Toplantının Gündemi 2
Bu yüzden, kişinin önce Yaradan’ı övmesi gerekir, yani inanmalıdır ki Yaradan kişinin istediği her şeye sahiptir, merhametlidir ve herkese dilediği şeyi en iyi olacak şekilde bağışlar.
Öyle anlaşılıyor ki, dostlar bir yerde toplandığı zaman, toplantı kesinlikle bir amaç içindir, çünkü kişi kendi ihtiyaçları için kullanacağı zamanının bir kısmını ayırdığında ve kendi uğraşlarından vazgeçerek toplantıya katıldığında, bir şey elde etmek ister. Dolayısıyla, her dostun eve gittiğinde şunu yapmaya çalışması önemlidir; toplantıya ne ile geldiğini ve şimdi eve gittiğine göre, ne elde ettiğini görmelidir.
Kim Duaya Neden Olur
Ve bu eksiklik ona acı verir, yani Yaradan’dan uzak olduğu için, yani kendini sevme koşuluna battığı için bu hissin ona gelmiş olduğunu söyler. Bu, onun Yaradan’dan ayrılmasına neden olur, yani Yaradan’ın yüceliğini hissetmez çünkü Yaradan ondan gizlenmiştir.
Mantık Ötesine Dair
Oysa tersine bedenin doğası daima dostunun erdemliğini değil, hatalarını görür. Bu nedenle atalarımız şöyle der: “Her insanı olumlu olarak yargıla.” Diğer bir deyişle, mantık dahilinde dostunun yanlış olduğunu görsen bile, yine de onu olumlu olarak yargılamaya çalış. Bu mantık ötesidir. Yani kişi mantığıyla dostunun haklı olduğunu kabul etmese bile, mantık ötesi onu haklı görmelidir.
Kişinin Yüceliği Onun İnancının Gelecekteki Ölçüsüne Bağlıdır
Verdiği bu cevabı anlamalıyız, çünkü gelecekten bahseder. Çalışmada bu bize neyi öğretir? Kabalist Yehuda’nın sorduğuyla ilgili olarak verilen cevapta, neden Malhut’un Kralı övmesini anlatmak için dişil çekim “söylemek” kullanıldığını anlamalıyız. Eğer niyeti Malhut’sa neden şöyle diyor, “Musa ve Halkı”? Çünkübu, Malhut için Krala nasıl şükredileceğini bilen Musa ve halkın niyetini anlatmalıdır. Musa’nın ve Halk'ın, Malhut için Krala şükretmelerinin anlamını ve Krala neden kendileri için değil de Malhut için şükrettiklerini anlamalıyız.
Kötü Sözün Özü Nedir ve Ona Karşı Kim Durur?
“Din(yargı) der, ama kötü söz sarf eden kılıç dilli kişi ile ilgili şunu söylemek ister, ‘Bilmelisin ki bu nedenle yargılanır’, kılıç onun için hazırlanan her şeyi yakıp kül eder -içindeki Din formundaki Malhut. Bununla ilgili şöyle yazar: ‘Bu dışlanan kişinin yasası olacak.’ ‘Bu’ denilen Malhut, onu yargılar, çünkü o kötü söz söylemiştir ve ızdırap kötü söze gelir.” Buraya kadar yazılanlar budur.
Dost Sevgisi İhtiyacı
Ancak, bilmeliyiz ki, başkalarını sevmek ya da başkaları yararına çalışmak dünyevi olanların anladığının tersine yaratılış amacı değildir. Dünya birisinin bir başkasına iyilik yapması için yaratılmamıştır. Tersine, dünya herkesin kendisi için haz alması için yaratılmıştır. Başkalarının yararına çalışmak zorundayız demek yaratılışın amacı değil, sadece yaratılışın ıslahıdır. Islah öyle olmalıdır ki orada utanç meselesi olmamalı, yaratılanların tam hazzı ve mutluluğu utanç olmadan kendileri için almalarının tek yolu olan ihsan etme başarılmalıdır.
Kutsallığın İnşa Edildiği Temel Nedir?
Aynı şey maneviyat içinde geçerlidir. Kişi tek-katlı bir bina inşa etmek isterse, temeli çok derin kazmaya gerek yoktur. Biraz kazar ve Maneviyat ve Islahları yerine getirerek binasını inşa eder. Maneviyattaki kazı nedir? O bir eksikliktir, kalp “arzu” olduğundan, eksiklik kalbe kazıldığında, kalbe Malhut, “yeryüzü” ya da “toprak” denir.
Çalışmaya Lo Lişma’da Başlamak Ne Demektir?
Maimonides der ki: “Atalarımız şöyle der: ‘Kişi Lo Lişma’da olsa bile, Lo Lişma’dan Lişma’ya geldiğinden, daima Manevi Çalışma’a bağlanmalıdır.’ Dolayısıyla, küçüklere, kadınlara ve sıradan insanlara, sadece korkunun dışında ve ödül alma amacıyla çalışmaları öğretilir. Bilgilerini arttırdıktan ve ilmi edindikten sonra, O’nu edinene, O’nu bilene ve sevgiyle hizmet edene kadar bu sır onlara söylenebilir.”
Dostlar Meclisinde Ne Aranmalıdır?
Makale 30, 1987-88
Atlarımız şöyle der: “Kendine bir hoca bul, dost satın al ve herkesi olumlu yargıla.”
“Kendine bir dost satın al” sözünün “Herkesi olumlu yargıla” sözüyle bağını anlamalıyız. Matan Tora’da yazılıdır ki, “Dostunu kendin gibi sev” prensibi Yaradan sevgisine ulaşmak içindir ki, bu O’nla Dvekut’tur (birleşme). Şöyle yazar: “Maneviyatın kişinin dostuyla ilişkisiyle ilgili kısmının, kişiyi arzulanan hedefe getirmeye daha çok muktedir olduğunu düşünmek mantıklıdır. Bu böyledir çünkü Yaradan ve insan arasındaki Eylemlerçalışması sabittir, belirlenmiştir ve zahmetli değildir, kişi buna kolayca alışır ve alışkanlıkla yapılan şeyler fayda getirmez. Fakat insan ve insan arasındaki Eylemler değişken ve düzensizdir ve talepleri nereye dönerse dönsün kişinin etrafını sarar. Bu nedenle onların çözümü çok daha nettir ve amaçları yakındır.” Bu onun sözleridir.
Neden Özellikle Pesah Bayramı Gecesi Dört Soru Sorulur?
Dolayısıyla, neden özellikle özgürlük bayramı olan Pesah’da (halkın Mısır’dan kurtuluşunu kutlayan bayramı) sorular sorduğumuzu anlamalıyız. Buna “dört soru” denir, yani hiçbir şeyin eksikliği olmadığı halde dört kere “Neden” diye sormak.
Ari’nin söylediğine göre, Pesah gecesi Şabat gecesinden daha bütündür. Der ki: Şabat gecesinde Malhut’un Mohin de Neşama’ya yükselişi, Pesah gecesinde ise Malhut’un Mohin de Haya’ya yükselişi vardır. Bu nedenle neden özellikle bütünlük zamanında sorular sorduğumuzu anlamalıyız. Kesinlikle bunun pek çok cevabı vardır ve çalışmada bunu yorumlayacağız.
Çalışmada Hanuka Mumunu Sola Yerleştirmenin Anlamı Nedir
Niyetler Kapısı kitabında şöyle der: “Fakat Hanuka ve Purim konusu farklıdır çünkü sabah duasıyla ilgili olsa da her ikisi de Hod’dadır, açıkladığımız gibi, Yakup Netzah’dadır ve Malhut Hod’da. Buna göre sıradan bir gün, her ikisi de Hod’da olan Hanuka ve Punim’den daha kutsaldır.
Çalışmada Tora’ya Neden ‘Orta Çizgi’ Denir? – 1
Edinim ortadadır yani hem sağı hem solu içerir.
Ayrıca şöyle yazılmıştır: “Nissan, İyar, Sivan HGT’ye karşılık geldiğinden -Mihael Hesed’e, Gabriel Gevura’ya ve Uriel Tiferet’e hükmeder- üçüncü aya Uriel hükmeder. “Bütün insan,” sözünün anlamı budur, o Yakup’tur, Tiferet’tir. Aynı zamanda “bütün” “bütünlük” kelimesinden gelir.
Çalışmada “Sayılı Şeyde Kutsama Yoktur” Ne Demektir?
Raşi neden Yaradan’ın İnsanı (Yaradan yönelenleri) saydığının sebebini söyler. Der ki: “Onlara olan şefkati dışında, O onları her saat sayar.” Raşi şöyle açıklar, eğer biz sayılan bir şeyde tehlike, ölüm olabilir diyorsak, neden Yaradan İnsan'ı saydı ve onu tehlikenin içine attı? Bu nedenle der Raşi, “Onlara olan şefkati dışında, içindeki tehlikeye rağmen O, onları her saat sayar. İnsan için Duyduğu sevgi ve onların sayısını bilme Arzusu sebebiyle İnsan'ı sayar.”
Çalışmada, Mahsul Olgunken Kral Tarlasında Ayakta Durur, Ne Demektir?
Çalışmada bunun bize ne öğrettiğini anlamalıyız. “Tarla” nedir, “Mahsul olgunken” ne demektir ve tarlasının üzerinde duran Kral alegorisi nedir? Bilinir ki, çalışmamız özellikle “inanç” denilen cennetin krallığı üzerinedir. Atalarımız bununla ilgili olarak şöyle der: “Habakkuk geldi ve onları birin üzerinde buldu: ‘Bir erdemli inancıyla yaşar.’” İnanç demek, Yaradan’ın dünyayı iyilikseverlikle yönettiğine inanma gerekliliği demektir.
Çalışmada “Zayıf Olanın Eline Güçlüyü Verdin” Ne Demektir?
Kendini-sevme hükmünden çıkma çalışmasını gerçekleştirebilmek için, Kabalist Akiva’nın “Maneviyatın en önemli kuralı” dediği, “Dostunu kendin gibi sev” emri verilmiştir. Maneviyatın Verdikleri kitabında açıkladığı gibi, bu kural vasıtasıyla kendimiz için alma hükmünden çıkarak, Yaradan için çalışabiliriz.
“Dostunu kendin gibi sev” kuralıyla ilgili olarak iki açıklama yapmalıyız:
Mektup 5
Bu konudaki görüşüm şudur ki, dost sevgisiyle ilgili olarak daha çok çalışmalısın. Dvekut (birleşme) olmadan, kalıcı bir sevgi imkânsızdır, yani ikiniz sıkı bağlarla bağlanmalısınız. Ve bu ancak eğer sen içsel ruhuna yerleşmiş “kendini-sevme” denilen kıyafetlenmeyi “çıkarmaya” çalışırsan gerçekleşir, sadece bu kıyafetlenme iki noktayı ayırır. Fakat eğer düz yolda gidersek, birbirini reddeden iki çizgi olarak gördüğümüz bu iki nokta, her iki çizgiyi de içeren orta çizgi olur.
Mektup 8
Yolculuğun düzeni budur. Dolayısıyla, aşamalardan korkmayın, fakat sadece yukarıda söylediğimiz gibi, “yolculuk edin,” ilerleyin. Her seferinde yeni bir ilerleyiş olmalıdır, tıpkı şöyle yazdığı gibi: “Onlar büyük inançlarıyla her sabah yenilenir.”
Bu arada, Tiberian halkıyla ilgili ne düşündüğümü, bizi nasıl gördüklerini -içten ya da kaba-tarzım olmasa da size anlatmak istiyorum. Dahası, bu mektupta Tiberian halkında ne gördüğümü ve onları nasıl resmettiğimi size yazacağım. Tiberian’ların özünü tam olarak tarif edemesem de, yine de, düşüncelerimi yazacağım.
Mektup 16
Mektubunuzu aldım, umalım Yaradan yolumuzu aydınlatsın ve biz anma günü için hafızamızı zorlayalım. Sonrasında dünyasal havayı temizlenmesi için gerekli olan hafızanın ışığı ile ödüllendirileceğiz ve gerçek, ebedi yaşam olan kutsallığın havasını soluyacağız.
Bilinir ki tüm dünyada geçerli olan bir gelenek vardır, yetenekli profesyonellerin az yetenekli olanların arasında olması ve onları izlemesi iyi değildir. Örneğin, bir ayakkabı ustası beceriksiz ayakkabı tamircilerinin arasında olursa, bu insanlar ona şık ve kaliteli bir ayakkabı yapmanın çok da değerli ve önemli olmadığı fikrini aşılarlar.
Mektup 24
Bu böyledir çünkü üst ışık tam bir huzur içindedir ve daima “Düğünümüzün sevgisi mutlu edene kadar” sevgiyi uyandırmak gerekir. Diğer bir deyişle bu yolla ilgili yukarıdan size daima O’nun adının sevgisini uyandırmanız gerektiği gösterilir.
Bu demektir ki, dost sevgisini olduğu gibi görme hakkınız var yani bu size yukarıdan gösterilir. Siz uyandıransınız (gerçek tam böyle olmasa da, eğer dostlara sorarsanız, başka türlü değil de onları isteyenin sadece siz olduğunuzla ilgili kanıtınızla aynı fikirde olacaklarından şüpheliyim.)
Mektup 34
Bu böyledir, çünkü tek bir toplum olmadığından, kalpten çalışmak zordur. Tersine kalbin bir parçası Yaradan için değil, kendi faydası için çalışmada kalır. Midraş Tanhuma’da bununla ilgili şöyle yazar: “’Sen bugün dur,’ tıpkı bazen gün ışıdığında ve bazen karardığında olduğu gibi, böylece o seninledir. Senin için karanlık olduğunda, dünyanın ışığı senin için parlayacak, tıpkı şöyle söylendiği gibi ‘Ve Yaradan senin üzerinde sonsuz bir ışık olacak.’ Ne zaman? Tek bir toplum olduğun zaman, tıpkı şöyle yazdığı gibi: ‘Bu günde her biriniz yaşıyorsunuz.’
Mektup 37
Daha ziyade dostların sadakati herkesin maneviyatla ilgili değil, sadece dostunun maddeselliğiyle ilgilendiği sıradan insanlar içindir. Dostlar arasındaki yakınlık Maneviyatın sözleri vasıtasıyla değil yemek ve içki sırasında gerçekleşir.
Dolayısıyla, ne tür yenilikler yapmaya çalıştığınızdan emin değilim. Belki şimdiye kadar dost sevgisiyle ilgili olarak çalışma meselesinde tartışma ya da bağ olmaması gerektiğine inandınız ama şimdi biliyorsunuz ki, olması gereken tek yol alçakgönüllülükle yürümek.
Mektup 40
Güçlü ve tuttuğunu koparan insanlar gibi kutsal amacımıza yaklaşmaya başladık. Bilinir ki, amaca, Yaradan sevgisine giden asfaltlı yol dost sevgisidir. Sevgi “Kendine bir dost satın al” vasıtasıyla gerçekleşir. Diğer bir deyişle, eylemler vasıtasıyla kişi dostunun kalbini satın alır. Dostunun kalbinin bir taş gibi olduğunu görse bile, bu bir bahane değildir. Eğer çalışmanın onunla dost olmak için uygun olduğunu hissederse, o zaman onu iyi eylemlerle satın almalıdır.
İyi ve Kötünün Bilgeliğinin Ağacı
“İfşa” ve “gizlilik” sözlerinin anlamını anlamalıyız. Bilinir ki, insan kötü niteliklere sahip olduğu kadar erdemliğe ve iyi niteliklere de sahiptir. Bu böyledir çünkü “Yeryüzünde tek bir erdemli insan yoktur ki, günah değil iyilik yapsın.”
Diğer bir deyişle, kişide her zaman bir eksiklik, düzeltecek bir şey vardır; aksi takdirde bu dünyada yapacak hiçbir şeyi olmaz.
Başkasını Kınamak
“‘Nasıl kınanacağını bilmeyen.’ Şöyle demez, ‘Kınamak’ fakat ‘Kınanmak’” (Zohar, VaYeşev) İnsan başkalarını kınamak ister. Herkes diğer herkesin ihsan etme kaplarında çalışmasını ister, çünkü eğer tüm dostları ihsan etmede olsaydı, ihtiyacı olan her şeyi ona vermiş olurlardı. Ancak, kendini kınayıp aslında veren olması gerektiğini bilirse, o zaman alma arzusu kaybolur. Oysa başkalarının kabı ihsan etmede olduğunda, amacı kazanç elde etmek olur. Bu nedenle herkes herkesin arı olmasını ister.
Bir Bütün Olarak İnsan
2) Sıradan, önemli bir burjuva olmak -bir eve, mobilyalara, saygıdeğer giysilere sahip olmak gibi.
3) Birçok evi, hizmetkârı, güzel mobilyaları ve değerli kişisel eşyalara sahip olanlar gibi olma arzusu. İstediğini elde edemese bile, gözleri ve kalbi buna özlem duyar ve tek umudu lüks bir yaşam sürmektir ve sadece bu seviyeyi başarmak için çalışır ve çabalar.
4) Bu önceki üç anlayışta da vardır: Eğer günlük ihtiyaçlarını karşılarsa, yarınla ilgili endişesi olmaz. Daha ziyade her gün onun için tüm bir yaşam döngüsü olarak görülür.