böylece zihinde hazzın amacını sormak için boş bir
198 – Özgürlük
1938’de duydum. Harut [kazınmış], onu Harut olarak değil, Herut [özgürlük] olarak telaffuz edin. Bu, “Onları kalbinizin tabletine yazın” diye yazıldığı anlamına gelir. Yazmak, siyahlık olarak kabul edilen mürekkeple olur. Kişi her yazdığında, yani nasıl davranacağına dair kararlar verdiğinde ve sonra kötü yollarına geri döndüğünde, bunun nedeni yazının
151- Ve İsrail Mısırlıları Gördü
Beşalah’ta Duydum Ayetten: “Ve İsrail, Mısırlıların deniz kıyısında öldüğünü gördü” “ve insanlar Efendi’den korktular; Efendi’ye ve hizmetkârı Musa’ya inandılar.” Burada “inandılar” ne anlamdadır, bunu anlamalıyız. Açıktır ki, Mısırdan çıkış ve denizin yarılması mucizesi, İsrail’i eskisinden daha büyük bir inanca getirdi. Sonuçta bilgelerimiz ayet hakkında, denizdeki kız, Ezekiel’den daha
149- Hohma’yı Neden Genişletmeliyiz?
22 Adar, 9 Mart 1953 tarihinde Tel-Aviv’de duydum “Eğer tüm çalışmamız mantık ötesi inanç yoluyla ise, neden Hohma’nın [bilgelik] anlayışını, yani bilmeyi genişletmemiz gerekiyor?” diye sordu. Şöyle yanıtladı: “Eğer neslin erdemlileri bilme formunda olmasaydı, İsrail’in tamamı mantık ötesi inanç formunda çalışamazdı. Aksine, tam da neslin erdemlileri Hohma’nın
147- Alma ve İhsan Etme Çalışması
Adar 21, 8 Mart 1953 tarihinde duydum Alma ve ihsan etmede çalışma konusu kalbe bağlıdır. Bu VAK olarak kabul edilir. Ancak inanç ve bilgideki çalışma GAR olarak kabul edilir. Her ne kadar bunlar tek bir anlayış olsa da, yani inanç kişi tarafından alma ve ihsan etme çalışmasının