7 Sivan, 14 Haziran 1948’de duydum
“Kader” mantık ötesi olan bir şey olarak adlandırılır. Yani, her ne kadar mantığa göre şöyle ya da böyle olması gerekse de, kader kişinin ellerinin işinde başarılı olmasına neden olur. Çünkü mantık, sebep ve sonuç olarak adlandırılır; yani bir sebep, sonucun bu şekilde ortaya çıkmasına yol açar. Ancak mantık ötesi olan durumda, ilk sebep sonucun nedeni değildir. Bu, mantık ötesi olarak adlandırılır ve biz buna, sonucu belirleyen kader diyoruz.
Bilinir ki bütün ihsanlar Hohma (Bilgelik) Işığı’ndan gelir. Hohma parladığında buna “sol çizgi” ve “karanlık” denir. Bu durumda bolluk tıkanır ve “buz” olarak adlandırılır. Bu, “liyakat, erdem” olarak adlandırılır; yani kişi ödüllendirilmiştir. Başka bir deyişle, bilgelik ışığının sebebi “liyakat” olarak adlandırılır; bu da sebep ve sonuç ilişkisidir.
Ancak “oğullar, yaşam ve rızık liyakate değil, kadere bağlıdır.” Bu da Hohma’nın özellikle orta çizgi aracılığıyla parladığı; orada Hohma’nın azaldığı ve tam da bu azalma sayesinde parladığı anlamına gelir. Bu azalma, “Masah de Hirik” olarak adlandırılır. Dolayısıyla Hohma, sol çizgi aracılığıyla değil, tersine bu azalma aracılığıyla parlar. Bu, mantık ötesi olarak adlandırılır ve işte bu, kaderdir.