“Karısı kendisine rızık sağlayan kişinin vay haline!” Rızık, bir kişinin hoşlandığı şey anlamına gelir; bu kişinin rızkıdır. Dünyada bolluğa sahip olan ve hiçbir şeyden yoksun olmayan, ancak yaşamdan sevinç duymayan ve yoksul olarak kabul edilen, yani rızıkları olmayan insanlar olduğunu görüyoruz. Başka bir deyişle, zevk alabilecekleri hiçbir şeyleri yoktur.
İnsan iki güçten oluşur: Biri aldığı, diğeri de verdiği şeydir; bunlar alma kuvveti ve ihsan etme kuvveti olarak kabul edilir. Kişideki ihsan etme gücüne “erkek” denir, yani tüm rızkını, yani hazzını başkalarına vermekten alan kişi anlamına gelir. Bunun tam tersi de vardır, yani tüm hazzını kendisi için aldığı şeylerden alır. Buna kadın anlamında “dişi” denir.
Bütün zevk ve haz almaktan kaynaklanıyorsa, “Karısı kendisine rızık veren kişinin vay haline” sözünün anlamı budur. Tzimtzum [kısıtlama] yerinde olduğu için buna “Vay haline” denir. Tersine, eğer hazzı ve zevki, yani rızkı başkalarının yararına çalışmaktan kaynaklanıyorsa, kişinin ulaşması gereken hedefe yani Yaradan’a hoşnutluk ihsan etme hedefine yakındır.