20- Lişma [O’nun rızası için]
1945’te duydum. Lişma’ya [O’nun rızası için] dair. Kişinin Lişma’yı edinebilmesi için yukarıdan bir uyanışa ihtiyacı vardır, çünkü bu yukarıdan gelen bir aydınlanmadır ve insan aklının anlayabileceği bir şey değildir. Aksine, tadına varan bilir. Bu konuda şöyle denir: “Tadın ve görün, Efendi iyidir.” Bu nedenle, kişi, cennetin krallığının
30- En Önemlisi Sadece İhsan Etmeyi İstemektir
Şabat Vayikra‘dan sonra duydum, 20 Mart 1943 En önemlisi, O’nun yüceliği nedeniyle ihsan etmek dışında bir şey istememektir, zira her türlü alma kusurludur. Almaktan vazgeçmek mümkün değildir, ancak diğer uçta yer almak, yani ihsan etmek mümkündür. Hareket ettirici güç, yani genişleyen güç ve çalışmaya zorlayan güç yalnızca yüceliktir.
105. Piç Bir Bilge Öğrenci Sıradan Bir Baş Rahipten Önce Gelir
Heşvan 15, 1 Kasım 1944, Tel-Aviv’de duydum “Piç bir bilge öğrenci, sıradan bir baş rahipten önce gelir.” Piç, yabancı bir tanrı, zalim anlamına gelir. Bu, piçliğe işaret eder. Bir kişi başka tanrılara yönelme yasağını ihlal ettiğinde, ondan bir piç doğar. Başka tanrılara yönelmek, kişinin kendisini Sitra Ahra [diğer
102- Ve Sen Narenciye Ağacının Meyvesini Alacaksın
Uşpizin de Yusuf’ta [Sukot] duydum, “Ve sen… bir narenciye ağacının meyvesini alacaksın” ayeti, “meyve veren ağaç” olarak adlandırılan erdemli anlamına gelir, Keduşa [kutsallık] ile Sitra Ahra [diğer taraf] arasındaki tüm fark budur, “başka bir tanrı kısırdır ve meyve vermez”. Öte yandan, erdemli, meyve verdiği için Hadar [turunçgil/süs]
84- “Adamı hayat ağacından da almasın diye dışarı attı.” Ne Demektir?
(24 Adar’da duydum, 19 Mart, 1944) Yazıldığı üzere: “Ona dedi ki: ‘Neredesin?’ Ve o dedi ki: ‘Sesini duydum… Ve korktum. Çünkü çıplaktım ve gizlendim.’ Elini uzatıp, hayat ağacından da almasın diye… ‘Adamı’ dışarı attı.” Âdem´in korkusunu anlamamız gerekir. Çıplak olduğunu gördüğü için o kadar büyük bir korkuya kapıldı
Ulus
BİREY VE ULUS Biz insanlar sosyal varlıklarız. Hayati ihtiyaçlarımızı, başkalarından yardım almadan karşılayamayacağımız için, var olmak için pek çok ortaklık yapmamız gerekir. Burası, ulusların evrimlerini incelemenin yeri değildir ve realiteyi ancak gözümüze görünen haliyle çalışmak için yeterli olabiliriz. Şu kesindir ki ihtiyaçlarımızı kendi başımıza karşılayamıyoruz ve bu nedenle
Son Neslin Yazıları
SON NESLİN YAZILARINA GİRİŞ Çölde aç, susuz kalmış birkaç dostla ilgili bir hikâye vardır. İçlerinden biri her türlü hazla dolu bir köy bulmuş. Çölde kaybolan dostlarını hatırlamış ama birbirlerinden ayrı düştüklerinden nerede olduklarını bilmiyormuş. Peki, ne yapmış? Belki zavallı dostları duyup, bu her türlü hazla dolu yeri bulurlar
Altıncı His
Psikologların yapmış oldukları araştırmalar neticesinde, dış dünyamızdan aldığımız bilgileri tasnif ve yorumlamak sürecini, İDRAK Dediğimiz anlamak yeteneği işletmektedir. Başka bir deyimle Psikologlar bize ÖN BİLGİYE İhtiyacımız olduğunu söylemektedirler. Tarih boyunca Felsefe ve İlim beşeriyetle birlikte ilerleyerek geliştiklerini görüyoruz. Günümüzde İlim ve Felsefeyle uğraşan aydınlar ve âlimler etrafımızı saran dünya gerçeklerini
61. Onun Etrafında Şiddetli Fırtınalar Olur
9 Nisan, 18 Nisan 1948’de duydum Bilgelerimiz, “Onun etrafında şiddetli fırtınalar olur” ayeti hakkında, Yaradan’ın erdemlilere karşı saç teli kadar titiz davrandığını söylerler. O sordu: “Eğer onlar genel olarak erdemli iseler, neden böylesine sert bir cezayı hak ederler?” Mesele şudur: Dünyalarda bahsettiğimiz bütün sınırlar alıcıların bakış açısından kaynaklanır;
37- Purim için Bir Makale
1948’de duydum. Megilla‘daki birkaç kesin ifadeyi anlamamız gerekir: “Bu olaylardan sonra Kral Ahaşveroş Haman’ı terfi ettirdi” diye yazar. “Bu olaylardan sonra”nın yani, Mordehay’ın Kral’ı kurtarmasından sonrasının ne anlama geldiğini anlamalıyız. Öyle görünüyor ki, Kral’ın Mordehay’ı terfi ettirmesi gerekiyordu. Ama ne diyor? Haman’ı terfi ettirdi. Ester, Kral’a, “Ben ve
60. Günah Aracılığıyla Gelen Mitzva
Tetzve 1, 14 Şubat 1943’te duydum “Günah aracılığıyla gelen Mitzva”, bir kimse yaptığı çalışmayı yalnızca ödül almak niyetiyle yaparsa ortaya çıkar. Bu durumda çalışma ikiye ayrılır: A. Çalışmayı kabul etmesi, buna “Mitzva” denir. B. Niyeti: Ödül almak. Bu ise “günah” olarak adlandırılır, çünkü alma arzusu insanı Keduşa’dan [kutsallıktan]
172- Engellemeler ve Gecikmeler Meselesi
Pesah 7’de, 20 Nisan 1949’da, Tel Aviv’de duydum Gözlerimizin önünde beliren tüm engeller ve gecikmeler sadece bir yaklaşma biçimidir – Yaradan bizi yaklaştırmak ister ve tüm bu engeller bizi sadece yaklaştırır, zira onlar olmadan O’na yaklaşma imkânımız olmazdı. Bu böyledir çünkü doğamız gereği daha büyük bir mesafe
58. Mektup
1932, Kudüs Işığı sonsuza kadar yanacak olan yüce rav’a…, “Yememeni emrettiğim ağaçtan yedin mi?” ayetiyle ilgili soru şuydu “‘Tora’daki Haman nereden gelir’ sözü neyi ima eder?” Soru şöyledir, “Yaradan’ın, kişiyi kendi arzusunun dışında ıslah edecek Haman gibi bir ulak göndereceğini Tora’da nerede buluruz?” şöyle yazdığı gibi, “Üzerine Haman
57. Mektup
1932, Kudüs Saygıdeğer öğrencime, mumu sonsuza kadar yansın, Mektubunu aldım. Kaçırmadıklarından dolayı değil, kaçırdıklarından dolayı üzüntü duymalısın. Kural şudur: Yaradan’a bağlı olan her şey berekettedir fakat yalnızca bayağı olanlar alma kaplarını etkiler çünkü bu onların, O’nun beklediği Keduşa’daki (kutsallık) ve arınmışlıktaki çalışmasıdır. Bu bizim endişe duyduğumuz bir şeydir—çaba
56. Mektup
1932 Sevgili … mumu sonsuza kadar yansın, Mektubunu bugün aldım ve anladım. Ama yine de söylediklerinle ilgili düşüncelerimi, henüz tam olarak anlamamış olsan da bildiğine inanıyorum. Bu sebeple sözlerim seni memnun etmeyecek ama gerçek yolunu bulur. Pek çoğu şöyle der, “Kim bana iyiyi gösterecek?” Ve çok azı onu
55. Mektup
1932, Kudüs Sevgili …, Bugün çocuklardan bahsettiğin mektubunu aldım, Yaradan onlarla olsun. Genel olarak mektubundan hoşnut kaldım. Seni yönlendiren bedensel konulardan bahsetmekten sakınmamana rağmen, senin de yazdığın gibi burada dikkat edilmesi gereken noktalar var. Bana iki yıldır bir şey yazmamış olduğun için kızgın ya da endişeli olduğumu söylemen
54. Mektup
1928 Ruh eşime, mumu sonsuza kadar yansın, Bugün, başına gelenleri ve VaYechi’nin (Yakup Yaşadı) dördüncü gecesiyle ilgili yazdığın mektubunu aldım: “Eğer ışık tüm bedenini sarmış olsaydı, tüm sıkıntılardan kurtulmuş olurdun.” Öyle görünüyor ki, seyahatinden önce sana söylediklerimi tam olarak anlayamamışsın: “Tora’yı edinme haricinde başka bir kurtuluş yoktur.” Sitra
53. Mektup
1928, Londra Ruh eşime, mumu sonsuza kadar yansın, Aslında, öngörmemiş olduğum aranızda ekilen ve büyüyen nefret ve ayrılıkla ilgili olarak benim daha çok çalışmama neden oldunuz. Her bir öğrenci, ebediyen yaşasın, bedenimin bir organı gibi ve ne yazık ki günahıma bağlı olarak onlar arasında barış hüküm sürmüyor. Dolayısıyla,
52. Mektup
1928, Londra …’ya, mumu sonsuza kadar yansın, Mektubunu aldım. …, “O’nu bulabiliyorken ara; O’na yakınken O’nu çağır,” ayetini benim için yorumlamış. Bu kafa karıştırır. Eğer Yaradan zaten kişiyle beraber ve ona yakınsa, neden O’nu arama ve seslenme ihtiyacı olsun ki? Ayetin Yaradan’la zaten daimi yakınlıkla ödüllendirilenlerden bahsettiğini söylemiş.
51. Mektup
1927, Londra İnançlı ruh eşlerime, Kutlama zamanımızın yaklaştığını burada işaret etmek isterim. Şöyle yazılmıştır, “Sen bütünüyle neşeyle dolacaksın.” Sanki şöyle söylenmeliydi, “Sen mutlu olacaksın.” Pek çok kez açıkladığım gibi, O’na tapınmadaki tüm zorluk, ibadet edendedir, aynı konuda daima zıtlık olduğundan, O’nun yalın eşsizliği, iki zıtlığı beden ve ruhu
50. Mektup
1927, Londra Değerli öğrencilerime, Yaradan sizinle olsun, Bugün almayı umduğum …’nın mektubu haricinde, Tora’daki edinimler ve Şoftim (Yargılar) bölümüyle ilgili tüm mektuplarınızı aldım. Yaradan çalışmasında edindiklerinizle beraber konuyla ilgili sorularınızı bana yazarsanız çok iyi olur. Size cevap vermem ve yorum yapmam ya da hiç yazmamam ve yorum yapmamam,
49. Mektup
1927, Londra Öğrencilerime, Yaradan onlarla olsun, Tora ve Mitzvot’da dile getirdiğim her ifadeyi bağlılıkla inceleme kararlılığınızı yerine getireceğinize güvendiğimden, sizden birbirinizi bütün gücünüzle sevmenizi, mümkün olduğunca dostların acısını ve neşesini paylaşmanızı rica ediyorum. Umuyorum ki, bu sözlerimi dinleyecek ve bunu tam anlamıyla yerine getireceksiniz. Tüm mektuplarınızı aldım fakat
48. Mektup
1927, Londra Öğrencilerime, Yaradan onlarla olsun, Bütün mektuplarınızı aldım, … aşağılanmasıyla ilgili olarak acısını ve ıstırabını paylaştığıma ve onu desteklediğime inanmalı. Bilmeli ki, kendinden daha fazla onun acısını hissediyorum. Eğer kendini güçlendirir ve dürüstlükle, “Yaradan bana acı verenlere izin verir,” diyerek Yaradan’ın hizmetkârı gibi hareket ederse, Yaradan onu
47. Mektup
1927 Sevgili …, sonsuza kadar, Mektubunu bugün aldım ve onda tek bir şey gördüm: bir saç teli kadar bile olsa senden uzaklaşmamın büyük korkusu. İnsanın doğasında gerçek bereketi diğer tarafa çekmek vardır. Korkunun bereketinin seni etkilediği yerde, daima ve sonsuza kadar kalbinin içine bak—kendini benden bir saç teli
46. Mektup
1927, Londra ……, Mektubunu aldım, …’nın sağlığının iyi olduğunun işareti el yazısını görmekten memnun oldum. Rav’ı bir Kabalist olarak görmediğiyle ilgili—benim de düşündüğüm gibi— söylenenlerle alakalı olarak, bunu kim söylüyor ve kim ravın Kabalist olduğunu düşünüyor bilmiyorum, sanırım saygıdeğer rav Tora sözlerimi desteklemesi için onun onayına özlem duyduğumu