e-posta ile Paylaş

GÖNDER

Kabala İlmi, dünyadaki tüm ilimleri kapsar.
Baal HaSulam “Özgürlük”
“Bu ilim, gizliliğin sonunda çocuklara bile ifşa olacaktır.”
Baal HaSulam “Kabala Öğretisi ve Özü”
Son neslin günleri yaklaştığında, çocuklar bile, kurtuluşu ve sonu bilip, bu ilmin sırlarını bulacaklardır.
Sulam’ın Önsözü ile Zohar Kitabı
“Ben’i arayanlar, Ben’i bulacaklar” ve yazdığı gibi , “Aradım ve bulamadım, buna inanmayın.”
Baal HaSulam “On Sefirot Çalışmasına Giriş”
MENÜ

KABALA KÜTÜPHANESİ

Ana Sayfa > Kabala Kütüphanesi > Kongre Materyalleri > DÜNYA KABALA KONGRESİ – TEMMUZ 2023 HER ŞEY DUANIN GÜCÜYLE EDİNİLİR

DÜNYA KABALA KONGRESİ – TEMMUZ 2023 HER ŞEY DUANIN GÜCÜYLE EDİNİLİR

  1.   DERS: Onlar Çağırmadan Önce, Ben Cevap Vereceğim

 

  1. RABAŞ, Makale 18 (1986), “Kim Duaya Neden Olur”

 “Şöyle yazılmıştır ‘Ve öyle olacak ki onlar çağırmadan önce, Ben cevap vereceğim ve onlar henüz konuşurken, Ben duyacağım.’” Bunu şöyle yorumlar: Kişi hatasını hissettiği ve Yaradan’dan ona yardım etmesi için dua ettiği zaman, bunun sebebi kişinin hatasını hissettiği için dua etmesi için bir nedeni olması değildir. Daha doğrusu, bunun sebebi, kişinin Yaradan tarafından tercih edilmesi ve Yaradan’ın onu yakına getirmeyi istemesidir.

O anda, Yaradan kişiye kendi hatasının hissiyatını gönderir ve O’na katılması için onu çağırır. Diğer bir deyişle, ona Yaradan’a dönme ve Yaradan’la konuşma arzusunu vererek onu yakınına getiren Yaradan’dır. Bundan şu sonuç çıkar, kişi dua etmeden önce bile, dua çoktan yerine getirilmiştir.  

  1. RABAŞ, Makale 18 (1986), “Kim Duaya Neden Olur”

“Onlar çağırmadan önce, Ben cevap vereceğim.” Yukarıda bahsedilenden çıkan sonuç şudur, eğer kişi alçak durumunu hissetmek için uyanmışsa, bu, kişiden kaynaklanmaz. Aksine, ona bu hissi, daha yakına getirmesini istesin diye Yaradan gönderir. Dolayısıyla, kişi Yaradan’dan uzak olduğuna dair bir düşünceye sahip olduğunda ve onu yakınlaştırması için Yaradan’a dua etmek istediğinde, Yaradan onu yakınlaştırmak üzere çağırdığı için önce Yaradan’a minnet duyana kadar dua etmemelidir.

  1. Baal HaSulam, Mektup 52

Bu nedenle şöyle der, “O yakınken O’nu çağır.” Bu demektir ki, Yaradan seni O’na yakınlaştırması için çağırdığında, bil ki O zaten sana yakındır çünkü başka türlü O’nu çağırıyor olmazsın. Bu ayrıca şu ayetin anlamıdır, “Onlar çağırmadan, Ben cevap vereceğim,” yani eğer O’nu çağırırsan o zaman bu demektir ki O, senin O’nu çağırman için zaten sana uyandırılış vermiştir.

  1. Baal HaSulam, Mektup 52

Bununla ilgili şöyle yazılıdır: “Bulabiliyorken, Yaradan’ı ara.” Bu demektir ki Yaradan, istemen için Kendini sana sunduğunda, o zaman sen de O’nu mutlaka ara çünkü önce hareket etmek insanın yoludur. Diğer bir deyişle, Yaradan önce senin O’nu araman için sana kalp verir. Bunu bildiğinde, kral seni çağırdığından kesinlikle talebin ölçüsünde güçlenirsin.

  1. Baal HaSulam, Mektup 52

“Onlar konuşurken, Ben dinlerim,” yani Yaradan’ın dinlemesinin ölçüsü, tamamen dua sırasında açığa çıkan özlemin ölçüsüne bağlıdır. Kişi aşırı bir özlem duyduğunda bilmelidir ki, o sırada Yaradan onu dikkatle dinlemektedir.

Açıkça bunu bildiğinde, ona dikkat kesilen dünyanın Kralı’ndan daha yüce bir ayrıcalık olmadığından, kalbini daha güçlü açar.

  1. RABAŞ, Makale 6 (1986), “Güven”

Yaradan’a duymamız gereken güven, Yaradan’ın dualarımızı kesinlikle işittiği ve onlara cevap vereceğidir, ancak bizim anlayışımıza göre değil, Yaradan’ın bize ne verilmesi gerektiğine dair anlayışına göre. Bu nedenle, güven öncelikle Yaradan’a güvenmekle ilgilidir, çünkü “O’nun merhameti tüm işlerinin üzerindedir” diye yazıldığı gibi, O herkese yardım eder. Ancak, güven Yaradan’ın bize bizim anlayışımıza göre değil, Yaradan’ın anlayışına göre yardım edeceği şeklinde olmalıdır.

  1. RABAŞ, Makale 4 (1988), “Çalışmada Yardım ve Bağışlanma için Dua Nedir?”

İnsanın günahı Yaradan’dan yardım istememiş olmasıdır. Eğer yardım isteseydi, Yaradan’dan kesinlikle yardım alırdı. Ama eğer kişi yardım istediğini ve Yaradan’ın ona yardım etmediğini söylüyorsa, buna cevap olarak kişinin Yaradan’ın duaları işittiğine inanması gerektiği söylenir, “Çünkü Sen her ağzın duasını işitirsin” diye yazıldığı gibi. Eğer kişi buna gerçekten inanırsa, duası tamamlanmış olur ve kişi Yaradan’ın kendisine yardım etmesini tüm kalbiyle arzuladığında, Yaradan tam bir duayı işitir.

  1. RABAŞ, Makale 10 (1986), “Duaya Dair”

Yaradan, bir kişi önce talep etmeden ona vermez. Bu demektir ki, istemek yaratılış amacına, yani O’nun yarattıklarına iyilik yapmak amacına dahil olmadığından, sonradan, yaratılandan ortaya çıkan bir şey olduğundan, bu nedenle yaratılanın Yaradan’dan kendisine vermesini istemesi gerekir. Ancak Yaradan’ın haz ve zevk vermeyi istemesini talep etmemeliyiz çünkü bu O’nun arzusudur, yukarıda da belirtildiği gibi, O’nun arzusu alttakilere haz ve zevk vermektir.

  1. Baal HaSulam, Şamati, Makale 5, “Lişma Yukarıdan Bir Uyanıştır ve Neden Aşağıdan Bir Uyanışa İhtiyacımız Vardır?”

Dua bir eksiklik olarak kabul edilir ve bir eksiklik olmadan doyum olmaz. Dolayısıyla, kişi Lişma’ya ihtiyaç duyduğunda, doyum yukarıdan gelir ve duaya yanıt yukarıdan gelir, yani kişi eksikliğini giderir. Buradan şu sonuç çıkar ki, Yaradan’dan Lişma’yı almak için insanın çalışmasına duyulan ihtiyaç sadece bir eksiklik ve bir Kli [kap] şeklindedir. Yine de, kişi doyumu asla kendi başına edinemez; bu daha ziyade Yaradan’ın bir hediyesidir.

  1. Herkes için Zohar, Zohar Kitabına Giriş, “Gelinin Gecesinde”, Madde 125

Yaradan, görünüşte oturup herkesin bir araya gelmesini beklediğinden, onlar hakkında, MAN’ı yüksek bir birleşme için yükselten herkes hakkında sorar. Böylece, herkesi sorar ve bekler. Ve onlar toplandığında, Rav Pe’alim uMekabtze’el’in birleşmesi tamamlanır ve O onları kutsar ve taçlandırır, yani hepsi aynı anda kutsanır ve taçlandırılır.

 

  1.   DERS: Duadan Başka Verecek Bir Şey Yok
  2. Baal HaSulam, Mektup 57

Küçük ya da büyük her şey sadece duanın gücüyle elde edilir. Yapmak zorunda olduğumuz tüm çalışma ve sarf etmemiz gereken çaba, sadece güçsüzlüğümüzü ve alçakgönüllülüğümüzü keşfetmek içindir – kendi gücümüzle hiçbir şey yapabilecek durumda olmadığımızı – o zaman O’nun huzurunda tüm kalbimizle dua edebiliriz.

  1. RABAŞ, Not 162, “Başkalarını Sevmek”

“Başkalarını sevmek” adlı küçük bir noktaya bakıyorum ve onu düşünüyorum: İnsanlara fayda sağlamak için ne yapabilirim? Toplumun geneline baktığımda, bireylerin çektiği acıları, hastalıkları ve ızdırapları ve kolektif olanın, yani uluslar arasındaki savaşların bireylere verdiği acıları görüyorum. Ve duadan başka verecek hiçbir şey yok.

  1. Meshivat Nefesh, Madde 40

İnsan sadece kendini her seferinde yeniden güçlendirmeye adamalı ve hiçbir koşulda bu savaştan geri çekilmemeli ya da umutsuzluğa kapılmamalıdır.

Kuşkusuz, bu savaşta kimin galip geldiğini açıkça görmek mümkün değildir, çünkü savaş hala uzun sürmekte, sürgün yoğunlaşmakta ve herkes kendi deneyimini yaşamaktadır. Yine de, silahlarımızı elimizde tuttuğumuz sürece -ki ana silahımız duadır- ve kendimizi bu savaştan umutsuzluğa düşürmediğimiz ve silahlarımıza sarılmaya devam ettiğimiz sürece, kesinlikle kazanırız, çünkü kişi kendini dua ve Yaradan’a haykırışla güçlendirdiği sürece, bu savaşı kazanıyor demektir.

  1. Baal HaSulam, Şamati, Makale 5, “Lişma Yukarıdan Bir Uyanıştır ve Neden Aşağıdan Bir Uyanışa İhtiyacımız Vardır?”

Kişi Lişma’ya erişmek için çabalarken, tamamen ihsan etmek için yani sadece ihsan etmek ve hiçbir şey almamak için çalışmayı istemeyi üstlenmelidir. Kişi ancak o zaman organların bu görüşü kabul etmediğini görmeye başlar.

Bundan sonra kişi, bedenini kendisini tamamen iptal etmeye ikna edemeyeceğini gördüğü için, bedenin kendisini koşulsuz olarak Yaradan’a teslim etmeyi kabul etmesi adına, Yaradan’ın kendisine yardım etmesi için kalbini açmaktan başka çaresi olmadığının net bir şekilde farkına varabilir. Kişi tam da bedeninin kendi başına Yaradan için çalışmayı kabul edeceğine dair hiçbir umut olmadığını gördüğünde, kişinin duası kalbinin derinliklerinden gelebilir ve o zaman duası kabul edilir.

  1. RABAŞ, Makale 38 (1990), “Çalışmada ‘Kutsama Kabı Dolu Olmalı’ Nedir?”

Kişi zaten yukarıdan yardım alacağı yerin yakınında durduğunda ve “yakınında” demek olan Kli [kap], yani ihsan etme arzusu ondan uzakta demektir, o zaman sadece Yaradan’ın onu kurtarabileceğini görür. Baal HaSulam’ın dediği gibi, bu insanın çalışmasındaki en önemli noktadır, çünkü o zaman kişinin Yaradan’la yakın bir teması olur çünkü Yaradan’ın Kendisinden başka hiçbir şeyin ona yardım edemeyeceğini yüzde yüz görür.

  1. Baal HaSulam, Mektup 34

Yukarıdaki yakarışlarımızı aceleye getiriyoruz, yorulmadan, durmadan çalıyoruz ve O bize cevap vermediğinde hiç zayıf düşmüyoruz. Biz O’nun dualarımızı işittiğine inanırız, ancak sadık lütfunu almak için Kelim’e [kaplara] sahip olacağımız bir zamanı bekleriz ve o zaman her duaya aynı anda bir yanıt alırız, çünkü Tanrı korusun ” Efendinin eli kısa olmayacaktır.”

  1. Baal HaSulam, Mektup 57

İnsanın dünyasında kendi gücünden umudunu kestiği andan daha mutlu bir durum yoktur. Bu, kişinin çoktan çabaladığı ve yapabileceğini düşündüğü her şeyi yaptığı, ama hiçbir çare bulamadığı durumdur. İşte o zaman O’nun yardımı için yürekten dua etmeye uygun hale gelir, çünkü kendi çabasının ona yardım etmeyeceğini kesin olarak bilir.

Kişi kendi gücünün bir kısmını hissettiği sürece, duası tam olmayacaktır çünkü kötü eğilim önce gelir ve ona şöyle der: “Önce elinden geleni yapmalısın, ondan sonra Yaradan’a layık olursun.”

Bu konuda ” Efendi yücedir ve alçak olanlar görecektir” denmiştir. Kişi her türlü çalışmayı yaptıktan ve hayal kırıklığına uğradıktan sonra, gerçek bir alçakgönüllülüğe ulaşır ve tüm insanların en alçağı olduğunu bilir, çünkü bedeninin yapısında iyi olan hiçbir şey yoktur. İşte o zaman duası tamamlanır ve O’nun cömert eli tarafından ödüllendirilir.

  1. Baal HaSulam, Mektup 57

O’nun sevgisiyle ödüllendirilmemiş olan kişinin bir gün önce ruhunu arındırmak için yaptığı tüm çalışmalar ertesi gün tamamen yanmış gibidir. Ve her gün ve her an, sanki tüm yaşamı boyunca hiçbir şey yapmamış gibi yeniden başlamalıdır.

O zaman, “İsrailoğulları çalışmaktan iç çektiler”, çünkü kendi çalışmalarıyla bir şey üretmeye asla uygun olmadıklarını açıkça gördüler. Bu yüzden iç çekişleri ve duaları olması gerektiği gibi tamdı ve bu yüzden ” haykırışları yükseldi”, çünkü Yaradan duayı işitir ve O sadece bütün bir kalple edilen duayı bekler.

  1. Baal HaSulam, Mektup 18

Kişi sabah ilk iş olarak, uykusundan uyandığında, ilk anı O’nunla birlikte Dvekut ile kutsamalı, günün yirmi dört saati boyunca onu koruması için Yaradan’a kalbini açmalıdır ki aklına hiçbir boş düşünce gelmesin ve bunu imkânsız ya da doğanın üstünde görmesin.

Gerçekten de, demir bir ayrım yapan doğanın görüntüsüdür ve kişi hissettiği doğanın ayrımlarını iptal etmelidir. Aksine, önce doğanın ayrımlarının O’ndan koparmadığına inanmalıdır. Daha sonra, doğal arzusunun üzerinde olan bir şey için bile kalbinin derinliklerinden dua etmelidir.

Bunu her zaman anlayın, Keduşa [kutsallık] olmayan formlar sizden geçse bile, hatırladığınızda anında duracaklardır. Kalbinizi öyle bir dökün ki, bundan böyle Yaradan sizi Kendisiyle Dvekut’un duraklamalarından korusun. Yavaş yavaş, kalbiniz Yaradan’a alışacak ve O’na hakikatle bağlı kalmayı arzulayacak ve Efendi’nin arzusu sizin tarafınızdan yerine getirilecektir.

  1. RABAŞ, Makale 5 (1991), “Çalışmada ‘Erdemlilerin İyi İşleri Nesillerdir’ Nedir?”

Yaradan’dan bize güç vermesini dileriz, böylece tüm eylemlerimizi Senin için, yani Yaradan rızası için gerçekleştirebiliriz. Aksi takdirde, yani Sen bize yardım etmezsen, tüm eylemlerimiz sadece kendi menfaatimiz için olacaktır. Yani, “Aksi takdirde,” yani “Sen bize yardım etmezsen, tüm eylemlerimiz sadece kendimiz için, kendi menfaatimiz için olacaktır, çünkü alma arzumuzun üstesinden gelme gücümüz yok. Bu nedenle, Senin için çalışabilmemiz için bize yardım et. Bu nedenle, Sen bize yardım etmelisin.” Buna “Senin rızan için yap” denir, yani bunu yap, bize ihsan etme arzusunun gücünü ver. Aksi takdirde, mahvoluruz; kendi menfaatimiz için alma arzusunda kalırız.

 

  1. DERS: Çoğunluğun Duası
  2. RABAŞ, Makale 7 (1986), “Çoğunluğun Duasının Önemi”

Baal HaSulam çoğun duası konusunu, çoğunluk için dua eden kişi olarak açıkladı; buna “çoğunluğun duası” denir. Bu nedenle çoğunluğun duasına, “iyi niyet zamanı” denir. Kişi, kendi için dua ettiği zaman kirlenir ve duasının kabul edilmeye gerçekten layık olup olmadığını sorgular. Fakat halk için dua ettiği zaman, kendisini sorgulaması ve duasının cevaplanmaya layık olup olmadığını görmesi yersizdir.

  1. RABAŞ, Makale 7 (1986), “Çoğunluğun Duasının Önemi”

Çoğunluğun duası, kişi kollektif için dua ettiğinde reddedilmez. Kolektife, “Kutsallık” denir. Ve kolektif birkaç muhakemeyi içerdiği için, Zohar şöyle der: kolektifin duasının kabul edilme nedeni, onun içindeki bütünlüktür. Şöyle yazar: “Ve Yaradan o dua ile Kendini taçlandırır çünkü o birkaç şekilde yükselir, zira biri Hasadim ister, başka biri Gevurot ve bir başkası da Rahamim ister.”

  1. RABAŞ, Makale 15 (1986), “Çoğunluğun Duası”

Çoğunluğun duasının önemini anlayabiliriz, yazıldığı üzere, “Ben Kendi halkım arasında yaşarım.” Zohar şöyle der: “Kişi asla insanlardan ayrılmamalıdır çünkü Yaradan’ın merhameti her zaman, birlikte olan tüm insanlar üzerinedir.” Bu demektir ki eğer kişi Yaradan’dan ihsan etme kaplarını ona vermesini isterse, atalarımızın dediği gibi, “O merhametli olduğu için, sen de merhametli ol,” kişi, tüm kolektif için dua etmelidir. Bu böyledir çünkü o zaman kişinin amacının, Yaradan’ın ona saf ihsan etme kaplarını vermesi olduğu açıktır, yazıldığı üzere, “Yaradan’ın merhameti her zaman, birlikte olan tüm insanlar üzerinedir.” Bilinir ki yukarıdan yarım bir şey verilmez. Bu demektir ki bolluk yukarıdan aşağıya verildiği zaman, tüm kolektif için verilir.

  1. Baal Hasulam, “Sürüyü Toplamanın Zamanı Değil”

Kişi kendisini toplumdan ayırmamalı ve Yaradan’ı memnun etmek için bile olsa kendisi için talepte bulunmamalı yalnız tüm toplum için talep etmeli. […] Toplumdan ayrılan ve özel olarak yalnız kendi ruhu için talepte bulunan, ruhunu inşa edemez.  Tam tersine ruhuna zarar verir (Midraş Rabbah, Bölüm 7, Madde 6) “Gururlu olan herkes” vb.’de olduğu gibi. Yazıklar olsun ona, çünkü ruhunu mahveder. […] Çalışması sırasında bile kişi yalnız dua ederse, arzusu dışında toplumdan ayrı düşer ve ruhuna zarar verir.

  1. RABAŞ, Makale 15 (1986), “Çoğunluğun Duası”

Kolektif içinde, Yaradan ile Dvekut amacına ulaşabilen birkaç kişi varsa ve bu Yaradan’a, kendisinin Yaradan’a yakınlaşmakla ödüllendirilmesinden daha fazla memnuniyet verecekse, kişi kendisini hariç tutar. Bunun yerine, Yaradan’ın onlara yardım etmesini arzular çünkü bu, yukarıya kendi çalışmasından daha fazla memnuniyet verecektir. Bu nedenle, kişi kolektif için, Yaradan tüm kolektife yardım etsin, Yaradan’a ihsan edebildikleri ve O’na memnuniyet verebildikleri için, Yaradan onlara tatmin olma duygusunu versin diye dua eder.

  1. Kosovlu Rav Menahem Mendel, Barış Sevgisi

Dostu için dua eden kişi ilk olarak karşılığını alır.  Bu, dostu için dua eden kişinin, dostuna ihsan etmek için bir ihsan etme hattı haline geldiği anlamına gelir. Ve bolluk onun içerisinden aktığı için, o ilk olarak karşılığını alır. Bundan ”Kutsayan kişi kutsanır” ayetini anlayabiliriz, nitekim “kutsayan” kişi, ihsan ederek geçiş hattı haline gelir ve dolayısıyla kutsanır.

  1. Likutey Halachot [Çeşitli Kurallar], “Sinagog Kuralları”, Birinci Kural

Dua esas olarak halk içindedir ve yalnız değildir. Böylece kişi ayrı ve yalnız olmayacaktır; çünkü bu, Keduşa’nın tersidir. Bunun yerine sadece kutsal topluluğu bir araya getirmeli ve bir olmalıyız.

  1. RABAŞ, Not 217, “Koş Sevgilim”

Kişinin kendisine “yaratılan” denmesi yüce bir kuraldır, yani o tek başınadır. Onun dışındakiler zaten kutsal Şehina olarak kabul edilir. Çağdaşları için dua ettiğinde, sürgünde olan ve tüm kurtuluşlara ihtiyaç duyan kutsal Şehina için dua ettiği düşünüldüğü kabul edilir. Sonsuzluğun anlamı budur ve tam da bu şekilde merhamet ışığı ifşa olabilir.  

  1. Baal HaSulam, On Sefirot Çalışması, Bölüm 8, Or Pnimi

Dua ve pratik Mitzvot [emirler] konusundaki tüm çalışmalarımız, Adam HaRişon’dan Klipot’a [kabuklara] düşen tüm o ruhları, bilgi ağacıyla günah işlemeden önceki ilk köklerine getirilinceye kadar bir kez daha ayırmak ve yükseltmektir.

  1. Likutey Tefilot, Kısım 1, Dua 65

Herkese iyice yardım et ki böylece, maddeselliğimizi tamamen iptal edebilelim, ta ki kendimizi tamamen iptal edebilmekle ödüllenene ve tamamen iyi olan Senin birliğine dahil olana kadar, duamız tam bir bütünlükle tamamlanana kadar, hep birlikte başından sonuna kadar, tam bir bütünlükte olana kadar.

 

  1. DERS: Yaradan’a Şükretmek
  2. Baal HaSulam, Şamati, Makale 4, “Manevi Çalışmada Kişinin Kendisini Yaradan’ın Önünde İlga Ederken Hissettiği Ağırlığın Sebebi Nedir?”

Kişi Kelim’ini ne ile büyütebilir? Cevap, kişinin Yaradan’ı, kendisini O’na yakınlaştırdığı için övdüğü ve şükrettiği ölçüdedir ki böylece O’nu biraz olsun hissedecek ve meselenin önemini yani Yaradan’la bir bağa sahip olmakla ödüllendirildiğini düşünecektir.

Kişinin kafasında canlandırdığı önem ölçüsünde, içindeki aydınlanma büyür.

  1. Baal HaSulam, Şamati, Makale 26, “Kişinin Geleceği Geçmişe Duyduğu Minnete Dayanır ve Bağlıdır”

Yaradan’ın Mitzvot’unu (emirler) niyet olmadan bile, yerine getirmenin önemini takdir edemediğimiz doğrudur. Bu koşulda kişi, kalbinde sevinç ve mutluluk hissetmeye gelir.

Kişinin övgü ve şükran duyguları genişler ve kutsal çalışmanın her bir noktasında coşku duyar ve kimin hizmetkârı olduğunu bilir ve böylece giderek daha da yükselir.

  1. RABAŞ, Mektup 36

Baal HaSulam’dan duyduğuma göre, övgü ve şükranla kişi Yaradan’a yakınlaşır ve aşağıdan O’nun kutsallığını çeker. Kişi kendini bütün hissetmelidir ve sonra kutsanmış olarak kabul edilir ve kutsanmış kutsanmışa tutunur.

  1. RABAŞ, Makale 12 (1987), “Çalışmada Yarım Şekel Nedir – 1”

Kişi, kendisinin Yaradan’a hizmet ettiğini hissettiğinde ve resmettiğinde kutsanmış olduğunu hisseder ve o zaman kutsal olanın kutsala tutunduğunu belirten kural gelir.

Dolayısıyla böyle bir durumda kişi kendisini dünyadaki en mutlu kişi hisseder. Bu, kişinin Yaradan’a, O’na hizmet etmesine dair küçücük bir hizmet verdiği için şükretme ihtiyacı duyduğu zamandır. Dolayısıyla bu durumda kişi Yaradan’la bütünleşmiştir; çünkü içinde neşe vardır. Bilgelerimizin şöyle söylediği gibi: ‘‘Şehina (Kutsallık) yalnızca neşede mevcuttur.’’

  1. Baal HaSulam, Mektup 52

Yaradan çalışmasında iki anlayış vardır: 1) “dua ve yakarış” 2) “övgü ve şükran”. Doğal olarak, her ikisi de en yüksek seviyede olmalıdır. Duayı tamamlamak için, kişi Yaradan’ın kendisine olan yakınlığını gevşekçe asılı duran bir organ gibi zorunlu olarak hissetmelidir, çünkü o zaman şikâyet edebilir ve kalbini O’nun huzurunda dökebilir.

Fakat tam bir şükür ve övgünün aksine, kişi Yaradan’ın ona yakınlığını artık ona ait olmayan bir ek, bütünleyici bir şey olarak hissetmelidir, çünkü “Sen’in bilmen gereken ve düşündüğün insanoğlu kim?” Sonra kişi kesinlikle Yaradan’a hizmet etmeye hazır olanların arasından onu seçtiği için bütünlük içinde O’nun yüce adına övgülerini ve şükranlarını gönderir.

Karmaşık insan için bu iki zıtlığı yerine getirmek büyük iştir, bu nedenle onlar kalbe sonsuza kadar tek seferde yerleşir.

  1. Baal HaSulam, Şamati, Makale 26, “Kişinin Geleceği Geçmişe Duyduğu Minnete Dayanır ve Bağlıdır”

Kişi bu dünyada en basit şekilde bile kutsal çalışma için ona güç verilmemiş birçok insanın var olduğunu görürse; hatta niyet etmeden ve Lo Lişma’da (O’nun hatırı için değil) bile ve hatta Lo Lişma’nın Lo Lişma’sında bile ve Keduşa’nın (kutsallık) kıyafetlenmesine hazırlık için hazırlanmada bile, bazen mümkün olan en basit şekilde bile olsa, kutsal çalışmayı yapma arzusunu ve düşüncesini kazandığı zaman, kişi bunun önemini takdir edebilirse, kutsal çalışmaya değer verdiği ölçüde, kişi bunu övmeli ve bunun için minnettar olmalıdır.

  1. RABAŞ, Makale 28 (1987), “Çalışmada Ekleme Yapmamak ve Çıkarmamak Nedir?”

Kişi mantık ötesi inanmalı ve çoktan Yaradan’a inançla ödüllendirildiğini, organlarında hissettiğini, Yaradan’ın tüm dünyayı iyilik yapan iyi olarak yönettiği gördüğünü ve hissettiğini hayal etmelidir. […]

Burada kişi amacın önemini edinir ve buradan yaşam yani Yaradan’a yakın olmanın sevincini türetir. O zaman kişi Yaradan’ın iyi ve iyilik yapan olduğunu söyleyebilir ve Yaradan’a ‘Bütün ulusların arasından Sen bizi seçtin, bizi sevdin ve bizi istedin’ diyebilecek güce sahip olduğunu hissedebilir, zira Yaradan’a teşekkür etmek için bir sebebi vardır. Kişi maneviyatın önemini hissettiği ölçüde Yaradan’a övgü oluşturur.

  1. Herkes İçin Zohar, Pekudey [Hesaplar], “Kutsalların Kutsalının Sarayı”, Madde 832

Efendisinin övgüsünü nasıl tesis edeceğini bilmeyen kimsenin doğmaması onun için daha iyidir, çünkü yukarıda bütünlük, bağ ve birleşme yapmak adına,  dua yukarıda, düşünceden, kalbin arzusundan, sesten ve ağızdan çıkan sözden tamamlanmalıdır. Yukarıda olduğu gibi ve bütünlük yukarıdan aşağıya nasıl geliyorsa, aşağıdan yukarıya da öyle olmalıdır, bağı düzgün bir şekilde bağlamalıdır.

  1. Baal HaSulam,  Mektup 55

“Erdemli”. Bu söz, Yaradan’ın dünyasında olan, iyi ve hoş hissiyat edinen ve sürekli haz içinde olan birinden bahseder. Bu sebeple onu daima böyle iyi ve haz dolu dünyaya yerleştirdiği için Yaradan’a şükreder. Hissiyatın kendisi Yaradan’a olan şükranı olduğundan, bu sözleri açıkça söylemek zorunda değildir tıpkı yukarıda anlatılan hikâye de olduğu gibi. Bu sebeple ona “erdemli” (aynı zamanda “adaletli”) denir çünkü o, yaradılışı haklı çıkarır ve onu gerçekte olduğu gibi hisseder.

  1. RABAŞ, Makale 2 (1986), “Kulak Ver Ey Tanrım”

Orada yazan tek bir kelimeyi bile anlamamasına rağmen, bu, yine de büyük bir ayrıcalıktır, şimdi Tora’nın içselliğini öğrenmeye bağlanmıştır.

Başka bir deyişle, onların yalnızca Tanrısallık hakkında konuştuklarına ve kendisinin, düşüncelerine dalmak için bir yeri olduğuna inanır, zira ‘öğrendiğim her şey, O’nun kutsal isimlerindendir, bu nedenle çok şanslı olmalıyım. Bu yüzden tek ihtiyacım olan teşekkür etmek ve Yaradan’ı övmektir.’

Telif Hakkı © 1996 - 2015 Bnei Baruh. Tüm hakları saklıdır.
Bu sitede sunulan tüm materyal, Bnei Baruh Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü tarafından dünyanın ıslahı ve hayatın iyileştirilmesi amacı ile sunulmaktadır.
Bu nedenle, içeriği değiştirilmediği ve kaynağına gönderme yapıldığı takdirde, tüm materyalin kullanımına ve dağıtımına izin verilmiştir.
18 - 0,806