Mektup 28
7 Ocak, 1957, Manchester Dostuma, Aralık ayında gönderdiğin mektubunu okudum, kısa ve öz cevaplayacağım. Daha önce yazdığım gibi hafifletilmiş yargılar vardır. Yaradan’ın sarayına girmeye hazırlanırken anlamamız gereken şudur ki, kişi bazen bayağılık aşamasında olduğunu hisseder, yani Manevi çalışmasını yerine getirmez ve dünyasal düşüncelere dalar. Bu sırada kişi çaresiz
Mektup 27
18 Aralık 1956, Manchester Dostlarıma, ömürleri uzun olsun, Sizden …’dan kısa bir mektup haricinde mektup almayalı uzun zaman oldu. Her gün çalışmamızı yenilemeli, geçmişi unutmalıyız. Bu demektir ki, eğer daha önce başaramadıysak, yeniden başlamalıyız. Bu bir tüccarın durumuna benzer: Eğer başarılı olmayan bir işi varsa, işini kapatır ve
Mektup 26
7 Aralık, 1956, Manchester Erdemlik ve merhametle taçlandırılmış tüm dostlara, Bu sabah mektubunuzu yirmi şekel ile beraber aldım. Size Hanuka ile ilgili atalarımızın “Hanuka nedir? Hanu Ko (oraya kadar (burası) mola)” sözüyle ilgili Baal HaSulam’ın açıklamalarını yazacağım. Baal HaSulam der ki, iki derece vardır: 1) Ko, 2) “Bu”.
Mektup 25
23 Kasım 1956, Manchester Dostlarıma, ömürleri uzun olsun Sizinle beraber olsaydım çok mutlu olacaktım, fakat zaman buna sebep olduğunda ne yapabilirsiniz? Ancak zamanın engel olmadığı yerine getirmemiz gereken Emirler (ıslahlar/sevaplar) var, yani zamanın ötesine geçen şeyler. İnsan zaman ve mekânla sınırlıdır. Fakat kişi Yaradan’a yakınlaşmaya özlem duyarsa, zaman
Mektup 23
Ağustos 1956, Manchester Dostlarıma, ömürleri uzun olsun Yeni yılın yaklaşmasıyla dostlarıma da yakınlaşmak istiyorum. Kendimizi genel kurtuluşla, O’nun krallığının ihtişamının tüm yeryüzüne ifşasıyla ve uzakta olanların duyup geleceği şekilde ödüllendirilmek için güçlendirmeliyiz. Kutsallıktaki çalışmadan uzak olduğunu hissedenler duymakla ödüllendirilecektir, şöyle yazdığı gibi “Zavallıyı tozdan yükseltir, sefili çöpten kaldırır.”
Mektup 22
7 Temmuz 1956, Manchester Dostuma, Karanlık ve aydınlık zamanlarından bahsettiğin mektubunu okudum. Bil ki dostum, bu yol Tora’nın (Manevi öğretinin) yoludur, şöyle denildiği gibi, “Acı dolu bir yaşamın olacak.” Üç çeşit yaşam vardır: 1) Günahkârın “ölüm” denilen yaşamı. 2) “Acı dolu yaşam” denilen Yaradan’ın yolunu izleyenlerin yolu. 3)
Mektup 21
7 Temmuz, 1956, Manchester Sizden her hafta mektup alamadığıma şaşırıyorum; Ben İsrail’deyken Tora çalışmasına gelirken yaptığınız bacak çalışmasını şimdi kol çalışmasına döndüreceğinizi, yani mektup yazacağınızı düşünmüştüm ama belli ki hala o noktaya gelmemişsiniz. Aranızda bunu tek başaran… Benim cevap vermemi beklemeden ne yapması gerekiyorsa yapıyor, umarım nasıl davranması
Mektup 20
15 Haziran1956, Manchester Öğrencilerime, ömürleri uzun olsun Yakın zamanda …’nın mektubunu aldım, tüm mektupları özetleyerek cevaplayacağım. Böylece grupta ileri yaşta olanlar, sorusunu yazıya dökemeyenler için tatmin edici cevaplar vermiş olacağım. Baal HaSulam’ın ona yazmayı nasıl öğrettiğini hala hatırlıyorum, eminim o da hatırlayacaktır. Yazmayla ilgili Baal HaSulam şöyle der,
Mektup 19
15 Mayıs 1956, Manchester Dostuma, Mektubunu aldım, Sulam’ın giriş bölümünde açıklananla ilgili olarak yazdıkların hoşuma gitti, ben de senin boşluklarını dolduracağım. Bu konuyu soru olarak ele alacağım: Ari’nin yazılarında yazılıdır ki, dünyaların realitesi vardır ve orada Masahim (perdeler), Hitpaştut (genişleme), Histalkut (ayrılma), Ohr Pinimi ve Ohr Makif’le beraber
Mektup 17
Kalbimin zincirlerine bağlanmış tüm dostlarıma merhaba, Kızımın düğünü nedeniyle şimdiye kadar cevaplamaya vakit bulamadığım 29 Aralık tarihli mektubunuza cevaben yazıyorum. İlk sorunuz şuydu, “Neden Yakup, babamız, bir melek kanalıyla oğullarını kutsadı?” ARI’nin açıkladığı gibi, Tzadikim’in (erdemli) NRN’si, üç dünyanın— Beria, Yetzira, Assiya— içselliğidir. Ruhların kökü Beria dünyasındadır, Ruah
Mektup 15
3 Aralık, 1955 Nasıl olur da Yakup güzel olduğu için Rahel’i Leah’dan daha fazla sever? Atalarımız şunu sorar, “Kim güzelliği için bir kadınla evlenir ki?” Cevap: Tora bize Yaradan yollarını öğretir. Çalışmada iki anlayış vardır: 1) Hohma, 2) Hassadim. Hohma, görmek ve bilmektir ve ona “ifşa olan dünya”
Mektup 14
21 Kasım 1955, Londra Öğrencilerime, ömürleri uzun olsun, Görüyorum ki benimle karşılıklılık içinde olmak istiyorsunuz, yani mektuplarınızı hemen cevaplamazsam, inanıyorsunuz ki kendinizi mazur gösterebilir ve bana yazmaktan kaçabilirsiniz. Aslında haklısınız; çok sık yazamamam benim hatam. Yaradan’ın bana tüm hatalarımı düzeltme fırsatını vermesi için dua ediyorum. İsrail’e dönmeden önce
Mektup 13
20 Ekim1955 Londra Tüm öğrencilerime, Yaradan sizinle olsun Rabbi…’nın mektubunu aldım, tüm sorularınızı genel olarak cevaplayacağım. Gemarah’da şöyle yazılıdır, “Bir bilge Rabbi Yohanan’ın önünde durur ve ‘Tora ve iyi amellere bağlanan ve oğullarını gömen herkesin tüm günahları affedilir,’ der.” Bu demektir ki, kişi Tora ve iyi amellere bağlanmaya
Mektup 12B
Ekim 1955 Dostlarıma, ömürleri uzun olsun Yeni bir haberim yok, dilerim Yaradan yolumu açar. Size Rav Deslerinin öğrencileriyle “inancın gölgesi” denilen, Sukkah’la (Sukkot bayramındaki baraka) ilgili yaptığı konuşmanın özetini yazıyorum. Sukkah demek samandan dam demektir ki bu ambar ve şaraphane israfıdır. Sazdan dama “örtü,” örtüye ise “yüzün gizliliği”
Mektup 12A
10 Ekim, 1955, Londra Dostuma, Gateshead halkına yönelik mektubunu dün aldım. Bu arada Londra’daki dostlara mektubunu gösterip, sana cevap yazmaları için onları teşvik ediyorum. Bu başarılı olursa, hem maddesellik hem de maneviyat için büyük yarar sağlayacak. Şimdi sana merhum Rav Deslerinin “inancın gölgesi” ile ilgili öğrencileriyle yaptığı konuşmanın
Mektup 10
24 AĞUSTOS 1955 Dostlarıma, Kimseden tek bir kelime dahi almamış olmama şaşırdım. Her birinizin çalışmasını, yani amellerinizdeki özeni göreceğimi düşünmüştüm, şöyle yazıldığı gibi, “Sen’in cennetlerini, Sen’in parmaklarının çalışmasını göreceğim için.” “Sen’in cennetlerin,” Yaradan çalışması demektir. Onlar, “Sen’in parmaklarının çalışması” ile yani Şehina’yı tozdan kurtarma çalışması ile tanınır, “Her
Mektup 9
5 Ağustos 1955, Londra Dostlarıma, ömürleri uzun olsun, “İnsanın ayağının altında çiğnenen Mitzvot; O bunu bitirmek için gelecek,’” Baal HaSulam bunu insanın ayağıyla çiğnediği ve hiçe saydığı inanç olarak yorumlar. Bunu daha net anlamak için atalarımızın sözlerini açıklığa kavuşturalım, bunlar onların sözleri: “‘Bunu bitirmek için gelecek,’ yani ‘Neden
Mektup 7
24 Nisan 1955 Merhaba, ulusun şimdilerde yüzyüze kaldığı gölgeler ve bulutlara karşı dik duran dostlarıma en iyi dileklerimle. Bu zamanda dünyamıza inen büyük gizlilikten sonra, dostların Baal HaSulam’dan aldıkları Efendi’mizin ışığının kıvılcımları halen daha kalplerinde parlıyor; onlar kalpteki noktalarını nasıl koruyacaklarını biliyor ve ebedi kurtuluşu bekliyorlar. Nisan’ın 23’ündeki
Mektup 6
15 Nisan, 1955, Londra Öğrencilerime, …’nın mektubunu aldım, konuyu olabildiğince detaylı bir şekilde yorumlaması iyi olmuş. Beni bilgilendirdiği geri kalan konularla ilgili olarak da yakında her şeyi açıklığa kavuşturmayı umuyorum. Mişnah şöyle der, “Herkes görme ile yükümlüdür,” yani herkes Tapınak’ta görülmek zorundadır, şöyle yazıldığı gibi, “Tüm erkekleriniz görülmüş
231- Alma Kaplarının Saflığı
Tevet, Ocak 1928, Givat Şaul’da (Kudüs) duydum Bedenin keyif aldığı her şeye karşı temkinli olmalıyız. Kişi bundan pişmanlık duymalıdır zira alma yoluyla Yaradan’dan uzaklaşır çünkü Yaradan Verendir ve eğer kişi bir alıcı olursa, böylece form eşitsizliğine girer. Maneviyatta, form eşitsizliği uzaklıktır ve bu durumda kişi Yaradan’la Dvekut’a
228- Etten Önce Balık
21 Şubat 1947’de duydum, Tiberya. Yemekte ilk önce balık yeme nedenimiz, balığın bedavaya, herhangi bir hazırlık gerektirmeden verilmesi yüzündendir. Bu nedenle, onun için herhangi bir hazırlığa ihtiyaç duyulmadığından, ilk başta yenir. Yazıldığı üzere; “Mısır’da bedavadan yemeğe alışmış olduğumuz, balığı hatırlarız”. Ve Zohar “Bedava” olmayı, Mitzvot’suz diye açıklar ve
223- Kıyafet, Çuval, Yalan, Badem
Duydum “Hiç kimse Kral’ın kapısından içeri çuval bezinden yapılan bir kıyafet ile giremez.” Bu şu anlama gelir; kişi kendisini uyandırdığında Yaradan’dan ne kadar uzakta, itaatsizlik, günah ve suç ile dolu olduğunu, Yaradan’a tutunamaz veya Yaradan’dan herhangi bir kurtuluş alamaz durumda olduğunu görür. Çünkü çuval bezinden bir kıyafeti vardır
218- Tora Ve Yaradan Birdir
Duydum “Tora ve Yaradan birdir.” Elbette çalışma sırasında onlar iki ayrı şeydir. Dahası, birbirleri ile çelişirler. Bunun nedeni, Yaradan’ın anlayışına gelmek Dvekut’tur (bir olmaktır) ve Dvekut O’na eşdeğer olmak ve gerçekten iptal olmak anlamına gelmektedir. (Ve kişi daima azıcık bir Dvekut’a sahip olduğu bir zamanın var olmuş olduğunu,
184- İnanç Ve Akıl Arasındaki Fark
Duydum, 14 Şubat 1949 İnanç ve akıl arasındaki fark. İnancın bir avantajı vardır, bedene daha yakın olduğu için bedeni akıldan daha fazla etkiler. İnanç Malhut olarak kabul edilir ve beden Malhut’la ilgilidir; dolayısıyla onu etkiler. Akıl ise, Üst Dokuz’a atfedilir ve bu nedenle bedeni etkin bir biçimde etkileyemez.
178- Adamın İçindeki Üç Ortak
Zohar’ın Dokuzuncu Bölümü’nün tamamlanmasının kutlandığı yemek sırasında duydum, 9 Mayıs 1951. İnsanın içindeki üç ortağa ilişkin: Yaradan, baba ve anne. Ve orada dördüncü bir ortak olduğunu söyledi: yeryüzü. Eğer kişi yeryüzünden besin almazsa devam edemez. Yeryüzü, genellikle HB TM olarak adlandırılan dört anlayışa sahip olduğu düşünülen, Malhut olarak