Tammuz 15, Pinhas 1, 18 Temmuz 1943’te duydum
Haze’den yukarısı, yalnızca ihsan etme kapları olan Atzilut olarak kabul edilir. BYA, ihsan etmek için almak demektir; alt Hey’in Bina’nın bulunduğu yere yükselmesidir.
Çünkü insan, almak için alma arzusuna batmıştır; bu yüzden kendisi için almadan hiçbir şey yapamaz. Bu nedenle bilgelerimiz, “Lo Lişma’dan (O’nun rızası için değil) Lişma’ya (O’nun rızası için) geliriz” demişlerdir. Yani kişi, Tora ve Mitzvot ile meşgul olmaya “Bize bu dünyanın zenginliklerini ver” diyerek başlar, ardından da “Bize gelecek dünyanın zenginliklerini ver” der.
Bu şekilde öğrenirken kişi, Tora için öğrenmeye, yani Lişma’ya ulaşmalıdır. Bu, Tora’nın ona Yaradan’ın yollarını öğreteceği anlamına gelir. Bunun için önce Malhut’u Bina’da tatlandırmalıdır. Yani, “alma arzusu” denilen Malhut’u, ihsan etme olarak kabul edilen Bina’ya yükseltmelidir. Böylece bütün çalışması yalnızca ihsan etmek için olur.
Sonra ise onun için karanlık olur. Kişi, dünyanın üzerine karardığını hisseder; çünkü beden yalnızca alma formunda çalışmaya güç verir, ihsan etme formunda değil. Bu durumda onun için tek çare kalır: Yaradan’a, ihsan etme formunda çalışabilmesi için gözlerini açması adına dua etmek.
Bu, “Soru için kim ayakta duruyor?” ifadesinin anlamıdır. Bu, “Mi” [su] olarak adlandırılan Bina’ya işaret eder. Ve bu “soru”, “yağmurları sormak” ayetinden gelir, yani duayı ifade eder. Onlar “Bina’nın suyu” derecesine ulaştıklarında, işte o zaman onun için dua etmeye yer vardır.