Sabah Dersi 2021- Pesah İbrahim’in Sorusu: Onu Miras Alacağımı Nereden Bileceğim? 1) Baal Hasulam, Toprak Mirası Eğer ruhların almaya hazır kapları yoksa O’nun bu dünyada yarattığı iyiliği alamazlar. İnsan yalnızca çaba göstererek, sayısız zorluğa rağmen kötü eğilimle mücadele ederek ve Mitzvot’ları yerine getirerek bunu elde edebilir. Bu ıstırap ve
1) Rabaş, Not 179 Ibur – 1 Adam HaRishon’un günahından sonra, yaratılanlar kırık ve ölü Kelim olarak kabul edilir. Yani onların Kelim’i, Yaşamın Yaşamından ayrı olarak sadece kendileri için almadadır. İçlerinde sadece, Kelim’i sürdürebilmeleri için, Ohr Hozer’in Reşimot’undan kalan ve inen bir kıvılcım vardır ki bunun aracılığıyla ölülerin
“Onun fiyatı incilerin çok üstünde.” vs. ve “Kim altından daha güzel, saf altından daha iyi?” Bununla ilgili olarak; hazırlık yolu anlamına gelen “bu dünya”, yalnızca kederli bir hayatın olduğu bir geçiştir denildi. Ama sonraki dünya oturma odası gibidir, çünkü oturma odasında her türlü haz vardır. Ayrıca, “Tora’nın kendisi”
“Rabbi Yohanan,” İsrail neden bir zeytin ağacıyla kıyaslanır? “dedi. Bu, size, zeytinyağını yalnızca öğütme yoluyla akıttığı için İsrail’in de yalnızca acı çekerek yeniden biçimlendirilebileceğini söylemek içindir.” (Minchot 53b). Bir insanı biçimlendiren acıya gelince, önce ıslah edilmenin anlamını bilmek gerekir. Bilinmektedir ki; “Bir adamın kalbinin eğilimi gençliğinden kötüdür.” Bu,
İlk gün yarattığı ışık, Adam HaRishon onun içinde dünyayı uçtan uca kadar gözlemliyordu. Neden “dünyanın başından sonuna kadar” demiyor da, “uçtan uca” diyor, anlamalıyız. Işık pırıl pırıl parladığında tüm dünyanın eşitlikte olduğu ve başlangıcı veya sonu olmadığı, bunun yerine sonun başlangıç olarak parladığı söylenebilir. Bu, onun şehri uçtan
“Grubun üyelerinden biri öldüğünde, grubun tüm üyeleri endişelenmelidir.” (Şabat 106). Bir kişi günlük bir program yaptığında ve günü birkaç bölüme ayırdığında, kendisini bu düzenlemelere bağlar. O zaman, her bir parça kendi içinde “grubun üyelerinden biri” olarak kabul edilir, çünkü tüm parçalar tek bir sıraya bağlanır. Düzenlemelerden biri zorlama
“Bir insanoğlunun etinin derisinde bir şişme, kabuklanma veya parlak bir nokta varsa ve bu bir cüzzam enfeksiyonu haline gelirse, Rahip Harun’a götürülecektir.” Tercümanlar neden “adam” değil de “insanoğlu” yazdığını sordular, belki de “Sana ‘adam’ denir.” (Yevamot 61)denildiği gibidir. Bu, puta tapanların ıstıraplarla kirletmediğinin bir kanıtıdır. Şöyle dediler: ”Bir
“Keşke Beni terk edip ve Toramı [kanun] tutsalar.” (Kudüs Talmud, Hagigah, 6b). Bir kişi, Yaradan’dan simge ve işaretler görürse Tora ve Mitzvot [emirler] ile meşgul olabileceğini düşünmelidir. Daha ziyade, “Kanunumu tutsalar”, yani kişi yalnızca Tora aracılığıyla Yaradan uğruna Tora ve Mitzvot ile meşgul olma gücünü kazanır. Bunun kanıtı,
Yeni doğmuş bir bebek, özellikle bir erkek ve bir kadın aracılığıyla doğar. Tek başına bir erkekten ya da bir kadından yavru olamaz. Etikte, erkek “ihsan etme kuvveti” olarak kabul edilir ve kadın “alma kuvveti”dir. Yavrular, içinde yaşamın nefesinin olduğu iyi eylemlerdir. Dolayısıyla, kişi yalnızca ihsan etme kuvvetine sahip
“Kudretlinin en kudretlisi kimdir? Düşmanını dostu yapan kişi.” (Avot de Rabbi Natan, Bölüm 23). Etikte, “kudretli”nin “eğilimini yenen kişi” olduğunu yorumlamalıyız (Avot, Bölüm 4). Yani kişi iyi eğilimle çalışır ve kötü eğilimi bastırır. Kudretlinin en kudretlisi, aynı zamanda kötü eğilimle de çalışan kişidir, bilgelerimizin “Tüm kalbinizle – her
“Yaradan için amacını başka bir şeyle ilişkilendiren her kimse dünyadan koparılır, ‘Sadece Efendiye’ denildiği gibi(Sukkah 45)”’ Birinin başka bir şeyi ilişkilendirmesinin ne anlama geldiğini anlamalıyız. Neden dünyadan koparıldı? O puta tapıyor yani diğer şeylere de hizmet ettiği gibi Yaradan’a hizmet ediyor bu yüzden cezası bir puta tapanla aynı
Lütfedilmiş herhangi bir kişinin cennet korkusuna sahip olduğu bilinmektedir “Ve Efendinin dünyadan dünyaya merhameti, O’ndan korkanların üzerindedir.” (Sukkah 49) yazıldığı gibi. Sormalıyız, çünkü görüyoruz ki insanların nefret ettiği pek erdemli kişi vardır. Ve tam tersi, sevilen birçok günahkâr insan vardır. Bunu etik yoluyla yorumlayabiliriz. Bilgelerimiz bir kişiye nasıl
1) Baal HaSulam, 57. Mektup Küçük veya büyük her şey sadece duayla edinilir. Yapmaya mecbur olduğumuz tüm çaba ve çalışma sadece gücümüzün eksikliğini ve bayağılığımızı—özümüzde hiçbir şey için uygun olmadığımızı— keşfetmektir, ancak bundan sonra O’nun huzurunda kalpten gelen duamızı haykırırız. Bununla ilgili çelişkiye düşeriz, “Eğer hiçbir şey için
1) Baal HaSulam, Arvut, Madde 17 Arvut’tan, (karşılıklı sorumluluk) tüm halk birbirinden sorumlu olduğunda bahsedilir. Zira ilmin ifşasından önce her birine tek tek “dostunu kendin gibi sev” kuralı olan başkalarını tam anlamıyla sevmeyi üzerlerine alıp almayacakları sorulmuştu (Madde 2 ve 3’de açıklandığı gibi burada detaylı inceleyin). Bunun anlamı
1) Baal HaSulam – 47. Mektup Dolayısıyla, her şeye rağmen dostları sevmenin geçerliliğini sana hatırlatmama izin ver çünkü var olmamız ve yaklaşan başarımızın ölçüsü buna bağlıdır. Bu nedenle, tüm hayali yükümlülüklerden vazgeç ve kalbini, sizi gerçek anlamda birbirinize bağlayacak ve bir yapacak taktikleri bulmaya ve düşünmeye doğru yönlendir,
“Halkın ruhunun memnun olduğu herkes, Yaradan’ın ruhu ondan memnundur.” Anlamalıyız zira dünyada halkın ruhunun memnun olmadığı aksine nefret ettiği pek çok erdemli insan vardır. Ayrıca, eğitimsiz insanların bilgenin öğrencilerinden nefret ettiği bilinmektedir. Bilgelerimiz, “Kasaba halkının, Yukarının meselelerinde kendilerini ikaz etmediği için sevdiği bilge öğrencisi” dediler. Ancak komşunuzu ikaz
“Emin olun, bir kişi bir yemek için çabalamaz ve onu kaçırır.” (Ketubot 10). Şöyle yorumlamalıyız ki; bir kişi yalnız Lo Lişma [Onun uğruna değil] çalışabileceğinden, doğası kendisi için alma arzusu olduğundan, eğer Lo Lişma niyetine çok zaman ve çaba ayırırsa sonunda hayatı boyunca yaptığı tüm çalışmadan ne çıkacağını
“Kişi, yalnızca kalbinin arzuladığı yerde öğrenir.” (Avoda Zarah 19). Bir kişinin neden özellikle kalbinin arzuladığı yerde öğrendiğini anlamalıyız. Bu kurala göre bir kişi özellikle istediği yerde öğrenir, buradan bunu istemeyen bir kişiye etik öğretmenin imkânsız olduğu sonucu çıkar. Kişi öğütler duymak istemediğine göre, biri dostunu nasıl uyarabilir? Ayrıca
“İnsan ”’Ve Tanrı,’ İnsan yapalım ‘dedi” yazıldığı gibi Tora’da yaratıldı. Yaradan Tora’ya ‘Ben insanı yaratmayı istiyorum.’ dedi. Tora O’na ‘Bu insan günah işleyecek ve seni kızdıracak.’ dedi. Eğer Sen, ona karşı sabırlı değilsen, o dünyada nasıl kalacak? ”Ona, ‘Sen ve ben onu dünyaya yerleştireceğiz zira öfkede yavaş.’ olarak
28 Mart 1962 “Rav Hiyya, ‘Şarabına yerleşen her kimse yetmiş ihtiyarın bilgisine sahiptir. Şarap yetmiş harfte verildi ve yetmiş harfte bir sır verildi; şarap girdiğinde, bir sır çıkar.” (Iruvin 65). RASHI, “Şarabına yerleşti”yi şöyle yorumladı: “Şarap içer fakat aklı bulanmaz.” Bir sır vardır, çünkü sırrı açığa çıkmayan kişi,
“Raba Bar Rav Huna,” içinde Tora olan, ancak cennet korkusu olmayan herkes, iç anahtarların verildiği ancak dış anahtarların verilmediği bir hazinedar gibidir. İçeri girebilir mi? “Rav Yannai şöyle bildirir,” Darta’sı [Aramice: avlusu / evi] olmayan yine de Darta için bir Taraa [Aramice: geçit / kapı] yapan birine yazık.”
“Derecede yüksel, bir nedime seç.” Yani, bir dostunu senden daha yüce kabul et. “Derecede alçal, bir eş seç.” (Yevamot 63a). Başka bir deyişle Yaradan’a bağlanmak isteyen bir kişi gurur duymalıdır – “Dostunuz ve babanızın dostu yüz üstü bırakmaz.” anlamında -“Kalbi Efendi’nin yollarında yüksekti.” yazıldığı gibi. Daha sonra, kesinlikle
“Gelinin ödülü – baskı” (Berahot 7). “Gelin” inanç anlamına gelir ve tüm faydası, bir kişi Tora ve Mitzvot’ta [emirler] baskı hissettiğinde, inancı mantık üstünde kabul edebileceği bir yere sahip olmasıdır. “Duymanın ödülü – anlayış.” Tora’nın “duyma” olarak adlandırılan ödülü özellikle bilgidir, inanç değil, çünkü kişi Tora’yı öğrendiğinde fakat
“Bir keresinde malum bir adam, ona binlerce farklı pap (çeşitli yiyecekler) yapmanın yolunu öğretmesi için kölesini arkadaşına verdi, fakat arkadaşı ona sekiz yüz tane öğretti. Bu yüzden onu hahamın huzurundaki bir davaya celp etti. Haham dedi ki, ”Babalarımız ‘Bizler iyiyi unuttuk.’ Dedi.” (yani onlar zaten görmüşlerdi ama şimdi
“Babanın ahlak dersine kulak ver oğlum ve annenin öğrettiklerinden vazgeçme.” Musar [ahlak], Yesurim [ıstırap / ıstıraplar] anlamına gelen “Kişi oğluna Yiser vermelidir- yani Yesurim (acı- ıstıraplar)” ayetinden gelmektedir. Potansiyel ıstırap ve gerçek ıstırap vardır. Bu, kişinin bir şey yapmanın yasak olduğunu ve emre itaatsizlik ederse mesela suçtan kırbaçlanarak