Kitaplarda kötü eğilimin yenilgiye uğratıldığında kendisinin de tatmin olduğu yazılıdır. Zohar’da bir kralın oğlu vs. hakkında bir alegori vardır.
Kötü eğilimin “alma arzusu” olarak adlandırıldığı ve bu alma arzusu üzerinde bir Tzimtzum [kısıtlama] olduğu, yani kendisine verilmediği için hiçbir şey almadığı şeklinde yorumlamalıyız. Ancak kişi kötü eğilimi yendiğinde, yani ihsan etmek için çalıştığında, tüm hazzı ve zevki alır. Bundan, kötü eğilimin kendisinin, kişi ona boyun eğmediği için mutlu olduğu sonucu çıkar.
“Kim onur peşinde koşarsa, onur ondan kaçar” sözünün anlamı budur. Başka bir deyişle, eğer kişi hazzı almaktan kaçarsa, haz onu kovalar ve o da hazzı tam olarak alır. Ancak hazzı kovalarsa, haz alma niteliğindeki Tzimtzum nedeniyle haz ondan kaçar. Bu yüzden erdemliler hakkında “Onların ödülü iki kattır”, kötüler hakkında ise “Onların bedbahtlığı iki kattır” denmiştir.
Bu yüzden kötüler hakkında “Onların günleri kısadır ve öfkelidirler” denmiştir, çünkü onlar bir gün elde etseler bile, bu onları hemen terk eder. Dolayısıyla, bu konuda öfkelidirler. Buna karşılık, erdemliler uzun günlerle ödüllendirilirler, ki bu da ödüllendirildikleri aydınlanmanın onları terk etmediği anlamına gelir.